14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 29MAYIS1994PAZAR OLAYLAR VE GORUŞLER Atatürkdevrimleri çağınınilkkuşaklan Işıklar Askeri Lisesi'nin çatısı altında bizleri yetiştiren değerli öğretmenlerimizin. yönetici sınıf subaylanmızın yüce anılannı saygı iie anıyoruz. SUPHİ KARAMAN Eski TabiiSenatör H er vıl olduğu gibı bu- gündeBursa'dabiryıl- dönümii kudanıvor: Işıklar Askeri Li- sesi'nin kuruluşunun I49'uncu yıldönümii için bir tören yapılıvor. Değişık zamanlarda okulun çatısı altında eğitim \e öğrenimden geçmış olanlar bir arada olacaklar. Yaşlı emekli askerler. halcn silahlı kuvvetle- rin çeşitlı komuta kadcmclerinde gö- rev yapan general ve subaylar \e he- nüz öğrcnimlcnnı sürdüren öercnci- ler... Ulus ve devlet vaşamında kurum ve kuruluşlann yıldönümü kutlamalan- nın önemli \e anlamlı bir veri vardır. Devlet, örgütlenmiş bağımsız toplum- lann bugünden >anna uzantısıdır. Ancak özgür \e bağımsız uluslann bu gibi onurlu kutlama günleri ve bövje kutlamalara hakları vardır. Büyük Atatürk'ün liderliğinde. 1919-1922 vıllan arasında sürdürülen Ulusal Kurtuluş Savaşımız toplumu- muz için her türlü kutlamanın kayna- ğını oluşturmuştur. Işıklar Askeri Lisesi, bundan 149 yıl önce. 15 Şubat 1845 tarihinde. şehir içinde. bugünkii hükümet konağının yakınında. kamulaştınlan bir kumaş fabrikasında açıldı. O günlerde okul binası geceleri mumla aydınlatılıyor. dersler verde oturularak yapılıyordu. Bugünkü verdeki eski binalardan ilk yapılan "Â'* Bloku'nun inşaatı ise 29 Mavıs 1893 tarihinde tamamlanmışve okul buraya taşınmıştır. Işıklar Askeri Lisesi ile birlikte Edirne ve Manastır'- da da aynı anda birer askeri lise açıl- mıştı. Sevgili Atatürk"ümüz 1899 yı- lında Manasîır Askeri Lisesi'nden me- zun olmuştu. Işıklar Askeri Lisesi, ordumuzun subay ve komuta katlan için üstün ni- telikli clemanlar vetiştiren ana kav- naklardan biri olmuştur. Ordu kade- melerinde. ülke yönetiminde. savaş- larda yüksek görevler vapmış komu- tanlardan bir kısmı Işıklar Askeri Li- sesi sıralannda vetişmiştir. 1877-1878 Osmanlı-Rus Savuşfnın ünlü Doğu Cephesi Başkomutanı Gazi Ahmet Mubtar Paşa. Işıklar'dan v etişmiş bir komutandı. Törene katılan eski mezunlar. oku- lun tarihsel binalannı gezerlerken bu vuvada geçirdikleri günlerinı. öğret- menlerini. sınıf subavlarını. derslikle- rini anarak hevecan duvacaklardır. Atatürk'ün büstüne çelenk koyarken ve İstiklal Marşfnı söyJerkcn bazılan ölümünden bir gün sonra. 11 Kasım 1938 günü, avnı verdeki gözvaşları içinde bayrağı vanya indirme törenini anımsayacak. veniden o acı gün için duvgulanacaklardır. Ben de Işıklar Askeri Lisesi'ni 1939"da bitırenlerdenim. Bu tarihten on yıl önce ve on \ û sonra lise öğreni- mini bitiren veşimdi hepsi emekli olan bizler. cumhuriyet döneminin ve Ata- türk devrimleri çağının ilk kuşaklart- ndanız . O zamanki. çoğu Balkan ve Birinci Cihan savaşlarının. KurtuJuş Savaşf- nın gazileri olan öğretmenlenmiz ve vönetici sınıf subavlanmız çetin savaş anılan ıle bızleri eğıtmişlerdı. Mustafa Kemal Atatürk'ün. cumhuriyeıi genç- liğe emanet ettiği yıllann heyecanı ve gururu içinde vetiştik. Tüm vaşantımızda Kurtuluş Sa- vaşı'na vc Atatürk'elavık olabilmenin azim ve istencini taşıdık. Atatürk'ün ilkelerine ve devnmlerıne bağlı kala- rak hiç şaşmadan onun volunda ve onun izinden vürüdük . Onun ilkelerinden asla ödün ver- medik. Vatan ve ulus aşkını Onun sevgisivle ve Ulusal Kurtuluş Savaşı"- nın anılan ile bütünleştirerek eelıştir- dik. Bu anılardan ve bu sevgiden. ulus olarak tam bağımsızlığın ve özgürlü- ğün tadını doya dova aldık. Alnımız hep açık. başımız hep dik kaldı. Bu sa>ede. ilerlemiş vaşlanmıza karşın. yüreklcrimız yine dinç. kafa- lanmız yine genç. hep ayaktayız. Ata- türk'ün volundan sapmalara karşı asabivctimiz bundandır. Ülke sorunlanna. vatanın bütünlü- ğüne ve laik eumhuriyete karşı davra- nışlara kızgınlığımız bundandır. As- kerlik mesleğinin gereklenne daima bağlı kalarak "Cumhuriyetin flkri hür, vicdanı hür, irfanı hür" evlatlan olma- va çalıştık. Askerlik mesleğinin gereklerine sıkı sıkıva bağlı kalmak. bu topraklar üze- rinde hür ve bağımsız yaşavabilmenin ön koşuludur. Askeri ruh, askeri disip- lin ve askerliğin yaraıtığı erdem tipi. Türk ulusu olarak toplumsal yaşantı- mızın en önemli moral kavnağıdır. Bu volda ve bu ortanıda insanlar, toplum adına özveriii olacak biçimde vetişir- ler. Bu ocaklardan yetişenler. vaşam koşullannın en olanaksızdurumlann- da bile görevini ve durumun gerektir- diği hizmeti daima en yüksek verimle başarmışlardır. Bu ocaklann ışığından yararlanan- iar her zaman vc her verde güçlükleri yenmesini bilmişlerdir. "Sonımluluk du>gusu"nun ve "medeni cesaret"in. vcrinde ve sırasında uygulanabilmesi- nin bilincine de bu ocaklardan alınan eğitim ve öğretimle vanlır. Bu ocaklar. silahlı kuvvetlcrinçeşitli hizmetlenndeçok önemli ven olan ar- kadaşlık duvgulannın da geliştirildiği ve pekiştirildıği yerlerdir. "MesJektaş- lık vesilah arkadaşlığı bilinri". toplum- sal dayanışmanın temelidir. Görevde başannın ve savaşta utkunun birleşti- rici ve itici gücüdür. IşıkJar Askeri Lisesi'nin çatısı altın- da bizleri yetiştiren değerli öğretmen- lerimizin, vönetici sınıf subaylanmızın yüce anılannj saygı ile anıyoruz. Bu- günün genç liseli öğrencilerinede Işık- lar Marşı'nın içli deyişleri doğrultu- sunda ve taılı melodileri içinde yetişe- rek ülkemize. ordumuza. demokratik ve laik cumhurnetimize ve Atatürk'c v araşır subaylar v e birev ler olmalannı dilivoruz. ARADA BİR Av. EROL SOHTORIK Kıbrıs Konusunda İhmaL. İSKI skandalı, ekonomik çalkantılar. Bosna-Hersek ve mahalli seçirnlerle uğraşırken Kıbns'ı unuttuk. Bu ihma- lin bize pahalıya mal olacağını anımsamamız ulusal çı- karımız açısından önemlidir. Bundan yirmi yıl önce İstanbul inim inim inliyordu, meydanlarda görülmemiş bir sevgi ve heyecan yumağı oluşmuştu. Beyazıt ve Sultanahmet meydanları mahşe- ri bir kalabalık. Türk bayrakları havada.. Kıbrıs için mi- ting yapılıyordu. Haksız yere öldürülen Türk soydaşları- rmz için meydanlardan dünyaya haykırılıyordu; "Kıbrıs Türktür, Türk kalacaktır" deniliyordu. Biz burada bağır- dıkça dünyanın şımarık çocuğu Rumlar, Kıbrıslı Türkleri hunharca ö'ldürüyordu. Osmanlılar. Kıbrıs adasını atınca oranın ahalisini bar- bar Avrupalılar gibi kılıçtan geçirmemiştir Osmanlı. bir kısım asker ve ailelerini adaya yerleştirmiş ve idaresini de onlara teslim etmiştir. Kıbrıs adasında bıraktığımız bu insanları sonra unutmuşuz, Rumlar ise adaya doluş- muş. ingilizler adadan gidince de Rumlar Türkleri öldür- meye ve katliamlara başlamışlardır. Kıbrıs'ta kadınlara tecavüz edilmiş, bütün köylüler meydanlarda toplanıp yakılmış, çocuklaracımasızcaöldürülmüştür. Bosna'da yaşananların aynısı Kıbrıs'ta misliyle yaşanmtş, ama biz bunu dünya ülkelerine anlatamamışız. Aslında Kıbrıs harekâtı geç kalmış bir müdahaleydi. Bu çıkarma her iki halka da özgürlük getirmiştir. (Ne var ki bu harekât yüzlerce Anadolu çocuğunun ve mücahidin canına mal olmuştur.) Rum halkı Türklere düşmanlıktan başka bir şey dü- şünmemiş ve kendilerine bunu gaye edinmişlerdir. Biz- ler onlara el uzattıkça onlar kolumuzu kesmeye çalış- mışlardır. • Türkiye. Atatürk'ten sonra evrensel politikalar peşin- de koşamamış, üretken olamamış ve korkak, çekingen bir yol izlemiştir. Ne yazık ki uluslararası alanda sesi duyulan politikacılar da yetiştirememışiz. Devlet memu- riyeti zihniyeti ile dış politikayı yürütebileceğimizi san- mışız. Bunun uzantısı olarak da Kıbrıs politikasında hatalar yapmışız. Kıbrıs politikasındaki en büyük yanlışlık, fede- rasyondur. Burada iki toplum. iki devlet oluşmuştur. Âdetleri, dini, ülküsü, diü ayrı iki topluluğu bir arada tut- mak. beraber yaşamaya mahkûm etmek insan taoiatına, tarihe aykırıdır. Hiçbir gerçeğe uymayan bu görüşten ayrılmalıyız. Bunu önce kendimize ve sonra dünyaya anlatabilmeliyiz. Başından beri yapılan ikinci büyük yanlışlık ise Ma- raş'tır. Buranınnedenboşbırakıldığını anlamakçokzor- dur. Yirmi yılda bu konuda bir karara ulaşılamaması acıdır ve bir eksikliktir. Rum tarafının elinde kalan bölge- lerdeki camilerimiz yıkılıp yerlerine bina yapılmıştır. Oysa Türk bölgelerindeki kiliseler olduğu gibi durmak- tadır. Osmanlı leventleri bu adaya geldiğinde büyük kili- selere birer minare dikerek oraları Müslüman Kıbrıs halkına ibadete açmışlardır. Kiliseleri aynen duran. Maraş'ı boş gören Rumların buraların kendilerine verileceğini ümit etmesi doğaldır. Maraş'ı koz olarak kullanmamızın mantığı yoktur. Bu blöfleri kimse yutmaz. Biz kendimizi siyaset mi yapıyor sanmaktayız? Yirmi yılda o kadar çok yanlış yapmışız ki şimdi hâlâ "Kıbrıs ne olacak "sorusunusorabilmekteyız. Ben ümit- siz değilim; yeter ki kararlı ve ciddi olalım. Beklenen gerçekleşecekse eğer. çekilen acılara değer. Yoksa so- nu hüsranla biter. OrmanlanmızKurtanlabilir mi? Türkiye ormanlan kurtanlabilir, ama "nasıl" sorusuna gerçekçi >anıtlar verilebilmesi için öncelikleormanlanmızın "kimlerden kurtarılması" gerektiğinin ortaya konulması gerekiyor. Doç. Dr. YÜCEL ÇAĞLAR (H. V. Velidedeoğlu nu saygıykı anarak) T ürkiye örneği bir ülkede bu somnun >anıtlanması o denlı kolay değil. Çok bovutlu çö- zümfemeleri gerektirivor. Çoğunlukla bövlesi çözümle- melere girilmivor. ya "Hayır. kurtarıJamaz.'"va da "Kurtarılacak birvanı yok ki her şe> \olunda. ormanlarınıız artı- yor bile..." türünden yanıtlarla deviş \enn- devse işin kolavına kaçılıvor. Ovsa bu iki yanıt da gerçekçi değil: Bir kez. ormanlan- mızın azalma süreci henüz durdurulama- mıştır. Yangınlann; tarla açma. verleşme. yasa ve teknik dışı ağaç kesme ile havvan otlatmalannın: onnan vağmasına olanak veren anayasal ve vasal düzenlcmeler >a- pılmasının v b. tutum ve dav ranışlann önü- ne geçüememıştir çünkü. Yainızca 1950- 1993 döneminde yaklaşık 29 milvon dö- nüm alanın ormansızlaştınlmış olması bu gerçeği açıklıkla ortava kojmaktadır. Söz- gelimi geçen yıl ne kadar onnafı vandı bıli- >or musunuz? Tam 140 bın dönüm. Ayn- ca. 1986 ve 1987 vılında yapılan vasal düzenlemeler aracılığıvla valnızca 1*987- 1992 döneminde tam 2.1 milvon dönüm onnan alanı. "orman olarak muhafazasın- da yarar \oktur" gerekçesivle ormancılık düzenı dışına çıkanlmış vc buralan orman- sızlaştıranlara "arazi tahsis belgeleriyle" satılacak duruma getirilmiştır. Bu nedenle ormanlann kurtarılması sorunu Türki>e'- nin de gündemındedir. Ancak. Türkive ormanlan kurtanlabilir. ama "nasıl" soru- suna gerçekçi yanıtlar venlebılmesı için öncelikle ormanlanmızın "kimlerden kur- tarılması" gerektiğinin ortaya konulması gerekivor. Ormaniarımız kimlerden kurtarılmalı? Herkesten. her oluşumdan. Gerçekten de doğrudan ve dolavlı olarak ormanlanmıza herhangi bir biçimde zarar verebilenler öy- lesineçok kidevişyerindeysesaymakla bit- mez. İşte size birkaç örnek: • Aymaz politikacılar: Üç-beş oy kazan- mak için ormanlarla ilgili yasal düzenleme- ieri her fırsatta yaz-boz tahtasına dönüştü- rerek. anavasayı bile orman vağmasına destek olacak v aptınmlarla donatarak. na- musluteknokratvebürokratlan birpartıli- sinin isteğiyle bulunduğu ver vc görevden uzaklaştınp süründürerek. ormancılık ör- gütünün her türlü olanaklanndan sınırsız- ca yararlanmasına karşın zorunlu çalışma- lann gerektirdiği kavnağın aktanlması için hiçbir çaba göstermcverek ormancılık dü- zeninevedola>ısıvla ormanlanmıza cn çok zarar verenlerin başında gelivorlar. • Aymaz bürokratlar/teknokratlar: Ola- naklarının. koşullannın kesinfıkle gerekli nitelik ve nicelikte olmadığını bilmelerine karşın ormanlan "işletmeyi" sürdürerek. yaptıklan çaiışmalann ormancılık bilimi- nin gereklen doğrultusunda olmadığını an- lamamakta direnerek ve bu türden çaiış- malann nasıl ve ne denli ormansızlaşmaya yol açtığını göremeverek va da görmezlik- ten gclerek ve daha da kötüsü. bu durunıu gözlerden kaçırmava çalışarak daha iyi bir yöreve va da göreve atanmak >a da bulun- duğu ver vcgörevde kalabilmek için Meclis koridorlannda "dayı" arayarak, "her şe>i ben bilirim" mantığıvla astlannın varatıcı- lıklarını öldürerek. mesleksel yenilikleri ız- lemeyerek dolayısıyla da sorunlann gide- rek çözümlenemcvecek boyutlar kazan- masını izlemekle yetinerek. dolavlı da olsa en az a>maz politikacılar denli orman vı- kımlanna neden oluyorlar. • Kolaj cı/vTirguncu/"işbitirici" \ atırım- edar: Bir tek ağaç bile vetıştırmemişken tu- ristik tesis. vazlık konuî. va>la evi vatı- nmlannı doğal ormanlann içinde ve bitişi- ğinde yapanlar. • V'oksul/bilİDçsiz köylüler: Sürdürdük- leri tanm ve hayvancılık uğraşılannın. ısın- ma ve pişirme alışkanlıklannın varoluş da- vanaklannın başında gelen bitki örtüsüne. ormanlara ve toprağa nasıl zarar verdiğini görmemekte. neredevse direnerek valın; ama en az zararlı toprak işleme. hay- vancılık, ısınma teknik ve teknolojilerini üretmeyerek üretilmiş olanlanndan yarar- lanmayanlar. • Kolavcı kamu kurum >e kumluşları: Akarsular ü/erinde barajlar kurarak sula- ma suyu ve elektrik üretip satmalanna: elcktnk vc maden direği. hammadde odun gereksinmelerinı piyasa fivatlarının çok al- tında bcdellerödeverek düzenli olarak kar- şılavabilmelerine karşın ormanlann ko- runmasına ve genişletilmesine herhangi bir katkıda bulunmavanlar. 0 Bilgisiz \e ilgisû aydınlar/çevreciler Avdınlıklar içinde vatsın H.V.Velidede- oğlu'nun sözleriv le: " *orman" deyince oku- majarak". Türkive yüzevinin dörtte birini oluşturan vc içinde ve bitişiğinde vurttaşla- nmızın en voksul kesimini oluşturan on milyonu aşkın köv lümüzün bulunduğu. çı- karcı politikacılar ile her türlü vurguncu- nun "cirit attığı". çağdışı ilişkilenn sürgıt üretildıği bir yaşama alanında olup biten- lerle hemen hemen hiç ilgılenmevenler. # Nasıl kurtanlabilir? Öncelikle orman- lann algılanma biçiminin değiştirilmesi ge- rekivor: Ormanlar. ağaç ve ağaççıklann rastgele bir arada bulunduklan bir varlık: hele hele bir kavnak değildir. son derece karmaşık canlı bir sıstemdır. Avnca. >ine bilınmelidir ki ormanlar: hem her türlü dış- sal oluşumdan ctkilenebılen bir nesne hem de kendilerı dışındaki tüm ekosıstemleri doğrudan va da dolavlı olarak etkileyebi- lcn bir özncdir. Ek olarak ormanlar, var- lıklan veyokluklan tüm canlılarj hiçbir bi- çimde a\nm vapmaksızın etkılcvebilen varlıklardır. Bu nedenle tüm öğelerivle doğrudan ve dolavlı olarak elkilediği veet- kilendıği her türlü birey ve sistemle süreçle birlikte bir bütün olarak ele ahnmalıdır. Doğaldır ki ormanlann canlı. karmaşık bir sıstem olarak algılanma biçiminin top- lumun tüm kesımlenne eksiksiz olarak be- nimsetilmcsi de gerekecektır: N'arlıklarını bugünlere değin sürdürebilmiş ormanlann kurtanlması \e venilerinin vetiştirilmesi. valnızca birkaç bin ormancı çalışanın ve çok daha az savıdaki duyarlı avdının özve- riii çabalanna bırakılmamalıdır. Ancak bu gerekler verine getinldikten sonra anayasal ve vasal düzenlemelerdeki orman vıkımlanna vağmasına vol açan vaptınmlar yürürlüktcn kaldınİabiiecek: 1930'lu yıllardan kalma. son derece verim- siz. hantal ormancılık örgütlenmesi özerk, etken ve verimlı bir yapıya döniiştürülebi- lecektir. Yok edilmesine ağıtlar düzmekle vetin- mek. gerçekleri gizlemek ne yazık ki or- manlann kurtanlmasına vctmıvor. Kültür ve sanat yılhgı 1993 <axrz M ^ i T^tf^t. wffnwr TffnıtTi ÇIKTI CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ VE TÜM KİTAPÇILARDA Toplu istekler için Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat V akfı'na başvurunu/. Tel.:2526314-15 Cumhuriyet Kitap Kulübü'nden _J_Jıh HEGEL DOGRULGNDI BirAy Boyunca İNDİRİM 25Mayıs-25Hazj"ran Sergı salonlarımıza geJinf Kampanya Standlanm/zdan kitaplarınızıseçin. Posta siparişlerinde. göndenm ücretının Kulübümüze aıt olması nedenıyle %35 ındırım uygulanır. Türkocağı Cad. 39/41 CAĞALOĞLU Tel: 512 05 05 İstiklal Cad. Zambak Sok. 4/1 BEYOĞLU Tel: 252 38 81 MARXYANILDIMI? PEYGAM8ER VE EVllYA CÖRÜŞLERININ TEMEL ILKELERİ VE DİYALEKTİK ANLAMI Mefımet GÜAJER Akıl dışı şeylerle avunmayan gerçegı arayış ıçındekı her kışı, bu kıtapta açıklanan konuları lam olarak oKuyup kavradığı ölçüde "Allah" ya da "Hak" adı aftında kastedılen gerçeğ' ruh ıie maddenın Konumunu dünya ıle ahtret yaşamının ne demek oiduğunu, Peygamber ve evUyalann taşıtMenrv ve bun/ann gerçekfdığtnı perdeleyen görüşienn durumunu yaşamın kendısrne ve aWa en uygun h»r bıçtmde, ana hatlarfyla anlamış ve lanımış oiur SAY, ARKADAŞ, PAPİRÜS OAĞITIM ve TÜM KİTAPÇILARDA! SL SONDAJIV APTIRILACAKTIR Silivri. Semizkumlar'da bulıınan Basınkent 4 Sitesi dahilinde. sitenin su ihtiyacını karşılamak amacı ilesu sondajıvaptırılacaktır. İlgilenen firmaların4.6.1994 tarihinekadar0-2l2-53004 78-7l l 66 77nolutelefonlara veva Site Vlüdürliiğü'ne miiracaatlan rica olunur. BASINKENT 4 SİTESİ YÖNETİM KLRLLU TOKTAMIŞ ATEŞ'IN YENİ KİTAPLAR1 KAVRAM^TARİHİ SÜREÇ*İLKELER 0 0 ffîf* f'"\ ' ' "'"* '/'/'ğp'\ f< D Ü N Y A D A v e T Ü R K İ Y E ' D E Ümit Yayıncılık PENCERE GazOdasıBu yıl yine yüzlerce hacı adayı, kutsal topraklarda ca- nını yitirdi.. Hepböyleoluyor.. Niçin?.. Mekke'den dönen ilk kafile uçaktan inerken, gazeteci- ler gelenlere sordular: -Facia nasıl oldu?.. Bir hacı yanıtladı: - Şeytan taşlamaya gidiyorduk, çok kalabalıktı, bir gü- rültü duyuldu, o telaşla panik başladı, herkes birbirini çiğniyordu. ben birkaç kafaya, enseye, omuza, bacağa basarak canımı zor kurtardım... Hacı çok rahat, televizyon ekranında konuşuyor, Al- lah'a şükür sağ salim evine dönmenin mutluluğu için- de... * PeterWeissoyunyazan. "Soruşturma "adlıbelgeseli çok ünlü. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Nazilerin yar- gılanmaları b'ınlerce sayfalık tutanaklar oluşturdu. We- iss bunları incelemiş, bir seçme yapmış, bir oyun yaz- mış. Başyazarımız Nadir Nadi de bu oyuna dayanarak, 1972'de. unutulmaz bir yazı yazdı: "GazOdası"!.. Nazilerin soykınmı gerçekleştirdikleri yer 'gazodası'. Kurbanlar bu odaya sokuluyor. "Gaz yukardan, tavan- daki deliklerden verildiği için ilkin alta yayılıyor, sonra derece derece tavana kadaryükselerek tüm odayı kaplı- yor, bir santimetreküp oksijen bırakmayarak her canlıyı boğuyor. İşte o birkaç dakikalık ölüm-kalım savaşı bo- yunca insanlar insanlıktan kopuyor; ırk, inanç, düşünce yakınlığına boş vererek, bilinçsiz, hayvansal bir çabay- la, sırf bir dakikacık nefes alabilme, bir dakikacık daha hayatta kalabilme içgüdüsünun baskısı altında bebek, çocuk, hasta. yaşlı, aklına getirmeksizin ezebildiğini ez- mekten kendini alamıyor..." VVeiss'ın belgesel oyununda. bir tanık, olayı yargıca şöyle anlatıyor: "- Kapılar açıldıktan sonra odayı gordum. Gövdeler kapınm ve süiunların yanında birbirine kenetlenmişti. En altta bebekler, çocuklar ve hastalar vardı. Onların üstünde kadınlar, en üstte de en güçlü erkekler..." • Nadir Nadi yazıyor: "Hayal gücümüzü biraz zorlayarak bugünkü dünya- mızı kocaman bir gaz odasına benzetemez miyiz? Öyle bir gaz odası ki, oraya başkalarının suçu yüzünden de- ğil, çağımızın gerçeklerini kavrayamadığımız için kendi anlayışsızlığımızın kurbanı olarak kendimiz dalmışızdır. Daha açık bir deyişle güzelim dünyayı bir gaz odasına çevirenler, dünya öüzeni'ni kurmak ve korumakla yü- kümlü tüm uluslar ve onların sorumlu yöneticileridir." 12 Mart ara rejim'inde, gençler sürek avındaki hay- vanlar gibi avlanırlarken, Nadir Nadi o eşsiz insanlık sezgisine dayanarak yazısını şu soruyla bitiriyor: "Ben Auschwitz'teki gaz odasında gördükleriniyargı- ca anlatan tanığın bir noktada yanılmış olabileceğini düşünmekten kendimi alamıyorurh. Birbirine kenetlen- miş cesetler arasında altta kalanların hepsi bebek, ço- cuk, hasta ve kadınlardan mı ibaretti? içlerinde bir tane olsun, onları ezmeyi gereksiz bulan bir güçlü erkek yok muydu ve tanık görmemiş olamaz mıydı? Neden olmasın?" • Bir Yahudi dostum demişti ki: "- Mahkemede ifade veren o tanık, Yahudi düşmanı- dır, Musevileriküçültmek istemiştir..." Peter Weissın da Yahudi olduğunu, dostum, sanırım bilmiyordu. Hem bu sorun ırk yaklaşımıyla bir sonuca bağlanamaz; Arafat'ta şeytanı taşlamaya giderken bir- birini çiğneyip öldüren hacı adaylarının içinde her ırktan insan vardı... Üstelik, islam inancına göre hac yolunda ölen kişi şe- hit sayılıp cennete gider. bu durumda Müslüman canını kurtarmak için bir başka Müslüman'ı neden çiğnesin?.. İnsan her yerde insandır. ATİLLACOŞKUN UĞURMUMCU CÎIVAYETT Uğur Mumcu'yu kim ya da kimler öldürdü? Amaçlanneydi?.. Cinayetin soruşturması ne ölçüde ciddi yürütülüyor? Mumcu cinayetinin üzerindeki esrar perdesi kaldınİabiiecek vekatilleryakalanabilecek mi?.. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve ilgili kuruluşlan, bu cinayeti aydmlatmaya gerçekten kararlı mı? Atilla Coşkun'un titiz bir araştırma ve inceleme sonucunda hazırladığj bu yapıtı. Uğur Mumcu cinayetini çeşitli boyutlanyla kamuoyunun gündeminegetiriyor. oynanan oyunlara dikkat çekiyor. 60.000 TL \ 2-i3 C; 50 - 2-3 20 23 • hk 2ü 5 33 ödemeK gönderanivonız. Lütfen ederi kadar posu puiu gdoderiniz. ÇAĞDAŞYAYNLAAI İLHAN SELÇUK DUVARIN ÜSTÜNDEKİ TİLKİ 2. Bası Yakında Çıkıyor Çağ Pazarlam A Ş Türkocağı Cad. 33/41 Cağaloğlu-lstanbul
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear