23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
îKİM 1995 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOM1 imerbank ismen özelleşti ANKARA (Cumhuriyet irosuı- Sümerbank'ın tış sö;leşmesi imzalandı. jylelıde Sümerbank, :rçek mlamda ^elleştrikn ilk kamu ınkası oldu. Özelkşttrme laresi Başkanlığı'ndan apılanaçıklamava göre ümerbank AŞ'de bulunan üzde 100 oranmdaki kamu ayının 103 mityon 460 bin lolarbedellelPEKSİplik Fekstıl Sanayi AŞ"ye -atışına ılişkin sözkşme, iün imzalandı. Sözkşme uyarınca ahcı firma, satış bedelınin 51 milyon 730 bin dolarhk bölümünü "peşin" olarak ödedi. K.alan tutar ise sözkşme tarihinden 24 ay sonra tahsil edılecek. Vadeye bağlanan borç miktanna ABD Dolan bazında yıllık LlBOR artı yüzde 2.5 oranında faiz uygulanacağı ve satış bedeline ilişkin borç îutanyla diğer yükümlülükler için. ahcı firmadan kesın banka teminat mektubu alındığı belirtildi. yöneticileri yargıtandı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Çalışma \e Sosyal Güvenlik Bakanhğt'nın suç duyurusu üzerine. görevkrini kötüye kullanmak iddıasıyla yargıianan. eski Bağ-Kur Genel Müdürü Hilmi Sabutıcu'nun da aralannda bulundugu kurumun 17 üst düzey yöneticisi hakkında 5'er yıl hapis cezalan talep edildi. Ankara9. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki dünkü duruşmada. Mahkeme Başkanı. dava dosyasının uzun süredir bilirkişide bulunduğunu anımsatarak duruşmayı bir başka günebiraktı. TİSK ve DİSK koalisyondan memnun • AJNKARA(AA)- Türkiye tşveren Sendıkalan Konfederasyonu (TİSK) Genel Başkanı Refik Baydur. DYP-CHP koalisyonunun yeniden kurulması için görüşmekrde bulunan DYP Genel Başkanı Tansu Çilkr ıle CHP Genel Başkanı Denız Baykal'ın doğal olanı yaptıklarını belirterek "DYP-CHP koalisyonu seçime kadar yürütülmeliydi" dedi. DİSK Genel Başkanı Rıd\ an Budak da azınlık hükümeti ve geniş tabanlı hükümetin mevcut koşullarda mümkün olmadığını. DYP-CHP koalisyonunun yeniden bekkndigini kaydetti. Holdmgler GAP'ta yatırımı holandırdı • ŞANLRRFA(AA)- GAP'ta sulu tanma geçilmesi ile bırlikte Türkiye'nin önde gelen holdingkri de yattnm hazırhklannı htzlandırdılar. Koç ve OYAK'tan sonra Kar Holding de Çamhca Inşaat ve Turizm Şirketi ile GAP'ta PVC. polietikn boru ve firting üretmek için fabrika kuruyor. Şanlıurfa Yahsi Ziyaeddin Akbulut. Kar Holding Şirketler Grubu kuruluşu olan Çamlıca tnşaat ve Ticaret AŞ'nin. Şanhurfa-Gaziantep karayolunun 15. kilometresindeki Organize Sanayı Bölgesi'nde fabrika kurma talebinin kabul edildiğını bıldirdi. EmlakBankası kampanyayı uzattı • Ekonomi Servisi - Emlak Bankasf nın 25 eylül-17 ekım tarihkrı arasında yer âlan "Aramakla Bulunmaz" sloganıyla tanıtılan 250 milyon lira ön peşinatlı konut satış kampanyasının 27 ekime kadar uzatıldıgi bildirildi. Görmüş olduğu takp nedeniyk uzatılan konut satış kampanyasının aynı koşullarla devam edeceği açıklandı. Bono itıalesi • ANKARA (Cumhurivet Bürosu)-Hazıne Müsteşarhğı, bugün 96 gün \adelibono ihaksi düzenkyecek. Bonolann ihraçtafihi, 19Ekim 1995. aeri ödeme tarihi de 2i Ocak 1W6 olarak belirkndı. Hazine'nin en son 10 ekimde düzenkdiği 111 gün vadelı bono ihalesinde yılhk ortalama faiz, yüzde 94.14 olmuş ve 52 trilyon 519.4 milyar liralık satış yapılmıştı. BENCEUlusal gelirden, çalışan yüzde 25.1, tanm sektörü yüzde 15.9 pay alırken rant yüzde 57.6 aldı Jreten aynı kaderı paylaştı siVase«nQ/ . P w «3 Toplumsal olayla İZZETTİN ÖNDER Başbakan Çiller. IMPye teslim oldu. ESRAVENER ANKARA - Tansu Çüler baş- kanlıgında. kurulan 50. hüküme- tin görev yaptığı yaklaşık 2 yıl- lık dönemde. çalışanlar. üreticikr veesnaf yüzde 149.6oranına\a- ran enflasyon karşısında ezilir- ken. en büyük geliri rant kesimı sağladı. Boğaziçi Lniversitesi öâretim üyesi Prof. Dr. Süleyman Özmucur'un yaptığı hesaplama- lara göre, geçen yıl ulusal gelir- den çahşanlann aldtgı pay yüzde 25.1. tanm sektörünün aldıgı pay da yüzde 15.9 düzeyinde kalır- ken, en büyük payı yüzde 57.6 oramyla rant-faiz-temettü geliri sağlayan kesim aldı. Başbakan Çiller'in, 1994 yı- lında yaşanan ekonomik buna- hmdan çıkış için Uluslararası Pa- ra Fonu"yla (İMF) masaya otur- masmın ardından. tüm ekonomi politikalan IMF'nin öngördüğü istekkr doğnıltusunda şekilkn- dirildi. Cilkr. 5 Nisan 1994'te al- dtğı kararlarda, yine IMF'nin • IMF'nin istekleri doğrultusunda hazırlanan programlar çerçevesinde 1994"te memurun ahm gücü. DPT'nin rakamlanna göre yüzde 40 düzeyinde azaldı. Bu yıl da kamuda çalışan işçılerin ücretleri. ilk 9 ayda yüzde 52'ye varan orandaki enflasyon karşısmda eridi. önerileri doğrultusunda, KİT ürün fiyatlannı yüzde 100"e ya- kın oranlarda arttinrken. esnafve tüccara da ek \ergi getirdi. Esnaf ve tüccar 1994 yılında 70 trilyon liralık ek vergi ödedı. DİE \eri- krine göre. ticaret \apan bu ke- simin gayri safi milli gelir için- deki pavı. geçen yıl yüzde 10 dü$tü. IMF'nin destekleme alımlan- nın sınırlandtnlması yolundaki koşulunun ardından. hububat. tü- tün ve çay dı^ındaki hiçbir ürün için alım fıyatı açtklanmadı. Hü- kümetin destekkme politikasını askıya alması ve birlikkre kay- nak aktarmaması üzerine, birlik- lerin ahm yapamaması nedeniy- k, üretici. ürününü düçük fiyat- tan tüccara satmak zorunda bıra- kıldı. DlE verikrine göre, yılın ilk 8 aylık döneminde tüketici fi- yatlanndaki yüzde 40.8 oranın- daki artışa karşın. çiftçinin eline geçen fiyatlaryüzde 27.4 oranın- da arttı. Aynı dönemde. gübrede fiyat artışı, yüzde 72 oldu. 5 Nisan Kararlan çerçevesin- de. memur maaşlanna geçen yıl yalnızca yüzde 54 oranında zam veren hükümet, bu yıl da maaş- lara yıl sonu enflasyon oranı doğ- rultusundayüzde 72 oranında ar- tış yaptı. Memurun alım gücün- de geçerj yıl oluşan kayıp, DtE ta- rafından yüzde 40 düzeyinde he- saplandı. Hükümet, 1995 yıiı içinöngör- düğü yüzde 80 oranındaki enf- lasyon hedefine karşı, yılbaşmda kamuda çalışan işçilerin ücretle- rtnı dondurmayı programladı. Hükümet. 9 a\ boyunca sendika- larla toplusözleşme için masaya oturmazken. kamuda çalışan yaklaşıÜ 350 bin ışçi. cumhurivet tarüıinin en büyük grevini baş- lattı. İMF hükümete şubat ayında sunduğu raporda. 1995 yılında kamuda çalışan işçilerin ücret ar- tışlarınınsınıriıtutulmasıbuyön- temle özel sektördekı işçi malı- yetkrinin de düşürülmesi iste- minde bulunmuştu. Hükümetin. uyguladığı yük- sek faizli, kısa \adeli iç borçlan- ma politikası en çokbanka ve ser- maye kesimine yaradı. Hazine bonosu gelirlennden kesilen yüz- de 5 oranındaki vergi kaldınltr- ken. sermaye kesimine yalnızca geçen yıl 191 trilyon 767 milyar liralık vergisız faiz geliri dağıtıl- dı. Hazine'den ahnan bilgiye gö- re. iç borç geri ödemeleriyk bu yıl kamudan sermaye kesimine aktanlan vergısiz faiz geliri de 450 trilyon liraya ulaştı. •Rutin KİT zamlan sürüyor, ancak asıl geciktirilen akaryakıt zammı, pahalılığı körükleyecek Enflasyona ^benzin dökülecek' HÜLVAGENÇ KlT ürünkrine sessiz sedasız zam y ağıyor. Öncekı hafta yüzde 15 zamlananTekel ürün- krini. yüzde 5.9 ile şeker. yüzde 5'le çay. yüzde 8"k SEKA ürünleri takip etti. Enflas- yona getirdıği yük nedeniyk akaryakıt ve akary akıt ürünkrine ise haziran başından ıti- baren zam yapılmadı. Akary akıta yapılan zamla birlikte birçok ürünün fiyatınm arttığtnı belirten Petrol Ürünleri Işverenleri Sendikası Başkanı Is- mail Aytemiz, enflasyonu baskı altında tut- mak isteyen hükümetin akaryakıt zammın- dan kaçındığma dikkat çekti. Akaryakıt fiyatlannın artmasınt fırsat bi- kn bazı çe\rekrin bütün ürünlere zam \ap- ttğını hatırlatan Aytemiz. hükümetin bu ışten stokçulann ve bazı uyanık çevrekrin kazanç- lı çıkmasını istemediğini vurguladı. Haziran ayında dövizin 43 bin lira olduğuna değinen Aytemiz. doların bugün 50 bin lıranın üzeri- ne çıktığını hatırlatarak. akaryakıta bu zatna- na kadar yüzde 13.6 oranında zam yapılmış olması gerektiğıni savundu. Türkiye Akaryakıt Bayıleri Ve Gaz Işve- renkri Sendikası (TABĞlS) Başkanı Ka\-a Baban. enflasyonu körükkmemek amacıyla geciktirilen akaryakıt zammının daha büyük sorunlara gebe olduğunu söykdi. Kısa bir süre sonra Istan- bul'da akaryakıt sıkıntısı yaşa- nılacağını savunan Baban. "PetnJ rafınerileri zarar ettigj icin ithalattan kaçını\or"" diye konuştu. Anadolu %e Ambarlı deposunda benzinin kısıtlı ol- duğunadeğinen Baban. şuandaKınkkakra- finerisinden tankerk benzin taşındığını belir- terek "Bu çok masraflı bir tedbir. Aynca ta- şınan miktar da oklukça kısıtir dedi. TÜP- RAŞ'tan yapılan açıklamada rafineri üretim programlannın \ e buna bağlı olarak hampet- rol anlaşmalannm yıllık bazda yapıldığına dikkat çekikrek Marmara bölgesinde tüke- tim fazlası bulundugu için üretim fazlası olan Kınkkak rafinerisinden benzin dağıtımının yapıldığı kaydedildi. TÜPRAŞ rafinerikrinde ülke tüketimini rahatlıkla karşılayacak düzeyde üretim ya- pıldığını ifade eden yetkilikr, stoklarda ye- terincehampetrol bulunduğunu. herhangi bir krizin söz konusu olmadıgını vurguladılar. DiğerKtT ürünkrine ise her ay rutin zam geliyor. Geçen hafta şekere gelen yüzde 5.9 oranındaki zammın ardından 50 kiloluk bir çuval şekerin fabrika çıkış fiyatı 1 milyon 850 bin liradan 1 milyon 944 bin liraya çıktı. Piyasada 50 kiloluk şeker çuvalı ise 2 mil- yon 300 bin lirayı buluyor. l kilo tozşekerin fabrika çıkış fiyatı 38 bin 880 lira iken, piya- sada 46 bin liradan satılıyor Çay fiyatlan ise önceki gece ani bir karar- la yüzde 5 zam gördü. Rutin yapılan zamla- nn tüketicıy i korumaya yönelik olduğunu açıklayan Rıze Çay- kurGenel Müdürlüğü yetkilile- ri ise çay üzerinde stokçulann söz sahibi olmasının engelkn- diğinı ifade ettikr. Son zamla l kiloluk Rize Turist çayın fabri- ka çıkışı 125 bin liraya. 500 gramlık Fıliz Lüx çayın fiyatı 146 bin liraya yükseldi. SEKA'dan yapılan açıkla- mada abone anlaşmasıylaga- zete. graft torba kâğıdı ve gri karton fiyatlannın her ay top- tan fıyat endeksi kadar zam- landtğına dikkat çekikrek. bu ayki artışın 5.8 olduğu. anlaş- manın vıl sonuna kadar süreceği bildirildi. Hazıranda zam gören demir-çelik ürünk- rine zam yapılmazken. en son geçen yıl ara- hkta zam görenTekel'e tse ekim başında yüz- de 15 zam yapılmıştı. Tatlıses Turizm'de servis kargaşası atlıses Turizm'e ait bir otobüsle izmir'den Adana'ya grttim. Sabah saat 07.15'te Adana'ya ulaştık. Otogar şehir merkezine uzak olduğu için yetkililere servisin ne zaman kalkacağını sordum. Servisin 08.00'den sonra geleceğini söyteyen yetkiii, bizden yaklaşık 45 dakika beklememizi istedi. AceJemiz olduğunu söyleyince ise başka bir firmanın servisi ile istediğim yere gidebileceğimi vurguladı. Tathses Turizm yetkilisinin önerisi üzerine iki valizimi yanıma alıp, diğer fırmaların yazıhanelerine gittim. Bu girişimimiz de başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Tekrar geri gelerek, Tatlıses yetkilisinden yardımcı oJmasını istedik. Gayet sert ve saldırgan bir dille konuşan yetkiU, "Ne yapalım kardeşim, servis yok işte. Özel araba mı tutalım yani" dedi. Servislerinin olmadıgını izmir'den hareket ederken söylemelert gerektiğini hatırlatmam da bir şeyi değiştirmedi. Bunun üzerine bir taksiye atlayarak, şehir merkezine gittim. Otobüslerinin üzerinde "Bence hizmet" yazan Tatlıses Turizm'in bu konuya daha çok özen göstermesi gerekiyor. Ama bu olaydaki tek tesellim dayak yemekten kurtulmuş olmamdır. Gürdal Görhan/lZMlR Zoraki iade edilen kaparo O nur iş Ham'ndaki Krokodil Collection'da bir ayakkabı beğendim. Beğendiğim modelin büyük numarası olmadığı için, kaparo bırakmam halinde ayakkabının sipariş edileceği belirtildi. Bunun üzerine 500 bin lira kaparo bıraktım ve 3 gün sonra ayakkabıyı almak şartıyia mağazadan ayrıldtm. Ayakkabı mağazalannı dolaşmaya devam K rokodil Collection'ı arayarak okurumuzun şikâyetinı ilettiğimde, konuyu hatıriadıklarını söyleyen yetkitiler, ayakkabıyı başka mağazadan sipariş ettikleri için, kaparo istediklerini bildirdı. Okurumuzun yarım saat içinde ayakkabıyı almaktan vazgeçtiğini, buna karşın siparişin iptalinden kaçındıklarmı hatırlattığımızda ise, "3iz parayı iade etmeyiz demedik, yalnızca ayakkabıyı gördükten sonra bir karar vermesıni istedik" diye konuştular. Okurumuzun ayakkabtyı almak istemediğini kendilerine açıkladığını yinelememe karşın yetkililerin katı tavn değişmedı. Mungan'ın mutlaka ayakkabıyı ettiğimde çok beğendiğim ve ayağıma tıpatıp uyan bir ayakkabı buldum. Bunun üzerine koşturarak kaparo bıraktığım Krokodil mağazasına gittim. Aradan ancak yanm saat geçmesine karşın, siparişin iptal edilemeyeceğini, ayakkabıyı almaktan vazgeçmem durumunda kaparonun iade edilemeyeceğini bildirdiler. Esra Mungan/lSTANBUL görmesi ve begenmediğini söylemesi üzerine kaparonun iade edileceğini bildirdiler. Yaptıklan işin ticaret oldu^unu ifade eden yetkıliler, Mungan'ın başka bir ayakkabı beğendiğı için alışverişten vazgeçmesinin kötü bir davranış olduğunu. mağazanın prestijıni sarstığını dile getırdiler. Tartışmayı uzatmak istemeyen Mungan, mağaza sahibinin dedığinı yapmaya karar verdı. Bir kaç gün sonra ayakkabıyı deneyip, begenmediğini söylemek üzere mağazaya gittiğinde hiçbir sorunla karşılaşmayan Mungan, ayakkabıyı denemek zorunda kalmadan bıraktığı kaparoyu geri alabildi. • 0 kurumuzun şikâyetinı Tatlıses Turizm'den Irfan Martepeli'ye ılettim. Tatlıses Turizm'in servis hizmeti verdiğim söyleyen Maltepeli, Adana'daki karışıklığın sebebini araştıracaklannı bildirdı. Maltepeli şikâyeti Uıia'daki merkeze bildirdı. Bir süre sonra Maltepeli'yle yaptığımız görüşmede, Adana bürosunda bulunan görevlilerin uyarıldığını öğrendik. O günkü karışıklığın sebebinin servis aracının bozulmasından kaynaklandığını belirten Maltepeli, fırrna adına Gürdal Görhan'dan karşılaştığı kötü tavır için özür dilediklerini söyledi. • Bira kutusu patlayınca... M altepe Migros'tan üzerinde bardak hediyesi olan 4'lü bira kutusu aldım. Aldıklarımı arabaya yerleştirirken, bardağın kınlabileceğini düşündüm. Bardağın üzerindeki bandı sökmek için uğraşırken, bira kutulanndan biri gürültüyle patladı. Şikâyetimi aktardığım yetkiii, bu olayın benim hatamdan kaynaklandığını, yapılacak bir şey olmadıgını söyledi. Ibrahim Çankaya/İSTANBUL M igros Halkla ilışkıler Müdiresi Ahu Başkut'a okurumuzun şikâyetinı ilettım. Başkut. üretici tirmayı arayarak, patlamantn sebebinin ne oiduğunu araştıracaklannı belirtti. Başkut. "Sorunun bûyük bir ihtimalle baskı altında kalmaktan kaynakiandığı iddia ediliyor" dedi. ibrahim Çankaya'yla da görüşen Başkut, üretici firmanın açıklamasını okurumuza da ılettı. • GÖRÜŞ I DOÇ. DR. ERİNÇ YELDÂN" 1994 krizinin yapısal kaynaklan/2 K saca özetlemeye çalıştı- 3imız bu ktasik birikim nekanizmasının 1989'- dan başlayarak "siyasi-top- lumsal gerçeklerie" çatışmaya başladığını ve tıkandığını gör- mekteyiz. Bu tarihten itibaren, yaklaşan seçim ekonomisinin de etkisiyle, sendikalar emek piyasasındagüçlerini hissettir- di. Reel ücretler "popülist" eği- limleri de arkasına alarak -ön- celikle kamu sektöründe olmak üzere- hızlatırmanmayabaşla- dı. Tablo 1'de görülecegi üze- re, ree! ücretler 1989'da yüzde 25,1991'de de yüzde 65'lik iki sıçrama gerçekleştirdi. Ücret daralmasma dayalı klasik biri- kim süreci artık yerini yeni tür mekanizmalara bırakmak zo- rundaydı. İşte bu çalışma, hızla büyü- yen kamu finansman açığını ve bunun getirdiği makro denge- sizlikleri. gerçekte özel serma- ye kesiminin yeni koşullar al- tında kârlılığını (gelirlerinı) sür- dürebilmesi için uygulanan bir dszi dönüşümün sonucu olarak degerlendirmektedir, Bu dönü- şümü gerçekleştirebilmek için ise devlet, elindeki iki önemli mali politika aracını -vergi ve 25.0 20.0 -- 15.0 — 10.0 f teşvik sistemini- sermaye gelirleri lehine kullanma doğrultusunda stratejik bir tercih yaptı. ilk olarak kamu sektörü konsolide bütçe gelirleri içinde ku- rumlara yönelik istisnalar, vergi iadeleri ve genel ola- rak "vergiden muafiyet" yoluyla sermaye kazanç- lannın "vergilendirilme- mesi" yoluna gidildi. Bu arada sanayi sektörü yo- ğun bir teşvik sistemiyle koruma altına alındı. Bu teşvik sisteminin önemli bir unsuru olan ih- racat teşvik programının devlet bütçesi gelirlerine olan yükünü daha iyi gös- terebilmek amacıyla 1 no'luşe- kilden yararlanacağız. Burada, söz konusu teşviklerin (tahak- kuk eden) bütçe gelirlerine olan görece yükü. sermaye gelirle- rinden alınan (tahakkuk bazın- da) kurumlar vergisi miktarla- rıyla karşılaştınlarak sergilen- mektedir. Şekil 1 'de gözlene- bılinen sonuç çarpıcıdır: Ihra- cat teşviklerinin Türk Lirası cin- sinden toplam değeri. devlet bütçesinin toplam gelirlerinin yüzde 22'sine kadar çıkmakta İhracat teşvikleri, kurum gelirleri vergiler ve bütçe gelirleri Ihracat teşviklertnın butçe gelirlerine oranı ıZVB) 1981 1982 1983 1984 1985 198B KaynaMa': Ihracat teşv*. k-ergılerı. Togar H993). vergi venleı 1J91 'S92 Y1LLAR Hazıne ^e Dış Tıcare! Müste$artgı ve genel olarak tüm sermaye gelirlennden alınan kurumlar vergisi gelirlerinı (1986 yılı tek istisnayı oluşturmak üzere) aş- maktadır. Dolayısıyla, bütün sermaye gelirlerinden "kurum- lar vergisi" adı altında toplanan vergi gelirleri, ihracatçı imalat sanayiine tanınan teşvik tutarı- nı karşılamayayetmemektedır! Kurumlar vergisini bir anlamda, sermaye kesiminin sivil toplu- mun vergi havuzuna katkısı olarakdeğerlendirirsek, bu kat- kının 1980'ler boyunca inanıl- maz derecede düşük kaldığını ve teşvik sistemiyle de kayna- ğma iade edilmiş olduğunu ra- hatlıkla söyleyebiliriz. Nitekim bu transferin boyutları 1990'larda kamu maliyesince artık taşınamaz bir yük haline gelecek ve kamu borçlanma gereğindeki hızlı artışın ardın- daki en önemli nedenlerden bi- rinı oluştaracaktır. Teşvik sistemindeki bu dö- nüşümlere koşut olarak serma- ye gelirlennden alınan vergile- rin -gerek tahakkuk. gerekse tahsilat bazında- efektrf olarak azalmasına dayalı yeni bir tür kaynaktransferi mekanizması- nın ön plana çıktığını görmek- teyiz. 1 no'lu şekilde de betim- lendiği üzere, kurumlar vergisi- nin bütçe gelirleri içindeki payı tarihsel olarak çok düşük de- ğerlere uiaşmış ve dönem bo- yunca ortalama yüzde 9.1 dü- zeyinde kalmıştır. Daha ilginci, bu orandaki düşme eğiiiminin yoğun olarak 1989'dan itibaren ortaya çık- masıdır. Kurumlar vergisi gelir- lerinin toplam bütçe gelirierine oranı 1991'de yüzde 7.2, 1992'de ise yüzde 6.5 dolayın- dadır. Hatırlanacağı üzere 1989, ücretlerin bastırılmasına dayalı "klasik" kaynak aktarımı mekanızmasının çözüldüğüyıl- dır. Dolaytsıyla, iktisadi artığın ücret gelirlerinin daraltılması yoluyla yaratılmasına yönelik mekanizmalann siyasi ve top- lumsal olarak sürdürülemez hale gelmesiyle yeni tür bölü- şüm araçları devreye sokul- muş, kamu finansman denge- len de bu sürecin tüm maliye- tini üstlenmiştir. Toplumsal olaylann algılanması ve değeriendiril- mesinde kullanılan bir yaklaşım bana hep yanlış gel- mektedir. Genellikle denmektedir ki siyasal istikrar- sızlık ya da politika yanlışlığı, ekonomik istikrarsızlı- ğa neden otmaktadır. Diğer bir deyişle, istikrarsızlık siyasetten ekonomiye doğru gelişmektedir. Bu gö- rüş. toplumda iyice işlenmekte ve yaşadığımız tüm sıkıntılar siyasetçilerin basiretsizliği veya beceriksiz- liği ile açıklanmaya çalışılmaktadır. Bazı kısa dönemli istikrarsızlıkları açıklamada böy- le bir görüş geçerli olabilir, ama uzun dönemli istik- rarsızlıklar bu şekilde açıklanamaz. Sosyal otaylan tek faktörle açıklamak yetersizoimaklaberaber, uzun dönemde etkili hâkim dokunun ekonomik altyapı ol- duğu ortadadır. Çok yüzeysel bir yaklaşımla, siyasal ve sosyal çalkantıların daha çok gelişmekte olan üt- kelerde yaşanıyor olmasının ve getişmış ülkelerdeki siyasal bunalımlann gelişmekte olan üikelerdeki ka- dar derin izler oluşturmamastnın, etkileşim yönünün siyasetten ekonomiye değil, fakat ekonomiden siya- sete doğru olduğunun kanıtları olarak görülebilir. Altyapı depremi Ekonominin tabanındaki güçlerin dengelenmediği koşulda bu tabandaki ınişli çıkışlı güç çatışmaları, si- yasal erki yanına almaya çalışırken poiitik üstyapıda ciddi çalkantılara neden olmaktadır. Türkiye'de ya- şanan küçük-büyük sermaye çatışması, TOBB-TÜ- SİAD çatışması ya da daha klasik olarak emek-ser- maye veya faiz-ücret çatışmaları bu tür siyasal dal- galanmalara neden olan tipik örneklerdir. Meşruiye- tini oy süreci üzerine oturtan siyasal otorite ise top- lumun çeşitli kesimleri arasındaki ekonomik çıkar iliş- kisine dayalı bir tür anlaşma sağlamakzorundadır. iş- te böyle bir cendere arasında kalan bir siyasal lider, tanım ve görevi gereği, her savaştan galip çıkamaz. Böyle bir sonuç işin doğasına aykındır. Toplumda pay kapma mücadelesi kızıştıkça, sıra ile baskı-ikna-kriz ve uzlaşma aşamaları yaşanır. Tür- kiye son siyasal krizi, baskı ve ikna çabalannı izleye- rek yaşadı. Şimdi sıra uzlaşmada. Fakat bu olası uz- laşma bir tür göstermelik uzlaşma olmaya mahkûm- dur. Çünkü Meclis, uzlaşma taraflarının gerçektem- silciterini banndırmıyor. Bugün uzlaşmada taraf gibi görülenler, taraflann gerçek temsilcisi olmayıp altya- pıda açığa çıkmış olan sorunu şu veya bu biçimde kullanan siyasal örgütlerdır. Bu nedenle bu örgütle- rin oluşturacağı olası çözüm hiçbir şekilde kalıcı ola- maz. Özelleştirilmiş siyaset Siyasal arenada ekonomik ve topiumsal sorunla- nn siyasal yöntemlerle etkılenıp görece kabul edile- bilir bir çözüme kavuşturulabilmesi. Meclis'in top- lumsal altyapıyı gerçekten temsil etmesı koşuluna bağlıdır. Demokrasinin vazgeçilmez koşuiunu oluş- turan böyle bir temsil, toplum katmaniarınm politize edilmesinden, bunların en üst düzeyde siyasal karar- lara katılmasını sağlayacak sistemlerın oluşturulma- sına dek uzanan bir dizi oluşum ve kurumlan gerek- tirir. Siyasetin bu denli özelleştirildiği bir ortamda böy- le bir yapılanma söz konusu olamaz. Böyle bir gelir ve servet dağılımı koşulunda. siyaseti özelleştirme- nin pençesinden kurtarmak, yerçekimine karşı dur- mak kadar zordur, hatta olanaksızdır. Özelleştirme, bir işlem, mal ya da hizmeti tıcarileş- tirme, yani metalaştırmademektir. Metalaşmakise bir fıyat karşılığında pıyasada alınıp satılabilir bir süjeye dönüşerek paranın gösterdiği yönde hareket etmek- tir. Yıtbaşından geçerli Memura ortalama yüzde 53 zam ANKARA (Cumhurivet Bürosu) -Maliye Bakanı İs- met AttBa. memur maaşlan ıkemekli aylıklanna 19%'- nın ilk yarısında ortalama yüzde 53. ikıncı yarısında da hükümetin uygun göreceği bir oranda zam yapılacağınt açıkladı. Artışlarda. "gelecek \ır enflasyonunun dıkkate alın- dığını \urgulayan Attıla. Devlet Planlama Teşkila- tı'nıntDPT) 19% sonu enf- lasyon tahmıninin yüzde 40 olduğunu söyledi. Attıla. dün >aptığı yazılı açıklamada, 19% bütçe ta- sansmda. gelecek yılın ilk 6 aylık dönemi için ocak ayın- dan itibaren aylık katsayının 1225"ten 1695'e.yan ödeme katsayiiinın 415'ten 565"e, taban aylık katsay ısınm da 4 bm Wdan 9 bın'230"a yük- sekceğini kaydetti. Maaşla- rın yılbaşında ortalama yüz- de 53 oranında arttınlacağı- nı belirten Attila. temmuz ayında \erilecek zam oranı- nın da Bakanlar Kurulutara- fından belırleneceâini bildir- dı. DPT'nın, 1996 sonu ıçm >üzde 40 oranında enflasyon hedefı behrkdığinı açıkla- yan Attıla. bu çerçevede en düşük derecedeki kamu çalı - şanı ıle en düşük dereceden emeklı olmuş bir memurun aylıklarının ocak ayında or- talama yüzde 60 ıle yüzde 65 oranında arttırılacağını be- lirtti. Arüş oranlan Maltye Bakanı'nın açıkla- ması uyannca. maaş mıktar- ları \e ocak ayında önaörü- len artış oranlan şö>k: 30 milyon 348 bin lira ay- lık alan 1. derecenın 4. kade- mesindeki bir genel müdü- rün maaşı yüzde 40.1 oranın- da artttrılarak42 milyon 528 bin liraya: 7 milyon 791 bin lira alan 5. derecenin 1. ka- demesindeki bir servis şefi- nin maaşı yüzde 62.6 oranın- da arttırılarak 12mılyon665 bin liraya: 6 milyon 953 bm lira aylık alan 15. derecenin 1. kademesındeki bir ılkokul mezunu memurun maaşı vüzde 65.5 oranında arttırıla- rak 11 milyon 506 bin liraya: 8 mityon 133 bin hra a\lık alan 5. derecenin 9. kademe- sindeki bir ortaokul mezunu memurun maaşı \üzde 6! .6 oranında arttınlarak 13 mil- şon 142 bin liraya: 9 milyon 628 bin hra aylık alan 9. de- recenin 1 kademesındeki bir öğretmenin aylığı yüzde 57.9 oranında arttınlarak 15 milyon 207 bm liraya: 16 miKon 559 bin lira aylık alan 8. derecenin 3. kademesin- deki bir doktorun maaşı da yüzde 49.7 oranında artarak 24 milyon 785 bin lıra\a. 33 milyon 665 bin lira aylık alan 1. derecenin 4. kademesin- dekı 5 yıllık bir profesörün aylığı yüzde 40 oranında art- tınlarak 47 milyon 128 bin liraya: 13 miKon 882 bin li- ra alan 7, derecenin 1. kade- mesındeki araştırma görevli- sinin aylığı yüzde 50.2 ora- nında artınlarak 20 milyon 844 bm lıraya: 16 milyon 429 bin lira aylık alan 8. de- recenin 1. kademesindeki bir teğmenın maaşı da yüzde 51.4 oranında arttınlarak 24 milyon 874 bin lira\ a çıkarı- lacak. Emekli ayhklan Mali\e Bakanı Ismet At- tila" ntn\erdiğı bılgıye göre. ocak a\ında çeşitli k'ademe- lerden emeklı olmuş memur- ların avhklarına vapılacak artışlar şöyle: "25 mil\on 421 bin lira emekli a>lığı alan 1. derece4. kademeden a\ nlmış30yıllık genel müdürün a\lığı yüzde 47.9oranında arttınlarak37 milvon 588 bjn lira)a: 8 mil- yon 64 bin lira a\Hk alan 5. derecenin 9. kademesinden ekekli olmuş 35 \ıllık orta- okul mezunu bir memurun aylığı >üzde 70.2 oranında arttınlarak 13 mihon7Dbin lira>a: 12 mihon 216 bin lira aylık alan 1. derecenin 4. ka- demesinden 30 yılda emekli olmuş bir öğretmenin aylığı \üzde 58.1 oranında arttın- larak 19 mihon 316 bin lira- \a: 16 milyon 62 bin Hra ay- lık alan 1. derecenin 4. kade- me sinden 30>ılda emekli ol- mıi') bir dokturan maaşı > üz- de53.4oranında arttınlarak 24 mihon 639 mihon liraya; 25 miîyon 723 bin lira a\lık alan bir kıdemli alba>ın ma- aşı da yüzde 48.7 oranında arttınlarak.V7 mihon248bin lirava vukseltiidi."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear