23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
21 KASIM1995SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Oyları bölmeye çalışıyorlar İTO'da 3. aday spekülasyonuEkonomi Ser- visi- tstanbul Ti- caret Odası (I- TO) meslek ko- mitesi seçimleri- ni büyük bir fark- la kaybeden Müstakil Sanayi- ci ve İşadarnlan Dernegi (MÜSl- AD), şimdi de seçimi öncesi aday spekü- lasyonlan yapmaya başladı. MÜSİAD üyelerinin Atalay Şahinoğlu nun çev- resindeki muhafazakâr üye- lere. üçüncü bir aday çıka- cağı yolundaki açıklamalar- da bulunmalan, eski meclis üyelerini kızdırdı. Bu arada Şahinoğlu, dünkü meclis üyeligi seçimlerinden sonra başkanlığa bir adım daha yaklaştı. Dün yapılan ITO meclis üyeliği seçimleri. Atalay Şahınoğlu'na yakın isimlerin zaferiyle sonuçla- nırken. Şahinoğlu cuma günküseçimler öncesi avan- tajlı bir duruma geldi. MÜSİAD Başkan Yar- dımcısı ve bu kesimın müs- takbel başkan adayı Ali Bayramoğlu, dün yapılan seçimler sonrasında tTO meclisinde en az 50 kişilik bir gru- ba sahip olacakla- nnı öne sürerken karşı kesimden üçüncü bir aday çıkacağı şeklinde bazı duyumlar al- dıklannı iddia ederek. bunun kendilen için bir avantaj olduğunu kaydetti. MÜSİAD üyelerinin or- taya attığı üçüncü adayın, Iş Hayatıvla Dayanışma Der- neği (İŞHAD) tarafından desteklenecegi yolunda söylentilerin ortaya çıkma- sıüzerine eski IŞHAD Baş- kanı Mustafa Kahraman, derneklerinin Şahinoğlu'nu desteklediğıni belırterek, bir aday göstermelennin söz konusu olmadığını söyledi. Türkiye Odalar ve Borsa- larBirliği(TOBB)Başkanı Valım Erez, Atalay Şahi- noğlu'nu destekleyeceğini belirterek. "Bugüne kadar kimseyi yan yolda birakma- dım'" diye konuştu. Erez. iTO'daki bütün meclis üyelerinin eşit oldu- ğunu. ne İTO ne de başka bir odada aynının doğru ol- dugunu kaydetti. Adana Ticaret Odası ndan blok tepki: Atatürk rozetiyle oy loıllandılar ADANA (Cumhuriyet Güney İUeri Bürosu) - Ada- na Ticaret Odası "nın (ATO) dün başlayan seçimlerinde RP'nınde'stetdediği MÜSİ- AD'a karşı blok halinde tep- ki gündeme geldi. Toplam 10 dalda kendi adaylanyla seçime giren MÜSİAD'a tepkı olarak çok say ıda tacir. yakasında Atatürk rozetiyle gelerek oyunu kullandı. Istanbul Ticaret Oda- sı'nın geçen hafta yapılan seçiminin MÜSÎAD'a karşı bir ekip tarafından kazanıl- masının ardından ATO'da da benzer bir mücadele ya- . şanıyor. Yogun ilgi gören se- çimler nedeniyle odaya ka- yıtlı binlerce kişinin ilk kez oyunu kullandıgı gözleni- • yor. Dün sabahın erken sa- atlerinden başlayarak âdeta • izdiham yaşanan seçimler sırasında görüştüğümüz müteahhit aday Tuncav Ke- nanoğlu. "Önceki seçimler- de 2700 üyesi olan bir mes- lek grubu 100-150 kişiyle se- çim yapardı. Bugün yüzde 90*lan bulan bir katüım v-ar Bu düşündüriicüdür'dedı. Kenanoğlu. "Ticaret hacmi açısından 4. sıradaki Ada- na'nın bugün lO.sırayadüş- müş olnıasında kuşkusuz ki ATO vönetimin eksiteri rol oynamıştır" görüşünü dile getırerek raevcut Fethi Ka- mışlı vönetimıni eleştirdi. MUSİAD'a destek ve- renlerin bazılan giyim tarz- lan ve sakallanyla dikkat çekerken çok sayıda kişinin yakasına Atatürk rozeti tak- tığı görüldü. Adana Genç İşadamlan Derneği (AGİ- AD Başkanı N'urettin tzci, dernek olarak bütün üyele- re Atatürk rozeti dağıttıkla- nnı ve büyük talep olduğu- nu belirtti. Toplam 26 mes- lek grubundan 17 bin üye- nin bulunduğu ATO seçim- leri sırasında 52 kişilik oda meclisi seçilecek. Daha so- na 52 kişi. 11 kişiden oluşan ATO Yönetim Kurulu'nu belirleyecek. Bu 11 kişilik yönetim de ATO Başkanı'nı seçecek. İZTO ve EBSO'da seçim heyecanı MÜSİAD, Ege'de varlık gösteremediİZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)- lzmir'deki odalar meclis başkanlannı ve yönetim kurullannı oluş- turuyor. MÜSİAD'çıların varlık gösteremediği İZTO ve EBSO'da tüm gözler, se- çimlere çevrildi. tZTO ve EBSO'da çeşitli gruplann yaptığı bü- yük mücadeleye kar- şın her iki oda mecli- sinde de büyük deği- şıkJikler olmadı. Sürpriz isimlerin bu- lunmadığı seçimlerde MÜ- SİAD Grubu da bir varlık gösteremedi. MÜSİAD'çı- ların "tZTO'da ber komis- yona bir üye" çalışması ba- şansızlıkla sonuçlanmış ol- du. Komisyon üyelikleri se- çimlerinde büyük rekabetin yaşandığı lZTO'da şimdi meclis başkanlığı ve yöne- tim kurulu başkanlığı için kıran kırana bir mücadele yasanıyor. lZTO'da yönetim kurulu başkanlığına en yakın isim Ekrem Demirtaş. Demir- taş'a karşı şımdilik bir baş- ka aday çıkmadı. lZTO'da en büyük yanşın. meclis başkanlığı için ya- şanması bekleniyor. DYP lzmir Ikinci Bölge Milletvekili aday adayı Hasan Deıîizkurdu yeni- den adaylığını koyarken, Fa- tih Koleji Genel Müdürü Necdet Doğanata da bu kol- ruğa talıp oldu. Daha önce- den meclis başkanlığı için adaylığını koyacağı bildiri- len Necip Kalkan ve tbra- him Güdüm'ün de Doğana- ta lehıne yanştan çekilmesi beklenivor. TİM Başkanı: Vaatlere güvenmiyoruz îhracatçı, alacak peşine düştüANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Türkiye Ihracatçılar Birli- ği lcra Komitesi ile 52 îhracatçı birligi başkanı. hükümetin, 1 yıl- dır söz vermesine karşın 39 trilyon liralık alacaklan- nı ödemediğini OkanOğuz. belirterek, "Devietingüven- liriiği Ukesi zedeleniyor'" uya- nsında bulundular. lhracat- çılar, alacaklannın ödenme- mesinin zarannı Türk eko- nomisinin çekeceğini de vurguladılar. Türkiye Ihra- catçılar Meclisi lcra Komi- tesi ile 52 ihracatçı birliği başkanı dün yaptıklan ola- ğanüstü toplantıda, devlet- fen olan 39 trilyon liralık ala- caklannın ödenmesi için gi- rişim başlatma karan aldılar TIM Başkanı Okan Oguz. toplantıdan sonra yaptığı açıklamada. bu yıl ihracat- tan 22 mılyar dolarlık gelir elde edildiğini be- lirterek. "Siyasi otoriteden bu geli- rin olmaması du- njmıındanegibisj- kıntılar doğacağını düşünmelerini isti- yoruz" dedi. Hükümetin yıl- başından bu yana döviz kurlanndaki artışlan baskı altı- na aldıgını, düşük kur-yük- sek faiz politikası nedeniyle ihracattaki artışın yavaşladı- ğını. ithalatın ise patlama noktasına geldiğini belirten Oğuz, şöyle konuştu: "Gümrük birliğinc geçiş öncesinde, ağustosta ihraca- tın ithalatı karşıiama oranı vüzdt 74'ten yiizde 54'e ka- dar düşmüştür. Gümrük birliğiyle ithalatta artış bck- lenmektedir. Burada ihraca- tın öneminin düşünülmesini istrvoruz. Dış ticaret dengete- ri açısından ekonominin ge- leceği noktanın dikkate aJın- masj gerekİNor." Süte, SEK'in satışından sonra özel sektörün yaptığı indirim kadar teşvik geliyor Üreticiye teşvik aldatmacası AHMETÇELtK Sütte özel sektöre dolaylı teşvik geliyor Özel sektör üretıciden aldığı sütün fiyatı- nı 3 bin lıra düşürken. Tanm Bakanlığı'nın sütte kılo başı- na 3 bin lira teşvik karan al- ması imdada yetişti. Para Kredi Kurulu onaylarsa 1995 başında kaldınlan süt ve ette- ki üretim teşvikJeri yeniden yürürlüğe girecek. Kö\-Ko- op Başkanı Erdoğan Kantü- rer, sütte kılo başına 3 bin li- ra olarak önerilen teşvikin özel sektörün düşürdüğü fi- yat kadar yükü devletin sırtı- na yüklemesi anlamına gel- diğini savunurken. Türkiye Süt. Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği ('SETBİR) Başka- nı Doğan Vardarh ise. "Delikli kuru- şu üreticinin cebinden başka hiçbir «re gitmeyen tek teşvik bu. İlk kez Tanm Bakânlıği taraftndan doğru bir öneri veriliyor. 6 trihonun tümü üre- tkinin cebine gjrecek" diye konuştu. Teşvik onaylanırsa üreticiye veril- mesi planlanan kilo başına 3 bin lira- lık ekstraparanın sanayici tarafından peşin peşin alındığına dikkat çeken Kantürer, **G«çen yıl kilo başına 2 bin lira olan teşvik 1 Ocak 1995"ten itiha- ren kaldınldı. Şimdi gelecek teşvik onay lansa bile ne kadar süreceği bel- SEK'ten sonra fivatlan 3 bin lira düşüren özel sektör. üreticinin tepkisini çekti. Bakanlık ne istiyor? Tanm Bakanlığı, Para Kredi Kurulu kabul ederse süt ve et üretiminin arttınlması amacıyla kilo başına kırmızı et için 20 bin lıra. beyaz et için 8 bin lira ve süt için de 3 bin lira teşvik primi ödenmesinı planlıyor. Bakanlığın önerisi kabul edilirse yıllık 1.5 milvon ton süt için 6 trilyon lira ve 300 bin ton et üretimi için de 6 trilyon lira olmak üzere toplam 12 trilyon liralık teşvik verilecek. li değil. Bunlar geçici çözümler. L re- tici gerçek teşvik istiyor. Siz ithalaü serbest bırakın. ondan sonra da kal- kıp 3 bin lira leşvik verin. Biz et ve süt üriinü ithalatına fon konulmasını is- tiyoruz" dedi. SEK'in özelleştirilmesinden sonra özel sektörün istediği gıbi fiyat belir- lediğine dikkat çeken Kantürer. özel sektör üreticiden 15 bin liraya aldığı sütün kilo fiyatını 12 bin liraya indi- rirken. Tanm Bakanlığı'nın sütte ki- lo başına üç bin lıra teşv ik önerme- sini oldukça dikkat çekici bulduğunu kavdertı. Söz konusu teşviklerin 1987yılın- dan beri uygulandıgını belirten SET- BtR Başkanı Doğan \ardarli ise, tür- kiye'de doğrudan üreticinin cebine gıren tek teşviğin bu olduğunu vur- guladı. Para Kredi Kurulu'nun öne- riyi kesinlikle onaylaması gerektiğı- ni belirten Vardarlı. "Sanayicidüşür- düğü fiyatlan devletin sırtına vükle- di'" ıddıalannı ise kabul etmedi. Var- darlı. özel sektörün süt fiyatlannı ne- den düşürdüğünü şöyle açıkladı: -Bir vıl e\\el süt 4 bin liravken biz voğurt yetiştiremez olduL Ö zaman 300 gram eknıek 6 bin liraydı ve 1 ki- lo ekmek 20 bin lirava geliyordu. Yo- ğurt da 20 bin liraydı. Zavallı fakir elindeki parayla voğurt almavı tercih etti. Bugün ise et ithalatıvla birlikte 230-250 bin lirav a et bulmak münv kün oldu. Pevnir ise etten pahah. Fa- kir bunun farkına vardı. Artık peynir yerine et abyor." Vardarlı, u Şimdi ise 12 bin liradan alıvoruz. Fiyaön 12 bin liraya düşme sebebi peynir satışının olmamasıdır. Teşvik gerçekleşirse 3 bin liranın tü- mü üreticinin cebine girecek. L retici daha fazla kazanırken pev nir ucuzla- vacak" dedi. Avrupa Akademisyenler Birliği Konferansı'nda konuşan Feyyaz Berker: Tek başma GB fedakârhkürEkonomi Servisi-Tekfen Holding Yönetim Kurulu ve TÜSİAD Yüksek Istişare Konseyi Başkanı FeyyazBer- ker, gümrük bırliğinin kısa vadede AB ülkelerine yara- yacağını ifade ederek. "Türk iş âlemi başta sıkıntı çekecek. bu yüzden gümrük birliği tam üyelik yolunda bir feda- kârlıktır" dedi. Avrupa Türk Akedemis- yenler Birliği'nin düzenledı- ği "Avrupa Türkiye İlişkile- rinde Yeni Bir Çağ İçin Kar- şılıklı Anlavışı Teşvik" başlık- lı konteransta konuşan Ber- ker. tam üyelıgin gündeme gelmemesi durumunda Tür- kiye'nin "sükutu hayaJe" uğ- rayacağını kaydetti. Berker. "AB've tam üye olamamanın sonuçlannı düşünmek bile is- temiyorum"* dedi. Konferansın sabahki otu- rumunda konuşan muhafaza- kâr ve liberal kanattan Avru- pa Parlamentosu üyeleri de. AB'nin, özellikle stratejik konumundan ötürü Türki- ye'ye tam üye olarak ihtiyaç duyduğunu vurguladılar. AP Halk Partisi (PPE) üyesi Pe- ter Kirtelmann. Türkiye'nin bölgedeki stratejik konumu- nu vurgulayarak. "Avru- • "Avrupa Türkiye İlişkilerinde Yeni Bir Çağ İçin Karşılıldı Anlayışı Teşvik" bailık*' konteransta *f konuşan FeyyiÎE Berker, "Avnıpa * Birliği'netanjüye olamamanın * sonuçlannı düşünmek bil^ istemiyoru» dedi. Sisteme elestîri: pa'nın Türkiye'ye ihtiyacı var.Türkiye'nin ABüvesiol- masını ben de gönülden dili- yorum" dedi. lslami fundementalızmin engellenmesi için de Avru- pa'nın Türkiye'ye ihtiyacı ol- duğunu belirten Kıttelmann, grubunun büyük bir çoğun- lukla gümrük birligini onay- layacağını kaydederek, " Bövlece AB ile Türkive ara- sındaki sivasi tartışmalann büyük bir bölümü de sona erecek" 1 dedi. Kittelmann. ha- len cezaevinde bulunan DEP'lılenn Adalet Divanına başvurduklannı hatırlattı. A\ rupa Işleri Enbtıtüsü'nden Prof. Dr. Gramke de, "Tek Müslüman demokratik dev- kt olarak Türkive'nin AB'ye girmesi AB'yi zengileştirir" şeklinde konuştu. GöRÜŞ Tarımda yapı değişmeli ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Cumhurbaşkanı Sü- tevman Demirel. Türkiye'nin tanmsal üretim yapısının ül- ke gereksınimleri ve ihraç edilebilirlık ölçütlen gözönü- ne alınarak. yeniden düzen- lenmesi gerektiğinı bıldirdi. Tarım ve Köyışleri Bakanı Nafiz Kurt da. bakanlığına ilişkin yetkilenn sadece buğ- day veçeltikle sınırh tutuldu- ğuna dikkat çeker- ken. "Davul sendt, tokmakonda.böv- le Tanm Bakanlığı olmaz" dedi. Demirel. Ziraat Bankası'nın 132. Kuruluş Yıldönümü nedeniyle, Türki- ve Ziraatçılar Derneği ve Zi- raat Bankasf nın dün ortakla- şa düzenledıği "Avrupa Birli- ği Sürecinde Türk Tanmı" konulu konteran^a gönderdi- gi mesajda. Avrupa Birlıği (AB) ile bütünleşmenin. Tür- kiyenin küreselleşmenın ge- reklenne uygun olarak ızledi- ği dışa açıima politasının en 5C E » a i i « l l l l l l ! önemli boyutlanndan birisini oluşturduğunu bildirdi. De- mirel, "akdi" yükümlülükle- rin bir gereği olan gümrük birliğinin AB'ye tam üyelik hedefi doğrultusunda biraşa- ma olduğunu belirtti. Tanmda değişim ve dönü- şümün yakalanması gerekti- ğinı belirten Demirel, güm- rük birliğine geçiş sürecinde tanmın sorunlarının çözül- mesi ve dışa açıl- maya uygun yeni politikalann üretil- mesi gerektiğini vurguladı. Tarımda yürütülen sübvan- siyon v e teşvik sisteminin hız- la yenilenmesine ve tanmın malı piyasalarla bütünleşme- sine gereksinim olduğunu an- latan Cumhurbaşkanı Demi- rel. tanmsal üretimın arttınl- masının yeterli olmadığını, üretimin. tanmla geçinen nü- fusun. refah düzeyinin yük- seltilerek kurumsal v e hukuk- sal sisteme oturtulması gerek- tigıni bildirdi. EROL >L\MSALI Gümrük Birliğinde Yalan Rüzgârlan B ugün Türkiye'de, inanılma- sı güç bir hava estiriliyor: Gümrük birliğine girmeyi, "Cılke için çok yarartı bir olaymış gibi", yazanlar, çizenler, ko- nuşanlar ortalığı kırıp geçiriyor. Bu estirilen hava ileride dönüp geriye bakıldığında, "Nasıl olmuş da bu insanlar ve çevreler bu havayı es- tirmişler, bazı gerçeklerineden gör- mek istememişler ve ülkeyi, güle oynaya birbataklığtn içine sokmuş- lar" sorusunun sorulmasına neden olacaktır. Bu havayı, başta bazı siyasi par- tiler estiriyor. Neden? Kendilerinin yarattığı, yapay pompalamalarla estirilen hava, halkta bir beklentı doğurdu: Bu da seçimlerde ise ya- rar, oy getirir. Gümrük birliğine met- hiye düzenlere sorsanız, siz bu ko- nuyu incelediniz mi, neden bızim için yaraıiı olacak, deseniz, gerçek- le ilişkisi olmayan bazı genelleme- ler dışında doğru dürüst bir cevap alamazsınız. Herkes bu havaya kendini kaptıımış gidiyor. 1938 yı- lında Hitler Almanyası'nda Alman halkına, Hitler'i destekliyor musu- nuz diye sorsanız, büyük çoğunluk "evet"derdi. Çünkü estirilen rüzgâr o yönde idi. Toplum, bir hastalık ve tutku derecesinde o yöne akıp gi- diyordu. Bugün ise Türk toplumu, gümrük birliği hastalığına, tutkusuna özellik- le sokulmuştur Halka afyon yuttu- rulmusçasına, bir sara nöbeti gibi, propaganda ilacı (ya da vırüsü) kul- lanılarak yalan bir cennet yaratıl- mıştır. Estirilen rüzgâr, bir "Yalan Rüzgârı "dır. Neden böyledir? Gümrük birliği- nin ilk ayağı olan 6 Mart belgesi ile Türkiye hiçbir yere girmiyor. Avrupa Birliği'ne mi giriyor, hayır, uzaktan yakından ilgisi yok. Yeni bir pazar mı açılıyor, hayır, o pazar zaten 1971 'de Katma Protokol sonrasın- da açılmış. Türkiye, AB mallarına kapılannı mı açıyor? Kısmen evet, çünkü zaten gümrükler sıfıra yakın bir düzeye çekilmiş, fonların çoğu kalkmış. bunlan da sıfırlamak için 6 Mart belgesi gibi bir kapitülasyon belgesini imzalamaya gerek yoktu, tek taraflı kaldırabilirsiniz. Eğer, "6 Mart belgesini imzalamak zorun- daydık, çünkü buAnkara Anlaşma- sı'nın ve Katma Protokol'ün doğal bir sonucudur" diye düşünülüyor- sa bu, yanlışlann en büyüğü olur, çünkü o anlaşmaların doğal sonu- cu, aynı anlaşmalan yapan Yuna- nistan gibi, Türkiye'nin de AB'ye tam üye yapılmasıdır. Türkiye'ye büyük mali yardım mı yapılacak? Nerde... 5 yılda yapılacak yardım. ülkenin bir yılda kaybettiğinı karşı- lamıyor. Gümrük birliği, eğer ticari bir an- laşma isegümrükleri sıfırlar. işi nok- talarsınız: Eğer, aynı zamanda bir siyasal birleşme ise, o zaman, Tür- kiye'nin AB'ye tam üye yapılması gerekır. Ancak 6 Mart belgesinde, hayretler içinde görüyoruz kı. Tür- kiye tam üye olmadığı halde, tam üyeler gibi, ekonomik ve siyasal yü- kümlülükaltınasokuluyor. AB karar organları içinde yer almayan Türki- ye, bu organların aldıklan kararlara uymak zorunda bırakıhyor. AB'nin dış tarifelerıne değil, aynı zaman- da, dış ilişkiler politikalanna, uygu- lamalarına bağlanıyor, tam üyelerın oluşturduğu AB Adalet Divanı'nın kararlanna uymakla yükümlü hale geliyor. 6 Mart belgesi, adını açık koya- lım, bir sömürgeci ülke ile sömürge- sı arasında yapılabilecek türden bir belgedir. BirOrtaklık Konseyi Kara- n gibi gösterılen bu belge, doğura- cağı fiili sonuçlar bakımından oldu- ğu kadar siyasal ve hukukı olarak da Lozan'ı tek yanlı delen bir belge- dir. Bu nedenle, uygar dünya üye- leri arasında, bir benzeri de bulun- mamaktadır. Zaten AB çatısı altın- da, gümrük birliği adı altında, tuzel- kişiliği olan bir kurum bulunmamak- tadır. Kurumun adı Avrupa Birlıği'dir ve buna da uye olunarak girilir. Ön- ce tam üye olunur. ondan sonra da hem tıcan hem de siyasi ve sosyal çarklann içine girilir. 6 Mart belgesi ile Türkiye ticaretı çark ıçıne dahıl edılip, bütün diğer politikalarda, doğrudan veya dolaylı oiarak. san- ki tam üye olmuşçasına yükümlü- luk altına girmekte, ancak üst karar organlarının hıçbırinde yer alma- maktadır. Bazı çevrelerin estirdikleri yalan rüzgârları ile vitrini allı pullu süsle- nen, ancak yarın Türkiye'nin elinı kolunu bağlayıp. tam bir batağın içi- ne sokacak olan 6 Mart belgesi. ül- kelerın tarihinde ender görülebile- cek bir tezgâh ile Türk toplumuna yutturulmaktadır. Rüzgârı estiren- ler, bunun kişisel nimetlerinden ya- rarlanırken, estirilen rüzgâra karşı dunmak istemeyenler ve gerçekleri görmekten çekinenler, savaş önce- si Almanyası'ndan örnekler ver- mektedirler. Ancak, kimse kuşku duymasın, bu yanlış hesap yürümez. Aksini düşünmek Türk toplumuna en bü- yük saygısızlık olur. IŞÇIIMNEVREIMNDEN ŞUKRAN SONER Biri Olmazsa Öteki Birkaç hafta değil, bırkaç gün, birkaç saat politik gelişmeleri ızlemekten uzak kaldınız mı, arada bildi- ğiniz dengelerin değiştığme. tersyüz olduğunatanık oluyorsunuz. Siyaset öylesine ilkesiz, kaygan birze- mine oturdu ki... Olanlara tepki duymaktan çok, ha: bersiz kalmış olmaya şaşırıyor, "A, öyle mi?" deyip geçiveriyoruz. Geçen haftayı DYP-MHP ittifak hazırlıkları, ANAP'ın sağı ayrımsız bir şemsiye altında toplama çalışmaları içinde geçirmıştik. Hafta sonunda. MHP uzun birzamandırsadıkdes- tekçisi olduğu Çiller ve DYP'yı terk etti. Seçim Ya- sası'nın iptali de eklenınce. Çiller yeni çözümler, it- tifaklar arayışı içinde Refah ve ANAP ile diyaloğa geçti. Sağ partiler, yüksek baraj peşinde. Anayasa Mah- kemesi kararının gerekçesinın açıklanmasını bekle- meden, bu Meclis'ten geçmiş anayasa değişikliğin- de yer alan "hakça, adil temsii" ilkesinin tam tersini yapmanın yolunu arıyorlar. Yapabilirler mi? Anayasa Mahkemesi'nin iptal gerekçesıni henüz bilmiyoruz. Ancak yürürlükteki yasanın iptal edilen milletvekili ve çevre barajından çok daha fazla, yine bu parlamentodan geçmiş anayasa degişikliği ile çelişecegi kesin. Gelın görün ki, politikacının gözü- nü kazanma hırsı, nerede ise kan bürümüş. Refah ve Erbakan, yıllardır eleştirdikleri barajlann nedense bu seçimlerde kendilenne çok yarayacağı- nı düşünüyoriar. Başta Erbakan ve Refah sözcüleri, ağızlarına sakız ettikleri görüşlerinden 180 derece dönüşü, "Biz aslında adil temsilden yanayız, amabir an önce seçim olması için, güçlü bir iktidar için ba- rajlan savunabiliriz" görüşleri ile aklamaya çalışıyor- lar. Çiller. babasının kızı olarak "Dün dündür, bugün bugündür" sözünün anlamına uygun, çark etmede Türk siyasetinde en büyük rekorlan kırıyor. Dün ak dediğine bugün kara demede, birbirinin her anlam- da zıddı kararlar. politikalar. ıttıfaklar oluşturmadaki pervasızlığım, ağzımız açık kalmış izliyoruz. Çiller'in politik ahlakında hiçbir ölçüye yer olma- dığı için, koalisyon ortağının atlatılması, barajlann bir ölçüde hafıfletildiği iptal edilen yasadan sonra, ba- rajlann kalkması gerekirken. daha katısı için arayış onun için ayıp olmak şöyle dursun, politik "yetenek" ölçüsü sayılabilir. Son manevralardan sonra siyasi parti yetkililerini bir araya getiren, pazar akşamı yapılan tartışmalı toplantılar. verilen demeçler bana çok eğlenceli gel- di... Geçen haftanın.müttefikleri. ortakları pazar akşa- mı başdüşmanlarolmuşlardı. Geçen haftanın küfür- leşenleri de birbirlerine özenle 'sayın'la sesleniyor- lardı. Hele bir Anayasa Mahkemesi kararının gerekçesi yayımlansın. GHP'nin koalisyonu bozma tehdidinin Çiller üzerindeki etkisi görülsün. Bir iki gün içinde cepheler, ittifaklar yine çok fazla değişecek. Şimdi bir düşünün, geçen haftanın ittifakları, yü- rürlükteki Seçim Yasasına göre Türkiye milletvekil- liğinden, lider kontenjanlan ve parti ittifaklanna gö- re kendilerini garanti görenlerden çok önemli bir ço- ğunluğu, hafta sonu oluşan yeni dengelertablosun- da silinmiş bulunuyorlar. Bugünün tablosunda yıldı- zı parlayanlann ise yarının dengelerinde ne olacak- ları belli değil. Üstelik seçim tarihi de hâlâ ertelene- bilir. 24 Aralık'ta seçime kilitlenmış olmak, üç büyük sağ partinin gönüllerindekı yüksek barajlı seçim itti- fakını suya düşürecek gibi. Galiba bu kadar çok oyun. ters tepecek ve sonunda barajlaria iktidar ol- ma rüyasını görenler, Anayasa Mahkemesi'nin iptal karan karşısında, olabılecek en adil seçim düzenine "evet" demek zorunda da kalabilirler. Siyasetteki "biri olmazsa öteki" yöntemiyle arayış- lar, Türk-İş Genel Kurulu'na yönelik sendikal plat- formda da bugünlerde aynı canlılıkta yasanıyor. An- cak artık "Ankara 'da bir fürk-lş"ağırlığı olan bir sen- dikacılık hareketinden eser kalmadığı için medyanın hemen hemen hıç ilgisını çekmiyor. İttifak oluşturma toplantılan, dedikodu havasında haber sayfalarında öylesine yer alıyor. Yapılırsa 24 Aralık. ertelenirse bahara kalacağı söy- lenen siyasi seçimden ve 4 aralıkta başlayıp bir haf- tada sonuçlanacak Türk-İş Genel Kurulu seçimlerin- den ne bekleyebiliriz? Seçmenin önemli bir çoğunluğu için siyasi parti- lerin umut olamadığı, pek de birbirinden farklı gel- mediği bir ortamda, olsa olsa oyların oranında par- tilerin parlamentoda ağıriık kazanacaklan bir denge... Barajlar ve gerçekten ilkesiz. çirkin hesaplarla yapıl- mış ittifaklardan doğabılecek çok daha ırkçı, milita- rist, şeriatçı. cepçi, demokrasi karşıtı eğilimli bir par- lamenter ağırlığın gerçekleşmemesini... Türk-iş'te ise daha önce de vurguladığım gibi, an- cak sendikal kimliğı sıfırlanmış, kişisel haksız servet hesabını veremeyecek, kötü sınav vermiş, kirlenmiş sendikacıların olabildiğince ayıklanmasını dilıyorum. 12 Eylül'lerin. yeni dünya sömürü düzeninin çarprt- tığı. kafalarda insanın kendi çıkarlanna, kendi kimli- ğine yabancılaşmasının yaşandığı bir ortamda. siya- si partilerin, sendikaların toplumsal işlevlerini yerine getirecek bıçimde örgütlenmeleri. kadrolaşmalan, kurumlaşmalan öyle kolay görülmüyor. Parlamentonun, halkın çıkarlannın kollandığı, sen- dikalann, işçilerin çıkarörgütü, işlevlerini yeniden ka- zanmaları, uzun soluklu bir savaşımı gerekli kılıyor. Grup grup işten çıkanlan TEK işçileriyle ilgili karar bugün verilecek Aktaş Yargıtay'ın terazisinde HACERGEMICİ Aktaş'taki işçi düğumü bugün çözü- lüyor. 1989 yılında Istanbul Anadolu Yakası'na ait elektrik üretim ve dağı- tımını devir alan Aktaş'ın. eski TEK personelini "temizleıne"operasyonun devam ettıği öne sürülürken, işçilerin tazminat haklan için açılan davada son karan Yargıtay verecek. 4. İş Mahke- mesi'nin işçilerlehinealdığı karan ye- niden görüşecek olan Yargıtay. bu sı- rada 200 işçınin kaderini de belirleye- cek. TEK'in Anadolu Yakası'nı Aktaş'a devretmesinin ardından sözleşmeli memurlann tüm özlük haklan ile işçı statüsüne geçmelerıni kabul eden ye- ni yönetim, heray 9 ışçiyi kapının önü- ne koyarak TEK dönemine ait özlük haklarını ödemeyi de reddediyor Halen süren uygulama sonunda es- ki TEK işçilerinden sadece 28 kişinin ş Mahkemesi'nin işçiler lehine aldığı karan yeniden görüşecek olan Yargıtay, bu sırada 200 işçinin kaderini de belirleyecek. kaldığı belirlenirken. Aktaş'ın işçi çı- kartmayı sayısını ayda 9 ile sınırh tu- tarak tenkısatla suçlanmaktan da kur- tuluvor. Bılindiği gibi vasalara göre ayda 10 işçinin çıkartılması tenkisat yani toplu işçi çıkartma olarak nite- lendiriliyor. Aktaş'ın kötü nıyetli olduğu gerek- çesi ile önce 4 ardından da 16 kişinin kurum alevine4. İş Mahkemesf neaç- tığı davadan ga-lıp çıkan ışçıler arasın- da yer alan Yusut Kutlutürk, ">argı- tav 'ın bugün alacağı karann 200 kişi- yi ilgilendirdiğini" hatırlatarak şunlan sövledi: "Aktaş'a geçtikten sonra eski TEK elemanları 9'ar kişilik gruplar halinde cıkartılmaya haşlandı. Bu sırada do- ğan kıdetn tazminatlarınıızın da İ tk'teki bolümünü ödemediler. Bu- nun için 4.İş Mahkemesi'ne açtığımız davayı21 Haziran 1995 tarihi itiban ile ka/andık. Ancak Aktaş teımize gitti. Vârgıtav 'ın Aktaş'ta oynanan oy unla- n göreceğini tahmin ederek bekliyo- ruz." Bu arada konuyla ilgili görüştüğü- müz duruşmanın avukatı Memet Tav da. aynı konu ile ilgili ellerinde 85 ta- ne dava olduğunu hatırlatarak. "Yargı- tay 'ın karan ne olur bilinmıv. Tanıa- mt-n vorum meselesi. Ancak Yargı- tav 'dan geçerse loplam 2(X) kişinin fa- i/ler hariç. 200'er milvonluk alacağı doğacaktır" dedi. Bir değişiklik yapın, DAHA ÇOK KAZANIN! VADELİ 3 AY VADELİ 6 AY VADELİ 1 YIL VADELİ VETİBANKB A N K A C I L I K A . O .
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear