14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 17TEMMUZ1994PAZAR DIZIYAZI Uluslararası Olimpiyat Komitesi Başkanı Samaranch, doğum gününde Cumhuriyet için yazdı Olimpiyatbanşa çağncbrOlimpiyat anlaşmasının ana ilkelerinde belirtildiği gibi olimpiyat hareketinin amacı, hiçbir ayınmcıhk yapmadan, karşılıklı anlaşmaya dayanan, dostluk, güven ile centilmence ve olimpiyat ruhuyla oynanan oyunlarla gençliğin eğitilip daha banşçıl, daha iyi bir dünyanın yaratılmasıdır. Olimpiyat hareketi, kalıcı ve evrenseldir. Dünyanın atletlerinin bir araya getirilmesiyle ortaya çıkan büyük spor şöleni, olimpiyat oyunlanyla doruğa erişir. Bir Fransız olan Plerre de Coubertin'in, 1894 yılında kurduğu Uluslararası Olimpiyat Komitesi'nin o tarihte başhca amacı beden, düşünce ve iradenin en üst düzeyde geliştirilerek dengeli bir biçimde bütûnleştirilmesiyle modem bir olimpiyat ruhu oluşturmaktı. Bunun içindir ki olimpiyat ruhu, çahşmamn getirdiği sevinç ile evrensel ahlak ilkelerine duyulan saygıya dayalı, sporu kültür ve eğitimle birleştiren bir yaşam biçimi yaratmaya çalışır. • Siyasa konusunda iddialı değiliz, ama kalıcı çözümler arayışına alçakgönüllü de olsa bir katkıda bulunmayı ahlaki bir zorunluluk sayıyoruz. Bunun için de Yugoslavya'daki parçalanmadan sonra, anlaşmazlığa düşen tüm taraflara bir diyalog ve banş ortamı sağlayacağı umuduyla olimpiyat banşı önerimizi yaptık. Öneri bütün dünyadan büyük destek gördü. tnsanlık onurunu korumaya çalışan banşçıl bir toplumun kurulmasını destekleyerek sponı insanoğlunun uyumlu gelişmesine yöneltmek de amaçlar arasındadır. Yugoslavya Federal Cumhuriyeti parçalanıp da silahlı çatışmalar başlayınca Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) işte bu amaç doğrultusunda davranarak bir olimpik banş çağnsmda bulundu. IOC, 184 ülkenin devlet ve hükümet başkanlanna başvurup desteklerini istedi. INmpft banş çağna büyük destek görtü Samaranch'a göre olimpiyat hareketinin amacı, gençliğin eğitilip daha banşçıl, daha iyi bir dünyanın yaratılmasıdır. Olimpiyat hareketi, kakcı ve evrenseldir. Dünyanın atletlerinin bir araya getirilmesiyle ortaya çıkan büyük spor şöleni, olimpiyat oyunlanyla doruğa erişir. Portre On parmağmda on marifet Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) Başkanı Juan Antonio Samaranch 1920 yılında bugün doğdu. On parrnağında on marifet olan insanlardan biri de Samaranch'tır. Barselona îşletme Fakültesi'nden mezım olduktan sonra çeşitli bankalarda çalıştı, banka yönetim kurullannda buiundu. Ekonomi profesörû olarak dcrs verdi. Bir yandan da Barselona Belediyesi'ne spor danışmanlığı yapö. Kendisi spor olarak boksla uğraştı, futbol oynadı. îspanya Buz Pateni Federasyon Başkanlığı, Ispanya Ulusal Olimpiyat Komitesi Başkanlığı, Akdeniz Oyunlan Düzenkme Komitesi Oyeliği, Uluslararası Tekne Fuan Başkanlığı yapü. IOC'ye 1968-75 ve 1979-80 yülannda önce Protokol Başkanı olarak girdi. Sonra 1970-79 arasında Yönetim Kurulu üyeliğine geçti, 1974- 79 arası Başkan Yardımcısı oldu. 1980'den bu yana dünya amatör sporlannm en yüksek örgûtü lOC'nin tahtmda oftmryor. Bir süre Ispanya'nm Moğolistan ve Moskova Büyükelçiligi'ni de yapan Samaranch ıspanyolcadan başka, lngilizce, Rusça ve Aknanca biliyor. Marâ Teresa Saisadn-Rowe ile evli, iki çocuğu, otdukça zengin bir pul koleksiyonu var. Juan Antonio Samaranch Aralannda Türkiye Cumhurbaşkam'nın da bulunduğu dûnyamn en üst düzeydeki siyasal liderlerinin önerilerimizi desteklemesi sevindirici oldu. Dıplomasi alanındaki bu yeni girişimin aldığı yanıtlan okuduğumuz zaman tüm dünyada banşın sağlanması için kalıcı bir çözümün arandığını gördük. Bu güçlü destekle cesaretlenen Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri 48'üıci toplantısmda 25 Ekim 1993'te üye ülkelerden olimpiyat oyunlannın başlangıcmdan yedi gün önce başlayıp kapanışından sonra yedinci güne değin uzanan süre boyunca olimpiyat barışına oy birliği ile uymalannı isteme karan aldı. Siyasa konusunda iddialı değiliz. ama kalıcı çözümler arayışma alçakgönüllü de olsa bir katkıda bulunmayı ahlaki bir zorunluluk sayıyoruz. Bunun için de anlaşmazlığa düşen tüm taraflara bir diyalog ve banş ortamı sağlayacağı umuduyla olimpiyat banşı önerimizi yaptık. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, olimpiyat hareketinin spor ve kültürle dünya gençliği arasında uluslararası bir anlayışı yaygınlaştırmak için yaptığı çalışmalan beğenerek 1994 yılınî 'Spor ve Olimpik tdeal Yıh' ılan etti. IOC, bunun için Birleşmiş Milletler, UNESCO ve WH0 gibi kuruluşlarla çok iyi ilişkiler içerisindedir. Uluslararası Olimpiyat Komitesi, 1950 yıllannda, Güney Afrika'daki ırk ayınmcılığına ilk karşı çıkan kuruluştur. Sonuç olarak, Güney Afrika, olimpiyat hareketinden çıkanlmış ve ırk ayınmcılığına son verilip ünlü lider Nelson Mandela serbest bırakıldıktan sonra olimpiyat ailesine tekrar katılabilmişti. Sporun, değişik toplumlar arasında anlayış ve banşa yol açacağmı umarak Filistin Ulusal Olimpiyat Komitesi'ni geçici olarak tanıdık. Olimpiyat hareketi, çevreyle ilgili sorunlar konusunda da bir siyasa oluşturmaya ve uyuşturucu kullammına karşı savaşımını da sürdürmeye çalışmaktadır. Olimpiyat hareketi toplumumuzun önemli bir kuruluşudur. Insanlığın esenliği ve banş için yapılacak her çalışmaya katılmayı bir görev sayar. Yarın: Barbara Castle Y A Y I N H A K K I C u m h U h y e t ' E A İ T T İ R . İ Z İ N S İ Z Y A Y I N L A N A M A Z CALISAJNLARIN SORULARI/SORUNLARIYILMAZ SİPAL Bağ-Kur'da yaş sınırı var ım? Soru: 1972 yılı aralık ayuıda Sosyal Sigortalar Kununu'na bağlı olarak, ktsa bir süre (5 ya da 6 ay) çalıştun. Sigorta nunıara- sı aldığım gibi bu sürenin primleri de ödendi. Daha sonra üniversiteyi bitirip Emekli Sandığı'na bağlı bir kamu kuru- munda. mühendis olarak Mart 1980'den Ağustos 1980'e kadar çalıştun. Askerliğimi, Ağustos 1982 - Ağustos 1983 tarihleri arasında yedek subay olarak yaptun. Ocak 1984'- ten günümüze kadar da serbest mühendis olarak çaltşmak- tayım. Serbest çaltştığım bu süre için, primlerimi Bağ-Kur'a zamanında ve eksiksiz ödedim ve ödemekteyim. 25 ydda emeldilik hakkım, Aralık 1997'de dolmakta ve ben Bağ- Kuriu olarak kalırsam bu tarihte emekli olabilir miyim? Bağ-Kur'da yaş sınırı >ar mı? 55 yaşmı doldurmam da şart mı? Bağ-Kur'dan emekli olabilmek için 55 yaşını doldurma- nın yanı sıra 25 tam yıl karşılığı 9.000 iş günü de prim öden- mesi gerekijormuş. Bu şartlar doğru rnjidur? Sormak istedi- ğim: 25 ydlık süre Bağ-Kur'lulan kapsıyor mu? Yoksa işyerimi kapatıp. özel >eya kamu sektöründe 4 yıl sigortalı olarak, Sosy al Sigortalar Kununu'na prim ödeyip, bu ku- rumdan mı emekli olabilirim? (t-Ö.) YANIT: 27.2.1992 günlü Resmı Gazete'de yayımlanan 3774 sayılı Yasa ile Bağ-Kur Yasasa'nın yaşhhk ayhğından yararlan- ma koşullannı Jüzenleyen 35. maddesi değiştirilmiştir. Bu deği- şiklikle. Bağ-Kur"un yaşhlık ayhğından yararlanabilmek için, Bağ-Kur sigortalısının "Kadın ise 50, erkek ise 55 yaşını doldur- muş olması ve en az 25 tam yıl sigorta primi ödemiş bulunması" koşulu, yerini, "Kadın ise 20 tam yıl, erkek ise 25 tam yıl sigorta primi ödemiş olması" koşuluna bırakmışür. Erkek Bağ-Kur sigortahsının yaş koşuluna bağlı olmaksızın yaşlıhk ayhğı alabilmesi için, 25 tam yıl (9.000 gün) sigorta primi ödemiş olması yeterlidir. Aynca Bağ-Kur sigortalısından "Kadın ise 50, erkek ise 55 ya- şını doldurmakla beraber en az 15 tam yıl sigorta primi ödemiş olanlara da kısmi aylık bağlanır." Yaşhlık aylıklan 25 tam yıl prim ödeyen sigortalılara %70 ay- hk bağlama oranı üzerinden hesaplanır. Bu hesaplamada. "primi ödenmemiş 25 yıldan az her tam yıl için ° o 1 indirim yapıhr." Bağ-Kur'dan yaşhlık ayhğı alabilmeniz için, diğer sosyal gü- venhk kurumlannda geçen (Sosyal Sigortalar Kurumu, T.C. Emekli Sandığı ve Bağ-Kur) prim ya da kesenek ödenmış süreler toplamının 25 tam yıh (9.000 gün) doldurması gereklidir. Bugünkü uygulamaya göre, Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan yaşlıhk aylığj alabilmeniz için, Aralık 1997'de son 3 yıl 6 ayı Sos- yal Sigortalar Kurumu'na prim ödenmiş olması koşuluyla, tüm sosyal güvenlik kurumlanndaki prim ya da kesenek ödediğıniz sürenin 5.000 günü (13 yıl 10 ay 20 gün) doldurması yeterlidir. Cumhuriyet Kitap Kulübü Adapazarı Temsilciliği BARIŞ KİTABEVİ ve SAPANCA BELEDİYESİ İşbirliğiyle 5. KÜLTÜR VE SANAT FESTİVALİ SÖYLEŞİ VE İMZA GUNÜ 17 Temmuz.Pazar((Bııgün) DUYGU ASENA ORHAN ALKAYA ÖNER YAĞCI VECDİ SAYAR Saal:1630 Yer.tnsan Hakları Parkı SAPANCA (CUMAU) SanatGaknsi Karma Resim Sergisi 15 Temmuz-15 Ağustos 1994 Yaprak Berkan Mehmet Güler Yöshie Maruyaıtıa Selçuk Toğul Ayhan Türker Turgut Uzunömeroğlu Metin Ünsal Şakayık Sok. 45/3 Teşvikiye Tel: 0212 248 31 65 İLAN TC KARAMÜRSEL SULH HUKUK HÂKtMLİĞİ EsasNo:1992 175 Karar No: 1994 169 Davacı İsmail Tok vekili A\. Ü. Hüseyin Çelik tarafından davalı- lar Yüksel Fitnat Turan ve arkadaşlan aleyhine Karamürsel Hersek Mah. Harmanlar Sokağı'nda kain pafta 2. parsel 409'da kavıtlı taşın- maan ortakhğının giderilmesi için açılan davada davah Yüksel Fit- nat Turan'a dava dilekçesinın ilanen tebliğ edildiği ve karann da ilanen tebliğine karar verilmekle: Davacının davasının kabulü ile taraflann hissedar olduklan Kara- mürsel Hersek köyü Harmanlar mevkünde kain pafta 2, sayfa 416, parsel no 409'da kayıtlı 11.354 m 2 miktanndakı ev, ahır, samanlık ve arsası olan taşınmaan taraflar arasında taksimi mümkün olmadığın- dan, ortaklığın satış yolu ile giderilrnesine dair mahkememizden veri- len 28.04.1994 tarihli karar. davah İzmit Hereke köyü yolu caddesi, no 1,5, yine Tavşancıl köyü Hereke Gebze adreslerindeolduğu bildi- rilen Yüksel Fitnat Turan'a tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde temyiz etme hakkının bulunduğuna dair karar tebligatı venne kaım olmajc üzere ilan olunur. 04.07.1994 Basm: 49526 YUZYUZE Atilla Dorsay 30.000 (KDV içinde) Çağdaş Yayuıları Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-İstanbul Ödemeti gönderumez ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Köy Enstitüleri Vakfı; (9) Engin Tonguç: "Gazi Eğitim Çok Önemli" Aziz Nesin, "Köy Enstitüleri Vakfı" toplantısı ile ilgili olarak, "Ben çok şey öğrendim bu toplantıdan" diyor, konuşmasını şöyle sürdürüyordu: "Genelde konuşmalara çok katılıyorum. Amaçları da doğru. Yalnız şunu söylemeden geçemeyeceğım, Tonguç'tan çıkmamış- tır; hiçbir şey bizden çıkmamış ki, o çıksın yani. Çıkmış olan bir şey yok bir defa, bu da ayıp değil yani, ayıp tabıi, ayıp olmaz olur mu? Ayıp da, bu ayıbı bız çekmeyelim. Tabiı, işte bu.. kaynağı nereden geldi, nasıl geldi, hangi amaçla geldi? Ama, geldiği gibi yürüme- miş, çok daha olumlu biçimde, çok daha demokrasiye yatkın bi- çimde yürüyebilirdi. Ben şeyden geldiğini sanmıyorum.. falan bakan gelmiş de, hani 'Köy çocuklarını okutalım..' da, böyle, orada burada böyle şeyler her zaman bulunabilir. Ama, bir akım, büyük bir akım olarak bunlardan gelmiş değil. Diyelim ki, bankacılık, Emniyet Sandığı ile başlamıştır, olabilir, ama bunlar hep Batı 'dan gelmiştir. Islamlık da Doğu'dan gelmiş, dışarıdan gelmiş. Islam da bizim babamızm malı değil, oradan gelmiş... Bu Koy Enstitüleri Vakfı 'nın asıl uğraşacağı şey, bugünkü duru- mu duzeltemeyiz tabii, elimizde değil, ama savaşım vermek... Kaybettik, biz savaşı aslında kaybettik. Koy Enstitüleri de savaşı kaybetti, ilerici aydınlar da kaybetti. Bu savaşımın düzelmesi için ne gerekir? Yani, ilerici taraflann kazanması için ne gerekir?Geri- ye doğru gidiş hiçbir zaman düzeltilıp ileriye dönmez. Yani, siz bugün Arapça ezanı Turkçe ezan yapamazsınız. Ses çıkarmadı- nız, ses çıkarmadık, babalanmız da ses çıkarmadı, Arapça ezan gitti bundan sonra. Yalnız Arapça ezan değil, ezan hepiniz biliyor- sunuz kı, hatta her gazetede vardır.. hangi saatte okunacağını yazar, sabah ezanı şu saatte okunacak', öğle namazı şu saatte' diye. Akşamları da yazar. Ama, siz minareden ezan dinlerken, bir muezzin bitırır, arkadan öbürü. bir müezzin bitirir, arkadan öbürü. Böyle dalga dalga ezan okunuyor. Niye? Propaganda yapacaklar da, bızı Müslüman yapacaklar Boyle şey olabilir mi? Bunun saati bellidir! Çok teşekkür ederim efendım, çok sağ olun!..'' 23 Hazıran akşamı, Eğit-Der'ın, Dıkmen'de Sokullu Caddesi'- nde, Ahmed Arıf Parkı karşısındakı yerınde konuşmalar yapılmış, Mustafa Gazalcı, Mahmut Makal, Engin Tonguç, Hüsnü Clıitll ko- nuşmuşlar Bız, Metin Aksoy la gıttığımızde, konuşmalar bitmiş, Ahmed Arıf Parkında halay çekmeler başlamıştı Eğıt-Der, Dıkmen'dekı yerınde bir "eğitim müzesi ve arşivi"6ü- zenlemeyı duşünüyormuş. Engin Tonguç, konuşmasında buna değinerek özetle şunları söylemış: "Arşiv yapıyorsunuz; eğer ukalalık saymazsanız, ben arşiv ko- nusunda iki şey anımsatmak isterım. Birincısi: Turkiye'de bu arşiv işi çok sağlam olarak yapılmalı, çok guvencelı yapılmalı Çünkü, otuz yıldan beri benım en buyük korkum, evdeki belgelerin, fotoğ- rafların vb. Türkiye'dekı politik çalkantılar içinde bir kazaya uğra- ması korkusu idi. Bu nedenle, benım bulabıldiğim en basitçözüm, en azından belgeleri ve başkalarını iki ayrı yerde toplamak. Yani, bir tanesınin başına bir şey gelırse, ıkıncisinin kurtulması biçimin- de bir onlemle bu işı yürütmek. Orneğin, ben bir zamanlar, 12 Mart'tan önce, bazı kitaplan Gazı Eğitim Enstitüsü'ne verdim. Fa- kat 12 Mart olayı olur olmaz, oradakiler geldiler - Aman. dedilero kitapları gerı al! Çunku, ne olacağı bellı değil, bunlar yok olabilir 1 Hatta, onların dışında da bırtakım şeyleri bize getirdiler koru- mamız için. Bırincisi bu, arşiv konusunda. Ikincisr. Madem ki arşiv yapıyorsunuz, Köy Enstitüleri ile ilgili birtoplama işine girişiyorsunuz, çok onemlı olan ıkı olay daha var, Türkiye'nın Milli Eğitim tarihinde. Bir tanesi Mustafa Necati done- mi (1894-1929. Mustafa Kemal 'ın Milli Eğitim bakanlarından), ikin- cisi de Gazi Eğitim Enstitüsü. Mustafa Necati dönemı Turkiye'de, Milli Eğitim ıçerisinde çalışacak en nitelikli kadroların bir araya toplandtğı ve örgüüendiği dönemdir. Onun için Koy Enstitüleri ola- yının başlangıcı aranırken, kesinlikle Mustafa Necati dönemine değinmek gerekir. Örneğin, orada Mektepler Müzesi Müdüru' di- ye ikinci, üçüncü derecedebir görev gibi gozuken, Hakkı Tonguç - un bulunduğu bölüm.. Çünkü, Tonguç Mustafa Necati'nin bakanlı- ğı döneminde oraya gelmiş ve orada Mektepler Muzesı Müdurü'. Yakından incelendiği zaman, boyle bir ikinci, üçuncu derece gibi görünen görevin aslında, o donemde, eğıtime yenı bırtakım yon- temlerin sokulması için çok önem verilen bir kuruluş olduğu anla- şılıyor. Örneğin o yıllardakı bakanlık bütçesınin çok önemli bir bölümü o işe, o bölüme ayrılmış. Okullara, işte biraz ış eğıtimini sokacaklar, yenı araç gereçlerin kullanılmasını sağlayacaklar, okullara çağcıl eğitim yontemlerını sokacaklar. Yakından bakıldığı zaman, boyle bırtakım ilgınç şeyler bulunuyor Mustafa Necati do- neminde. ikincisi de Gazi Eğitim Enstitüsü; Turkiye'de oğretmen yetıştır- mekte çok önemli ışler gormüş olan bir kurum. Ve ne yazık ki, son zamanlarda tamamen kenara ıtılmiş, değeri de iyıce ortaya çıkarı- lamamış bir kurum. Orada ilgınç bazı şeyler var; orneğin, buna benzer bütun yabancı kuruluşlarda olduğu gibi, Pedagojı' bolü- munun, eğitimin kurmaylannı yetiştiren bölüm olması düşunül- muş. (Pedagojı bolumunun başında Halil Fikret Kanat var, Kanat, Köy Enstitülerine karşı; o da, öğrencilen de Koy Enstıtulerini sü- rekli eieştiriyorlar.)" Engin Tonguç, anlatmayı sürdürüyor: "Birkitapta geçiyor, (HOrrem Arman'ın 'Piramidin Tabanı'kita- bı) Gazi Eğitim Enstitüsü 'nün en üstünde. böyle el üstünde tutulan Pedagoji bölümü vardı: Hatta, bazen oğrencıler farkında olmadan birtakım kişılere veya bolumlere ad takarlar, farkında olmadan orayı en iyi belirleyen adlar olur onlar. O zaman öğrenciler arasın- da, Resim-İş bolumünün adı da 'Mukavva fakultesi' imiş! Mukav- va fakultesi!' derlermiş. (Resim-lş öğretmeni olan Tonguç da onun başında.) Bir yabancı eğitimcı gelmiş Gazı Eğitim Enstitüsu'nü ın- celemeye. Gezip ınceledikten sonra demış kı - Ben çok şaştım, bu gıbı kurumlann hepsınde, en aktif olan pe- dagojikdenemeler, incelemeler, hareketler Pedagojı bölumünde yapılır. Burada daha aktif gözüken Resım-lş bölümü. Orada yapılı- yor bu gibi işler, tuhafıma gitti bu benım! Gazi Eğitim Enstitüsü, bugüne değin, tarihi yazılmamış, içeriği, değeri henüz ortaya çıkarılmamış bir kurumdur. Onunla ilgili bel- geleri de toplarsanız, çok büyuk hızmet etmiş olursunuz. Arşiv konusunda, benımsoyleyeceklenmaşağı yukarı bunlar...'' BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Tüylü toplarla oyna- nan, tenise benzer bir oyun. 2/ Kuzey Ame- rika'nın beş büyük gö- lünden biri... Ydmaz Güney'in bir fılmi. 3/ La- boratuvarda damıtma iş- lerinde kullanılan. geniş kannh ve eğri boyunlu cam kap... "O yer" anla- mında kullanılan sözcük. 4/ Kıbns'taki Rum çete örgütü... Birçalgı. 5/ Re- sim yapımında kullanılan sentetik bir boya. 6/ Utanç duy- ma... Yüksek oranda alüminyum içeren bir toprak türü. 7/ Demir- yolu... Akdeniz'de, İspanya'ya ait turistik bir ada. 8/ Dünya... "Şim- di, henüz" anlamında kullanılan bir sözcük. 9/ Muğla yöresinde ye- tişen günlük ağacındân elde edile- rek tıpta ve parfümeride kullanı- lan hoş kokulu bir yağ. YUKARIDAN AŞAGIYA: 1/ Futbolda bir mevki... Yurdu- muzda bir ırmak. 2/ Roma mimarhğında üzerinde kurban kesi- len sunak... İki kişi ya da iki taraf arasında bağlantı kuran ve uzlaşma sağlayan kimse. 3/ Sütun... Eski Türklerde ölüler için yapılan tören. 4/ Museviliğin simgesi olan sekiz kollu şamdana verilen ad... Hollanda'nın plaka işareti. 5/ İskambil'de bir kâğn. 6/ Niyobyum elementinin simgesi... Direktör lakabıyla anılan Türk tiyatro ve mizah yazan. 7/ Eski Çin felsefesinde evrenin birhğiru yapan düzen ilkesi... Yüksehne, yücehne. 8/ Huni biçi- minde çukur yer... Bilenmiş kesici bir aracın yüzünde kalan ve bileği taşıyla giderilen metal çapağı. 9/ Hz. Muhammed'i övmek ve ondan şefaat dilemek amaayla yazılan kaside... Haüra.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear