Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
8 OCAK 1995 PAZAR • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLEREV DEVAMI 19
Çfller sonılan
yanıtLamadı
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Başbakan Tansu Çilkr. Y'enı-
köy 'dekı yalısına komşu olan Tur-
ban arazisinın satışına neden izin
vermedıgi sorusunu yanıtsız bırak-
tı. Başbakan, sahıbı bulunduğu
Marsan Marmara Holdıng Ano-
nim Şırketf nin vergı kaçırdığına
ilişkin ıhbarlann neden sonuçlan-
dırılmadığı ve ABD'dekı malvar-
lıgını. söz venldiği halde, neden
satmadıgı sorulan karşısındaki
sessızligini dün de bozmadı. Baş-
bakan Çiller. kişisel vergı kayıtla-
rı konusundakı sorulara. dün dü-
zenledığı basın toplantısında da
yanıt vermedı.
Cumhuriyet'ın, Bakanlar Kuru-
lu salonundakı basın toplantısında
Çiller'e "iki kez" yazılı olarak yö-
neltmesine karşın yanıt alamadığı
sorular şunlar:
- ÖzeUeştirmeden gelir elde edi-
lememesinLenflasyon hedefindeki
sapmaıun birgerekçesi olaraksun-
dunuz. Özelleştirmeden ilk sapma
ise,Turban'a ait Carlton OteB ara-
zisinin sabşından vazgeçilmesi ile
oldu. Neden?
- Yüksek gelir gruplanndan 70
tnlyon liralık ek vergi toplama he-
define ulaşıldıgını vurguluyorsu-
nuz. Sahıbı bulundugunuzMarsan
Holding, son 7 yılda 29 milyon 609
bin lıra vergı ödedigıne göre. alt
gelır grubunda mı?
- Marsan Holding"in vergi ka-
çırdığına ilişkin haberler ve Mali-
je Bakanlığı'na vapdan vazılı ih-
bariar neden sonuçlandınlmadı?
- Vergı ka> ıtlannızın incelenme-
sınden çekınıyor musunuz?
-ABD'deki marvarhğınız,söz ve-
rildiği halde. bugûne kadar neden
saniamadı? Eğer bir fivat anlaş-
mazlığı soz konusuvsa, Karabük
formülünü diişünür müsünüz? 1
Türk Lirası karşüığında satış yap-
ma> u kendi servetiniz için de düşü-
nür müsiinüz?
Çiller'in tutmayan
hedefleri
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Başbakan Tansu Çiller'ın.
önemlı ölçüde tutturuldugunu öne
sürdüğü 5 Nısan paketının hedef-
len, temel parametreler açısından
açığa düştü. 5 Nısan"da -1.9 olarak
öngörülen ekonomık küçülme -
3.8. 7.6 olarak öngörülen bütçe
açıgının Gayri Safı Milli Hasıla'ya
oranı da yüzde 10.7 düzeyinde
gerçekleştı. 5 Nısan"da yüzde 110
düzeyinde tahmın edılen yıl sonu
enflasyonu yüzde 149.6'ya fırlar-
ken. bütçe harcamalarını kısma
hedefı de tutturulamadı. 5 Nisan'-
da 109 tnlyon lıra olarak duyuru-
lan açık hedefı 160 tnlyon İıraya
tirmandı. 814 tnlyon lıradüzevin-
de hesaplanan toplam harcamalar
da, ancak 990 tnlyon lirada tutu-
labildi.
Çıller'ın. önemlı ölçüde tuttu-
ruldugunu öne sürdügü hedefler
ile bazı önemlı kalemlerdekı ger-
çekleşmeler şöyle:
Büyüme: -1.9 - 3.8. Bütçe açı-
gının GSMH'ye oranı 7.6 - 10.7.
Yılsonu enflasyonu 110.0 -149.6.
Bütçe açığı 109 tnlyon lıra 160
tnlyon. Bütçe harcamalan 814 tnl-
yon lira 999 trilyon. Hükümet ay-
nca, Hazine'nin Merkez Banka-
sı'ndan kullandıgı kısa vadeli
avans tutarlannın düşürülecegini
açıklamasına karşın, bu kaynak,
Bütçe Yasası'nda öngörülen yüz-
de 15'lık sının da aşarak kullanıl-
dı.Yasalsmınn 121 trilyon lıra ol-
masına ragmen, hükümet 24 Ara-
lık 1994 tarıhi itıbarıyla toplam
126 tnlyon hralık kısa vadeli avans
kullandı.
Kamu harcamalannı kısma sö-
zü de veren koalısyon hükümetı, 5
nısan kararlarının ardından 100
tnlyon hralık ek bütçe ıçin yasa çı-
kardı. Böylece 814 trilyon lıra dü-
zeyinde öngörülen toplam bütçe
gıderlen, ek vergi gelırlerinden de
saglanan ka>Tiakla 990 tnlyon lira-
ya tırmandı. Basın toplantısında,
yılın ikıncı 6 ayında. yüzde 20 do-
İayında tahmın edılen fıyat artışla-
rının yüzde 34.6 düzeyinde ger-
çekleştığinı anlatan Çiller, 6 aylık
ortalamalan dikkate aldı. Devlet
tstatıstık Enstitüsü rakamlanna
göre, fiyat artışlan, 6 aylık döne-
min başına göre yılsonunda yüzde
40 dolayında gerçekleştı.
Basın toplantısından notlar
Koalisyomın Türkiyesi
nerede?.'*«
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Başbakan Tansu Çiller. Ba-
kanlar Kurulu salonundakı ışıklan-
dırılmış Atatürk portresınm he-
men önündekı masaya bitişık ıs-
kemlede yerını almış... Sağında.
Devlet Bakanı BekirSamiDaçeıle
kamu varlıklannın satılması ıçın
DYP'lılerden önce kollan sıvayan
SHP'lı Sanayı ve Tıcaret Bakanı
Mehmet Dönen \ar. Solunda. SHP
liden Murat Karavalçın, her şeye
karşın hoşnut. Devlet Bakanı Ay-
kon Doğan sakın. Arka sırada, bir
zamanlarÇıller'ı. Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel'e jurnallayan
Başbakanlık Ekonomi Başdanış-
manı Emre Gönensay, Başba-
kan'ın oturması ıçın ıskemleyi ha-
zırlamaya yelteniyor.
Arka sırada Gönensay kadar ra-
hat olmadıklan gözlenen. ancak
kimseyi kımseye jurnallamamış
bürokratlar da var. Başbakanlık,
MalıyeveDPTmüsteşarlan... Ma-
sanın ardından anlatılan Türkıye.
pespembe. Bütün ekonomık hedef-
ler tutturulmuş. Halk. hükümetın
arkasındaymış. Kısa vadeli ıstıkrar
paketlen. farklı ıdeolojilere göre
aynm göstermezmış.
Öyle mı acaba?
Uluslararası Para Fonu'nun
(1MF) telkinlerı doğrultusunda,
ücret artışlan enflasyonun gerisın-
de bırakılmış. Yüzde 150 düzeyin-
deki enflasyonun altında ezılen ka-
mu çalışanlanna. son dilımi yıl so-
nunda olmak kaydıyla. yüzde 54
oranında maaş artışı verilmış.
Kamu çalışanlanna sendıka
hakkı venlmemesı ıç\n bın dere-
den su getınlmış.
Ekonormdeki küçülme. yüzde -
1.9 olarak hesaplanmasına karşın -
3.8'e kadar tırmanmış. Cumhur-
başkanı'nın deyişiyle 'ekonomi
büzülmüş.'
1994 yılı enflasyonu, toptan eş-
ya fıyatlan endeksıne göre yüzde
149.6 olmuş.
Devlet, cumhunyettanhinde ilk
kez. altına ımza koydugu toplusöz-
leşmelerın gereğını yenne getır-
meyerek ışçilenn ücret artışîannı
makaslamış.
Zapt edılemeyen dövizi frenle-
mek için Hazıne faızleri, yıllık bı-
leşık düzeyde yüzde 400'ler düze-
yine, gecelik faızler yüzde binlere
kadar tırmanmış. Işsızhk artmış.
Bankalar batmış; bütçe katnlyonu
aşmış, Hazine'nin parası kalmadı-
gı için, ücretlilere KDV iadesı ye-
nne Mıllı Pıyango biletı vermek
bile gündeme gelmış.
Kamu arsalan, Çıller'ın deyışıy-
le "bütçe açıgı hedefinin sigortası"
olarak haraç mezat satışa çıkmış.
Ülkenın Başbakanı, "Cumhuri-
yet tarihinde ilk kez 1 liraya fabri-
ka satttk" dıye övünür olmuş.
Başta Güneydogu Anadolu Pro-
jesi olmak üzere, büyük yatınmlar
yanm bırakılmış. Bütün dış kredi
kapılan kapatılmış.
lşçi, işveren. memuryılmış. Ko-
alısyonun mimarlan Cumhurbaş-
kanı ile TBMM Başkanı'na kadar
gözler erken seçime dikılmiş...
Türkiye'ye ilişkin satır başlan
bunlar. Pekı, üzenne basa basa
"Başardıyız" dıyen koalısyonun lı-
derlen Çıller ile Karayalçın'ın an-
lattıkları Türkıye nerede? Ya da
kendılennı destekleven halk?
ATYARISLARIFtKRET \
DAĞLIOĞLÜİ
1. KOŞl: F: Umudum (11), P Muradım 3 (6), PP: Samtay
(2), S: Baykan 1 (5).
2. KOŞU: F: Kartalbey (3), P: Yavuzhan (6). PP: Dinçerbey
(1), S:Sarar(4).
3. KOŞU: F: Kurtcebe (7), P Cerenimo (3), PP: Vidarhan
(2), S: Non Stop Dan.(8).
4. KOŞU: F: Karambol 1(10), P: Müjdem (7), PP: Babaor-
han (4), S: Ege (9).
5. KOŞU: F: Nort. Singer (3), P. Ümran (5). PP: Moon
Light (2).
6. KOŞU: F: Babasüleyman (8). P: Gong (14). PP: Cellini
(1), S: Joss Collins (6), SS: Dancing Lady (10).
7. KOŞU: F: Başaran (5), P: Beybaba (4), PP: Karaca 5 (3),
S: Onurhan(ll).
Günün İkilisi: 4. Koşu: 7' 10
Tabela Bafcjs: 8 14. 1.6. 10
OTORİTELERİN GORUŞLERI
Burhan Dalgıç
M. Krmacı
TuğrüSaka
ErtanÖzsu
6-3-1-4
6-3-1-4
6-3-1-4
3-6-1
7
7-8-3-2
7-3-2
7-9-8-2
10-9-4-7
9-10-7-8
9-4-7-10
9-8-10-7
3
3
3
5
8-14-6-1
8-14-1
14-8-6-1
8-14-1
3-5
5
5
5-14
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
önündeki ağaçlar geniş yapraklı ol-
duğu için yoldan görünmüyormuş.
Gövdesi çok açık, yeşille beyaz
arasında. Tek bir yaprağı kalmamış.
Ama incecik dallar öylesine pürüz-
süz gökyüzüne uzanıyofdu ki daki-
kalarca seyrettim. Bir dostum daha
oldu. Bu yüzden yazı hafif 'sulu'
şimdiden özür.
Önceki akşam, Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel'in yilbaşı kok-
teyllerinden ikincisi vardı. Ben de
davetliler arasındaydım. Yok he-
men, "Oooo" demeyin. Demirel, üç
gün art arda verdiği davetlerin her
birine iki bin kişi çağırıyor. Süley-
man Bey'le Nazmiye Hanım, rutın
davetlilerin yanı sıra boş davetiye
alıp korsan konuk çağırmışlar.
Köşk kapısından içeri girip kok-
teyl salonuna vanş 20 dakika sür-
dü. Trafik sıkışıktı. Demirel'in mega
projelerinden bazılannı Köşk'ün içi-
ne yapmak gerekiyor. Görebildiğim
kadarıyla bir tünel, iki viyadük, bir-
iki hatlı demiryolu, bir de otoyol
şart.
Demirel ailesi davetlilerin tek tek
elini sıktı. Cam avizelerle süslü
pembe salon ağzına kadar doluy-
du. Demirel, böylece belki de mi-
ting özlemlerini gideriyor. Bir ara bir
kürsü kurdurup seslenebileceğini
düşündüm:
"Çankaya büyük bir köşkün adı-
dır, bahçesi yetkilerimin on katı-
dır.."
Özer Çiller benimle karşılaşınca
Çankaya Mitingleri..
ne dedi? Eczacıbaşı siyaseti nasıl
görüyor? Başbakan'ın darbe ile ilgili
görüşleri, az sonra. Şimdi reklamlar,
sakın aynlmaytn.
Birinin ensesinin, bir diğerinin
boynunun üzerinden elimi uzatıp
Bayram Meral'le tokalaştık, "Mer-
haba, gazetecilerin yakışıklısı" dedi.
Reklam bitti, devam edelim.
Medyadaki gelişmeleri yakından
izleyen bir gazeteci ağabeyle soh-
bet ettik. Cumhuriyet'i, Yeni Yüzyıl'ı
konuştuk.
Bülent Eczacıbaşı, Cem Boy-
ner'in ne yapıp ne yapamayacağını
şimdiden kestiremiyor, ama şöyle
diyor: "Bir insanın işini gücünü bı-
rakıp siyasete soyunmasını, görûş-
lerine katılıp katılmamak ayn, say-
gıyla karşıiamak gerekli. Daha An-
kara'ya gönderdik sayılmaz."
Siyasetin geleceği konusunda ise
"Türkiye'de tahmin yürütmek
mümkün değil. Ben siyasette tah-
min yapmayı bırakalı yıllar oldu"
dedi Eczacıbaşı.
Salonun en dibinde Özer Çiller'le
karşılaştık. Ama önce reklam. Özer
Bey yeni yılımı kutlayıp devam etti:
"Yazılarınız iyi gidiyor. Bizi çok
güzel eleştiriyorsunuz."
Ardından bir süre Başbakan'la
sohbet ettik. Sohbet bölümünde
Fatih Çekirge, Ahmet Tan ve
Fehmi Koru da vardı. Başbakan'ın
darbe söylentileri konusundakı de-
ğerlendirmesi şöyle: "Bırakın bun-
lan. Bunlann konuşulması bile yan-
lış. Bunlar aşıldı artık. Geçmişi bıra-
kın, geleceğe bakın. Türkıye çok
büyük bir değişim içinde."
Biz 'erken seçim' derken sözü
ağzımızdan aldı, devam etti:
- Seçim 1996. Seçim yılının adı,
1996'dır.
Sohbeti devam ettirmek mümkün
olmadı. Sürekli Tansu Hanım'ın elinı
tutmak, sıkmak istiyorlar. En son
sarışın, siyah tuvaletti bir bayan,
Tansu Hanım'ın omuzundan tutup
"Hadi canıııım, kendine iyi bak"
derken ayrıldık.
Iş Bankası Genel Müdürü Ünal
Korukçu'ya bir-iki soru sormaya
hazırlanırken o benden erken dav-
randı: "Yaaa, 28 ocakta ne olur?"
'Bir fotoğrafçı butsak'
Orhan Gencebay, el sıkma ko-
nusunda Çiller'le başa baştı.
"Orhan Bey, ben Ereğli'den...
Cumhurbaşkanı sakatlaha ilgili ça-
lışmalanmı takdir ettiği için beni de
çağırmış. Sizi gördüğüme çok se-
vindim. Bir fotoğrafçı bulsak da re-
sim çektirsek."
Gencebay, çevreye bakınırken
elini bir bayanın elinde buldu, "Or-
han Beeey, elinizi sıkmış olayııım."
Kokteylden sonra eve geldim. Te-
lesekretere bir not düşerken içeri
girdim, "Dışişleri Konutu'ndan arı-
yoruz, Sayın Karayaiçın göriışe..."
'Alo alo', telefonu kaptım.
Karayalçın'ın keyfi yerinde. Bol
kahkahalı bir sohbetten sonra, sol-
da birliğe geldik. Ama önce reklam
arast. Benden iyi diplomat olurmuş.
Murat Bey öyle söylüyor.
Karayaiçın, birlik üzerine çok cid-
di ve yoğun çalışmalar yapıyor.
Ama solda birlik değil, gümrük birli-
ği-
7 martta Türkiye'yi en iyi biçimde
temsil etmenin zeminini hazırlıyor.
Solda birlik konusunda ise "Olacak
olacak, iyi şeyler olacak" diyor. Bir-
iki gün içinde Baykalla bir araya
gelecekler.
Sözün kısası ortakların keyfi ye-
rinde. Dün sabah da ortak basın
toplantıları vardı. Eğer 5 Nisan Ka-
rarian alınmasaymış, enflasyon yüz-
de bini bulurmuş. O zaman sor-
mazlar mı, 5 Nisan ortamını kim ha-
zırladı. Sanki, kendileri bir nisanda
yönetime geldiler ve devraldıkları
bir enkazı kaldırmak üzere 5 Nisan
Kararlan'nı aldılar. Halkımız bu ge-
rekçeye inanır, Çiller'i desteklemeyi
sürdürürse, ne denir?
Devam Tansu, sakın aynlma Mu-
rat'tan,
Merak etme, kimse seni ındire-
mez 'faraf'tan,
Yolun sarp, beter, ama Sırat'tan,
Halk anlamaz, kurtarırsın, kıyafet-
ten, surattan.
Aslında, halkımıza dair konuşur-
ken dikkatli olmalı. Neme lazım.
Türk milleti narindir, ağır sözü kal-
dırmaz, 'aptal' diyene kızar, soyana
aldırmaz...
kışkırtır mı kışkırbnaz mı?
ORALÇALIŞLAR
Birleşik Sosyalist Parti'nin (BSP) ls-
tanbul'da Gazeteciler Cemiyeti salonun-
da dûzenlediği toplantıya çok sayıda ay-
dm ve sanatçı kattlmıştı. BSP Genel Baş-
kanı Profesör Sadun Aren'in açış konuş-
masını yaptığı toplantıda, sanatçılar ve
aydınlar Aziz Nesin'i desteklemek ama-
cıyla bir araya gelmişlerdi.
Nesin'in suçu, Sıvas'ta 37 insanımızı
cayır cayır yakmaktan çekinmeyen gözü
dönmüş kaîabalığı suç işlemeye kışkırt-
maktı.
Aziz Nesin, DGM karanna göre Sıvas
katliamının önemli sommlulanndan bi-
riydi. Nesin, Sı\aslı bazt "masunT vatan-
daşlan bir konuşma yaparak kızdırmış.
sinirlendirmiş, kışkırtmış; onlar da ken-
dilerine hâkim olamayarak, Allahü Ekber
sesleri arasında 37 kişiyi yakmak zorun-
da kalmışlardı.
Şimdikı tartışma ve yargılama, Azız
Nesin'in ne kadar kışkırtıp kışkırtmadı-
ğı üzerine yapılacaktı. Çünkü son dönem-
de siyasi Islamcılar sürekli kışkırtıldıkla-
nndan yakınmaya başlamışlardı. Kışkır-
tıldıkça da oraya buraya saldınp cinayet-
ler işlemeye başladılar. Örneğin, Rama-
zan'da oruç tutmayan bir öğrenci, bazı ls-
lamcılara göre kışkırtıcı sayılabiliyor ve
canından olabiliyordu. lçkili lokantaiar.
yılbaşı eğlenceleri, hatta hindi dolması
bile bazı insanlan suç işlemeye kışkırta-
biliyordu.
Bu grup için, ülkemizin en önemli kış-
kırtıcılanndan birisi de Aziz Nesin'di.
Aziz Nesin nereye gitse siyasi Islamcı
topluluklan kışkırtiyor ve olaylara neden
oluyordu.
Sıvas katliamı davasını kararabağlayan
DGM yargıçlan da. siyasi Islamcı kesim-
Birieşik Sosvalist Parti'nin çağnsı üzerine bir araya gelen çok sa> ıda aydın ve sanatçı, vazar Aziz Nesin hakkında yapılan
Sıvas davası ile ilgili suç duyurusuna tepkilerini dile getirdiler. (Fotoğraf: KAAN SAĞANAK)
lerin bu duyarlığını anlamış ve Nesin'ın
kışkırtıcılığını saptayarak, cezalandınl-
masını istemış ve bu amaçla suç duyuru-
sunda bulunmuştu.
Sosyalist Birlik Partisi'nin çağnsı üze-
rine bir araya gelen çok sayıda aydın ve
sanatçı. Nesin hakkında yapılan bu suç
duyurusuna tepkilerini dile getirdiler.
Katlıamda yakınlannı yitırenler. saldır-
gan Islamcı topluluklann yaptıklannın
yanıtla kâr kalmaması gerektiğine ina-
nanlar Ankara DGM karanyla büyük bir
hayal kınklığına uğramışlardı. En büyük
hayal kınklığı ise bu gözü dönmüş kala-
balığın Aziz Nesin tarafından kışkırtıldı-
ğı iddiasıyla suçlannm hafıfletilmesiydi.
Neredeyse Sıvas'ın asıl suçlusu Azız Ne-
sin ilan edilmişti.
Dünkü toplantıda konuşmacılar Ne-
sin'in ne kadar kışkırtıcı olup olmadığı-
na dikkat çektiler. BSP Genel Başkanı
Sadun Aren, Nesin'in yazı ve konuşma-
lan nedeniyle bir kesim için sürekli kış-
kırtıcı bir özellik taşıdığinı esprili bir dil-
le anlattı. Aren'e göre Nesın'in varlığı
bile şeriatçı kesım ıçin kışkırtıcı olmaya
yetiyordu.
Toplantıyı yöneten Prof. Gencay Gür-
soy, şeriatçı Taraf dergisinden bir örnek
vererek, laikligı savunmanın bile bu ke-
simlerde kışkırtıcı etkiler yaptığına dik-
kat çekti.
Yazar Orhan Pamuk ise, toplantıda
yaptığı konuşmada kışkırtma konusuna
farklı bir yaklaşımda bulundu. Pamuk.
yazar kışkırtmalı mı kışkırtmamalı mı di-
ye bir tartışma açtı.
Pamuk, Nesin'in kitaplannı 8 yaşında
okumaya başlamış ve onun şımdiye dek
toplam 78 kitabını okumuştu. Pamuk,
Nesin'in bir kışkırtıcı olduğunu ve ken-
disini yazarlığa kışkırttığını bu toplantı-
da itiraf etti ve dedi kr.
"Biz burada paradoksal bir şekilde
Aziz Nesin'in kışkırtıcı olmadığını kanıt-
lamaya çalışıvoruz. Halbuki yazar kışkır-
tıcıdır, kışkırtıcı olmalıdır."
Pamuk, yazarlann okuyuculannı dü-
zene. haksızlığa kışkırtması gerektiğine
de dikkat çektı.
Aziz Nesin. Pamuk'un tanımlamasın-
dan çok hoşlandığını belli etti ve bu tanı-
mı destekledığıni söyledı. Ama Nesin.
kendısinin yasalara aykın kışkırtma yap-
madığını. kışkırtmasının yasal çerçeveyi
aşmadığını vurguladı.
llhan Selçuk ise. şerıatın gıttikçe artan
tehdidi üzerinde durdu. bütün olumsuz-
luklara karş\n iy ımser olmak gerektiğine
dikkat çektı. Şeriatın karanlıgına karşı.
bilımin aydınlığının üstün geleceğine
olan ınancını belırttı.
Yüzlerce sanatçı ve aydın. demokrası-
nin ve aydınlığın büyük kışkırtıcısı Azız
Nesın'le birlikte olduklannı dile getirdi-
ler. Ama Türkıye. Dr Tank Ziya Ekin-
ci'nin toplantıda dile getirdığı gibı belkı
de tanhının en karanlık dönemlerinden
birisini yaşıyordu.
Şeriatın ve aşırı milliyetçiliğın yük-
selen dalgası nerede durdurulacaktı sorun
buvdu Sıkıntı buvdu.
Sıvas karanna tepki THY, DYP'nin elinde
B Baştarafı 1. Sayfada
nelik saldınlann son bulması is-
tendi.
Birleşik Sosyalist Parti Istan-
bul ll Örgütü tarafından Türkiye
Gazeteciler Cemiyeti Burhan Fe-
lek Konferans Salonu'nda dü-
zenlenen toplantıya Aziz Nesin,
Atffla Coşkun, Cezmi Ersöz, De-
mirtaş Ce\ hun, Erdal Atabek, \\-
han Selçuk,Oral Çalışlar, Orhan
Pamuk,Sadun Aren,Şükran So-
ner, Tank Ziya Ekinci, Halil Er-
gün. Tank Akan, tpek Çalışlar,
Şanar Yurdatapan, Lale Niansur,
Sungur SavTan, Murathan Mun-
gan, Bedri Bavkam gibı bırçok
sanatçı, aydın, yazar ve gazeteci
katıldı.
Toplantıda açılış konuşmala-
nnı yazar Aziz Nesin, Birleşik
Sosyalist Parti Genel Başkanı
Sadun Aren, yazar Tank Ziya
Ekinci, gazetemiz yazarlanndan
llhan Selçuk, yazar Orhan Pa-
muk ve avukat Hasan Girit yap-
tı.
Insanlann şeriatçı olmasını
engellemek gerektiğini söyleyen
Sadun Aren, "Şeriata yakalan-
mak AlDS'e yakalanmak gibi
tehlikelidir. Bunun için insanlar
bağnazlığa karşı eğitilmelidir"
diye konuştu.
Aziz Nesin'in laiklik, düşün-
ce özgürlüğü ve çağdaş devlet
anlayışının bir simgesi haline
geldiğine dikkat çeken Tank Zi-
ya Ekinci ise Türkiye'nin 12 Ey-
İül döneminden daha kötü birre-
jimle yönetildiğini söyledı. Sı-
vas davası karanyla yargının ic-
ranın denetiminde olduğunun bir
kez daha ortayaçıktığını belirten
Ekinci, düşüncelerin özgürce sa-
vunulabildiği birdüzenin kurul-
ması için çalışılması gerektiğini
söyledi.
Sıvas davası avukatlanndan
Hasan Girit de bu dava sonucun-
da alınan karann hukuki mantı-
ğa sıgmadığına dikkat çekti. Tür-
kiye'dekı terörün kaynağmın
devlet olduğunu savunan Girit
şöyle konuştu:
"Srvas davasmda Aziz Nesin'in
kışturOcı olduğu soylenmtştir. Ya-
saya göre bu kışkırtKilık öyle bir
b<r« uttadır ki bilinç ortadan kal-
kar ve o anda kişi ortaya çıkar.
Ortada böyle bir durum yok. Bu
karann gerekçesi resmi bir söy-
lem biçimini ifade etmektir. Dü-
şünce özgürlüğüne saldın nîtelt-
ği taşımaktadır. tlkeniizde halk-
lann mücadelesi ne zaman yük-
selmişse devlet buna müdahale
etmiştir. Devlet bunu bizleri ay nı
düşüncede birieştirmek için \apı-
vor."
Miüiyetçflik
Yazar Orhan Pamuk, şeriat ve
milliyetçilik dalgasının Türki-
ye'de hızla yükseldiğini belirtti.
Olaylarkarşısındadoğrulan söy-
lemek kadar bunlan birilerine
dinletıp, ikna etmenin de önem-
li olduğunu savunan Pamuk,
u
Sı-
vas davası karannda Aziz Ne-
sin'in kışkırtıcı olduğu söyleni-
yor. Evet bir yazar kışkırticı ol-
malıdır. Yazann görevi de budur.
Burada Aziz Nesin'e söylenecek
en güzel söz onun kitaplannı oku-
duğumuzu söylemektir. Ben bir
yazar olarak Aziz Nesin'in kHap-
İannı okudum ve etkilendim. Be-
ni kışkırttığı için teşekkür ede-
rimTl
dedi.
Türkiye'nin karanlığa sürük-
lendiğıni vurgulayan gazetemiz
yazarlanndan İlhan Selçuk, da-
ha fazla yürekli olunması gerek-
tiğini söyledi. Bu mücadelede
iyimser ya da karamsar olmak
için farklı gerekçeler olduğunu
belirten Selçuk şöyle konuştu:
"İyimser olabiliriz, çünkü Aziz
Nesin gibi korkusuz, hiçbir enge-
li tanımayan bir öncümüz var.
Kötümser olabiliriz. gençleri şe-
riatçdaryetiştiriyor. Dünyahiçbir
zaman tam aydınlık ya da tam
karanlık olmamıştır zaten. Tür-
kiye'de şeriat ve bağnazhk var.
Bu siyasete alet ediliyor. Dünya-
nın birçok yerinde aynı durum
yaşanıyor. Bu kavganın sertleş-
mesi bizi uyanvor. Şeriaün ka-
ranuğıyla savaşmalıyiz. Aziz Ne-
sin'i savunmak da bizim için bir
işlev. Şeriatla çağdaş yaşam ara-
sındaki ka\ga sürecektir. Bundan
kaçılması insanlığımızdan kaçn
nılmasıyla eşanlamlıdır."
Son olarak söz alan Sıvas Kat-
lıamı'nın canlı tanığı yazar Aziz
Nesin ise karan eleştirerek Cum-
hurbaşkanı, Başbakan ve yargıç-
lann yalan söylediğini belirtti.
Dava süresince kimsenin kendi-
sine ya da Aydınlık gazetesı yö-
neticilerine "Şejtan Ayetleri Id-
tabtndan çeviriyaptınız mı?" so-
rusunu sormadığını vurgulayan
Nesin, "Ben çevirsem çevirdim
derdim. Adının başında 'devlet'
sözcüğü olan bir mahkeme nere-
den biliyor benim çevirdiğimi?
Ben yargtçlara yalan söyledikle-
rini söylüyorum, onlar bana ya-
salara göre dev letin yalan söyle-
yemeyeceğimi belirtiyoriar. Ko-
nuşmalarımın kışkırtıcı olduğu-
na karar verildi. Keşke o kadar
gücüm olsaydı da parlamentoyu
Mktırabilseydim" dedi.
'Hükümetier suçludur'
Tüm hükümetleri, parlamen-
tolan yalancı ve sahtekâr olmak-
la suçlayan Nesin, şöyle devam
etti:
"Ben bundan önceki hükü-
metlerden: cumhurbaşkanı,baş-
bakanlardan şikâyetçiyim. Şeri-
atçıiann böyle davranmalannı
sağlayan yasalan onlar yaptı. İs-
met Paşa gibi değerii bir devlet
adamı da içinde olmak üzere
Mustafa Kemal'in ölümünden
sonraki hükümetler suçludur.
Ben uluslararası platformda an-
ti-laik fanatik gidişe karşı birtop-
lantı yapılması gerektiğini düşü-
nüvorum. Bu toplantının yeri de
İstanbul olmalı. Bu konu bizim
ölüm kalım savaşımız. Türki-
ye'nin durumu uluslararası plat-
forma getirilmeli. Toplantının ya-
pılması için hepinizden destek
beklivorum."
• Baştarafı 1. Sayfada
ye'nin geniş veuzun coğrafi > apı-
sı içinde en ideal görev yapma ya-
pısına sahiprir. THY. bugüne ka-
dar aiıp samğı uçak adedi ile uçak
pazarlama ştrketi görünümün-
dedir. Sattığı her uçağın arkasın-
dan da ağlamıştır."
Pilotlar Demeği'nin savlanna
karşıhk THY. DC-9'lann ekono-
mik ömürlennin tamamlandığı-
nı. kötü hava koşullan ve sisli or-
tamlarda uçuş limit menzillerinin
sınırlı olduğunu savundu.
THY'nin açıklamasında şöyle
dendı:
"Avrupa sefenerimiz için uçuş
menzilleri sınırlı olan bu uçaklar,
çokgürültülü motorlan olduğu n-
dan Avnıpa havaalanlanna inme-
lerine limitli izin verilmektedir ve
vakında hiçbir şekilde inmelerine
müsaadeedilmevecektir. Nolcula-
nmız bu uçaklan artık beğenme-
mekteve uçmak istememektedir-
ler. Şu anda dünvada satışa sunul-
muş v aklaşık 160 adet DC-9 müş-
teribeklemektedir. Bunlardan40
tanesi park yerine çekilmiş, uç-
madan durmaktadır. THY'nin
sattığı DC-9'laryaşlanma progra-
mına alınmış uçaklardır."
Eskı THY Genel Müdürü ve
ANAP istanbul Milletvekili Cem
Kozlu da. Yönetim ICurulu Baş-
kanı Yerdelen'in. kazaya ilişkin
yorumunu Cumhuriyet'e değer-
îendınrken. "Bu sözler, kazalar-
dan ders alınmayacağı anlamına
geliyvr. Bu zihniyetle modem yö-
netim biliminin bağdaşması
mümkün değil" dcdı "3vübo-
yunca kurumdaki geu'şmeler ko-
nusunda suskun olduğuma piş-
manım" diyen Kozlu. şunlan
söyledı:
"Bu çok ağır ve acı kayıplar-
dan bir dersalınmalı. Bunun için,
THY'nin tüm Yönetim Kuru-
lu'ndan bütün temel \ önetim üst-
lerine kadar bir göz atmak. eksik-
likleri saptamak ve plan vapmak
gerekir. Bu planı. THY'nin özel-
leştirme projesiyle u\ umlu yürüt-
mek gerekir. Gerekirse
TBMMnin de katkısı söz konu-
su olabilir. Çünkü THY hem en
büyük kaynağa sahip KİT'lerden
biri, hem de stratejik önemi var.
Öncelikle, Doğu'daki alanlann
teçhizat ve eksiklikleri giderilme-
li. O bölgelere uçuşlar konusunda
pilotlar üzerinde açık ve örtülü
hiçbir baskı olmamalıdır."
Kutlar'ın durumu kötü
tstanbul Haber Senisi - The Marmara Oteli'nin gırişindeki
Opera Pastanesi'ne yerleştirilen bombanın patlamasıyla ağır ya-
ralanan ve kaldınldığı Amerikan Bristol Hastanesi'nde tedavi-
sine dokuz gündür devam edilen gazemiz yazan Onat Kuüar'ın
sağhk durumu ciddiyetini koruyor. Yoğun bakım ünitesinde kont-
rol altında tutulan Kutlar'ın, dün akşam saatlerinde sağlık duru-
munun bir gün öncesine göre ağırlaştığı belirtildi.
Geçen çarşamba günü ıkinci kez yapılan ameliyattan sonra.
"Önümüzdeki iki gün çok kritik" değerlendirmesini yapan yo-
ğun bakım ünitesi yetkilileri, bu iki günlük sürenin geçmesine
rağmen Kutlar'ın durumunda bir iyileşme görölmediğini, ame-
liyat sonrasında girdiği şokun etkısini sürdürdüğünü söylediler.
Yaşam savaşımı veren Onat Kutlar'ın girdiği şoktan ne zaman
kurtulacağına ilişkin bir süre veremeyen yetkililer. "Durumun-
da anlık değjşmeter olabiliyor. Fakat bütünüyk kontrolümüz al-
tında. Gerekli müdahale anında yapıhyor" açıklamasında bulun-
dular. Omurilik zedelenmesı sonucu belden aşağisı felç olan ve
kann kesimınden büyük darbe alan gazeteci yazar Onat Kutlar,
ilk ameliyattan sonrada anastezinin etkısi ile şoka girmiş. yaşam
savaşımından başanlı çıkmıştı.
OLAYLARIN
ARDBVDAKİ
GERÇEK
• Baştarafı 1. Sayfada
degin düşünmeyen bir dün-
yada, geleceği keşfetmek
kolay bir iş olmasa gerekir.
Buna karşın bir toplumda
neler olup bitebilecegini, ko-
ku alma duyuları keskin ki-
şilerin daha önceden seze-
bilmeleri de olanak dışı de-
ğildir. Türkiye'de son kırk yıl-
dır üç kez yinelenen askeri
müdahaleler "ben geliyo-
rum" diye gündeme girmedi
mi? Eğer bu yaklaşım doğ-
ruysa, ülkemizin yine bir dö-
nüm noktasına hızla yaklaş-
tığını söyleyebiliriz.
Bu savın güçlü bir gerek-
çesi vardır: İçinde yaşadığı-
mız düzenin, rejimin, siyasal
ortamın tıkandığını herkes
söylüyor, toplumda ağırlıklı
olan kesimlerin "bu iş böyle
gitmez" tümcesınde birleş-
tikleri görülüyor.
Öyleyse ' 1995'te bir şey-
ler olacak" diyenlerin uyarı-
larına kulak vermek gerekir.
Ancak bu uyarılar ılle de bir
askeri müdahaleyi vurgula-
maz. Gün geçtikçe yoğunla-
şan tıkanıklığın açılması ve
çözülmesi için, toplumun
nasıl bir çıkış yolu bulacağını
zaman gösterecektır.
Son yıllarda dünya askeri
müdahaleleri geride bırak-
mıştır; Türkiye'de ise böyle
girişımlerin hiçbir sorunumu-
zu çözmediğı, tersıne, aç-
mazlarımızı derinleştırdiğini
12 Eylül deneyimiyle kamu-1
oyu anlamış bulunuyor.
Ancak siyasal yaşamın
kördüğümleştığini, ekono-
mik yaşamın da siyasal ya-
şamdan beter olduğunu gö-
renlerin ortak bir paydada
birleştiği de gerçektir. Türki-
ye, 1995'i bu koşullarda çı-
karamaz.
Eğer 1995'i bugün içinde
yaşadığımız koşullarla ge-
çiştırebilirsek, dünya tarihine
yent bir rekor yazmış oluruz.
• • •
Şeker-Iş:
Fabrikalar
özelleşsin
COŞKUN YAMA.N
BALIKEStR - Şeker-tş Sendi-
kası Susurluk Şube Başkanı Er-
doğan Pehüvanoğlu. şeker fabri-
kalarının ozelleştirme karannı
destekledıklennı söyledı.
Şeker fabrikalannın özelleşti-
rilmesınde en çok korkulanın ış-
sızlik olduğunu belirten Erdoğan
Pehlivanoğlu. ".\ncak şeker fab-
rikalannda işten çıkanlacak işçi
de kalmanııştır" dedi. Sanayı ve
Ticaret Bakanı Mehmet GÖnen
tarafından gündeme getinlen şe-
ker fabrikalannın özelleştirilme-
sinın bugüne kadar gerçekleşme-
mesini de yanlış olarak değerlen-
dıren Pehlivanoğlu. şunlan söy-
ledi:.
"Üç vildır uygulanan vöntem-
le, emckliliği dolan arkadaşlan-
mız istese de istemese de resen
emekh' edildiler. Şimdi ise son ge-
len bir genelgeyle resen emeklilik
de durduruldu. Emekliliği gelen-
lerin çalışması istcniyor. çünkü
yeni personel ahnamıyor. Bu da.
özelleştirmede işine son verilecek
işçi kalmadı demektir."
Avukatın
başı hâlâ
bulunamadı
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Yılbaşı akşamı kaybol-
duktan sonra dün cesedi parça-"
lanmış olarak bulunan Ankara
Barosu avukatlanndan Talat
Atar'ın kesik başı hâlâ buluna-
madı.
Alınan bilgıye göre Talat
Atar'ın oturduğu apartmanın
hava boşluğunda bulunan cese-
dı. bugün otopsiye alındı.
Atar'ın satır ya da balta ile vah-
şice doğrandığını belinen yet-
kililer. genç avukatın kafasının
hâlâ bulunamadığını söylediler.
Yetkililer. cesedın avukat
Atar'a ait olduğunun teşhis edil-
diğını debelirtiler. Olaydan son-
ra gözaltına alınarajc emnıyete
götürülen avukat Atar'ın nışan-
lısı FatmaAydın' ın sorgulanma-
sınabaşlandı. Emniyetyetkilile-
ri. avukatın bir üst katında otu-
ran Aydın'ın evinde kan izleri-
nın bulunduğuna dikkat çeke-
rek. "Ancak bunlar kan mı de-
ğil mi belli dcğiL çünkü uzeri ka-
patılmış" dedi ler.
GİZ KOKAN
SUSKUNLUK
Mehmet Başaran
10.000 (KDV içinde)
Ödemeli gönderilmez