13 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 21EYLÜL1994 ÇARŞAMBA HABERLER Voltaire'indüşüncedünyası -3- oltaire kadar farklı biçimler- de yargıJanan pek az insan vardır. Bunun bir nedeni şu: Fildi- şi kuleye çekilerek değii, bir kavganın içindeyazdı Voltai- re: söylediklerindeki dağırukbk ve zaman zaman kopukluk buradan ileri geliyor. Öte yandan. bir sisteme bağlı kalmadı, özgür hissetti kendini ka- lemi eline aldığında. Öyle de olsa, uzun yazarhk yaşamı süresince, değişmeden kalan "ana dü- şünceter'ı oldu; bunun gibi, alabildiğine "yıkıcı" da görünse, toplumda "olumlu birreform"unte- mel taşlannı belirledi. İki yazar, Lagard/Michard, şöyle çiziyorlar Voltaire'in düşünce dünyasının ana çizgilerini: | Bir metafizik düşmam Metafıziğın amansız düşmanıydı Voltaire. Neydi metafıziğin tartıştıklan? Tann'nın nitelikleri ile gerçek doğası. dünya- nın ve yaşamın kökeni, ruhun varlığı ve ölüm- süzlüğü. ruhla bedenin ilişkileri, kötülüğün kö- keni. insanın yazgısı... Bu tür konulara, bizim zekamızı aşan sorunlar olarak baktı Voltaire. Kaldı ki, hiçbir fiiozof, bunlar üzerinde anlaş- maya varamamıştı yüzyıllardır. Öyle olunca da, neydi yapılması gereken? Şu: Bütün bu sorunlar karşısında kuşku duymak ve şu içinde yaşadığı- mız, duygulanmızla da tanıdığımız madde dün- yasına gözlerimizi çevirmekti. Onu anlamaya yetebilirdik ancak. Aynca. iki büyük sakmcası vardı metafıziğin: Birincisi, insanlan bölüyor ve din söz konusu ol- dukta da. bağnazlığa sürüklüyordu onlan; ikin- cisi de çözülmesi olanaksız sorunlar önünde kaygılar içinde bırakıyor insanlan ve yaşamdan yüz çevirmeye götürüyordu. Böylece niçin harcayacaktık zamanımızı ve gücümüzü bunlara? Bilgelik, metafızığe sırt çevirmekte ve mutlu- luğu da yeryüzünde aramaktaydı. Felsefe de buydu ve "özgür düşünce" demekti Voltaire'e göre. Peki, ya din ve ahlak söz konusu oldukta? Voltaire. romanlan, şiirleri ve hatta trajedile- rine vanncaya değin bütün eserlerinde dine ve onun sorunlanna dokunur. Aynca Felsefi Mek- tuplar, Felsefi Diyaloglar, Hoşgörii Üstüne İnce- leme, Felsefe Sözlüğü adlı eserleri. bu sorunlan doğrudan doğruya ele ahrlar. Bu kitaplar ara- sında Felsefe Sözlüğü, bir tür sentezdir, Voltai- re'in bütün düşünce dünyası onda özetlenmiştir, diyebiliriz. | Tannvedhı Tann'nın varlığını kabul eder Voltaire. O yüz- yılda Diderot ve Baron d'Holbach gibi tanntanı- mazlara karşı, ısrarla da savunur onu. Hatta "Taıuı yoksa icat etmeli onu" der. tki kanıt vardır elinde Tann'nın varlığj konu- sunda: Birincisi. Tann. aklunıza dayatmaktadır ken- disini. "Hayran kalınacak bir makinedir dünya; böylece, dünyada nerede olursa olsun. hayran ka- lınacak bir zeka vardır" der. Tann bir "saatçi", "ebedi geometrici", "dünyanın ebedi mimarı"dır gözünde. "Evren kucaklıyor beni ve bu saat var- dır da. saatçi yoktur diye düşünemem" diye ko- nujur. Ikincisi, topluma yararı \ardır bu düşüncenin. "Vekilharcımın, terzimin. uşaklanmm, Tann'va inamnalarmı istiyorum; böylece, beni daha az çar- pacaklarını sanıyorum" der. "Odüllendirici ve öç alıcı" bir Tann'dan korku, sıradan insanlar söz konusu oldukta, ahlakın başta gelen yasasıdır; "fîlozoflara" gelince. böyle bir düşünceden vaz- geçebiürler. ahlakb olmak için, akıl yeter onlara, diye düşünür. Ne var ki, Tann'nın özü ve nitelikleri hakkın- da bir şey söylemez. Ama asıl önemlisi, vahyedilmiş dinlerin Tan- nsı değildir Voltaire'in Tann'sı. Ona göre, yığın- la düzmece üzerine kuruludur bu dinler. Onlann dayandıklan temellere, özellikle de Tevrat'la İn- cil'e karşı pek acı eleştirilerde bulunur: Gerçek dışı şeyler. aptallıklar. boş inançlarla dolu ol- dukJanru belirtir, dinsel ayinlerin kimi soytan- lıklanru serer gözler önüne. Her şey olanca çıp- Iakiığıyla ortadayken, Kutsal Kitap'ın tannsal kökenli olduğuna saf saf inananlara karşı ağana geleni söyler. Ancak bu dinler, kendi aralannda boğuşsalar da, temelde, Tann'nın-varlığı konusunda uzlaş- mışlardır. Ama aldatıcı bir vahiy yoluyla değil, akla dayanarak, insanlann üzerinde uzlaştıklan da, onlan Yüce bir Varlık'a bağlayan "doğal din"dir aslında "Bütün insanlann, bütün dünya- famn ve bütün zamaniann Tannsı. ışte bu Yüce Varlik- Ur, din de. ona bağlanışın adıdır, yoksa "an- laşılmaz gjzler"le dolu olan mezheplerin ve tari- katlann söyledikleri değil. Buradan kalkıp. kur- tuluşu, özel inançlara ve törenlere bağlayan boş inançlara karşı çıkar Votaire; dua düşüncesini bile reddeder! Ne adınadır bütün bunlar? Voltaire'in başta gelen amacı, "banşı sağla- mak"tır. Dinsel mücadelelerin sık sık bozduğu budur; bozulmaktadır banş. çünkü dogma yeğ- lenip ahlak savsaklanmaktadır. Oysa, asıl önemli olan, ahlaktır. | Ahlak ve hoşgöpü Niçin din vardır? İnsanlan, düzen içinde yaşatmak ve erdem yoluyla, Tann'nın lütuflanna layık kılmak için. Bir ahlak toplumunun temeli de. insanlar ara- sındaki birliktir. İki ahlak yoktur, tek bir ahlak vardır. Vahyi bir yana bıraküğjnızda akıl ve vic- dan, gerçek rehberlerimiz olacaktır. Konfüç- yüs'ün şu özdeyişini, Voltaire. "İnsansoyumın yasası" olarak kabul eder: "Ölürken nasıl yaşa- mış olmayı arzu edecek isen öyle yaşa; insana da, sana davranmasını Lslediğin gibi davran!" İsa ise şöyle zenginleştirmişti onu: "Tanrı'yı seviniz ve insanı da kendinizi seviyormuşçasına sevin!" İşte bağnazlık, insanlann bırbirlerini kardeş DOĞUMUNUN 300. YILINDA Voltaire ve Aydınlanma SERVER TANİLLİ na göre, yığmla düzmece üzerine kuruludur dinler. Dayandıklan temellere, özellikle de Tevrat'la İnciPe karşı pek acı eleştirilerde bulunur: Gerçek dışı şeyler, aptallıklar, boş inançlarla dolu olduklannı belirtir, dinsel ayinlerin kimi soytanlıklannı serer gözler önüne. Kutsal Kitap'ın tannsal kökenli olduğuna saf saf inananlara karşı ağzına geleni söyler. voltaire'in mektupları Voltaire'in yaaşmalannın -Theodore Bestermaım'ın önayak olmasıyla gerçekleşen- kesin basımı, doksan sekiz cilt tutuyor. Ünlüedebiyateleştirmenı Bnoıetiere'e sorarsanız. Voltaıre'ın "Mektuplan, onun bütün eserinin en canlı böiümüdür." Gerçekten. rahatlıkla denebilir ki, ilgi çekmeyen tek bir sayfa yoktur onlar arasında; o yıllarda yapılmış dostça ve içtenlikledolu konuşmalann en parlak yankısıru bugün de bulmak mümkündür bu yanşmalarda. Abartmaya kaçmış olmadan denebilir ki, kalemiyle bu denli sevecenlik. canblık. güzellik ve incelik gösteren bir yazar ne o çağda görülmüştür, ne de ondan sonra. Zeka ve sürükleyiciliğin, onun yanı sıra sıcak dostluğun. duygusallığın ve keskin düşüncenin şölenidir bu mektuplar. Birkaç örnek verelim bunlara. Jean-Jacques Rousseau, 'Eşitsizliğin Kökeni Üstüne Deneme'y i yazdığında, bir nüshasını da Voltaire'e gönderir. Bilindiği gibi. uygarlığa, bilime ve edebiyata karşı tırnaklannı gösteriyordu kitabında düşünür ve yabanlarla hayvanlarda görüldüğü biçimiyle. doğal hale dönmeyi öneriyordu. Vr oltaire, 20 Ağustos 1755 tarihli mektubunda şu yanıtı verdi kendisine: "fnsansoyuna karşı olan yeni kitabınızı aldım bayım. Bİından dola) ı teşekkür ederim size... Bizi hayvan haline getirme yolunda bunca hüner gösteren olmadı hiçbir zaman; eseriniz okunduğunda, dört ayağı üzerine yürineceği geliyor insanın. Ancak, altniış y ıldan fazla bir zaman var ki, Yİtirdün bu alışkanlığı ve onu >eniden elde etmem de olanaksız göriinüyor bana neyazık ki!" Rousseau'nun, 'Sosyal Södeşme'de. 'doğal hal' için tutkusunu yeniden dılegetirdiğinigördüğündededüpedüz sinirlenir Voltaire ve dostu Bordes'e. 1765 martmda yazdığı mektubunda şöyle der: "Ah Bayım.' 1yice fark etmiş olduğunuz gibi, bir mavmun insana ne kadar benzivorsa, Rousseau da bir füozofa o kadar benziyon Diyojen'in kudurmuşköpeğkliror Bununla beraber Voltaire, o kitabı mahkum edip yaktıran fsvıçre makamlanna -ünlü ilkesine bağh kalarak- saldırmış ve Rousscau'ya da şöyle yazmıştı. "Soylediklerinizin hiçbirinde sizinle aynı düşüncede değilim; ancak onları sö> leme hakkuıızı ölünceye değin savunacağun." Ve Rousseau, düşmanlanndan kaçîığında, Voltaire, onu Isvıçre'ye, yanında kalmayadavetetmişü. Voltaire'in heykelini yapmaya karar verirler Paris'te. Ünlü heykel sanatçısı PigaDe'e ısmarlar eseri. Sanatçı da ılkçağda olduğu gibi. çıplak halde temsil edecektiryaşh adamı. İşte. Madam du DefTand'a yazdığı ünlü mektup Voltaire'in: "Mösyö Pigalle'in. çehremin biçimini almak için gelmesi gerektiği sö>lenivor. Ama Madam, bunun için bir çehre olmaiı bende: olsa olsa yeri bulunacak ancak. Gozlerim. üç parmak içeri çökmüş halde; hiçbir işe v arama> an kemiklere -sözüm ona-) apışmış eski bir parşömen gibi yanaklanm. Biraz diş kalmıştı ağzımda. onlar da yok şnndi (...) Bu haldeki bir adamuı he> keü hiçbir zaman yapdamaz." 1735'te, şunlan yazıyordu Thieriot'ya v olladığı mektupta: "XIV. Louis yüz\ ılı üstüne sizden fıkralar istediğimde, onun kişiliğinden çok, devrinde açılıp serpiuniş sanatlarla ilgiliydi bunlar. RacıneTe Despreaux hakkında, Quınault. Lully, Molıere, Lebrun, Bossuet. Poussin. Descartes. vb. hakkuıda ayrınhlar, Steinkerque üstüne olanlardan çok daha fazla hoşuma gider. Bölükleri ve taburları yönetmiş olanlann. adlarından başka hiçbirşey kalmamıştırgeri>e. \'erünıiş)üzsavaşın insansoyuna hiçbir > aran dokunmadı, ama size sözünü ettiğim büyük adantlar. henüz doğmamış insanlara duru \e sürekli zet kler ha/ırladıiar. İki denizi birieştiren bir kanal. Pouisın'in bir tablosu. güzel bir tragedya, keşfedihniş bir gerçek, bütün sa>aş haberleriıiden bin kez daha değerli şe> lerdir. Biliyorsunu/ ki. benim gözümde, bü>ük adamiar başta gelir, kahramanlar da sonda. Büyük adamiar deyince de yarariı ya da hoşa giden bir konuda çok bü> ük başanlar kazanmış insanlan kastedi}orum. Kentleri talana \erip yağmalay anlar ise kahramanlardır sadece. • * Fizyolojist Haller'e de şöyle yazıyordu: "Bu dtim ada > apabileceğimiz en güzel şey, ekip biçmektir; bütün öteki bedensel deneyimler, çocuk oyununa benzerier. Toprağı ekip biçenlere saygı duyalun; > er> üzünü karıştırıp duran -taçlı, miğferli y a da kafasını kazıtmış- olan sefile ise lanet cdelim!" Ve işte. 1766'da bir başkasına yazdıklan: "O zamandan başlayarak, hiçbir yeteneğimin olmadığı > ığınla konunun bulunduğunu gördüm. Vlatematikte pek u/aklara gitmeye y apunın uygun olmadığını fark ettim. Müzik için hiçbir >etenek taşımadığımı anladım... Kendisinin pekiyi bir çiftçi olacağına aklınt takmtş. ama bütün öteki meriyerlere sahipolmadığma inanan yaşlı bir fikızofun değerlendirme ve dostluğtına güveniniz nep!" Voltaire de başka gözlemciler gibi, ülkesine -alttan alta gelen- devrimi sezdi önceden. 2 Nisan 1764 günlü mektubunda şöyle yazıyordu Marki de Chauveiin'e: "Gördüğüm her şey bir devrimin tohumlarını ekiyor; mutlaka gelecek o ve ben, tanığı olmak zev kinden \ oksun kalacağım. Fransı/lar geç vanyorlar herşeye, ama >arıyoriar sonunda; ışık ö> lesine yay ılıyor ki gitg^de, ilk fırsatla patlayacak ve güzel bir güriiltü-patırrı oiacak o zaman; gençler, pek mutlu insanlar, güzel şeyler görecekler." Uygarlığı. insanoğlunun kendisi yaratacak. Ancak. ne bekliyoruz "uygarlık"tan? - Uygarlık, başta banş demektir. Uygarlığın en büyük düşmanı savaştır. Savaş, "kahramanca yürütülen bir kasaplık"ür; yenile- ni yıktığı gibi. yeneni de yıkar. Voltaire, kahra- manlann yerine, "büyük adanf'lan yeğler: Bil- ginler, sanatçılardır ki, eserleri "en duru ve sürekli zevkleri" hazırlarlar. İç savaşlarla dinsei kovuşturma ve zulümler, daha da iğrençtirler. Devletin görevi, ilahiyat tartışmalannın toplumu kanştırmasına engel ol- maktır; dinler. yönetime tabi olmalıdır. hoşgö- rüye saygılı olmalıdırlar. En korkunç siyasal yanlış, hoşgörüsüzlüktür. | ÖzgüPlük ve adalet - İkinci olarak, uygarlık; özgürlük ve adalet de- mektir. Kişi dokunulmazlığı ve özgürlüğü, insanınmal- lannı ve emeklerini istedikleri gibi kullanmalan, konuşma ve y azma özgürlüğü. vicdan özgürlüğü kabul edilip güvencelere bağlanmalıdır. Adalet de. güvencelerle donatılmahdır. - Üçüncü olarak. uygarlık. gönenç demektir. Bunu sağlayansa, başta ticaret'tir. Kişilerin ve uluslann zenginlik kaynağı odur. Tanmın sırün- dan "feodal" yükler atılmalıdır. Onlann yanı sıra, vergiler hakça dağıtılmalı ve ayncaüklara son ve- verilmelidir. - Son olarak, sanat ve aydınlanma demektir uy- garlık. Bir toplumda, uygarlık, doruk noktalanna. sa- natla ve düşünsel etkinliklerle ulaşır: Örfleri yu- muşaüp tathlaştıransanattır;ruhu besleyenedebi- yatür. Gerçi, pek azdırdüşünen insan; ve Voltaire, bilgisizlik ve boş inançlar içinde yaşayan "ayak- takunı"na horlayarak bakar. Ancak. bir aydm seçkinler vardır ki. toplumu en büyük yetkinüğe ulaştıracak onlardır. Yaşlı Voltaire'in 33 portresi olarak sevmelerini önler. Öyle olduğu için, kurbanlan olduğu kadar ezenleri de körleşti- ren mezhep ve tarikat düşüncesinin dayatuğı iç savaşlan, adaletsizlikleri, cinayet ve kiyımlan durup durup hatırlatır Voltaire. Özellikle hedeflediği, Katolik dinidir: Çünkü, o yüzyılda. Katoliklik, sivil iktidara dayana- rak başkalanna zulmediyordu. Ancak onunla yetinmez, Protestanlığın ve Müslümanlığın bağnazhğına da karşı çıkar Voltaire. Hoşgörii anlayışıru destekleyen nedir peki? Felsefe! Voltaire, bütün gücüyledestekleronu. Öte yandan, inançlanmızın belirsizliği üze- rinde ısrar ederek, başkalanrun inançlanna karşı.alçakgönûllüJükgösteriphoşgörüyledav- ranmaya çağınr bizi. Bunun yanı sıra, ilahiyat tartışmalanyla alay eder, dinler arasındaki farkhlıldann kofluğuna işaret eder; bununla altını çizmek istediği de, odinlerin temeldenasıl uzlaşmış olduklandır. Voltaire, doğal olarak özgür ve eşit diye baktı insanlara; bunun sonucu, birçok kez, kuramda da kalsa, 'demokrasi'yi övdü. Ne var ki, Jean-Jacques Rousseau gibi, ancak küçük devletlerde uygulanabilir olduğuna inanıyor- du onun. Öyle olduğu için de, Fransa gibi mo- narşik ülkelerde, ivedi ve hemen gerçekleştirile- bilecek reformlarla ilgilendi daha çok. Hiçbir zaman devrimciolmadı Voltaire. Tannsal kökenli hukuka da inanmadı. Ancak, halklara mutluluk getirebilecek bir aydm despotiuk, bir aydm despot düşledi. Ne var ki, XIV. Louıs'nin yanlışlan, "fflozoF' da olsa Büyük Friedrich'in tehlikeli tutkulan. bu düşten, çekip uyandırdı kendisini. Ne kabyordu sonunda, siyasal ülkü diye? İngiliz anayasalı reümi! Çünkü, böyiesi bir rejim. özgürlüğü güvence- ye bağlıyor ve kralın iktıdannı sırurlıyordu; top- lumdaki seçkinler de, bu iktidan denetleyecekti. Ne var ki, güçtü bunu da uygulamak Fransa'- da. Kala kala. kralın aydm insanlan göreve ge- tinnesi ve onlardan, bilgece ve siyaset uygula- malannı istemek kahyordu. Böyle bir politika. uyruklan mutiu kılacak ve uygarlığa götürecek- ti onlan. | Uygarlık deyince... Tann'dan bir beklediği yoktur Voltaire'in; "Öte dünya" da bizim için bir sır olarak kaldı- ğından, mutluluğumuzu bu dünyada ve elimi- zin altındaki araçlarla gerçekleştireceğiz. | Tarihin anlamı Voltaire'in bir katkısı da, tarih konusunda. Tarih bilimi kavramının yaratılmasında onun büyük emeği geçer. XII. Charles'm Tarihi, bir kralın tarihidir; XIV. Louis Yüzyüı, bir ulusun ta- rihidir; Milletlerin Örfleri ve Rubu Lsrüne De- neme ise, bir dünya tarihidir. Bu eserlerle, Voltai- re, bir tarih yönteminin nasıl olması gerektiğini gözler önüne serer. Sonunda. bulduğu en önemli gerçeklerden biri şudur: Tarih, krallann değil, insanlann; y^alnız si- yasal ve askeri oylann değil. bütün kurumlann, özellikle de bilimlerin ve sanatlann tarihidir. Böy- lece. bir yerde tarih, "uygarlığm tarihi" oluyor. İnsanüğın ilerlemesinde başrolü oynayanlar da. "kahramanlar" değil, "büyük adâm"lardır. İlerleme -ne yazık kü- sürekli bir şey olmasa da, toplumu bulunduğu noktadan alıp daha ilerilere, giderek ideal uygarlığa ulaştıracak olanlar on- lardır. Mutlu bir toplum yaratmak mümkün müdür? Mümkündür Voltaire'e göre. Nedir yolu bunun? "Aydınlıklar"ı çoğalmak, tek kelimeyle, "Ay- duılanma"yı sürdürmek... SÜRECEK T.C. TRABZON1. ASLİYEHUKUK HÂKİMLİĞl'NDEN EsasNo: 1994/151 Davacı Melek Kank tarafından davalı fbrahim Kank aleyhine açılan boşanma davasının yapılan dunışması sırasında verilen ara karan gereğince, adresi meçhul olan ve kendisine tebligat yapılama- yan davalı Ibrahim Karık'a ilanen tebligat yapılmasına karar veril- miştir. Incirii-Ankara Yunus Emre Caddesi Tekin Apt. 45/2 adresinde ikamet ettiği bildirilen ve yaptınlan tahkikatta adresi tespit edileme- yen, kendisine tebligat yapılamayan davalının duruşma günü olan 10.10.1994 Pazartesi günü saat 09.00'da mahkememiz duruşma şalo- nunda hazır bulunması, gebnediğinde kendisini bir vekille temsil et- ürmesi gereküği, gelmediği ve bir vekille temsil ettirmediğinde yoklu- ğunda karar verileceğinden, işbu ilan, dava dılekçesi ve duruşma günü tebliği yerine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 50930 Listeler hazıriamyor Romanlannız ve Ansiklopedileriniz yerinizden ahnır. Tel:5540804 Nüfus cüzdanımı yitirdim.Geçersizdir. M.BEHZATŞAHİN CUMHURtYET YOLUNDA Yunus Nadi 30.000 (KDV içinde) Çağdaş Yaymları Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-İstanbul Ödemeli gönderOmez Poüsolmak isteyenMHP'ye başvuruyor• Polis okulunun önümüzdeki günlerde yapılacak sınavına girmek isteyen adaylar, MHP Genel Merkezi'ne akın ediyorlar. Partinin müracaat kısmında, başvuruda bulunanlann isimleri, aday numaralan ve nüfus bilgileri, "Genel başkan yardımcılarına verilecek" sözüyle listeler haline getiriliyor. KEMAL \X RTERt ANKARA - Poüs Okulu'- nun önümüzdeki günlerde yapılacak sınavına girmek iste- yen adaylar. Mılliyetçi Hare- ket Partisi (MHP) Genel Mer- kezi'ne akın etmeye başladılar. Sınav için yardım istemeye ge- lenlerin isimleri. aday numara- lan ve doğum yerlerine ilişkin bilgiler. MHPĞenel Merkezı'- nin "müracaat" bölümünde kaydediliyor. Uygulama, 12 Eylül'de açı- lan M H P davasına ilişkin iddi- anamede yer alan MHP'nin asker ve polis içinde nasıl ör- gütlendiğine ilişkin savlan gündeme getirdi. MHP Genel Merkezi'nde ele geçırilen bel- gelerden yola çıkılarak hazırla- nan iddianamede, MHP'ye çok sayıda asker ve polis ta- rafından bilgi aktanldığı ve parti merkezinde emniyet gö- revlileri hakkında aynntılı dosyalar bulunduğu belırtil- mişti. MHP Genel Başkan Yar- dımcısı Rıza Müftüoğlu. Cum- huriyet'e yaptığı açıklamada. diğer sıyasi partilerin yanı sıra kendi partilerine de bu tür baş- vurulann olduğunu belirterek "Ben sizin ne demek istediğinlz anlıyorum. Ancak işler eskisi gibi değil" dedi. Müftüoğlu: Liste tutulmuyor Müftüoğlu, bazı polis okulu adaylannın partilerine geldiği- ni doğruladı. ancak liste tu- tulmasının söz konusu ol- madığını savundu. "Bu tür şey- ler 12 Eylül öncesinde yapıİı- yordu" diye konuşan Müftü- oğlu, devlet bürokrasisinin ilgı göstermemesi nedeniyle vatan- daşlann işleri partilerde hallet- meyeçalıştıklannj anlattı. MHP Genel Merkezi'nin gi- riş katında yer alan müracaat bölümünde çalışan görevliler, sınavı kazanmak için yardım istemeye gelen polis Qkulu adaylannın isimlenni, başvuru numaralannı ve doğum yer- lerine ilişkin bilgileri. "Genel başkan yardımcılarına verece- ğiz" diyerek liste haline getiri- yorlar. Müftüoğlu'nun, "Bu tür şeyler 12 Eylül öncesinde yapılıyordu" sözleri, MHP'nin "12 Eylül 1980 öncesinde polis ve ordudaki örgütlenmesini anımsattı. MHP ana davası ıçın hazırlanan 1980-7040 sayıh 29 Nisan 1981 tarihli id- dianamede, partinin kamu ku- ruluşlanndaki örgütlenmesine ilişkin bir dizi belge ve yazıya yer verilmişti. İddianamede yer alan bil- gilere göre, MHP çok sayıda asker ve polisin tayinlerindeet- kin rol oynadı. İddianemede örnek olarak verilen ve MHP Genel Başkanı Alparslan Tür- keş'e gönderilen yazılardan bi- risi aynen şöyle: "Sayın Albayım. Size ....'ten komser ....'ı gönderiyorum. 'te MHP'nin kurulup geüş- mesinde bize büyük \ardimlan oldu. Sizinle tamşmak istiyor... Hakkında gerekli malumad kendisinden alabilirsiniz. Saym albayım, yakıııda ... kazası,... kazası ve ... nahiyesinde MHP ilce teşkilatım kuruyonız. Gereken her türlü hazırlık yapıldı. AUah'ın izniyle .MHP'- nin 9 ışık dinamitini Doğu'dan ateşleyeceğiz. Komiser... Bey'- in şark hizmcri bu sene biriyor. Kendisi İstanbul'a tayin yaptj- rmak istiyor. Orada da davamı- za büyük yardımları olacağına inanıyoruz. Burada emirlerinizi bekler, sa> gılarımı sunanm. Tanrı Türkü korusun. (İmza, ad, soyad, rütbe, birük, imza)." İddianamenin 325. sayfasın- da yer verilen bilgiler de şöyle: "Aramalarda, partinin genel merkez binalannda ele geçirilen, rüm illerde >e hemen hemen her kademede görevli emniyet men- suplan hakkında da geniş bilgi toplandığt, ülkücü göriiş yanlıla- nyla kendi değerlendinnelerine göre karşıt olanlar haklarmda kanaat belirtildiği okunmakta- dır. Bunun drşında çeşitü parti fl ve ilçe teşkilatlarınca referans- larla emniyet mensubu ohnalan, atama ve terfi gibi işlemler için ülkücü olduklanndan bahisle yardımcı olunması istenmekte, aynca genel merkezce emniyet görevlileri haklarmda riddi ve dikkatli kayıtlar rutulduğu gö- rülmektedir." RP halka çağrı yaptı 'Nataşalannyüzüne tükür' kampanyası AHMETŞEFİK TRABZON - Bagımsız Dev letler Topluluğu'ndan ge- len hayat kadınlannı bahane ederek bütün Doğu Karade- niz yerleşim birimlerinde çeşi- tli eylemlerini sürdüren Refah Partisi teşkilatlan BDT turi- zmini tehdit ediyor. RP'li bele- diye v e örgütlerin "Nataşalara karşı mücadelede işbirliği" ka- ran almasından sonra Arde- şen Belediye Başkanı İmdat Sütlüoğlu halkı 'Nataşalar'ın yüzüne tükürmeye çağırdı. Ancak eylemin bütün turistle- re jönelmesinden korkuluyor. 3 yıllık bir süreçte çeşitü basın yayın organlan ve bazı çevreler tarafından abartıla- rak kamuoyuna sunulan *ya- bancı kaynaklı fuhuş' olaylan RP'li çevrelerin tek hedefı ha- line geldi. 27 Mart seçimleri- nde Doğu Karadeniz'de Tra- bzon ve Rize başta olmak üze- re birçok yerde belediye ba- şkanlığı kazanan RP'liler Na- taş'a olaylannı sıcak tutarak bolgede gergınJığın gıderek artmasına yol açıyorlar. RP'li çevrelerin Nataşa olaylannı bahane eden eylem- leri 2 yıl öncesine kadar gidi- yor. O dönemde Trabzon baş- ta olmak üzere bölgedeki çe- şitli yerleşim birimlerinde kadınlann sokağa çıkamadığı. her yanda pazarlıklann yapıldığı yolunda abartılı ve gerçekdışı haberlerden oluşan televizyon programlannın ya- yınlanmasından sonra hare- kete geçen RP'liler. ilkin Sarp kapısında miting düzenlemiş bu kapıyı üç saat giriş çıkışa kapatmışlardı. Burada "Ruslan kapıdışarı etmeye" söz veren RP'li çevre- ler bölge çapında geniş kam- panyalar düzenleme karan almışlardı. Bu atmosferde gelinen 27 Mart seçimlerinde 'Nataşa' olavlan RP'liler için propa- ganda malzemesi oldu. "Nata- şa oaylarını PKK'den daha teh- likeli" ilan eden ve "Bunlar mutlaka temizlenecek" diyen RP'liler muhafazakar kesi- mlerden de seçimlerde önemli bir destek aldılar. RP'lilerin bu dönemde yü- rüttüğü kampanyadan, abartılı ve yanlış haberlerden rahatsız olan Rusya da olay- lan yakın takibe aldı. Rusya'- daki birçok yerel telvizyon ve gazetede Trabzon'a gidilme- mesi yolunda haberler yer aldı. RP'li kesimlerin kampanya- lara en çok ağırhk verdiği yer- lerden biri Rize ve Rize'nin ilçelerinden Ardeşen. Nataşa- lan temizleyeceğine dair ye- min ederek başkanhğa gelen ve Atatürk'e karşı tavırlan ile kamuoyunda tanınan Şevki Yümaz'ın çeşitli uygulamalan turistler açısından Rize'yi ca- zip olmaktan çıkardı. Son ola- rak Ardeşen Belediyesi'nde yapılan bir toplantıda bir ara- ya gelen Şevki Yılmaz ve Ardeşen Belediye Başkanı Imdat Sütlüoğlu bu konuda el ele verme karannı açıkladılar. Sütlüoğlu'nun bu konuya yö- nelik sözleri ise önümüzdeki döne-nde olabilecekleri göste- riyor. İmdat Sütlüoğlu şöyle diyor: "Bu hayatı, bu Nataşa düze- ninin devam etmesini isteyenler de imza kampanyası açtı. Ama yüz imzayı bile bulamadılar. Biz on binlerce imza ile karşı- lanna çıkacağız. Size bu düzeni reva görenlerin ve Nataşalann yüzüne tükürün."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear