29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet70. YILSAYI25023 S A N A T K Ü L T Ü R M A G A Z İ N T E L E V İ Z Y O N 11 NISAN1994 PAZARTESI JaponJar, Çinliler ve Koreliler tarafından ilaç olarak kullanılan ayı safrası altın kadar değerü Ava, siyahayıyıuykudada yakalıyor Haber Merkezi- "Şuradaki ayıyı görüyor musun? Birisi onun tehiikeü olduğunu iddia ettiği için öldürüldü" dedi Tatsuo Kawasaki elindeki fo- toğrafı göstererek. Fotoğraf. gurur- la siIahJannı kavramış beş avcıyı ve ayaklannın dibinde karlann üstün- de yatan bir Japon siyah ayısını gös- teriyor. "Sözü edilen tehlike de or- manlardaki ağaçlann kabuklaruıı soymaşı" di>erek devam ediyor Gifu Cniversitesinde Çevre Bilimi dersi veren Kavvasaki. Ayının hiçbir şansı olmamış. Ka- wasaki"nin belirttiğine göre avcılar profesyonelmiş ve ayıyı kış uykusu sırasında vurmuşjar: "Genellikfc ayıların nerede kış uykusuna yattık- larını biliyorlar, köpeklerini önden yollayıp ayıyı tam dışarı çıkmak üze- reyken uyku sersemliğinden henüz sıynlamadan vuruyorlar." Japonlann siyah ayısı ya da diğer adıyla "tsukinovaguma'" yok olmak üzere olan türlerden biri olarak uluslararası üne sahip. Bundan sa- dece on yıl önce Japonva'da sayılan 20 binken bugün 10 bin tane kaldığı tahmin ediliyor. Tehlikede Olan Türler Uluslarası Anlaşması'nın yok olma olasıhğı en yüksek tiirlere ait olan birinci maddesinde >er alı- yorlar. Birinci maddede adı geçen hay- vaniann her türlü ticaretleri yasak- lanmış durumda. Ancak bu anlaş- iyah ayılar yemek için memelileri öldürmüyorlar. Genelde bitki kökleri, fındıklar, ara sıra da böcekler, tatlı su yengeçleri ve bulabilirlerse çok sevdikleri bal ile besleniyorlar. ma uluslararası ticaretten söz edi- yor. Japonya içinde siyah ayılan ko- ruyacak hiçbir yasa bulunmuyor. Avcılar. 15 kasımdan 15 şubata ka- dar süren av mevsimi içinde onlan da vurma hakkına sahip. Bunun dışında bölgeden sorumlu vali, ayının bir tehdit, hatta olası bir tehdil oluşturduğuna inanırsa yıiın herhangi bir zamanında da vurula- biliyorlar. Kauasaki, "Resmi süreç, valinin avcıfardan tehlikeli' bir ayıyı vurma- larını istemesini gerektiriyor. Ancak gerçekte valilere önce yaklaşan avcı- lar oluyor" diyor ve bunun ncdenini şöyle açıklıyor: "Ayının safrasınuı bir gramı, bir gram altın değerinde." Ayı safrası uzun zamandır Japon- lar. Çinliler ve Koreliler larafından karaciğer. akciğer ve mide hastalık- lannı iyileştiren bir ilaç olarak kulla- nılıyor. Kurutulup. pudralandıktan son- ra gergedan boynuzu. kaplan penisi ve yılan kanlan satan geleneksel ilaç dükkânlannın en değerli mallan- ndan biri haline geliyor. Ancak ger- gedan ve kaplanlar gibi ayılar da artık talebin fazlalığıyla başa çı- kamıyorlar. Kavvasaki, ortalama 80 kilo ağır- Iığındaki siyah ayılann insanlar için bir tehlike oluşturmadığını ve or- manda birisine saldırmak ycrine bü- yük olasılıkla kaçmayı tercih ede- ceklerini özellikle vurguluyor. Ülke- nin kuzeyinde bulunan kuzenleri kahverengi ayının aksine siyah ayı- lar, yemek için memelileri öldürmü- yorlar. Genelde bitki kökleri. fın- dıklar. ara sıra da böcekler. tatlı su yengeçleri ve bulabilirlerse çok scv- dikleri bal ile beslenivorlar. Avlanmanın hertürü ücretebağlı olacak ANKARA (AA)- 1937 yılından bu yana hiçbir değişikliğe uğramayan 57yılbkKaraAvahğı Kanunu'nun günün koşullarına göre yeniden düzenlenmesi amacıyla hazırlanan veTBMM'ye sunulduktan sonra iki kez kadük olan kanun tasansı, nihayet Meclis komisyonlanndan geçti. Tasan yasalaştığında. her türlü avlanma ücrete bağlanacak. av silahlanna dolaylı vergi. kaçak a vlanmaya da çok ağır para cezalan gelecek. İki yıl önce Başbakanlık'a sunulan. uzun zamandır da, TBMM gündeminde bulunan Kara Avcılığı Kanun Tasansı. geçen çarşamba günü. TBMM Adalet Komisyonu'nda göriişülerek genel kurula sunulmak üzere son şeklini aldı. Tasan. av ve vaban hayvanlannın. tabii yaşama ortamlanyla birlikte korunmalannı. geliştirilmelerini. avlanmalannjn kontrol altına alınmasını. avcılığın düzenlenmesini ve av kaynaklannın değerlendirilmesini amaçlıyor. Tasanya göre. Merkez Av Komisyonu'nun bağlayaalığı olmayan kararlan. artık bağlayıcı -ve kesin olacak. Yaban hayanlan içinde yer alan ve korunması gerekenler. Merkez Av Komisyonu tarafından, av hayvanlannın dışında kalan yaban hayvanlan ile diğer türler, gerektiğindebakanlık tarafından koruma altına alınabilecek. Eko-sistem bozulamayacak Av ve yaban hayvanlannın beslenmesine. bannmasına. üremesine ve korunmasına olanak veren, tabii yaşama ortamlanndan olan sulak sahalar ve bataklıklar. Orman Bakanlığı ile ilgili bakanlıklann izni olmadan kurutulamayacak. Yaban hayatı koruma sahasında, yaban hayatı tahripedilemeyecek, eko-sistem bozulamayacak. Bu sahalarda yapı kurulamayacak. Avlanma ücretleri. Orman Bakanlığı tarafından belirlenecek ve tahsil edildikten sonra döner sermayeye yatınlacak. Ateşli. ateşsiz, yivli, yivsiz av ve spor silahlan ile mermi, fışek. barut. saçma. çekirdek. kapsül ve kovanlann üretici tarafından ilk satışında. satış bedelının yüzde 2'si kesilerek döner sermayeye yatınlacak. Silah ruhsat harçlanrun yüzde 30"u da döner sermayeye aktanlacak. Avcılıİc belgesi. birdefaya mahsus olmak üzere ve bakanlık tarafından yapılacak yeterlilik sınavını kazananlara verilecek. Bu belge, 5 yılda bir de vize edilecek. Dünyanın çeşitli kentlerinde Bahailerin tapınaklan bulunuyor. Bahailik tüm baskılarakarşın ayakta NATIONAL GEOGRAPHIC JOY ASCHENBACH İnançsızlıkla suçlandılar ve öldü- rüldüler. Mezarlanna bile saldırdı- lar. Dünya dinleri içinde Bahailik. coğrafı açıdan çok yaygın olan ve baskı görenlerden biri. Iki yüzü aş- kın ülke ve adalara dağılmış olan 5.5 milyon Bahai. evrensel aileyi oluştu- ran 5.5 milyar kişinin eşitlik ve bü- tünlüğüne inanıvor. Bahailerin bü- yük bir çoğunluğu Hindistan"ın Hindu bölgesınde toplanmış. 300- 350.000 kişıvi içeren ikinci büyük Bahai topluluğu ise Şıi İran'ın Müs- lüman olmayan en büyük azınlığını oluşturuyor. 19. yy.'ın ortalannda İran'da tohumlan atılan Bahailik. başka hiçbir ülkede. burada olduğu denli baskı görmüyor. "Tann'nın Zaferi" anlamma gelen Baha Al- lah"ın kurduâu dine inananlar, ta D,ininilkeleri "evrensellik" temeline dayanıyor. Bahailerin farklı mezhep ve tarikatları yok. Din görevlileri arasında hiçbir hiyerarşi gözetilmiyor. Tüm Bahailer, kutsal elçilerinin yazılı ve değişmez öğretilerine inanıyor. başından horlanıp işkenceye uğra- dılar. Tahran doğumlu Baha Allah; İsa, Muhammed. Zoroaster ve Bu- da gibi kutsal elçilerin en sonuncusu sayılıyor. ABD İnsan Haklan Ko- misyonu'na göre Bahailer. bugün- lerde dinsel zulmün baş hedefini oluşturuyor. Dinin öncülcri ya öl- dürülmüş ya da ülkeyi terk ctmeye zorlanmış. Bahailer devlet mcmur- luğuyapamıyorvc İrafı'ınen büyük iş\eren kesimi olan devlet sermayeli sanay ılerde göre\ alamıyor. İmansı- zlann İslam hükümetinden para al- malan yasal sayılmıyor. Emekli ma- aşlanna el konup iptal ediliyor. Ba- hailerin yüksek öğrenim görmeleri yasak Yolculuk ctme ve pasapon alma haklan kısıtlı. Bu koşullann bir yüz yıl siirmesi Bahailerı dılcnmc- ye itebilir. Böylece bu kesim. Iran'ın parya sınıfı durumuna gclebilir. Ba- hai inancı çoğıı Müslüman ülkeler- dc dışlanıyor. Irak. 25-30 yıl içinde Bahailerin kökünü kuruttu. İran'da Bahailerin örgüllenmesi \ asak. Şeri- atçı hükümetin yönetimi ele aeçirdi- âi 1979'dan bu \ana ülkede 216 Ba- hai öldürüldü. Bunlann çoğıı dini li- der konumundaydı. Öldürülmeleri ise rantlantısal olmuyıp. tarikatın yok edilmcsini amaçlayan bilinçli bir girişimdi. 19. yy. orıalanndan bcrı 20.000 Bahai'nin öldürülmesi bir soykınm niteliği taşıyor. Bırle>- mis Mılleılcr \e uluslararası insan haklan örgütlermın geniş çaplı du- \ ııru \e baskısı sonunda bu cinayeı- İcre bir son \erildi. İran \e öleki seriaiçı ülkeler. din- sc! kökenli kı\ını \e işkenccnin en voğıın v.işandığı vcrler. İranda din değiştirmcnin cczası ölüm. Irak. Su- dan ve Somali'de de insanlar dinsel inanç özgürlüğünden yoksun. Panama. Almanya. L'ganda. Avustralya ve Batı Samoa gibi bir- birlerinden uzak verlerde Bahai ta- pınakian var. Bahai uluslararası merkezi ise. peygambcr Baha Al- lah'ın sürgün edildikten sonra 24 yı- Iını geçirdiği. Haifa"nın daha önce Filistin'e ait olan kesiminde bulunu- yor. Bahailer. sayılannın az olması- na karşın tüm diin\a\a \ayılmış. Dinin ilkeleri "e»rensellik" temeline dayanıyor. Bahailerin farklı mezhep ve tarikatlan yok. Din görevlileri arasında hiçbir hiverarşı gozetılmı- vor. Tüm Bahailer. kutsal elçilerinin vazılı vedeğişmcz öğretilerine ınanı- >or. ' Amerika'dakı 120.000 Bahai'nin en bü>ük ıimacı ülkedekı ırkçılığa bir son vcrmek. Bahailer. hiçbir kül- tür farkı gözetmeksizin birarayage- lı\or. Diinvanın neresindeolursa ol- sun her Ba'hui'nin hedefi >er\ü/ünde banşın siiğlanmaMdır. Organ * nakline yeşil kart ANKARA (AA)-Sağlık Bakanı Ka/ım Dinç, organ nakli ameliy atlannında yeşil kartla yapılabildiğinısöyledi. Bakan Dınç. "Yeşil kartın fa> dasını görüy orsunuz. Çareyi yurtdışında aramavalım" dedi. Sağlık Bakanı Kazım Dinç. Başkent L'nıvcrsitesı Hastanesi'nde son 20 gün içinde. biri karaciğer. diğerlcri böbrek nakli ameliy atı geçiren dört hastayıziyaretetti. Karaciğer nakli y apılan Aydın Koçak'ın ameliyatının yeşil kart ile yapıldığını söyleyen Bakan Dinç. "Karaciğer transplantasy onu en pahalı anıeliyatlardan biridir. Yeşil kartın fay dasını göriiyorsunuz" dedi. Türkiye'deki tüm hastanelerin bünyesinde organ nakli merkezi kurulacağını kaydeden Bakan Dinçşunlan söyledi: "Önümüzdeki günlerde Kartal De> let Hastanesi büny esinde organ nakli merkezi kurulacak. Organ bağışı konusunda du> arlı olalım. Çareyi yurtdışında aramay alım. Artık ülkemizde her türlü organ nakli yapılıyor. Yeşil kart sahibi kişiler de organ nakli ameliy atı olabiliyorlar." Bakan Dinç'in hastancyi zıyaretlerisırasında çeşitli konularda bilgi \crcn Başkent Üniversitesi Rektörü Prof Dr. Mehmet Haberal da organ olduğu takdirdchertürlü tnınplantasyonun gerçekleştırileceğıni kaydederek şöylekonuştu: "Türkiy e"de kronik organ hatası çok. Halkımı/dan daha çok organ bağışında bulunmalarını istiy oruz. Artık Türkiy e'de karaciğer transplatasyonu rutin hale gelmiştir." Hastalann ziyaretindcn sonra Bakan Dinç. hastanenin diğcr bölümlerini degezcrck Proî'. Dr. Haberal'dan bilgı aldı. Bir gazetecinin Bakan Dinç'e"Siz organlarınızı bağışladmız mı? Bağışlamay ı düşünüy or musunuz" şeklindeyonclttığı sorulara Dınç. "Ha> ır bağışlamadım. Olabilir. İleride bağışlayabilirim" karşılığmı verdı. Alerjik nezleye dikkat İSTANBLL (AA) - Ağaçların çiçekaçmasıyla birlikteçiçek tozu vepolenlerin bollaştığına dikkat çekilerek.me\sıniselalerjık nezlesi olanların bu alenılerden ıızak durmasi gerektıği bildirildi. GATA Haydarpaşa Eğitım Hastanesi Âlerjı \e Göğüs Hastalıklan L'zmanı Prof. Dr. Recey Aydilek.yaptığı açıklamada. Türkiye nüfusunun yaklaşık y üzde 10'unda. halk arasında alerjik nezle olarak bilinen 'alerjik rinit'e rastlandığını bildirdi. Hastalığa. özellikle irritan faktörlerin yoğun olduğu Karadenız Bölgesi. Trakya ve İstanbul'da daha sık rastlandığını anlatan Aydilek. bu tür rahatsızhğı olanların yüzde 20-25'indeilenyıllarda bronşiyel astım görüldüğüne dikkat çekti. . Hastalığın. burunda dolgunluk hissi veakıntı. sık sık hapşırma. yorgunluk. uykusuzluk. halsizlik. sinirlilik gibi belirtılerle ortay a çıktığını anlatan Prof. Aydilek. sözlenni şöy le >ürdürdü. "Mevsimseİ alerjik nezlede hasta, özellikle polenlerden korunmalı. bol çiçekli ortamlardan uzak durmalıdır. Harra raharsızlığın hissedildiği anda mümkünse hastanın > aşadığı ortam değiştirilmelidir. Tüm y ıl boyunca detam eden alerjik nezjede ise hasta. sigara dumanı, içinde 'mite' dediğimiz mikroskobik bik-cklerin bulunduğu e\ tozu. rutubet. rüzgar. soğuk gibi alerjiy e neden olabilecek ortamlardan kaçınmalıdır." Kızlar Sivrisi'nde portakal kokan turizm BÜLENT ECEVTT ANTALYA - Toroslann Beydağlan silsilesi eteğine gelişigüzel sıraianmış portakal ağaçlanmn kokusu. bahan müjdeliyor. Kızlar Sivrisi tepesi Beydağlan'nın en yüksek noktası. Akşamüzeri oldu- ğunda gölgesinin vurduğu Konyaaltı ve Beldibı sahilinde turistler. "cemre düşer'" gibi Akdeniz"in henüz ısınmamış sulanna düşmüşler. Altın sansı güneşin yakıcı ışığı altı- nda heybetli duruşuyla, doğanın tüm renklerini göstermeye çalışan Kızlar Sivrisi. yaydığı portakal kokusuyla da mevsimin ilk turistlerine "hoş geMiniz" diyor sanki. Geçen yıl sıcaklann geç gelmesi he- nüz uslardan silinmemişken. bu yıl sı- caklann erken başlaması, en çok otel- cileri sevindiriyor. Avrupa'daki Paskalya tatili nede- niyle az sayıda da olsa Türkiye'ye de gelen turistler. "Llkenize korka korka geldik, ama doğanın güzelliği korku- muzu gideriyor" diyorlar. Geçen yıla oranla ilk 3 ayın verileri- ne göre Antalya Havalimanf ndan gi- riş yapan turist sayısında artış gözleni- yor. Tesis yöneticileri ise rezervasyon- lann çok zayif olmasından yakınıyor- lar. Henüz fıyat düşürmeyi düşünme- diklerini belirten Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AK- TOB) Sekreteri Turgay AJp, "Turizm- ciler olarak hepimize çok önemli görev- lerdüşüyor. Tesislerimizde turistin doğayı görme- sini sağlamamız gerekir. Bunun için ye- şile önem verilmeli. Ajrıca eğleıiceye önem verip, Türk folklorunu gerçek şekliyle sunmaya özen göstermeliyiz. •ezonun ilk turistleri, Beydağları'nın Kızlar Sivrisi tepesinin gölgesinde 'cemre'nin düştüğü gibi Akdeniz'in henüz ısınmamış suyuna düştüler. Portakal ağaçlannın kokusu, 'terör' korkusunu bastırmış gibi. Tatilciler sere serpe yatıp, altın sarısı güneşin kendilerini yakmasını bekliyorlar. Terör nedeniyle rakiplerimiz çok kolay harekct ediyorlar ve bizim müşterile- rimizi de çekiyorlar. Denizimizin temizliğini. sularımızın bolluğunu ve ev sahibi olarak güler \ üz- lülüğümüzü mutlaka göstermek zonın- dayız. Bu gibi davranışJarımız gelecek yıllar için, turisti çekmenin yolu ola- cak" dedi. Almanya ve Avustury a ^ a n Türki- ye'ye en çok turist gctiren veTürkiye'- de yaiak yatınmları bulunan TL I'nin yetkiiileride I994yılı ıçın tunsıin Tür- kiye'ye gelmesini beklediklenni söylü- yorlar. TL'l'nin düşünccsi. tamamen dclu olan İspanya ve Yunanistan'a gideme- yenlerTürkiye'yi tercih edecekleri yö- nünde. Nisan ayı başında Avusturya'dan gelen ilk kafile ile turizm sczonu açılı- rken. Turizm Bakanlığı yeıkililcrinin aksine turizmciler. umutlann I995'e kaldığını söylüyorlar. Antalya Kültür Sanat vc Turizm AraştırrfıalanVakfı (AKSET) Baş- kanı Yusuf Örnek, Türkiye'nin tıı- rizmde "tarih"i ve "doğa'Vı kullandı- kça gelişeceğinı belirtti ve eski tesısle- rin yeniden düzenlenmesini ve bun- lann doğanın birparçası haline getiril- mesini istedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear