25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET HABERLER 28 AĞUSTOS 19Ö4 PAZAR Konur Ertop Solda birlik Destaaal Hüsnü Dağ- larca'nın yapı- tlan arasında Kurtuluş Sa- vaşımızı konu edinenler geniş yer tutar. Başka uluslann verdığı bağımsızlık savaş- lanyla ilgili Cezayir Türküsü, Vietnam Savaşımız gibi yapı- tlann da sahibı olan ozanın Kurtuluş Savaşı dizisinde başhca şu yapıtİar yer alır: Üç Şefaitler DesUnı (1948), Samsun'dan Ankara'ya (1951), İnönüJer (1951). Deli- ce Böcek (1969), Yedi Me- metler (1964), 19 Mayıs Des- tanı (1969). Sakarya Kıyılan (1973), 30 Ağustos (1973), Izmir YoUannda (1973), Çu- kurova Koçaklaması (1979), Bir Elde Yaşamak (1979), Türk İstanbul (1979). Ozanın "Yeni Türkiye'nin önsözü- dür" diye nitelediğı Çanak- kak Destanı (1965) ile genış bir toplam oluşturan Ata- türk şiirleri de aynı temayı ış- lemektedir. Dağlarca'nın Kurtuluş Sa- vaşı destanlannın tarihsel olaylan ancak bir yanını oluşturur. Zaman zaman, konuya maddeyle ve akılla açıklanması mümkün olma- yacak bir gizem eşlık eder. Yazılışı 30 yıb bulan dızinın içeriğinde toplumsal sorun gıttikçe daha yoğun yer tut- muştur. Nazmı Hikmet'ten Cahit Külebi'ye kadar uzanan Kur- tuluş Savaşı destanlan arası- nda eskı destan geleneğine en çok yaklaşan onunkıdır. Gelenekte olduğu gibı bu- rada da doğa çok geniş yer tutar. Gene gelenekte olduğu gibı olağanüstü durumlarla, olaylarla karşılaşınz. Kartal- lardan böceğe, dağlardan akarsulara genişleyen bir do- ğal çevre canlandınlır. Bu varlıklar konuşur, hareket eder, Kurtuluş Savaşı içinde- ki yerlerini alırlar. Örneğin, Allahuekber Dağlan sabah namazına du- rur. Bir yerden ötekine gidep dağlar görürüz: Savaş alanı- na dün gece var olmayan dağlann gelip yerleştiği göz- lenir. Er Osman, arkadaşına neler olup bıttığıni sorar. Er Teymur dağın yüriiyerek, koşarak, türkü türkü uçarak ovaya konduğunu anlatır. Pekı nıçin gelmiştir? Osman açıklar: "Yurdum konınsun diye göğsünü siper etmeye koşmuştur..." Bir kartal ailesi, Çukuro- va'daki savaşı izler. Hep bir- likte Kurtuluş savaşçılannı desteklerler... Atlar, binicı- leriyle birlikte göreve koşar- lar: Şube Reısı halkı toplayıp askerlığin herkese farz oldu- ğunu anlatır. Ahmet süvan yazılınca atı da aynı yere düş- mek için Tann'ya yakanr. duası kabul edilir. Erzurum"- dan yola çıkan bir böcek, bü- tün yurdu geçerek îzmir'e ulaşmaya çalışır. Cephelerde olağanüstü olaylar yaşanır. Şehit olan Uzun Ismail'in dirilip arka- daşlannın yardımına koştu- ğu anlatılır: Ismail şehit olmuştur. Sa- vaş sürmekte, Ismail'in arka- daşlan ateş etmektedir. Bir er arkasında bir gölge, bir hak nuru fark eder. Dönüp bakar ki İsmail ikinci kez şehit olup yere düşmektedir. Ardını ke- sen düşmanı öldürerek arka- daşını kurtarmıştır. DeM Memet, öldüğünü belli etmez. Ölürse manganın bozulacağım düşünür. Göğ- sünde iki delik olduğu halde kanı akmasın diye direnir. Arkadaşlan sonradan öldü- rücü yaralanrun kansız oldu- ğunu gözlerler. Dağlarca halk inanışının ve halk edebiyatının şehitler- le ilgili söylencelerini sık sık konu edinir. Şehitler ölümsüzdür, k • ^^^B^ ^^^^*> ^^^^r «fl^k ^^^^k ^^^^^r ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ Dağlarca A/ağlarca'nın Kurtuluş Savaşı destanlannın tarihselolaylan ancak bir yanını oluşturur. Zaman zaman, konuya maddeyle ve akılla açıklanması mümkün olmayacakbir gizem eşlik eder. Yazılışı 30 yılı bulan dizinin içeriğinde toplumsal sorun gittikçedaha yoğunyer tutmuştur. • ismail şehit olmuştur. Savaş sürmekte, İsmail'in arkadaşlan ateş etmektedir. Bir er arkaSinda bİr gÖlge, Çiğil Tepe^nlerindekı çarp^ hir halr nıırıı fark şmalar. Çukurova'daki dıre- Dir ndK nuru idrK n i ş h a r e k e t i k a y n a k ] a r a d a - eder. DÖnÜD bakar vanılarak işlenmiştir. . . i -1 -1 • -1 Imparatorluğun çöküş ne- Kl İ s m a i l lKinCl KeZ deni araştınlırken soğukkanlı şehit olup yere düşmektedir. Ardını kesen düşmanı öldürerek arkadaşını kurtarmıştır. hakkma doğru geliştiğine işa- ret eder. Şarn'da, Çanakka- le'de O'nun yanında bulu- nanlar yeniden cepheye, O'- nun yanına koşmuşlardır. O, savaşçılanrun düşlerine girip 'Zafer ırak değü" diye güven- ce verir. Onlann kalpaklan dağlarla büyüyüp parlar. Elif mermi taşıdığı kağnısı- na onun adını vermiştir; öküzleriyle kardeş gibidir. Yaşlı, zayıf kocabaş çamura yığılıp kalınca Elifçik O'nun kağnısını yolda bırakmamak için sankızın yanına kendi koşulur, düşmanın üzerine yürür. O'nun kartalı O'nu Çamhberde görmüş, gönül vermişür. Bu kartal, zaferin müjdecisidir. O'nun bindiği günden sonra O'nun atı kim- seyi almaz sırtına. Kıtlık yü- zünden bozkıra salındıktan sonra da alayı bir kurşun atımı uzaktan izler. Çetin bir çarpışmada süvari alayı çe- kilme emri alınca bu al at, hü- cum dörtnalında alayı sürük- leyip yengıye götürür. Zafer- den sonra çok aranır, buluna- maz. Kimı 'Göğün ötesine uç- muş', kimi 'Yatır olmuş' der. Ufuklarda ondan bir panltı sürüp gitmektedir; bazı gün- ler akşam yoklamasında Baü ufkunun maviliğiru bir kınrnayla, bir yelle, bir şaha- detle aydınlatır... Destanın birbırinı bütünle- yen halkalan tarihsel olaylan yer yer aynnülanyla yansıür. Söyİev'den sık sık abntılar yapılır. Üç Şehitler Tepesi, Tabanınhedefi Ânkara'dabirlik kurultayı •Solda bütünleşmeyi sağlamak üzere çahşan plat- formlar,birliklervegruplarekimayındaAnkara'da birlik kurultayı toplamak için kollan sıvadı. MERİH AK Inönü Dolaylannda Mııstafa Kemal -Ben, Smısun 'da buldurn onu, birkuşhik vakti, Koçaman oldugünüm, gekfi amk köyûm dar. GüHimserdidenizdenfazlo. Susardı deniz kadar. -Ben Sıvas ta buidıım onu, befki binyaşmdaydı, Eriyorgibiydibir karmİık ta yüzü. Ankmasangamli derdin, Ta derinkrden yanardı günâüzü. "Ben Erzurum 'da bultium onu, böyîe birgeceydi, Oldubirdenbıreyaşamam, gülmem hakstz. Daratmışgönliânde ben de düştütrtpeşitıe, Bir açıkhğt vardıherkese, uçsuz bucaksız* -Ben Ankara da buidtan onu, yirnüyaşmdaydı zaar Yapmakla,görmekle döldurmuştu her yeri. Haia nereyegiısem benim gücüm, benim bakışım, Etteri vegözieri. Üç Şehitler "1945 'teydik, şitndi rahmetti olan Rtza Vuruşkan adh bir arkadaşm, bana bir 'htyu~ de'dergisi verdi. Biliyorsunuz, askerükle ilgili dergiler vardır. Dedi ki Rıza Vuruşkan: 'Ben yedekmhay oktduada oğretmenken bu dergideki Üç Şekhter incekmesm oğ- reneüere okudum, ağladıtar; şurmyaz, rica ederim.' Dergiyi okudum, kurgusu şimşek gibi dûşüncemde parlaât hemen. Arada bir, beJki eüikez okudum. Sirgün, karaktşın bütünyollan kestiğibirgün, odamda ÜçŞeİâtkr'i yazmaya koyıddum; hiç dışarı çıkmadan yedi günde yapıtımı tamamladun, yan~ ınlandı. NaruBok Ataç baştaofmak ûzere, Öyle sevildiki ben bik şaşiım. 'Btauat kökeni ne' diye sordutn kendi kendime: Aikmizde bütün erkekkrm asker otuşu, babarmn ba- basının -fa/îo müzede buhtrtan- ta Yeniçerİ ağastna kadar dayanan bir geçmişimain bubomast; o tarihte m dört rdsubayltk yapnıış olmam, belkideiik kitabandakiGeee şîiri,. kimbilir neler, beni 'üç Şetâiler'e haztrlanuştv. Sonra arkadaşiarımm sürekli yüreklendirmeleriyk 'Bağımnzkk Savttşı'm, ekler'miyazdm. Yakm larihirnizdeyaza- madığım birkaç konu kaMı~ Yaşayabilirsem onları da yazmak isterim." o u edinir. Şehitler ölümsüzdür, geride kalanlan korumayı sürdürür- ler: Şehitlerden gazilere mutluluk yansır. Şehitlerden oluşan bir ordu, bütün savaş alanlannı dolaşır. Savaşanlar şehitlerden yardım gö- receklerine inanırlar. Çiğiltepe'yi al- maya çahşan erler, şehitlerin birbirle- rine eklenmesiyle yüz adımlık, bin adımlık mesafeyi aşacaklannı düşü- nürler. Tarihsel kişiler, eski kahramanlar da onlara yardım elini uzatır. Barba- ros Hayrettin Paşa bütün leventleriy- le birlikte. çürük Bandırma gemisin- de yolculuk eden Paşa kardeşi Mus- tafa Kemal'in yardımına koşar!... Asker ocağmdan yetişen ozan, ya- kından tanıdığı Mehmetçiği, halicın inandığı gibi canlandınr: Çoğu yalı- nayak, çoğu süahsız savaşçılar bayı- nn ayazında, düşmanın mermilerine karşı kendilerini aptes ahr gibi du- yumsarlar... Birellerinde Mushaf tu- tarlar, bir ellerinde gökyüzünü... Ancak bu kahra- manlann geçmişteki benzerlerinden bir farkı da vardır: Ka- dere bağlanıp boyun eğmezler, alınyaası- na değil istence inanırlar: "Hayır alımazısı tanunıyo- nız. / O, eUerimizde- dir" derler. İnsan ve onun yapıcı gücü değer- lendirilir: Bu insanlar vatan toprağı- na elleriyle yalnız tohumu değil vakti değil, eceli değil insanı ekmişlerdir. İnsan tükenmez! İnsanda, insan takatini aşan bir şey vardır. Savaşı da silah değil insan kazanır. Cephelerdeki insanlar gözüpek oluşlanyla tanımlanır: Topçu ateşi altında havadan toz, duman kelle bacak vağarken "Biz daha ilerdeyiz, ölüm blze ne yapacak!" diyebılirler. Verilen topyekûn bir savaştır. Bu lif mermi taşıdığı kağnısına onun adım vermiştir; öküzleriyle kardeş gibidir. Yaşlı, zayıf kocabaş çamura yığılıp kalınca Elifçik O'nun kağnısını yolda bırakmamak için sankızın yanına İcendi koşulur, düşmanın üzerine yürür. savaşa katılmış olanlar "Sejhanın iş- çisi / Ceyhanın işçisi / bütün portakal- lann / bütün pamuklarm işçisi" köylülerdir. Köylü savaşçılardan biri. dağlan tepeleri koyun gibi önü- ne katmış îzmir'e süren bir çoban gibi düşünür kendini. Kadın-erkek bağımsızlık yolunda el ele vermiştir: Yurtseverliğin ne erkeğe ne kadına özgü olduğunu, yürek işi olduğunu bilirler. Parçalan birleştiren, itici gücü ve- ren ise Mustafa Kemal'dir: "Bir göz vardı üstümüzde gök- krden, / Mustafa Ke- mal gibi / ...Hepimiz, bepimiz. / Mustafa Kemal gibi." Cephelerde köylü savaşçılar, özverili, gözüpek subaylar kaynaşır. Ülkelerini bağımsızlığa adım adım yaklaştınrken gazi ya da şehit olur- lar. Mustafa Kemal'i onlann gözüyle görürüz. Çevresinde eski kahramanlar gibi söylenceler oluşmuştur: Tarladan geçerken ona su veren şehit yavrusu artık O'nun oğlu diye tanırur. Düşman namlu- lanna karşı bu onuru sürdürür ve ölümün üzerine yürümekten kaçı- nmaz. O'nun yanında bulunanlar ye- niden cepheye, O'nun suskun kılıcı konuşunca, "tnsan esirliği memleket- kre sığmaz, millet esirliği yeryüzûne" diye konuşur. O'nun sancaktan çağın insan kuvvetinden insan bir özeleştiriye gırişilir: Çö- küşümüz düşmanın gücün- den değil, bizim şahane uyku- muzdan, ahretçı yalnızlıgımı- zdandır. Söz sık sık yurt sevgisine getınlir Yeryüzü kendi ha- linde bir toprak, yurt ise üs- tünde var olduğumuz, ta dev atalardan beri. ta dev çocuk- lara dek ekmeğimiz, tuzu- muzdur. Özgürlük, bağımsızlık gibi değerler ele alınır Hürriyet, ırade, vefa, cesaret insanoğlu- nu ölümsüzlüğe ulaştıran de- ğerlerdir. Memleket dev bir gövdedir, binbir başıyla 'Ya ölüm ya istiklal' diye haykınr. 'Vatan dağlanndan yükselen sesler hür obnadıktan sonra olü ne diri ne' diye yankılanır. İnsan esirliği memleketlere sağmaz, millet esirliği yeryü- züne!.. Bütün bu değerleri koru- ma, onlara yeniden sahip olma yolunda girişilen sa- vaşın temeli ulusal bilinçtir: Adana'da Fransızlann kıyıma başlaması buradaki ulusal bilinci uyandırmıştır. Kırk bin İcöyden oğlu, anası, dedesi, kızı sömürgen- lere karşı direnmeye baş- lamıştır. Kapkaranlık uyku- dan sonra ulusal bilinç kıpkırmızı aydmlatmaktadır yurdu. Dış sömürgenlerin saldın- lanna yurt içinde destek ve- renler, onlarla işbirliği yapan çevreler, iç ayaklanmalar da görülmemiş değildir. Korkak düşman üç beş soysuzu al- datmıştır. Kardeştir bunlar ama düşmandan çirkindir. Öldürmesi sevaptır vurması günah. Bir nefeste silinip sü- pürülürler. Hak bizdedir çünkü, bayrak bizdedir. Savaşın topyekûn niteliği her fırsatta göz önüne serilir Gönül birliği edip bir araya toplananlann hepsi birbirin- den yiğittir; kaya, öküz, oğul, at, kız, torun, dana birbirin- den ayırt edilmez. Taşın zoru toprağm içindeki fer, döküle döküle sökün eden bulut, do- lana dolana gelen Felek elbir- İZMİR- Solda birlıği sağlamak amacıyla ceşitli illerdeki platform ve kuruluşlann ortak eşgüdüm komitesi kurma girişimleri başladı. Platformlar, birlikler ve gruplarekim ayında Ânkara'da, solda birlik kurultayı toplamaya çalışıyor. Izmir'de Demokrasi Gönüllüleri'nin diğer illerden de katılımla gerçekleştirdiği toplantıda çabalann, üç partiyi birleştirmeyi aştığı, tabanda birliği sağlama yönünde yoğunlaştığı vurgulandı. Bedri Baykam. demokrasının, ülke düşmanlanna "yeşü ışık" yakılması bıçıminde algılanamayacağını söyledi. İzmir Demokrasi Gönüllülen tarafından düzenlenen 26 Ağustos ve Yurttaslık Bilinci konulu panelde solda birlik. Türkiye'nin sosyal durumu ve solun ışlevi tartışıldı İstanbuJ Taban Operasyonu'ndan Baykam, İzmir Demokrasi Gönüllüleri'nden Yazar Hidayet Karakuş, Bahkesır Demokrasi İçin Solda Birlik Platformu'ndan Mehmet Kaya. İstanbul Taban Hareketf nden Seyit Mehmet İnan. Ankara'dakı oluşumlan temsilen Ömer Ödemiş. İzmir'dekı Solda Birlik Komıtesı'nden Zuhal Taşezen toplantıda konuşmacı olarak göriişlerini dile getırdıler. Ressam Baykam, konuşmasının başında platformun gerçekleşürdiği _ çalışmalardansözetti. "21. yüzv ıla 5 kala Tûrkiye Cumhuriyeti çok büyük bir komplo ile karşı karşıyadır" diyen Baykam, sözlenni şöyle sürdürdü: "Atatürk'ün büyûk de\ rünlerinin y arattığı çağdaş hedefler doğrultusunda emin adımlarla ilerle\en ve birhukuk devleti olan cumburi\etimizi içine sindireme\en yobazların, demokrasiyi ortadan kaldırmak için giriştikleri sinsi eylemler, 1946 v ılından itibaren daha örgütİü daha küstahça kendini göstermeye başlamıştır. 1980'den sonarejimdüşmanlan adım adım palazlandırüdı. Atatiirkçülükten uzaklaşma volunda 1980'den sonra verilen ödünler bugün rejimi >e iç barışı tehdit eder bir hale geldi..." 163. maddenın kaldınlmasıyia bazı çevrelere yeşil ışık yakıldığını, partı liderlerinin ise Atatürk'e karşı yapılan saldınlara göz yummalanyla tarihi bır"gaflet tablosu çizdikJerini" belırten Baykam. "demokrasi kelimesiııi herkesin kendisine göre yonımlaması, Türkiye'de bir kaıram kargaşası > ararmıştır. Demokrasi bazı insanlann iddia ettiği gibi her şeyin serbest olduğu bir rejim değildir. Bazı devletlerin seçtiği u\ gar bir yönetim tarzıdır. özgür düşüneeyi kabul etmeyenlerin demokraside yeri olamaz. Bu nedenle demokrasi, tiim rejim düşmanlanna veşil ışık yakmak ve Tiirki\e'\i bir intihar sürecine süriiklemek olarak algılanmajnaİKİır " dedi. Günes Cürseler: Kitle partileri çıkar uğruna tabanlaruıdan ıızaklaşıyor • Eski SHPGenel Sekreter Yardımcısı Güneş Gürseler. 40 yaşındaki bir insanın siyasi partı lideri olmasının demokra- sinin gençleştirilmesiyle hiçbir ilgisınin bulunmadığını ileri sürdü. çıkar farklılıklanna ve bölünmelere yol açuğını, bu bölünmenın de kıtle parülerini tabanlanndan uzaklaştırdığına dikkati çeken Güneş Gürseler, "Halktan uzaklasan secmenin kitlesel desteğini kaybeden kitle partileri sadece kendi çıkarlannı düşünen bir politikacı sınıfınm menfaat aracı oiarak görülmeye başlanıvor. Gecmişte AP yüzde 56, CHP yüzde 42 oranında oy alabilirken. bugün en büyük partiler jiizde 20"ler dolayında oy alabiîme} i bü\ ük başarr sayıyorlar. Bugüne kadar büyük bir taban hareketliliğinin \ arattığı sancı ve sıkuıtılarla politikacıların kendi çıkarlannın peşinde olduklarını gösteren yoisuzluklar, partileri günlük çözüm aray ışlarma, gerçek sonınu görmezden gelip kolay çözümler arasına saklanma çaresizliğine götürdü. Partiler kendi kimliklerini gizleyip yaşadıkian sıkıntıları unuttııracak, arkalanna saklanabilecekieri, başka alanlardaki başanlan nedeniyle toplumda bilinen insanları lider hatta yerei secimlerde aday yaptılar. Partililik. partili kimliği. parti içinde deneyim, emek hep unutuldu" dedi. CEMİLCfĞERTM SAMSUN - "Solda Biriik" için toplantılannı sürdüren Anadolu Hareketi'nin Ankara Oluşumu'nda yer alan eski SHP Genel Sekreter Yardımcısı Güneş Gürseler, halktan uzaklasan secmenin kitlesel desteğini kaybeden kitle partilerinin sadece kendi çıkarlannı düşünen bir politikacı sınıfının menfaat aracı olarak görülmeye başlandığjnı söyledi. Partilerin kendi kimliklerini gizleyip arkalanna saklanabilecekieri bazı insanian lider hatta yerel secimlerde aday yapmalannı da eleştiren Gürseler, 40 yaşındaki bir insanın siyasi parti lideri olmasının demokrasinin gençleştirilmesiyle hiçbir ilgisinin bulunmadığını ileri sürdü. Anadolu Harekeü'nin Samsun toplantısına konuşmacı olarak katılan eski SHPGenel Sekreter Yardımcısı Güneş Gürseler, toplantıdan sonra Cumhuriyet'e açıklamalarda bulundu. Günümüzde dünyanın geçirmekte olduğu hızlı değişimin secmen tabanında Petrol calanlar yakalandı liği yapmıştır Yakm tarihin bir dilimi ele alınır- ken eski destanlardan aynlan, olağa- nüstünün yerine gerçekliği koyan birçok aynntı da karşımızdadır. Sa- vaşı destekleyen Anadolu basını bunlardan biridir: Adana'da çıkan- lan gazete halkı direnmeye calışır. Saldırgan bu sesi susturunca yazı To- roslar'a çıkıp çeteci olur, çarpışanla- ra el verir, göz verir, ayak verir, yü- rekleri birbirine ekler, özgürlük olur. Dağlarca destan türündeki çalış- malanyla ilgili olarak şu açıklamayı yapmıştır "Destanlar yazıyorum; ulusuma kendi bibncini, kendi kişili- ğini ammsatmak için." Gelenekten önemli ölçüde besle- nen Kurtuluş Savaşı destanlan ger- çekliğe de hak ettiği yeri vermiş ve yurt sevgisı, özgürlük, bağımsızlık gibi değerler yeni çaği müjdeleyen bir görüşle işlenmiştir. PKK'li 14 terörist SÜRECEK • Şırnak, Muş ve Diyarbakır'da sürdürülen operasyonlarda 14 PKK'li öldürüldü. Adana'nın Yumurtalık-İncirlik arasında NATO'ya ait petrol boru hattından petrol çalan 3 kişi yakalandı. DİYARBAKIR(AA) -Güvenlik kuvvetlerince Şırnak, Muş ve Diyarbakır'da sürdürülen operasyonlarda 14 PKK'li terörist öldürüldü. Olağanüstü Hal Bölge Valiliği'nden yapılan açıklamaya göre, bölgede sürdürülen operasyonlar sırasında güvenlik kuvvetleriyle çatışmaya giren, Şırnak'ın güneybaüsında yer alan Gabad Dağı ile Dedeören bölgesinde 11, Muş'un Kıalağaç bucağı yakınlannda da 2 terörist öldürüldü. Diyarbakır'ın Bismil ilçesinde esnaftan tehditlepara topladıklan vatandaşlar tarafından ihbar edilen ve olay yerine gelen güvenlik güçlerinin"dur" ihtanna ateş açarak karşılık veren 2 teröristen biri öldürülürken, diğeri sağ olarak yakalandı. Güvenlik kuvvetlerinin Hakkari, Mardin. Diyarbakır, Siirt, Şırnak, Elazığ ve Van illerinin kırsal alanlannda yapılan ev ve arazi aramalannda ise 37'si uzun namlulu 43 adet silah, 22 adet RPG-7 roketi ve sevk fişeklen, 12 mayın, 8 el bombası ele geçirildi. Öte yandan Adana'nın Yumurtalık-İncirlik arasındaki NATO'ya ait petrol boru hattından petrol çalan 3 kişi yakalandı. Emniyet Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada, Ahmet Erik, Şevket Arslan ve Zübeyir Demirkaya adh kışilerin petrol boru hattından değişik tarihlerde beş tanker dolusu akaryakıt çalarak bir benzin istasyonuna sattıklan bildirildı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear