22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 25 NİSAN1994 PAZARTESİ 12 DIZIYAZI .9. Bu yazı dızimizde RP"nin daha çok nereden geldiğini ve yerel seçimlerden nasıl ba- şanlı çıktığını araştırdık. Re- fah Partisi'nin nereye gidece- ğini önümüzdeki sıyasi geliş- meler ve özellikle kendi tutu- mu belirleyecek. Refah Partisi'nin önünde fazla secenek yok. Ya parla- menter sıstem içinde ve bu sistemin gereklerine uygun davranacak, ya da kendisini vareden ve yasallık sağlayan kurallara aykın bir yol izleye- cek. O zaman böyle davran- manın bedellerine de başı- ndan razı olacak. Türkiye'de dinci, tslamcı cereyanlar hemen herdönem- de var olageldiler. Cumhuri- yet'in kurulmasından sonra Türkiye'nin siyasi coğrafyası, zaman zaman İslamcı siyasi akımların açık kimlikle orta- ya çıkmasını ve yeni bir top- Iumsal düzen kurma misyo- nuyla faaliyet yürütmesini ülk'e dengeleri açısından ka- bullenemedi. R.efah'ın önünde iki yol var, ya kendisini de vareden bu sistemin gereklerini yerine getirecek ya da kurallara karşı bir yol izleyecek ve bunun bedellerine razı olacak. Zordönemeç. Laiklik Avrupa'dan farklı gelişti Aslmda Türkiye'deki laik- lik. Avrupa'dan çok farklı bir ihtiyacın ürünü olarak şekil- lendi. Avrupa'da laiklik. laik güçlerin kilisenin egemenli- ğinden kurtulmasına bağlı olarak gelişti. Kilisenin birik- tidar odağı halinde. yaşamın tüm alanını kontrol etmesi, sanayi devrimi ve bunun siya- si ifadesi olan Fransız İhtila- li"yle olgunlaşan burjuva dü- zeniyle çatışma yarattı. Feo- dal beyler ve daha sonra bur- juvazi, kiliscyi gündelik ya- şamın ve iktidann dışma itti. Bizde ise farklı bir süreç ya- şandı. Devlet. başından beri dünyevi güçlerin elindeydi. Din, iktidann ihtiyaçlan doğ- rultusunda bir anlam ifade ediyordu. Şeyhülislamlık ku- rumu, Osmanlı İmparatorlu- ğu'nda Padişahın emrindey- di. Padişah"ın istek ve yöne- limlerine uygun davranmakla yükümlüydü. Hukuk ise din ve dünyevi ihtiyaçlann den- gelenmesini ifade ediyordu. Cumhurivet dönemi Cumhunyetle birlikte din. siyasi yaşamın tamamen dışında ıtıldi. İnanan insan. kendı ibadet ve inanç dün- yasında dinle yüz yüze geldi. Din. insanlann bireyscl dün- yasinın kurumu olarak kabul edildi. Türkiye'nin Batı'ya yönel- mesi, dinin gündelik yaşama hükmetmesini ve iktidann bir parçası olmasını isteyen güç- lerle. laıkliğe yönelen güçler arasında bir çatışma yarattı. Patrona Halil isyanı. Kabakçı Mustafa isyanı, 31 Mart Vakası bu çatışmanın siyasi boyuttaki yansı- A. VP. ülkemizin siyasi yaşamının meşru. yasal bir partisidir. Onun yasalhğınm sonuna kadar savunulmasından yanayım. Fikirleri ve inançlan nedeniyle kimse. baskı altına alınmamalı. KJ Jkemizin en kötü geleneklerinden birisi. güçlü olanın kendini zorla kabul ettirme isteğidir. Ancak RP, henüz gücünü zorla kabul ettirebilecek düzeyde değildir. Böyle sanıyorsa yanıhyor. K-Ivimse elindeki güce güvenerek zora başvurmamalıdır. Testiyi kırmamamız gerekiyor. Testi kınldıktan sonra, başımıza gelenler için edeceğimt^ ah-vahlann bir anlamı kalmaz. ması olarak kabul edilebilir. Cumhunyetle birlikte dini siyasi akımlar bir anlamda yer altına çekil- diler. Devlet, dine. yalnızca ibadet ve bireysel inanç alan> olarak ızin \erdi. Bu durum. 1960"larda Erbakan ve arkadaşlannın ortava çıkmasına ka- dar büyük ölçüde böyle gitti. Hatta MNP'nin kuruluşu büe yasalar açısı- ndan tartışmalı bir durum yarattı. TCK'nın 163. maddesi dine dayalı si- yasi örgütlenmeyi yasaklıyordu. Bu maddeler. siyasi koşullann değıştiği anlarda dinci siyasi akıma karşı kulla- nıldı. MNP ve MSP bu yasal çerçeve- ye aykın davrandığı gerekçesiy- îe yargı önüne çıkanîdı. Türkiye, 27 Mart 1994 yerel !>eçimleriyle, yeni bir döneme- cın eşiğine geldi. Artık. oy oranı > üzde 20'lere ulaşan bir dinci si- yasi parti var. Bu parti örgütlü ve militan gücüne güvenerek, bugünkü siyasi tabloyu, artan kargaşa ortamında kendi lehi- ne değiştirmeyc çalışabilir. Yani. yasal olan olanaklan ya- salann ötesine taşımaya kalkı- şabilir. veya kendi elindeki yö- netim olanaklannı kendi dışı- ndaki güçlerin yaşammı zor- laştıracak şekilde kullanabilir. Dikkatli oluıunalı Örneğin Beyoğlu Belediyesi, ülkemizin kültür ve eğlence merkezinde. İslamcı yaşama tarzını, kendilerinden farklı ya- şamak isteyen insanlara dayat- mak amacıyla bazı adımiar attı. Bu tehlikeli birbaşlangıçtır. Di- ğer şehirlerde neler oluyor he- nüz öğrenmiş değjliz. Zaten işin başındayız. Şimdiden dikkatli davranıîırsa gelecek açısından daha hayırlı olur. Nasıl ülkenın yüzde 80"inı oluşturan diğer insanlar onla- nn ibadet ve inançlanna saygılı davranıyor ve kanşmıyorlarsa. aynısını onlar da yapmakla yü- kümlüdür. Tersi yönde atılacak adımiar iç gerilimı arttınr ve yüzde 20"lik" azınlık ile yüzde 80'lik çoğunluk arasında birça- tışmaya yol açabilir. Herkes zarar görür Ondan sonrasını kestırmek pek mümkün olmaz. Kim ne- yin altında kalır. bugünkü yasal çerçeve ne ölçüde korunabilir, bilemeyiz. Böyle bir kaos orta- mından RP'lilerin kârlı çıkabi- leceğini sanmıyorum. Aslında kimse kârlı çıkmaz. Olan, hepi- mize olur. RP. ülkemizin siyasi yaşamı- nın meşru. yasal bir partisidir. Onun yasallığının sonuna ka- dar savunulmasından ya- nayım. Fikirleri ve ınançlan ne- deniyle kimse baskı altına alı- nmamalı. Ne yazık ki. ülkemi- zin en kötü geleneklerinden bi- risi. güçlü olanın kendini zorla kabul ettirme isteğidir. RP. he- nüz gücünü zorla kabul ettire- bilecek düzeyde değildir. Böyle sanıyorsa yanıhyor. Aynca güçlü bile olsa. zoru seçmesi iyi bir yol değildir. Bu herkes için geçerlidir. Kimse elindeki güce güvenerek zora başvurma- malıdır. Ama önce testiyi kı- rmamaTnız gerekiyor. Testi kınldıktan sonra. başımıza ge- lenler için edeceğimız ah-vah"- lann bir anlamı kalmaz. Her şeye rağmen. bütün sı- kıntılara rağmen iyimscrliği ko- rumak \e ortaklaşa yaşamanın yollannı bulmak zorundayız. Sonun- da hepimiz bu toprağın insanıyız \e başka bir Türkiye yok. BİTTİ Baydar: Gerçekdemokrasi sınavı şimdibaşlıyor Sosyolog Oya Baydar, RP- nın neden kazandığı som- suna yanıt ararken demok- ratik güçlere. aydınlara dü- şen yeni göreylere de dikkat çekiyor. Türkiye'nin. İran ve Cezayir sendro- muna düşmeden özgürlükçü ve banşçı bir toplumsal uzlaşma modeli- nin nasıl gerçekleşebileceğini ve bu- nun olmazsa olmaz yönlerini günde- me getiriyor. Baydar'ın konuyla ilgili görüşleri şöyle: Sola karşı din kalkanı • Öteden beri. ama özellikle 1980 sonrasında. dinci akımlan sola karşı hem kalkan hem hançer olarak gören iktidarlar kadar. o iktidarlann arka- sındaki egemen sınıflarda dinci akım- lann örgütlenmeleri. palazlanmalan, toplumun ve devletin her köşesinde konum elde etmeleri ve en önemlisi yaygın ve yumuşak halk İslamının. demokrasi düşmanı diktacı-şeriatçı İslamın denetimine geçmesi yolunda- ki bütün adımlan desteklediler. bizzat azdırdılar. Ne var ki sol kendileri için tehlike olmaktan çıkınca bunlann bir bölümü, sulan taşınnanın sırnnı öğ- renmiş olan, ama sulann geri çekil- mesi için gerekli büyülü sözü unutan acemi büyüeü çırağı gibi sellere kapı- lıp gitmenin paniğini yaşamaya baş- ladılar. • Şeriatçılarla. dindar olduğu ve bizden farklı düşünüp davrandığı için değil; demokrasinin. özgürlüklerin, hoşgörünün ve aydınlanmanın düşmanı olduğu için. şiddete dayalı bir dinsel dikta modeli dayatacağı için mücadele edilmelidir. • Şeriatçı siyasal İslamla; Müslüman, dindar kitleleri aynı kefeye koyar. en azmdan böyle bir hava yaratılmasını körüklersek. o zaman ülkece sınıfta kalıpbelgealırız. • Şeriatın dayatmaya çalıştığı düzenin karşısında laikliği savunanların. daha önce hiçbir zaman bugün olduğu kadar büyük bir çoğunluk meydana getirmediklerini ve yaklaşan tehlikeyi gördükleri için de belli mücadele amaçları etrafında birleşmeye her zamankinden daha hazır olduklarını gözden kaçırmamak gerek. Örnek psikolojisi • Artık ülkelerin kendi içlerine ka- panamadıklan.yenideyimle"küresel- İeşmeye" doğru giden bir dünyada. alternatif oluşturabilecek sosyalist so- lun geri çekildiği. şimdilik bir bozgun yaşadığı bir dönemde. köktenci Isla- mın kendini ideolojik akernatif ola- rak sunması; İslamcı hareketin dünya ölçüsünde gizli-açık ilişki ve örgütlen- meye gırmesı: İran örneğinde görül- düğü. Cezayir örneğinde denendiği gibi iktidara gelebilmesi, hem örnek hem de iktıdar olabilme umudu ya- rattı. Unutmayalım. örneğin etkisi ve yaygınlaşma eğilimi, sosyal psikoloji- nin bilinen yasalanndandır. Düzenin çıkmazı Türkiye'de, mevcut hiçbir siyasal gücün, İcanadın. partinın. toplumun y aşadığı derin bunalıma çare bulama- yacağını halk deneyerek gördü. Hiç- biri kendine bağlanan umutlara kar- şılık veremedi. Kısa süreler sanşın kadın başkan türünden fındık fıstık türü tesellilerle oyalanmak istenen kitleler. bunlann yanıltıcı olduğunu çabuk anladı. Kendilerine, hiçbir si- yasal güç. bu bozuk, acımasız, ahlak- sız. yalan-talan ve en önemlisi. terör ve kan dolu (Türkiye'de Doğu'da ve diğer yörelerde kimine "şehit" kimine "ölü ele geçti" denen. ama sonunda hepsi de ölmüş olan kaç can gjdiyor günde!) düzenden onlan kurtarabile- ceğini lafla bile olsa inandıncı biçim- de söyleyemedi. Karşılannda umut ışıklan değil. olsa olsa kendilerini kü- çümseyen. inançlannı, kimlik arayış- lannı. değerlerini ve yaşam biçimleri- ni neredeyse şeriatçı siyasal İslam ka- dar katı. Batıcı dogrnalarla sindir- meye çalışan eli sopalı öğretmen edalı kesimler buldular. Refah harcketi, altcrnatifsizliktcn. boşluktan. umutsuzluktan yararlana- rak örgütlendi ve güçlendı. Sıyasal İslamın yükselişinde. dünya koşulla- nnın. solun bunalımının vc dış des- teklerin de büyük etkisi oldu. Öte yandan, kendileri de en az Refah'a yönelen kitleler kadar alternatifsiz. çaresiz ve şaşkın büyük çoğunluk. Refah'ı. oylannı önemli ölçüde yük- selttıği. ama kazanmadığı bir seçımın rakipsiz galibi ilan ettı. Zaten huzur- suz ve başında büyük dertler olan toplumda korku. panığe dönüştü. Panik de. beklenebileceği gibi demok- rasi dışıçözümleri. darbekışkırtmala- nnı gündemegctırdı. Şımdi herkes so- ruyor: Ne olacak, ne yapacağız?.. Gerçek demokrasi sınavı şimdi Öncelikle demokrat olmavı. en azı- ndan bız avdınlar. sırlımı/ı dcvlctc ve zındc güçlcrc davamadan özgürlü- ğümüzü vcvaşam bıçımlenmi/i koru- ma\ı öğrcncceğİ7. Türkiye hulkı. ama özellikle de laik a\dın kesimler. ger- çek demokrasi sınavından şimdi gcçi- \or. Kürt sorununda. Doğu'daki te- rör ıle kimliğını \e haklarını arayan Kürt halkını a\nı kefeye koyup so- nunda halkı silahlı sa\ aş saflarına iıe- rek \e şovenızm girdabına kapılarak ıkmale kalanlar. bu defa ders alıp >enı sına\ 1 başarmak zorundalar. Dindar şeriatçı ayrımı Dindar olduğu \e bizden farklı dü- şünüp davrandığı için değil: demok- rasınin. özgürlüklerin. hoşgörünün vc aydınlanmanın düşmanı olduğu için. şiddete dayalı bir dinsel dikta modeli dayatacağı için mutlaka mü- cadele edılmesi gcrcken şeriatçı siya- sal İslamla. Müslüman. dindar kitle- leri. yani RP'nin potansiyel tabanını aynı kefeye koyar. en azından böyle bir hava varatılmasını körüklersek. o zaman ikmal falan değil. ülkece smıfta kalıp belge alacağız. Devlete ve askere dayanmadan Bu ıchlıkeşi önlemenin yolu. kof bir laiklik söşleminin içini demokra- sıylc doldurabilmektir. Refah'ın ge- lişmesınden özellikle rahatsız olan de- mokratık \c aydın kesimler. şimdi çağdaşhğı, laikliği. düşüncc ve davra- nış Ö7gürlüklcrini devlete. hele de as- kere dayanmadan. onların abalarının allından sopa gösiemıeden. kendi güçlcrı \e gırışımlcriylc koruyabılmc sınıı\ ına giriyorlur. Bu sınav ın başarı- lamadığı Ceza\ir"de nereve vanldığı ortiida. Öıe yandan. her şe\ın üstiine çık- mış "entel" tavrıyla. "bir şe> olmaz" \ a da "olsun da millet görsün" rehave- lındeıı acele çıkıp da\ ranışa geçmenin lanı /amanı. Şerıaiın da\alnıaya ça- lıştığı dü/enin karşısinda laikliği sa- Minunların. daha önce hiçbir zaman bugün olduğu kadar büyük bir ço- ğunluk meydana geürmedıklerini vc yaklaşan tehlikeyi gördükleri için dc. bellı mücadele anuçları etrafında bir- leşmeye her /amankindcn daha hazır olduklarını aö/den kaçırmumuk sc- rek. Geç kalmadan Baskı vc şıddeic baş\urmayan her türlü düşüncc \c davranış biçimini. kcndimızınkiyle taban tabana zıt da olsa savunur vc korurken. kendi dü- şüncc vc dav ranış özgürlüklerimizi de ne pahasına olursa olsun korumaya kararlı olmalıyız. "Meyhaneleri. ker- haneleri. mini eteği korumakla olmaz" provokasyonuna da kapılmamalıyız. Sadece bunları korumakla olmaz. doğru; ama bunlarla birlikte. ibadet özgürlüğünden tanntanımazlık öz- gürlüğüne kadar her türlü özgürlüğü savunmakta zaafgösterirsek vay hali- mıze. Şimdi ış. \akit geçirmeden. her ycrde ve her tekil olayda. vatandaş örgütlenmeleri; yerel. dar amaçlı. ama kararlı girişımler. uygun örgüt- lenmeler yaratmaya kalıyor. Buna hazır mıyız? POLİTİKA VE ÖTESİ MEHMED KEMAL Barbaros'tan Aşağı... Demokrat Parti 1950'de iktidara gelmiş, aradan dört yıl geçtikten sonraki seçimleri de kesin bir çoğunlukla kazanarak iktidannı sürdürmüştü. Demokrasi bir kentli işiydi. Oysa bizde köylü oylarıyla seçim üstüne seçim kazanılıyordu. Yöneticiler karşısın- da horlanan, itilen kakılan köylü liderler şimdi odalara girdiklerinde başköşeye kuruluyorlar; nahiye müdürü, kaymakam, vali önünde değerlerini ispatlıyorlardı. Mec- lis koridorlarında, başkentin ünlü lokantalarında, göze batsalar, aykın düşseler bile yerleri vardı. Köylülük, kentliliğe ağır basıyordu. Burjuvazi değilse bile kasabah bir soyluluk... Kent politikacıları ancak 1961 seçimlerin- den sonra durumu kurtarabildiler. İskender Cenap Ege'yi, Ankara Radyosu'na müdür olarak atandıktan sonra (1954) tanıdım. O yıllarda radyo demek, perde gerisinde Münir Müeyyet Bekman, Reflk Ahmet Sevengil, korunan birkaç bürokratdemekti. Rad- yoda genç şairlerin şiirleri okunurdu. Buna İskender Cenap Ege'nin katkısı olurdu. Biyografisinde "Şiir Saa- ti" başköşeye kurulur. Radyo yöneticileriyle ilişkili olmak, gece toplantılarına katılmak demekti. Çankaya dahil birçok yerde yapılan eğlentilere katılmak vardı. Bizim de katıldığımız gençlik eğlentileri olurdu. İskender Cenap Ege, radyo müdürlüğüne gelmeden önce Siirt, Rize, Aydın gibi illerde öğretmenlik ve yöneti- cilik yapmıştı. Aydın'dayken DP ileri gelenleriyle yakın- lık ve dostluk kurmuştu. Aydın, Menderes'in kenti oldu- ğu için radyo müdürlüğüne gelişi Aydın üzerinden geciyordu. Rumelihisarı doğumluydu, ama bütün gençliği, baba- sının memleketiolan Aydın'da(Söke) gecmişti. 1954ten 1960a kadar da radyo müdürlüğünde... O dönemdeki partizanlık yakınmaları hep radyodandı. TV yoktu. İsmet Paşa Içişleri'ne çatarken 'kütük bakanı', basına çatarken de 'radyo bakanı' derdi. Bunlar 27 Ma- yıs devrimi için birer boy hedefi sayılıyordu. Devir önün- de biraz hırpalandı. Çok geçmeden askerlerle hırpalan- manın karşılığını aldı. Aydın'dan senatör olarak parla- mentoya girdi. Önce parti grup başkanı, sonra Senato Başkan Vekili, daha sonra Turizm Bakanı oldu. Ardın- dan gelen seçimlerde milletvekili oldu. Meclis Başkan- vekilliğine seçildi. Politikada parlak bir çizgi izlediği belliydi. Bütün bunlar olurken şiiri de bırakmamıştı. Uzun bir şiir geçmişi vardı. Şiirlerini yayımladığı dergiler: Dost, Yeni Adam, Varlık, Çağrı, Ajans Türk, Kemalist Ülkü, Defne, Şiir Defteri.. Kendine özgü bir şiir biçimi vardı. Politikada başarı ile yürürken kendine bir şiir yolu aradığı da belliydi. Bun- dan ötürü yıllar sonra da olsa, şiirlerinin tümünü "Ege'- den Esintiler" adıyla bir kitapto toplamış, politika hayatı yanında sürekli bir şiir hayatı bulunduğunu kanıtlamıştı. Türlü özlemleri, gözlemleri, istemleri konu alan şiirle- ri arasında, "Ağaç Olduğu Yerde'den bir parçayı sun- mak isterim. Bir ağaç yağmurlar altında Dalgın, yunan yollara karşı Yüreciğinde bir üzgü Radyoda bir kadın sesi Yaşantılann burukluğu Yaprak uçlarmda akşam Yahya Kemal ve Orhan Veli'yle Boğaz'da gezmek is- ter; başka kentleri, yoksul mahallelerini dolaşır. Yıldız'dan şöyle geçer: "Ihlamur'dan Yıldız'a I Kasvetli ikindi vaktiINelergö- türür bilsen I Barbaros'tan inerken" Ankara'dan sonra biz de Beşiktaşlı olduk; her gün de- ğilse de haftada birkaç gün Barbaros'tan inip çıkıyoruz. Bu bulvar Menderes'in eseridir, Menderes Bulvarı den- seyeridir. BULMACA 1 2 3 4SOLDAN SAĞA: 1/ Yasalann ya da öner- melerin kendi aralannda çelışikliği. 2/ Bitkisel ya da hay\ ansal maddelerin etkili özü... Ulaştırma. 3/ Elindekinden hoşnut olan. azla yetinen... Süs için yapılmış giysi kıvn- mı. 4/ Yumurtadan yeni çıkmış ve henüz ayaklan oluşmamış yavru kurba- ğa. 5/ Arnavutluk'un pa- ra birimı... Küçük çocuk ayakkabısı. 6/ Bir spor kulübümüzün kısa yazılışı... Gür- cistan'da bir liman kenti. 7/ İtalya'da biryanardağ... Kemikle- rin içindeki yağlı madde 8/ Bir kabın boşken sahip olduğu ağırlık. 9/ Menç ırmağının bir kolu... Tan- tal clementinin simsesi. YUKAR1DAN AŞAĞIYA: 1/ Bataklık. balçık. 2/ Üye... Bir karboksilli asidin bir alkol ya da bir fenola etkımesi sonucu su ka- bıyla oluşan bileşık. 3/ Dar bir el- bise üzerine giyilen ince kumaştan üstlük. 4/ Güzel koku... Süsü ve gösterişi olmayan. 5/ İnkalar tarafından kullanılan ve iplerin üstüne atılmış her düğümün rengine göre bir anlamı olan dü- ğüm-yazı... Tarlasının.6/ Birbağlaç... Eski dilde buharlı gemi. 7/ Türlü ışlerde kullanılan. esnek çelikten yapılmış küçük mala. 8/ Elementleri altına çevirmek isteyen uğraş alanı. 9/ Orhan Hancerlioğlu'nun bir romanı... Lapinagillerden bir balık. ILAN T.C. SAPANCA SLLH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 1993 229 KararNo:1994 52 Davacı Tuncel Sindel \ekilı Av Fahn Demırkol tarafından davalı- lar Atıye. Hafize \e A>şe aleşhlerıne açılan ortaklığın giderilmesi duvasının >apılan yargılaması sonunda: Mahkememızce \erilen 22.3.1994 tarih ve 1994 52 sayılı karar ile da\akonusuSapancaılçesı Rüstempaşamahallesi 10 11 pafta42ada 3 parsclde kavıtlı taşınmazın satılarak bedeli üzerinden ortaklığın gi- derilmesine karar verilmış olup adresı meçhul olan davalılar Atiye. Hafize \ c Ay şe"ve ışbu karar özetı ilan tanhınden itibaren 15 gün son- ra leblıâedilmişsayılacağı hususu ılanen duyurulur. Basın: 47492 T.C. TOKAT1. ASLİYE MAHKEMESİ'NDEN 1992 478 Davacı Tokal Beledıye Başkanlığı vekili tarafından Suiçmez mahallesı ada: 320. parsel: 8 taşınmazın maliki Dursun oğlu Şevket"in adresi tüm aramalara rağmen lespıt edilemedığınden basın yolu ile ilan yapılmasına karar verilmış olup; Davacı ıdare söz konusu taşınmazın mülkıyetınin tespitini taleb et- mekle adı geçen şahsm 12.5 1994 günü saat09.00"da mahkememız duruşma salonunda hazır bulunması veya kendisini bir vekille temsil ettırmesi. aksi takdirde duruşmaya yokluğunda devam edileceği ve karar verileceği hususu HUMK'nın 213-377 maddeleri gereğince ih- tar olunur. Basın: 47441
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear