Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 1MART1994SALI
OLAYLAR VE GÖRÜŞLER
Rusya nereye gidiyor?
Batı ıçın Rusya'da demokrası ve ınsan haklan vb. sanıldığı
kadar onemlı değıldır. Esas olan Rus>a'nın kapıtahst sıstemle
olan ılışkılenmn ne şekılde olacağıdır.
Prof.Dr.TUNCER GÜVENÇ
S
on yıllarda ekonomıde ozel-
lıkle belırlı bır > aşam duzev ı-
neenşenhalka \onelik tuke-
tım ekonomısıne vonelık ıs-
teklenn karşılanamaması,
ağır sanavının ve bılımsel
teknık araştırmaiann as>ken vanşma-
ya ağırlıklı olarak vonelmesı sonucu
bazı sektorlerde teknolojı araştırmala-
nnda çok genlerde kahnması vd ne-
denlerle eskı SSCB'de bu> uk bır buna-
lım ve değışım vaşanmaktadır
Batı basını Baiı rungozu\leola>la-
ra oldukça farkb bakmaktadır Son uç
yıldır >aptığımız çalı^ma gezılennde
Afgan sınınndan Baltık'a kadar uza-
nan yorelerde çıftçı ve ışçıden teknık
elemanlara ve \ onetıcılere kadar çeşıtlı
kokenden pek çok kışı ıle goruşmeler
bızı bu ulkelere daha farklı bakmava
yonelttı
Batı ıçın Rusva da demokrası ve ın-
san haklan vb sanıldığı kadar onemlı
değıldır Esas olan Rusva'nm kapıta-
hst sıstemle olan ılışkılenmn ne şekılde
olacağıdır Baü. eskı SSCB'de sosval
ve etnık kanşıklıklan pek ıstememek-
tedır
Çunkü bu kanşıklıklan kım bastıra-
caktır9
Şımdılık Batı bu kanşıklıklann
bastınlmasını Ruslara bırakmaktadır
Bunun sonucu eskı SSCB'nın kapıta-
hst duzenle ıhşkılennde BDT mı ala-
caktır ve bu BDT de nasıl bır Rusya
olacaktır0
Her şevden once eskı Sovyet ulus ve
halklannın >apısı, bugun ne duşun-
duklen. ekonomık ve sosyal değışım-
len hangı kadro ve kımlerle yurutebı-
leceğının ortaya çıkanlması gerekır
Bunun ıçın de once eğıtım sıstemı ve
kadrolann tanınması gerekjr
Eğitim sistemi: Rusya'da ılk goze
çarpan şe> Sovyet halklannın eğıtım
duzev ıdır Eğıümın herkese açık ve zo-
runlu, ucretsız (defter ve kıtaba kadar)
oluşu \BD, İngıltere ve Fransa dahıl
hıçbır ulkede goremeveceğınız bır du-
zev dedır Bu ulkede çopçu bıle dınlen-
me sırasında cebınden bır kıtap çıka-
np okumaktadır Okullan. ozelhkle
teknık ve muhendıshk okullan eğıtım
olanaklan, oğrencı-oğretım uyesı
oranlan ımrenılecek duzevdedır
YÖK dizginini, parti elinde tutntakta
ve yonetımde polıtık ağırlık gozetıl-
mekle bırlıkte bıhmsel duzevı veterlı
olmavanlann oğretım uyehğı ve aka-
demık unvan almalan soz konusu de-
ğıldır Fakat, eğıtım sırasında ılkokul-
lardan başlayan (Oktobrskava duze-
nı) bır Sovyetleştırme, partı ıçın ele-
man vetıştırme ve taraması orta ve
yuksekoğretımde de (Pı>onı>r vd )
sunnekte ve ıkıncı bır seçkınler eğıtımı
ıçın, daha doğrusu yonetıcı olabılecek-
lenn partı okullanna seçme veyetıştır-
meduzenı vardır
Seçkinlerin özelliği: Partı okullan
rejım ıçınde genış yelpazelı, kulturlu
kadrolar vetıştırmektedır Partı okul-
lanna seçıhp başan ıle bıtırenler de
hem partı kuruluşlannda, hem de yo-
netımde (ekonomı. sanayı, ordu. verel
ve merkezı yonetım. dışışlen guvenlık
vd ) yıne sınavlardan geçerek yuksel-
mektedırler
Bu yonetım kadrosunun ozellığı
buyuk çoğunluğun Rus. ıkıncı onemlı
grubun obur Sla\ kokenlı Slav olma-
yanlardan Hınstıyan kokenlı halklar-
dan gelenlenn kuçuk bır azınlığı oluş-
turması ve Musluman kokenlılenn ıse
nadır oluşudur Bu seçkinlerin ba^ka
bır ozellığı ıse ana dıllennın Rusça ol-
ması ya da Rusçayı ana dıllennden
daha ıvı bılmelendır Bunlar kokenle-
nnı yadsımasa da Ruslaşmışlardır ve
her şeyden once Sovyetızme ınanmış-
lardır
Scmet >atandaşlığı: Sovyet vatan-
daşlan dış ulkelere gıtmek ıçın bır Sov -
yet dış pasaportuna (ancak ıyı kont-
rolden geçmış gorevhler veya toplu
duzenlenen gezılere kaülabılen seçkın-
ler ıçın) sahıp olabılırler Asıl pasaport
olarak bıhnen ıse bızım eskı huvıyet
cuzdanlanna benzer ıç pasaporttur
Bu pasaportta mıllıyetınız (kokenınız
Rus Ermenı. Azen. Kazak. Ozbek,
Korelı. Arap. Kurt. vd ) yazılıdır So-
yadınız Muhammedov da olsa burada
Rus yazabılır ve bu artık kokenınız,
dıhnız ıle bır ılışkınızın kalmadığı ve
Ruslaşmışolduğunuzugostenr İkına
onemlı kayıt ıse ıkametmızı gostenr
Mıllıyetınız ne olursa olsun, dıhnı bıle
bılmedığınız bır ulkede oturuyorsanız,
bu federe ulkenın vatandaşısınızdır
Bu polıtık amaçlı bır kayıttır Irkçı bır
aynm goruntusunun yayırunda Sov-
vetızmın bır gereğıdır Rus ve Slav
goçmenler. kadrolar bulunduğu ulke-
nın vatantaşıdır ve her yerde resmı dıl
Rusça olduğuna gore, pohtıka ve yo-
netım açısından boylece partinin (evet
hala partinin) denetımını sağlamakta-
dır
Sovjetizm: Sovyetızm pratıkte Rus
dılıne ve Rus kulturune. partı ıdeolojı-
sını ve pohtıkalarına ınanç ve bağımlı-
lığı kanıtlamaya dayanır Burada ko-
ken dıl ve dığerlenne resmen değınıl-
mez Burada Sovyetızm adı anılma-
van "Buvuk Rusya" mıllıyetçıhğı ve
emperyalızmı ve ıster ıstemez Rus ve
Ortodoks kulturu ıçınde buyuk bır ım-
paratorluğu dığer ımparatorluklara
karşı vonetmektır
Dın her ne kadar ortadan kaldın-
lmak ıstenmışse de buyuk kentlerde
de kırsal kesımde de belırlı bır azınlık
sessızce surdurmuştur Genel kultur
duzeyınde Rusçuluğu Ortodoksluk-
tan ayırmak mumkun değıldır Dıne
karşı hareketın asıl amacı, hangı dın-
den olursa olsun, dın adamının halk
uzenndekı etkısının ortadan kaldın-
hnasına yonelıktır Yanı KP'nin halk
üzerindeki hakimiyetinin paylaşılama-
yacağı ilkesine davanmaktadır. Fakat.
Sovyet yonetıcılen rejıme sadık dın
adamlannı daıma bulmuşlar, ıçerde ve
dışarda bunu sıyasal amaçla kullanmı-
şlardır
Bugûnkü kadro: Boyle bır sıstem
ıçınde partı okulundan geçmeyenlenn
yonetıme gelmelen olanaksızdır En
ust duzeyde bır muhendıs kendı konu-
sunu çoİc ıyı duzeyde bılmekte. fakat
başka teknık konulan pek bılmemek-
te, vonetımden ıse hıç anlamamakta-
dır Ozelhkle Musluman kokenh fede-
re devletlerde bu "kompartunanlaş-
ma" çok ılen duzey dedır Kurumlann
başında daıma konuya gerektığı ka-
dar egemen olmayan bır "Ahmedov"
vardır
Yardimcısı ve asıl yonetıa Rus ya
da bır Slav'dır Üst duzey teknık ele-
manlar da buyuk çoğunlukla Rus ya
da Slav'dır Bunun altındakıler ıse
kanşıktır ve Musluman olanlar onem-
lı bır sayıya ulaşırlar Fakat komportı-
man sıstemı ıçınde sadece kendı konu-
lannda yetıştınlmış, ancak yakın ko-
nular hakkında çok yuzeysel bılgılere
sahıptırler Bu durumda bu eleman-
lann kapsamlı bır proje hazırlamalan
olanaksızdır Turkıye'nın açtığı kredı-
lere proje sunulamamasının ya da kre-
dılen kullanamamanın asıl nedenı de
budur Bunu gıdermek ıçın pek bır şey
yaptığımızdasoylenemez Bukonuyu
ışlemeyı ve sonuçlannı belırtmeyı gele-
cek yaamda surdureceğım
ARADABIR
DOĞAN KUBAN
Başkan Adaylarım Dinledim...
istanbul'u ıdare etmek ısteyen başkan adaylarım dın-
leyınce istanbul kentı denen temel olguyu anlayıp anla-
madıkları konusunda kuşkuya duştum Ya henuz anla-
yamamışlar ya da anladıkları halde soylemıyorlar Seç-
menler ıçın ıkısı de umutverıcı değıl Soyledıklerı sokak-
takı adamın her gun dıle getırdığı şıkayetlerı nasıl çoze-
ceklerıne ılışkın genel sozler Fakat buyuk kent gerçeğı
dunyada bugun farkına vanldığı gıbı gıderek kompleks-
leşen ve kaos kuramımn sınırlarmda çozumu aranacak
bır ultra fenomendır Çop ve hava kırlılığı ya da ulaşım
gıbı kağıt uzerınde çozulur gorunen konular var Oysa
ulaşımın dunyanın en duzenlı kentlerınde bıle umuteuz
bırdurumu var Özelaraç bır kent yaşamıcanısıdır Ge-
lışmış toplumlar kışısel ısteklerı kısıtlayarak bazı sınırlı
çozumlere ancak ulaşabılıyorlar Oralarda hıç kımse
arabasını yatak odasına çıkarmaya çalışmıyor Bazı bu-
yuk kent sorunları dunyadakı hıçbır kentın şımdıye ka-
dar çozemedığı belkı de çozumsuz şeylerdır Bunları
çozerım demek yalan olur Asıl sorun da adaylann neyı
soylemedıklerı ya da soyleyemedıklerı Yozlaşmış bir
medya sdylemi içinde bıle çarşaf çarşaf anlatılan ger-
çeklere hıç değınılmemesı kuşkulu bır polıtık davranış
Daha başlamadan umut kırıcı bır donemın ışaretı gıbı
gorunuyor Oysa halka zorlukları kokunde gosteren
açıklamalar yapmalılar Bunların en onemlılerını dur-
madan yınelemekte yarar var
Her şeyın başında Turkıye nın ekonomıkyaşamını felç
eden toprak yağmasının doğası, devlet butçesı buyuklu-
ğundekı kara para boyutu yasal olmayan orgutlenmesı,
bununla savaştmın yontemını soylemek zorundalar Şı-
kayet edılen butun yetersızlıklerın temelde yağma sonu-
cu olduğunu halka anlatmaları gerek Su havzalarınm
ormanların yağması su ve havayı kırletıyor Konut ye-
tersızlığı pahalılığı ulasımzorluğu zorbalık yanlış eko-
nomık oncelıkler, ahlak bozukluğu, plansız toprak ve
yapı spekulasyonundan kaynaklanıyor Yeşıl alansız,
altyapısız yapılaşmanın kentı hapıshane halıne getıren
vızyon yoksulluğunu kırsal kokenlı halk sıkıntı çekse bı-
le farkına varmadan paylasıyor Butun bu olguların, uy-
durma olmayan, gerçek sayısal boyutlarını, amaçlarına
ekonomık olarak varma oîasılıklarını, oncelıklerını ve
bunlara erışecek programları zaman sınırlarıyla bırlıkte
adaylann onermelerı gerek Yağma ıle savaşmayanın
başkan olmaması gerek'
İstanbul da yonetım sorunlarının yozlaştığını bılıyor-
lar Ankara nın olumsuz mudahalelerının planlamayı
dağıttığına da değınen oldu Fakat Turkıye nın yarısı de-
mek olan bır kentın Turkıye dekı polıtık yozlaşma, kent-
lıleşememış halk eskımıs kamu yonetımı ve ruşvet gıbı
handıkapları aşarak nasıl orgutleneceğınden soz etme-
dıler Kentlılesememıs bır halkın yarattığı sorunlar dıle
getırılmedı Orneğın çopuen modernyollarlayoketsek
bıle elıne geçen her seyı sokağa atanı nasıl eğıteceğız
ya da çopçunun taseron tutmasını nasıl engelleyeceğız
gıbı onemsız gorunen sorunlardan haberdar oldukları-
nı gormedık Halkın davranışsal nıtelıklerının kent ıdare-
sını ve yaşamını etkıleyen yonlerını vurgulamak da polı-
tık soylemın populızmı ıçınde yuzeye çıkamıyor Bu bağ-
lamda sıvıl toplumun kurumlaşmasına pek az değınıldı
Kent ıdaresıne bağımsızlık ıstemek ıyı de bunu koyluler-
le yapmanın zorluğunu unutmak o kadar ıyı değıl Hele
bunu fasıst bır zıhnıyetle ve kendı polıtık amacına gore
orgutleme dusuncesı daha da kotu
Adaylar plandan bır tılsım gıbı soz edıyorlar Oysa
metropolıten planiamanın nasıl yapılacağı konusunda
uzerınde anlaşılan bır kuramsal tavır yok Buyuk bır
metropolun Turkıye dekı yağma kosullarında, partı polı-
tıkalarının kokten değısmesıyle gercekleşebıleceğını
dusunduklerını sanmıyorum Herhalde bır muska gıbı
kentın boynuna asamayacaklar Turkıye de uygulanmış
bır plan oldu mu dıye bır araştırsalar ıyı olur
Sayısal bılgılerı tahrıf etmeden konuşan, halkı aldat-
mamak ıçın çaba gosteren her şeyı gulluk gulıstanlık
gostermeyen baskanlar gerek istanbul a Bu adaylann
soylemlerını doğru bır perspektıfe oturtmaları ıçın butun
aydınlar, sıvıl toplum orgutlerı profesyoneller yağma
ortağı olmayan gazetecıler yardım etmelı
TEŞEKKÜR
Yakalandığım hastahğın tedavısınde y akın ılgılennı
esırgemeyen ve benı tekrareskı sağlığıma kavuşturan
Cerrahpaşa Tıp Fakultesı Mıkrobrvolojı Servısı
Doktorlanndan Sayın
Prof. Dr. YAŞAR BAĞDATLI'ya,
Dr. GÖKHAN AYGÜN'e,
Dr. KIYILCIM OKYAY'a
ve Mıkrobıyolojı Servısı nın hemşıre ve personehne
teşekkuru bır borç bılınm
BURCUKOMJK
Parlamentorizmimizi
yıkmaalığa düşmeyelim
Başbakan, Güneydoğu sorunlannda, orah feodallerden medet
umuyor. Olmaz Çağdaş Turkıye'nın çağdaş sıyasası. çağdaş toplum
kurumlanyla ve değerlenyle yapılır. Aynca, bır sıvıl toplum sıyasası
da, temelde yalnızca fınans kapıtal kurumlan ve değerlenyle
selamete kavuşturulamaz.
PENCERE
Prof.BAHRİSAVCI
Ülkemızde. 1876'dan ben bır parlamen-
tanzm vardır O, İkinci Abdülhamit ıle 30
yıldan bıraz fazla bır sure. yalnız Osmanlı
Salnamesı ıçınde hapıslı kalmıştır Onu an-
cak 1908'de, sıvıl İttıhatveTerakkı ıleJon-
turk subaylar ve ıstıbdattan bıkan bır halk
coşkusu yaşama kav uşturmuştur
Öy le kı kımı haamsız partızanlar. para
ıle tuttuklan kulhanbey lerıne. kendılenne
oy vermeyeceğını sandıklan seçmenı da-
yakla korkuturlarken papaz-haham-ımam
uçlusu. sandık dokunulmazlığını korumak
ıçın nobet tutmuşlardır
Ve Mustafa Kemal'ın "Ku>a-yı milliyeyi
anıil, irade-i milliyeyi hakim kilma"cılığı,
once TBMM eksenınde. sonra parlamen-
ter mekanızmalı bır kurumlaşma ıçınde
parlamentanzmı vaşama geçırmıştır Ismet
Inönü. onu bır "Iktidar-muhalefet ikiliği"
ıçınde 'uygulam'a goturmuştür Ve sonun-
da 1961 Anayasası, parlamentanzmımızı.
ınsan hakh-anayasa mahkemelı-çoğulcu
bır sıyasal yapı ıçıne oturtmuştur Öyle
kuvvetle oturtmuştur kı bugun 82 bıle, par-
lamentanzmın ozune yabancı oğelenyle
onu battal kjlamamıştır Mc'donalt şaşkını
Özal'ın "preadent" kopyaahğı, kursağın-
da kalmıştır Fakat gel gor kı kımı sıy asacı-
lanmız, sıstemı bılme ve ozumseme fukara-
lığı ve sıyasal kombınezon çıkarcılıklan yu-
zunden, saptınyorlar parlamentanzmı-
mızı Duruma bır bakalım
Parlamentanzmın evrensel şemasında.
once seçımden çıkan bır yasama-denet-
leme-yurutmey le ışbırlığı yapan bır Meclıs
vardır Bu Mechs, ıktidar-muhalefet ıkılığı
altında çalışır Ama bu çalışma yalnızca
"İktidar, >onetir; muhalefete de ancak eleş-
tirme düşer" dıv en eskı bır kural ıçınde kal-
maz O zaman ulusal egemenhk Meclıs"-
tekı "parmak sayısı" ıle hesaplanan bır
batıllığa kurban gıder Egemenhğın. Mec-
hs'te gerçekten behrmesı-deyımlenmesı
ıçın, sıyasarun her platfonnunda vapılacak
tartışmalar-karşı yanlann ozlemlennı ve
gereksınmelennı de ozumsemeler sonu-
cunda oluşan konsensuslere(mutabakatla-
ra) vanlmak gerekır
"Karar
r
'da. demokratık çoğunluğun ıs-
tena, bır temel eksendır elbet de Bu ıs-
tenç ve o ıstenç eksenınde \anlan karar.
haşın bır sayı çokluğunun tahakkumü de-
ğıldır kondorlarda, komısyon kulıslennde
tertıplenen gencı bır çıkarcılığın, secmen
dalkavukluğunun kurnazhklan değıldır
Bu ıstenç. butun sosyo-ekonomık ve kultu-
rel dınamıklenn ozlem ve gereksınmelen-
nın ozumsenmesınden doğan bır uyuşum
ıstencıdır artık
Butun uyelennın bulunmadığı toplantı-
larla komısyonlarda oluşturulan •kipnıku'-
lar(*). ulkerun toplumsal gelışım doğrultu-
suna ters eklemeler, Mechs'ı kendıne ya-
banalaştıran eylemler oluştururlar
Şu laıklığe avkın eylem ve propaganda
konusu uzenndekı formulasyonculuk ça-
balan v e sonunda bu çok açık olan konuda
bır 'hukuk' yolu bulamayıp laıkhğın ko-
runması konusunu buzdolabında dondur-
mava (rafa kaldırmava) kalkma, parla-
mentanzmımızı gelışmekten alıkoyan ha-
zın bır oyku olmaktadır
Laıklığe aykın eylem ve propagandalan
çağdaş demokratık hukukça saptayama-
mak ve konuyu gundemden çıkarmak, la-
ıklığı kabul etmeyen ve onu anayasadan çı-
kararak meydanı antı-laık akımlara açık
kılmak ısteyenlenn ekmeğıne yağ ve bal
surmek olur, parlamentanzmımızı dın oz-
gurluğunden alıkoyarak dın sultasına
bağlamak olur
Devlet başkanlığı
Bu çok basıt bır parlamentanzm oğesı-
dır Cİevlet başkanı devletı temsıl eder
Mechs'ın manevı kışılığındekı başkomu-
tanlığı da Meclıs. kabıne-hukumet gıbı
devlet organlan ve yonetım mekanızmalan
arasındakı anayasal-demokratık duzenı,
uyumlaştırmayı da sağlar Evet ama, par-
lamentanzmın, ta başından ben ongorulen
ve parlamento ıle taht arasında 700 yıl su-
ren rekabetı. parlamento yaranna kapa-
yan bır gelışımle vanlan bır parlamenta-
nzm kuralı (kuramı) ışleyış ruhu vardır
ATATURK'LEYİZ
ANITKABİR'DEYİZ
Genel Başkammız Murat KARAYALÇIN'm başkanlığında
Genel Merkez Yoneticılerı, Mılletvekıllerı ve 11 Başkanları
3 Mart 1994 Perşembe günü saat 13.00'de
Anıtkabır'de olacaklardır
"3 Mart 1924 Hilâfet'in Kaldınlması"nın
70. yılında;
ŞERİATA HAYIR, LÂİKÜĞE EVET
YOBAZLIĞA HAYIR, ÇAĞDAŞLIĞA EVET
KARA SESLERE HAYIR, AYDINLIĞA EVET
dıyen tüm Ankaralıları, partı aynmı gozetmeksızın,
Ataturk'e ve lâık Cumhuriyet'e bır kez daha ve ödunsuz
sahıp çıktığımızı gostermek ıçın; Anıtkabir Tandoğan
kapısı onünde buluşmaya çağırıyoruz
Bunda. parlamento. yasa yapar-ıcrayı de-
netler- ıcra ıle, 'yasama-yürütme birleşik iş-
levi'nde ışbırlığı yapar Kabıne-hukumet
de. bır genel yonetım organızmı olarak, bır
başbakanın polıtık-yonetımsel şeflığı altın-
da, somut sorunlara, Mechs'le ışbırhğı ha-
lınde çozum arar. onunla bırlıkte bulur ve
re'sen, onun denetımı altında uygular
Devlet başkanı da devletı sımgeler. sım-
geler ama. pohtıka saptamada ve uygula-
mada "re'sen kabil-i icra ve infaz"hk gucu
olan sıyasal-yonetımsel-yargısal yetkıler-
den de yoksundur Çunku, temelde sorunu
soz konusu edılemeyecek olan devletın
sımgesı olarak kendısının de sorumluluğu
yoktur
Bunlardan oturu de. her alanda ve o
uyumu sağlama alanında da kesın ve salt
bır yansızlık ıçındedır
Ama bızımkıler ne kadar saklasalar da.
ne yapıyorlar
11
Kendılennde. Mustafa Kemal'ın-Ismet
Inonu'nun laık cumhunyetı kumıa, kona-
ma, gehştırme tanhsel ozgorevı (mısyonu)
ve sahıphğı olmadığı halde, kendılennı
parlamenter uyuşma demokrasısı sahıbı
goruyorlar. her şeyın kendılennden sorul-
masını ve kendılennın her şeyı sorgulama-
lannı ıstıyorlar Maşallah Mr Busb gıbı
Amenkahlar da, Turkıye'yı Korfez Sa-
vaşı'na sokabılmek ıçın. Özal'ın gozunu
bır 'presidan'lık boyasıyla boyayıp onu şı-
martmaktan gen kalmıyorlar Türkıye'de
hala, bırOsta Asya Hakanhğı, bırOrtado-
ğu Emırulmumınhğı sultacılığı varmışcası-
na, devlet başkanlanmızı hala şımartanlar
vardır Bızam yerlı medyamız da bu ışe ça-
nak tutmaktan gen kalmamaktadır
Şu kabine-hükümet şefliği...
Önce, bır gehşımı behrtmelıyız Erkeksı
sosyo-pohtık ve etık ortamımızda. bır ka-
dın başbakan. bır aşamadır Fakat, sıyasal
ılışkıler dokusunda, bu kadın başbakana,
adeta bır alerjı yaratıhyor Hem de yapay
olarak Fakat, Tansu Hanım da, buna ade-
ta çanak tutmuyor değıl' Uçaktakı baka-
nı değıştırmekten tutun da. askersel devı-
nımlen, koahsyon ortağını-kabınesını-
koca genelkurmayı es geçerek kendınde
ustlenmesı gerçekçı olmaz Sonra şu tu-
tumlara bır bakahm
• Başbakan. Güneydoğu sorunlannda.
oralı feodallerden medet umuyor Olmaz
Çağdaş Turkıye run çağdaş sıyasası, çağ-
daş toplum kurumlanyla ve değerlenyle
yapılır Aynca, bır sıvıl toplum sıyasası da
temelde yalnızca fınans kapıtal
kurumlan ve değerlenyle sela-
mete kavuşturulamaz Bıldığı-
mız kadanyla başbakan. lıberal
zıhnıyetlı bır kıtle partısının lı-
dendır Oyleyse onda hberallı-
ğın kıtlelen ve "emek''ı kucak-
layıalığı olmalıdır Özal gıbı
zengınperestlık değıl Tansu
Hanım'ın verdığı ımajda. tan-
katçılarla flort rengı, demokra-
sı dokusunun çağdaşlık orgu-
sune hıç y akışmaz Bundan cıd-
dı olarak yararlanması da ola-
naksızdır Tankatçılar, ezancı-
lar. bay rakçılar, kendısının
renklı eşarplanyla modacı kos-
tumlennın dunyasında değıl-
dırler
(•) Bılardoda k.endı \jranna durumlar
SOSYAL DEMOKRAT HALKÇI PARTI
Ulaşım saat 12 00 de SHP ıl ve ılve ba^kdnlıklan onunden kalkacak olan otobuslerle sağlanjcjklır
olu^turup savı antırmak
ŞANSA
esMuayene Teşhıs
Tedavı Laboraîuvar
Rontgen
PAZAH HARIÇ HER GUN
SAAT 9C» 20 00
TÜRK
KALP
VAKFI
Tel 275 12 44/45
Fax 266 47 12
1930larda Avnıpa
ve Türkiye...
"AybayYaymlan' nın onuncu kıtabı çıktı Adı "ikıDun-
ya Savaşı Arasında Avrupa ve Balkanlar "
Murat Sanca anısına "Aybay Hukuk Araştırmalan
Vakfı"n\n duzenledığı bır sempozyumda yerlı yabancı
bılım adamlarının one surduğu goruşlerı derleyen bu kı-
tabı gozden geçırırken, Prof Sina Akşin'ın ıncelemesın-
dekı yaklaşım ılgımı çektı
Altını çızdığım satırları aktarıyorum
Dunyanın en demokratık sayılan ulkelerınde 'faşıst'
sayılabılecek uygulamalar, kurallar bulabılınz Acaba
her ulkedekı faşızmı olçecek bır olçut mu gelıştırmelı-
yız"> Yoksa, faşızmı demokrasmın karşıtı kabul edıp,
demokrasıyı olcmekle mı yetınelım? Bu doğruysa, o
zaman demokrasıyı olctuğumuzde dolaylı olarak faşız-
mı de olçmuş oluruz Demokrası derecesı yuksekse fa-
şızmın az olduğunu, demokrası derecesı duşukse faşız-
mın çok olduğunu anlarız
Aynen fızık dunyada sadece ısıyı olçup, soğukluğu
olçmedığımız gıbı Soğukluğun derecesını, ısının mıkta-
rından anlarız Aynca ısı olcumu kesındır, ama gorecelı
olarak değerlendırılır Hava ısısı 15 derece ıse bu bıze
serın gelebılır, fakat bır Eskımo'ya gore belkı 'sıcaktır'
Hava ısısı 2b derece ıken bıze sıcak, Ekvator yerlılerıne
serın gelebılır Demek kı bır ulke hakkında demokratık-
tır, faşısttır, dıktatorluktur dıye kestırıp atmamalıyız Du-
rumu ınceleyıp ne kadar demokratık ne kadar faşıst ne
olçude dıktatorluk, bunu saptamak gerekır
Ne yazık kı ulkelerın demokrası derecesını olçecek bır
aletımız yoktur Ama yıne de bır ulkenın durumunu ınce-
ledığımızde, nıcel bır olcum elde etmesek de demokra-
smın ne olçude var olduğu konusunda haylı seçık bır
fıkır edınebılırız sanıyorum '
•
Sına Akşın ın yaklaşımı gerçekçıdır
Insanoğlunun kafasmda bır toplum tasarımı var, oz-
gurlukçu, demokratık, katılımcı, sosyal adaletçı' Insana
en yakışır yonetım modelını "lıberaldemokrası"öe ara-
yan var, bununla yetınmeyerek daha ılerıde bır toplum
modelını "sosyalıst demokrası"de ya da tek sozcukle
"sosyalızm de gorenler var
Bır ulkede demokrasmın ne olçude var olduğunu, za-
mana ve mekana gore de değerlendırmenın bılımsel bır
yontem olduğu açık ve seçıktır Ancak yalnız sıyasal bı-
lım çerçevesınde bu olçumun yeterlı olabıleceğı de kuş-
kuludur
•
Osmanlı tarıhınde Batı demokrasısının D'sıne rastla-
mak olanağı yoktur Tanzımat ta uç veren hukuk devletı
kıvılcımları, 1876 Anayasası yla yaşama geçırılmek ıs-
tenmış ardından 33 yıllık İkinci Abdülhamrt ıstıbdadı
gelmıştır, 1908 Meşrutıyetı, Ittıhat ve Terakkı seruvenıy-
le Bırıncı Dunya Savaşı felaketınde sonuçlanmıştır
1923 Devrımı'yle kurulan Cumhurıyetı'nın ozunde, de-
mokrasmın çekırdeğı, laıklık ve kadın haklarıyla oluşu-
yor Ancak yalnız sıyaset bılımıne gore değerlendırılırse
bu olayları sağlıklı olarak olçemeyız
1930 larda Almanya da Hrtler Italya'da Mussolinl, Is-
panya da Franco, Macarıstan da Amıral Horthy vardı
Ne Almanya ne italya ne de otekıler 1930'lar Turkı-
yesı'ne benzer Avrupa Ronesans-Reform-Aydınlanma
sureçlerını yaşamıştı, Anadolu, 600 yıllık Osmanlı ıstıb-
dadından gelıyordu
Atatürk'un onunde, bır islam ulkesınde demokrasmın
altyapısını oluşturmak sorunu vardı Anadolu da laıklık
devrımı Turkıye yı Avrupa dakı butun sıyasal modeller-
den farklılaştıran bır ayraçtır
Çoğu sıyasal bılımcımızın bu ayraca yeterınce eğıl-
medığı kanısındayım
20 ıncı yuzyılın ılk yarısında Turkıye dekı sıyasal rejı-
mın yalnız çok partılı yaşam açısından değerlendırılme-
sıyle 1923 Devrımı nı olçmek eksıklıktır, bu olcuye felse-
fenın boyutlarını da katmak zorundayız, 1930 larda
Türkıye'de yaşanan sıyasal rejımın kendıne ozgu bır de-
mokratık devrımı ıçerdığı, o zaman ortaya çıkacaktır
KAMUOYUNUNA DUYURU
Atamıza uzunca bır suredır dogrudan hedef alan çırkın saldırılara karşı
bazı sıyası partılerımızın çeşıtlı kurum ve kuruluşlarımızın gosterdığı geç
kalmış tepkıyı olumlu karşılamaktayız
Ancak Ataturk llke ve Devrımlerının uzunca bır suredır ıstısmar edıldığı
de bıhnen bır gerçektır Bu sureç 1950 lerden ben uygulanan sıstemlı
polıtıkaların urunudur Bu polıtıkalann sonucunda oluşturulmaya çalışılan
"Yapay Atıtûrkçülük" ortamında "Bızler Atıtürkçü Değillz "
Gerçek Ataturkçuluk; Cumhurıyetçiliğl, Mılliyetciliğl, Hılkçılığı,
Oevletçilıği, Devrımcıhğı ve Laıklığı anlamak ve savunmaktadır Bunun
yolu da orgutlu bır yapılanmadan geçer
Emperyalızme larşı verılen dunyanın ılk Kurtuluş Savaşı sonucunda
dalgalandırdığımız ozgürlük ve tım bağımsızlık bayrağımızı dık
tutabılmek ıçın sızlerı Ataturk ve Devrımlerıne daha fazla sahıp çıkmaya
çağırıyoruz
ATATURKÇU OUŞUNCE DERNEGI İSTANBUL ŞUBESI
Mecıdıyekoy Kultur Merkezı Katotaparkı Ustu Kat 6 Mecıdıyekoy IST
T
PI '0212)288 90 72 73 Pax '0212) 288 90 74
Yuışma Adrttı CC 460 Mecıdıyekoy İSTANBUL
KAMUOYUNA
Son gunlerde Meclıs ıçınde vedışında Ataturk ve
Ataturkcu dusunceye karşı yapılan saldırıları
sıddetle kınıyor, kamuoyunu duyarlı olmaya
çağırıyoruz
KIRKLARELİ CAM SANAYİİ FIRIN
ÇALIŞANLARI
ANMA
Çok değerlı v arlığımız onur ka> nağımız
A. KADİR'İ
aramızdan aynhşının dokuzuncu yılında ozlem, sevgı ve
sa>gıylaanı>onız
EŞİ, ÇOCL KLARI \ E TORUMJ
Onur Üyemız
Yazınımızın değerlı üyesi
TARIKBUĞRA'yı
yıtırmenın üzüntüsü ıçındeyız.
Yakınlanna ve okurlanna başsağhğı dılıyoruz.
EDEBİYATÇILAR DERNECİ