25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 6 TEMMUZ1994 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER 'Sıfır noktası'ndan önce... En güçlu olmamız gereken yer, ünıversıtelerdır Günümüzde atıl durumda olan ünıversıtelen yaşamın her alanına, bılımden felsefeye, felsefeden sanata ıtıcı güç olarak sokmak zorundayız Doç. Dr. NUR ALKIŞ Yıldız Teknik Üniversitesi Oğretim Üyesi G ecekondulunun bıreysel ve toplumsal gereksı- nımlenrun karşılanma- ması, buradan doğan boşlukla koktendıncı akımlann kıtlesel taban bulması demokrasıyle yonetılen ulke- mızı hızla cumhunyet oncesı *srfır nok- tası'na kaydırmaktadır Bu kaymada Ataturkçu, laık aydın kesımın gele- neksel 'altematif proje' uretememesı- ne, tum dunyada oluşan sol ıdeolojı- dekı belırsızlık de eklenınce ortaya ınanılmaz bır boşluk çıkmışür Ama, duşun adamı ve usta yazar tlhan Sel- çuk'un soyledığı gjbı, "neoüberal parti- İerimiz 'Ideolojıler oldu' diye tepinir- ken, Kemalizm tu kaka edilirken Refah Partisi yûniyor"... Kemahstlenn ken- dıne ozgu ılena, demokraük ve ınsan- cıl çozumlennı uretmesı ıçın bu kaçı- nlmaması gereken bır şans olabıhr Turk aydını, ureüm ve uretım ıüşkı- lennden ganp bır şekılde kopmuş, hat- ta bu konuyu bır tabu' olarak gonıp yalnızca üstyapı kurumlanyla ılgılen- rruş, kuram uygulamadan ayn kaldığı ıçın doğal olarak bunda da başansız olunmuştur Hukumet ortaklanndan olan SHP. ekonomıyı butunuyle DYP'ye ıhale edıp neredeyse bır şeyler yapıyoruz gorunerek gunu geçışür- mektedır SHP'nın, sıstemın tamam- layıa parçası durumuna gelmesı. kendı çozumlennı uretememesı. temsıl etüğı kıtlelerden hızla kopmasım getır- mektedır Ekonomı, ınsan unsurun- dan butunuyle soyutlanmış, eğıüm, sağbk gıbı yaşamsal gereksınımlere >anıt veren sektorlerde gunumuzu ve geleceğı nske edıp kısıntılara gıdümış- tır Ureüme kaynak yaratılacağına, uygulanan faız sıstemı> le spekulasyon ve rant ekonomısı gelıştınlıp kıtleler arasındakı ekonomık uçurum ınanıl- maz boyutlara getınlmışür Turkıye, dunyada çocuk olumlennde ve speku- lasyonlarla kazanılan tnlyonlarda on sıralardadır thmal edılmış kıtleler, bu ekonomık gıdışten en buyük zaran gormuştür Ancak butun bu olumsuz- luklar boyle surer gıderse yakında bunun faturası Türkıye'de yaşayan herkese çıkacakur Hesap ıse hıç de ucuz gelmeyecektır 'Sıfır noktası'ndan once, 'beyin fırö- nası" teknığını, bu boşluğu doldurmak ıçın kullanmalıyız Toplum olarak olabtldığınce çok proje ureüp tartış- mak, gerçekleşme şansı olanlan seçe- rek pılot bölgelerde deneyıp kesınlıkle uygulamalıyız Bu teknığe uygun tar- tışmak ıçın her konuda korkmadan duşunce uretebtlmehyız Bınlerce du- şuncenın tarüşıbp bınlerce çıçeğın aça- cağı uygun bır ortamdayız En guçlu olmamız gereken yer, ünıversıtelerdır Gunumuzde atıl durumda olan ünı- versıtelen yaşamın her alanına, bılım- den felsefeye, felsefeden sanata ıtıa guç olarak sokmak zorundayız KİT'ler, Turk ekonomısının vazge- çılmez bır parçası, her ne kadar kostek gıbı gostenlmeye çahşılşa da, kuruluş amaayla ıtıa gucudur İtıa guç olma- yan, 1yı ışleübnedığı ıçın zarar eden KİTlenn satılmasından elde edılen kaynakla yenı KİT'ler kurulup yuk- sek teknolojılere (bılgısayar, tumleşık devreler, genetık ve bıyoteknolojı vb) yaünm yapılıp hem ıstıhdam sağlan- mah hem de kaçınlmak uzere olan teknolojı treru yakalanmalıdır Boyle yapılarak altyapısı, elemanı hazır olan Zonguldak, yapılan yaünmlarla yuk- sek teknolojı ûreten bır kent halıne geünlebılır Üruversıtelerdekı ılgılı bo- lumler, KİT'lenn yonetunıne doğru- dan sokularak hem KİT'ler arpalık olmaktan kurtanlır hem de büımsel sıstemlerle kuruluşlan ve yonetımlen sağlanır Geleceğın muhendıslen bu- ralarda uretım ıçınde çalışarak yetıştı- nlebıhr îşçıler yalnızca ureten olmaktan çı- kanlmalı, ureümın her kademesınde şoz sahıbı ve sorumlu olmalıdırlar Üretımde karara katılmarun, yabancı- laşmayı azaltacağı ve uretım uzennde olumlu etkılen olacağı kesındır Sendı- kalar, yalnızca ucret artışlanndan de- ğıl, uretımın kalıtesınden, uretım artı- şından, ış dısıphnınden, yenıden yapı- lanmadan. uretımın modernleşmesın- den, ışçının meslekı eğıümınden doğrudan sorumlu olduklannın bılın- anevarmahdır Buna uygun orgutlen- me yapısına gırmeb ve uretımın vazge- çılmez bır parçası olmalıdır Çalışma- yan KİT'ler yalnızca topluma değıl, çabşan ışçılere de buyuk bır yuktur Bır kuruluşta gereğınden çok ele- man, venm duşmesıne, tembellığe ve sorumsuzluğa yol açar KİT'lenn ve resmı daırelenn bır bolumü bu du- rumdadır Buralarda haftada uç gûn çalışma yapılabılır Butun KİT ve res- mı daıreler otomasyondan gecınlerek denetım ve venm artışı sağlanmalıdır Haftada uç gün çahşma, var olan KİTlerde ve resmı daırelerde ış venıru artışı sağlarken kalan uç gunluk boş zamanda, yenı ışkollannda ve bılgısa- yar kullanımında meslekı eğıtım ven- lebılır Boylece yenı kurulacak KİT- lere ve resmı daırelere yetışmış eleman sağlanabılecektır Eğıtım sıstemımız, unıversıteye oğ- rena hazırlamak uzere duzenlenmış- tır Bu sıstem, yenıden duzenlenmeli, beş yıllık eğıtımden sonra alü yıllık meslekı eğıüm sunan meslek lıselenne venlen ağırlık antınlmalı, bu lıseler KİT'lerle tumleşık olarak duşunulme- lı, eğıtım-sanayı ışbırlığı bu kez KİT- lenn yaranna kullanılmalıdır Ünıver- sıtelenn ılgılı muhendıslık bolumlenne yalnızca bu lıselerden oğrencı alınma- lıdır Fen ve Anadolu lıselennın kalıte- sı eskı duzeylenne getınlerek Turkıye'- de yuksek teknolojı uretebılecek eleman gızılgucu sağlanmahdır Nere- deyse eğıüm sıstemımıze seçenek ola- rak duşunulen ımam-hatıp lıselen ulkenın laık dın adamı gereksınımını karşılayacak duzeye ındınlmehdır Toplumun odedığı vergılerle dını eğı- tım venleceğıne, ısteyene dını eğıtım veren oze! okullar arttınlabılır Bugu- ne kadar ımam-hatıp lıselennden me- zun olanlann, üretıme kazandınlma yollan aranmalıdır 5 Nısan Karar- lan'yla, ekonomık kısıntılarla durdu- rulan çalışmalardan bın olan oğret- menlenn hızmet-ıçı eğıtım çalışmalan ıvedı olarak başlaülmalı, Ataturk ılke ve devnmlen bılgılen tazelenmelıdır Oğretmenlenmızı, çocuklanmıza bı- hmsel duşunme gucu kazandıracak davraruşlarla donatmak ıçın hızmet- ıçı eğıtım, unıversıteler tarafından ve- nlmelıdır Zıhınsel ozurlu çocuklan- mızı topluma kazandırmak ıçın yapı- lan çahşmalar desteklenmelıdır Ülkemızın doğal zengınlığı olan us- tun zekâ ve yeteneklı çocuklanmızı elden geldığı kadar cabuk saptayıp bunlara ozel eğıtım verecek okullar ve sıstemler desteklenmeb ve yenılen açıl- malıdır Ünıversıtelerde ustun zekâlı ve yeteneklı çocuk eğıtımı uzenne ya- pılan çahşmalar arttınlmalıdır Ataturkçûluk, laıklık ve demokrası- nın yenıden topluma yerleştınlmesın- de sanatçılanmıza da gorevler duş- mektedır Sanatın her dalı, sanaün toplum ıçın olduğunu bılmelıdır ör- neğın, ıhmal edılmış kıtlelerden olan gecekonduda yaşayan yetışkmlere, uygun oğretim teknıklennden drama- üzasyonla bu yaşamsal konu oğretıl- mebdır Sanatçılar, ayaklan yere ba- san bır demokrası platformunu gece- konduya taşımalıdırlar Demokrası, ınsanın ve toplumlann gelışebılmelen ıçın varoluştan ben bu- lunmuş en ıyı sıyası sıstemdır Buna rağmen, sağlam bır ekonomıye ve hakça paylaşmaya dayanmadığı sure- ce bır anlam ıfade etmedığı gıbı uzun omurlü de olmaz Ekonomı ınsan ıçın- dır Üstyapıdakı ınsan haklan ve öz- gurlükler konusu, hakça paylaşım olmadığı, ekonomıye yonebk yenı se- çenekler uretemedığı surece maddı temellenne oturmayacaktır ARADABIR FERİHA BÜYÜKÜNAL Otobüs Yolcuları... Istanbul'da şehırıçı ulaşımın en yoğun taşımacılığı kuşkusuz otobuslerle yapılmaktadır Sabahın erken sa- atlerınden, geç vakıtlere kadar yuzlerce otobus, baş ve son durakları arasında donup durmakta, levhasını oku- duğumuzda da 'neresı orasP" dıye kendı kendımıze sormaktayız Yaşanan denetımsız, baş dondurucu hızla buyuyen kent nufusumuzun getırdığı sonuçlar bunlar, bu sorular Kırsal kesımden kente goç edenler, memur, ışçı, oğ- rencı, emeklı ve yaşlılarımızın yolculuk ettığı otobusler- de uç durak ıçın bınmek, sosyal gerçeklerı ızleyebılme- mız ıçın yeterlıdır Mılyonlarca ınsanımızda ortak olan ıfade ıse, bedensel ve duşunsel yıpranmanın getırdığı karamsarlıktır Sağlıksız tenlerı, beslenmeye bağladığımız bedensel gorunumlerı ıte bızım ınsanlarımız Belkı de ülkemızın kışı başına duşen gelırınden en kuçuk payı alan, sessız, çılekeş ınsanlarımız Kımı konuşma gereksınımındedır Yanında oturan her kımse ona aıle ıçı sorunlarını anlatacak kadar doludur Kımı yorgunluktan bıtkın, bır an once gıdeceğı yere var- ma ya da kalkacak bırının yerıne oturabılme telaşında- dır Gunun yorgunluğu ıle olduğu yerde uyuyanlara da sıkça rastlanır Su bulamamaktan kokan olur, utusuz gıysılı, boyasız yıpranmış ayakkabılılar olur Eğer oğ- rencısı bol bır otobuse bındıysenız, o zaman gulen yuz- lerı gorebılır ve ıçınızın aydınlandığını farkedersınız Pek çoğu emın olmak ve bıletını zıyan etmemek ıçın şoforlere durak adı sorar, gunun ılk yarısı ılımlı ses to- nuyla aldıkları yanıtlar oğlen sonrası, hele akşamlarda sertleşır, hırçınlaşır ve neredeyse azarlamaya donuşur Çunku tum otobus şoforlerı de Istanbul'da yaşamanın, geçım derdının, trafığın ezıyetını çekenlerden değıl mı- 1960'larda bındığım otobuslerı duşunurum Baş du- raklardan bındığımde ınsanlar bırbırlerını selamlar, kuçukler buyuklere, beyler hanımlara kalkar yerlerını verırlerdı Şımdı ıse, ıkısı elınde, bırı kucağında, oburu karnmda çocuklu hanımlara bıle zorlukla yer verılıyor Çok şeylerın değıştığı gunumuzde televızyonlardan çeşıtlı sorunlarımızı ızlemekle ıçınde bulunupyaşamak çok ayrı duyumlardır Sıyasetyaşamında kıyasıya savaş veren, halka turlu vaatlerde bulunan polıtıkacılarımızın, ıktıdar olunca sozlerınde ne denlı durdukları da bılın- mektedır Sağlıklıbıryonetımıngorevı,toplumunçoğun- luğunun yaşam ve geleceğını guvenceye almak, bulun- dukları çızgıden daha yukarılara çıkarabılmek değıl mıdır'? Gıderek maddı ve manevı çokuntu altına gıren halkımızın yanında gozukmek sıyaset meydanlarındakı konuşmalarlasınırlandırılmamalıdır Rahmetlı Adnan Kahveci'yı anımsarım, halk arasına gıren, yaşama tanıklık eden bır polıtıkacıydı Kışıset ve yakınlannın çıkarlarını, toplum çıkarlarının onunde duşunen nıce polıtıkacımızı, ozel araçlarının dı- şında bır kent ıçı otobusle yolculuk ederken gorenınız var mıdır bılemıyorum, ama ben hıç gormedım Nıce otobus yolcusunun, Istanbul ıçınde omuz omuza ulaşım derdı çekerken, sıyasal tercıhlerını yaptıkları partı ve lı- derlerı ıçın neler duşunduklerını de merak eder duru- rum Toplumsal gerçeklerın çeşıtlılığı ıçınde ıpucu olabıle- cek bır sınıfın yaşam kesıtı olan ulaşımdakı gorunumle- rı, umarım, gormek ısteyenler ıçın gerçek bır kanıt ola- caktır Sınıflı toplumlardaunvan kullanma... Dağdakı çoban ya da temızlık ışçısı neden kartvızıt bastırmaz? Çünkü bu meslekler toplumlarda değer venlen unvanlar, apoletler değıldır. AHMET GÜLÇUBUK /. Ü. Veteriner Fak. Araşürma Görevlisi Insanlık tanhınde ılkel ko- munal toplumdan (sınıfsız), kolea topluma geçışle başlayan ve gunumuz post-modern kapi- talist toplumlarda yenı bır bo- yut kazanarak uzanan ınsanla- nn salt kışıhklen, benlıklenyle mı var olduklan, yoksa unvan- lan. apoletlenyle mı var olduk- lan olgusu her zaman tartışıl- mışür ve tartışılacaktır Insanlık tanhınde sınıflı top- lumlara geçışle bırlıkte yöneten ve yönetilen'ler arasmda kendı- lığınden bır statu farkı ortaya çıkmış ve bu statu farkı, yone- ten ve \oneülenlenn konumu- nu belırlemışür Statukonun başlamasından günumuze ka- dar yonetıalenn toplumsal de- ğerlennı, bıreysel yapılardan çok bulunduklan mevki belırle- mışür Yöneüaler de bu neden- le toplumu. kışısel guçlen yen- ne konumsal guçlen ıle yonetır- ler Tabu kı, ekonomının smıfsal behrleyıahğınde unvan, salt yo- neüalerde değıl ekonomık gu- cu elınde bulunduran bıreyler- de de belirleyicilik yaraünışür İnsanlann ekonomık konumla- nnın geürdığı nımetlen anlat- mak ıçın hepımızın bıldığı Nasretün Hoca'nın kurk hıkâ- yesını haürlamak sarunm yeter- hdır Sınıflı toplumlann başlama- sıyla bırlıkte yoneüa sınıflar hemen her zaman unvanlannı kullanmışlardır, ancak günü- müz yönetici ya da guç sahibi kışılenyle karşılaşürdığımızda, bu unvanlannı daha durustçe yaptıklannı söyleyebılınz Çunku geçmış donemlerde bu sozunu etüğımız toplumsal kat- man, resmı ve ozel yazışmalar- da ve hatta konuşmalarda once "kendilerini kendi \apan değer- lerini" yanı "unvanlannı" kul- lanmışlar ve ardından da adla- nru ve kışısel sımgelennı kul- lanmışlardır Sınıflı toplumlara tepkı ola- rak Marksızm'ın doğuşu ıle bır- lıkte sınıflı toplumlarda insan- lann unvanlanyla, geldıklen toplumsal kategonlerle var ol- duğu gerceğı daha net bır şekıl- de ortaya çıkmışür Bu netlıkten sonra 20 yy ba- şından ıübaren ınsanlar top- lumsal yaşamlannı surdurebıl- mek ıçın kendılennı bellı olçut- ler (knterler) ıçıne sokmak ve maske takmak zorunda kalmış- lardır Bu nedenle çoğu duşu- nur 20 yy'e 'maskeli balo çağı' der, Karen Horney ıse nevrotik çağ dıye nıtelemektedır İşte bu maskeli balo ya da nevrouk çağ dedığımız donemın varattığı en buyuk sorun Şabancdaşma sendromu', yanı kendı kışılığın- den uzaklaşma, başka bır deyış- le kışılıksızleşme olayı olarak nıtelendınlebılır Psıkolojı bılımının bu çağda kapıtalıst toplumlarda doğup geûşmesı rastlantı değıldır Çunku burjuvazının yoneüale- n kurduklan bu bılirn dalı ıle sıstemlennın toplum uzennde- kı yan etkılennı ortadan kaldı- rabıleceklennı ya da gorunmez boyuta ındırgeyebıleceklennı duşunmuşlerdır Ancak burju- vazının, psikolojinin olanakları Qe bu ışı nasıl başardığını Theo- dor VV.Adorno şu sozlenyle çok guzel dıle getırmekte "Gelişmiş burjuva toplumlarınuı dşındaki toplumlarda psikolojj olanaksu- dır; gelişmiş burjma toplumla- rında ise, psikolojj artık olanak- sadır." Şımdı bu anlaülanlarla belkı konu dağılmış goruntusü olu- şabılır, ancak gelınecek nokta- lara açıklık getırmek ıçın bunla- ra değınmek gerekıyor 1960 sonrası post-moderniz- min başlamasıyla ve 1980 son- rası yükselen değerler (dennlık- te bır yukseklık bınmıdır) ıle bırlıkte kapıtabst ıdeologlar sa- vunduklan ve uyguladıklan sıs- temın müthış bır yabanalaşma sendromu ve kışılık yozlaşması meydana geürdığını çok ıyı gozlemledıler ve gozlemlemeİc- ten de ote korkmaya başladılar Çunku savunduklan sıstemın, kendılennde de bır kışılık yoz- laşmasına yol açüğını ve apolet- lennı çıkardıklan an obür ın- sanlar gıbı hıçleşıp gıdeceklennı anladılar Işte sıstemın toplumda yarat- üğı bu yan etkılen golgelemek, aynca bır nebze de olsa savun- duklan sıstemın yan etkılenn- den kendılennı asgan duzeyde de olsa korumak ıçın sıstemlen- nın sozumona bıreye ve salt kı- şılığe onem verdığı yanılsaması- nı ortaya attılar Bu ortaya atüklan şeyle asbnda kurtul- duklan falan yok, zaten yukan- da da bebrtıldığı bır yanılsama ve bu yanılsama yontemını de yoneümlennın temel ruhu olan toplum anestezisine uygun ola- rak basıt, farkedılmeyecek, uze- nnde duşunulmeden geçılecek ve çoğu kışırun moda olarak al- gılayacagı bir yöntem'le yapı- yorlar Gelelim bu yöntemin ne oldu- ğuna: Son yıllarda resmı ya da ozel yazışmalarda unvanın en alta yaahnası, unvanın uzenne ad, adın da uzenne ımza atıl- ması, ılanlarda ve kartvızıtlerde once adın yazılması, alüna kışı- nın unvanının yazıbnası Bu ne demektır bıbyor musunuz'' Bu sıstemde mevkılenn, unvan- lann, rutbelenn hıçbır onemı yoktur, benım adım unvanım- dan (unvanı ıle kendısıru pazar- ladığı halde) once gelır, hatta ve hatta benım kışıbğımın bır sım- gesı nıtelığmdekı ımzam her şeyden once gebr Ben bırey olarak. kışılık olarak çok değer- lıyım yutturmacasıdır Bu, as- bnda çoğu kışıye basıt gelebıle- cek bır şey Kapıtabst ıdeolog- lar bunu bılınçb olarak yapmakta fakat buyuk çoğun- luğu bunu moda tarzında algı- lamaktadır Zaten modanın kapıtabst toplumlardakı bır amaa da kıtlelere kabul ettır- mek ıstedığı bır şeyı esteüze edıp, yumuşaüp vermesıdır Kapıtabst ıdeologlar kendıle- n de bılıyorlar kı bay X, bay X olduğu ıçın değıl, falanca ba- kan, fılanca unıversıtenın rek- toru, herhangı bır yenn genel muduru vs olduğu ıçın tanını- yor, değer venbyor Yoksa onun sokaktakı ınsandan farkı kalmaz Kartvızıt bastırmanın amaa, ınsanın unvanı araab- ğıyla kendısını pazarlamasıdır Kartvızıt de zaten bu amaçla doğmuştur Dağdakı çoban ya da temızlık ışçısı neden kartvızıt basürmaz'' Çunku bu meslekler toplumlarda değer venlen un- vanlar, apoletler değıldır Son olarak, ınsanlanmızın olayın bu boyutunu da gorme- lennı dılıyor ve bu olayı bılınçb olarak yapan kapıtabst ıdeo- loglar ıle moda tarzında bıbnç- sız olarak uygulayan ınsanlan- rruzı kürkkrine saygılı olmaya çağınyorum PENCERE Kederli Toplum!.. Ali Betıaç, Cezayır de FIS (Islamı Selamet Cephesı) lıderı, kokune dek şarıatçı dıyorkı - Cezayır okullarında Fransızca yerıne Ingılızce okunsun1 ' OHvier Roy yorumluyor Belhaç, bunları soylerken, hem Kuran a, hem (Cezayır'de) çanak antenler tarafından alınan Fransız Bırıncı Kanalı nda Fransızca yayımlanan Amenkan dızılerıne tutkun seçmen kıtle- sıyle uyum halındedır Roy koktendıncılığınbır /7/nçpe^;nde"olduğunuşoyleanla- tyor Dunyaya bakış açılanndan emın olduklan ıçın başkalanna karşı hoşgorulu davranan Musluman koylunun mollanın ve ekâbırın dını, yerını savunma durumundakı ve tanınma talebı peşınde koşan bır hınç Islamı na bırakmıştır Turkıye dekı duruma ne kadar benzıyor1 Gerçek Musluman bızım ulkemızde de yerını gun geçtıkçe saldırganlaşan şerıatçıya bırakıyor • Olıvıer Roy bır felsefe docentı Pans Sıyasal Araştırmalar Enstıtusu nde calışıyor Sıyasal Islamın Iflası adlı kıtabı Me- tıs Yayınlan ndan çıktı (Cevıren Cûneyt Akalın) Kıtabın 186- ıncı sayfasından bır alıntı Iran ın malı ve bankacılık sıstemıne gelınce sayısı 1300 u bulan islamı kredı sandığı tefecılenn buroları halıne geldıler ( ) Şıı Iran bankalarını yoneten ılkeler 1980 lı yıllarda ortaya çı- kan Sunnı banka kurumlarınm ılkelerının aynıdır Şerıatçı ya da Islamcı rejımlerde degışık bır mode! yok Ka- raborsa ıle dengelenen tıkanmış sosyalızan bırdevletçılık ya da 'Islamı bankalar ortusu altında IMF nın reçetelerını ızlemeye zorlanan lıberal bır yenı-muhafazakarlık Cezayır dekı Islamı Selamet Cephesı gıbı, gunumuzun otekı şerıatçı hareketlen de yenı bır toplum modelı getırmıyorlar Batı tıpı devlet modelının başarısızlığını dıllerıne dolamışlar, ama, altematif sunamıyorlar Pekı ne yapacaklar? "Yenı parola şerıat vesadece şerıatf/r Islamıleştırmenın bedelı ozel hukuk ve ceza hukuku olacak, yururluktekı ekonomıye dokunulmayacak ve eskı rejimlerden mıras alınan sıyası modele kaldığı yerden devam edılecektır 'Temızler kendılennı yozlaşmanın gırdabına terk edecek ya da koşedonuculer, ışbıtırıcıler yaranna sıyaset sahnesınden çekı- leceklerdır Bır kederli toplum ' modelıdır soz konusu Nasıl bır kentsel alan oluşacaktır9 Suudı Arabıstan da yete- nnoe goruluyor Boşluğun alanıdır bu1 Ne sınemalar nekafe- ler, ne pastaneleri Sadece kahvehaneler ve lokantalar Sokak- lar, yalnız toplum ahlakına nezaret etme ve dınsel ıbadetı (namazoruç) dayatma ıle gorevlendınlmış dın mılıslen tarafın- dan denetlenmektedır ' * Mutlu Musluman vardır "Mutlu Islamcı yoktur "islama gen donuşten çok soz edılıyor ama bunu açmak ge- rekıyor Kımsenın sokaklarda namaz kıldığına tanık olunmayan Islamcı Iran ıle namaz kılan ınsan kalabalıklannın kımı sokakla- rı fıılen trafığe kapattıkları laık cumhurıyetlenn (Tunus Turkıye) Islamıleştırılmış yenı mahallelerı arasındakı tezat buyuktur • Bır kederli toplum Aklın dışlandığı Neşenın yasaklandığı Olıvıer Roy yazıyor Gençlık gunumuzde hayal kırıklığı ıçındedır ama Islamı toplum un bezgınlığıne ve sıkıntısına katlanması da kolay olma- yacaktır 1 ' s o t TARTIŞMA VEFAT Kamuran Ürgüp, Hukumran Çınar, Habıp Dennbay ve Tabıp Dennbay'ın annelen, Hasıbe Dennbay, Saadet Dennbay, Saffan Ümran ve Burhan Çınar'ın kayınvalıdelen, Deruz, Derya, Ehf, Serkan ve Serhan'm babaannelen, Mıne, Oya, Mete Ürgup. Surel, DüekÇmar'ın bıncık anneannelen SIDIKA DERİNBAY hakkın rahmetıne kavuşmuştur Cenazesı5 7 1994SalıAdapazanKayalar Memduhıye Koyu'nde ıkındı namazınımuleakıben defneddmıştır Tann rahmet eylesın. AİLESİ Laiklik tartışması tuzaktır ^ ^ ^ p * * urkıye'de • Ataturk'e • hakaretler, laık I duzene kufûrler, B sanata " ^ ^ tukürmeler, şenatın yasallaşünbrıaya çabşılması, ınsanlann uçuncu bın yıla gjrerken kullaştınlma çabalan, aydını ve aydınlığı kuçümsemeler. neredeyse doğal bır süreç gorünumu kazanıyor Bu surece hıç de aykın olmayan başka görünumler de şunlar Emeğın ıyıce ucuzlatıbnası yanında bır de yoğun ışçı çıkarmalan, yazarlann duşunce suçlanndan oturu hala dort duvar arasına hapsedılmelen, eğıüm sıstemmın gun geçtıkçe ıyıleşeceğıne daha da yozlaşması, medyanın akıl abnaz saçmabklan, hırsızbğın taraftar toplaması, duzenbazbğın neredeyse ovguye değer bulunması Yanı, her şey bırbınne bağb 1 Yıllardan ben, kuçumsenen aydınlar, baalannca benımsenmeyen demokrası ve laık duzen, bılgılenmeyı reddedış, sanata tukuruş, sureç ıçınde, duzende ıküdan zorlama aşamasına geldı Pekı, bunun sonu nereye varacak9 Kotumser bakarsak demokrası kaygısına düşeceğız, yok ıyımser bakarsak anamala duzenden medet umacağız gıbı gebyor bana Bıbm ve sanaü dışlayan ahnıyet, ınsan olma gerekırbklenne bılerek taş koyuyor Buaçıdan bakıldığında gerçekten bıbnçb Ha,bırdeşuçokonemb Bızım sanatımız, bızım kulturumüz, bızım örf ve âdetlenmız, bızım geleneklenmız goreneklenmız denılen kavramlar bır an once açıklansınkıbızde bılgjsızbkten (cahılbkten) kurtulabm Neredesınız Sayın Emre Kongar? Neredesınız Sayın Murat Belge? Neredesınız Turk toplumbıbmcılen9 Bız buradayız, sız neredesınız 9 Bence, yapılan en buyuk yanlış şu (Gabbabırazofkeb, oldukça da kırgınım ) Nedense, takılmışız bır laık duzen nedır, ne değıldır, nasıl korunmabdır, gıbı kısır sorulann ardına, hatta doğrusunu soylemek gerekırse bu tuzağa duşmuşuz, duşurubnuşuz Turkıye aydınlan, bıbm sanat ureteceğıne laıklığı tartışır duruma gelmış Bır kez daha bence, bu kısırbklardan bır an önce kurtulup, ınsanca yaşam ıçın ureübnesı gereken sureğenbğı sağlamabyız Sanaün ıçıne tukürenlen, sanat ezıp geçer OrfıanTez Fethıye AKTlFIANMCtUK SUPER ELECTRON1C TELE-İŞLEM SÛPER ŞUBE SOPER HİZMET YETKİÜSİ TELECARD TİCARİTELECARD UNIVERSrTY TELECARD GENÇ TELECARD FERDİ KREDI OTOMOBİL KREDİSİ KONUT KREDİSİ KONUTGEUŞTİRME KREDİSİ DÛZENÜ ÖDEMELER STS SEYAHATÇEKİ TELEBANKA OTOBANKA ALOBANKA TELESERVİS TELEKASA TELE-AUŞVERİŞ TELE-FİRMA TELE24 BORDRO KASA24 HİSSE SENEDİ KREDİSİ VARLIĞA DAYAU MENKUL KIYMET MENKUL DEĞERLER SİGORTA WORLDCARD UNIVERSmr VVORLDCARD BUSINESSCARD EKSPRESKREDİ KREDİLİ MEVDUAT HESABI KREDİU TİCARİ HESAP SERBEST VADELİ MEVDUAT HESABI SUPERCARD SÜPERÇEK SOPERHESAP Siz hâlâ, bankadaki bir işinizi, mesai saatleri bitti diye, bir ertesi günün mesai saatlerinin başlamasına kadar ertelemek zorunda mı kalıyorsunuz? Siz hâlâ, bir mağazadan alışveriş etmek için, bir restoranda yemek yemek için, bir otelde kalmak için üzerinizde tomarla para taşımak zorunda mısmız? Siz hâlâ, su parası, telefon parası, elektrik parası, doğalgaz parası yatırmak için kuyruklarda ömür mü tüketiyorsunuz? Siz hâlâ, hesabınızda para kalmadığında ve fakat çok önemli bir nedenle acil nakite ihtiyacınız oiduğunda, ne yapacağım diye kara kara düşünüyor musunuz? Siz hâlâ, parasal konularla ilgili sayısız sorunla birlikte yaşamak, hiç istemediğiniz binlerce zorluğa, sıkıntıya, üzüntüye, yorgunluğa katlanmak zorunda mısınız? vs. vs.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear