23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
12MART1994CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Ismail Cem'den siyasete protesto •İZMİR(ANKA)-CHP Genel Başkan Yardımcısı tstaabul Milletvekili İsmaıl Cem, İzmir'in Karşıyaka çarşjsında partilikrle siyasette kirlenme ve kokuşmuşluğu teşhir ve protesto etti. Ismail Cem, 27 mart sonrasında bütün Türkiye'ye dürüst belediyeciliğin nasıl olduğunu göstereceklerini söyledi. Partisinin seçim çalışmaJanna kaülmak üzere bu sabah Izmir'e gelen Cem, 50 araçhk konvoyla, Bayraİdı'da ve Karşıyaka'da seçim turu yapüktan sonra, Karşıyaka çarşısındaki CHP ilçe örgüt binası önünde partililerle protesto gösterisinekatıldı. "ANAP, RP,DYP,SHP,hepaynı nakarat, yeter artık" yazılı pankartlarla donatılmış panonun arkasında kurulu kürsüden bir gruba seslenen Ismail Cem, Türkiye solu ve düriistlükten uzaklaşmayan tek partinin CHP olduğunu söyledi. Özbey: Yazılapımda itham yok • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -Sanayi ve Ticaret Bakanı Tahir Köse tarafından, "Cumhurbaşkanı ve Başbakan'a hırsız dediği" gerekçesiyle SEKA Teftiş Kurulu Başkanlığı görevinden ahndığı açıklananan Burhan Özbey, " Yaalanmda böyle bir itham yok" dedi. Bakan Köse'nin açıklamasını "subjeküf diy.e değcrlendiren Özbey, Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada, "Demokrasinin gereği olarak duyarli her yurttaşın yapabileceği biçimde görüşlerimi açıkladım. Hukuksalaçıdan. yaalanmda hakaret unsuru yoktur. Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ı harsızlıkla itham eden bir yazım yoktur" dedi. Bilginer: Aday değilim • Haber Merkezi -Türkiye GazetecilerCemiyeti'nin yeni yönetim kurulu. 21 Mart 1994 pazartesi günii toplanacak genel kurulda yapılacak seçimlerle belirlenecek. Bu arada Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardıması Recep Bilginer yeniden aday olmayacağını açıkladı. Bilginer açıklamasında şöyle dedi:" 1954 yılında ilk kez Cemiyet Yönetim Kurulu'na girdim. 1994 yılma kadar 40 yıl süreyle yönetim kurulu üyeliği, muhasip üyeliği, genel sekreterlik ve uzun süredirde başkan yardımcılığı görevini yürüttüm. Arkadaşlanmın bu süre içerisinde de bana gösterdiği yakmlık ve desteğin minnet borcunu taşıyorum. Hepsineayn ayn teşekkürederek 40. yılm sonunda yaptığım hizmetlerin de gururunu duyarak çalışmalanmı noktalıyorum." Hun, CHP'den istifa etti • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP'de yaprak dökümü sürüyor. Kars Milietvekili Zeki Nacitarhan'ın ardından, aynı bölgeden parlamentoya giren Atilla Hun da CHPden istıfa etti. CHP'de, solda birleşmeye karşı olanlarla, birlik için çaba gösterenler arasında birsüreden beri devam eden gerginlik, partiden ikinci milletvekilinin istifasını getirdi.CHPİstanbul Milietvekili Mehmet Sevigen de. kısa bir süre önce Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeliğinden istifa etmişti. AülJa Hun, istifasını dün yaptığı yazılı biraçıklamayla duyurdu. Yazar: Beni Taşar vurdurttu •ANKARA (AA) - Bir süre önce uğradığı silahlı saldın sonucu ağır yaralanan ANAPKeçiörenilce2. başkanı Burhan Yazar, kendisini "Mustafa Taşar ve Mehmet Ünlü'nün adamlanrun vurduğunu" iddiaetti. Ankara SSK Dışkapı Hastanesi"nde tedavi altında bulunan Burhan Yazar yapüğı açıklamada, Mehmet Ünlü'nün Keçiören Belediye başkan adaylığına karşı çıküğını belirterek, "Bana, bu konuda televizyona çıkıp Cnlü'nün dürüst biri olduğu yolunda açıklama yapniam içuı baskı yaptılar" dedi. Seçmen aclil düzenikavradı İstanbul'da partisince düzenlenen Eyüp mitinginde konuşan DSP Genel Başkanı Ecevit, ANÂP'la başlayan yanlış politikalann koalisyonla sürdüğünü söyledi DENİZTEZTEL DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, RP tehlikesini ilk kez kendi partilerinin fark etüğıni. diğer partilerin bu tehlike karşı- sında suskun kaldığını öne sü- rerek, "Ne zaman ki biz mey- danlara çıkıp konuştuk ondan sonra seçmen 'Adil Düzen" mas- karalığının iç yüzünü anladı" dedi. İstanbul Eyüp Jlçesi'nde dü- zenienen mitingte konuşan Ecevit, ANAP, SHP ve DYP - nin birbirinden farkı olmadığı- nı, ANAP'ın başlattığı yanlış politikakn DYP-SHP koalis- yonunun sürdürdüğünü tekrar- ladı. Ecevit, ANAP'ın sırtında ha- yali ihracat, DYP'nin sırtında Ilksan, SHP'nin sırtında İSKİ kamburu bulunduğunu öne sü- rerek şunlan söyledi: "Sosyal demokrat veya solcu olduğunu iddia eden bir parti dü- rüst olmalı. En etkin olan dü- riistlüktür. Bu nedenle SHP'nin en iddialı adayları bile SHP'ye sahip çıkamıyorlar." İzlenlm Güvercin cennetinde birgüverdn ÜĞÜ AYDINENGİN Ülkenin bağımsızlığı Ecevit, ekonominin her za- mankinden daha kötü gittiğine dcğınerck. "Kendi parasına sa- hip çıkamayan bir ülke bağım- sızlığına da sahip çıkamaz" dedi. Ülke bağımsızlığının gün geçtikçe tehlikeye düştüğünü öne süren Ecevit, "Ankara par- lamentosunun hesabı Strassbo- urg parlamentosunda soruluyor. Kararlar doğrudur ya da yanlış- tır. Bunun hesabını Türk miUetti sorar" dıye konuştu. SözJeri zaman zaman "Tür- kiye laiktir, laik kalacak", "Tür- kiye'de tek yol, Demokratik Sol" sloganlanyla kesilen Ece- vit, yerel seçimlerin genel seçim provasına dönüştürüldüğünü. ancak hiçbir partinin sorunlar için çözüm üretemediğjni be- lirtti. DSP mitinglerinde geleneksel olarak ucurulan güvercinler Eyüp mitinginde de ucuruklu. Güvercinlerden biri uçarkea, diğeri Ecevit'in yanından aynlmadı. Partililer in birkaç kez zoriadığı güvercin, Eeevit'in konuşmasının sonuna kadar kürsüde kaldı. ( Fotoğraf: HATİCE TUNCER) me kavramı \ardır. İnsanı suça azmettiren kişi de suçu işleyen kadar suçludur. Biz dokunul- mazhkların kaldırılması > önün- de oy kullandık. Dokunulmazhk görüşülürken niye Erdai İnönü, Karayalçın Mecüse gelmedi- lerr'dedi. Seçim sistemi Ecevit, yerel seçimlerin arka- sından genel seçime gıdılip gj- dilmeyeceği tartışmalannın başladığını tekrarlayarak. genel seçimin zamanında yapılması ya da erken vaptlması halinde "hiçbir şeyin değişmeyeceğini" savundu. Seçim sitemindeki adaletsizliğin ortadan kaldınl- madığını anlatan Ecevit, "Se- çim sistemi ulusal iradeyi TBVIM'je büvük ölçüde çarpı- tarak >ansıtı\or. DYP ve SHP \crdiklcri söze karşın, seçim si- tenıiııi büsbütün yozlaştırmayı tasarlnorlar" dnc konuştu. Ecevit, kamuoyuyoklamala- nnın scçimleri ve siyaseti büs- bütün yozlaştırdığıru, araştır- malann seçmene "bu seçim siste- miyle falan partUere >ereceğiniz oylar yanar" telkini yaptığını belirtti. Araştırmalann halkı "oyuna getirdiğiııi" öne süren Ecevit, seçmenin gönlündeki partiye oy vermesini isteyerek şunlan söyledi: "Kamuoyu araştırmalarına kananlar, gönüHerindeki partiye değil, kazanma şansı yüksekniiş gibi gösterilen partilerden birine oy veriyorlar; yani at vartşı oy- nar gibi, spor-toto oynar gibi o.v kuUanıyorlar. Bu da seçimleri hiieli bir talih oyununa dönüştü- rüvor." Suça azmettirme Ecevit, sorunlara sadece DSP'nin çözüm ürettiğini kay- dederek özetle şunlan söyledi: "Türkiye'deki kötü gidişat nedeniyle halkta haklı araytşlar başladı. RP'ye gidecek oldular. RP nin güçlenmesini diğer parti- ler korkarak-titreyerek izledi- ler. Ancak tek bir kelime ermedi- ler. Biz meydanlara çıkıncaya kadar ne ANAP, ne DYP, ne SHP, RP'ye söz söylemedüer. Refah'ın içyüzünü. dini nasıl sö- mürdüğünü. inanç sahipleri- ni sömürdüğünü, nasıl faizcilik yaptığını, nasıl Türkive'ye ya- bancı ülkeleri peşkeş çekfiğini aynntıları ile biz anlattık. Ne za- man ki biz mevdaniara çıktık ondan sonra seçmen Adil Dü- zen' maskaralığının iç yüzünü anladı. RP'vi meydanlardan biz temizledik, ondan sonra diğer partiler konuşmava başladı." SHP'nin. DEP mılletvekille- rinin dokunulmazlığının kaldı- nlması konusunda vicdan aza- bı çektiğjni vurgulayan Ecevit. SHP'nin "Demokratik düşünce suç olmaz" kavramına sığındı- ğını belirtti. Ecevit. "Bemm bil- diğim, hukukta, suça azmettir- ÇİZMEDEN YUKARI / MUSA KART DUR. SANA Bİ TANE Aİ//PUPA A6PİRİN Eyüp'te önce Ramazan'ın son cuma'anı izledik. Gene o bıldik Eyüp cumalanndan bi- riydi. Tıklım ukhm dolu cami ve avlusunda aradan, coşku- suz bir vaaz; sakin, sessiz bir namaz. "Olay çıkması olasiuğı yüksek" öngörüleri tutmadı. Refahlılar ya ortalarda yoktu- lar ya da sessiz sedasız iziemeyi yeğlediler. Eyüp Camii'nin be- sili ve tok güvercinlerinin rahaü hiç bozulmadı. Aülan yemler için aşağı inmeye bile üşendiJer ve camiden boşalan cemaatin kafalanna minik ve ıslak "ta- Bh" işaretleri göndermeye de- vam ettiler. Taa ki alana bir başka güvercin, "akgüverdn" girene kadar. Otobüsün hopar- lörlerinden "Gö'zün aydın Tür- kiye, Akgihercin geliyor" tür- küsü yüksehnce besüi ve tok gü- vercinler daha ötedeki çınarla- ra taşındılar. Ak güvercin oyis- temeye gelmişti. On yedi yıllık bir aradan son- ra Ecevit'i ilk kez görüyorduk. 1974'te andısıra. yanısıra bin- lerce kilometre yapuğımız "Ka- raoğlan" seçim otobüsünün üs- tünde belirdiğinde şaşırdık. Şapkaeski şapka. Tikler gene ayru. Özenli, duru ve zengin bir kelime haznesine yaslandığı besbelü Türkçesindegene o bil- dik vurgular, gene o keyifli söz- cük oyıınlan. Hatta otobüsün içinde ve üstünde gene o bildik, sinirli. buyurgan Rahşan Ece- vit. Onyedi >ılda sankı hiç bir şey değişmemiş gibi. Peki eksik olan ne ? Bizcileyin. dağa taşa "Kara- oğlan" yaaldığ 1974 seçimle- rinde Ecevit'i adım adım izle- mişler için sorunun yanıtı tek: Coşku eksik. 1974'te Ece\ıt Bandırma çarşısına bakan alanda haykır- mıştı:"Tekelleri kusatacağız. Bir avuç tekdcinin zenaatkân, orta ve küçük girişimcileri ezme- sine olanak tanuna> acağız". Bandırma'da yer gök inle- mişti. Dükkarunın önünde Ecevit'i dinleyen bir peynirci yaşaran gözlerini boş bulunup önlüğüyle silmiş, yüzü silme sı- vama peynir su>una bulanmış- tı. Kimse gülrnemiş. Bandı- rmalı peynircinin coşkusunu ve duygulanımını anlamıştı. Ece\ıt dün de Eyüp Camii'- nin yakınında seçim otobüsü- nün üstünden seslendi: "Avru- pa ile aramızda gümriik biriiği kalkbğmda bü\ük fırmalar. buzdoiabı, teletizyon üretenlere bir şe\ olmaz. Ama küçük ve or- ta girişimdler yok olurlar!"' Otobüsün hemen önünde. zaten her şeyi alkışlayan küçük bir grup dışında. alandan ciddi bir yankı gelmedi. ' l3eğişen ne acaba? Halk mı değişti. yoksa Ece\-it inandına- iığıru mı yitirdi? POUTIKA GÜINLÜĞÜ HIKMET ÇETINKAYA Zötfû'nûn RestiL SHP'de neler oluyor?" Aslında bu sorunun yanıtını aramadan önce ikinci bir soru yöneltmek daha yerinde olur: "SHP'yi kimler yönetmek istiyor?.." SHP'li yöneticiler birinci soruya şu yanıtı veriyorlar: "SHP, yerel seçimlere tüm gücüyle hazırlanıyor. Ka- muoyu yoklamalarmda ö'nde gidiyoruz. İstanbul, Anka- ra, Izmir, Adana, Gaziantep bizim. SHP'de birlik ve be- raberlik var, hareketlilik var. Uyum içinda çalışıyoruz. SHP'de olup-bitenler bu saydıklanmız." İkinci sorunun yanıtı ise şu: "SHP'de yönetenler seçimle işbaşına gelmiş kadro..." Dün iki gazetenin manşeti dikkatimizi çekti. Hürriyet: "Zülfü'den İSKİ resti..." Sabah: "Zülfü 'den SHP'ye İSKİ resti..." Zülfû Livaneli SHP'nin istanbul Büyükşehir Belediye- si başkan adayıdır ve 15 gün sonra yapılacak yerel se- çimlerde de diğer adaylardan daha şanslı gözükmekte- dir. Kimi yazılı ve görsel basın, bir başka deyişle 'medya' SHP'nin İstanbul'daki seçim şansını salt Zülfü Livaneli 1 - nin kişiliğiyle özdeşleştirmektedir. Oysa SHP örgütleriy- le ve üyeleriyle İstanbul'da 27 Mart seçimlerine hazır- lanmaktadır. SHP'nin gücü salt Zülfü Livaneli'nin kişili- ğinden kaynaklanıyor olsa Ankara, izmir ve Adana gibi büyük kentlerde başarısız olması gerekir. Sanırız medyanın pompası Zülfü Livaneli'yi etkilemiş, 'zor bir iş olan' politikada yükselen değerleri' Zülfü Li- vaneli ölçüt olarak benimsemiştir. Bir başka önemli öğe Zülfü Livaneli SHP'yi ve onun kadrolarını küçümsemeye başlamıştır. Acaba yerel seçimlere 15 gün kala Zülfü Livaneli SHP'ye neden 'rest' çekiyor dersiniz? Gazetelerden öğrendiğimize göre Zülfü Livaneli ya- kın çevresine şunlan söylüyormuş "SHP yönetimi bana ISKİ'ye bulaşmış kişileri seçim- den önce görevden alacağını vaat etti, ama şimdi sözü- nü tutmuyor." Livaneli daha önce de SHP lideri Murat Karayatçın a şöyle demiş: "Ben İSKIolayına adı karışan kışilerle çahşmam. Baş- ta İstanbul il Başkanı Yüksel Çengel olmak üzere bunla- rın görevden alınması gerekir." Yerel seçimlere 15 gün kala Zülfü Livaneli "SHP İl Başkanı Yüksel Çengel istifa etsin" diyerek acaba neyi amaçlıyor? Belki şöyle düşünüyor Livaneli: "Oylarımı bir ikipuan daha arttırırım..." Bir politikacı seçimlere iki hafta kala böyle bir yanlış yapmaz. Politikacı salt medyaya güvenmez. Politikacı örgütüne güvenir, inanır sonra da yola çıkar. Yoksa Zülfü Livaneli SHP'yi yadsımaya mı başlıyor? Belediye başkanı seçildikten sonra SHP'nin HEP olayın- dayaşadığı gerçeği şimdiden yükselen değerlerekoşut olarak belli yerlere mesaj olarak iletmek mi istiyor? SHP, kitlelerin partisidir ve Zülfü Livaneli bir tercih ya- parak SHP'den aday olmuştur. Beğense de beğenmese de SHP'nin adayıdır. Yine Zülfü Livaneli DYP, ANAP ve DSP tabanından değil, SHP'nin seçmeninden destek ^görmektedir ( Yüksel Çengel, dürüst ve saygınlığıyla tanınır. İSKİ* davasından yargılanmış ve aklanmıştır. Üstelik Zülfü Li-; vaneli örgüt gücüyle bugünkü noktaya ulaşmıştır. SHP iki ay önce yüzde 13'lerdeyken adayı belirlenmemişti. Eğer Nurettin Sözen aday olsaydı bugün yine seçilme şansı, en az Zülfü Livaneli kadar olabilirdi. SHP Genel Sekreteri Halil Çulhaoğlu diyorki: "Sayın Livaneli'nin duyarlılığına saygı göstermek la- zım. Kendisi İSKİ olayından dolayı ve İSKİ olayına karşı kamuoyunda mevcut tepkiden dolayı Yüksel Çengel'in istifasını istemiş olabilir..." Bir siyasal partinin genel sekreterlik koltuğuna otur- muş bir kişi böyle konuşamaz. Çünkü Yüksel Çengel İs- tanbul İl Başkanlığı'na seçimle gelmiştir ve bir belediye başkan adayının ve medyanın körüklemesiyle o koltuk- tan ayrılmaz. Hem şimdiye dek aklınız neredeydi? Aylar önce Yük- sel Çengel e Genel Başkan şöyle diyebilirdi: "Sayın Çengelyıprandınız. Onun için istifa ediniz..." Murat Karayalçın bunu yapmadığı için de dün Antal- ya'da gazetecilere şöyle diyor: "Zülfü Bey'le doğrudan görüşme olanağı bulamadım. Parti yöneticileri görüşmüş. Zulfü Bey böyle bir demeç vermediğini, sadece belediye başkanı seçildiğinde ken- di kadrosunu kuracağını söylemiş..." Gerçekte bu SHP henüz partileşme sürecine gireme- di. SHP on yıllık bir siyasal örgüt. ama herhalde on yıl daha beklemesi gerek... SEÇİM NOTLARIICELAL BAŞLANGIÇ Siverekliler, kendiilinikendileri yaptıSIVEREK - "Vilayet olma savaşımları"- nın üzerinden iki askeri darbe geçiyor Sive- reklilerin. 1960 Mayısı'nı, 1980 Eylülü'nü görüyorlar. Bu aralar, sesleri pek cıkmıyor. Ancak 1987 seçimleri öncesi, yeniden dep- reşiyor Sivereklilerin il olma isteği. Ilçeye gelen ANAP'Iı De\Iet Bakanı Ha- san Çelal Gü/el, Sivereklilere söz veriyor: - L ç tane pırlanta gibi adayımz var. Bunları seçin, Siverek'i vilayet yapalım... Güzel'in dediğini yapıyor Siverekliler. Ancak yine de il olamıyorlar. 1989 yerel se- çimleri gelince. taktik değiştiriyorlar. Bu kez iktidara değil, muhalefete oy veriyorlar il ol- mak için ve SHP'li Lami Odabaşı'nı belediye başkanı seçiyorlar. Bir önceki seçimin tam tersi yönde oy kullanmalan da Siverek'in il olmasma yetmiyor. 19 Şubat 1991 de yeniden bir arava geliyor "Siverek'i vilayet yapma heyeti". Ozal, Di- yarbakır'da. Heyet. Özal'ı ziyaret edip "Vi- layet olmak istiyoruz" diyor. Özal'ın yanıtı olumlu: - Vilayet sayşı yuze çıkacak. tlk listede Si- verek yoktu. ikinci listeye aJdık. 15 Mart 1991'de Siverekliler bu kez SHP lideri Erdal Jnönü'den duyuyorlar il olabile- ceklerini: - İl olmayı hak etmiş bir yer... Hatta, Siverek'in il olması İçişleri Komis- yonu'nda bile görüşülüyor. Komisyonun ANAP'b başkanı Galip Demirel de söz veri- yor Sivereklilere: - Siverek, il olmaya layık. Bütün gücümüzle Siverek'in il olmasma çalışacağız... İrfan gazetesi, 1959 yılından bu yana Sive- rek'in il olma çabasını yansıüyor. 3 Mayıs 1991'de Özai geliyor Şanlıurfa'ya. Gazete- nin manşetinde, yine Siverek'in il olması var: "özal, Şanlıurfa'da müjde verdi. Siverek, vilayet olacak iller arasında." Sivereklilerin key- fine diyecek yok. Gelen il>apmasözü veriyor, giden söz veriyor. 1İ Ekim 1991 ta- rihlı İrfan gazetesi- nin manşeti: "Demirel Şanlıur- fa'da söz verdi: Sive- rek 87. vilayet" Demirel'in arkası- ndan zamanın baş- bakanı Mesut Yı- lmaz'dan da söz alı- yorlar 27 Temmuz 1991'de: - fl için müracaat eden ilçeler içinde en uy- gunu ve şanslısı Siverek'tir. Ancak, diğer başvuranlar oiuyor da Sive- rek yine il olamıyor. Ama Siverekliler azîmli. İl olma çabalanru sürdürüyorlar. 23 Aralık 1991'de "Sivereki vilayet yapma heyeti", bir kez daha çıkıyor Demirel'in karşısına. De- mirelin tavn "vilayetlik çantada keklik" gi- bisinden. Yüreklerine su serpiyor Siverekli- lerin: - Vilayetlik konustı için boşuna enerji tüke- tip buralara kadar geldiniz. Siverek vilayeti için söz verildi mi? Verildi. O zaman söz ve- ren, sözünün eri olmalıdır. Aslında geç bile kalınmıştır. Heyet ayru gün Demirel'in yaıundan çıkjp İnönü'nün yanına gidiyor. SHP lideri de umutlandınyor Sivereklileri: - Siverek, vilayet olmayı hak ermiştir. Sive- rek'in vilayet olması için gereken yapılacak- tır. 31 Ocak 1992'de brr söz deDevlet Ba- kanı Mehmet Kah- raman veriyor: - Vilayet olmanız için çok uygun ko- şullarınız var. Eli- mizden geleni yapa- cağız. Yakın tarihte hepbirlikte Siverek'- in vilayet oiuşunu kutlayacağız. Siverek"e il olma sözü veren vcrene. Saptanabilenlerin bir bölümü: 7 Şubat 1992. Devlet Bakanı Necmettin Cevheri: - Bu, Siverek'in hakkıdır. Hatta Siverek'i il yapmakla da kal- mayacağız... Bu söz üzerine herhalde Siverekliler "tl ol- mayı atladık, galiba eyalet oluyoruz" diye se- vinmişlerdir. 2 Haziran 1992. Devlet Bakanı Mehmet Kahraman: - Meclis tatile girmeden, Siverek il olacak- ör. 31 Mart 1993. Kültür Bakanı Fikri Sağlar: - Önümûzdeki dönemde bu hükümet Sive- rek'i il yapacaktır. 6 Haziran 1993. Süleyman Demirel ve Er- dal İnönü: - Siverek il olacaktır. İşin ucu öylesine kaçmış ki, Siverek'in il olacağmı söyleyenler arasında politikacı ol- mayanlar da yer alıyor. 2 Eylül 1993'te Sive- rek'e gelen Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar da değiniyor il meselesine: , - MiUetvekiliniz Edip Bucak'la sık sık gü- venlik sorunlannı görüşü\onım. Bu dönemde tahakkuk edecek bir meseledir. 15 Ekim 1993. Bayındırlık Bakanı Onur Kumbaracıbaşı: - Siverek zaten il. Bunu onaylamak gerekir. l muyorum hükümet, Siverek'in vilavetlik hakkuıı kısa sürede verecektir. 31 Aralık 1993. Cumhurbaşkanı Süle>- man Demirel: - Siverek il yapılacaktır. Aynı gün. Devlet Bakanı Necmettin Cev- heri, bir kez daha söz veriyor Sivereklilere: - 1994'ün başuıda Siverek il olur. Son olarak 22 Ocak 1994'te söz verilmiş Sivereklilere. SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın: - Siverek, inşallah yakında il olur. "Siverek'i Vilayet Yapma ve Kalkındırma Demegi'''nin dosvası, son olarak bu sözle bi- tiyor. Ancak dosyanın en sonuna bir "not" eİclemişler Siverekliler: - Vaatler devam etmektedir. Bunca cabaya. venlen yüzlerce söze karşın bir türlü il olamamış Siverek. Üç cum- hurbaşkanının, üç başbakanın, iki devlet ba- kanı ve başbakan yardımcısırun, bir devlet bakanı ve hükümet sözcüsünün, üç partinin gene! başkanının ve altı bakanın gücü yet- memiş Siverek'i il yapmaya. Bakmışlar ola- cak gibi değil. kendi göbeklerini kendileri kesmiş Siverekliler. Asmışlar ilçenin girişine "Siverek iline hoşgeldiniz" tabelasını. Belki söz veren politikacılar gelip gecerken göriir de utanırlar diye. Ya da 27 Mart yerel seçim- leri için gelen politikacılar bu tabelayı görün- ce yanılıp da "tşte verdiğinüz sözü tuttuk. Si- verek'i sonunda il yaptık" derler de biraz gü- lerizdiye... Bİttl BekirSami Daçe: Teröristlerin enbüyükUuuıeti yöreholkuta KARAİSALI (AA) - De\ lct Bakanı Bekir Sami Daçe, son lOyılda terörle mücadelc için 800 triKon liranın üzerinde para harcandtüını belirterek "Bölücü örgüt, en büvük ihaneti yörehalkma>apı>or"dcdi. Daçe. Adanaııın karaisalı ilçcsi dc\ lct hastanesınin açılış töreninde\aptığı konuşmada. topkımsal sağlığın bölücü terörün tchdidi altında olduğunusö\ledi.Son l()\ıldabölücü ihanete karşı. bugünkü "inleri temizleme" noktasma gelinebiimesi için 8(K) triK on lira\ ı aşkın harcama yapıldığını ifadeeden Daçe. şöyle devam etli: "Bölücü terörle mücadele için harcanan bu para, ülke refahını artırma) a tesis edilsevdi. bugün çoğu derdimi/ olmazdı. Hakkâri'ye, Divarbakır'a gittik. gördük. Bölgede telefon, elektrik götünilmemiş hiçbir yer yok. Eğer terör olmasaydı, bu bölgeler gelişecekti. Millete ihanet içinde olan PKK. 'Sizin adınıza savaş veriyorum' di>erek aslında en büyük ihaneti yöre halkına > apıvor." Bölücü terörün. gündemın alt sıralanna itilmesinden sonra kaynaklann, Doğu-Batı demeden heryöredeki insanın hizmetine aktanlacağını kaydeden Bakan Daçe. "Belki bu yıl biraz zor geçecek, ama ondan sonra hepimizi güzel günler bekh'vor" dedi. Törende konuşan Adana Valisi Naci Parmaksız da insan sağlığının her şeyden öncegeldiğini belirterek hükümetin sağlık. eğitim gibi konulara büyük önem verdiğini söyledi.Daha önce sağlık ocağı olarak kullanılan Karaisalı Devlet Hastanesi. Sağlık Bakanlığı'nın sağladığı yaklaşık 1.5 milyar lira ile modern tıbbi cihazların yeraldığı, 4 servisli, 2 ameliyathaneli bir sağlık kuruluşuna dönüştürüldü.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear