23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyef îmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yonetmenı Orhan Erinç • Genel Yavın Koordınatoru Hikınct felinkaya # Yazıtşlen Müdurierı. fbrahim Yıldız (Sorumlul. Dinç Tajanç # Haber Merkezi Müdüru: Hakan Kara # Görsel Yonetmen. Fikret Eser Dı» Haberlcr Ergun Balcı • Elconomı Yayın Kıuulu Biilent Ki/anlık • Kulriir Handan Orhan Erinç. Okta> Kurtböfce Şenkoken # S p o r Abdülkadir Yücelman • Hikmet Çetinkava. Şükran Soner. Makaleler Sami Karaören • Düzeltme Ergun Bakı. Dinç T»>»nç, Ibrahim Abdullah Vazıcı • Bıleı-Belee- Edibe Buğra V l l d l z - Orhan Burah. MusMfe • Fotoğrıf Erdoğan Köseoğİu Battm. HaUn kara Ankara Temsılcısı Mustafa Balbav • Haber Muduru. Müessese Müdunı Erol Erkul • MEDYA C: • Yonetım MEDYA G: Doğan Akın Ataturiı Bulvan Ncv 125. Kat4. Bakanlıklar- K.oordınator Ahmet Korulsan 9 Kurulu Başkanı-Genel Yönetım Kuı Ankara Tel 4195020 ( 7 hat). Faks, 419502 7 • Izmır Tem- Muhasebe Bülent Y en«r •İdare. Mudur Cüibin Erduran Ba}S anı - Ge # Koordınator Reha Mudur G'stün i l;ı(msn # Cîenel Mudur men • \furahl > drdımcısı Mine 4kdağ uye Bora Coneı sılcısı Serdar Kızık, H ZıvaB!\ 1352 S 2 3 Tel 4411220. Hüseyin Gûrer • Işletme Önder Faks 44191 r^AdanaTemsılcısıÇetinY^enogln.fnönû ÇeHk • Bılgı-lşlem Naü Inal • Cd 119S No 1 K.at.1. Tel: 3522550. Faks 3522570 BılgısavarSıstem MürnvetÇüer \a>ımla>an \e Basan: Venı Gun Haber Ajansı. Ba>jn ve YayıncılA A 5 Turkctaşj Cad 39 41 CagJİoğiu 34334 Ist PK 246 Isıanbul fel '0 :i:> 512 05 05 COhâl) Faks [0 Zl2ı 5i! »5 21 EKİM 1995 Irmak: 4.50 Güneş 6 15 Öğle: 1! 56 Jkındı: 14.53 Ak$am P.23 Yatsı: 18.43 \IED\-\CTeI 514 (T 5? - 511 95 80 - 513 »4 50-6) Faks 511846 Beymen fuşahazır • fctanbul Haber Servisi - Beymen'ın 1995-1996 sonbahar-kış ıç giyım koleksiyonu Akmerkez mağazasında düzenlenen bır defılede tanılıldı. "Beymen Underiine" defilesı. mankenler Dıdem Taslan. Özlem Ka>maz. Sınem Gü\en, Gokhan Yurdusu, Korel Kubılay ve Eytan Ange! eski fılm müziklerı eşlığinde sunuldu. AÖFsınavları bugün başfıyor • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Aftan yararlanacak Açtköğretım Fakültesi öğrencılerinin sınavlan. bugün 9 ıl merkezınde başlıyor. Anadolu Ünıversıtesı Açıkögretim Fakültesi Dekanlığı'ndan verilen bilgıye göre 4111 sayılı yasadan yararlanacak ögrencilerin sınavlan bugün ve yann 1995 tarihlerinde Adana, Ankara, Elazığ. Erzurum, Eskişehir, Istanbul. lzmir. Trabzon ile Lefkoşa'da yapılacak. Dckanlıktan yapılan açıklamaya göre öğrenciler, bu sınavlarda başansız oldukları • derslerden 18-19 Kasım 1995 tarihlerinde yeniden sınava girebilecekler. Beyin takımı basına tanıtıfcfı • İstanbul Haber Servisi - Romanya'nın Braşov kentinde gerçekleştinlecek olan "Dünya 9 Zekâ Oyunları Şampıyonası ve Kongresi"nde Türkıye'yi temsil edecek olan 6 kişılik 'Türk Beytn Takımı' dün Polat Renaissance Otel'de basına tanıtıldı. Basın toplantısında konuşan "Türk Bevin Takımı' seçici kaptanı pedagog-yazar Nevzat Erkmen. zekânın yas.la ilgilı olmadığını söyledı. Basın hizmet ödülleri • İstanbul Haber Servisi - Türkıye Gazeteciler Cemiyeti tarafından Burhan Felek adına konulan Basın Hizmet Ödülleri'ni alanlar belli oldu. Seçici kurul ödülün Bedii Faik Akın. Mehmet Kemal KurşunJu. Ali U'Ki Ersoy. Şınasi Nıhat Berker. Alaaddin Berk, Ara Koçunyan ve Mahmut Erhan'a verilmesini kararlaştırdı. Tanju Çolak, miJyonlarm gönlünde kralken kendini cezaevinde bulmayı sorguluyor 'Diizenin kurbam oldıım'• Tanju Çolak, basına gelenlerin herkesin başma gelebileceğini düşünüyor. Cezaevine düşmekle en az 4 yılının daha kaybolduğunu, bunun para olarak karşılığının ise yılda 60 milyardan 240 milyan bulacağını. 200 milyonluk bir kazanç için böyle bir suçu bilinçle işlemesınin söz konusu olamayacağını anlatıyor. ŞUKRA.N SONER Mılyonlann gonlüne girmiş futbol kra- lının hapse düşmesi bile galıba bir farklı oiuyor. Tanju Çolak, Adaletspor'un An- kara adliyebınası içındekıçalışmaodasın- da durmadan telefonla aranıyor. Hatınnı soranlar arasında bina ıçinde görev li yar- gıçlar. savcılar.adliyegöre\!ileriolabildi- ği gıbi. dünyasını defiştirdiğini söylediği cezaevi dostu. eski sendikacı Münir Ce>- lan gibi isimler de \ar Tren hattı geçtiği için bozulan ve yeni- den yapım çalışmalan \oirutulen sahanın kullanılabilır hale gelmesı. bugünlerdekı en önemlı işı. Adliye çalışanları. antrenör Tanju Çolak olunca. çocuklannı kulübc yazdırmakta sıraya girmışler. Geçen yıl ha- zırlık genç takımında 6 kursiyeri olan ku- lübün bugün adliye personelinın çocukla- nndan oluşan 120 kişilik bir kadrosu var TanjuÇolak. haftasonlannı yanındage- çiren bu çocukiara futbol öğretmeye çalı- şırken. aynı zamanda herşeyleri ıle ilgılen- digını. onlan çok mutlu ettığini. kimılerı- ni de futbol dünvasına kazandırabileceği- ni düşünüyor. Işin içine Tanju Çolak adı gınnce, büt- çesi tamtakır Adaletspor'un saha onarım çalışmasına şimdiye kadar 3 milyan bulan malzeme \e hizmet. parasız gırmış tster istemez de tutuklu Tanju Çolak, çe\rede- kıler için çok farklı bır kimlık kazanmış. Sahadakı çalışmalan görmeve gittigimiz- de. yanından hiç aynlmayan cezaevi gö- revlisi de dahil herkes için çok önemli. say- gıdeğer, sevılen bir ınsan konumunda ol- duğunu gözlemliyoruz. Yolda rastladıgı- mız polisler. adlijenin her kademesinden görevlileri sevgi gösterisi halınde hatınnı soruyorlar Olumsuz koşullar Cezae\ı koşullannı. kendim yatmamı? olsam da özellikle siyasi suçtan yatmış faz- la sayıdaki dostlanm nedeni ile biraz bilen biri olarak Çolak'a, çok ayncalıklı bir ko- numda olduğu yolunda şaka yapmaya ça- lışıyorum. Anlaşılan her koşuîda hapisha- ne hapishane olmalı kı, fena halde yarası- m deşmiş bulunuyorum. Tanju Çolak uzun uzun anlatmaya koyu- luyor.. Cezaevlerimizin her türden olum- suz koşullan ile suçlulan ıs^ah etmek şöy- le dursun. suçlu yaratan kurumlar haline geldiğini, oralarda insan degerinin sıfırol- duğunu, can güvenliğinin bulunmadığını. cezaevlerinden çıkan insanlann sonuçta topluma daha olumsuz koşullarda karış- tıklannı söylüyor. Sonra aklına kendi konumu geliyor. Da- ha da bir öfkelı. olup biteni bır türlü içine sindiremedığını ortaya koyan bir tepkı ıçinde basına gelenleri sorguluyor. "Başı- ma gelenleri hâlâ kabul edemiyorum. Gerçi herkes buraya diişcbilir. Hapisha- ne ve hastahaneye kimin düşeceği belli olmaz. Adalet mekanizmasının kurba- nı oldum. İlahlar kurban arıyordu. Kur- ban olarak ben seçildim. Yatmak bir şey değil. Ama çtktığımda sabıkalı olaca- ğım. Antrenör dahi olamavacağım. Maddi mane>i değerlerimi kaybettim. Psikopat mı ola\ım?" diyor. Başma bu iş gelmese. yaşı ile bağlantılı en az 4 yıl daha sahalann kralı olarak fut- bol oynayabileceğını vurguluyor. Bunun yılda 60 milyardan 240 milyan bulan bir parasal değeroldugunu hesaplıyor. Suc ko- nusu olayda 200 milyonluk bir avanta için. •Tanju Çolak'a göre cezaevleri insanlan ıslah eden yerler değil. Tam tersine. insana değer vermeyen çok olumsuz koşullar, cezaevlerini suçlu üreten kurumlar haline getiriyor. Düzenin cezaevlerinden çıkan insanları toplum dışına ittiğini söyleyen Çolak. kendi geleceğine yönelik olarak da sabıkah damgası ile sivil yaşama dönmek zorunda kalmaktan kaygılanıyor. insandı. Onu gerçekten sevmiştim. Piş- man değilim" diyor. Her şeyde olduğu gi- bı bu konuda da her şeyın abartılıp çırkin- leştınldiğini. her ınsanın yaşamında var olan özel yaşantısına ızin verilmediğini, kirletildiğini anlatıyor. Acaba Tanju Çolak. cezaevleri sayesın- de. her şey ı daha farklı düşünmeye. değer- lendirmeye ba^ladığmı söyleyen Tanju Ço- lak. kendi geçmişini, futbofcu dünyasını nasıl görüyor? Bürün çok başanh. yıldızolmuş futbol- cular gibi. çok küçük yaşlardan. yasamın- da futboldan başka hıçbir şeye yer kalma- dığını anlatıyor. Futbolla yatıp futbolla kalkan, zamanı- nın büyük çogunlugu antrenmanlar. maç- lara hazırlık, futbola ilışkin gelışmeleri iz- lemekle geçen bır insanın bir tür tutuklu >aşamı olduğunu söylüyor. Futboldan baskabirdünva olduğunudü- şünmeye. algılamaya zaten zamanlannın kalmadıgını belırtıyor. Hiçbırşeyin farkm- da olmadığını sö) lemekten çekinmiyor Bugünkü Tanju Çolak'ın ise ağzından "barış, kardeşlik" sözleri düşmüyor. Elınden geldığince bütün sıjasal gelişme- lerı. olayları izlediğinı. olup bıtenı yorum- ladıgını belirtıyor. Hatta yeniden hapse düşmesinde Münır Ceylan'ın düzenledığı banş zincın eylemine katılması. onla dost- luğunun payının olduğunun kendisine söy- lendiğinı. inanmak ıstemedığıni vurgulu- Antrenörlük düşleri Tanju Çolak. Ankara Adliyesi'nin sevgılisi olmuş. Polisler. vargıçlar. sa\cılar. adliye personeli saygı ile selam verhor. sevgi gösterisinde bulunuvorlar. (Fotögraflar: TARIK TINAZAY) böyle bir suçu bilinçli. bilerek işlemesı- nin. kendini riske etmesinin söz konusu olamayacağını söylüyor. Türkıye'yi soyanlann. asıl suçluların el- lerini kollannı sallayarak. üstelik toplum- da saygı görerek dolaştıklannı. başta siya- setolmak üzere heralanda kirienmış. insan- lann en yukan görevlere çıktıklannı anım- satıyor. Kendisine çok büyük birhaksızlık yapıldığına inanıyor. Tanju Çolak isminin fut- bolda çok uzun birçaba ve başanlar sonucu doğduğu- nu. kral kimliğinin. ulusla- rarası ödüllerin. futbolda zirveye çıkmanın sonucu olduğunu, bu başarıyı Tür- kıye'de elde ettiğini asla unutmadıgını ve suçlama- lann aksine asla kaçmayı düşünmediğıni söylüyor. Özellikle de kendisıni hem en jukanlara çıkaran. hem de çok kolay en dibe batıran medyaya çok kızıyor. Kral olduğu yıllarda çok fazla şımarıp şımarmadıgını. kimi eleştı- rileri hak edip etmediğini soruyorum. On- celıkle yaratılmış ımajın aksine. yogun bır gece yaşamı olmadığının, içki ve sıgara iç- mediğınin altını çıziyor. Sadece arada bır barlara gittiğini söylü- yor Sansasyon adına sorumsuzca her şe- yin abartıldığını savıınuyor. "Bu aşırı il- gi> i özel hayatıma değil, futboluma gös- terselerdi başıma bunlar gelmezdi diye diişüniiyo- runı. Başıma gelenleri hak etmediğime. değerimi bil- mediklerine inanıyorum. Olup bitenlere çok iizülii- yorum" şeklinde konuşu- yor. Söz ister istemez. özel ya- şamının her alanına. aşkla- nna uzanıyor. "Kralın sev- gilisi ancak bir kraliçe olur" koşullanmasının rolü olup olmadığını sorduğum- da. Hülya Avşar için "Bel- ki vardır. bilmiyorum, a- ma benim idealimdeki bir 10 ay sonra. hapisten çıktıktan sonrakı yaşamında Tanju Çolak. sabıka kaydının silinmesi halınde, (ki futbol dünyası ıster- se bunun basarılabileceğine inanıyor) ant- renörlük yapmayı düşlüyor. En iyı futbolu bildiğı ve başaracağı için ondan kopuk bir gelecek düşunemıyor. Ancak yenı Tanju Çofak dünyadan. olup bitenferden kopuk bın olmayacak. Toplum için. banş ve kardeşlik için de bir şeyler yapmaya çalışacak. Kendini topluma borç- lu hissettığini söylüyor. Tanju Çolak, futbol dünvasında örgüt- lenmenin çok zayıfoldugundan dayakını- yor. Hatta dostluk \e davanışmanın çok yetersiz kaldığından. En yakın arkadaşla- nndan bile. futbol dünyasından gerçek an- lamda bir vefa görmediğınden. Bürün bun- lannaşılmasının. yaşamın her alanında ol- duğu gibi futbol dünvasında da örgütlen- meden, özellikle sendikalaşmadan ve bi- linçlenmeden geçtiğinin altını çiziyor. Bu arada Rıdvan'la anlaşıp. kendilerine yeni Tanju'lar, Rıdvan'Iaryetiştirmek üze- re bır iş projelendirdiklennı duyuruyor. Türkıye'de futbolun giderek daha büyük bır tutku haline gelmesi ve başanlı olan gençler için de para kazandıran bır meslek haline gelmesinın ılgıyı çok fazla arttırdı- ğını anımsatıyor. Başka mesleklerde ba- şanlı olabilmeleri için gençlere ailelerin olanak tanıması zorunluluğu bulunduğu- nu. ancak yetenekli ve çaltşkan bir çocu- ğun yoksul aileden de gelse futboldaki ba- şansı ile kendini kurtarabileceği gerçeği- nin. çocuklan veailelerini kulüp kapılan- na sürüklediğinı belırtiyor. Cezaevınden çok farklı bır Tanju'nunçı- kacağı haberi ile, Tanju Çolak'ın "Artık sessizlik yok. Futbol için, toplum için, kendisi için doğrular ne ise onlan gör- meve, onlan yapmaya ve sö'vlemeye ça- hşan bir Tanju Çolak \ar" sözlen ıle bu söyleşimizi noktalıyoruz. Sigaradan her yıl 3 milyon kişi ölüyorfstanbul Haber Servisi - Dün- yada her yıl sıgara kullanımına baglı olarak 3 milyon kişınin öldü- gü. önlem alınmadığı takdirde 2000'liyıilardabusayının lOmil- yona çıkacagı vurgulandı. LJIuslararası V'erem ve Akcığer Hastalıkları Savaşı Bırlıgı'nın 22. Ortadoğu Bölgesi Kongresi. dün Istanbul'da başladı. Kongrenın açış konuşmasını yapan Sağlık Bakanı Doğan Baran, tüberkülo- zun gelişmış ülkelerde ortadan kalktığma. ancak son yıllarda bır- çok ülkede görülen artışın bütün dünya için şaşınıcı birgeüşmeol- duğuna dıkkat çekti. Kongre Başkanı Dr. Erhan To- sunerde I940'lı yıllarda en yavgın deyım olarak kullanılan "Her evin Önünde bir teneşir" benzet- mesınin. \eremden çok. ınsanın öl- düğünün kanıtı olduğunu belırrtı Tosuner, "Ancak BCG ve çeşitli ilaçların bulunuşııvla belirli dö- nenıler tüberkülozdan ölüm sa- yısı, > üzbinde 3-5'lere kadar iniş gösterdi. Ancak son dönemde AIDS'le birlikte tüberküloz sa- yısında dikkat çekici bir artış vaşanmaya başladı" dedı. Kongre etkınlıkleri içınde yer alan '"Siyaranın dünvada veözel- liklc gelişmekte olan ülkelerde- ki boyuru" konulu basın toplantı- sında konuşan eski >aölık bakan- larından Bülent Akarcalı. ABD'nın son \ıl içınde sıgarayı uyuşturucular arasına soktuğunu vurgulayarak şövle konuştu. "Aynı ABD, bugün ülke dışın- daki sigara şirketlerine de aynı titizlikle davranıp kampanvala- rını engellemeli. Yoksa rüm diin- yayı zehirleyen ülke olarak anıl- maya devam edecektir. Benim Türk reklamcılarına bir çagrım olacak. Aftın Küre kazanma uğ- runa lütfen yabancı sigara şir- ketlerinin iğrenç, rezil kampan- yalarına alet olmavın.'" Toplantıya katılan LJIuslararası Tüberküloz \e Akciger Hastalık- ları Bırliği Tütün Kontrol Grubu Başanı Dr. Jean François Tessier de tütün kullanımınm ölüme yol açan hastalıklann en önemlı nede- nı olduğunu belirterek kadınlarda sigara rüketiminde görülen artışın düşündürücü olduğunu ifade ettı. MESELA DEDİK ERDAL ATABEK w w Oğretmen açığına çözüm arayışlarıEMİNE KAPLAN ANKARA - Mılh Eğıtim Bakanlıgı, ağustos döne- mınde 1 7 bın yeni oğretmen ataması yapılmasına karşın okullardakı ögretmen ge- reksiniminın giderilememe- sı üzerine. yeni formü! ara- yışına girdi Bakanlık, emekli ögretmenlerin maaş- lan kesilmeden ek ders üc- retiyle derslere gırmelen. okullann vekıl öğretmen alabilmelen ve 3 bın yeni kadroyabaşvuran POOada- ym atamalannın yapılması için Maliye Bakanlıgı'na başvurdu. llk ve orta dereceli okul- lara her yıl 20 bınin üzerin- de öğretmen ataması yapıl- masına karşın, öğretmen açığı vedağılımdaki denge- sızlik sorunu cözülemedi. Bakanlık. ağustos dönemın- de yapılan 17 bın öğretmen atamasmın yeterlı olmama- sı üzenne açılan ek 3 bin kontenjana da 1700 başv u- ru alınması nedeniyle. ög- retmen açığının giderilmesi için. emekli ve vekil ögret- menlen devreye sokmayı planlıyor. Bakanlık. emekli öğret- menlenn maaşlannın kesil- meden ek ücretlerle dersle re girebılmeleri. okullanr "vekil öğretmen" alabil- melen ve 3 bin kontenjan için başvuran POOadayın atamalannın yapılması için Maliye Bakanlıgı"na baş- vurdu. Başbakan Tansu Çiller'in. projeîere "olum- lu görüş" verdiği öğreniidı. Buna göre emekJı öğret- menler. kararname çıktıktan sonra belirlenecek ilkelere göre her hafta belirli saat- lerde gıreceklen derslerden ek ücret alacaklar. Bu süre ıçinde emekli öğretmenler. maaşlannı da almaya de- vam edecekler. Bakanlık. okullara. ge- reksinım önceliğıne göre 4 bin "vekil öğretmen" kad- rosu verecek. Okullarda. "pedagojik formasyon" aranmaksızm. lise mezun- lan da "vekil öğretmen" olarak görevlendirilebile- cek. Bakanlık, başvurusu alman öğretmen adaylannın atama yetkisınin alınması durumunda da en kısa süre- de 1700 yeni öğretmenm atamasını gerçekleştırecek. Bakanlığın, yeterlı başvuru alınmayan branşlar için aç- tığı ek 3 bın kişilik konten- jana 1736 aday başvurdu. Anne-babalara uyarı 'Kreş uzun vadede olumsuz etkiliyor' İstanbul Haber Servisi - Bogaziçi Ünıversıtesı öğre- tim üyelerınden Prof Dr. Çigdem Kağıtçıbaşı. anne- babalan kreşler konusunda uyardı. Prof. Dr. Kağıtçıba- şı, "0-6 yaş arası çocukla- ra yainızca bakım bizmeti veren yuvalann, özellikle uzun vadeli etkileri çok olumsuz" dedi. Anne Çocuk Eğitirn V'ak- fı(AÇE\^\eMiIliEgitim Bakanlığı'nın işbirliğsyle düzenlenen "Erken Ço- cukluk Eğitiminin Öne- mi" konulu sempozyum so- na erdi. Sempozyumun son gü- nünde. "Erken çocukluk egirimine iki temel yakJa- şım: Kurum merkezli ve e\ merkezli okulöncesi eği- tim programlan" konusu tartışıldı. Kurumsal merkez- lı okulöncesi programlanna ilışkin bır konuşma yapan Prof Dr. Kathv Svlvi. egi- time dayalı okulöncesi ku- rumlara giden çocuklann, yainızca bakıma dayalı ku- rumlardan yararlanan ve ev ortamında kalan çocuklar- dan her zaman daha başan- lı olduğunu söyledı. Ev mer- kezli okulöncesi program- larla ılgıli bilgi \eren Prof Dr. Avima Lombard, "Ço- cuğun evde öğrenebilecek- leri sınırlıdır. Okulöncesi dönemde çocuklar için okul ortamı da gereklidir. Böylece çocuklar, anne- babaları olmadan ayakta durabilmevi. küçük birey- ler olarak isteklerini nasıl ifade edeceklerini, diğer çoculdarla birlikte olmayı öğrenebilirier" dedı. Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçı- ba§ı iseyaptıklan araştırma- lann. yainızca bakım hızme- tı veren yuvalann ev orta- mmdan daha kötü sonuçlar verdiği sonucunu ortaya çı- kardığını söyledı. Ofu •azınlık-çoğunluk' mesele- • \ sıne sizın de aklınız takılmıyor 3, mu? Kendi ülkenızde yaşıyor- sunuz, kendinizi 'çoğunluk'tan sa- nıyorsunuz, ama karşınıza öyle bır durum çıkıyor ki ne göresinız? Bal gibi azınlık olmuşsunuz da haberiniz olmamış Onun için galiba bu azın- lık-çoğunluk konusuna yeniden bak- mak gerekıyor. Çeşitli açılardan ele alındığı zaman bunu bır test gıbi ken- dimıze uygulamak da olanaklı. Şim- di. buyrun bakalım... Refahtan yüksek pay aiıyor musunuz?.. unun ölçüsü ne degıl mi? Öl- çüsü varelbette. Ama biz kes- tirmeden gidelım: - Dolar artınca geliriniz de artıyor mu. yoksa azalıyor mu? - Her yıl daha zengin mi, daha fa- kir mi oluyorsunuz? - Enflasyon size yarar mı sağlıyor. zarar mı' - Geliriniz sızi ayda kaç eün idare edıyor? 10, 20. 30. 40. 50° (Ayın oruzundan sonraya da yeti- yorsa arttırabılirsiniz de.) Bu kadar ölçüt yeter. Şimdı k re- fahtan yüksek pay alanlardan'sa- nıztam 'azınlık'tansayılırsınız. Bu- na 'mutlu azınlık' denir ki. sızın pek oralarda olduğunuzu tahmın etmıyo- ruz. Bu durumun parolası 'dolar', işaretı 'lira'dır Eğerdolarlakazanı- yor. lirayla harcıyorsanız durumu- nuz ıyı sayılır. 'azınlık'tan olursu- nuz. Yok, 'lira'yla kazanıp 'dolar'la harcıyorsanızyandınızdemektır. Sı- zın de 'kahirekseriyet'denılen 'ka- hırlı çoğunluk'tan olduğunuz orta- Azmlık mısmız, çoğunluk mu?.. ya çıkıyor. Ne yapahm. durum böy- le gösteriyor Avantaya bayıfır mısınız?.. ^Yımdi buna verilecek ikı yanıt , \ var: A şıkkı - Ne demek avan- 3T ta 1 Ehmıbılesürmem. Hakkım neyse onu alırım. B şıkkı - Avantaya bayılınm Lcu- nu göreyim. gerisı tamamdır. Şımdi kendınıze bakıyorsunuz. A şıkkma girıyorsanız 'azınlık* oluyor- sunuz, Bşıkkına gırenlerhalinıze gii- luyor. Gülmeklede kalmıyor. *\ahu adama bak, bu kelaynak kuşu ne- reden kalmış. bu zamanda böyle kafa olur mu?' dıyerek pek ayıplı- yor. Böyle yaparak da "kurna/ ço- ğunluk' içındeki yerinı aiıyor. Ama bu çogunluga da sadece 'kurnaz'de- mek yetmıvor, çünkü bu "kurnazlar" kendi aralannda 'kurnaz-avanak' tahteravallısı oynuyorlar. Bırısı bır yerde 'kurnaz' olurken. başka bır yerde "avanak" oiuyor. Ötekı 'ava- nak' da daha sonra bir işte 'kurnaz' oiuyor. Sız A şıkkında olduğunuz için bu 'kurnaz-avanak' oyununun dışındasınız. Böyleceçoğunluğunda dışında kalıp azınlıktan oluyorsunuz Yalan söyter mısiniz?.. A şıkkı - Hay ır söy lemem. Söy- / | leyenden de nefret ederim. - / J L B şıkkı - Başım sıkışınca ne yapayım. söylerim. Herkes de öyle. Eh, herkes demeyelim ama çoğun- luğun böyle olduğu ortada, Çocukia- ra 'Yalan söylemeyin, çok kötü bir şeydir'derken büyüklerimızin yalan- larına ne dıyelım? Vaüahı çocukiara bakacak yüzümüz kalmıyor. Bugü- nün çocuklan en yakınlarından baş- layan yalanlan sıralayınca ne deme- lı? Şımdı başı sıkışan neyse ne de. karşısındakinı kandırmak için yalan söylemeyene yakmda madalya venl- se yerıdir Ama şu A şıkkındakilere ne söy- leyelim? Durumlan çok güç. Şimdi tutup da 'ille de doğruyu söyleyece- ğim' dıye tutturan erdemli vatandaş- lanmıza nasıl yardım edelim? Onla- rı başlarına gelecek belalardan nasıl koruyalım? Kardeşim sızde biraz bi- ze acıyın değil mi? Hadı kendinize acımıyorsunuz, bari bize acıyın da her zaman değilse bile 'icabında kı- vırtmayı' öğrenin. Şu 'azınlık' ha- yatından bıkmadınız mı arkadaşlar... Sızinle övünüyoruz ama, kimselere de örnek diye gösteremiyoruz. Bu memlekette hakkınızı nası! alacaksı- nız, vallahı aklımız ermiyor. Kendbıizden başkasmı da dûşünüp müsünüz? TT^endinızden ya da yakınlan- / y mzdanbaşkalarınınsıkıntıla- Ji JL^ nnı da düşünür müsünüz. yoksa 'Bana ne kardeşim. o da ken- dini düşünsün' mü dersiniz ? Bu so- runun yanıtı da iki şiklıdır: A şıkkı - Ben kendımi düşünüriim, elâlemden bana ne... B şıkkı - Olur mu öyle şey? Biz de her şeyden sorumluyuz. Şimdi bakınız, dunımunuz A şık- kına uyuyorsa siz büyük bir çoğun- luğ^n içindesiniz demektır. Çok şü- kür. bizim örfümüz âdetimiz başka- larının işine burnumuzu sokmayı ayıp karşılar. onun için de başkalan- nın basına gelenler bizı pek ilgılen- dırmez. Bizim başımıza birşey gelin- ce pek yanıp yakılınz ama, bu sefer de o başkalan bizim ışımize burun- lannı sokmadığı için kendi başımıza kalınz. Yok, böyle yapmayıp da 'Olur mu kardeşim, insanlık oldü mü, onlann başında böyle sıkıntı- lar varken bizim duymazdan gel- memiz ayıptır' diyenlerdenseniz iyı- ce 'azınlık'tasınız demektir. Biz el- bette sizin yaptığınıza kanşamayız. ama başınızın sık sık derde gıreceğı* ne hiç kuşku yoktur. Sonra bize 'Şimdi ne yapacağız, bak dedigû. niz çıktı' demeyın. Bızden %ay*. lemesı. azınlık hayatı pek zordur, siz* de çoğunluğa uyup rahat edin.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear