22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhurjyet İmtivaz sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmeni- Özgen Aear •Genel Yayın Koordinatörü: Hikmet Çetinkaya • Genel Yayın Daruşmaru: Orhan Erinç •Yaaışlen Müdürleri. tbrahim Yıidız. Dinç Ta>anç(Sorumlu) • Haber Merkezi Müdürü: tpek Çalışlar • Görsel Yönctmen Ali Acar ©Dış Habcrler. Ergun Bakı • Ekonomı. Abdurrahman V ıldırım • İstihba- rat: Yalçın Çakır 9 Yurt Haberlen Metımet Saraç # (lakaleler: Sami Karaören # Spor: Abdülkadir Yücebnan • DÜ7cltmc Abdullah Yazıcı Ankara Temsılcısr Mustafa Balbaş •Haber Muduru Doğan Akın Atatürk Bul- van No:125. Kat 4. Bakanlıklar-Ankara Tcl 4195020 (7 Hat). Telex 42344. Fax 4195027 •Izmır Temsılcısı Serdar Kızık, H.Zıva BK 1352 S.2 3 Tel.4411220 Telex: 52359. Fax: 4419117 »Adana Temsılcısı: Çetin Yiğenoğlu İnonü Cd. 119 S. No. 1 Kat. l.Tel: 3522550-3522601-3522492, Telex: 62155. Fax- 3522570 Muessese Muduru Erol Edtut • Koordınatör AJnnet Koraban • Muhasebe. B>Hent \etta • tdare. Hüseyin Cirer • İ^letme önder ÇeUk • Bılgı-lştem' Nail Inal •Bılgısayar Sıstem: MürihetÇBer •Reklam Reha lşıtman \ a\nlava> \e B*s*n: Yem Gun Haber Ajdnsı. Basın ve Yavıncilık A Ş TûrlocıpCdd 39 41Cdğaloğlu34334İst PK 246 Islantml Tel (0 2l2)51205O5(2Ohdt)Telex 22246. Fax:(0 212)51385^5 8ŞLBATI994 İmsak: 5 34 Güneş:7.01 Öğle: 12.25 İkındı: 15 09 Aksam: 17 36 Yatsı: 18.57 Kendine sağlam omuz buldu • HOLSTON(Reuter)- ABD Başkanı Clinton, Amerikan Kanser Vakfı'nın Houston'daki balosunda, lösemili çocuklarla tek tek ilgilendi ve onlara çeşitli armağanlarverdi. Alaska'dan tedavi için gelen küçük Timothy, omzuna çıktığı Başkan'ı. parti sonuna kadar bırakmadı. Timoıhy West, uygunilik bulunduğunda ameliyat edilmek üzere hastanede bekliyor. (Fotoğraf: RICK WILKING) AzizNesinfyasağı deldi • TAHRAN (AA) - İran'da eserlerine satış ve yayın yasağı getirilen Aziz Nesin'in bir öyküsünden uyarlanan skeç. İran Televizy onu'nda yayımlandı. Radikal Cumhuri İslami gazetesi. cumartesi akşamı yayımlanan oyuna tepki göstererek. İran Televizyonu yöneticilerine. hakkında ' \ asaklama karan bulunar. bir yazara ait oy unun gösierilmcsinin nedenini sordu. tran Kültür ıBakanhğTnın ""Şeytan AyetlerTnınTürkçe yayımlanması nedeniyle Nesin'e y asak karan aldığı hatırlatılanyazıda. tele\ izyonun da. "Bundan böyle bu karara uymakta dikkatli olması" istendi. TürkDili Sempozyumu • ANKARA (AA) - Kültür Bakanı Fikri Sağlar. uluslan bir arada tutan en temel bağın dil olduğunu belirterek. "Dil. ulusal bilincın ve birliğin en temel öğesidır. Dilde yaşanan çözülmelerya toplumsal-vapısal çözülmenin göstergesidir ya da habercisıdir" dedı. Fahriye Abla mahkemelik • ANKARA (AA)- "Fahriye Abla" şiirinin \azan Ahmet Muhip Dıranas'ın eşı Münıre Dıranas'ın. şıırden esinlenerek gerçekleştirilen "Fahnye Abla" adlı fılmin özel televizy on kuruluşu interStar'da izinsizve sansürsüz olarak vayınlandığı gerekçesiyle açtığı 300 mily on liralık tazminat dav asına devam edildı. Ankara 19. Asliye Hukuk Mahkemesi'ndeki bugünkü duruşmaya taraf vekılleri katıldılar. Don, flamingoları kaçirdı • KIRŞEHİR(AA)- Kırşehir'in Mucur ilçesi yakınlanndaki Seyfe Gölü Kuş Cenneti'nde yaşayan flamingolar. önceki gece gölün donması üzerine göç ettiler. Geçen hafta sonu Kırşehir ve ci vannda hava sıcaklığının sıfınn altına düşmesi sonucu. 9 bin 700 hektar büyüklüğündeki Sey fe Gölü dondu. Gölün donması nedeniyle kuş cennetinde yaşayan yaklaşık 500 bın fiamingo. göç etmek zorunda kaldı. Meriç'te sınır • EDİRNE(AA)-Türkve Yunan heyetleri, Meriç nehri üzerinde bulunan lOdönüm genışliğindekı Doyran Adası üzerinde kaybolan Hudut taşlannın yeniden belırlenmesi için bir araya geldi. Vali Yardıması Bekir Toksov. görüşmelerle ilgili olarak yaptığı açıklamada, teknik çalışmalann birkaç gün daha sürmesınin beklendiğini belirterek, "Hudut taşlan-famanla ortadan ka> bolmayacak şekılde beton ve demir kullanılarak dikilecek. Daha sonra iki ülke arasında yapılacak bir görüşme ile Doyran Adasf ndakı hudut tasdik edilecek" dedi. Onun için esashac, Allahy asevgiylegönülden yönelmektir • Hallac'a göre, evin kuytu bir yerinde sembolik olarak hac ritüeli uygulanıp, fakirler doyurulduğu takdirde aynı sevabın kazanılması mümkündü. Anadolu llallae-ı Prof. Dr. Niyazi Öktem • Olüme mahkum edilen Hallac, önce 1000 kez kırbaçlanır, ardından elleri ve ayaklan kesilir. Çarmıhla birlikte yakılır ve külleri Dicle NehrTne atılır. 'Gerçek secde edenlerin yöneldiği yer, bilgelik ve sevgi olmalıchr' -3- •y -w- allac'ın duruşmasında M m felsefı veteolojik ana ğ ğ tartışma konusu 'vahdet-i -*- -*- vücud'anlayışının yürürlükteki İslam doktrinine ters düşüp düşmemesiydi. Başka bir anlatımla evrensel monizm, tann-doğa iç içeliğinin geleneksel Islamla bağdaşıp bağdaşmaması mahkemenin doktrinel tartışma odağını oluşturmaktaydı. Yaratan-yaratılan ikilemi mi; yoksa özün, cevherin fışkırarak kendini ortaya koyması. sıfatlannı göstermesi anlayışı mı İslama uygundu? Geleneksel sûfi anlayış kuşkusuz özün fışkırmasını benimsemiştir. Fakat sûfîler bu tur bir tarüşmayı anlamsız görmektedirler. Onlar için hakikati herkese anlatmaya çahşmak beyhude çabadır. Herkes doğruyu kavrayamaz. Çilekeş, abdal, veli hakikati kavrar; anlatması gerekmez. Anlayana ne mutlu... Oysa Hallac, geleneksel süfı inanç doktrinini herkese duyurmak istemiştir. 'Evren-insan-AUah' monizminin (fekliğinin) gerçek Müslümanhk olduğunu anlatmak uğruna Hallac ölmüştür. Geleneksel Sünni yorumdaki Allah'ın tekliği anlayışı. onu her türlü nitelemeden, boyutlamadan, ona nüfuz etmeden, sınırlan hakkında düşünceler ileri sürmekten insanı uzak tutmaktadır. Monizm zındıklıktır. İnsan aklının sınırlan onun boyutlannı anlayacak güçte değildır. Hallac ise Kuran'ın bâüru (içsel) anlamı içinde Allah'ın özünün tanınabileceğini iddia etmektedir. Orneğin manası hala keşfedilemeyen Elif, Lam, Mim gibi 'Kuran-ı Kerim'deki bazı semboller. bâtına, özenişin göstergeleridir. Hallac'ın duruşmalannda bu konulara girilmesi zorunluydu. Halkın benimsemiş olduğu yaratan-yaratılan, buyuran-buyrulan ikilemi imajını kıran Hallac dinsel olduğu kadar siyasal açıdan da tehlike teşkil etmekteydi. Hükmetmeyen, insanla sevgi birliği içinde beraber olan Allah anlayışı yöneticilerin ışinegelmezdi. Eş'ari kadılar. Hallac'ın doktrinini çürütme bağlamında duruşmalarda adeta yanşa girmişlerdi. Karar aşaması ve hac sorunu Halife Muktedir'in vezır Hamıd'le ilgili du> gulan kanşıktı. Kötü idareciliğine sinirlenmekte. fakat kumazlığı ve gaddarlığı hoşuna gitmekteydi. 309 yılının nevruz ayında sarayının görkemli bahçesinde vezir Hamid'e geniş bir otorite •y - y alkın benimsemiş olduğu m ğ yaratan-yaratılan, buyuran-buyrulan ğ ğ ikilemi imajını kıran Hallac dinsel olduğu -JL JL. kadar siyasal açıdan da tehlike teşkil etmekteydi. Hükmetmeyen, insanla sevgi birliği içinde beraber olan Allah anlayışı yöneticilerin işine gelmezdi. alanı teslim etti. Bunun karşılığında da harcamış olduğu 150.000 dınann onayınıaldı. Halıfeninikıoğluve Valde Sultan süreklı entrikalar peşindeydı. Bu ortam içinde karar aşamasına artık geçiliyordu. Mahkeme sürerken Hambeli başkaldınna bastınlmış, Hallac'ı savunan İbni Ata sorunu halledilmişti. Şahit olarak sûfıler dinlenecekti. Sûfılerin lideri Ciireyrimahkemeyeçağnlır. O da Hallac'ın Şakir bin AhmedV gönderdiği mektubu mahkemeye teslim eder. Bu mektupta Hallac "İçindeki kâbeyi > ıkmasıgerekriği.onun yerine bilgeliği kurmasının zorunluluğundan" 1 söz etmektedir. "Gerçek secde edenlerin yöneldiği yer bilgelik ve sevgi olmalıdır" diye Hallac sözlerine dev am eder; onun için esas hac. Allah'ın sevgisinı içinde hissetmek ve o sevgiye doğru gönülden yönelmektir. Hacla ilgili bu türbiryaklaşım tutucu \e biçimci Sünnılerle bağnaz ve aşın Şia yandaşlan ıçın zındıklıkıan başka bırşey olamazdı. Karar öncesinde mahkeme heyetinden Ebu Ömer, vezır Hamıd'in huzuruna her gün gelerek Hallac'ın müritlennin elınde bulunan defterlerinden pasajlar okumakiavdı. Okuma işine İsmail İbni Zancide kalılırdı. Defterlerin birinde hacea gıdılmedıği takdirde ne yapılması gerektiği hususlanna değinilmiştır. Hacca gidılemezse. evın ku> tu bir \ennde sembolik olarak hac ntüelı uygulanıp. fakirler doyurulduğu takdirde aynı sevabın kazanılmasının mümkün olduğu göriişüne yer verilmişti. Ebu Ömer bu düşünceler okunduğunda hiddetlenmiş ve hemen kağıt kalem isteyerek "Hallac'ın kanmın dökülroesi caizdir" sözünü bir kadı olarak kaleme alıp imzalamıştır. Arkasından Hallac'a hakaret etmiş, bir yalancı olduğunu söylemiştir. Hallac'ın bulunan diğer defterlerinde de evde hac fanzesinın yerine getirilebıleceği görüşlerine >er verilmiştir. Anadolu Ale\ılerinin, Bektaşilerin haccı inanç koşullanndan bıri saymamasının nedeni bu mülahazalar olsagerek. Hallac açısından önemli olan; gönlün, yüreğin billurlaşması. saflaşmasıdır. Hac müzakerelerinın sonunda ölüm karan ahnır. Şehadeti ve yankıları İdamıyla ilgili bılgileri İbni Bakûye'ye dayalı olarak öğrenmekteyiz. Kalabalıkbirhaylifazla\dı. Meraklılar. sempati du> anlar. dostlan. ondan nefrel edenler. son anda mucize bekleyenler alanı doldurmuştu. İdamından bir gece önce zabıta işlerinın basında olan Muhammed Bin Abdülsamed mahkûmu teslim alır ve merkeze getınr. Ertesı sabah alana geıinlen Hallac. cellada teslim edilir. Gün (Miladı26Mart922)24 Dhülkada 309'dur. Cellat kırhaçlamaya başlar. K.aç kırbaç darbesi vurulduğu hususunda rivayctler muhtelıftir. İbni Dihyaya göre 400. darbe\ıaldığında "Şimdi Konstantiniye zaptedildi" demiştir. 600. darbede Abdülsamed'e "Sana bir şe> sö> le>e> im, Konstantiniye'nin alınması kadar değerli ve önemli şe> ne olabilir?" demıştı. Onun ce\ abı ıse "Sen bunu daha önce söylemiştin, onu bırak da bu kırbaç darbelerini engelleyebilir misin ona bak" demiştir. 1000 kırbaç 1000 kez kırbaçlandığı hususu ağırlık kazanmıştır. Daha sonra bir eli, arkasından bir aşağı. daha sonra ıse diğer eU e ayağı kesilmiştır. Başı kesildiğinde \ ücudunda hala canlılık olduğu sö>lenir. Çarmıhla birlikte yakılır. Küllerdaha sonra Dicle Nehri'ne atılır. Başı iki gün bir direğe asılır. daha sonra saraya götürülür. orada muhafazaya uygun hale getirildikten sonra Horaian'a gönderilerek tüm kentlerde ahaliye göstenlir. Hallac'ın çarmıhaaMİı olduğu sırada 'Enel Hak' dedığı rivavetleri vavgındır. İdam sırasında kalabalık bir hayii fazlaydı. Sevenleri ve sevme\enleri alanı doldurmuştu. YARlN:Dicle'nin öfkesi DEVLET GOREVE ÇAĞRILDI BarolarBirliğî Sıvas katliamı için 69 milyar istedi • 25 kişinin ailesi için toplam 12 milyar 250 milyon maddi, 46 milyar 200 milyon lira manevi tazminat talebinde bulunan Türkiye Barolar Birliği, talebini devletin olaydaki "ağır kusuruna" dayandırdı. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Türkıve Barolar Birliği Başkanlığı. Snas'ta çocuklan katledılen aıleler için İçişleri Ba- kanhğı'ndan, toplam 69 milyar 50 milyon lira istiyor. 60günlük bekleme süresinden sonra. olumsuz yanıt gelmesi halinde harekete geçeceğini bildiren Ba- rolar Birliği. yargı yoluna baş- vuracağını açıkladı. Mağdurlar yalnız değil Türkiye Barolar Bırlığı Baş- kanlığı. dün yaptığı basın top- lantısında. Sıvas katliamının mağdurlan için İçişleri Bakan- lığı'na yaptığı maddi ve manevi tazminatın miktannı açıkladı. Geçen cuma günü. İçişleri Ba- kanhğı'na şaptığı başvuruyla Sıvas'ta ölen 25 kişinin ailesi için toplam 12 milyar 250 mil- yon maddi. 46 milyar 200 mil- yon lira manevi tazminat tale- binde bulunan Türkiye Barolar Birliği. talebini devletin olayda- ki "ağır kusuruna" dayandırdı. Barolar Birliği. 200 milyon lira tutanndaki dav a açma harcının da idare tarafından ödenmesi gerektiğini belirterek Sıvas kat- liamı mağdurlannı yalnız bı- rakmamak ıçın devlete bu yü- kümlülüğün düştüğünü dile ge- tirdı. Türkıye Barolar Birliği'nin 17 ağustosta Sıvas olaylannın kovuşturulması için kurduğu "Sıvas Çalışma Komisyonu"- nun yaptığı basın toplantısın- da, komisyon adına açıklama yapan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Önder Sav. ailelerin, duruşmaları süren Sıvas davası konusundaki sorulannı yanıt- larken 14 şubattaki duruşma konusunda açıklamalar yaptı. Yargı sürecini etkılememek için davaya ilişkin değerlendirme yapmaktan kaçınan komisyon- da görevli avukatlar, suçlulann hak ettikleri cezayı alacaklannı belirttiler. Göz göre göre İletışim ve ulaşımın kolay ol- duğu bir çağda, 7 buçuk saat süreyle otelde mahsur kalan 37 insanın yardımına yetişemeyen. bu insanlann "göz göre göre" yanmalanna seyircı kalan dev- letin, maddi ve manevi tazmi- natlan ödemesinın "bir görev" olduğunu SÖN leyen Barolar Bir- liği Başkanlığı. devletin bazı kamu görevlilerine işten el çek- tirerek sorumluluktan kurtula- mayacağını belirtti. Türkiye Barolar Birliği Baş- kanı Sav yaptığı açıklamada. devlete görev ini. İçişleri Bakan- hğı'na yaptıklan tazminat iste- mivle anımsattıklannı belirtti. Sav. Sıvas olayının siyasi, idari ve hukuki sorumlulannın orta- ya çıkanlması gerektiğini söyle- di. BARIŞ VE TOLERANS KONFERANSI Uç tek tanrılı dinin barış görüşmeleri • îstanbul Fener Rum Patrikhanesi ile Nevv York Vacdina Çağn Vakffnın düzenlediği "Banş ve Tolerans" konulu konferans bugün başlıyor. Türk Orkodoks Patriği'nin toplantıyı "Türkiye'ye yönelik oyun" olarak değerlendiımesi tepki çekti. İstanbul Haber Servisi - İstan- bul Fener Rum Patnkhanesı ile Nevs York Vicdana Çağn VakfV- nın düzenlediği "Barış ve Tole- rans" konulu konferans. çok savıda verlı ve vabancı konuğun katılımıvla bugün başlıyor. Ermeni Kilisesi'nin konferans- ta temsil edılmeNeceğını belırten Patrikhane Sözüsü \ıaa Bakar yaptığı açıklamada. "Yurdumuz- daki savıca en büyük gavrimıislim toplumun Ermeni toplumu olması- na karşın. Ermeni Patrikliği'ne konferansta söz hakkı verilmeme- si en başta bu topiantının başlığına ters düşmektedir. C emaatler ara- sında bövlesi bir ayrım gözeten düzenleme kurulunun, ne barıştan ne de hoşgöriiden söz etmesi müm- kün değildir. Bu durumu protesto edivoruz"dedı. Konferansa katılmak ısteyen Karabağ Eımenileri Ruhanı Lı- den Başpıskopos Barkev Marti- rossian'a ise Atına'dakı Türkıve Başkonsolosluğu tarafından Türkive'yegirişvızesı verilmedığı one suruldü. Fener Rum Patrikhanesi'nden alınan bilgiye göre konferans. Ortodoks Kilisesi ile diğer tek tannlı dınler arasında uzun süre- dır var olan akademik diyalog temelıne da>anıyor. Dınler ara- Rahmi Koc da katilacak. sındakı banş ve toleransı amaçla- yan konferans Türk Ortodoks Patnğı tarafından ise "Türkiye'- ye vönelik bir oyun olarak" değer- İendırildı. Türk Ortodoks Patriği Selçuk Erenerol. konferansı "Va- tikan usulü bir Bizans devleti kur- ma yolunda ön çahşma" bıçımin- de suçladı. Erenerol, Fener Rum Patrikhanesf nin düzenlediği top- lantıva Divanet İşleri Başkan- lığı'nın katılmasını da eleştırdi. Toplantıva katılan çe\reler ise Erenerolun tutumuna karşı çık- tılar. Tek tannlı dinler arasında banş ve hoşgörüyü savunmanın Bizans devleti kurmakla ne ilgisi- nin olduğunu anlayamadıklannı sözlerine eklediler. Baykam: Şeriatçı basın, laikleri hedefgösteriyor Muammer Aksoy'u anma toplantısındaki olayın çarpıtıldığını söyleyen ressam, ilgilileri göreve çağırdı MUHARREM AVTJIN Ressam Bedri Bay- kam, Atatürkçülüğü savunduğu için laiklik karşıtı şeriatçı basının kendisini sürekli ve haksız yere "heder göstermesine dikkat çekerek yetkilileri gö- reve çağırdı. Atatürkçü Düşünce Derneği'nce (ADD), 30 Ocak 1994 Pazar günü, Mecidiyeköy Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Muammer Aksoy'a Saygı, Devrim Şehitlerini Anma Toplantısı" ile "Türkiye Nereye Koşuyor?" başlıkh panel sırasında gelişen olaylann "Va- kit" gazetesi tarafından çarpıtılarak verildi- ğıni söyleyen Baykam, gazetenin bu tutumu- nu kınadı. Olay nasıl oldu? Topiantının bir yennde, panelistlerin otur- duğu masanın arkasındaki duvarda bulunan dev Atatürk posterinin bir ucu öne düşmüş ve Atatürk'ün yüzü kapanmıştı. Bu sırada ön sırada oturan ve daha sonra İslamcı, "Va- kit" gazetesinin muhabiri olduğu öğrenilen bir gazeteci bu "durumu" görüntülemiş. ikın- ci kareyi çekmek üzerev ken salondakilenn "Neden Ata- türk'ün yüzü kapalıy ken res- mini çekiyorsun?" tepkisiyle karşılaşmıştı. Durumu göz- lemleyen panelist Bedri Baykam ise "Bırakın çek- sin, Atatürk'ün resmini ne- lektaşıyla birlikte hızla salondan dışan çı- kmaya hazırlanırken tüm panelıstler, saygısız bir dınleyicinin hareketinden ötürü söz konusu gazetecıden özür dilemış \e üzüntülerini belirtmişlerdi. Bu olavdan iki Atatürkçü laikler, önce Islâm'a, sonra muhabirimize saldırdı Cirkin saldınden o halde çektiğini biraz sonra size söyleyeceğim" de- mişti. Söz konusu gazeteci bunun üzerine, sessizce ye- rine oturmuş, bu sırada bir dinleyici, bu kez gazetccınin resmini çekmiş. hemen ardından arka sıralardan fı- rlayan bir dınleyıcı ise ön sıradakı gazetecı- nin üzenne yürüyerek kendisini tartak- lamıştı. Bu sırada gözlüğü yere düşen ve flaşının bir bölümü kınlan gazeteci ayağa kalkarak yüksek sesle "Bedri Baykam o adamı kışkııttı!" diyerek beraberindeki mes- habirimize saldırıy a zemin hazırladı" y azıy or- du! Habenn gen kalan bölümlennde ıse. "Muhabirimiz Turgay Güler'in fotoğraf çe- kimleri. salondaki görevliler tarafından engel- lendi. Bedri Baykam'ın. 'Çeksın. çeksın. on- lan ne yapacağımızı biliyo- ruz" (Oysa Baykam, "Çek- sinler, çeksınler. neden çek- tiklerini ben bilivorum" de- mişti) şeklindeki tahriki üze- rine engelleme çabalan fiili saldırıya dönüştü. Laikler, muhabirinıizi >umruklaya- Muhabınmız Turgay Guler'ın fotoğraf çekımlerı. saicndakı go- revlıler tarafından engellendı Bedn Baykam'ın 'Teksın çek sın, onları ne yapacağımızı bılıyoruz" şeklindeki l.jhnkı uzerı- ne. engelleme cabaları fiılı saldırıya donustıı l.-ııkler. mııha- bınmızı yumruklayarak. fotoğraf makınesı ve Iı;yl>ı,ıı kırdılar n sorra kerdBJvte yuz yuze gö- rjşmek stex*ğımız Bebn Bayfcam n ya- tartan, sanatçmfı ( " * (£ \ akit gazetesinin olayla ilgili haberi gerçekleri çarpıtıyor gün sonra. 1 Şubal 1994 tarihli "\akit" ga- zetesinin bırinci sayfasında "Çirkin Saldın" başlıkh bir haber yayımlandı. "Atatürkçü la- ikler önce İslam'a, sonra muhabirimize saldırdı" denilen haberde aynca. "Ressam Bedri Baykam'ın tahrik edici konuşması, mu- rak fotoğraf makinesi ve tey- bini kırdılar" şeklinde cüm- leler kullanılmıştı. Bedri Baykam. avnı za- manda Ahmet Kekeç adlı köşe yazannın "İşte Ata- türkçûler..." başlıkh yazısı- nda konu edildiği "Vakit" gazetesinin şeriatçılara kendisini "hedef" olarak gösterdiğinı belirterek en çok da çarpıtılan haberdekı "Çok sayıda laik(!) ta- rafından yumruklanan muhabirimizin, maki- nesi ve te> bi kınldı. Laikler, saldıny ı gösteriy e dönüştürerek "Bir daha bizim tuplantılanmı- za gelirseniz hepintzi geberüriz' dediler" şek- lindeki bölüme sınirlendiğini söyledi. Söz ko- nusu gazeteciye saldıran dınleyiciyi tüm sa- mımiyetiyle şiddetle kınadığını vurgulayan Baykam şöyle konuştu: "Salondaki 400 şahidin önünde cereyan eden bir olayı, bu kadar saptırarak konuş- macıları hedef göstererek masum ve inanan in- sanlan tahrik ederek açıkça tek kelimeyle- yalan üreterek böyle açık bir ahlaksızlık ya- pan kişi ne gazeteci olabilir, ne de Müslü- man... Hiçbir dinde kardeş kavgası üretmek için yalan söyleyen insanlara yer yoktur ve bu kişiler gerçek yüzlerini belli etmişlerdir." Daha önce de İslami "Cuma" dergisinde hakkında. "Bütün Müslümanlar düs- manımdır'." diye çarpıtılmış bir habenn yer aldığmı. gönderdiği tekzip metninin ise yayı- mlanmadığını anımsatan Baykam, sözlerini şöyle noktaladı: "Vakit gazetesindeki haberle ilgili suç du- yurusunda bulunacağım ve Türkiye bir hukuk devletiyse basın savcüarını göreve davet ediyo- rum. Bövlesi bir yalan ve tahrik dolu haberden ötürü bana gelebilecek bir saldın olayından sorumlu, bu yalan vayını yapan ve bunlan gör- memezlikten gelen tüm idari makamlar olur."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear