Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
7 MART1994 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOM 11
Yeni üyeliklerin Avrupa para sistemine geçişte sorun yaratacağı belirtiliyor
Mutlıı aıııa endişeli genişleme•Zengin ekonomileri, yürüttükleri liberal
demokrasileri, nüfuslannın azlığı, çevre
duyarlılıklan ile dört ülke de birlik için biçilmiş
kaftan.
ÖZLEM YÜZAK BOYLU
Isveç, Finlandiya ve Avus-
turya'nın topluluğa tam üyeliği
ile Avrupa Birliği dünyanın en
geniş ticaret bloku haline geli-
yor. Sınırlannı kuzey kutbu ve
Akdeniz'den Rusya'ya kadar
genişleten AB, üyeliği önürnüz-
deki gûnlerde tekrar görüşüle-
cek olan Norveç'in de katılı-
mıyla üye sayısını 16'ya çıkan-
yor. 2.4 milyon kilometre kare-
den 3.6 milyon kilometre kare-
ye genişleyecek olan yeni alan-
da nüfus ise yüzde 7.5 oranında
artarak 371 milyon kişiye ula-
şacak.
Türkiye de dahil pek çok ülke
birliğe üye olmak için ödün üs-
tüne ödün verirken, bu sefer
birlik, kuzeyin bu zengin ülke-
lerini bünyesine alabilmek için
uğraş verdi. Kıran kırana geçen
pazarhkta son dakikaya kadar
oyunun tüm kurallan oynandı.
Şonunda pazarhk masasından
İsveç, Finlandiya ve Avusturya
zaferle aynldı. Norveç ise bahk-
çılık aianlanna diğer birlik üye-
si ülkelerin girmesine kesinlikle
yanaşmadığı için görüşmeler
bir hafta süreyle ertelendi.
İsveç'ten aşanıalı katkı
Görüşmelerin başında AB
daha fazla mali katkı istiyordu.
İsveç heyeti ise vereceği parayı
aşamalı olarak arttırmak dü-
şüncesindeydi. Anlaşma ancak
gün ışırken. Isveç heyeti masa-
dan kalkmak üzereyken sağla-
nabildi. İsveç'in ilk yıl 50 mil-
yon, ikinci yıl 150 milyon, be-
şinci yıl ise 750 milyon ECU
vermesi kabul edildi.
Finlandiya, genel desteklerin
yanı sıra en fazla tanm kesimi-
ne yapılan yardımla ilgileniyor
du. Uzun görüşmeler sonucun-
da AB, tam üyelik karşılığı.
kutup bölgelerindeki köylülere
sübvansiyon vermeyi kabul et-
ti.
Kamyonlara sınırlama
Avusturya'nın en belirgin
endişesi ülkesinden geçen kam-
yonlar konusundaydı. Çevre
kirliliğini ve gürültüyü azalt-
mak amacıyla geçen araç sayısı-
na sınırlama getirmek istiyor-
du. AB, Avusturya'nın bu
GayrJ Safl YurHçi Hasıla
İEB müyardolari
AB12
AB16
Nafta
Asya
şartını sınırlamanın 2004 yılına
kadar sürmesi kaydıyla kabul
etti.
Nüfuslannın azlığı, yürüttükle-
ri liberal demokrasi, tüm Av-
rupa'yı saran durgunluk döne-
minde dahi korumayı başar-
dıklan zengin ekonomileri ile
dört ülke de AB için biçilmiş
kaftan. Yeni kaulımlarla birlik-
te AB'nin GSYH'si 7 milyar
504 milyon dolara ulaşarak
dünyanın en geniş ekonomik ve
siyasi blokunu oluşturacak.
Birlik 12 üye iken GSYH'si 6
milyar 852 milyon dolar idi.
NAFTA'nın GSYH'si ise 6
milyar 806 milyon dolar.
Öte yandan bu dört ülkenin
üyeliİderi ile AB'nin, Avrupa'-
daki güvenük ve istikrar konu-
lannda daha büyük rol oyna-
ması bekleniyor. Genişleyen
Avrupa Birliği, tüm Avrupa
için daha güvenli olacak ve
Rusya'nın ileride Avrupa'ya
yönelik tehditlerinde koruyucu
gücü artacak.
Zengin kaynak
AB yeni üye olan ülkelerin
yaratacağı kaynağa seviniyor.
Ozellikle birliğin kasasına İcat-
kılan hatın sayılır düzeyde olan
Almanya ve İngiltere kendi kat-
kı paylannın azalacağı düşün-
cesiyle konuya olumlu yaklaşı:
yor.
Genişleme her iki tarafa da
mutlu bir gelecek vaat ederken
çeşitli endişejerde baş göstermi-
yor değil. Ozellikle İspanya,
birliğin bu kadar sorunlu oldu-
ğu bir dönemde genişlemesinin
çeşitli problemleri de beraberin-
de getireceği görüşünde.
Şimdiye kadar birliğin almış
olduğu gümrük birliği ve vergi
düzenlemelerine yönelik karar-
lann uygulanabildiği söylene-
mez. Yeni üye ülkeleria oy-
lannın da bu uygulamalara des-
tek mi yoksa köstek mi olacağı
endişesi ister istemez doğuyor.
Avrupa para sistemine geçişte
daha önce 23 oy bir karan veto
etmeye yeterken, 4 ülkenin
katıiımıyla bu rakam 2Tye
ulaşıyor.
DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA
*Ayılar' inlerinden çıkıyor mu?
r
ılbaşından bu yana ABD ve Av-
rupa borsaları, ozellikle de Ha-
zine bonoları piyasaları bir ge-
rileme yaşarken, dalgalan-
malar da şiddetlenmeye baş-
ladı. Gözlemcilere göre "piya-
salar 1990'daki düşüşlerinden bu yana en
şiddetli düzeltmeyi yaşamaya hazırlanıyor-
lar". Yatırımcılar ise ani şiddetli bir çöküş
ve sonra hızlı bir toparlanma türünde bir
"düzeltmeden" değil, yavaş ama 18-20 ay
sürebilecek, çok daha büyük zararlar vere-
bilecek uzun bir gerileme, bir 'ayı' (bear
market), döneminin başlamakta olması-
ndan korkuyorlar.
Geçen hafta
Geçen hafta, borsalara ilk darbe, ABD fa-
izlerinde bir artış döneminin başladığını ima
eden yeni demeçler ve ABD ekonomisinin ge-
çen yılın son dört ayında % 7'nin üstünde,
beklenenden çok daha hızlı büyümekte ol-
duğunun belli olması gibi yeni göstergelerle
geldi. Pazartesi ve salı günü Dow John's En-
deksi toplam 30 puan, yaklaşık % 0.9 oranın-
da değer kaybetti. ABD bono piyasalarını
ozellikle sarsan bu gerilemeyi hemen Tokyo
Borsası takip etti. Bu gelişmeler Avrupa'daki
borsaları da etkilemeye başlamıştı ki çarşam-
ba günü, Alman para arzı (M3) artışı açıklandı
ve şok yarattı. Bundesbank'ın yıllık hedefi %
4-6 iken, artış hızı % 20'nin üstüne çıkmıştı.
Bundesbank yönetim kurulu üyesi Guntram
Palm'ın "Faizlerin daha fazla düşmesinin ko-
şulları yok" demesiyle, çarşamba ve perşem-
be günü piyasalar dalışa geçtiler. Bu sarsıntı-
lar Clinton'm Japonya ile olası bir ticaret sa-
vaşının ilk adımı olarak, ABD Ticaret Kanu-
nu'nun rakiplerine misilleme yapmaya imkan
veren 301. maddesini harekete geçirmesi ile
şiddetlendi. Avrupa'da belli başlı borsalarto-
parlanmaya başlamadan önce, çarşamba
günü Londra % 0.7, Frankfurt % 2.3, Paris %
1.8 olmak üzere % 0.7 ile % 2.8 arasında de-
ğer kaybettiler. VVarburg Securities'den
(Londra) George Magnus'a göre "Piyasalar-
da ciddi bir güven sorunu vardı".
Bu güven sorunu, yukarıda bahsedilen etken-
lerden, belki daha fazla, global mali sistemin
yapısında son yıllardagittikçe daha fazla
ortayaçıkan istikrarsızlıklardan da
kaynaklanıyor. Burada ABD Kıymetlı Kağıtlar
ve Borsalar Komisyonu (SEC) yeni başkanı
Arthur Levttt'/n mali piyasalarda,' Bu kadar
yanlış anlaşılan, bu kadar tehlikeli ama aynı
zamanda da en yararlı ürünler"olarak tarif
ettiği türevler (derivatives) ve bunların spot
piyasalar üzerindeki giderek artan istikrar
bozucu etkileri ve bankaların türev piyasaları
ile olan girift ve riskli bağlantıları, şımşekleri
üstlerine çekiyor.
Son iki hafta boyunca yaşanan dalgalan-
malarda risk kontrolü (hedged) fonların ya-
şadıkları, bono ve para piyasalarında muaz-
zam ve boyutları da bir türlü kesin olarak be-
lirlenemeyen zararlar, dikkatlerin giderek
daha çok türevler üzerine yoğunlaşm'iina
yol açtı. Futures (gelecek), opsiyon, svvaps
(farklı faizli ve/veya vaadeli fonları, borçlarla
aktiflerı takas etmek) vb. türevlerden oluşan
bu global piyasanın hacminin 16trilyondoları
aştığı tahmin ediliyor. Bu pazarlarda da esas
olarak, en az bir milyon dolar sermaye koya-
bilen yatırımcıları kabul eden, hacimleri 5-10
milyar dolar civarında olan ve ağırlıklı olarak
türev piyasalarında çalışan, kaldıraçlı fonlar-
la (leveraged) destekli, kendi çaplarının 10 ile
20 misli parayı kontrol edebilen 5 hedged fo-
nun (ûuantum, Omega, Tiger, Steinhard) bo-
rusu ötüyor. Bu tür fonların risk kontrolü için
başvurdukları, borç alınmış bono veya hisse
senetlerinı satmak (short selling), bankalar-
dan borç alarak spakülasyon yapmak (levera-
ging) gibi yöntemler gözlemcilere göre istik-
rarsızlığm ve dalgaianma sırasında spot piya-
salarının bu kadar çok sarsılmasının nedenini
oluşturuyor. Bu yöntemlerle oluşturulan (ör-
neğin Alman Metallgesselscahft rhetal ticaret
ve dağıtım şirketinin zararlarını azalatmak için
gırdiği petrol fiyatları gelecek piyasalarında
büyük kayıplara uğrayarak neredeyse ıflas
noktasına gelmesi gibi) son derecede girift ve
riskli işlemler önceden tahmin edilemeyen et-
kiler yaratıyorlar. Bankaların bu tür işlemler
için sağladıkları kaldıraç fonların riskinin he-
saplanmasındaki güçlükler, bankaları boyut-
ları belli olmayan risklerle karşı karşıya getiri-
yor. Bir de işlemlerin elektronik iletişim ve
program satışlanyla ulaştığı hız göz önüne
alınınca global-malı piyasaların bugün son de-
rece istikrarsız olduğu ortaya çıkıyor.
Bu ortamda, dev hedged fonların pozisyon-
larını kapatmak ya da zararı kesip gitmek ıçın
spot piyasalarda yaptıkları ani operasyonlar,
bu fonlardan hangisinin ne kadar para kaybet-
tiği, bunu hangi bankanın desteklemiş olduğu
gibi dedikodularla birleşerekçalkantılan büyü-
tüyor. Bu yüzden geçen haftaki çalkantılarda
ortaya çıkan büyük kayıplarla ilgili olarak, Coo-
pers and Lybrand'ın risk analizi bölümü müdü-
rünün de dediği gibi "ozellikle mali sektör dışı-
ndaki firmaların türev pozisyonlannda daha
bir çok tatsız sürprizler" piyasaları bekliyor. Bu
tatsız sürprizlerin birikmeli etkisinin, belli başlı
borsaların, aşırı değerli olduğu (Lenthold Gro-
up araştırması) gerçeği ile birleşerek, borsa-
larda 'ayılar/' ininden çıkartmaya başladığı dü-
şünülüyor. 1968'de 18 ay, 1973'te 21 ay ve
1980de21 ay süren 'ayıların'egemenliği, Dow
Johns Endeksi'nin, bu yıllarda sırasıyla % 36,
% 50 ve % 27 değer kaybetmesine yol açmıştı.
Solomon Borthers'dan David Shulman, "he-
nüz 'ayılar' başlamadı, ama size garanti ede-
rim ki yakında başlayacak ve yatınmcıların
kanını damla, damla, damla... akıtacak" diye
uyarıyor. Bu ise yatırımcılar için borsa çöktü-
ğünde en düşük noktada satın alarak zarar-
larını kapatmaya benzemeyen, yavaş. çok acılı
ve çok cana kıyan bir süreç. Solomon Bort-
hers'dan Kim Schoelentz'e göre: "Eğer piya-
salardaki bu süreç tersine dönmezse, Avrupa -
da 1994'teki ekonomik toparlanmayı da bera-
berinde götürebilecek."
•fYATIRIM FİNANSMAN ANONİM ŞİRKETİ
YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞI'NDAN
Şirketimizin 1993 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı 30 Mart 1994Çarşamba günü saat 16.30da Istanbul, Fındıklı, Meclisı Mebusan Caddesi 137'dekiT. Sınai Kalkınma Bankası bina-
sındayapılacaktır.
1993 yılına ait Bilanço ve Kâr-Zarar hesaplarımız, toplantı tarihinden on beş gün once Sayın Pay Sahiplerimizin tetkikine hazır bulundurulacaktır.
Sayın Pay Sahiplerimizin toplantıya teşrıflerini rica ederiz.
GÜNDEM
1- Başkanlık Divanı seçimi,
2- Genel Kurul zaptının Başkanlık Divanı'nca imzalanması hususunda karar ittihazı,
3- Yöoetim Kurulu, Oenetçiler ve Bağımsız Dış Denetım Kuruluşu raporlarının okunması,
4-1993 yılı Bilançosu ve Kâr-Zarar hesabının tetkık edılip tasdikı ve muamele ve hesaplardan dolayı Yönetim Kurulu ve Denetçılerın ıbraları,
5-1993 kârı hakkında karar ittihazı,
6- Yıl içinde boşalan Yönetim Kurulu üyeliğine seçilen yeni üyeler ile denetçıliğe seçilen yeni üyelerin tasvibi,
7- Ana sözleşme gereğince görev süreleri biten Yönetim Kurulu ve dertetçilerin«eçimi,
8- Yönetim Kurulu üyelerinin ve Denetçilerin ücretlerinin tespiti,
9- Bağımsız Dış Denetim Kuruluşu'nun tayıni konusunda Yönetim Kurulu'na yetki verilmesi,
10- Şirket Ana Sözleşmesinin 7'ınci maddesinın Sanayı ve Ticaret Bakanlığının ön izni uyannca. değıştirılmesi teklıfinin görüşülmesi ve karar alınması,
ESKİSEKİL SERMAYE VE HİSSE SENETLERİ
Madde7.
Şirketin esas sermayesi beheri 10.000 TL değerinde toplam 2.600.000 paya ayrılmış
Olup, 26.000.000.000- (yirmıaltımilyar) TL.dır.
Gruplar itibariyle dağılımı şöyledir:
a. Beheri 10.000 (onbin) lira itibarı degerde nama muharrer 866.658 adet A grubu,
b. Beheri 10.000 (onbin) lira itibarı değerde nama muharrer 476.658 adet B grubu,
c. Beheri 10.000 (onbinj lira itibarı degerde nama muharrer 433.326 adet C grubu,
d. Beheri 10.000 (onbin) lira itibarı değerde nama muharrer 398.658 adet D grubu,
e. Beheri 10.000 (onbin) lira itibarı değerde nama muharrer 424.710 adet E grubu.
Şirfcetin ilk sermayesini temsil eden 1.000.000.000 (birmılyar) TL'lık bölümü, işbu ana
sözleşmenın sonuna bağlı birinci listede adları ve ıkametgâhları yazılı kurucular tarafın-
dan tamamen ödenmiştir.
Daha sonra arttırılan 2.000.000.000 (ıkımilyar) TL'nin 375.000.000 (üçyüzyetmişbeşmil-
yon) TL'lik bölümünün değer artış fonundan, 625.000.000 (altıyüzyirmibeşmilyon) TL'lik
bölümünün olağanüstü yedek akçelerden karşılanmış, bakıye kalan 1 000.000 000 (birmil-
yar) TL'nin tamamı, işbu ana sözleşmenın sonuna bağlı ikinci listede adları ve ıkametgâh-
ları yazılı ortaklar tarafından taahhüt edilmiş ve nakden ödenmiştir.
YENİ SEKİL SERMAYE VE HİSSE SENETLERİ
Madde7.
Şirketin esas sermayesi beheri 10.000 TL değerinde toplam 5.000.000 paya aynlmış
olup, 50 000.000.000 - (ellimilyar) TL.'dir.
Gruplar itibariyle dağılımı şöyledir:
a. Beheri 10.000 (onbin) lira itibarı değerde nama muharrer 1.666.650 adet A grubu,
b. Beheri 10.000 (onbin) lira itibarı değerde nama muharrer 916.650 adet B grubu,
c. Beheri 10.000 (onbin) lira itibarı değerde nama muharrer 833.300 adet C grubu,
d. Beheri 10.000 jonbin) lira itibarı değerde nama muharrer 766.650 adet D grubu,
e. Beheri 10.000 (onbin) lira itibarı değerde nama muharrer 816.750 adet E grubu.
Şirketin ilk kuruluş ve muhtelif tarihlerde artbrılan 26.000.000.000 (yirmialtımilyar) TL'lik
bölümü, işbu ana sözleşmenın sonuna bağlı birinci listede adları ve ıkametgâhları yazılı
ortaklar tarafından tamamen ödenmiştir.
Bu defa arttırılan 24.000.000.000 (yirmidörtmilyar) TL'nin tamamı işbu ana sözleşmenin
sonuna bağlı listede adları ve ıkametgâhları yazılı ortaklar tarafından karşılığı nakit olarak
ödenmek üzere tamamen teahhüt edilmiş olup, bedellerinin yüzde yirmibeşi nakden
ödenmiştir. Kalan yüzde yetmişbeşi Yönetim Kurulu'nca tespit edilecek zamanda ödene-
cektir.
Üçüncü defa arttırılan 7.000.000.000 (yedimilyar) TL'nin tamamı işbu ana sözleşmenin
sonuna bağlı listede adları ve ıkametgâhları yazılı ortaklar tarafından taahhüt edilmiş olup
tamamı nakden ödenmiştir.
Dördüncü defa arttırılan 1.230.000.000 (birmilyarikiyüzotuzmilyon) TL Kurumlar Vergisi
Kanunu'nun gecicı 18'ınci maddesi gereğince iştirak satış kârlarının sermayeye ilavesin-
den karşılanmış olup, ortaklann payları bu sözleşmeye ekli listede gösterilmıştır
Beşıncı defa arttırılan 2.770.000.000 (ıkimilyaryediyüzyetmışmilyon) TL'nin 2.752.654.
919 (ikimılyaryediyüzellıikıbınaltıyüzellıdörtbındokuzyüzondokuz) TL'lık bölümü Kurum-
lar Vergısı Kanunu'nun geçıcı 18'inci maddesi gereğince. gayrımenkul satiş kârından.
17.345.081 (onyedimilyonuçyüzkırkbeşbinseksenbir) TL'lik bölümü değer artış fonunun
sermayeye ilave edilmesınden karşılanmış olup, ortaklann payları bu sözleşmeye ekli lis-
tede gösterilmıştir.
Altıncı defa arttırılan 11.000 000 000 (onbirmilyar) TL'nin tamamı işbu ana sözleşmenin
sonuna bağlı listede adları ve ikameıgâhlan yazılı ortaklar tarafından karşılığı nakit olarak
ödenmek üzere tamamen taahhüt edilmiş olup, bedellerinin yüzde yetmişbeşi nakden
ödenmiştir. Kalan yüzde yirmibeşi Yönetim Kurulu'nca tespit edilecek zamanda ödene-
cektir.
Şirketin hisse senetlerinın kârpayı kuponları hamiline muharrer olup kâr payları kupo-
nu ibraz edene ödenir. Şirket Yönetim Kurulu kararıyla hısse senetlerini birden çok payı
kapsayan kupürler halınde bastırabılirler.
Pay senetlerı şirket nazarında bölünmez bütündür. Pay sahipleri ancak sahip oldukları
hisse senetlerinın bedeli tutarında sorumludurlar.
Bir hisse senedinin sahibi bulunmak işbu ana sözleşme hükümlerince Genel Kurul ka-
(anna uymayı gerektırir.
Nama yazılı hisselerin devri Yönetim Kurulu nun muvaffakatına bağlıdır. Hissedarlara
hıssenin devrı halınde muvaffakataranmaz.
Yönetım Kurulu hisselerinin üçüncü şahıslara devrine, sebep göstermeksızin dahi
muvaffakat etmeye ve devri pay defterine tescıl etmeyi reddetmeyi mezun ve yetkilidir.
Hisse senetlerinin devri veya sermaye arttırımı suretiyle şirkete ortak olan yeni pay
sahipleri, bu durumun anlaşıldığı tarihten itibaren en çok 15(onbeş)gün içinde şirket Yö-
netim Kurulu tarafından Sermaye Piyasası Kurulu'na bildırılir.
Bu defa arttırılan 1.000.000.000 (birmılyar) TL'nin 518.305.000 (beşyüzonsekizmilyonüç-
yüzbeşbin) TL'lik bölümü Kurumlar Vergisi geçici 18'inci maddesi gereğince iştirak satış
kârlarının sermaye ilavesinden, 156.733.099 (yüzellialtımilyonyedıyüzotuzüçbindoksan-
dokuz) TL'lik bölümü değer artış fonunun sermayeye ilave edilmesinden 324.961.901 (üç-
yüzyirmidörtmilyondokuzyü2altmışbırbindokuzyüzbir) TL'lik bölümü olağanüstü yedek
akçelerden karşılanmış olup, ortaklann payları bu sözleşmeye ekli listede gösterilmıştir.
Şirketin hisse senetlerinin kârpayı kupanları hamiline muharrer olup kâr payları kupo-
nu ibraz edene ödenır. Şirket Yönetim Kurulu kararıyla hisse senetlerini birden çok payı
kapsayan kupürler halinde bastırabılirler.
Pay senetlerı şirket nazarında bölünmez bütündür. Pay sahipleri ancak sahip oldukları
hisse senetlerinin bedeli tutarında sorumludurlar.
Bir hisse senedinin sahibi bulunmak işbu ana sözleşme hükümlerince genel kurul ka-
rarına uymayı gerektırir.
Nama yaz/lı hisselerin devri Yönetim Kurulu'nun muvaffakatına bağlıdır. Hissedarlara
hissenin devri halinde muvaffakat aranmaz.
Yönetim Kurulu hisselerinin üçüncü şahıslara devrine, sebep göstermeksizin dahi
muvaffakat etmemeye ve devri paydefterine tescil etmeyi reddetmeyi mezun ve yetkilidir.
Hisse senetlerinin devri veya sermaye arttırımı suretiyle şirkete ortak olan yeni pay
sahipleri, bu durumun anlaşıldığı tarihten itibaren en çok 15 (onbeş) gün içinde şirket Yö-
netim Kurulu tarafından Sermaye Piyasası Kurulu'na bildirılir.
Türkiye
Rusya
ışbırhgı
Ekonomi Servisi-Türkiye ile
Rusya Federasyonu ileri tek-
noloji transferi konusunda iş-
birliği yapacak. Türk-Rus sa-
nayi ve ileri teknolojileri
transferi konulannda işbirliği
çalışma grubunun aralık
1993'de Ankara'da yapılan
birinci dönem toplantısına
ilişkin mutabakat zaptı Resmi
Gazete'de yayımlandı.
Mutabakat zaptına göre
İtalya-Türkiye-L'kranya-
Rusya denizaltı optik kablo
hattının (Itur Projesi) 1995"de
işlenmeye alınması öngörülü-
yor. Bu arada Netaş iki Rus
işletmesiyle işbirliği yaparak
telekomünikasyon teşkilatlan
ile güç sistemlerinin üretilmesi
ve pazarlanması için ortak te-
sis kurulacak.
Rusya'daki rafınerilerin
modernizasyonunda işbirliği
öngörülen mutabakat zaptın-
da aynca Rus askeri tesisleri-
nin sivilleştirilmesi için de iş-
birliği öneriliyor.
Dostluk anlaşmasi
Türkiye ile Ukrayna arası-
nda mayıs 1992'de dostluk ve
işbirliği anlaşmasi da Bakan-
lar Kurulu'nca onaylanarak
Resmi Gazete'de yayımlandı.
Anlaşmaya göre taraflar
ilişkilerini uluslararası hukuk
kurallan çerçevesinde ve bir-
birlerinin siyasi bağımsızhğı-
na, egemenliğine ve toprak
bütünlüğüne saygı, içişlerine
kanşmama , hak eşitliği ve
uyuşmazhklan banşçı yön-
temlerle çözümü ilkelerine da-
yalı her alana geliştirme konu-
sunda görüş birliğine vardılar.
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
Tersine Bir Gidiş...
Avrupa Birliği, eski adıyla Avrupa Ekonomik Topluluğu
ya da Avrupa Toplulukları, bugünlerde dört yeni üye daha
alıyor. Bunlardan üçü ile yapılan görüşmeler geçen hafta
tamamlandı; bu hafta da Norveç ile görüşmeler tamamla-
nacaktır. Gelecek yıl başında, yani 1 Ocak 1995'te Avustur-
ya, Finlandiya, İsveç ile birlikte bu ülkenin de Avrupa Birli-
ği'ne(AB) tam üyeliği gerçekleşmiş olacaktır. Özetle, AB
büyüyor.
AB'nin bu büyümesinin nitelikleri, ülkemizi doğrudan il-
gilendiriyor. Çünkü Türkiye'nin 1959'da başlayan ve 1995'-
te gümrük birliğine uzanan bir AB ilişkileri yumağı vardır.
•••
Avrupa'nın genişlemesi bu kez kuzey yönünde olmak-
tadır. Birlik, kuzeyin varlıklı ülkelerini tam üyeliğe alıyor.
Bu yaklaşımın nedenleri, oldukça açıktır. Avrupa Birliği
ya da 'Maastricht' sürecinde en yoğun tartışma alanları-
ndan biri, birliğin bütçe gelirlerinin ya da parasal yükünün
üyeler arasında nasıl paylaştırılacağıydı. Kuzeyin zengin-
lerinin katıiımıyla üyelerin finansman yükü azalacaktır.
Tam üyeliğe alınmakta olan ülkelerin ikinci çok önemli
ortak özelliği, ekonomik durumlarının, AB'nin öngördüğü
"birlik koşullarına" tam anlamıyla uyum göstermesidir.
Yirminci yüzyılın sonunda AB'nin ekonomik ve parasal
birliğinin sağlanması için üye ülkelerin her biri, belli ölçüt-
leri karşılamak zorundadır. Bu ölçütler, enflasyon, döviz
kuru, kamu açıkları ve faiz oranıdır.
Buna göre bir ülkenin enflasyon oranı AB'nin en iyi du-
rumdaki üç ülkesinin ortalamasının yüzde 1.5 sınırı içinde
kalmahdır. Yıllık bütçe açığı katkılı yurtiçi üretimin yüzde
3'ü; toplam kamu borçlarının da bunun yüzde 6O'ı dolayı-
nda olmalıdır. Faiz oranının enflasyon gibi en iyi üç ülke or-
talamasının yüzde 2'lik sınırları içinde tutulmalıdır. Üye ül-
kenin parasının değişim değeri ya da döviz kurunun kararlı
tutulması da bir zorunluluktur.
Yeni üyeler bu koşulların çoğunu, yıllardır karşılıyorlar.
•••
Avrupa ülkeleri kendi muradına eriyor. fyi de, biz ne yapı-
yoruz?
Avrupa büyürken, biz küçülüyoruz. Daha doğrusu, kendi
kendimizi küçültüyoruz. Tutucu, beceriksiz, öngörüsüz ve
yetersiz siyasal yönetici ve kadroların elinde 60 milyon,
yıllardır, tam anlamıylaçile çekiyor; tüm boyutlarıyla işken-
ce görüyor.
Eziliyor ve aşağılanıyor.
Ülkenin siyasal yapısı da, ekonomisi de durma nokta-
sındadır. Hükümet, sorunlara çözüm değil, çözümsüzlük
üretiyor; yeni sorunlar yaratıyor.
Demokratikleşme bayrağıyla yönetime gelen hükümet,
12 Eylül'ün anayasa, yasa ve kurumlarına yaslanarak ülke-
yi yönetmek istiyor. Asıl çelişki bu noktadadır.
Demokratikleşme deyip de geçılemez; ülke, en temel so-
runlarını sağlıklı bir ortamda tartışmaya açmaktan her gün
biraz daha uzaklaştırılıyor. Kin vedüşmanlık tohumları eki-
liyor. Böyle olunca da toplum sağlıksız titreşimler gösteri-
yor.
Ülkeyi yönetmek ısteyen önderler siyasal yapının, süreç-
lerin ve işleyişin değiştirilmesi ve düzeltilmesi yönünde bir
öncülüğü ve açılımı sergileyemiyor.
Siyaset, bağnazlık ve tutuculuk çukurunda, ilkellik içinde,
kendisi kısırlaştığı gibi, tüm toplumsal değişim önermeleri-
ni de engelliyor. Kendi önünü kapatmakla kalmıyor, top-
lumsal açıl/mların, toplumun düşünsel gelişmelerinin de
önünü tıkıyor.Türkiye, bu siyasal yapısıyla kendi beynine
kurşun sıkan bir yaratığa dönüşüyor.
•••
Türkiye'nin AB üyeliğinin gerektirdiği yukarıdaki ölçütle-
rin ya da koşulların yerine getirilmesi yönünde hiçbir ça-
basını, yıllardır göremezsiniz. Bu ölçütlerden hangisini alı-
rsanız alın, Türkiye'nin göstergeleri, tek sözcükle, ürkütü-
cüdür, örneğin, aylık enflasyon oranı, Avrupa'nın yıllık enf-
lasyon oranının iki katıdır.
AB ile gümrük birliği yapacak olan Türkiye: tarımı, sa-
nayii ve hizmetsektörleriyle 1995e nasıl mı hazırlanıyor?
Her geçen gün ağırlaşan sorunlann altında ezilerek; tu-
tuculuk, bağnazlık ve ilkellik içinde kavga ile ve her yönüyle
küçülerek hazırlanıyor; daha doğrusu hazırlanmıyor.
Sonuç olarak Türkiye, demokrasi düzlüğüne çıkamıyor;
ters yöne gidiyor ve kendi kendini küçültüyor.
Doğaldır, küçülerek büyüme olmuyor.
Küçüldükçe de, büyüyenlerin arasında yer alma olasılığı
giderek azaiıyor.
Bu oluşumda birilerinin çıkarı yok mu dersiniz?
Gümrükbirliğine
doğrusonhızla
Ekonomi Semsi - 'Gümrük
Birliği'ne ilişkin çalışmalara hız
verildi. Türki>e-Avrupa Birliği
Ortak Gümrük Birliği Yönlen-
dirme Komiiesi. 10-11 martta
Ankara'da yeniden toplana-
cak. AB'nin toplantıya 16 yet-
kiliden oluşan güçlü bir ekip
göndermesi. Brüksel'de bu ko-
nuya verilen önemin göstergesi
olarak değerlendirildi. Türk
ekonomisinin durumunun da
ele alınacağı toplantının yüklü
bir gündemi bulunuyor. AB'-
nin Ankara Temsilcisi büyü-
kelçi Michael Lake, 'Gümrük
Birliği' çalışmalarında sağlanan
ivmenin korunmasının önemini
vurguladı ve uyum me>zuatının
kasıma kadar tamamlanması
geregine işaret etti.
Türkiye-AB \'önlendirme
Komitesi'nin gündemi çok sayı-
da maddeden oluşuyor. Günde-
min maddeleri arasında •Güm-
rük işbirliği', 'Sanayi standart
ve kurallan', 'Telif ve patent
haklan, 'Gümrük Birliği döne-
minde karar mekanizmasf,
'Uyum mevzuatının yasallaşma
süreci'. 'Makro ekonomik ve
mali konular', 'Türkiye'nin,
AB'nin dtşındaki ülkelerle olar
anlaşmalarr gibi konular yer
alıyor. Toplantı çerçevesinde
aynca iki tarafın uzmanlarının
özel bir toplantı yaparak elekt-
ro-teknik konuları görüşecekle-
ri bildirildi.
Uyum mevzuatının kasım
ayına kadar tamamlanmasının
önemine değinen Michael Lake,
bunun için mevzuatın eylül ayı-
na kadar yasallaşmış olmasının
şart olduğunu da savundu. Mic-
hael Lake, mcvzuat konusunun
AB'nin en çok üzerinde durduğu
konulardan biri olduğunu da be-
lirtti.
Öte yandan. toplantının
gündeminde makro ekonomik
ve mali konulara ilişkin bir
maddenin yer almasının Brük-
sel'in Türk ekonomisindeki
son gelişmelerden duyduğu
ka\gıyı yansıttığı öne sürülü-
yor.
Konuya yakın kaynaklar.
kısa bir süre önce Türkive'yi zi-
yaret eden AB Komisyonu
Başkan Yardımcısı Sir Leon
Brittan'ın Türk ekonomisine
ilişkin açıklamalannı anımsatı-
vorlar. Brittan. büıçcaçığı.cnf-
lasyon gibi konular üzerinde
durmuş \e istikrar önlemleri-
nin uygulanması beklcntisini
ku\vetli bir biçimde dile getir-
mişti.
Büyükelçi Michael Lake.
toplantıda makro ekonomik \e
mali konulara ilişkin birmadde
konusundaki bir soruyu yanıt-
larken de AB'nin Türk ekono-
misiyle ilgilenmesinin doğal ol-
duğunu belirterek "Gümrük
Birliği gerçekleştireceğimiz bir
ülkenin ekonomisiyle ilgilenme-
mizmeşmdur"dedi. Lake, Brit-
tan'ın açıklamalannın anımsa-
tılması üzerine şöyle konuştu:
"Sir Leon Brittan, devalüas-
>onu desteklemek »e 'Gümrük
Birliği'nin sürebileceği koşullan
güçlendirmek için istikrar prog-
ramıtıa gerek duyulduğunu açık
bir biçimde dile getirmişti.
'Gümrük Birliği'nin de böyle bir
ekonomik pakete güç kata-
cağmı belirtmişti. Brittan'ın bu
ziyareti sırasında büyük partiler
arasında 'Gümrük Birliği'nin
tamamlanması ve istikrar pake-
tinin uygulanması konulannda
geniş bir konsensüsün bulundu-
ğu da anlaşıldı."