22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 11AĞUSTOS1994 PERŞEMBE KULTUR 'Günümüz Sanatçılan İstanbul Sergisi' 15 eylüle dek Resim ve Heykel Müzesi'nde görülebilir. Odüle değil, geleceğe yönelikyapıtCANAN BEYKAL , Buyül5.'sigerçekleştirilen"Gü- nümüz Sanatçıları tstanbul Ser- gisi" her zamanki gıbı yine Re- sim ve Heykel Müzeleri Der- neği'nin girişimi olarak İstan- bul Resim ve Heykel Müzesi'- nin sergileme açısından zor ama bence muhteşem mekanı- nda açıldı. Muhteşem diyorum çünkü ne zaman Beşiktaş'ta inip, ağaçlı, taşlı yoldan müzeye yönelsem bir Imparatorluk Sa- rayı'nın mekaruna rahatlıkla girebildiğimi ve buranın Türki- ye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk tara- fından bize armağan edıldiğini düşünmeden edemiyorum ve bir kez daha, onun sanat ve kül- tür konulanndaki uzgörüşlülü- ğü ve çağdaş vizyonu karşısın- da şükranla anılması gerektiğ- ini düşünüyorum. Özellikle günümûzde kolek- siyon sahiplerinin bir müze kur- manın ne denli zor iş olduğunu dile getirişleri düşünülecek olursa ve hala bu müzemiz bü- tün ginşimlere karşın ülkemizin tek sanat müzesi olma konu- munu koruyorsa, İstanbul Re- sim ve Heykel Müzesi'nin bü- tün toplum katmanlannca göz- bebeği gibi korunmaa, destek- lenmesi gereken bir yer olduğu- na, olması gerektiğine inanıyo- rum. Ve bu müze bugûn bile kendisinin her tür yoksunluğu- na karşın tıpkı çocuklannı ko- rumaya azirrüi anaç tavnyla çağdaş sanat etkinliklerinin su- nulabildiği geniş kucağa sahip tek yerdir. Temel sorun; bu sergide de gözlediğimiz gibi genç sanatçılann bütünbiryıl düşündükleri, düşledikleri her şeyi tek bir yapıta sığdırmaya çabalamalandır. 15 yıldan beri müze mekanı- run konuk ettiği "Günümüz Sa- natçüarı tstanbul Sergisi"nın öıwmi; özellikle Türkiye Cum- huriyeti'nın 30'lu yıllannda gercekleştirilmiş olan çağdaş sanat ve kültür hamlesinden sonra bir başka hamlenın hıç bir iktidar tarafından yapılma- mış olduğu, son günlerdeki ta- sarruf tedbirlerinin öncelikle sanat ve kültürden kısıtlama gereğini gündeme getirmiş olu- şu, dinci görüşlerin doğrudan ve öncelikle sanatı yargılamak- la işe başladıklan ve hala bu ül- kede şarkıcı, dansöz ve man- kenlerin "sanatçı" sayıldığı ve artık gerçek sanatçılann "sa- natçıyım" demekten utandıkla- n ve bu sözde sanatçılann hiç- biri kadar ilgi, destek ve saygı, sevgi görmedikleri bir ülkede yaşadığımız düşünülecek olur- sa, bir kez daha artar. Ülkemi- zin gençliğe yönelik tek etkinliği durumundakı bu serginin doğ- ru ve sağlıkh gelişmesi adına, kişisel ılkelerimle ters düşüldü- ğü zamanlarda tavrunı açıkça sergilediğim halde, destek ve il- gimi yukardaki nedenlerden dolayı esirgemekten kaçı- nmamışımdır. Bu nedenle ser- ginin olumlu yanlannın yeni bir vizyonla geliştiriknesi, yeni bir biçime kavuşturulması gerekti- ğinı düşünüyorum. Jürinin yeteneği... Elbette sağhklı gelişmesi açı- sından eleştiri hakkımı da her zaman korumaktayım. Cum- huriyet gazetesi, serginin ödül alanlannı, jüri görevlilerini ve kaülan sanatçılannı açıldığı gü- nün ertesinde yayımlamıştı. Bü- tün bunlar tartışıhr ya da tartı- şümaz. iyi ya da kötü sonuçlar olarak geçmişte kalmıştır. An- cak her sergjlemenin geçmişe değil, geleceğe yönelik bir hare- ket olduğu ve asıl düşün üret- memize olanak veren ivmenin de bu olduğu düşünülecek olur- sa serginin ve sanatçılann sorunlan- na değinmekte yarar umulur. Bir ser- ginin gerçek izlenışi de ancak düşün üretmeye başladığımız zaman ger- çekleşmiş olur. Açıkça belirtmeliyim ki, "Günümüz Sanatçılan Sergjsi"- nin her jürisinde hatalar bulunur. özellikle bu hatalar ne yazık ki ens- talasyon çakşmalanna ağırhk veril- diği andan itibaren daha çok yapılır olmuştur. Çünkü, bu tür bir sanat çalışmasında seçimler genelde ama- törce ve profesyonelce aynmını yete- rince kavramamış, görsel albeniye kapılmaktan kaçınamamış, açıkça bir yapıt karşısında düşün üreteme- yen jüri üyelerinin baskınlığı sonu- cunda gerçekleşmiştir. Bu yıl da ne yazık ki bir kaç ödülün diğer odüllerin değerini çelişkili kıla- cak sonuçlanyla karşüaştık. Özellik- le son derece amatörce ve bir tür re- habılitasyon, bir hobi olarak sanata yaklaşımın en açık belirtilerini sunan bir kişinin gerek akademi (MSÜ) öğ- rencilerine bir öneri olarak, gerekse Gamze Tekin /1994 Kanşık gereç/Başan Ödülü Nurdan özşeker Kaplamsal Formlann Yerçekimli Tasanmlan/ PSDözri ödülü (sağda) BûkntBaş/ *_# ZZZZZ...V..10 (solda) tsmail Acar /İstanbul Haürası 1994, tual Ozerine baskı/ 135x200 an. bu sergi sırasında ödüllendirilerek sunulmuş olmasının büyük bir yanüşhk olduğu düşüncesindeyim. O nedenle her yanşmalı serginin ödülleri o jürinin yetenejği ve yete- neksizliğinin göstergesidir inancını koruyorum. Ancak bu yıl sergiye daha çok sanatçının ve yapıtın kaülı- mına olanak verilmesini son derece yerinde bir karar görüyorum. Çünkü genç sanatçılann geİışebilmeîerinin tek yolunun deneme-sınama alan- lanna kavuşturulmalanndan geçtiği- ne kuşku yoktur. Bu sanatçı aday- lannın ya da genç sanatçılann daha çok üretebilmeleri ve zamanla elene- bilecek bile olsalar denemelerine, düşlerine fırsatlar tanınması onlan yargılamaktan daha yararhdır. Nite- kim gördüğüm kadanyla müzenin olanaklan sergileme hiyerarşisi için- de yapıtlann kendi içlerinde değer- lendirilmesine ve sergilenmesine ze- min hazırlayabilmiştir. Daha çok yapıün sergılenmesi, daha çok yapıtın sergiye kabulü, genç sanatçılann ortak yarüışlannı görebilmelerine, ortak sızılannın ne- relerde olduğunu saptamalanna ve özellikle iletişimsiz bir ortamda bir- birleriyle, en azından yapıtlann yo- luyla iletişim kurabilmelerine ya- ramıştır. Genelde gözlediğirn temel bir sorun ise, gençlere yönelik bu tür alanlar sayısal olarak artmadığı sü- rece, bu sergide de gözlediğimiz gibi genç sanatçılann bütün bir yıl dü- şündükleri, düşledikleri her şeyi tek bir yapıta sığdırmaya çabaîamala- ndır. Gerek biçim, gerekse gelecek açısından bitmiş, kapalı, kendiyle ör- rüşen bu yüzdendir ki bağmülannı koparmış yalnız yapıtlar hatta bir kaç farklı konsepti birlikte sunan yapıtlar ortaya çıkmıştır. Pek çok yapıtın açılır olanaklannı daha baş- langıçta kesmiş olduğunu gözlüyo- ruz. Gençleri yargılayacağımız za- mana kadar orüann özgür deneme- sınama aşamalannı geniş olanaklar- la geçirmiş olmalannı sağlamamız gerekir. Bence bu; genclerin yap- tıklannı yargılamaktan, ödüllendir- mekten ve de seçip bir köşede aül bir değer olarak sunmaktan daha önem- li bir sorundur. Gördüğüm kadanyla bu ülkede gençlik adına da birşey yapılmıyor. Bu ülkede gençligin dü- şün yeteneklerini geliştinneleri adına kajmaklar yaratılmıyor, bu genclerin iletişim olanaklannı kurmalan adına öğretim kurumlan dışında hiçbir alanaçılmıyor. Gençler için kaynaklar kısıtlı Bilgi iletişimini sağlayacak yayı- nlar ulaştınlmıyor, kısaca sorunlan- na ciddi biçimde eğilinmiyor ve on- lann da benzer öraekleri gibi ne ken- di sanatlanna, ne kendi yaşamlanna, ne dünyaya ve ne de başka sanatçıla- ra ciddi biçimde eğilmeleri inana- ndan yoksun kılınmalanna neden olunuyor. Evet gördüğüm kadanyla arddlar öncüllere bakmıyor ama on- lardan bir şeyleri biçimsel olarak ah- yorlar, kolay yolu tutturuyorlar ve sürekli tek bir ödül için sanatsal ya- şamlanna yön veriyorlar. Biliyorum ki bu ülkede düşenen kafalar eğit- mek çok zordur, kaynaklar kısıtlıdır. Sanat kitaplan bir gencin bir ayhk parasını yaurması gereken fıattadır, dış ülkelere gitmenin çok büyük zor- luklan vardır, eğitim kurumlan ba- zen yetersiz kalmaktadır. Ülkemizde biliyorum ki, sanat kitaplan ancak kitaphk süsü olabilecek bol resimli, renkli, cici baskılı, izlenimci en fazla dışavnrumcu sanata yönelik pahalı kitaplardır. Bu kitaplann pek çoğu sanat amatörleri ve koleksiyonerler icindir. Çağdaş sanat yayınlanmız yoktur, hem bu konuda yazacak ya- zar hem de çeviri yapacak kişi sıkınüsı yaşanmaktadır. Dil bilmekle övünen pek çok üniversite hocası, araştırma görevlisi Çağdaş sanatla il- gili bir küçük çeviri için uğraşma- leplerinin olduğu düşünülecek olursa, bu konuda tez yönetici- lerinin pek yeterli olmadıklan ileri sürülebilir. Bu kez hazırla- yanlann en büyük sorunu nere- den, nasıl ba§lamalan gerektiği f'zerinedir. Üniversitelerin, son yıllardaki tek tük sergilerden de izlendiği gibi, çağdaş sanata yö- nelmiş genclerin sıkınülannı gi- dermek için ivedilikle konuk sa- natçılarla seminerler oluştur- malan ve hatta yaz döneminde yetişrruş sanatçı adaylanna çağ- daş sanat konusunda düşünme yöntemi ve yetisi açısından dö- nem kurslan düzenlemeleri ge- rekir. Bilgi secmedir, bilgisiz kişi ise neyi seçeceğini dahi bile- mez. ödül belki bir ivme ama İşte Günümüz Sanatçılan Şergisinde de aynı yöntemsiz- lik, neyi seçmesi gerektiğini bi- lememe genç sanatçılann ortak sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Hep böyle deneysLz, tartışmasız, iletişimsiz sürüp gi- diyor ta ki tükenip silinene, vaz- geçene ya da bir şans eseri ya da yoğun bir azim sonucu ayakta kalabilme savaşımında yengiy- le çıkanlarda büyük bir yılgınlık ve yorgunluğa dönü- şüne kadar sürüp gidiyor. Ger- çek yargı günü ki bu zamandır, ayakta kalabilmiş olanlar zaten seçilmiş olanlardır. lyilerle iyi- ler arasında yapılan bir seçim en doğru yargıyı vermez mi? İyilerin kötülerle göreceli kar- maşasının yaşandığı bir ortam- da, genclerin gelecekteki çab- şmalanna yeni kazanımlar sağ- laması açısından, ödüllendir- menin bir hükmü yoktur. Gençler için ödül belki bir ivme, parasal olarak - Gü- nümüz Sanatçılan Şergisinde ödüller parasızdı bu yıla kadar- sanat piyasası için bir icazet olabilir ama kendısini iyi bir sa- natçı olmaya adamış bir genç için bunun o kadar önemi var mıdır? Ödülü bir icazet olarak kabul eden gençler geleceğe yönelik değil; ödüllendirilecek bir yapıt oluşturmak tasasıetrafında çabalannı heba ediyorlar. Günümüz Sanatçılan Ser- gisi'nin daha ilk kuruluş yılla- nnda derneğin üyesi olmadığım halde Devrim Erbil'in bu konu- da yapılan bir toplantıya beni de çağırması sırasında ilettiğun önerilerin hala geçerli olduğuna inanıyorum. Bir gence verilebi- lecek en büyük ödülün (o dö- nemde genç bir sanatçı oldu- ğum için) yabancı ülkelerden sağlanabilecek kısa vadeli burs- lar olabileceğini ya da yapacağı ilk sergisinin fınansmanının dernek tarafından karşılanma- sına calışılması olduğunu ilet- miştim. Bu öneriler hıç de zor gerçekleşecek şeyler değildir. Pek çok üniversite hocası hala kısa ya da uzun vadeli burslan kendilerinden başka kimseye kaptırmamakta direniyorlar ve gjttikleri gibi, bazen de kendile- rini daha da çok beğenerek yur- da dönüyorlar. Ama bir gence bu kısır ortamda bilgi ve görgü- sünü artürabileceği bir olanak sağlanması ne denli önemlidir, belki bütün görüşlerinin dünya gençliğinin ortak sorunlan ol- duğunu görmesi bile ona yo- lundan vazgeçmeme karannı verdirebilecektir. Bütün genç sanatçılara ve ge- lecekteki sanatçı adaylanna da önermem gereken şey; sanat için düşünmekle tembellik et- meksizin kısa vadeli değil, uzun soluklu bir yolda olduklannın bilincine varmalandır. Ülke- mizde bütün gençler aynı so- runlan yaşıyorlar, aynı talepleri ileri sürüyorlar ve beklentileri de benzeştir. Deneyimli sa- natçılardan yararlanmanın yol- lannı bulmalan gereküği gibi, bir arada, sadece kendilerinin yarata- caklan koşullarda deneme-sınama safhasının gerçekleştirilmesine çaba- lannı yönlendirmeleri gerekmekte- dir. Kurumsallaşmış kişilerden, kuru- luşlardan, hele hele sanat piyasası- ndan ve bu piyasayı yönetenlerden beklentilerinin değerlendirilmesini beklemeleri ve tüm çabalannı sadece bunlann dikkatini çekmek için sefer- ber etmeleri sanattan başka bir şey- dir. Sonuç olarak "Günümüz Sa- natçılan Sergisi" ve onun düşündür- tükleri bu yoksunlluklar ülkesinde her an çağdaş sanatın engellerle, bağ- nazlıklarla önünün tıkanma tehlike- sinin yaşanabileceği düşüncesiyle, aydın olabilme bilincine daha fazla sığınmamız ve kazanılmış tüm öz- gürlüklerinizden vazgeçmeksizin maktadır. Eskişehir, îzmir, Ankara daha fazla özgürlüklertalepetmemız hatta İstanbul'da üniversite doktora gereken hayli uzun, zorlu bir yolcu öğrencilerinin bilgi iletişimi için pek çok meslekdaşım gibi benden de ta- ancak birükte aşabileceğimiz üzerine yoğunlaşmaktadır. Fikri Sağlar'a şükran plaketi • Kültür Servisi - Devlet Bakanı Fikri Sağlar, sanatına, sanatçısına, düşün adamına sahip çıkamayan bir toplumun saygın olamayacağını belirterek, sanatçı, düşünür, yazar ve çizerlerin bir toplumun ileriye gidebilmesi için en büyük şans olduğunu söyledi. Sağlar. "Bu şansı kullanamayan toplumlarne çağdaş ne de uygar olurlar" dedi. Edebiyatçılar Derneği Başkan ve Yönetim Kurulu üyeleri, Devlet Bakanı Sağlar'ı ziyaret ederek, kültür bakanlığı dönemindeki çalışmalanndan ötünl kendisine bir şükran plaketi sundular. Dernek Başkanı Mustafa Şerif Onaran, plaketi verirken yaptığı konuşmada, "Türkiye tarihinde şimdiye kadar sizin gibi Kültür Bakanı görülmedi. Kültür Bakanı olarak bu memleketin bütün sorunlannı kültürle çözebileceğimizin en gerçekçi göstergesini ortaya koydunuz" dedi. Onaran şunlan kaydetti: "Ülkemizin her türlü kültür ve ıktisadi sorununa kültürel açıdan yaklaşarak, gerçekten çok önemli çözümler geürdıniz. Koalisyon hükümetinin, büyük bir ıddiayla söyleyebihrim kı, gerçekten aydınlara ve herkese umut veren insanıydınız." YapKredi Yayınlapı'ndan çocuMarayeni • Kültür Servisi - Yapı Kredi Yayınlan, üç yeni çocuk kitabııru daha Doğan Kardeş Kitaphgı'na kazandırdı. David Dorson'un kurgu karakten "Stonny"nin iki macerası ıle Kemal Kurt'un "YediOdahBırEv'i... David Dorson'un küçümen ama güçlü rüzgarcinı "Stormy" ve ekibi, her macerasında ayn ülkelenn çocuklannın yardımına koşuyor. tkinci kitaptaki çocuk, Romalı Marcello Duranti sirk yıldızı olmak istiyor. Vedat Çorlu'nun Türkçeleştırdiği "Stormy Hindistan'da'" ve "Stormy ttalya'da" adlı kıtaplar 50 bin liradan satışa sunuluyor. Yapı Kredı'nin yayımladığı üçüncü çocuk kitabı ise yaşamını Berlin'de sürdüren makine mühendisi Kemal Kurt'un " Yedi Odalı Bir Bupdur'daiki kan• ANTALYA(A.A)- Burdur'un Ağlasun ilçesinde tarihsel kalınülan ortaya çıkarmak için iki ayn kazı yapıhyor. Burdur Müzesi'nde görevli ( arkeologlarca, Yazır köyünün Düldülizi mevkiisinde ,prehistorik dönemeaitbiralet atelyesınde, çakmak taşlan ve diğer taşaletler aratınlıyor. Düldülizi mevkiindeki taş devri atelyesinde ilk kez bir kazı yapıhyor. Belçika'nın Leuven kenti Katolik Üniversitsi'nden bir grup arkeoloğun da katıldığı kanlar, 3 eylülde sona erecek. Öte yandan, Burdur Müzesi'nde son bir yıl içinde katılan bin üç yüz otuz altı eserle birlikte toplam eser sayısı kırk üç bin dört yüz kırk beşe ulaştı. Antik Psidya bölgesinde yeralan Burdur'un Gölhisar ilçesindeki Kibyra ve Bubon, ucak ilçesindeki Kremna ve Altınyayla'daki Balabura antik kentleri, çok sayıda yerli ve yabana turist tarafından ziyaret ediliyor. ağustos sayısı • Kültür Servisi - Yayın yönetmenliğini Gültekin Emre'nin yaptığı, Berlin'de yayımlanan ayhk şiir dergjsi "Şiir-lik"in ağustos sayısı çıktı. Derginin 6. sayısmda Gültekin Emre'nin "Yaz Okumah" başhklı yazısı yer alıyor. "Şiir-ük"in bu sayısında da şiire ilişkin fragmanlara devam ediliyor. Bu sayıda, Jean Paul, O. Ludwig, J.V. Eichendorf, J. Grimm ve G. Eich'in fragmanlan okunabilir. Bu fragmanlan Almanca'dan Ramazan Şen çevirmiş. Bu sayıda; Gürhan Uçkan'ın çevirisiyle Isveçü kadın ozanlar Ingrid Sjöstrand, Ann Smith, Edith Södergren, MariaWine,Bodil Mataıstem'in şiirleri bulunuyor. Tuncay özer, Cihan Oğuz, Oğuzhan Akay, Ahmet Ada, Ramazan Şen, Johannes R. Becher, Wieland Herzfelde'nin şiirleri de okunabilir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear