25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 1MART1994SALI OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Rusya nereye gidiyor? Batı ıçın Rusya'da demokrası ve ınsan haklan vb. sanıldığı kadar onemlı değıldır. Esas olan Rus>a'nın kapıtahst sıstemle olan ılışkılenmn ne şekılde olacağıdır. Prof.Dr.TUNCER GÜVENÇ S on yıllarda ekonomıde ozel- lıkle belırlı bır > aşam duzev ı- neenşenhalka \onelik tuke- tım ekonomısıne vonelık ıs- teklenn karşılanamaması, ağır sanavının ve bılımsel teknık araştırmaiann as>ken vanşma- ya ağırlıklı olarak vonelmesı sonucu bazı sektorlerde teknolojı araştırmala- nnda çok genlerde kahnması vd ne- denlerle eskı SSCB'de bu> uk bır buna- lım ve değışım vaşanmaktadır Batı basını Baiı rungozu\leola>la- ra oldukça farkb bakmaktadır Son uç yıldır >aptığımız çalı^ma gezılennde Afgan sınınndan Baltık'a kadar uza- nan yorelerde çıftçı ve ışçıden teknık elemanlara ve \ onetıcılere kadar çeşıtlı kokenden pek çok kışı ıle goruşmeler bızı bu ulkelere daha farklı bakmava yonelttı Batı ıçın Rusva da demokrası ve ın- san haklan vb sanıldığı kadar onemlı değıldır Esas olan Rusva'nm kapıta- hst sıstemle olan ılışkılenmn ne şekılde olacağıdır Baü. eskı SSCB'de sosval ve etnık kanşıklıklan pek ıstememek- tedır Çunkü bu kanşıklıklan kım bastıra- caktır9 Şımdılık Batı bu kanşıklıklann bastınlmasını Ruslara bırakmaktadır Bunun sonucu eskı SSCB'nın kapıta- hst duzenle ıhşkılennde BDT mı ala- caktır ve bu BDT de nasıl bır Rusya olacaktır0 Her şevden once eskı Sovyet ulus ve halklannın >apısı, bugun ne duşun- duklen. ekonomık ve sosyal değışım- len hangı kadro ve kımlerle yurutebı- leceğının ortaya çıkanlması gerekır Bunun ıçın de once eğıtım sıstemı ve kadrolann tanınması gerekjr Eğitim sistemi: Rusya'da ılk goze çarpan şe> Sovyet halklannın eğıtım duzev ıdır Eğıümın herkese açık ve zo- runlu, ucretsız (defter ve kıtaba kadar) oluşu \BD, İngıltere ve Fransa dahıl hıçbır ulkede goremeveceğınız bır du- zev dedır Bu ulkede çopçu bıle dınlen- me sırasında cebınden bır kıtap çıka- np okumaktadır Okullan. ozelhkle teknık ve muhendıshk okullan eğıtım olanaklan, oğrencı-oğretım uyesı oranlan ımrenılecek duzevdedır YÖK dizginini, parti elinde tutntakta ve yonetımde polıtık ağırlık gozetıl- mekle bırlıkte bıhmsel duzevı veterlı olmavanlann oğretım uyehğı ve aka- demık unvan almalan soz konusu de- ğıldır Fakat, eğıtım sırasında ılkokul- lardan başlayan (Oktobrskava duze- nı) bır Sovyetleştırme, partı ıçın ele- man vetıştırme ve taraması orta ve yuksekoğretımde de (Pı>onı>r vd ) sunnekte ve ıkıncı bır seçkınler eğıtımı ıçın, daha doğrusu yonetıcı olabılecek- lenn partı okullanna seçme veyetıştır- meduzenı vardır Seçkinlerin özelliği: Partı okullan rejım ıçınde genış yelpazelı, kulturlu kadrolar vetıştırmektedır Partı okul- lanna seçıhp başan ıle bıtırenler de hem partı kuruluşlannda, hem de yo- netımde (ekonomı. sanayı, ordu. verel ve merkezı yonetım. dışışlen guvenlık vd ) yıne sınavlardan geçerek yuksel- mektedırler Bu yonetım kadrosunun ozellığı buyuk çoğunluğun Rus. ıkıncı onemlı grubun obur Sla\ kokenlı Slav olma- yanlardan Hınstıyan kokenlı halklar- dan gelenlenn kuçuk bır azınlığı oluş- turması ve Musluman kokenlılenn ıse nadır oluşudur Bu seçkinlerin ba^ka bır ozellığı ıse ana dıllennın Rusça ol- ması ya da Rusçayı ana dıllennden daha ıvı bılmelendır Bunlar kokenle- nnı yadsımasa da Ruslaşmışlardır ve her şeyden once Sovyetızme ınanmış- lardır Scmet >atandaşlığı: Sovyet vatan- daşlan dış ulkelere gıtmek ıçın bır Sov - yet dış pasaportuna (ancak ıyı kont- rolden geçmış gorevhler veya toplu duzenlenen gezılere kaülabılen seçkın- ler ıçın) sahıp olabılırler Asıl pasaport olarak bıhnen ıse bızım eskı huvıyet cuzdanlanna benzer ıç pasaporttur Bu pasaportta mıllıyetınız (kokenınız Rus Ermenı. Azen. Kazak. Ozbek, Korelı. Arap. Kurt. vd ) yazılıdır So- yadınız Muhammedov da olsa burada Rus yazabılır ve bu artık kokenınız, dıhnız ıle bır ılışkınızın kalmadığı ve Ruslaşmışolduğunuzugostenr İkına onemlı kayıt ıse ıkametmızı gostenr Mıllıyetınız ne olursa olsun, dıhnı bıle bılmedığınız bır ulkede oturuyorsanız, bu federe ulkenın vatandaşısınızdır Bu polıtık amaçlı bır kayıttır Irkçı bır aynm goruntusunun yayırunda Sov- vetızmın bır gereğıdır Rus ve Slav goçmenler. kadrolar bulunduğu ulke- nın vatantaşıdır ve her yerde resmı dıl Rusça olduğuna gore, pohtıka ve yo- netım açısından boylece partinin (evet hala partinin) denetımını sağlamakta- dır Sovjetizm: Sovyetızm pratıkte Rus dılıne ve Rus kulturune. partı ıdeolojı- sını ve pohtıkalarına ınanç ve bağımlı- lığı kanıtlamaya dayanır Burada ko- ken dıl ve dığerlenne resmen değınıl- mez Burada Sovyetızm adı anılma- van "Buvuk Rusya" mıllıyetçıhğı ve emperyalızmı ve ıster ıstemez Rus ve Ortodoks kulturu ıçınde buyuk bır ım- paratorluğu dığer ımparatorluklara karşı vonetmektır Dın her ne kadar ortadan kaldın- lmak ıstenmışse de buyuk kentlerde de kırsal kesımde de belırlı bır azınlık sessızce surdurmuştur Genel kultur duzeyınde Rusçuluğu Ortodoksluk- tan ayırmak mumkun değıldır Dıne karşı hareketın asıl amacı, hangı dın- den olursa olsun, dın adamının halk uzenndekı etkısının ortadan kaldın- hnasına yonelıktır Yanı KP'nin halk üzerindeki hakimiyetinin paylaşılama- yacağı ilkesine davanmaktadır. Fakat. Sovyet yonetıcılen rejıme sadık dın adamlannı daıma bulmuşlar, ıçerde ve dışarda bunu sıyasal amaçla kullanmı- şlardır Bugûnkü kadro: Boyle bır sıstem ıçınde partı okulundan geçmeyenlenn yonetıme gelmelen olanaksızdır En ust duzeyde bır muhendıs kendı konu- sunu çoİc ıyı duzeyde bılmekte. fakat başka teknık konulan pek bılmemek- te, vonetımden ıse hıç anlamamakta- dır Ozelhkle Musluman kokenh fede- re devletlerde bu "kompartunanlaş- ma" çok ılen duzey dedır Kurumlann başında daıma konuya gerektığı ka- dar egemen olmayan bır "Ahmedov" vardır Yardimcısı ve asıl yonetıa Rus ya da bır Slav'dır Üst duzey teknık ele- manlar da buyuk çoğunlukla Rus ya da Slav'dır Bunun altındakıler ıse kanşıktır ve Musluman olanlar onem- lı bır sayıya ulaşırlar Fakat komportı- man sıstemı ıçınde sadece kendı konu- lannda yetıştınlmış, ancak yakın ko- nular hakkında çok yuzeysel bılgılere sahıptırler Bu durumda bu eleman- lann kapsamlı bır proje hazırlamalan olanaksızdır Turkıye'nın açtığı kredı- lere proje sunulamamasının ya da kre- dılen kullanamamanın asıl nedenı de budur Bunu gıdermek ıçın pek bır şey yaptığımızdasoylenemez Bukonuyu ışlemeyı ve sonuçlannı belırtmeyı gele- cek yaamda surdureceğım ARADABIR DOĞAN KUBAN Başkan Adaylarım Dinledim... istanbul'u ıdare etmek ısteyen başkan adaylarım dın- leyınce istanbul kentı denen temel olguyu anlayıp anla- madıkları konusunda kuşkuya duştum Ya henuz anla- yamamışlar ya da anladıkları halde soylemıyorlar Seç- menler ıçın ıkısı de umutverıcı değıl Soyledıklerı sokak- takı adamın her gun dıle getırdığı şıkayetlerı nasıl çoze- ceklerıne ılışkın genel sozler Fakat buyuk kent gerçeğı dunyada bugun farkına vanldığı gıbı gıderek kompleks- leşen ve kaos kuramımn sınırlarmda çozumu aranacak bır ultra fenomendır Çop ve hava kırlılığı ya da ulaşım gıbı kağıt uzerınde çozulur gorunen konular var Oysa ulaşımın dunyanın en duzenlı kentlerınde bıle umuteuz bırdurumu var Özelaraç bır kent yaşamıcanısıdır Ge- lışmış toplumlar kışısel ısteklerı kısıtlayarak bazı sınırlı çozumlere ancak ulaşabılıyorlar Oralarda hıç kımse arabasını yatak odasına çıkarmaya çalışmıyor Bazı bu- yuk kent sorunları dunyadakı hıçbır kentın şımdıye ka- dar çozemedığı belkı de çozumsuz şeylerdır Bunları çozerım demek yalan olur Asıl sorun da adaylann neyı soylemedıklerı ya da soyleyemedıklerı Yozlaşmış bir medya sdylemi içinde bıle çarşaf çarşaf anlatılan ger- çeklere hıç değınılmemesı kuşkulu bır polıtık davranış Daha başlamadan umut kırıcı bır donemın ışaretı gıbı gorunuyor Oysa halka zorlukları kokunde gosteren açıklamalar yapmalılar Bunların en onemlılerını dur- madan yınelemekte yarar var Her şeyın başında Turkıye nın ekonomıkyaşamını felç eden toprak yağmasının doğası, devlet butçesı buyuklu- ğundekı kara para boyutu yasal olmayan orgutlenmesı, bununla savaştmın yontemını soylemek zorundalar Şı- kayet edılen butun yetersızlıklerın temelde yağma sonu- cu olduğunu halka anlatmaları gerek Su havzalarınm ormanların yağması su ve havayı kırletıyor Konut ye- tersızlığı pahalılığı ulasımzorluğu zorbalık yanlış eko- nomık oncelıkler, ahlak bozukluğu, plansız toprak ve yapı spekulasyonundan kaynaklanıyor Yeşıl alansız, altyapısız yapılaşmanın kentı hapıshane halıne getıren vızyon yoksulluğunu kırsal kokenlı halk sıkıntı çekse bı- le farkına varmadan paylasıyor Butun bu olguların, uy- durma olmayan, gerçek sayısal boyutlarını, amaçlarına ekonomık olarak varma oîasılıklarını, oncelıklerını ve bunlara erışecek programları zaman sınırlarıyla bırlıkte adaylann onermelerı gerek Yağma ıle savaşmayanın başkan olmaması gerek' İstanbul da yonetım sorunlarının yozlaştığını bılıyor- lar Ankara nın olumsuz mudahalelerının planlamayı dağıttığına da değınen oldu Fakat Turkıye nın yarısı de- mek olan bır kentın Turkıye dekı polıtık yozlaşma, kent- lıleşememış halk eskımıs kamu yonetımı ve ruşvet gıbı handıkapları aşarak nasıl orgutleneceğınden soz etme- dıler Kentlılesememıs bır halkın yarattığı sorunlar dıle getırılmedı Orneğın çopuen modernyollarlayoketsek bıle elıne geçen her seyı sokağa atanı nasıl eğıteceğız ya da çopçunun taseron tutmasını nasıl engelleyeceğız gıbı onemsız gorunen sorunlardan haberdar oldukları- nı gormedık Halkın davranışsal nıtelıklerının kent ıdare- sını ve yaşamını etkıleyen yonlerını vurgulamak da polı- tık soylemın populızmı ıçınde yuzeye çıkamıyor Bu bağ- lamda sıvıl toplumun kurumlaşmasına pek az değınıldı Kent ıdaresıne bağımsızlık ıstemek ıyı de bunu koyluler- le yapmanın zorluğunu unutmak o kadar ıyı değıl Hele bunu fasıst bır zıhnıyetle ve kendı polıtık amacına gore orgutleme dusuncesı daha da kotu Adaylar plandan bır tılsım gıbı soz edıyorlar Oysa metropolıten planiamanın nasıl yapılacağı konusunda uzerınde anlaşılan bır kuramsal tavır yok Buyuk bır metropolun Turkıye dekı yağma kosullarında, partı polı- tıkalarının kokten değısmesıyle gercekleşebıleceğını dusunduklerını sanmıyorum Herhalde bır muska gıbı kentın boynuna asamayacaklar Turkıye de uygulanmış bır plan oldu mu dıye bır araştırsalar ıyı olur Sayısal bılgılerı tahrıf etmeden konuşan, halkı aldat- mamak ıçın çaba gosteren her şeyı gulluk gulıstanlık gostermeyen baskanlar gerek istanbul a Bu adaylann soylemlerını doğru bır perspektıfe oturtmaları ıçın butun aydınlar, sıvıl toplum orgutlerı profesyoneller yağma ortağı olmayan gazetecıler yardım etmelı TEŞEKKÜR Yakalandığım hastahğın tedavısınde y akın ılgılennı esırgemeyen ve benı tekrareskı sağlığıma kavuşturan Cerrahpaşa Tıp Fakultesı Mıkrobrvolojı Servısı Doktorlanndan Sayın Prof. Dr. YAŞAR BAĞDATLI'ya, Dr. GÖKHAN AYGÜN'e, Dr. KIYILCIM OKYAY'a ve Mıkrobıyolojı Servısı nın hemşıre ve personehne teşekkuru bır borç bılınm BURCUKOMJK Parlamentorizmimizi yıkmaalığa düşmeyelim Başbakan, Güneydoğu sorunlannda, orah feodallerden medet umuyor. Olmaz Çağdaş Turkıye'nın çağdaş sıyasası. çağdaş toplum kurumlanyla ve değerlenyle yapılır. Aynca, bır sıvıl toplum sıyasası da, temelde yalnızca fınans kapıtal kurumlan ve değerlenyle selamete kavuşturulamaz. PENCERE Prof.BAHRİSAVCI Ülkemızde. 1876'dan ben bır parlamen- tanzm vardır O, İkinci Abdülhamit ıle 30 yıldan bıraz fazla bır sure. yalnız Osmanlı Salnamesı ıçınde hapıslı kalmıştır Onu an- cak 1908'de, sıvıl İttıhatveTerakkı ıleJon- turk subaylar ve ıstıbdattan bıkan bır halk coşkusu yaşama kav uşturmuştur Öy le kı kımı haamsız partızanlar. para ıle tuttuklan kulhanbey lerıne. kendılenne oy vermeyeceğını sandıklan seçmenı da- yakla korkuturlarken papaz-haham-ımam uçlusu. sandık dokunulmazlığını korumak ıçın nobet tutmuşlardır Ve Mustafa Kemal'ın "Ku>a-yı milliyeyi anıil, irade-i milliyeyi hakim kilma"cılığı, once TBMM eksenınde. sonra parlamen- ter mekanızmalı bır kurumlaşma ıçınde parlamentanzmı vaşama geçırmıştır Ismet Inönü. onu bır "Iktidar-muhalefet ikiliği" ıçınde 'uygulam'a goturmuştür Ve sonun- da 1961 Anayasası, parlamentanzmımızı. ınsan hakh-anayasa mahkemelı-çoğulcu bır sıyasal yapı ıçıne oturtmuştur Öyle kuvvetle oturtmuştur kı bugun 82 bıle, par- lamentanzmın ozune yabancı oğelenyle onu battal kjlamamıştır Mc'donalt şaşkını Özal'ın "preadent" kopyaahğı, kursağın- da kalmıştır Fakat gel gor kı kımı sıy asacı- lanmız, sıstemı bılme ve ozumseme fukara- lığı ve sıyasal kombınezon çıkarcılıklan yu- zunden, saptınyorlar parlamentanzmı- mızı Duruma bır bakalım Parlamentanzmın evrensel şemasında. once seçımden çıkan bır yasama-denet- leme-yurutmey le ışbırlığı yapan bır Meclıs vardır Bu Mechs, ıktidar-muhalefet ıkılığı altında çalışır Ama bu çalışma yalnızca "İktidar, >onetir; muhalefete de ancak eleş- tirme düşer" dıv en eskı bır kural ıçınde kal- maz O zaman ulusal egemenhk Meclıs"- tekı "parmak sayısı" ıle hesaplanan bır batıllığa kurban gıder Egemenhğın. Mec- hs'te gerçekten behrmesı-deyımlenmesı ıçın, sıyasarun her platfonnunda vapılacak tartışmalar-karşı yanlann ozlemlennı ve gereksınmelennı de ozumsemeler sonu- cunda oluşan konsensuslere(mutabakatla- ra) vanlmak gerekır "Karar r 'da. demokratık çoğunluğun ıs- tena, bır temel eksendır elbet de Bu ıs- tenç ve o ıstenç eksenınde \anlan karar. haşın bır sayı çokluğunun tahakkumü de- ğıldır kondorlarda, komısyon kulıslennde tertıplenen gencı bır çıkarcılığın, secmen dalkavukluğunun kurnazhklan değıldır Bu ıstenç. butun sosyo-ekonomık ve kultu- rel dınamıklenn ozlem ve gereksınmelen- nın ozumsenmesınden doğan bır uyuşum ıstencıdır artık Butun uyelennın bulunmadığı toplantı- larla komısyonlarda oluşturulan •kipnıku'- lar(*). ulkerun toplumsal gelışım doğrultu- suna ters eklemeler, Mechs'ı kendıne ya- banalaştıran eylemler oluştururlar Şu laıklığe avkın eylem ve propaganda konusu uzenndekı formulasyonculuk ça- balan v e sonunda bu çok açık olan konuda bır 'hukuk' yolu bulamayıp laıkhğın ko- runması konusunu buzdolabında dondur- mava (rafa kaldırmava) kalkma, parla- mentanzmımızı gelışmekten alıkoyan ha- zın bır oyku olmaktadır Laıklığe aykın eylem ve propagandalan çağdaş demokratık hukukça saptayama- mak ve konuyu gundemden çıkarmak, la- ıklığı kabul etmeyen ve onu anayasadan çı- kararak meydanı antı-laık akımlara açık kılmak ısteyenlenn ekmeğıne yağ ve bal surmek olur, parlamentanzmımızı dın oz- gurluğunden alıkoyarak dın sultasına bağlamak olur Devlet başkanlığı Bu çok basıt bır parlamentanzm oğesı- dır Cİevlet başkanı devletı temsıl eder Mechs'ın manevı kışılığındekı başkomu- tanlığı da Meclıs. kabıne-hukumet gıbı devlet organlan ve yonetım mekanızmalan arasındakı anayasal-demokratık duzenı, uyumlaştırmayı da sağlar Evet ama, par- lamentanzmın, ta başından ben ongorulen ve parlamento ıle taht arasında 700 yıl su- ren rekabetı. parlamento yaranna kapa- yan bır gelışımle vanlan bır parlamenta- nzm kuralı (kuramı) ışleyış ruhu vardır ATATURK'LEYİZ ANITKABİR'DEYİZ Genel Başkammız Murat KARAYALÇIN'm başkanlığında Genel Merkez Yoneticılerı, Mılletvekıllerı ve 11 Başkanları 3 Mart 1994 Perşembe günü saat 13.00'de Anıtkabır'de olacaklardır "3 Mart 1924 Hilâfet'in Kaldınlması"nın 70. yılında; ŞERİATA HAYIR, LÂİKÜĞE EVET YOBAZLIĞA HAYIR, ÇAĞDAŞLIĞA EVET KARA SESLERE HAYIR, AYDINLIĞA EVET dıyen tüm Ankaralıları, partı aynmı gozetmeksızın, Ataturk'e ve lâık Cumhuriyet'e bır kez daha ve ödunsuz sahıp çıktığımızı gostermek ıçın; Anıtkabir Tandoğan kapısı onünde buluşmaya çağırıyoruz Bunda. parlamento. yasa yapar-ıcrayı de- netler- ıcra ıle, 'yasama-yürütme birleşik iş- levi'nde ışbırlığı yapar Kabıne-hukumet de. bır genel yonetım organızmı olarak, bır başbakanın polıtık-yonetımsel şeflığı altın- da, somut sorunlara, Mechs'le ışbırhğı ha- lınde çozum arar. onunla bırlıkte bulur ve re'sen, onun denetımı altında uygular Devlet başkanı da devletı sımgeler. sım- geler ama. pohtıka saptamada ve uygula- mada "re'sen kabil-i icra ve infaz"hk gucu olan sıyasal-yonetımsel-yargısal yetkıler- den de yoksundur Çunku, temelde sorunu soz konusu edılemeyecek olan devletın sımgesı olarak kendısının de sorumluluğu yoktur Bunlardan oturu de. her alanda ve o uyumu sağlama alanında da kesın ve salt bır yansızlık ıçındedır Ama bızımkıler ne kadar saklasalar da. ne yapıyorlar 11 Kendılennde. Mustafa Kemal'ın-Ismet Inonu'nun laık cumhunyetı kumıa, kona- ma, gehştırme tanhsel ozgorevı (mısyonu) ve sahıphğı olmadığı halde, kendılennı parlamenter uyuşma demokrasısı sahıbı goruyorlar. her şeyın kendılennden sorul- masını ve kendılennın her şeyı sorgulama- lannı ıstıyorlar Maşallah Mr Busb gıbı Amenkahlar da, Turkıye'yı Korfez Sa- vaşı'na sokabılmek ıçın. Özal'ın gozunu bır 'presidan'lık boyasıyla boyayıp onu şı- martmaktan gen kalmıyorlar Türkıye'de hala, bırOsta Asya Hakanhğı, bırOrtado- ğu Emırulmumınhğı sultacılığı varmışcası- na, devlet başkanlanmızı hala şımartanlar vardır Bızam yerlı medyamız da bu ışe ça- nak tutmaktan gen kalmamaktadır Şu kabine-hükümet şefliği... Önce, bır gehşımı behrtmelıyız Erkeksı sosyo-pohtık ve etık ortamımızda. bır ka- dın başbakan. bır aşamadır Fakat, sıyasal ılışkıler dokusunda, bu kadın başbakana, adeta bır alerjı yaratıhyor Hem de yapay olarak Fakat, Tansu Hanım da, buna ade- ta çanak tutmuyor değıl' Uçaktakı baka- nı değıştırmekten tutun da. askersel devı- nımlen, koahsyon ortağını-kabınesını- koca genelkurmayı es geçerek kendınde ustlenmesı gerçekçı olmaz Sonra şu tu- tumlara bır bakahm • Başbakan. Güneydoğu sorunlannda. oralı feodallerden medet umuyor Olmaz Çağdaş Turkıye run çağdaş sıyasası, çağ- daş toplum kurumlanyla ve değerlenyle yapılır Aynca, bır sıvıl toplum sıyasası da temelde yalnızca fınans kapıtal kurumlan ve değerlenyle sela- mete kavuşturulamaz Bıldığı- mız kadanyla başbakan. lıberal zıhnıyetlı bır kıtle partısının lı- dendır Oyleyse onda hberallı- ğın kıtlelen ve "emek''ı kucak- layıalığı olmalıdır Özal gıbı zengınperestlık değıl Tansu Hanım'ın verdığı ımajda. tan- katçılarla flort rengı, demokra- sı dokusunun çağdaşlık orgu- sune hıç y akışmaz Bundan cıd- dı olarak yararlanması da ola- naksızdır Tankatçılar, ezancı- lar. bay rakçılar, kendısının renklı eşarplanyla modacı kos- tumlennın dunyasında değıl- dırler (•) Bılardoda k.endı \jranna durumlar SOSYAL DEMOKRAT HALKÇI PARTI Ulaşım saat 12 00 de SHP ıl ve ılve ba^kdnlıklan onunden kalkacak olan otobuslerle sağlanjcjklır olu^turup savı antırmak ŞANSA esMuayene Teşhıs Tedavı Laboraîuvar Rontgen PAZAH HARIÇ HER GUN SAAT 9C» 20 00 TÜRK KALP VAKFI Tel 275 12 44/45 Fax 266 47 12 1930larda Avnıpa ve Türkiye... "AybayYaymlan' nın onuncu kıtabı çıktı Adı "ikıDun- ya Savaşı Arasında Avrupa ve Balkanlar " Murat Sanca anısına "Aybay Hukuk Araştırmalan Vakfı"n\n duzenledığı bır sempozyumda yerlı yabancı bılım adamlarının one surduğu goruşlerı derleyen bu kı- tabı gozden geçırırken, Prof Sina Akşin'ın ıncelemesın- dekı yaklaşım ılgımı çektı Altını çızdığım satırları aktarıyorum Dunyanın en demokratık sayılan ulkelerınde 'faşıst' sayılabılecek uygulamalar, kurallar bulabılınz Acaba her ulkedekı faşızmı olçecek bır olçut mu gelıştırmelı- yız"> Yoksa, faşızmı demokrasmın karşıtı kabul edıp, demokrasıyı olcmekle mı yetınelım? Bu doğruysa, o zaman demokrasıyı olctuğumuzde dolaylı olarak faşız- mı de olçmuş oluruz Demokrası derecesı yuksekse fa- şızmın az olduğunu, demokrası derecesı duşukse faşız- mın çok olduğunu anlarız Aynen fızık dunyada sadece ısıyı olçup, soğukluğu olçmedığımız gıbı Soğukluğun derecesını, ısının mıkta- rından anlarız Aynca ısı olcumu kesındır, ama gorecelı olarak değerlendırılır Hava ısısı 15 derece ıse bu bıze serın gelebılır, fakat bır Eskımo'ya gore belkı 'sıcaktır' Hava ısısı 2b derece ıken bıze sıcak, Ekvator yerlılerıne serın gelebılır Demek kı bır ulke hakkında demokratık- tır, faşısttır, dıktatorluktur dıye kestırıp atmamalıyız Du- rumu ınceleyıp ne kadar demokratık ne kadar faşıst ne olçude dıktatorluk, bunu saptamak gerekır Ne yazık kı ulkelerın demokrası derecesını olçecek bır aletımız yoktur Ama yıne de bır ulkenın durumunu ınce- ledığımızde, nıcel bır olcum elde etmesek de demokra- smın ne olçude var olduğu konusunda haylı seçık bır fıkır edınebılırız sanıyorum ' • Sına Akşın ın yaklaşımı gerçekçıdır Insanoğlunun kafasmda bır toplum tasarımı var, oz- gurlukçu, demokratık, katılımcı, sosyal adaletçı' Insana en yakışır yonetım modelını "lıberaldemokrası"öe ara- yan var, bununla yetınmeyerek daha ılerıde bır toplum modelını "sosyalıst demokrası"de ya da tek sozcukle "sosyalızm de gorenler var Bır ulkede demokrasmın ne olçude var olduğunu, za- mana ve mekana gore de değerlendırmenın bılımsel bır yontem olduğu açık ve seçıktır Ancak yalnız sıyasal bı- lım çerçevesınde bu olçumun yeterlı olabıleceğı de kuş- kuludur • Osmanlı tarıhınde Batı demokrasısının D'sıne rastla- mak olanağı yoktur Tanzımat ta uç veren hukuk devletı kıvılcımları, 1876 Anayasası yla yaşama geçırılmek ıs- tenmış ardından 33 yıllık İkinci Abdülhamrt ıstıbdadı gelmıştır, 1908 Meşrutıyetı, Ittıhat ve Terakkı seruvenıy- le Bırıncı Dunya Savaşı felaketınde sonuçlanmıştır 1923 Devrımı'yle kurulan Cumhurıyetı'nın ozunde, de- mokrasmın çekırdeğı, laıklık ve kadın haklarıyla oluşu- yor Ancak yalnız sıyaset bılımıne gore değerlendırılırse bu olayları sağlıklı olarak olçemeyız 1930 larda Almanya da Hrtler Italya'da Mussolinl, Is- panya da Franco, Macarıstan da Amıral Horthy vardı Ne Almanya ne italya ne de otekıler 1930'lar Turkı- yesı'ne benzer Avrupa Ronesans-Reform-Aydınlanma sureçlerını yaşamıştı, Anadolu, 600 yıllık Osmanlı ıstıb- dadından gelıyordu Atatürk'un onunde, bır islam ulkesınde demokrasmın altyapısını oluşturmak sorunu vardı Anadolu da laıklık devrımı Turkıye yı Avrupa dakı butun sıyasal modeller- den farklılaştıran bır ayraçtır Çoğu sıyasal bılımcımızın bu ayraca yeterınce eğıl- medığı kanısındayım 20 ıncı yuzyılın ılk yarısında Turkıye dekı sıyasal rejı- mın yalnız çok partılı yaşam açısından değerlendırılme- sıyle 1923 Devrımı nı olçmek eksıklıktır, bu olcuye felse- fenın boyutlarını da katmak zorundayız, 1930 larda Türkıye'de yaşanan sıyasal rejımın kendıne ozgu bır de- mokratık devrımı ıçerdığı, o zaman ortaya çıkacaktır KAMUOYUNUNA DUYURU Atamıza uzunca bır suredır dogrudan hedef alan çırkın saldırılara karşı bazı sıyası partılerımızın çeşıtlı kurum ve kuruluşlarımızın gosterdığı geç kalmış tepkıyı olumlu karşılamaktayız Ancak Ataturk llke ve Devrımlerının uzunca bır suredır ıstısmar edıldığı de bıhnen bır gerçektır Bu sureç 1950 lerden ben uygulanan sıstemlı polıtıkaların urunudur Bu polıtıkalann sonucunda oluşturulmaya çalışılan "Yapay Atıtûrkçülük" ortamında "Bızler Atıtürkçü Değillz " Gerçek Ataturkçuluk; Cumhurıyetçiliğl, Mılliyetciliğl, Hılkçılığı, Oevletçilıği, Devrımcıhğı ve Laıklığı anlamak ve savunmaktadır Bunun yolu da orgutlu bır yapılanmadan geçer Emperyalızme larşı verılen dunyanın ılk Kurtuluş Savaşı sonucunda dalgalandırdığımız ozgürlük ve tım bağımsızlık bayrağımızı dık tutabılmek ıçın sızlerı Ataturk ve Devrımlerıne daha fazla sahıp çıkmaya çağırıyoruz ATATURKÇU OUŞUNCE DERNEGI İSTANBUL ŞUBESI Mecıdıyekoy Kultur Merkezı Katotaparkı Ustu Kat 6 Mecıdıyekoy IST T PI '0212)288 90 72 73 Pax '0212) 288 90 74 Yuışma Adrttı CC 460 Mecıdıyekoy İSTANBUL KAMUOYUNA Son gunlerde Meclıs ıçınde vedışında Ataturk ve Ataturkcu dusunceye karşı yapılan saldırıları sıddetle kınıyor, kamuoyunu duyarlı olmaya çağırıyoruz KIRKLARELİ CAM SANAYİİ FIRIN ÇALIŞANLARI ANMA Çok değerlı v arlığımız onur ka> nağımız A. KADİR'İ aramızdan aynhşının dokuzuncu yılında ozlem, sevgı ve sa>gıylaanı>onız EŞİ, ÇOCL KLARI \ E TORUMJ Onur Üyemız Yazınımızın değerlı üyesi TARIKBUĞRA'yı yıtırmenın üzüntüsü ıçındeyız. Yakınlanna ve okurlanna başsağhğı dılıyoruz. EDEBİYATÇILAR DERNECİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear