25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 13 KASIM 1995 PAZARTESf OLAYLAR VE GORUŞLER Siyasal Amaçlı Devlet Görevlileri... Prof. Dr. MUSTAFA A. AYSANİÜ tşletme Fakültesi T BMM'nin 24 Aralık'ta er- caklardır. Devlet olanaklanm kullanarak ken seçim kararı alması: ül- kemizdeki siyasal. sosyal ve ekonomik gelişmeleri derinden etkilemeye ve ilk sonuçlannı vermeye başla- mıştır. Bu erken seçim karannın önemli so- nuçlanndan biri. devlet yönetiminde uzun yıllar calışmış birçok üst düzey dev- let aörevlisinin. istifaederek milletveki- li adayı olmaya yönelmeleridir. Böyle bir sonucun. önemli olumsuzgeliş.melerya- ratması tehlikesi vardır. Bu gelişmenin siyasal. ekonomik ve sosyal gelişmeyle ilgili güçlüklerimizi arttırması beklen- melidir. Bu gelişme aynca üst düzey dev- let memurlarının siyasal partilerle ne ka- dar içli-dışlı olduklannın da açık kanıtı- dır. Bakanlık müsteşarlığı. genel müdür- lük. başkanlık. valilik. polis müdürlüğü gibi çok önemli görev lerde bulunan ve bu önemli görevler nedeniyle halkın dikkat- lerini üzerlerinde toplamıs ve ün kazan- mış bu değerli görevlilerin. mületvekili seçilmelerinde çok büyiik güçlüklerle karşılasmaları bekleniyor. Üst düzeyde ortaya çıkan bu gelişmeler. daha alt dü- zeydeki memurlan da etkilemiştir. Onlar- danbirbölümüdebelki milletvekili ola- halkın şükranını (ve oyunu) kazanmak pek güç bir iş olmasa gerekir. Düzeyi ne olursa olsun. devlet memur- lanna bu yolun. şimdi olduğu gibi tama- men açılması. bu göre\lilerin istifadan önceki da\ranış ve kararlannda tarafsız olduklan konusunda önemli kuşkularya- ratmıstır. Bu gelişmenin devletimiz. ülkemiz ve ekonomimiziçinzararlısonuçlaryarata- cağına inanıyoruz: - Devletin önemli göre\lerinde çalı- sanlar. kararlanyla devletin halka sağla- dığı tüm olanakları yönlendırebilecek konumdadırlar. Görevleri gereği halka hizmet verirken kararları gelecekteki si- yasal amaçlanndan etkilendiği takdirde. devletin olanaklanm ilerdeki siyasal amaçlan doğrultusunda kullanabilecek- lerdir. Bu politik amaçlann gerçekles.ti- rilmesi için kullanılan de\ let olanaklan- nın tüm halka eşit dağıtılmarnış, olması olasılığı oldukça yüksektir. Örnek ola- rak. önemli bir de\ let bankasının genel müdürü. görevdeyken bankanın olanak- lanm. kendisini milletvekili adayı vapa- cak partinin üyelerine öncelik vererek kullanabilir ve bu dav ranışının ödülünü. o partinin üst sıradaki adaylarından biri olmak suretivle elde edebilir. Dev let ola- naklarının belirii bi parti üyesi olmak ön- yargısına bağlanması, parti üyesi olma- dığı için bu olanaklardan yararlanama- yan ve belki de halkın büyük çoğunluğu- nu oluşturan bölümünün zarar görmesi- ne neden olacaktır. Oysa dev let menıu- runun temel görevi. eline geçen devlet olanaklannın halka es.it dağıtınıının ön- yarşısız sağlanmasıdır. - Ikinci birörnek. tarım ürünlerine sağ- lanan destekleme fiyatları ile verilebilir. Bu fiyatlann saptanmasında önemli pa- yı olan bir devlet memuru, destekleme alımı fiyatlannın gerektiğinden yüksek tutulması ile söz konusu tarım ürünü üre- ticilerinin şükranını kazanabilir ve poli- tikaya atıldıktan sonra bu şükran duygu- lannı oya çe\ irebilir. Bu dav ranış. başka ürünlenn üreticilennin zarar görnıesine neden olabilir. - K.İT fiyatlarının saptanmasında payı olan bir bürokrat. fıyatlan düşük tutarak söz konusu KİT ürünlenni alanlara yarar- lar sağlayabilir ve aday olduktan sonra bunlan oya çevirebilir. - Geçtniş uygulamalara bakarak. ülke- mizdeki enflasyon canavannın arkasın- da yukandakilere benzer popülist bürok- rat uygulamalarının bulunduğu görül- mektedir. !994Martf ndaGayrisafi Mil- li Hasıla'nın (GSMHl yüzde I5'ine ka- daryükselen kaınu açıklannin temel ne- deni. yukandakilere benzer popülist (hal- ka hos. görünmek isteyenl politikalardır. Bu politikaların temelinde de popülist uygulamayı devlet memuruna zorla ka- bul ettiren bakanlar. milletvekillen ve öbür politikacılarla politikada bir yerle- re gelnıek isteyen politik hedefli devlet memurlan vardır. Bu yüzden biz. 20 yıl- dıryüksekhızlıenflasyonuııaltındaezil- mekteyiz. - Böyle bir uygulamanın. ikinci büyük zaran.milletvekili olanbürokratlannba- şanlı olanlannın dev let memurlannın tü- nıünde böyle beklentiler yaratmasıdır. Öyle ki. tüm dev let memurlan. milletve- kili ve bakan olma hevesine kapılarak. halkın büyük çoğunluğuna zarar vernıe pahasına. daha da s.iddetli partızanlık yapmaya özendirilmiş olmaktadırlar. Yapıltnası gerekenler Yukandaki örnekler. bu işe. eskiden bizde ve şimdi de birçok Batı ülkesinde olduğu gibi bir çekidüzen vermenin za- manının geldiğini göstermektedir. 1) Önemli bir dev let görev inden istiia yadaemeklilikgibi nedenlerleaynlan ki- sjler. enaz5 yıl milletvekili adavı olama- nıalıdırlar. KİT genel müdürleri ve öbür önemli dev let görevlileri için eskiden uy- gulamada olan bu kural. son v ıllann kar- gaşadönemindekaldınlmıştır. Şimdi ko- naeak kural. müstes.arlar. müste^ar yar- dımcıları. bakanlık eenel müdürleri. be- lediye başkanları. KİT genel müdür ve yardımcılan. KİT yönetim kurulu üyele- ri. yüksek denetleme organları üyeleri. yargıda görevli hâkim ve savcılar. şube müdürleri. daire baskanlan gibi devlet memurlannı da kapsama almalıdır. 2) Görevden istifası va da baş.ka ne- dcnlerleayrılmasının üzerinden 5 yıl geç- se de seçimi kazanamayan adayın eski görevine dönmesı önlenmelidir. Böyle bir görev linin bir siyasal partinin seçim kazanması içinden geçtikten sonra. ta- rafsız bir dev let memuru olması beklen- memelidir. 3) Devlet memurlannın görevdeyken siyasal önyargı ile karar ve uyguİama yapması durumları için yasalarımızda bulunan cezalararttınlmalıdır. Şimdiki uygulamalarımız. yukandaki yasaklann yok olduğu bir ortam içinde. ülkemizi entlasyona (ve ileride sosyal kanşıklıklara) mahkûm etmektedir. Bu popülist uygulamalar içinde enflasyonun yavaşlaması ve siyasal yaşamımıza istik- rargetirmesi olanağı yoktur. Böyle gıder- se popülist bürokrasi ile popülist politi- kacılarenflasyonu gittikçe hızlandıracak v e hızlanan enflasyon. çektiğimiz ekono- mik ve sosyal sıkıntılanmızı arttıracak- tır. Dünyada hızlı enflasyonla. ekonomik ve sosyal yaşantısını iyileştirebilen hiç- bir ülke voktur. ARADA BİR HAKAIV KIYAT İşletmeci Bunalan Kitleler Yol Ayrımında Ülkemizde din, toplumsal yapıya egemen olan ekonomik ilişkilersonucu, iktidarı ele geçirmek iste- yenlerin aracı haline gelmiştir. Ekonomik ilişkiler, na- sıl toplum ideolojisini belirliyorsa, köktendinci akı- mın ülkemizde geniş bir tabana yayılmaya başlama- sı da toplumdaki ekonomik gerçeklerle yakından il- gilidir. Türkiye'de adaletsiz gelir dağılımı sonucu, sö- mürü düzeninin içinde çaresizliğe itilen ve maddi ya- şamın zorluklarıyla baş edemeyen dar gelirli kesim insanı, kendisine sunulan adil düzen seçeneğine ça- re umuduyla sarılmakta ve sömürünün ancak Islami düzen geçerli olduğu takdirde ortadan kalkacağına inanmaktadır. 70'li yıllarda solun oy topladığı Istan- bul'un varoşlarında bugün köktendinci akımın taban bulabilmesinin nedeni budur. Hızla genişleyen ve git- tikçe artan nüfus dinamiği ile oy avcılarını çekenls- tanbul'un varoşlarında, Refah Partisi'nin oylarını art- tırmasının nedeni, bu ekonomik gerçeğe dayanmak- tadır. Gecekondu insanı. solun gideremediği özlem- lerine şeriat düzeninde kavuşacağına inanmaktadır. 12 Eylül'le Türkiye'de sol akımların önü kesilirken uygulanan politikalarla köktendinci akım palazlandı- rılmış ve Türkiye, içinde bulunduğu bugünkü duru- masürüklenmiştir. Kenan Evrenin heryerde ilan et- tiği 12 Eylül'ün gerekçelerinden biri olan şeriat yan- lılarının Konya'da yeşil bayrak açarak yürüyüşe geç- melerine benzer olaylara bugün ülkenin dört bir ya- nında rastlanmaktadır. Türkiye'de 12 Eylül'den son- ra kitlelerin depolitizasyonu ve baskılar sonucu, sol bir varlık gösteremediginden, çaresiz kalan yoksul kitleler, köktendinci akımın kucagına itilmiştir. Tam ka- pitalistleşememiş ve sınıf bilincinin oluşmadığı top- lumumuzda, ekonomik mücadelenin din olgusuyla kaynaştırılması, nispeten kolay olmaktadır. Türki- ye'de sınıf biiincinin oluşturulamamış olması nede- niyle, üretim güçleri arasındaki ilişkiler sonucu, yeni siyasal biçim arayışlarında teokratik çözüm ön pla- na çıkmaktadır. Bugün Türkiye'de köktendinci akımın güçlenmesi. yıllardır izlenen politikaların sonucudur. Son yıllarda 'sınıf kimliği', yerini 'Islami kimlik'e bı- rakmıştır. Kitleler üzerinde ekonomik durumlarında- ki düzelmenin dinsel çözümlerle sağlanacağı kandır- macası, egemenlik kazanmaya başladıkça, dinsel oğeleri toplumsal ve siyasal yapı dışında bırakan so- yut bir din anlayışı yerine. köktendincilik olarak ad- landırdığımız dinsel toplum düzenine tam olarak ege- men kılan anlayışı benimseme yoluna gidenlere, la- ikliği yasayla kabul ettirmek giderek güçleşmektedir. Kitlelerdeki bu yönelişe yol açan ekonomik gerçek- ler gözardı edilerek laikliğin yalnızca yasalarla korun- maya çalışılması, Türkiye'de halkın din duygularını sömürerek iktidar olmak isteyenlerin amaçlannı ger- çekleştirmelerine uygun ortamın oluşmasına yara- maktadır. Kendi yoksulluğuna toplumdaki adaletsizliğin yol açtığının farkında olan ve bu adaletsizliğin şeriat dü- zeninde ortadan kaldınlacağına inandırılmış bir insan, siyasal sistemin laiklik ilkesine dayalı olmasını, için- de bulunduğu durumun nedeni olarak görecek ve anayasanın laikliği bir kural olarak getirmesini de sö- mürü düzeninden çıkar sağlayanların bir oyunu ola- rak kabul ederek laikliğe düşman olacaktır. Işte bu nedenle, bugün Türkiye. sorunlara ciddiyet ve sami- miyetle eğilerek geniş halk kitlelerinin ekonomik du- rumlarını iyileştirecek bir iktidara ve demokratik ka- tılımcı bir siyasal ortama, cumhuriyet tarihi boyunca her zamankinden daha çok gereksinim duyduğu bir dönemeçten geçmektedir. Türkiye ya Atatürkün 70 yıl önce gösterdiği çağdaş uygarlık düzeyine ulaşa- cağı çizgiye girerek bu yolda ilerleyecek ya da çözü- mü Islamda arayarak Türkiye'yi iran'a benzetmek is- teyen şeriatçı güçlerin karanlık ellerine teslim ola- caktır. ILAN GÜMÜŞHACIKÖY KADASTRO HÂKİMLİĞİ'NDEN DosyaNo: 1989 1 Davacısı Gümüşhacıköy ilçesi Gümüş nahiyesi Irgat mahallesinden Kafiye Eren vs. davalısı Hazine ve Gü- müş Belediye Başkanlığı aleyhine açılan tescil davası- nın yapılan yareılaması sonunda. .Vİahkememizin 10.5.1994 gün ve 1989 1 esas. 1994 22 sayılı karan ile davanın kabulüne Gümüş Ba- demlik mevkiindeki 641 ve 642 numaralı taşınmazlann kök muris tsmail Eren mirasçıları adına tapuya tescilıne ve maükhanesinin bu şekılde doldurulmasına karar ve- nlmiş olup verilen işbu karar davacılardan Zeynep kızı Ayhan Kaleli. Nacıyeoğlu Burhan Ünal, Mesude çocuk- lan Halil Eren. Emine Eren ve Fatma Eren'e adresleri tes- pit edilemedığinden tebliğ edilememiş olup ilanen teb- liğine karar vermek gerekmiştir. Yukanda tarih ve numarası verılmiş olan mahkeme- mizin bu karan davacılardan Ayhan Kaleli. Burhan Ünal. Halil Eren. Emine Eren ve Fatıma Eren"e ilan tarihinden itibaren 15 gün sonra tebliğ edilmiş sayılacağı ilanen tebliS olunur. Basın: 51415 TARTIŞMA iktidar Sinekleri • • Ikenin ~^T" T sorunlarına I I çözüm üretme ' I I düzleminde B I siyasal ^-> n ^ kımliklerini tanımlayan aydın ve yurttaş tıpinin yanı sıra: birde tutumlarını hep iktidarlara göre ayarlayan aydın (!) ve yurttaş tipi vardır. Birinciler doğal olarak ülke sorunlarına aynı pencereden bakmazlar. Liberal. sosyalist. sosyal demokrat olabilirler. Sayıca çok az olan bu grubun ortak özelligi. ikinci gruba giren sözde aydınlar gibi fikir fahişetiği yapmamalarıdır. Ne yazık ki siyasi partlerimizde bu insanlar etkin konumlarda olamazlar. tkinci gruba gelince: "\alaklar ve salaklar", "vağdanlıklar", "rüzgâr gülleri", "dalkavuklar". "zengin sofralannın sojtansı". "liboşlar". "dibek dövücünün hınk dhicisi" vb nitelemelerle insanlarımız bunlan tanımlamaya çalışmışlardır. Sanırım kendilerine en yakışan sıfat 'iktidar siiK'kleri'dır Bizde siyasal panilerin yapısal oluşumuna damgasını vuran bunlardır. Siyasette erdcmin yok edicisi bunlardır. Yatınm-üretim-istihdam bilmeyen. devletten otlanmayı gelenek haline getirmiş. ama serbest piyasa ekonomisine de inanan sözde işadamı. medyada etkili ve yetkili kişi. bazen bürokrat. bazen politikacı ya da aydın görünümünde karşımıza çıkarlar. En belirgin özelliklerini şöyle sıralayabiliriz: Bellekleri yoktur. bu nedenle dün söyledikleri ve yaptıklanndan sorumlu tutulmama gibi bir ayrıcalıkları vardır. Soldan ve demokrasiden nefret ederler. Ama çok demokrattırlar. bazen de solcu (! ı liberal ve İslamcı da olabilirler. İhtilal dönemlerinde militarist. parlamenter dönemlerde sivil toplumctıdurlar. Bir elleri tarikatlarda bir elleri de mafyadadır. Atatürk'ü de fotoğratlardan severler. Dehşetle vicdandan söz ederler. ama vicdanlan cüzdanlarına endekslidir. Vatanı sevmek yalnız onların hakkıdır. Bu konuda ortak kabul etnıezler. Vatanseverlikte harbi delikanlıdırlar. biraz da maço.. vatanın canını acıtarak sevmek onların şanındandır. Emek-bilgi- yetenek gibi erdemleri politika kulvannda geçer akçe konumuna getirme uğraşısı veren insanları bıyık burup. tespih sallayarak küçümserler. Onlannen belirgin özellikleri. iktidar tutkulandır. Çünkü onlar iktidar sinekleridir: At sineklen gibi... Ömürleri hep atların ardında dönmekle geçer. Bu sineklerin velinimetidir atlar. Bizimkilerin velinimeti de iktidarlardır. Çıkardıkları v ızıltı iktidar sahiplerine inanılmaz bir gönenç \e mutluluk verir: Parmağını oynatsa. kulağını kaşısa. saçlarına şöyle bir dokunsa. sahte bir gülücük ya da iki damla gözyaşı bizim iktidar sineklerinin koro halinde analize(!) başlamaları için yeterli nedendir! O ne zarafet. o ne çekicilik. şujestin içeriğindeki soyluluga cumhuriyet tarihi boyunca bu koltuğa oturan hiçbir başbakanda Türk halkı CHICAGO JOE Ekranda ilk defa! tanık olmadı. Siz Türkiye'yi ikibinli yıllara taşıyacak. Batı ile bütünleştırecek. son sosyalist devleti de yıkacak tek dehasınız. Sadece Türkiye değil Batı da size mecbur... Gökberk Hakanı Tao'da bile sızin dehanızın onda biri yoktu! Osmanlfda bugünkü iktidar sineklerinin ışlev ini görenlere dalkavuk denirdi. Osmanlı:. dalkav ukluğu. kurumlaştırmıştı. Baş dalkavuk ve yamaklardan oluşan bir dalkavuklar alayı vardı sarayda. Ama sanırım Osmanlf nın dalkavukları bugünün iktidar sineklerinden daha erdemliydiler. Bu işin de suyunu çıkardılar. Musa Akar Mersin. Üniv. Fen-Ede. Fak. Öğr. Gör. Bu akşam 21:50 Başroıae ıvıerer durnenana'iti oynaaıgı rtım ı v w ıngıiTeresınae gecıyor. Gangster olmak isteyen bir Amerikan askeri, ünlü bir yıldız olmak için herşeyi yapabilecek bir kızla tanıştığında ok yaydan çıkar! Ufak çaplı suçlar ikisini de tatmin etmeyecekHr... Tek bir ihtirasları vardır artık: Cinayet! PENCERE Temel Neden: YDDL "Türkiye, tam bir istikrarsızlıkla çevrilmiştir. Ge- leceği hâlâ belirsiz Rusya, yakın zamanlarda, Tür- kiye bakımmdan hayra alamet olmayan milliyet- çi eğilimler sergilemeye başlamıştır. Gürcistan oldukça vahşibiriç savaşın sarsıntılannı atlatma- ya çalışmakta; Ermenistan ile Azerbaycan, Dağ- lık Karabağ konusundaki beş yıllık etnik sorunu çözüme kavuşturmaya pek istekli görünmemek- tedir. Geleceği bulanık olan Iran, terörizm ve ken-. dine özgü köktendinciliğini Türkiye'ye ihraç etme yolunda hiçbirbedelden kaçınmamakîadır. Irak'ın geleceği soru işareti olarak kalmakta; Amerika, Suriye 'yi kapsayıcı Arap-lsrail banşının birparça- sı olarak uluslar ailesine geri getirmeye çalışmak- ta; ancak Suriye, çoğunluğu Türkiye'ye yönelik terörizmin başlıca destekçisi olarak kalmaktadır. Türkiye'nin uzun dönem bölgesel 'müttefiği' olan Yunanistan, ikilisorunlarve halen çözümleneme- miş Kıbrıs sorunu yüzünden düşmanlık göster- mektedir; huysuz bir çocuk gibi, Türkiye'yi den- gesizliğe sürüklemek için her şeyi yapmaktadır. Yakın zaman önce terörist Kürt Işçi Partisi'nin (P- KK) Atina 'da şubeleraçmasına izin vermiştir. Tür- kiye, bu şekliyle YDD (Yeni Dünya Düzeni) içindo-, ayakta kalabilmek için güçlü birekonomi ve mat kul ölçüde iç istikrara gereksinim duymaktadır. * (Heath, W. Lowry- Princeton Üniversitesij. ; Yukanda italikle dizilen satırlar, ülkemizde pek iyi tanınan Andrevv Mango'nun "Türkiye'nin Ye- ni Rolü" adlı kitabından (Ümit Yayıncılık) aktarıl' di; ülkemizin nasıl kuşatıldığını biryabancı anlatı- yor... ; Söyledikleri doğru mu?.. DoğruL Ancak Türkiye'yi bir yana bırakalım, YDD'nin insanlığa hayır getirmediğı kısa sürede ortaya çık- tı; bu sonucun sorumlusu da mazlum halklar de- ğil, dünyayı yönetmek hırsıyla öne atılan uygar ül- kelerdir. 1991 'de Soğuk Savaş noktalanıp Sovyetler ye- nilgiye ugrayınca dünyanın çivisi çıktı; yenilgi. "sö- mürüsüz bir dünya" isteyen mazlumlarda büyük bir düş kırıklığına yol açtı. YDD'nin yarattıgı haksızlıklara karşı insanlığın bir seçeneği kalmamış mıydı?.. Bir çıkış yolu olmalıydı. YDD'ye karşı çıkmak için köktendinciliğe mi sarılmalıydı?.. Kanal 6 "Türkiye Ekranı Hiç kimse "şeriatçılık Türkiye'de nedenyükse- liyor?"d\ye sormasın!.. Islam coğrafyasının her bölgesinde, yoksul halk kitlelerini saran kökten- dincilik güçlenmektedir. Bu eğik düzeyde kayan- ların çığ gibi büyüdüğünü görünce. Batı -öncelik- le Avrupa- telaşlanıyor. Amerika. Ortadoğu'daki petrol bölgesinde, ehlıleştirilmiş islam devletleri- ne şimdilik egemen görünüyor; ama, bu gidişle, köktendincilik, "kâfirlerle işbirliğini yürütenleri" yaşatmayacaktır. Kafkasya'da Ermenilerin, Balkanlar'daSırpların, Müslüman halklara karşı tutumları da şeriatçılığj güçlendiriyor. Sömürü üzerine kurulmuş YDD'nin körüklediği yoksullann başkaldırma duyguları, gün geçtikçe yoğunlaşacaktır. Irak'ta bile Ameri- kan ambargosuyla Saddam Hüseyin'in devril- mesi bir şeyi değiştirmeyecek... Çünkü sorun temeldedir. '. • Türkiye'nin "Balkanlar-Kafkasya-Ortadoğu" üç- geniyle belirlenen "istikrarsızlık"denizindeçalka- lanmasının temel nedeni, YDD'yi dünyaya zorla dayatan Batı'dan kaynaklanıyor. Bu üçgenin üç' köşesinde de din çelişkisi, temel çelişkiyi örtüyor. Batı, doymak bilmez tüketim hırsının faturasını yoksul toplumlara ödetmeyi sürdürdükçe yaşa- dığımız dünyada ne rahat olur, ne barış ne de "is- tikrar"... TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ GENEL KURUL DUYURUSU Türk Eczacıları Birliği'nin 29. Olağan Büyük Kongresi 7-8-9-10 Aralık 1995 tarihlerinde Anka- ra'da yapılacaktır. Büyük Kongre 7 Aralık 1995 sa- at 10.30'da Büyük Ankara Oteli'nde aşağıdaki gündeme göre çoğunluklu olarak, çoğunluk sağ- lanamadığı takdirde ertesi gün aynı yer ve saatte çoğunluk aranmaksızın toplanacaktır. 6643 Sayılı Türk Eczacıları Birliği Kanunu'nun 52. maddesine göre Büyük Kongre delegelerine duyurulur. TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ MERKEZ HEYETİ GÜNDEM An tkabır Zıyareti (7 Aralık 1995. saat 09.00) 7-8-9 Aralık 1995 1 - Açılış ve yoklama 2- Saygı duruşu 3- Açılış konuşması 4- Kongre konuklarının konoşmaları 5- Sayım ve dökum kunjlunun ad çekme ile belirlenmesi 6- Kongre Başkanlık Dıvarr seçımı (gızli oy, açık sayımla 1 Başkan. 1 Başkan Yardımctsı, 3 Yazman) 7- Büyük Kongre gündemınin gerı kalan maddelennin okuna- rak kabulü 8- Kongre komisyonlann.n seçimi a) Bütçe Hesap Komisyonu (5 üye) b) Mevzuat Korrnsyonu (5 üye) z) Dılek ve Önenler Komisyonu (5 uye) 9- Merkez Heyeti Çalışma raporunun okunması 10- Merkez Heyeti bılançosunun okunması 11- Merkez Heyeti Deneteme Kurulu raporurun okunması 12- Raporlar ve bilanço üzerinde göruşmeler 13- Bütçe Hesap Komisyonu raporunun sunulması ile a) Merkez Heyetı'nın açık oylama ile aklanması b) Denetleme Kurulu'nun açık oyiama ile aklanması c) Merkez Heyeti tahnrvni butçesinin onaylanması 14- Yardımlaşma Sanciığı a) Çalışma rapor ve bılançosunun okunması, görüşülmesi. ak- lanması b) Yardımlaşma Sandığı tahmini butçesinin görüşülmesi ve onaylanması 15- Türk Eczacıları Birliği Yardmiaşma Sandığı Yönetmelik Taslağı'nın görüşülmesi ve karara bağlanması 16- Mevzuat Komisyonu raporunun görüşülmesi 17- Dilek ve Öneriler Komisyonu r acorunun görüşülmesi 18- Türk Eczacıları Vakfı çaiışmaları ve bütçesi hakkında bilgi- lendirme ve önerile''in alınması 19- Birlik Merkez Organları çin asıl ve yedek üyelerin belirlen- mesi 20- Kapanış 10 Aralık 1995 21-Seçimler (09.00-17.00) Romanlarınız ve ansiklopedileriniz yerinizden alınır. Tel.: 554 08 04
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear