25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
'SAYFA CUMHURİYET 28ŞUBAT1995 SAU 12 DIZIYAZI Balkan usulü özelleştirme L. "Moskova hapşınnca Sofya nezle olur yatağa düşer." Bu çok bilinen şa- kayı. 1989 öncesi Bulgaristan'ın eleş- tirel bakabikn komünistlen. Bulgans- tan Komünıst Partisi ve onun tekelin- deki siyasal iktıdar için söylerlerdi. Meğer ılle de komünıst bir ıktidar gerekmiyormuş. Gorbaçov'la birlikte Sovyetler Birliği'nde esmeye başlayan "Bberalizm " rüzgârlan Bulgaristan'da kasırgaya dönüşmüştü. Doğu Avru- pa'da başlayan "sosyahzmden kapita- lizme dönüş"te pek çok ilk Sofya'da gerçekleştı. Ömeğin adını ilk değişti- ren parti. Bulgaristan Komünist Parti- si oldu. Program değişıklığinde de Bul- garistan Komünist Partisi ilk adımı at- tı. Özelleştirme dalgasi başladığında da Bulgarlar gene en baştaydı. O kadar ki önce özelleştirme başladı. "OzeUeştir- meyasası" (yani istim) sonra geldi. Moskova'yaen sadık komünist lider TodorJrvkov'un de\TİImesinden sonra başlayan refbrm programı kör topal yü- rümeye başladı. Ancak özelleştirmede en köktenci adım Başbakan Ljuben Be- ı w döneminde atıldı. "Toplu özeüeş- nrme" adı verilen bir programla o gü- ne dek bir sosyalist mülkiyet deneme- si olarak hemen tümü devletin ve yerel yönetimlenn, sendıkalann elinde olan büyük. küçük tüm işletmeler özelleştir- me kapsamına alındı. "Biletiiözelleştir- me" de denen bu yöntemle ilk ağızda 340 büyük sanayi ve ticaret kuruluşu- na alelacele birdeğerbiçıldi. Bu değer- lendirmeye göre bu işletmelerin top- lam değeri 110 milyar leva. Uluslara- . rası ölçüyle söyiersek 550 milyon do- 1 lar. 18 yaşını bitirmiş her Bulgar yurt- •• taşına hükümetçe, daha dogrusu özel- leştirme işlerini yürüten "Bulgaristan ÖzeUeştirme Ajansı"nca 25 bin levalık • hisse senedi bedava olarak verildi. Böylece her Bulgar yurttaşı istediği, il- gi duyduğu ışletmeden 25 bin levalık hisseye bedava kavuşabiliyordu. Buna ek olarak isteyenler 5000 leva değerin- de hisseye de isterlerse aynca sahip ola- biliyorlardı. Bu ilginç denemeyi biraz daha aynn- tılayalım. Bulgaristan'ın özelleştirme yasası uyannca işletmelerin hisseleri- nin yüzde 20'sinin çalışanlarda kalma- sı şart. O yüzden özelleştirme kapsamı- na alınan her işletmede çahşanlar, işlet- me sermayesinin yüzde 20'sine bedel- î siz olarak sahip olabiliyorlar. Tabii bu * hisseler daha sonra borsada serbestçe ^ işlem görecek hisse senetlen olarak alı- * nıp satılabilecekti ve alınıp satılıyorda. v Daha dogrusu satılıyor da... f Hasta öldü, cenaze ortada J Bu kadar elverişli, neredeyse "ar- mağan edilen" hisselere ragmen Bulga- ' nstan'da özelleştirme hedefine ulaşa- , madı. Ülkede üretim ürkütücü ölçüler- de düştü ve düşüş eğilimi onca tersine / beklentiye rağmen sürüyor. Leva, sü- '} rekli devalüe edilmesine rağmen defer '* kaybı önlenemiyorve Bulgar halkı hız- •* la "varoluş sının "nın altında bir gelir- •', leyaşamakzorundakalıyor. Birörnek: •'; 1994'ün ilk yansında leva yüzde 220 Ij değer yıtirdi. Sadece 1994 Martı'nda 'levanın değeri dolara göre 37.5'ten ,• 64.90"a tırmandı Bu da yetmedi, Bul- ;' ganstan'da "Kara salı" diye adlandı- •: nlan 29 Mart 1994 günü bir dolar 79 •l levaya fırladı. Düşüş sürüyor. ; Bu ekonomik çöküntü özelleştirme- ; den kaynaklanan beklentileri, de boşa • çıkardı. Özelleştırilen, en azından ça- • lışanlann kurduklan kooperatif mülki- 'yetlerine devredilen işletmeler acilen gereksinim duyduklan yapısal reform- • lan gerçekleştiremediler. Sonuç: Daha ehveni olamaz koşul- ' larla sunulan devlet işletmeleri müşte- 1 ri çikmadığından özelleştirilemedi. ; 1994 sonunda hâlâ devlet mülkiyetin- de bulunan 1420 önemli sanayi işlet- mesinden 210'u fiilen iflas etmiş, an- cak yapay solunumla (devlet destegi ve , sübvansiyonu) ayakta durabilen işlet- , meler halindeydi. Geri kalanlan içinse ; "fiili iflas" sadece bir zaman sorunu. ; Burada Balkan usulü bir gariplik ya- şanıyor. Bu işletmeler serbest piyasa '• ekonomisi uygulayan. devletin ekono- minin bütün alanlanndan çekilmesini . "amentü"bellemiş bir "überar ülke- de fiilen iflas etmiş durumdalar. Bir türlü iflas edemeyışleri, Bulgaristan parlamentosunun henüz "hias yasasTnı çıkaramayışından kaynaklanıyor. Bul- garistan'da (son seçim yenilgisine rağ- men) güçlü bir siyasal azınlıkJTürk azınlık) partisi olan "Hak ve Ozgür- lükler Harekerj"nın önde gelen üyele- rinden Abidov bu gülünç durumu " Ya- ALİZHDEN KAPİTALİZJHE DÖNU$ (Doğu Avrvpa'da özelleştirme) 3 Bulgaristan'da1994'ün ilk yansında leva yüzde 220 değer yitirdi. Sadece 1994 Martı'nda levanın değeri dolara göre 37.5'ten 64.90'a tırmandı. Bu da yetmedi, Bulgaristan'da ""Kara salı" diye ad- landınlan 29 Mart 1994 günü bir dolar 79 levaya fırladı. Düşüş sürüyor. • Bulgaristan'da özelleştirme, yapay yollarla özendirildi. Bedava dağıtılan hisselerden ibaret bir mülkiyette el değiştirmenin yeterli olduğu sanıldı. Ama büyük işletmelerde bu yapay yöntemler ürün vermedi. Özelleştirme sonrası l j GSYİÖ (ûnceki yıl: %) Î1990 1991 1992 1993 1994 9.1 16.7 12.4 6.2 5.1 Dış Borçlar (Milyar $) İ1990 10.0 İ1991 11.3 1992 12.9 1993 14.0 1994 15.1 Bulgaristan^ , işsiztik : {Btn kişı) ;199O 1991 1992 M993 1994 33 368 501 590 660 ~ V ni hasta çoktan mevta oldu. Lakin ce- nazeyi kaldıracak imam bulunamadı- ğından hasta vaşamaya mecburen de- vam ediyor" diye açıklıyor. Yağmadan pay alanlar Özelleştirmenin adeta bir yağma mantığı ile gerçekleştirilmeye başlan- ması yabancı sermaye akışını sağlaya- madı. Olkedeki siyasal istikrarsızlık (her yıl bir hükümet değişikliği) ve ekonominın altyapısındaki çürüme, ciddi yabancı yatınmcılann uzak dur- malarına yol açıyor. Buna karşılık yıl- lardır (Komünist Partisi iktidanndada) Sofya'da yuvalanmış mafya bu yağma- dan pay almakta gecikmedi. Özellikle Türk. Yunan ve Arnavut mafyalanyla, riske girip vurgun hayali kuran küçük ve maceraperest yatınmcılar, Bulgaris- tan'daki özelleştirme fırtınasından epey kârlı çıktılar. Maliye Bakan Yardımcısı Swjatos- low Gwarijski"nin açıkladığı sayısal ve- rilere göre son üç yılda Bulgaristan'a gelen yabancı sermaye 200 milyon do- lardan ibaret kaldı. Bunun 40 milyon dolan Federal Alman yatınmcılardan kaynaklanıyor. Buna karşılık 2584 iş- letme Türk, Arnavut, Yunan ve Italyan yatınmcılann (!) elinde. 1989'dan bu yana Bulgaristan'a uluslararası kredi kuruluşlanndan 2.2 milyar dolarlık kredi aktı. Kredilerin tümü de (beklenebileceği gibi) özel sektöre verildi. IMF'den 644 mityon dolar, Avrupa Yatınm Bankası'ndan 445 milyon dolar ve Dünya Banka- sı'ndan 316 milyon dolar. Bunlarla te- lekomünikasyon şebekesinin yenilen- mesi ve genişletilmesi ve ihracatın fi- nansmanı amaçlanıyordu. Üçüncü yıl biterken Bulaaristan'da, en basit tele- • Bulgaristan'da son derece elverişli, neredeyse "armağan edilen" hisselere karşın özelleştirme hedefine ulaşamadı. Ülkede üretim ürkütücü ölçülerde düştü ve düşüş eğilimi onca tersine beklentiye rağmen sürüyor. Bulgar halkı hızla "varoluş sının "nın altında bir gelirle yaşamak zorunda kalıyor. •Şu andatüm Doğu Avrupa'nın en liberal yatınm yasası Bulgaristan'da. Yabancı yatırımcılara işletmelerin yüzde 100'üne sahip olma hakkı açık. Arsa ve binalar üzerinde de herhangi bir kısıtlama yok. Bu, yabancı finans çevrelerinde bile "Sanayi yatırımından çok rant vurgununu özendiren bir yasal düzenleme" olarak değerlendiriliyor. yabancı fînans çevrelerinde bile "Sa- nayi yatınmından çok rant vurgununu özendiren bir yasal düzenleme" olarak değerlendırilıyor. Oysa Bulgaristan'ın özellikle eneıji ve ulaşım sektöründe geçmiş yıllarda gerçekleştirilmiş sağlam yapısal dü- zenİemeler sayesinde pek elverişli ya- tınm alanlan var: Deniz ve hava taşı- macılığı, besin, tütün ve kimya sanayii bunlann baştnda gehyor. Ancak özellikle Avrupa Birliği kay- naklan hâlâ daha fazla ımtiyazlar, da- ha çaplı siyasal ıstikrargüvenceleri ve daha geniş altyapı yatınmlanna devlet katkısı talep ediyor. Oysa 50 yıllık bir aradan sonra yeniden kapitalizmle ta- nışan Bulgarlar için artık sınıra gelin- di. Kımilerine göre katlanılabilirlik sı- nın aşıldı. ÖzeHe$tirmen»n ilk ürunleri Bulgaristan Ulusal Istatistik Daire- sı'nin 1994 sonunda yayımladığı sayı- sal verilertemel alındığında, 1989'dan bu yana serbest piyasa ekonomisi uy- gulayan Bulgaristan'daki sosyal koşul- lar. ek yorumlara ihtıyaç bırakmaya- cak düzeyde kötüleşmekte. 1994 sonu ıtibanyla Bulgaristan'da ortalama aylık ücret 95 dolar. Ekono- mik varoluş sının ise ayda 50 dolar ola- rak kabul edıliyor. 70 dolar da asgari geçim haddi. Şimdi Bulgaristan gerçe- ğine bu açıdan bakalım: Halkm yüzde 55'ı ayda 50 dolann altında gelire sa- hip. Emeklilerde bu yüzde 91'e ulaşı- yor. Bir başka veri demeti daha: Halkm sadece yüzde 6O'ı geçiminı çalışarak (yanı bir ış bulmuş ve ücretini alabili- yor) karşılıyor. Yüzde 22'sı emekli ay- İığıyla geçim kavgasında. Yüzde 6'sı işsizlik yardımı. çocuk parası gibi kay- naklardan geçiniyorveyüzdeö'sı, özel- leştirme dalgası sırasında kendilerine bedava olarak verilen hisse senetlennı satarak.. Deniz btter mi? Bulgaristan'da özelleştirme, yapay yollarla özendirildi. Bedava dağıtılan hisselerden ibaret bir mülkiyette el de- ğiştirmenin yeterli olduğu sanıldı. Hiz- met sektöründe ve kimi çok küçük iş- letmelerde (özellikle tanm işletmele- rinde) bunun orta vadede olumlu so- nuçlan görülebilir. Ama büyük işlet- melerde özellikle ağır sanayi yatınm- lannda bu yapay yöntemler ürün ver- medi ve Bulgaristan'ın ünlü ekonomis- ti Iwan Angelovv'un deyimiyle "deniz bitebUir." Bulgaristan gemisinin karaya otur- ması durumunda ıse artık imdada yeti- şecek "büyûk ağabey Sovyetler Birliği'' de kendisi himmete muhtaç olduğun- dan bir toplumsal çalkantı kaçınılmaz olur. Buna karşı hükümetçe önerilebi- len reçete şu: "Artan bir işsiztik ve üretim diişüşü- nü göze almak. halcn de\ let mülkhetin- deki büyük sanayi işletmelerinin bir an önce özelleştirilebilmesi için mali des- teklerin arttırüması, bu işletmelerin borçlannın de\letçe üstlenilnıesi. her- türlü sübvansiyonun kaldınlması ve iş- letmelerin uzmanlara bırakılarak siya- si parrilerin ve özellikle sendikalaruı ve yerel yönetimlenn işe kanşmalannın önlenmesi." Son cümle, Bulgaristan'da "demokrasinin gerekirse askıya ahn- ması" anlamına mı geliyor sorusuna yol açtı. Ve galiba son seçimlerde "li- beral politikalar şampiyonu" hükümet partisinin yenılgisının altında yatan ne- denlerden bıri de bu. Bulgaristan Sosyalist Partisi lideri- nin deyişiyle söylersek "Bu hedefler si- yasal bir isrikrar gerektirir. Ama bu he- defler. var olan sivasal istikran bile yok etmenin araçlan—" Yani nereye tükürülürse tükürülsün Bulgaristan'da ya bıyık, ya sakal ısla- nacak... fon haberleşmesı bile körtopal yürüyor ve ihracat habıre düşüyor. Dış borç ise oransal olarak Bulgaristan ekonomisi- nin taşıyamayacağı boyutlarda tırmanı- yor: 15 milyar dolar (1990'da 10 mil- yar idi). Özelleştirmeden beklenenlerin ger- çekleşmemesı Bulgaristan hükümetini yeni ve daha kökten bir özelleştirme yasası çıkarmaya zorladı. Şu anda tüm Doğu AvTupa'nın en lîberalyatınm ya- sası Bulgaristan'da. Yerli yatınmcılar için bir işletmenin ancak yüzde 60'ını devralmak mümkün. Yüzde 20'si çah- şanlarda, yüzde 20'si de devlette kala- cak. Aynca özelleştirme yoluyla dev- ralınan işletmelerin arsa ve binalan üs- tündeki haklarda da kimi kısıtlamalar var. Buna karşıhk yabancı yatınmcıla- ra işletmelerin yüzde 100'üne sahip ol- ma hakkı açık. Arsa ve binalar üzerin- de de herhangi bir kısıtlama yok. Bu, Yarın-. Madalyonun iki yiizü: Çekoslovakya GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANISIVAS1. İCRA MÜDÜRLÖĞÜ'NDEN 1994/2164 Satılmasına karar verilen gayrimenkulün cinsi. kıymeti, adedi. evsafr 1- Musmulınnak Mah. Pafta: 189-190, ada: 829, parsel: 3'te 13560.34 m2alanlı tariadır. Ancak imar hudutlan içinde olması ve yakın çevresı meskenleşmiş bulunması nedenıvle ıfrazı yapılmamış arsa karaktenndedir. Altyapısı kısmen mevcuttur. Şehir merkezine yakındır. Üzerinde yaklaşık 1000 adet 3-5 yaşlannda kavak dikme vardır. Yakacak odun olarak 30.000.000.- TL değeretmektedır. Tarlanın 1 m2 bölömünün serbest ahm değeri 80000.- TL'dir. Taria ağaçlannın toplam bedelı: 1.114.827.200 - TL. 2- Çarşıbaşı mahallesi pafta 223, ada: 2862, parsel: 1 'de bulunan 6 katlı betonarme binanın 3 kalındaki 1/23 arsa paylı (11) bağımsız bölüm no'lu daıredır Şehrın ticaret merkezindedir. Altyapısı tamdır. Beledıye hizmetlen mevcuttur İlk ve orta dereceli okullara,resrnidairelere, hasıanelere vasnasız gıdılip gelınebılır uzaklıktadır. Daire içinde, tabanı seramık 1 antre. 1 mutfak. 1 banyo, 1 tuvalet ile tabanı ahsap parke 1 salon, 2 oda vardır. ICaloriferlidir. Duvarlar yağlıboyadır, pencereler tek satıhlıdır. Çatı ahşap. üzeri sacdır. Dairenin muhammen bedeli: 800.000.000.- TL. SatışŞarılan. 1- Satış 3.04.1995 saİLgünü saat 1 no'lu gaynmenkul için: 15.15'ten 15.30'akadar, 2 no'lu gaynmenkul ıçın 15.30'dan 15.45'e kadar Sıvas 1. lcra Müdürlüğu'nde açık arttırma suretiyle yapılacaktır Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin %75'tni ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflannı geçmek şanıyla ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranm taahhüdü bakı kalmak şartıyla 13.4.1995 persembe gûnü Sıvas 1. lcra Müdurluğü'nde saat 15.15'te ikınci arttırmaya çıkanlacaktır. Bu arttırmada da rüçhanlı alacaklılann alacağını ve satıs masraflannı geçmesı şartıyla 0 /o40 arttırana ıhale olunur 2- Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin %20'si nisbetmde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermelen lazımdır Salış peşin para iledır, alıcı ıstedığınde 20 günû geçmemek üzere mehıl verilebilir. Dellalıyc resmi. ihale pulu, tapu harç ve masraflan aJıcıya aıttır Bınkmış vergıler satış bedelinden ödenir. 3- Ipotek sahıbı alacaklılarla dığer ılgililenn (+) bu gayrımenkul üzenndekı haklannı, hususiyle faiz ve masrafa daırolan ıddialannı dayanağı belgelerle on beş gün içinde daıremıze bıldirmeleri lazımdır, aksı takdırde haklan tapu sıcıli ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4- Satış bedeli hemen vcya venlen mühlet içinde ödenmezsc lcra vc İflas Kanunu'nun 133. maddcsı gcrcğincc ıhale fcshedılir Ikı ıhalc arasındakı farktan ve %30 faızden alıcı ve kcfıllerı mesul tutulacak vc hiçbır hükme hacct kalmadan kendilennden tahsıl cdilccektir 5- Şartname. ılan tanhınden ıtıbaren herkesin görebılmesı ıçın daıredc açık olup masrafı verildığı lakdirde ısteyen alıcıya bir orneğı gonderılcbılır. 6- Satışa ıştırak edenlerın şartnameyı göntıü!, ve münderecatını kabul etmı^ sayılacaklan, başkaca bilgı almak isteyenlerin 1994/2164 sayılı dosya numarasıyla memurluğumuza başvurmalan ılan olunur. (lclf.K 126)13.2.1995 (^)llgılılertabirincirtıfak hakkı sahıplcri dcdahıldır. Basın-8701 TÜRKİYE BtLİMLER AKADEMİSİ'NDEN BİLDtRİLıMİŞTİR Türkiye Bilimler Akademisi, Türkiye Cumhuriyeti uyruklu bilimcilerin, sosyal bilim alanlanndaki, seçkin araştırma, çalışma ve hizmetlerini degerlendirmek ve bir teşvik unsuru olmak üzere, bu yjldan başlayarak Bilim Ödülü, Hizmet Ödülü ve Teşvik Ödûlü adı altında üç tür ödül verecektir. Ödüllere aday olabilme koşullan, hangi kurum ve kişilerin aday gösterebileceği. aday önerilerinin nasıl değerlendirileceği ve benzeri konularla ilgiii ödül esasları, üniversite rektörlüklerine, sosyal bilimler alanındaki fakülte dekanhklanna, ilgili araştırma enstitüsü ve merkezlerine, ilgili bakanlıklara gönderilmiştir. Bu konularda, gerekli bilgi ve belgeler Atatürk Bulvan No: 221. 06100 Kavaklıdere-Ankara adresindeki Türkiye Bilimler Akademisi Başkanlığı'ndan da sağlanabilir. (Tel: 0312 467 67 89). Adaylık önerilerinin en geç nisan ayının son iş günü (28 nisan cuma) resmi çalışma saati sonuna kadar Akademi Başkanlığı'na ulaştınlması gereklidir. llgililere saygıyla duyurulur. Basın: 8915 ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇI OPUÇ AyımıZulüm Ayı mı? Babam, oruç ayında oruç tutanlann azlığını görünce: - Bu yıl ramazan garip geldi! derdi. Anam, daha eleştirel yaklaşırdı, bir düşünür gibi: - Eşeğl de bağla, akşama değin su, saman verme; o da oruç mu tuttu? derdi. Eski bir imam okurum geldi biiroya, anlatıyordu: - Bu ay, zulüm ayı oldu! Siz burada, Ankara'nın Kızıla- yı'nda, biradada gibiyaşıyorsunuz. Gidin Ankara'nın çev- resine de görûn, yollarda sigara içen tek kişi göremezsi- niz. Herkes korkudan oruçlu gibi dolaşıyor! O gün Bakanlıklar'dan Kızılay'a değin yürüdüm. Sigara elinde kimseyi görmedim. PTT'nin önünde genç, sigarası- nı avucuna almıştı, takılacak oldum: - Ooo, sigara içen bir sizi gördüm! Sigarayı hemen yere attı, ayakkabısının altında çiğnedi. - Dur bir dakika, benim amacım o değildi! dememe kal- madı. Çocuk beni de yobaz sanmıştı... Sabah'ın başyazan Güngör Mengi, Amerika'dan gelen "Dole" marka muzlan kötülemek için, "domuz gibi muz!" demiş, muza dokununca yurttaş, Güngör Mengi'ye göre, "domuza dokunrhuş gibi" olmuş! Içimden: Milyarların yediği domuz etini küçümsemenin, yüzde doksan dokuzu Müslüman (!) olan Türkiye'de haklı bir din sömürüsü olacağını mı düşünmüştü ne? Amerikan sena- törü Dole, Ermenılerden yanaymış da, muza giden paralar Enmenilere gidecekmiş! Işin içinde bir de ırkçılık kokusu mu var? Senatörle de bir ilgisi yok olayın. Mengü artık gülme- ce yazan mı oldu? Istanbul'da domuz eti işleyen dört fabrika, üç gün sürey- te kapatılmış. Zulüm ayından sonra açarlar mı ne bileyim? Aziz Nesin'ın, "Türk halkının yüzde 6O'ı aptaldır!'"sözü çok yankı yaptı. Ama, sözün başındaki, "domuzetiyeme- diğı için" sözleri, gazetelerde çıktığı gibi kaldı, unutuldu. Ne- den gerekçeyi unutmak istediler de "aptal" sözüne sanldı- lar, hâlâ anlayamıyorum! Oruç ayıpda, kan da döküldü. Geçen hafta ortasında, Marmara Üniversitesi'nin Göztepe Kampusu'nda, kendi- lerine "ülkücü" diyen "faşolar, oruç tutmayan örencilere saldırmışlar, sekiz kişiyi yaralamışlardı. Istanbul Üniversi- tesi'nde de benzen olaylar oldu. içimden "Elbette olur!" de- dim. Çankaya'da Süleyman Bey, hem laiklikten söz edip hem de oruç ayı boyunca "iftar"\ar verirse, onun arasından tüm politikacılarsökün ederse, dünkü "fe^o"lardan, yobaz- lardan ne bekliyorlar kı? "Yapmayın, etmeyin" diyerek önü- ne geçilebılir mi olayların? Sıvas'ta geçilebildi mi? Neden geçilemedi? Sıvas'ta olaylann önlenememesinde, Cumhurbaşkanlı- ğı'nın, Genelkurmay Başkanlığı'nın da bir sorumlulukları yok mu? Örneğin Başbakan'ın! Herkes, o zaman Erdal Bey'e yüklendı haksız olarak. Herkesin gücü Erdal Bey'e mi yetti? Çankaya'nın "iftar" çağrısına gitmeyen Türkiye Mühen- dis Mimar Odaları Bırliği'ne (TMMOB) kutlamalar yağdı. TMMOB'nin yönetım kurulu üyelerinin tümünün adını, baş- ta başkanları Yavuz Önen olmak üzere, "Ankara Notia- n"nda yayımladım. Bir ayda yaptığım en önemli işlerden bi- ri de, "Yücel Kanpolat'la Söyleşi" gibi -belki de- bu oldu! Bir tek Milliyet'te "Açık Pencere" köşesinde Melih Aşık, konuya TMMOB'den gelen bir düzeltme dolayısıyla değın- di. Kimi yazarlar, din sömürüsü iftarlara koşup nar şerbet- lerini içerek serinlediler! Eski MHP'Iİ, yenı Refah'çı, Ankara Beledıye Başkanı M.G., oruç ayı boyunca baskılarını sürdürdü mü? Beledi- yeye bağlı bir kuruluşta, oruç tutanlara ayn, tutmayanlara ayn yemekler çıktı. Zulüm ayının sonu geldıği için, son gün- lerin yemeklerini yazayım: 27 şubat pazartesi oruç tutan- lara; tas kebabı, yayla çorbası, mevsim salatası; aynı gün (dün) oruç tutmayanlara; karnabahar, makarna, yoğurt. 28 şubat salının (bugün) listesi: Oruç tutanlara; orman keba- bı, mantar çorbası, revani. Oruç tutmayanlara; nohut, sps- lu makarna, meyve... Oruç tutmayanlara bir ay et yok! Gün- gör Mengi ne der buna bilmem... Adil düzen(!) böyle böyle gerçekleşiyor işte... • • • Ankara'da, TMMOB'nin düzenlediği biranma toplantısı- na gıttim. Çankaya Belediyesi salonunda, Ahmed Arif, Enver Gökçe ile Hasan Hüseyin anıldılar. Ahmed Arif'i, onun yakın dostu hemşerisi Canip Yıldınmanlattı. Ahmed Arif'in şiitierini Devlet Tıyatrosu sanatçılanndan Oğuz Tunç okudu. Enver Gökçe üstüne Ömer Can konuşacaktı, tra- fik yoğunluğundan geç kalınca. Gökçe'yi sanatçı Erhan Gökgücü anlattı. Şiirleri de Erhan Gökgücü kendisi sun- du. Hasan Hüseyin Korkmazgil'i Mükremin Mungan an- lattı, Hasan Hüseyın'in şıiıienni Funda Gökgücü okudu. Güzel bir toplantı oldu. Dün de, "68'liler Lokali"nde üç ozan anısına bir kokteyl verdi TMMOB. Azime Korkmazgil den sevgi dolu, kısa bir mektup al- dım. Şöyle dıyor: "Sevgili yazar, sevgili Mustafa Ekmekçi, Dizi yazınızı, tam da Dr. Yücel'e (Kanpolat) ve kendinize yakışır bir görkemle bitirdiniz. Kafanıza, gönlünüze ve kaleminıze sağlık. Sizi ve Dr. Yücel'i, sevenlehniz için de kutluyor, teşekkür ediyoruz. Hepimiz, iyilik ve sağlık dileklerimizle sevgi, say- gı sunuyoruz. Korkmazgil'ler ve tüm Hasan Hüseyin 7 sevenler adına: Azime." Şubat ayı, sanki yitirdiklerimizin ayı gibiydi. Orhan Apay- dın'ı anma toplantısına gidemedim. Ankara'da, Büyük Tiyatro'da, Atatürkçü Düşünce Derneği, Hasan Âli Yücel için bir anma toplantısı düzenledi. Hasan Âlı Yücel'e, "Atatürk Ödülü"nü verdi. Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Merkezi'ne dün bomba kondu, bir ölü... Bombayı koyan "meczup' BULMACA 1 2 3 4 5 SOLDAJS SAGA 1/ Arap harfleriyle yazı lan bir yazı türü. 2/ Dağ keçisı... Çin ve Ja- ponya' da oynanan bir çeşit satranç. 3/ Tas- vir... lyice yanarak ateş durumuna gelmiş kö- mür ya da odun parça- sı. 4/ Köpek... Ilıman ve tropik bölgelerde yaygın olarak yetiştin- len, kavuna benzer meyveleri olan bir ağaç. 5/ Herhangi bir kuvvet alanından geçti- ği varsayılan güç çizgileri... "Ey- vâh bu bâzîçede bizler yine yan- dık / Zirâ ki - - - ortada bilmem ne kazandık" (Zıya Paşa). 6/Tü- ketim kooperatiflerinde yıl sonunda ortaklara dağıtılan fazla- lık. 7/ Antik Yunan mimarlığının üç biçeminden biri... Her yanı suyla çevrili kara. 8/ Kırmızı renkli bir elma cinsi. 9/ Üzerine yapı yapılmak için aynlmış yer... Gözleri görmeyen. YUKAR1DAN AŞAĞIYA 1/ Mevlevilik'te Mevlana'nm ölüm yıldönûmü gecesinde (17 aralık) yapılan anma töreni. II Açı ölçmeye ya da çizmeye ya- rayan araç... Tantalın simgesi. 3/ Kısık sesli küçük keman... Halı ya da kilim dokunan tezgâh. 4/Takım... Gövde heykeli.'S/ Bir çeşit Leh dansı. 6/ Bir cenel türü... Bir tarikatın ya da sa- natın kurucusu. II Kadına göre kocanın, kocaya göre kadının annesi. 8/ Ünlü bir Ispanyol ressamı... Devlet Güvenlik Mah.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear