25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 10 AĞUSTOS1994 ÇARŞAMBA 12 KULTUR Müzikçileriıııiziıı yaz gündemi EVtN İLYASOĞLU Plak bastırmak, şiındilerde CD sa- hibi olmak, bir sanatçının kartviziti gibi bir şey artık. Giderek ülkemizde de hele şükür yonımculanmız ve bes- tecilerimiz CD'lerin üstünde yer ala- rak kaha bir konuma gelmeye baş- ladılar. Bugün CD sahibi olmak hiç de büyük turalara, ulaşılmayacak ortamlara bağh değil. İyi bir organi- zasyon, akıllı bir halkla ilişkiler uz- manı, parasal destek bulduğu anda teknik olanaklar hemen ebnizin altı- nda. Gerek Umar Prodüksiyon'un UPR Classics dizisinde olduğu gibi belli başb yerli yorumculanmızın, onca yılbk birikimini kayıtlara geçi- rip, onlara yabancı bestecileri çaldı- rtarak dış ülkelerle kaynaşmamızı sağlamak; gerekse yabancı fırma- lann Türk sanatçı ve bestecisi çaldır- tarak kendi orkestralan ile bir ala- şamı gerçekleştirmeleri ve kendi ola- naklanndan yararlanarak dağıtma, tanıtma ortamı yaratmalan çok önemli! Genç yonımcu ve bestecUerimiz Bir zamanlar, bir takım bakanb- klann desteği ile plansız programsız yapılan plaklar, ilgisiz kuruluşlann raflannda unutulup gitmişti. Umanz bundan böyle bir daha planb, belli bir iç tutarblığı olan prodüksiyonlar düzenlenir. Artık ülkemizde com- pact disk basımırun tekniği ve ola- naklan kolaylaştığına göre, gerek Türk bestecilerine gerekse Türk yo- Gülsin Onay'ın(solda), Saygun'un birinci ve ikind piyano konçertosunu seslendirdiği CD'sinde, orkestra şefligini Giîrer Aykal üstlenmiş. Ayşegül Sarıca (sağda) da mevsimin ük konserinde Saygun'un Birinci Piyano Konçertosu'nu çalacak. yorumu Rouslan Raychev yöneti- mindeki Sofya Ulusal Opera Orkest- rası'nın rafıne eşliğinde kaydedilmiş. Glinka, Borodin, Musorgski, Çay- kovski. Rimski - Korsakov ve Rachmaninordan oluşan bu demete kimbilir belki de bir başka disc'te bir başka ülke bestecileri eklenir! Mani- zade, İstanbul Festivali'nin kurulu- şundan bu >ana. yanılmıyorsam 19-20 yıl hep Saraydan Kız Kaçırma'- nın, Osmin'i olmuştu. Bu yıl bu pro- düksiyon, festival çerçevesine alı- nmadı. Ancak Manizade yine Os- min'i oynadı: Bu kez Kıbns'taki sa- nat etkinükleri çerçevesinde. rumculanna bu tür kartvizitlerin hazırlatılması güven verecektir. tş ki büyük kuruluşlar böylesi projelere destek vermenin kıvanç verici oldu- ğunun bilincine varsın. Onca başanb genç sanatçımız var yabancı ülkeler- de belli ölçütleri aşmışlar, kıyaaya bir yarışın ortasında adlannı duyur- muşlar. Neden, genç yorumcu- lanmız-genç bestecilerimiz dizisi altı- nda bir CD koleksiyonu yapılmasın? Dünya orkestralanna yayılan çalgjcılanmızın yanı sıra yurtdışında üne kavuşan şancılanmızın da sayısı artmakta. Halen her bir sesin özelli- ğinde şancımız var. Soprano Yelda Kodaflı, tenor Hakan Aysev, bas Me- rih Kazberg, mezzosoprano Şebnem Kartal ve bariton Sedat Öztoprak başanb şanalar arasında bizim duy- duklanmız. Şebnem Kartal, Ameri- ka'da Louisiana Devlet Universi- tesi'nden mezun olduktan sonra resi- talleri ve Butterfly'daki Suziki rolüy- le ilgi uyandırmış. Halen Juilliard Müzik Ökulu'ndaki lisansüstü öğ- renimini sürdürüyor. Onay, Sanca ve Manizade Bariton Sedat Öztoprak (1959) İstanbul Operasfndan istifa edip Wuppertal Operası'na solist olarak gjtmiş. 1990 Belvedere yanşmasında ikind olan Öztoprak, geçtiğimiz kış Jan Darc, Butterfly, Şen Dul ve One- gin gibi temsillerde solist olmuş. Par- ma"da, Viyana'da ve Münih'te resi- taller yapmış. Önümüzdeki yıl Dort- mund Operası'nda Rigoletto; Düs- seldorf Öperası'nda La Traviata'da oynayacak. Zengin bir resital da- ğarcığına sahip. Sedat Öztoprak'ı bir resital programı ile bu kış İstanbul konser salonlannda da dinlemeyi umanz. Piyanist Gülsin Onay, Saygun'un yapıtlannı her zaman bir başka coş- kuyla yonımlar. Bartok - Saygun pi- yano parçalan; Saygun'un birinci pi- yano konçertosu ve şimdi de hem bi- rinci, hem ikinci piyano konçertosu- nun compact disc'ini yapmış. Schvvann - Koch fınması tarafından piyasaya çıkanlan CD'de şef; Gürer Aykal. Orkestra ise Hannover Rad- yo Senfoni Orkestrası. Türk şef ve solistin yabancı topluluklarla birleş- tirilmesi; üstelik söz konusu olan Saygun gibi bir Türk besteci ise çok önemli. Umanz Schwann - Koch fir- ması bu değerli compact disc'i dün* yanın dört bir tarafında ünlendirir. Ve umanz Türkiye'den disc'in yapı- Imasında katkıda bulunan Dışişleri Bakanbğı Kültür Dairesi de böylesi bir plağın raflarda kalıp unutulması değil. geniş kitlelere tanıtılması için çaba harcar! Gülsin Onay, geçtiğimiz kış Mek- sika'dan Japonya'ya 35 konser ver- miş. Sanatçı, resitallerinin yanı sıra bu konserlerde 8 ayn İconçerto çalmış. Şimdilerde genç Fransız bes- teci Denis Ehıfour'un ona adadığı pi- yano parçalannı hazırlamakta. Piyanist Ayşegül Sarıca, eylül so- nundaki mevsimin ilk konserinde Saygun'un Birinci Piyano Konçerto- su'nu çalacak. Zûhrap Adıgüzelza- de'nin .yönetimindeki Azerbaycan Senfoni Orkestrası da kendisineeşlik edecek. Örneğin böylesi bir konserin de canlı kaydı plağa alınmah. Kimi sanatçı konser anındaki canlı kaydın sıcakhğını her zaman stüdyo kayı- tlannın sentetik havasına yeğ tutar! Attila Manizade'nin Rus besteci- lerinden seçilmiş güzel bir programı, Umar Prodüksiyon'un UPR Clas- sics serisinden piyasaya çıkmış. Bas Manizade'nin bilge şanı, dramatik Biret'ten Brahms senfonileri İdil Biret çocukluğundan beri do- ğaçlama yapmaya bayıldığını söyier. Doğaçlama bir yetenek olduğu ka- dar bir birikim ve günümüzde bir eğitim uzmanbğı. Doğaçlama yete- neğinin getirdiği bir zenginlik de baş- ka ortam için yazılmış bir yapıtı pi- yanoya uyarlayabilmek. Örneğin Bi- ret, şu sıralarda Brahms'ın senfonile- rini kendi dilinde transkripsiyon- parafsız $eklinde piyanoya uyarla- makta. Ozellikle üçüncü senfoninin üstünde çalışıyor. Bugüne dek kimse yapmamış Brahms'ın transkripsi- yonlannı. "Brahms'ın piyanizmi bir başka özellik taşıyor. Ona göre senfo- nik anlayışı onun piyanosuna uyar- lamahyım, kimbilir belki de bu çaltş- malardan başka yönlere doğnı yol alabilirim" diyor. Kış başında bir re- sitalde İdil Biret'i Brahms senfonile- riyle dinleyeceğiz. 'Rap'çiler mafyaya karşı Kültür Servisi- 'Rap' müziği- nin Amerika'da kötü durumda olmasma karşın, Avrupa'da can çekiştiği pek söylenemez. Rap, 90'h yıllarda gelişme gösterdi. Bu müziğin kullandı- ğı, belli ülkelerle ilgjli konular şimdi bütün Avrupa'ya yayıl- rnış durumda. Son 10 yıldır Af- rikab göçünü büyük ölçüde ya- şayan İtalya'da rap müziğinin işledıği tek konu siyahlann sö- mürülmesi değil. Mafya karşıü rap de son zamanlarda tırmaru- şa geçti. Sicilyab aksaruyla ko- nuşan rap grubu Nuovi Brigan- ti, müziklerinin Mafya'ya du- yulan korkuya karşı bir tavır olduğunu bebrtiyor. Aynca Kuzey ve Güney İtalya arası- ndaki geleneksel rekabete de değiniyorlar. Grubun üyelerinden Raffae- le Riberti mafya ile ilgılenmele- rinin salt Sicilyab olmalanna bağlanmasına kızıyor. İtalyan rapçilerin müziğı, Los Angeles ve Bronx'da yapılan Amerikan rap'inin yanında çok yumuşak kabyor. Ancak İtalya'da bu tür çok yeni ve henüz politik bir araç olarak göriilmüyor. Fransa'da ise rap, artık öfkeli siyahlar için politik bir silah olarak algılanmıyor. 80'li yüla- nn sonlannda ünlü olan, Fran- sız mılitan rapçilerden oluşan NTM silinip gitti. Fransızlar. yoksul mahallele- rinden çıkan rap müziğini bü- yük ölçüde pobtikadan anndı- rarak, Proust ya da Gide'in mü- zik versiyonu gibi bir şeye dö- nüştürdüler. Avrupa'da pob'tik açıdan en gelişmiş rap'i ise İngilizler yapı- yor. Kaüksız rap müziği yapan Ingiliz gruplann sayısı pek fazla değil. Bunlann arasında uzlaşıl- ması güç politik bir tutum takı- nan Manunan, The Brotheriıo- od ve ırkçıbk karşıtı Fun-Da- Mental bulunuyor. 12 ağustosta Woodstock Kültür Servisi - New York yakınlanndaki Saugerties'te yapılacak olan Woodstock '94 konseri için geriye sayım başla- dı. 12-13 ağustos tarihlerinde 2 ayn sahnede gerçekleştirilecek ve 250 bin kişi tarafından izle- necek konserin, rock şarkıası Joe Cocker ile başlayıp Peter Gabriel ile sona ereceği bildiril- di. 36 saat sürecek etkinlik sıra- smda 40'tan fazla sanatçı sah- neye çıkacak. Aynca yorulan izleyicileri dinlendirmek ama- cıyla bir fıbn gösterimi ile 2 dans yanşması yapılacak. Programa Grateful Dead grubunun gitaristi Bob VVeir'i de katan organizatörler, daha küçük olan güney sahnesinde sahneye çıkacağını öğrenen Johnny Cash'in konsere katı- bnaktan vazgeçmesinden endi- şe ediyorlar. Woodstock '94, rock grubu Allman Brotbers Band'den heavy metal grubu Metallica'ya çeşitü türleri bir araya getıren bir programdan oluşuyor. Ancak programda yer alan Nine Inch Nails, Red Hot Chili Peppers ve Spin Doc- tors ile 20'ü yaşlardaki gençlere hitap edilmesı hedefleniyor. 'Çok büyük aşklara îhtiyacım var'Kültür Servisi - Söylediği şarkılarla iki kuşağı birden etkilemeyi başaran Leonard Coben bir zamanlar şu keha- nette bulunuyordu: "Benim şarlu- lanm Volvo marka arabalar gibidir. Yani 30 ydlık ömürkri vardır." Ara- dan 30 yıla yakın süre gecmesine karşın Cohen şarkılan da Kafka ve Sdıiete'nin eserleri gibi insanlan sars- maya, rahatsız etmeye devam ediyor. 1967 yıbndan bu yana Cohen, insan- lan korkutan, direncini kıran duygu- lan anlatıyor şarkılannda. Onun ka- ramsar kişibği şarkılanna o denli yansıyor ki, mutluluktan söz eden bir şarkısında bile gülüşlerin kınlganlığı. mutluluktan sonra bastıran düş kınkbgının gölgeleri bebriyor... İlk şarkılanndan itibaren gençler, onu anlamadıklan halde övgüye boğ- dular. Plaklan, özelbkle Fransa'da, "So Long Marianne", "Chelsea Ho- tel" gibi melankobk şarkılann da et- kisiyle bstelere girdi. Cohen'in şarkı- lan gençlerin ellerinden tutuyordu, ancak o gençler ne yaak ki ileriyi gör- meyi beceremiyorlardı. O ise ailesiyle hiç çatışmadığını, orta sınıf sıradan 'Quebec'li ailesiyle çok iyi anlaştığını itiraf ediyordu. Vietnam Savaşı sırası- ndaysa ordunun gerekb bir kurum ol- duğunu ve ona saygı duyulması ge- rektiğini iddia ediyordu. Yazdığı birkaç şiir kitabı ve iki ro- manının (The Fa>ourite Game ve Les Perdants Magnifıques)ardından, 32 yaşında sahneye çıktı. O günden bu yana hüzünlerinden ve sırlanndan damıtarak yapüğı besteleriyle 12 al- büm çıkardı ve hiç de küçümseneme- yecek bir kitlenin beğenisini kazandı. Leonard Cohen, 1992 yıbnda çıkardığı ve radikal bir karamsarbk örneği olan "The Future" albümünün ardından bugünlerde, "Coben Live" adb albümünün hazırbklannı yapı- yor. Uzak, içten ve kanşık bir kişibğe sa- hip olan Cohen, kendisiyle röportaj yapılmasını pek sevmiyor. 60 yaşında- ki sanatçı, bugüne kadar hep acılan- ndan söz etti, ama yine de her şeye karşın, acılannı insanlarla bu denli yoğun bir şekilde paylaşmış olduğun- dan, kendiyle banşık bir insan ol- manın mutluluğunu da yaşıyor. Leo- nard Cohen'le Figaro gazetesinde Bertrand Dicale'nin yaptığı ilginç söy- leşiyi sunuyoruz: - Röportajları sever misiniz? Genelde röportajlarda bana işimle ilgib sorular sorulur. Objektif olarak baktığımda, işimin beni çok fazla ilgi- lendirmediğini görüyorum. Anlattı- klanmın da asbnda gerçekten biraz uzak olduğunun farkındayım. Kendi kendime, en yakın arkadaşım olan müzikle kurduğurn ilişkiyi başkalan- na nasıl açıklayabileceğimi de sormu- yorum. Gerçekten işimle aramdaki ilişkiyi başkalanna anlatırken zor- lanıyorum. - Sessizliği röportaja terdh ediyorsu- DUZ sanınm... Sessizbği çok seviyorum, za- manımın büyük çoğunluğunu sesiz- bkle iç içe geçiriyorum ve kendimi ona çok yakın hissediyorum. Sessizbk bana sonsuzluk duygusu veriyor ve beni zenginJeştiriyor. - Çok okur musımuz? Çok fazla kitap okuduğumu söyle- yemem. Daha çok. önceleri okumuş olduğum kitaplan yeniden okuyo- rum. Yaşamımın her döneminde oku- maktan çok büyük keyif aldığım ki- taplar var. - Bugünlerde hangi kitabı okuyorsu- nuz? İki sözlük. Biri kafiye sözlüğü... Şarkılanmda bana önerilen kafiyeli sözleri kullanmayı pek sevmem. Ama bu sözlüğü defalarca okumak çok ya- rarlı oluyor. Diğeri ise bir Budızm söz- lüğü. Kısa bölümlerden oluşan bu sözlüğü yolculuklarda okumak çok zevkb'. - Dine düşkün müsünüz? Sofu değilim. Tüm dinlerden bağımsız olmak istiyorum. - Siz Yahudisiniz. Aileniz, dini konu- larda size baskı yaptı mı? Çok mükemmel bir ailem vardı. Yaşlandıkça, aldığım dini eğitime daha çok saygı duydum ve değerini anladım. Bana kimse Tann'nın varbğından söz etmedi. Dini eğitimim sırasında hiyerarşi, gelenekler, dost- luk. güzelbk ve en önemlisi müzikle tanıştım. Bunlann arasında teoloji yoktu. - Bu eğitunden geriye neler kaldı? Bunu söylemek çok zor. Bir balık gibi içinde yüzüyorum ve bundan baş- ka okyanus da tanımıyorum. Ruhsal yaşamımda kaybolan pek bir şey ol- madı. Bu arada benim başka ilgi alan- deneyimlerimden söz ediyorum. Be- nim yazdıklanm kendi içlerinde bir bütünlük taşır. Onlan asla slogancı diye nitelendiremezsiniz. Bu metinle- rin bir gizemi de var. Eğer siz bu gize- min farkına varmazsaruz, hiçbir şey sizi etkileyemez ve şarkı sizi karanbk bir uçurumun içine doğru sürükler. - Şarkılannızın her zaman doğnı an- laşıldığını hissediyor musunuz? Şarkılar unutulup gjdiyor ve kimse bana inanmıyor. Uzun süre beni sapkınbk ve delilikle suçladılar. Beni depresyon mibtanı diye adlandırdılar. Çünkü ben en iyimser dönemlerde bile, tüm şarkıcılann aksine her şeyin asbnda iyi gitmediğini. her şeyin ash- nda göründüğü gibi mükemmel ol- madığını söyledim. Özgürlüklerin keşfedildiği 6O'lı yı- 1larda. ben inatla ruhsal yaşamımızda hep karanbktayım.Berbn Duvan'nın yıkıldığı günlerde. akıl almaz bir kaos dönemine girdiğimizi, herkesin birbi- rinin gırtlağına sanlacağını söylemiş- tim. Bana şöyle dediler: "Buna da ne oiuyor? Bu adam hiç mutlu olmaz mı?" Çünkü ben şu sözleri söylü\ordum bir şarkımda: "Geleceği gördüm bebeğim, tam bir katliamdı." Bugün her yerde katbam var ve or- tabkta salınmaya uzun süre devam edecek. Eğer duvar yıkıldıysa bu, bizi gelecek tehlikelerden tam olarak ko- ruyabilecek kadar yüksek olmadığı içindir. Zaten çocuklara göre bir du- vardı o, üzennden çıkıp karşı tarafa bakabibrdiniz. Bugün artık çok daha yüksek elektronik duvarlar örülüyor. Ve bu duvarlar yüzünden Yugoslav- ya'da ya da Paris'in diğer tarafında yaşananlan göremiyoruz. İşte bu da Yaşlandıkça insan olaylara çok daha geniş açıdan bakmayı öğreniyor. Kendini; daha bilge ve aptal, daha ılımlı ve sarhoş, daha aşık ve yalruz hissediyor. Benim için her şey bu kadar açık ve derin. 85 yaşında nasıl olacağımı düşünmek bile istemiyorum. lanm da oldu. Bir Zen manastınnda yaşıyorum ve burada edindiğim izle- nimler bende oldukça kabcı oldu. - Siz bir Zen manastınnda mı yaşı- yorsunuz? Birkaç yıldır, Los Angeles'in güney- doğusunda 200 metre yükseklikteki bir dağda yaşıyorum. Tabii zaman za- man baa işlerimi haüetmek için aşağı iniyorum. - İki kuşak da sizin şarkılanmzı din- leyerek biiyüdü... Bir anlamda sizin rehber olduğunuzu da söyleyebiliriz. Şarkılanmda ve kitaplanmda hep asla özgür olmadığınıızı ve bu yüzden psikiyatri kliniklerinin dolduğunu id- dia ettim. Bugün yaşadığımız kar- maşık dünyada içimizi akıl almaz bir sıkıntı kapüyor. Ben böyle düşünüyo- rum ve düşündüklerimi açık yürekli- bkle yazıyorum. Ben zengindim, sağbk durumum iyiydi. bir ailem var- dı, ancak sıkıntı tarafından ku- şatılmıştım adeta. Psikoloji, politika ya da din, hiçbir şey bu sıkıntıya karşı gelemiyordu. Bu sıkıntının beni boğa- cağmı hissettiğim anlarda yazmaya başbyordum. Ama yine de şimdilik benim en son karamsar kehanetim. (sessizbk ve gülüş)! Her şeye karşın sanki düzelen bir şeyler var. 20 yıl önce bir gazeteciye bu tür bir söylev verdiğimde. omuz sil- kerdi. Ama siz şimdi karşımda hare- ket etmeden oturuyorsunuz. - Siz politik olarak da sakın- calısınız... Bir selde -bunu metafor olarak kul- lanmıyorum, gerçek selden söz ediyo- rum- insan bulabildiği en küçük bir tahta parçasına bile sanbr. - Siz zengin bir insansınız. Çok para harcar mısınız? Evet, gerekenden fazla harcıyonım. İçinde bulunduğum burjuva sınıfırun standartlanna göre ise fazla para har- cadığım söylenemez. Ama benim bakış açıma göre, bü kadar harcama da fazla. - Televizyon izler misiniz? Zaman zaman izlerim. Bunu insan- lann kafalanndan neler geçtiğini an- layabilmek için yapanm. Ekrarun başında 2-3 gün gecirmek beni tam anlamıyla uyuşturu>or. Ancak Zen manastınndaki yaşamımdan sonra televizyonla ilişkımi tamamen kestim. - Gnınge, rap gibi günümüzde yapı- lan müzikleri dinliyor musunuz? Kızım, bana sevdiği müzikleri an- latıyor. Kızım sayesinde zencilerin yaptıklan müzikleri de takip edebili- yorum. Ve genelbkle genç müzisyen- ler benim konserlerime gelerek. kaset ve disklerini hediye ederİer. Bu şekilde Nirvana ve Seatle gruplanrun üyele- riyle tanışma fırsatı buldum. Kültür değişiyor. Farklı deneyimler yaşıyor insanlar. Genelde gençler de seslerini bir şekilde eğitiyorlar ve içinde bulun- duklan saldırgan çağda kendilerini ifade etme>e çabşıyorlar. - Bu yd 60 yaşına bastınız. Neler his- sediyorsunuz? İnsanlar, bu tip sembolleri seviyor. İnsanm sağlığı yerindeyken, yaşlan- mak ilginç bir deneyimdir. Tabii öle- ceğinizi önceden hissedersiniz, bunun uyancı bir yanı da kalmıyor doğal olarak. Yaşlanınca kadınlar sizi çok daha zor aldatıyorlar ve eskisinden çok daha az şey bekbyorlar. Sizi, en az bir iki şey bildiğiruzden emin olarak dinliyorlar. - Ne biliyorsunuz? İnsan yaşlandıkça yüreğinin sesine kulak veraıe>i ve onunla konuşmayı öğreniyor. Yaşlı bir dostum bana şu sözleri söylemiştı: "İnsan; yaşı ilerledi- ğinde, çok daha büyük aşkların düşüoü kurar." - Kendinizi hep yalnız mı hissediyor- sunuz? Gitgide daha da yalnız hissediyorum. İşte bu yüzden, benim yaşlanmda m- sanın yaşamını sürdürebilmesi içm çok büyük aşklara ihtiyacı var. 31. Uluslararası Çanakkale Troya Festivalî •ÇANAKKALE (Cumhuriyet) - Çanakkale Belediyesi tarafından düzenlenen "Uluslararası Çanakkale Troya Festivali"nin 31 'incisi 10-18 ağustos tarihleri arasında yapılacak. 10 ağustos çarşamba günü festival kortejinin yürüyüşünden sonra, Troya Kapısı'ndaki törenle acılacak festivalde, sanatsal ve kültürel etkinliklerin yanı sıra, panel ve konferanslar da yer alacak. Denızli Belediyesi ŞehirTiyatrosu, "En Güzel Şarkıyı Çocuklar Yazacak", "İşte Bizim Dünyamız" ve "Kahvede Şenbk Var" adlı oyunlan festival süresince sergilerken, Grup Bulutsuzluk Özlemi ve Grup Güne Umut konserleri izlenebilecek.. "5 Nisan Kararlan, Ekonomik Paket ve Çözüm Önerileri" konulu panele, gazetemiz yazan Şükran Soner, Nuran Güvenilir ve Celal Biçici katılacaklar. "Çevre, Kent ve Demokrasi" konulu panelin konuşmaası ise İstanbul Mimarlar Odası Başkanı ve gazetemiz yazan Oktay Ekinci." 1 Tarihimiz'r yabancımüzeleri söslüyop • KONYA(AA)- Türkiye've ait tarihi eserlerin yansına yakın bölümünün, Batı ülkeleri müzelerinde sergilendiği bildirildi. Sanat tarihçisi. eski Kültür Bakanlığı müsteşarlanndan Dr. Mehmet Önder. yaptığı açıklamada, ülkemizdeki tarihi eserlerin büyük bölümünün Batı ülkelenndeki müzeleri süslediğini belirterek, "Batı ülkeleri müzelerinde. İznik. Osmanlı ve Selçuklu köşesi oluşturacak toplam 1.400'e yakın tarihi esermevcuttur. Bu eserlerin sadece onda biri sergilenmektedir" dedi. Halk Eğitim Seminerleri Kültür Servisi - Çağdaş İstanbul Platformu'nun, Beşiktaş Belediyesi ile birbkte yürüttüğü Halk Eğitim Seminerleri çerçevesinde bugün saat 17.30'daSemih Poroy'un katılacağı 'Karikatür' semineri izlenebibr. Aynca saat I9.00'da Dr. Nezih Varol'un katılacağı "Sağlık Hfzmetlerinin Halka Sunulmasında Yerel Yönetimin Katkısı' konulu 'Çevre ve Sağbk' semineri var. 6.Devlet Fotoğraf Yanşması • ANKARA (AA) - Kültür Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü'nce. fotoğraf sanatının gelişimini veyaygınlaşmasını sağlamak amacıyla, "6. Fotoğraf Yanşması" düzenlendi. Anlayış \ e eğilim ay nmı gözetmeksizin Türk fotoğraf sanatçılannın yaratıcı çabşmalannı desteklemeyi, son eserlerini sergilemeyi ve sanat ortamımıza değer ölçüsü getirmeyi amaçlayan yanşmaya sanatçılar, daha önce herhangi bir sergide ödül almamış ya da sergilenmemişen fazla üç eserle katılabilecekler. Yanşmaya katılacak sanatçılar, eserlerini 1 Ekim 1994 Cumartesi günü saat 17.00'ye kadar, Ankara ve İzmir'de Devlet Resim ve Heykel Müzesi müdürlüklerine, İstanbul'da ise Devlet Güzel Sanatlar Galerisi Müdürlüğü'ne teslim edecekler. Yanşma sonunda birinciye 50 milyon, ikinciye 45 milyon. üçüncüye 40 milyon ve üç adet mansiyona 30'ar milyon ödül verilecek. SennurSezep hastanede • Kültür Servisi-Sennur Sezer sol bacağındaki damar tıkamklığı nedeniyle hastaneye yattı. Sezer, daha önce geçirdiği ve evde tedavi gördüğü zatürre sonrası sol bacakta baş gösteren toplardamar tıkanıkbğı nedeniyle 5 ağustosta Bahçebevler Haznedar Hastanesi'ne yatınlarak, tedavi altına alındı. Tedavisi süren Sennur Sezer'in durumunun iyiye doğru gittiği öğrenildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear