Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET 21 EKİM 1995 CUMARTESİ
10 DIZIYAZI
Boğaziçi'ndebüyük talan
B
ogaz'da deniz ulaşımı ne
gariptir kı yaygınlaşacağı
yerde yıllar geçtikçe
zorlaşıyor. Kocaman bir
deniz şehri olan
Istanbul'a. yetkılıler bir kara şehn
muamelesi yapmayı tercih ediyor.
Boğaz daki vapur hatlan da her yil
biraz daha azaltıyor seferlerini,
Iskelelergüzelim kıyılann ucunda
çürüyüp gıdiyor. Neyse kı hâlâ birkaç
yerden karşılıklı yolcu motorlan
işlıyor. Yenıköy'den bu motorlann
binyle Beykoz'a geçıyoruz. Boğaz'ın
karşı kıyısı da talandan nasibinı almaya
başlamış çoktan. Denizden
bakıldığında. tıraş edilmiş ve betona
bulanmış tepeler içimizi bulandınyor.
Ama kıyıdaki yerleşimlerin büyük
kısmı, özellıkle de çarşılan öylesıne
naif ki. küçük bakkal dükkânlan.
vıtnnlen kurdeleler ve sutaşlanyla
süsienmiş tuhafiyecıler ve akla
gelebilecek her şeyın satıldığı köşelere
sıkışmış dükkânlanyla bir Anadolu
kasabasını andınvor. Ama "vüla"
denılen beton denizı bu kıyı semtınin
üzenne çirkin bir çıg gibi akıyor.
Beykoz'dan üsküdar'a doğru
yürüyoruz. Kıyıdaki yalılar büyük
bahçe duvarlannın arkasında özel
yaşamlannın sessizligine bürünmüşler.
Sol taraftaki ağaçlık yamaçlarda tek
tük eski konaklann kımi onanlmış,
kimi ölüme terk edilmiş ahşaplan
görünüyor. Dar Boğaz yolu ıssız bır
kasabanın ortasında yilan gibi
kivnlıyor. Salacak'a geliyoruz.
Muhteşem manzaralı salaş kıyı.
barlann istılasına ugramış. Sahil
boyunca uzayıp giden çay
bahçelerininse ne romantik bır
kuytuluğu var ne de tstanbul'a yakışır
bir zerafeti. Kaba saba çay
bahçelerinde oturmaktan başka
şansınız da yok Kızkulesi'nın tam
karşı sında bır masaya oturuyoruz.
Henüz küçük olmanın keyfini sonuna
kadar çıkarmaya kararlı görünen bir
sürü çocuk, sandallara doluşmuş
kocaman kahkahalar atarak denize
atlayıp duruyor; bırbırlennı itıyor, suya
bir dalıp bir çıkıyor ve tstanbul'un tam
ortasında pisliği artık gözle görülen
suda çılgınca eğleniyorlar. Çaydan
başka her şeye benzeyen kırmızı sıvıyı
yudumlarken yaklaşık bir aydır
gezdığımiz Istanbul'a şöyle bir
karşıdan bakıyoruz, güneşi arkasına
almış tüm heybetiyle göz kamaştınyor.
Bir yolculuğun ardından
Bitti: istanbul değil ama bızim çeyrek
asır önceki yolculuğun peşinden akıp
giden gçzımiz bitti. Aklımız,
kulakîaârnizın duymadığı.
gözlenmızin görmediği Istanbul'da;
gönlümüz gördüklerimizin
duyduklanmızın etkisinde. Gezi
boyunca gün oldu heyecanlandık, gün
oldu üzüldük, şaşırdık ya da ağladık
• Boğaz'ın karşı kıyısı da
talandan nasibini almaya başlamış
çoktan. Denizden bakıldığında,
tıraş edilmiş ye betona bulanmış
tepeler içimizi bulandınyor. Ama
kıyıdaki yerleşimlerin büyük kısmı,
özellikle de çarşılan öylesine naif .
ki. Vıtrinleri kurdele ve
su taşlarıyla süsienmiş
tuhafiyeciler, akla gelebilecek her
şeyin satıldığı köşelere sıkışmış
dükkânlarıyla bir Anadolu
kasabasını andırıyor.
• İstanbul, 26 yıl önce Çetin Altan
ve Ara Güler'in gördüğünden çok
farklı artık. O zamanlar
hastalanmaya başlayan yaşlı şehir
bugün artık can çekişiyor. Şehrin
göbeğindeki okullarda
öğretmensizlikten dersler
yapılamıyor; musluklardan su
akmıyor, aksa da zaten
kullanılamayacak kadar pis
kokuyor; yoksulluk bir kangren
gibi evlerden evlere, sokaklardan
sokaklarayayılıyor...
Rumelihisan sırtlarından bakıldığında Boğaziçi'ndeki betonlaşma insanın içini karartıyor.
Istanbul'a. Ama gene de doyamadık.
Bıraksalar aylarca kuytulannı kanştınr.
ara sokaklannı arşmlar. insanlarıyla
sohbet ederdik. istanbul, 26 yıl önce
Çetin Altan ve Ara Güler'in
gördüğünden çok farklı artık. O
zamanlar hastalanmaya başlayan yaşlı
şehir bugün artık can çekişiyor. Şehrin
göbeğindeki okullarda
öğretmensizlikten d/rşler yapılamıyor:
musluklardan su akrrnyor. aksa da
zaten kullanılamayacak kadar pıs
kokuyor; yoksulluk bir kangren gibi
evlerden evlere. sokaklardan sokaklara
yayılıyon her gün en az bir kişi geçim
sıkmtısından bunalıp kendinı
öldürmeye kalkışıyor; anneler cinnet
geçirip çocuklarını, kocalar cinnet
geçirip kanlarını boğazlıyor; sokaklar
dilensin diye kaldınmlara bırakılmış
bebeklerden geçilmiyor... Biryandan
da birbiri ardına alışveriş merkezleri \e
barlar açılıyor. Tüketim deli hızıyla
kasıp kavuruyor vaşamlan. En yoksul
aileler bile. asla satın alamasalar da
vitrinlerde lüks tüketim mallannı
görmekten memnun olduğundan, sınıf
farkı artık kimsenin gözüne
batmadığından ve "parası olan yaşar,
olmayan sürünür" düşüncesı
yüreklerde bile legallik kazandığından
olsa gerek. artık Istanbul'da yaşananlar
kimsenin gözüne batmıyor.
Politikacılar da. yerel yöneticiler de
şehrin çürümesine göz yumuvor, kişisel
çıkarlann gerektirdiği yatırımlar
dışında kıllarını bile kıpırdatmıyorlar.
Istanbul'da yaşayanlarsa. paraları varsa
eğer kendi sınırlan ıçınde şehrin
keyfini çıkanyor. paraları olmayanlar
her gün tarifsiz acılar içınde kı\ranarak
ölüyorlar. Ama ne olursa olsun yaşam
devam ediyor \e şairlerin yedı tepeli
şehri. üzerinde olan bitenlerı. asırlardır
yaptığı gibi sessizce izlemekle
yetinıyor. İyice azalan yeşilliklerinde
âşıklara yer açıyor, pislense bile güneş
ışıklanyia herdaim panldayan
Boğaz'ın sulannı sanki sevinçle
akıtıyor içinden, gün batımlarında eşsiz
siluetini tüm cömertliğiyle sergilemeye
devam ediyor... Bir kaldınm kenanna
oturup gözümü yere dikiyorum.
yüzyıllar boyunca yaşanmış hayatlar
tütüyor usulca topraktan..
"Yaşarken yazdığımız İstanbul elbette
burada bitmedi... Yaşadığımız \e
> azdığımız sürece de bitmevecek.
Sonunda bu. biteceğiz, o bitme>ecek.
Hiç, hiç, hiç bitmeyecek_*
>
Alıntılar. ' Ai Işte Islunbul" kitabmdan
BİTTİ
IstanbııTmı görkemli saraylanMUALLA SÜMER Yazar-Fotografçı
Ş
ehir Hatlan vapurlanyla yolculuklarda
Beylerbeyi Sarayı'nı izîeyenler, hayranlık
duyarlar sanınm. Bu güzelim sarayla
1963'te dünyanın dört bucağından konuk
gelen yazarlara tstanbul Valisi tarafından
verilen resepsiyonda tanıştım. Iç dekorasyonun zen-
ginligine. tarihteki ince zevke hayran olmamak el-
de değil. "Mavi Salon"un görkemini anlatabilmek
zor. Doğu'nun. her materyali dantel gibi işleyerek
sanat eserleri yaratması doğasında var. Saltanatm,
önü alınamayan fantezisinin de katkısıyla; altınlar,
gümüşler, en nadide mermerler. gül ağaçlan. ipek-
ler. \itraylar. porselenler. kristaller sanatkârlann
engin ruhlan ve maharetleriyle izlemeye doyulma-
yacak güzellikler panoraması yaratarak nesilden
nesıle ulaşabiliyor. Barok tarzı çift kollu döner mer-
dıvenden inip havuzlu salona geçtim. Tepede: Se-
kızgen bir tarzda yerleştinlmiş yaldız bezemeli
camlar. Doğu'nun stilıze motifleri, geometrik çev-
relemenin köşe veortalardaki madalyonlann; bay-
rak-sancak-tuğ- deniz resimleri ve ortadaki koca-
man havuzla tarihsel bir rüya âlemindeydim sanki.
Yerden itibaren yükselen oymalı altın çerçeveli kris-
tal aynalar. paha biçilemez avizeler... Böylesi zen-
ginlikler başka ülkelerin saraylannda da var elbet.
Ama kişi kendi vatanınm tarihsel görkemli binala-
nnı gezerken kişisel zenginliği imişçesinebirduy-
guya kapılıyor. Sarlds ve Agop Balyan kardeşlerin
tasanmlanyla Abdülaziz zamanında inşa edilen
Beylerbeyi Sarayf nın en zarif ve ilginç bölümleri
"Deniz Köşkleri" sanınm: Fantezı dolu "Doğulu"
tarzlanyla, ahşap kaburgalı çadır biçımi eğrisel ör-
tüleri: sekizgen tabana sivrikaç kemer oluşturarak
bağlanmıştır. Bahçe kameriyesı görünümündedır-
ler. Içlerindekı sekizgen salon: çeşıtlı hay\an figür-
lerinden oluşan resimlerle bezenmiştir. Yeşillikler
arasında minyatür gibi duran deniz köşklerinin re-
vak mekânı çok sayıda kubbecıklerle örtülüdür.
I Boğaz Köprüsü'nü geçerken: Beylerbeyi aya-
ğınm yakınındaki vemyeşil korulukta minyatür gi-
bi duran. beyaz boyalı üç katlı güzelim köşkü fark
etmemek olanaksız. Bugünkü sahipleri MESA în-
şaat'a. bu nadide köşkü çok iyi koruduklan için te-
şekküretmeyi borç bilırim. Binanın ilk sahibinin to-
runu olan aziz arkadaşım Süheyl Uryani'yi (yüksek-
mimar) bu güzel baba ocağını nasıl olup da elden
çıkardıklan için taşlamadan duramam.
II. Abdülhamid'ın danışmanı. Sultan V'ahdet-
tin'in adliye nazırı Mehmet Cemil Molla'nın,
1800'lerin sonuna, kendi zevkıne \e tarifıne uygun
olarak Ermenı birmimara yaptırdığı bu güzel köşk-
te, torunu Süheyl Uryani çocukluğunun mutlu gün-
lerini yaşarken. 1929'da İstanbul Boğazı'nı ılk kez
buzlar kaplar. Süheyl. dokuz yaşıh merak ve heye-
canıyla buzlar üstünde yürürken kayıp buz gibi su-
lara gömülür. Kurtanlıp köşke götürülene kadar şi-
fayı kapar, nefritin yan etkileriy le ömür boyu didi-
nir. Şair-i Azam AbdiilhakHamitTarhan'ın da ya-
şadığı (1852-1937) bu tarihi binada gençlik yıl'la-
nnı yaşayan arkadaşımız Süheyl Uryani. pederini
de orda yitirdi.
Çırağan Sarayı
Abdülaziz zamanında büyük bir mali kriz yaşan-
dığı sıralarda, ülkenın önemli ihtiyaçlanna aynlan
paralara el atılarak -faizle borç alarak- bazı mülk-
lerin geliri karşılık gösterilerek, padişahın kaprisi
uğruna inşa edilen Çırağan Sarayı, hanedana uğur-
suzluk getirmıştirdenebilir. İnşa edildiği sıralarda
bitişiğindeki Mevlevihanenınarazisinedeel konu-
lur. Mevlevi büyüklerinin mezarlan yeni yapılan bi-
nanın temelleri altında kahr. Mevlevilerin gönülle-
rinın kınlışı. uğursuzluklann nedeni sa>ılır. Bu sa-
rayın yapımına da Sarkıs Balyan imza atmış.
Esas yapı \ e Ortaköy "e kadar uzanan ek sarayla-
nnyapımı 12yıldatamamlanmış(l871). fakat Ab-
dülaziz görkemli sarayda çok orurmavıp. Dolma-
bahçe Sarayı "na dönmüştür Dört yıl sonra tahttan
indırilıp: Cırağan'ın Ortaköy'e en yakın olan so-
nuncu ek binasına götürülmüştür. 1876'da orada öl-
müştür. Bahtsız padişahlardan V. Murad da tahttan
indirildıkten sonra bugün onarılmış olan ana bina-
sına kapatılmtştır. 1878de ihtilalci ruhlu gazetecı
ABSuavi. V Murad'ı tekrartahta çıkarmak için top-
ladığı (2009 göçmen işçiyle Abdülhamid'ın ma-
beyn dairesini basmışsa da; başanlı olamavıp can
vermiştir. Abdülhamid. bu kez V Murad'ı annesiy-
le birlikte önce Malta Köşkü'ne. sonra Çırağan'ın
günümüzde kız lisesi olarak kullanılan harem bi-
nasına kapatır. Otuz yıl tam mahrumivet içınde ora-
da bannanV Murad. 1904'teaynı binadaölür. Dört
yıl sonra Abdülhamid tahtını kaybedınce; Meşru-
tiyet Dönemi Meclis-i Mebusan Reisi Ahmed Rı-
za Bey. yenı sultan Reşad'dan, Meclis'ı Mebusan \e
Ayan'ı Çırağan'da yerleştirme ıznı aldıysa da ikı ay
sonra 1910'da bına cayır cayır yanarak dört duvar
kaldı 1924'te hilafet kaldınlıp. hanedan yurtdışı-
na çıkanlırken V Murad ve aılesinin oturduğu altı
Feriye saraylanndaki antikalar yok fivatına satılır.
binalar boşaltılıp okullann hizmetine bırakılır.
Yıllarca ŞerefStadı olarak kullanılan yanık 'va-
ray için 198
7
"den sonra uluslararası ihale açılarak
Hünkâr Bahçesi'ne bir otel inşa ettirildi. Yanmış
HünkârSarayı ıçinde ıse Kempinsky Otel'ıntören-
bale salonlan. restoranlan inşa edildi. (1.5 km uzun-
lukta tarihi anıtsal kordon: Osmanlı Imparatorlu-
ğu'nun ihtışamının son örneğıdir.)
Yıldız Sarayi
500 bin metrekarelık bahçe ve koruluk içine yer-
leşmiş Yıldız Sarayı. yönetim-koruma yapıları ve
camisiyle 44 bölümlük bir başka dünya. Sarkis-
Agop-Garabet Balyan'lar. Raimondod'AronccVa-
salaki İonnidis, A. \allaurv. Yanko, Berthier: Mi-
marlar silsilesı. Sultan'ın üslup ve biçim belirtme-
lerini deekleyelim. Agop ve Sarkis Balyan'ın tasa-
nmlanyla: Büyük Mabeyn. Şale, Malta. Çadır
köşkleri... Kış bahçeleri, seralar, Yaveran Köşkü.
Harem Köşkü. ahırlar. tiyatro vesergi binalan. nö-
betçı pavyonu. çinı fabrikası: İmza. d'Aronco. Gö-
nül "Türk" ımzasının atıldıâı szünümüzden vanael-
bet. Yıldız Sarayf nı çeviren çok yüksek ve çok ka-
lın duvarlar.. Gizlilik korkutucudur. Duvarlann
ıçinde saltanat. romantik pitoresk bahçe içinde san-
dallarladolaşılan (300 m) uzunlukta yapay göl, kas-
kadlar, romantik köprüler. oh ne güzel! Dev let ma-
aşlanödeyebiliyormuydu?Hayır. Saltanat sonaer-
dikten sonra ıhmale uğrayan saray bahçesinin dış
koruluğu 1940'tan sonra Yıldız Parkı olarak adlan-
dırıldı. 1950'lerde bahçecilik uzmanı Lütfî Arif
Kamber. Çırağan Sarayı'nın arkasındakı sette her
yıl -\'üdızÇiçeği'"sergileridüzenledi. 1960-70'ler-
de bakımsız kalan ve kötü nıyetlılenn istılasına uğ-
rayan Yıldız Parkı. l979başındaTurıngveOtomo-
bil Kurumu'nun onarımına - bakımına ve ışletme-
sine bırakıldı. On beş vıllık emekten sonra Çelik
Gülersovun himmetiyle; rahatça gezilir ve dinle-
nilir turistik görünüm kazandınldı.
Ihlamur Kasn
Beşiktaş'ta. Fulva - Topağacı semtlennin aşağı
bölümünde. tanhte Nüzhetıye mesirelennın bulun-
duğu yerdedır Ihlamur bahçesi Abdülmecid tara-
fından Nigoğos Balyan'a yaptınlan Ihlamur Kasn:
Abartılıdışsüslemelenyle. sütunlanyla. vazolany-
la, iki kollu merdivenle çıkılan balkonuyla zengin
tarihimızın tıpik bır esendır. İkincı bina Maiyet
Kasn keza. Abdülaziz ve \. Mehmed Reşad zama-
nında da dinlenme köşkü olarak kullanılan Ihlamur
Kasn ve mesiresi; I. Dünva Savaşı sonrası ve cum-
huriyet devnnde 1950'lere kadar boş ve bakımsız
kaldılar. 1951 *de İstanbul Belediyesi'ne verilince;
Belediye Başkanı-V'ali Fahrettin Kerim Gökay.
1952'de Harem Köşkü'nde Tanzımat Müzesı'ni
kurdu. Ihlamur Kasrı'nı (Merasım Köşkü) ziyare-
te açtı. Sonrakı yıllarda köşkler belediyeden ayn-
larak müze olmaktan çıkanldı. 1980'de köşkler ona-
rılarakyeniden halkaaçıldı. Sessiz ve serinbirbah-
çede huzur duvnıak isteyenler Ihlamur Kasn ve
bahçesini ziyaret etsinler.
BİTTİ
ÇALIŞANLARIN SORULARI / SORUNLARI YILMAZ ŞÎPAL
Bana aylık baglanmadı ve hiçbir ödeme de yapılmadı
SORU' Sekiz yıldır. devlet memurluğu vapmak-
tayım. Altı ay önce, vıllık izin kullanmakta iken. tra-
fık kazası sonucu, çalışamayacak derecede sakat kal-
dım. Sağlık kurulu karan ile devlet memurluğu ya-
pamayacağım belgelendi. Böylece elimde olmayan
nedenlerle emekliye ayrılmış oldum. Ancak. Emek-
li Sandığı'nca bana aylık baglanmadı ve hiçbir öde-
me de yapılmadı. Hiç mi yasal hakkım voktur?
T.C. Emekli Yasası'nın 44. maddesı uyannca. gö-
revle ılgilı olmaksızın. nedeni ne olursa olsun. sakatlanan ya da tu-
tulduklan iyileştirilmesi olanaksız hastalıklar sonucu. 'vazifeleri-
ni yapamayacak duruma giren iştirakçiler'e 'malul' denilmekte
ve yasanın öngördüğü koşullar uygunsa, çalışamayacak derecede
sakatlananlara adı malullük aylığı bağlanmaktadır.
T.C. Emekli Sandığı Yasası'nın 53. maddesinde 'adı malullük
aylığının hangi koşullarda bağlanacağı belirlenmiştır.
"Adı malullük aylığı, fiili hizmet müddetleri en az 10 yılı tamam-
lamış bulunan iştirakçilenn fiili ve itibari hizmet müddetleri top-
lamına göre ve malullük dolayısıyia vazifeden aynldıkları tarihte-
ki keseneğe esas aylık veya ücretleri' göz önüne alınarak bağlan-
ınakmtadır.
Yasada, malullük aylığı bağlanabilmesi için aranan koşullardan
biri de, fiili çalışma süre.sinin, en az 10 tam yılı doldurmasıdır.
AncakenazS tam yıl emeklilığe bağlı bırgörevdeçalışıp. yine
iyileştirilmesi olanakız derecede sakat ya da hasta olup, başkalan-
nın yardımı olmaksızın yaşamını sürdüremevecek durumda ve ge-
çınebılecek kazancı olmavanlara da malullük avlıûı baûlanmakta-
dır.
Sos>al Güvenlık Kurumları arasındakı çelışkılerden bırı de ma-
lullük aylığı bağlanması için aranan koşullardır. Oysa ki, 506 sa-
yılı Sosyal Sigortalar Yasası hükümlerine göre. "Toplam olarak
1800 gün v ey a en az 5 yıldan beri sigortah bulunup, sigortalılık sü-
resinin her yılı için ortalama olarak 180 gün malullük. yaşlılık ve
ölüm sigortası primi ödemiş' sigortalılar. çalışamayacak duruma
geldiklerinde aylık almaya hak kazanır. Bağ-Kur Yasası uyannca
da malullük aylığı bağlanabilmesi ıçın "en az 5 tam yıl sıgorta pri-
mı ödemiş olmak' yeterlidır.
Üç ayrı sosyal güvenlık yasasından ikisı. malullük aylığı bağlan-
ması ıçın 5 vıllık bır süre çalışmış olmayı yeterli göımüş. en eski
ve en köklü sosyal güvenlik yasası olan T.C. Emekli Sandığı Ya-
sası ıse. bu süreyi 5 yıl fazlasıyla 10 yıl olarak kabul etmiştir.
Bukonudayapılacak vasal düzenlemc iledileyelimkı bu 10 vıl-
lık siire 5 yıla indirilsin ve böylece bu konuda sosyal güvenlik ku-
rumları arasında eşıtlik sağlansın.
POLntKA VE ÖTESİ
MEHMED KE>L4L
Devlet Adamlığı... \
Turlardan sonra eski dostumuz İsmet Sezgin, TB-
MM Başkanı oldu. Adaylara baktığımda olacağı bel-
liydi. Bir dostumuz gitmiş (Cindoruk), bir başka dos-
tumuz (Sezgin) gelmişti. ismet Sezgin'i Aydın Bele-
diye Başkanı'yken tanınm.
Aydın'da şimdi adını unuttuğum bir barajın temeli
atılacaktı. Temeli, zamanın başbakanı Adnan Men-
deres atıyordu. Menderes'in hem memleketi hem
de seçim bölgesi olan Aydın'ın belediye başkanı İs-
met Sezgin'di. Parti başkanı da şair Hamdi Kestel-
li'ydi. İsmet Sezgin'i Kestelli aracılığıylatanıdım. Ge-
ceki şölenden sonra Menderes dinlenmeye çekilin-
ce yakın sayılan bizler içmeyi sürdürmüştük. Şiirler
okumuş, şarkılar söylemiştik. Dostluğumuz yıllarca
eskiye dayanır.
Kızlanmız (Önce'yle Seynan) TRT'den arkadaştır-
lar; arada bir selamını alır, selam gönderirim. içişleri
bakanlığından sonra bir kıyıya çekılmıştı. Şımdi yeni-
den öne geçti.
Bizim politikacılar arasında devlet adamı azdır. Si-
yasetçi olur. ama devlet adamı olmaz: "nazik olur, a-
ma nazenin olmaz"... Adam siyasete atılır, bir parti-
ye girer, gücüne göre sıralamaya uyarak bakan olur,
kabineye girer, ama devlet adamı değildir. İsmet Sez-
gin dostumuz, politikanın dehlizlerinde yoğrula yoğ-
rula devlet adamı olanlardandır.
Padişahlıkta da cumhuriyette de çok değerti dev-
let adamları çıkmıştır. Devlet adamı gelenegi sürmüş-
tür.
Ancak, Demokrat Parti döneminde iş biraz değiş-
miştir. Partinin kurucularından dördü, devlet makam-
larını aralannda paylaşmışlardır. 27 Mayıs'ta seçim-
leri kazandıktan sonra dört kurucudan Celal Bayar
devlet başkanlığına, Refik Korartan meclıs başkan-
lığına, Adnan Menderes başbakanlığa, Prof. Fuat
Köprülü de dışışleri bakanlığına oturmuşlar; uzun
süre yanlarına kimseyi almamtşlar, devlet adamı ye-
tiştirmenin önünü tıkamışlardır.
Devlet adamı, devletin içinde pişe pişe olunur. Önü
tıkalıysa, kimseye açılmıyorsa nasıl devlet adamı olu-
nur?
Güdük siyasetçileri saymazsak. bizde birkaç kabı-
ne dolduracak kadar adam vardır. Siyasetin ayağa
düştüğü, "parayla para kazanmanın" beceri sayıldı-
ğı bir dönemde siyaset adamları karanlıkta kalır.
'46 demokrasisinden bu yana pek az devlet ada-
mı çıkmıştı. Siyaset adamı mı, beklendiğinden de çok
çıkmıştır. Nice kendini bilmezler devlet adamlığına
soyunmuşlar, yaya kalmışlar. Bakın ortalıktaki siya-
set adamlarına.. kaç devlet adamı bulursunuz? "Pa-
rayla para kazanma" çağında gözünüzü dolduran var
mı? Devlet adamı ararken bir boşluğa bakıyor gibi ol-
muyor musunuz? Boşa yormayın kendinizi, bir süre
daha bekleyecegiz.. devlet adamı seradan çıkmıyor.
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAM
1 2 3 4 5 6 7 8
SOLDAıN SAĞA:
1/Polatlıilçesiya-
kınlannda, Frigya 1
dönemınden kal- „
ma ünlü antık ^
kent. 2/Bırçalgıyı 3
dogrU ses vermesı
için ayarlama... 4
Telefon sözü. 3/ c
Güney Amerı-
ka'da yaşayan bır 6
yük hayvanı... Aİ- -,
gılanan nesnelenn
temel niteligı. 4/ 8
LçSaahşorter'den
bin... Matematik- °
te kullanılan sabıt bir sa> 1 5/
Şöhret... Bir nota. 6/ "Sema-
ya— çektı ah ü fıganım"
(Karacaoglan)... Kuran'dabir
sure. 7/ Idare lambası. 8/ Be-
lırti... Memelilerde ana ıle
dölüt arasında kan alıp verme
işını saglayan organ. 9/ Re-
çıne... Pırinç ve şekerkamı-
şından elde edilen bir tür ra-
kı.
VX
T
KARIDAN AŞAĞIYA:
1/ M ilyonlarca yıldızdan, yıl-
dız kümelerinden. bulutsu ve gaz bulutlanndan oluşmuş ba-
ğımsız uzay adası. 2/Tellı balıkçıl... Dağkeçısı. 3/ XVIII.
yüzyıl sonunda klasısızme tepkı olarak doğan edebıyat ve
sanat akımı. 4/Tıvatro niteligı taşıyan radvo ya da televız-
yonyayını. 5/Köpek... Dınadamlannın simgesı sayılanbaş-
lık. 6/ Akıl... Son derece kavgacı olan gözde bırakvaryum
balığı. II Cılve... Kahveci tepsisi. 8/ Hayvanlann bağlan-
dığı gölgelık... Olumsuzluk belirten bırönek... 9) Lokanta-
larda garson vamağı "Bır — var idı zaif ü nizâr ' Yük elın-
den katı şıkeste vü zâr" (Şeyhı).
KAMAR Kamuoyu ve Medya Araştarmalan A.Ş.
ARAŞTIRMA YONETİCİSİ
arıyor.
Adaylarda aranan ozellıkler:
• Bir araştırma pfojesinı teklif hazırlamaktan
rapor yazımına kadar yürütebilmek
• Bır araştırma şırketinde en az 1 yıl uzman
olarak çalışmış olmak
• Yabancı dıl (tercıhan Ingilizce) bilmek
• Ünıversite mezunu olmak
• Bilgısayar kullanabilmek
Adayların 15 Kasım 1995 tarihine kadar 'Uzman'
rumuzu ile
Kasap Sok. Altınay iş Merkezi 10/4 80280 Esentepe-
Istanbul
adresıne fotoğraflı özgeçmişlerinı içeren bir mektupla
ya da 0-212-288 58 97 numaralı faksla yazılı olarak
başvurmaları
gerekmektedir.
Tüm başvurular gizli tutulacaktır ve yanıtlanacaktır.
ILAN
T.C.
BAKIRKÖY 5. SÛLH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
i 995 1038 Esas
1995 '984 Karar
Davacı Ayşegül Sidal tarafından mahcur Yilmaz Si-
dal aleyhine ikame olunan vasi tayini davasının yapı-
lan açık yargılaması sonunda:
Davanın kabulü ile tstanbul ilı. Eyüp ilçesi. Mimar-
sinan Mahallesi cilt: 030/04. savfa 65 ve kütük sıra no:
364'te nüfusa kayıtlı ve halen fstanbul Bakırköy Kar-
taltepe Mahallesi Camı Sokak Bahar Apt. B Blok No:
1 1 Kat: 2 D: 6 adresinde ikamet eden Kemal ve Me-
liha oğlu 17.1.1965 D.lu Yilmaz Sidal'ın hacir altına
alınmasına v e kendisine aynı yer ve hanede nüfusa ka-
yıtlı keza aynı yerde mukim eşı Mehmet kızı 1969 D.lu
Ayşegül Sidalın TM.K.'nın 355. maddesı gereğince
vasi olarak nasp ve tayinine. 13.10 1995 tarihli celse-
de karar verilmiştir. llan olunur. 18.10.1995
Basm: 48548