Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
6 ŞUBAT 1994 PAZAR • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLEREVDE VAMI 19
TÜRKİYEDE DÜNYADA
Adana
Afyon
Ankara
Antalya
Aydın
Çanakkaie
Dıyartoakif
Edıme
Erzumm
Eskışetlır
IstantMjt
Izmır
Kare
Konya
Samsun
rabzon
ZonguKlak
A 17 4
A 8' -3
A -6 "-28
A T -3
A 6 ' 4
A 16' 3
A 13' 1 '
A 15" 6'
A 4 " - 6
;
A 16° 0'
A -6'-28
:
A 6" -4'
A ' 5 ' 8'
A 16 ' 5 '
A -4
-
-2O'
A 5" -6'
A 13 " 4 •
A 15 ' 2 '
A 11 " 6
Meteorolo/f fşlen Genel Müdürtüğu nden altnan bfflgrye göre bütûn böJ-
geferımız az bututu ve açık geçecek Yurdun ıç ve doğu kesımlerınde yer
yer sıs gorulecek Hava sıcak[jğı artacak Ruzgar guney ve batj yonler-
den hafıf arasıraortakuvvetteesecek Denızierımızde ruzgar butunde-
nızienmızöe kıt>le ve lodastan Aköenız de 2-4 dığçr deotzlenrntzde 3-5
kuvvetınde saatte 4-16 denız mılı hızla esecek Van Golu nde hava az bu-
lutlu ve açık geçecek
Amsterdam
Amfnan
A&na
Bağdai
Bonn
Bruksel
Cenevre
3ezayır
p
rankfurt
Leflıoşa
Peferaöurg
.ondra
Uadnd
Wı!ano
vtoskova
Uunıh
Dslo
^arıs
^ a g
loma
Zıyana
K 2
A 18
A 16
B 15
Y 4
Y «
Y 7
f 18
Y 6
A 18
B-14
Y 5
Y 15
Y 3
6-12
Y 6
A -8
Y 4
K 4
A 2 5
Y 15
Y 8
j Yağmurlu Bulutlu Sıslı Guneşlı K a r h
Primadonnadan
operaya saygı
BARCELONA - Geçen yılki
Istanbu] Festivali'nde
verdiği konserle Türk
izleyicisini büyüleyen
dünyaca iinlü soprano
Montserrat Caballe. elinde
bir demet çiçekle. yanan
sevgili opera salonu Liceo'nun
ziyaretinegeldi. Dünyanın
en büyük opera
salonîanndan olan Liceo, 31
ocakta çıkan bir yangın
sonucu harabeye
dönüşmüştü.
(Fotoğraf: REUTER)
Okur dediğin
böyle olur
LAS VEGAS - Bu alışılmadık
göriintü, gazetesini her koşul
altmda okumaya and ıçmiş
cefakar bir okuyucu ve bu aru
yakalamaya calışan fotoğrafçıyı
belgeliyor... diyemediğjmiziçin
üzgünüz. Riviera Hotel'inçatı
katı suitinden aşağı sarkıülmış
halde gazetesine bu kadardalrnış
olan bey, Fransız dublör
Jean-Michel Casanova.
European gazetesi için çekilen bir
reklam fotoğrafına mankenlik
yapıyor. Bu işi pek tehlikeli
bulmadığını söyleyen Casanova,
gelecek Orümcek Adam fılminde
dublörlük yapacak. (REUTER)
'Hııkuk devleti şeriat tehdidinde' t^• Baştarafi l.Sayfada
Anayasa Mahkemesi Baş-
kanlığı belli bir süre için veril-
miştir. Bugün vardır. yaruı yok-
tur. Anayasa Mahkemesi Baş-
kanı olmayı bir yana bırakın.
Andımız var. Bir yurttaş olarak
anayasanın 2. maddesinde geçen
demokratik, laik, sosyal hukuk
devletini sonuna kadar savun-
makla görevüyim. O halde laik
devleti savunmak suç olacak bi-
çime gelmişse, Türkiye'de Ata-
türk'ün kurduğu Cumhuriyet'te
Atatürkçülüğü savunmak suç
olacak hale gelmişse yaşama-
mak daha iyi. Onun için korkum
yok. Ben her /aman söylüyo-
rum. Kuduz olmaktan kor-
kanm, olmamak mümkiin. Öl-
mekten korkmam, ölmemek
mümkiin değil"
Özden, amacının tüm çağdaş
nitelikleri>]e hukuk devletini
gerçekleştirmek olduğunu ve
insan haklannı hukukun kav-
nağı saydığını vurguladığı ko-
nuşmasında. "adalet devletin,
savuıuna da adaletin temelidir"
diyerek, adalete veni temeller
aramanın gereği olmadığını
söyledi. Bu temel güçlü kılın-
mazsa ve bu teme] üzennde sı-
yasal ya da başka nedenlerle
ödünler veririlırse yann ıçine
düşülecek karanlıkıan toplumu
hiç kimsenin kurtaramavacağı-
nı dile getiren Özden. şö\le de-
di: .
"İşte ben karanlığa girmeden
ondan uzak durma çağrısını hu-
kuk bağlamında yapıyorum.
Konuşmamı istemeyenler, ko-
nuşmamın içeriğini tartışmıyor-
lar. Anayasa Mahkemesi Baş-
kanı konuşmasın. Niye? Ben
konuşursam, laikliği tanıtırsam,
Atatürk ilkelerini biraz daha ta-
nıtırsam; şeriat özlemleri azala-
caktır. Din de\leti kurma çaba-
larının boş olduğu anlaşılacak-
tır. Benim ikilemim o. Hiç başka
bir şeyi tartışmıyorum. Ya hu-
kuk devleti. ya din devleti. Her-
kes istediği gibi inansın, istediği
gibi tapınsın hiçbir diyeceğim
yok. Ama sövlediğim tek şey
var. Ya din devleti, ya hukuk
devleti."
Konuşmasında. Anayasa
Mahkemesi'nin, türbanla ilgili
karanna da değinen Özden,
yüksek mahkemenın kararlan-
nın "kelebekler dışında herkesi
bağladığı"nı belirterek, sözleri-
nı şöv le sürdürdü: "Biz kimse-
nin özel yaşammda türban kul-
lanmasına karşı değiliz. İstediği-
ni kullanır, evinde,; işinde, bağı-
nda. Ama devlet bir hukuk kuru-
mudur. Hukuk devlerinde dinsel
giysiler kullanılmaz. Çalışanı,
çaltştıranı. Onu dışarda kul-
lanır. Aksi takdirde, çok özgür-
ce ve banşci bir ortamda geçme-
si gereken ögretim >e eğitim,
kimi etnik kökenleri belli eden
giysiler, kimi dinsel kökenleri
belli eden gjysilerle çatışma
alanına dönüşebilir. N'olur? Ya
benim gibi giy, ya senin gibi gi-
yilmez dive kavgalar başlava-
caktır. \e bunun dinsel amaçlı
giysi olduğu da belli. İşte bakın
onu da yeniden getirdiler. Ne
oluyor, yasama \e yüriitme or-
gamnın kimi öncülük yapanları
Anayasa Mahkemesi kararlan-
nın bağlayıcılığını çiğniyorlar.
Mahkemenin kararları. bir tek
kelebekleri bağlamıyor. İstedik-
leri gibi uçsun. Herkesi bağlıyor.
Peki bu bağlayıcılığı çiğnerse-
niz, kendi yaptığınız yemininize
uymaz da, yemin dışı devlet türii
özlemini dile getiren açıklama
Devlete Sıvas davası
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sıvas
olavlannda yaşamıru yitiren 37 kışinin yakı-
nları ıle vakılan Madımak Oteli'nden sağ
kurtulanlar. tazminat ödenmesi için İçişleri
Bakanlığı'na başvurdular. Türkive Barolar
Birliği (TBB). olaylan önleyemeyen devletin
ağır kusuru bulunduğunun belirlendiğıni açı-
kladı.
TBB'den yapılan yazılı açıklamada. Sıvas
olavlannda yakınlannı kaybedenlerle 17
Ağusıos 1993 tarihinde bir loplantı yapıldığı.
açılan veva açılacak olan davalarda her türlü
hukuki vardımın sağlanması için karar
alındığı ve birçalışma komisyonu kurulduğu
hatırlatıldı.
Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde görülen
davada. baro avukatlannın müdahil olarak
görev yaptığı belirtilen açıklamada. şuhlar
kaydedildı:
"Yapılan değerlendirmelerde iletisim ve
ulaşunın kolay olduğu bir çağda, 7.5 saat süre
ile otelde mahsur kalan 37 insanın yardımına
yetişemeyen, onları göz göre göre diri diri yan-
maktan kurtaramayan devletin ağır kusuru
saptanmıştır.
Ölenlerin yakınlarının acıiarını dindirmek,
dostlan, arkadaşları gözleri öniinde vanan.
kendi olağanüstü gayretleri ile muci/e kabilin-
den sağ olarak kurtıilan insanlarm belleklerin-
den olayın izlerini ve korkusunu silmek ola-
naksı/dır. Bu nedenle ölenlerin yakınlarına ve
olaydan sağ kurtulanlara maddi ve manevi taz-
minat ödenmesi için İçişleri Bakanlığı'na baş-
vurulmuştur."'
Kadınlardan 'laik Türkive* sözü
Haber.Merkezi - "Laiklik" ıl-
kesirnn. Türkive Cumhunvetı
Anayasası'na gırişınin 57. yıl-
dönümü. îzmir. Antakşa ve Ko-
caeli'nde kadın örgütlerince dü-
zenlenen miting. yürüyüş ve et-
kinliklerle çoşkulu bir şekilde
kutlandı. Kutlanialarda. "laik
devletin, Türkive Cumhuriyeti için
bir zorunluluk olduğu ve sonsuza
dek cumhuriyetin diğer ilkeleriyle
birlikte yaşatılacağı" \urgulandı
İzmır Büromuzun habenne
göre, Türk Kadınlar Konsevi
Demeği Îzmir Şubesi'nce dün
düzenlenen etkinliklerle "laiklik
dersi" verildı. Denıeğin Şube
Başkanı F. Canan Ünlü, laıklığin
Atatürk devnmlennın en önemlısı
olduğunu belirterek. "LaikKk.
adam olmak. uygar olmak, çağ-
daş olmak. üstün nitelikli kişi ol-
mak demektir" dedi.
Türk Kadınlar Konseyı Der-
neği İzmir Şubesı Başkanı ve >ö-
neticileri dün Atatürk Anıtı'na
çelenk koyarak saygı duruşunda
bulundular. Daha sonra yöreden
geçen araçlara, "Atam Izmdeyiz"
yazılı çıkartmalar yapıştıran
kadınlar. yurttaşlan Atatürk
devrimlerine sahip çıkmaya
çağırdılar. Şube Başkanı F. Ca-
nan Ünlü konuşmasında şu gö-
rüşlere yer verdr
"Demokrasinin yerleşmesi ve
çağdaş uygarlık düzeyine ulaşabil-
menüı tek volu, Atatürk devrimle-
rine sahip çıkmakla mümkündür.
Laiklik, Atatürk devrimlerinin en
önemlisidir. Laiklik, bazı kişilerin
söylediği gibi dinsizlik ounayıp,
tam tersine dine sahip çıkan bir
devrimdir. Vlüslümanlıkta ruh-
banlık yoknır. Allah öniinde her-
kes eşittir. tbadet ise kul ile Allah
arasında olan manevi bir bağdır.
Bu kutsal duvguları hiç kimsenin
siyasi ve şahsi çıkariarı için kul-
lanmaya ve istismar etmeye hakkı
yoktur. Hürriyetlerimizin sahibi
olmak istiyorsak. bilhassa asırlar
boyu ikinci sınıf insan muamelesi
gören kadınlanmızın ve
kızlarunızın çok hassas olup, la-
ikliğe sahip çıkmalan gerekir."
Adana Büromuzun haberine
göre. Türk Kadınlar Birliği An-
takva Şubesi'nce düzenlenen "la-
iklik" mitingi coşkulu bir şekil-
de kutlandı.
Kadınlar Kulübü önünde top-
lanan coşkulu kalabalık, küçük
gruplar halinde miüngin >apıla-
cağı alana yürüdü. Alanda, Ata-
türk Anıtı'na çelenk konul-
masının ardından saygı duruşun-
da bulunuldu. Daha sonra hep
birağızdan İstıklal Marşı. 10. Yıl
Marşı ve Gençlik Marşı okundu.
Mitingde bir konuşma yapan
Türk Kadınlar Birliği Antakya
Şubesi Yönetım Kurulu üyesi
emeklı edebivat öğretmeni Berciş
Elzer, laıklığin Türkiye Cumhuri-
veti'nin temel ilkelerinden biri ol-
duğunu \e Atatürk devrimlerinin
özünü oluşturduğunu söyledi.
Laıklığin din düşmanlığı değil.
dine karşı tarafsızlık olduğunu
vurgulayan Ezer. özetle şö>le ko-
nuştu:
"Laik devlet, Türkiye Cum-
huriyeti için bir zorunluluktur.
Çünkü laikliğin zedelendiği bir
aevlette milliyetçilik zedelenecek-
tir. Milliyetçiliğin zedelenmesi
bağımsızlığımızı zedeleyecektir.
Bağımsızlığımızın ve miİliyetçili-
ğimizin zedelenmesi demokratik
düzeni yok edecektir. Bu nedenle
laiklik çok önemlidir. Laiklik
Türkiye Cumhuriyeti'nin temel il-
kelerinden biri olma niteliği yanı-
nda Büyük Önder Atatürk'ünmil-
letimize gösterdiği çağdaş uy-
garlık düzeyine erişme hedefînin
de birinci şartıdır. Atatürk'ün
Türk kadınına bahşettiği en kutsal
armağan kadın haklarıdır. Türk
Kadınlar Birliği olarak Atatürk il-
kelerine, özellikle laikliğe sahip
çıkmak için payımıza düşeni iist-
İeneceğimi/den kimsenin kuşkusu
oünamalıdır. Türk kadınına bu
hakkı tanıyan büyük önderimiz
Atatürk'ü saygı ve minnetle anıyo-
ruz"
Berciş Ezer. SHPden CHP'ye
geçen ve partisi tarafından yeni-
den ada> gösterilen Şükrii Güç-
lü'yoi, Antakya Belediyesi'nın söz
verdiği gerekli desteği sağlama-
ması nedenıyle kınadıklanru be-
lirtti.
Atatürk resimleri. "Laiklik
dinsizlik değildir" gibi sözlerin yer
aldığı pankartlann taşmdığı,
"Türkiye laiktir laik kalacak"
gibi sloganlann atıldığı mıtınge,
çeşitlı odalar, dernek \e demok-
ratik kitle örgütlerinin temsilcile-
ri ve vatandaşlar katıldı.
Türk Kadınlar Bırliğı İzmıt
Şubesi'nce de İzmit'de "laikh'k
yüriiyüşü" yapıldı. Türk Kadın-
İar Birliği İzmit ve İstanbul Şube-
leri temsilcilennin katıldığı ve
Baç KavşağYndan başlayan yü-
rüyüş Anıt Park'ta son buldu.
Atatürk portresı \e anayasanın
laiklik ile ilgili maddesının vazıü
olduğu pankartı taşıyarak bir ki-
lometre yürüyen kadınlar. Anıt
Park'ta savgı duruşunda bulun-
dular ve İstiklâl Marşı'nı sövle-
diler.
Türk Kadınlar Bırliğı Genel
Başkanı Ayseli Göksov. yaptığı
konuşmada Atatürk ilke \e dev-
rimlerinin yılmaz savunucusu ve
bekçisi olduklannı belirterek.
"Türk kadınlan olarak Atatürk-
çülüğün karşısındaki fîkirlere ve
davranışlara hiçbir zaman taviz
vermeyeceğiz. Onun ilke ve dev-
rimleri doğnıltusunda Türkiye
Cumhuriyeti'ni sonsuza kadar ya-
şatacağız" dedı.
SHP Ankara büvükşehir be-
ledı>e başkan ada>ı Korel Göy-
men ve çok savıda partılı dün
Anıtkabır'ı zıyaret ederek çelenk
koydular.
törene Ankara SHP İl Baş-
karu Yılmaz Ateş. büvükşehir be-
lediye başkan adavı Körel Gö>-
men, Ankara Büy ükşehır Beledı-
yesi Başkan Vekili Vedat Aydın.
bazı ilçe beledıye başkan adaylan
ve çok savıda partili katıldı. Tö-
rene katılanlar Aslanlı Yol'dan
yürüyerek, Atatürk'ün mozolesi-
neçelenk koydular ve saygı duru-
şunda bulundular. Korel Gö>-
men. Anıtkabır özel defterinı im-
zaladı.
SHP Ankara il örgütü >öne-
tıcileri daha sonra 2. Cumhur-
başkanı İsmet İnönünün de
kabrini zıvaret ederek çelenk
ko\dular.
NOTLAR/ MLSTAFA BALBAY
Sosyalist Muhalefette
Yeni Filizler
• Baştarafi l.Sayfada
Sosyalist Birlik Partisi (SBP) ile Emek ve Kurtuluş grupları
arasındakı birliği, işçi Partisi-Türkiye Sosyalist Işçi Partisi'nın
oluşturduğu "seçimışbırlığı"ızledı. "Dibe vurma"b\Xvn\ş,ye-
rinı yeni heyecanlara bırakmış görünüyor. SBP Başkanı Prof.
Sadun Aren'le Türkiye'deki ve dünyadakı gelişmelerı konuş-
tuk. Umutlu bir tablo çizdi. Avrupada solun toparlanmasının
Türkiye'yi de etkıleyeceğıni vurguladı. Sağiıklı toparlanma
için önlerine koyduklan hedef beş yıl.
Parti bencillığini, grupçuluğu bir kenara bıraktıklarını vur-
guladı Prof. Aren, ardından ekledi:
"Bizim geçmişte savunduğumuz pek çok politika, bugün
sağ partilerin bile sloganlan arasına girdi. Ama bundan ra-
hatsız değiliz. Önemli olan bunlann toplum yaşamına gir-
mesi, benimsenmesiydi İlle de bizim bayrağımız altmda ola-
cak diye bir şey yok. Şu aşamada bizim hedefimiz, toplumda
sosyalist bir muhalefet grubu oluşturmak. Sosyalist seçeneği
canlı tutmak.'
Bu amaçla da yakın geçmişte, ortak savundukları şeyler ol-
masına karşın pek çok konuda farklı düşünen üç grup şimdi
bir arada.
Bu üç grubun, "Birleşik Sosyalist Alternatif" imzasıyla yayı-
mladığı bildırıde bırliğin altı çizıliyor:
"Tirajları bırkaç bını geçmeyen yayınlarla sınırlı imkan-
larımız içinde yarattığımız araçlarla genış emekçı yığınları
içinde etkılı olamadığımızı artık gormeliyız. Emekçilere sos-
yalistbir seçenek sunabilmemizin yolu, güçlerimizi, enerjimi-
zi birikimimizi birleştirmekten geçiyor."
Prof. Aren, 25-29 ocak tarihlerı arasında yapılan Fransız
Komünıst Partisi'nın kongresıne katıldı. Aren, kongreden etkı-
lenmış. Kongrede, "merkez"\e başlayan partı organlarının
adı "u'lusal" olarak değiştirilmış. Merkezkomıtesınınadı ulu-
sal komıte, Politbüro'nun adı ulusal büro. genel sekreter ulu-
sal sekreter olmuş. Kongrede bunun açıklaması şöyle
yapılmış:
"Artık her şeyi merkezden yürütmenin çağı geçmiştir."
Fransız Komünist Partısının 1 mılyona yakın üyesi var.
1976'da proleterya diktatörlüğünden vazgeçtığinı resmen açı-
klamıştı. Son kongesınde de "demokratik merkeziyetçılık"-
ılkesınin bırakıldığı açıklanmış.
Yeni Ulusal Sekreter Hue eskıden birhastabakıcı ımış. Hue,
bugün Fransız televızyonun etkın programlarından "Gerçek
Saati'ne katılacak ve ılksınavını verecek.
Prof. Aren kongre sırasında Yunanıstan. Romen. Bulgar
komünıst ve sosyalist partı temsılcılerıyle de görüşmüş. Her-
hangı bir değışıklik olmazsa önümüzdekı aylarda bu parti lı-
derleri İstanbuİ'da bir araya gelecek ve "yenipolitikalar" üre-
tecekler,
ilk konunun da Kıbrıs olması bekleniyor.
IP Genel Başkanı Doğu Perinçek ıle TSIP Genel Başkanı
Turgut Koçak da önceki gün bir basın toplantısıyla seçimde
ortak hareket edeceklerını açıkladılar
iki genel başkan da kendilerıne bılımsel sosyalizmi bedef
sectıklerını vurguladıktan sonra, bu ortak hedef ıçın seçim iş-
birliğinde karar kıldıklarını açıkladılar.
Perinçek, dünkü görüşmernizde de sosyalist parti ve grup-
lar arasındaki birlik arayışının genişleyeceğini söyledi. Perin-
çek, sorumuz üzerine SBP ıle Emek ve Kurtuluş gruplarının
oluşturduğu bırlikle önümüzdekı dönemde temas kurabile-
ceklerinı. aradakı görüş farklılıklarına karsı ortak zemının olu-
şabıleceğını belırttı.
Parlamentodakı siyasi partıler, ne yazık kı politika uretmek
yerine sorun üretmeyı yeğliyorlar. Böyle bir ortamda, kamuo-
yunda bulacağı destek ne olursa olsun, yuzde kaç oy alırsa
alsın, alternatif duşuncelere de gereksınim var.
yaparsanız kim inanır ve nereye
gjdiür?"
Adalet Bakanı Seyfi Oktay
da, Türkiye'de laikliğe karşı bü-
yük girişimler olduğunu belirt-
ti. Oktay, şunlan söyledi:
"Bugün her şeyden evvel cum-
huriyetin çok önemli sorunlarıy-
la karşı karşıya olduğumuzu bil-
mek zonındayız. işte Sayın
Anayasa Mahkemesi Başkanı'-
na karşı yapılan davranışlar. Bu
tabü ki Sayın Başkan'm kendi
şahsından kaynaklanan bir şey
değil. Savunmuş olduğu düşün-
ceye karşı yönelen davranışlar
bunlar. Siz, anayasa ve sistem-
den laikliği çıkarırsanız, hukuk
devleti mümkün olur mu acaba?
Demokrasiden söz etmek, çağ-
daşlıktan söz etmek, insan hak-
larından söz etmek mümkün
olur mu? O halde Sayın Baş-
kan'ın belirttikleri gibi bugün bir
ikilem söz konusu.Ya gerçekten
laik, demokratik, sosyal hukuk
devleti ayakta kalacak ve daha
çağdaş kurumlarla donatılacak;
ya da bunun karşısında bir şeriat
devleti veya başka bir ifadeyle
teokratik sistem oluşacak. Şim-
di bu iki konu gündemde. Bu son
derece önemli bir konu ve ger-
çekten üzerinde düşünmemiz;
çağdaşlıktan, demokrasiden ve
hukuk devietinden yana olan-
ların tümünün tam bir dayanı-
şma içerisinde tam bir gönül bir-
liği içerisinde birlikte olmak ve
bunun mücadelesini verme za-
| manı içinde olduğumuzu açıkça
J belirtmek gerek."
Hükümeti
• Baştarafi l.Sayfada
vurgulayan Türk-İş yöneticile-
ri; ekonomı, terör ve demokra-
tikleşme politikalanndan va-
kındı. Bir yazısmdan dolayı
hapis cezasına çarptınlan Pet-
rol-İş Sendikası Genel Başkanı
Münir Ceylan >emeğe katılma-
dı.
Türk-İş Başkanlar Kurulu,
Demirel ile yemekten önce 1.5
saat süren bir görüşme yaptı.
Türk-İş Başkanı Meral. yemek-
ten önce vaptığı konuşmada.
hükümetin ve muhalefetteki
partilenn çalışma yaşamına iliş-
kin vaatlerini yerine getirme-
diklerinı vurgulayarak. "Tür-
kiye'de huzur sağlanabilmesi
için 12 Eylül döneminin kalıntısı
tüm antidemokratik düzenleme-
ler iptal edibnelidir" dedı. Me-
ral. devalüasyonun çalışanlar
üzerinde rahatsızlık yarattığını
kaydederek. "Her zaman biz-
den fedakarltk bekJenmesin.
Çalışanlann tahammülü kal-
madı" diye konuştu.
Meral, şunlan söyledi:
"12 EylüTden sonra büyük
kayıplarunız oldu. Sizden çok
şey beku'yoruz. Başkanı olduğu-
nuz parti, halen iktidarda. Ana-
yasa ve yasalarda değişiklikler
olmadı. Olacak gibi de görün-
müyor. Biz, huzurlu Türkiye'den
yana bir kuruluşuz. Sorunların
masa başında çözülmesini istiyo-
Ç'alışmahavatındaTürk-İş'in
"sağduyulu" olduğunu ifade
eden Demirel. çatışma yerine,
uzlaşma >oluna gidilmesının
"teslim olma anlamına gelmedi-
ğini" sö\ ledı
L'luslararası Çahşma Örgütü
(ILO) sözleşmelerinden 6'sının
imzalanmasının çalışma haya-
tına "nefes getirdiğini" beürten
Demirel. "Kamu çalışanlarmın
da sendikal haklan var. Değişik-
lik için adım atıldı. Bu, anayasa
değişikliği gerektirir. Herhangi
bir tereddüte meydan vermeye-
cek şekilde meseîeyi götürmek,
en doğnısu" dedi. Demirel. de-
mokrasi ilerledikçe çahşma >a-
şamının bundan vararlana-
cağını belirtti. Daha sonra
Türk-İş Başkanı Meral. Demi-
rel'e bir plaket ve dos\a verdi.
Plaketi verirken Meral'in. "Şim-
diki Doiitikacılar eleştirilere da-
yanamıyor" demesi üzerine De-
mırel. "Siz yine eleştirmeye de-
vam edin" yanıüru verdi.
butünlugu
• Baştarafi l.Sayfada
du. Suriye Dışişlen Bakanı
Faruk El Şara. görüşmeler son-
rasında düzenlenen basın top-
lantısında. ülkesinin PKK'ya
destek verip vermediği yolun-
daki bir soruyu yanıtlarken.
PKK ile 'Filistin halkının işgal
altındaki topraklarda İsrail or-
dusuna karşı sürdürdüğü müca-
dele' arasında bağlantı kurdu.
Dışişlen Bakanı Hikmet Çe-
tin, Suriye Dışişleri Bakanı Fa-
nık El Şara ve İran Dışişlen
Bakanı Ali Ekber Velayeti ara-
sında dün İstanbul Svvissotel'de
gerçekleştirilen üçlü zirvenin
öncelikli gündem maddesini.
Irak'ın toprak bütünlüğü ko-
nusu oluşturdu. Üç ülke dışişle-
ri bakanı, Irak'ın birliği ve top-
rak bütünlüğünün korunması
konusundakı kararhbklannı
vurgulayarak. bunun aksi geliş-
melerin bölgeye ve dünyaya
kötü etkiler getireceği görüşünü
dile getirdiler.
Kuzev Irak'ta devletleşme
yolunda olan Kün yönetimi
konusunda görüş ahşverişinde
bulunan üç bakan, bölgede her
türlü aynlıkçı harekete karşı or-
tak ve kesin tavır alma yönün-
deki kararlıhklannı vurguladı-
lar.
Irak'ın toprak bütünlüğü ko-
nusunda Batılı ülkelere de uya-
nda bulunan dışişlen bakanla-
n, 'Irak'taki aynlıkçı hareketle-
re destek vermeyin' mesajını
üettiler.
Ankara-Şam gerginliği
Dışişlen Bakanlan Zirvesi,
Türkiye ile Suriye arasında ge-
rilime de sahne oldu. Suriye
Dışişleri Bakanı Faruk El Şara,
basın toplantısında Suriye'nin
PKK'ya destek verip vermediği
\olundaki bir soruyu yannlayı-
şı sırasında Günevdoğu'dakı
olaylardan söz ederken, 'Filis-
tin halkının işgalci İsrail ordusu-
na karşı sürdürdüğü mücadele'
örneğini kullandı.
'Suriye'nin terörizme ve
PKK'ya hiç bir şekilde destek
vermediğini' söyleven El Şara,
Türk basınının 'Suriye'nin
PKK'yı desteklediğf voluhdaki
suçlamalarla kamuoyunu ya-
nılttığını savundu. El Şara. da-
ha sonra yaptığı açıklamada
'Suriye'nin, terörizm ile toprak-
lan işgal altmda bulunan bir hal-
kın işgalcilere karşı sürdürdüğü
meşnı mücadele arasında ayrım
yaptığım' ve Türkiye'nin top-
rak bütünlüğüne saygılı oldu-
ğunu belirtti.
Susorunu
Faruk El Şara. Türkiye'deki
temaslan sırasında Fırat'ın su-
lannın paylaşımı konusundakı
rahatsızlıklannı da Başbakan
Tansu Çiller ve Dışişleri Bakanı
Çetin ile yaptığı göriişmelerde
dile getirdiğini söyledi. Türkiye
ıle Suriye arasında en geç 1993
yılı sonunda 'sulann paylaşımf
konusunda bir anlaşma imza-
lanmasının kararlaştınldığını
hatırlatan El Şara. Türk hükü-
metinin uluslararası anlaşmala-
ra uyarak bu taahhüdünü yeri-
ne getirmesirü beklediklerini
ifade etti. El Şara. Çiller ve Hik-
met Çetin ile su konusunda
yaptığı görüşmenin olumlu geç-
tiğini; suyun Türkiye. Suriye ve
Irak arasında pavlaşımma iliş-
kin bir anlaşmayla ilgili geliş-
meler olacağını söyledi.
Ancak Türk Dışişleri yetkili-
leri, su konusunda bir anlaşma
vapılmasının henüz söz konusu
olmadığını belirttiler.
Üç ülke dışişleri bakanlan
arasındakf gelecek toplantı,
temmuz ayında Suriye'nin baş-
kenti Şam'da gerçekleştirilecek.
YÜZBAŞI
SELAHAniN'İN
ROMANI
İlhan Selçuk
5 bası 70.000 (KDV içinde)
Çağdaş Yavınları Türkocağı Cad.
39^1 Cağaloğlu-İsıanbul
Ödemeli gönderilmez
OLAYLARIV
ARDENDAKI
GERÇEK
• Baştarafi l.Sayfada
demokratik ya da antidemok-
ratik olmasına bakarak bir
karara varamazlar. Bu konu-
da sorumluluk, bütünüyle ya-
saları koymak, kaldırmak,
değiştirmek yetkisine sahip
yasama organının, yani Bü-
yük Millet Meclisi'nindir.
Büyük Millet Meclisi Baş-
kanı Sayın Cindoruk da dü-
şünceleri yüzünden 20 aya
mahkûm edilen Ceylan'a "Al-
lah kurtarsın" diyor.
Ancak ortaya bir soru çıkı-
yor: Münir Ceylan'ı Allah mı
kurtaracaktır, yoksa parla-
mentomuz mu? Demokrat ol-
duklannı günün moda -ama
gereksiz ve münasebetsiz-
deyişiyle ifade etmek'ten
pek hoşlanan ve bu yolda
fırsatı kaçırmayan parlamen-
terlerimiz düşünceleri ceza-
landıran 312'nci maddeyi ne-
den kaldırmıyorlar ya da de-
ğiştirmiyorlar?
Sayın Cindoruk "Siyasi
parti grupları bu konuyu Mec-
lis'in gündemine getirirlerse,
ben elimden gelen gayreti
gösteririm" demiş ve Cey-
lan'ın fikirleri yüzünden ceza-
landırılmasını 'demokrasinin
eksikliği' olarak nitelendir-
miştir. Bu durumda Sayın
Meclis Başkanımızın yakın
bulunduğu DYP Meclis Gru-
bu ne yapmayı düşünür? 'De-
mokrasinin eksikliği'ni gider-
mek için siyasal parti grupla-
rı uzun yıllardan beri neden
ve niçin harekete gecmiyor-
lar?
Yüksek Seçim Kurulu tara-
fından seçim yasasına aykırı
davrandığı için, geçici olarak
kapatılan bir televizyon yü-
zünden kıyamet koparan
medyamız neden susuyor?
Antidemokratik yasalarm
kaldırılması konusunda med-
yamız neden ilgisiz ve edil-
gin?
Kırk yıldan beri böyledir;
ne yazık ki çağdaş uygarlığa
layık bir demokratik rejimi
yaşam biçimi olarak benim-
semekten yoksunuz. Sarı
saçlı bir kadını başbakanlığa
getirmekle bu sorun çözül-
müyor. Çünkü Bayan Başba-
kanımızın da demokrasi ko-
nusunda bir derdi yok. Sayın
Çiller giysilerini özgürceseç-
meyi ve birini bırakıp ötekini
giymeyi demokrasi sanıyor.
Ancak 'L/ygar dünya ka-
muoyu' bir sendika başkanı-
nın gazetede yazdığı tek yazı
yüzünden 20 ay hapsedilme-
sine akıl erdiremeyecektir.
Nitekim Münir Ceylan Avru-
pa İnsan Haklan Komis-
yonu'na başvuracağını söy-
lemiş.
Görüşmeler 15 şubatta
Baştarafi l.Sayfada
ilişkin mektubu, Galı'nın Kıb-
ns Özel Temsilci Yardımcısı Gus-
tave Feissel tarafından KKTC
Cumhurbaşkanı Rauf Denkt
ve Rum Yönetimi BaşkSftr
kos Kelridesc iletildi.
Butros Galı her iki tarafa da
gönderdiği mektubunda. iki ta-
rafın kendısine yazmış olduğu
'Maraş ve Lefkoşa Havaalanı pa-
ketüıi göriişmeye hazır olduklan-
na' ilişkin yanıtlara teşekkür etti.
Paketin nasıl uygulanacağı ko-
nusunun şubat ayı ortasından
başlamak üzere iki ay içinde ka-
rara bağlanmasını işteyen Gali.
görüşmeleri Kıbns Özel Temsil-
cisı Joe Oark'ın başlatacağını ve
taraflar arasında mekık dıploma-
sisi uygulayacağını belirtti.
Edinilen bilgiye göre, bu gö-
rüşmelerde taraflann statüleri ve
birbirlerine bakış açılan, siyasi
görüş ve durumlan hiç bir şekilde
etküenmeyecek. Görüşme resmi
bir anlaşmayla sonuçlandığı tak-
dırde, taraflar bu anlaşmarun uvg
"Z" nmasmi gûçleştiriiîgjeSinR
engellemeyecek. '
Mektup uyannca. özel temsilci
yardımcısı Gustave Feissel,
Denktaş ve Klerides ile bir ara\a
gelerek 11 şubat tarihıne kadar,
ele alınacak ana konulan belirle-
yecek.
Geriye kalan ve paketin uy-
gulanmasıyla ilgili konular ise,
ıdarecı rolünü üstlenecek olan
BM'nin her iki taraf ıle istışaresi
sonucu belirlenecek.
BM Genel Sekreten'nın Kıbns
Özel Temsilci Yardıması Gusta-
ve Feissel'in Kıbns Türk ve Rum
taraflan ile temaslanna yann
başlaması bekleniyor.
SHP'depasiflik
sorgulanıyor
• Baştarafi l.Sayfada
Son döviz şoku. ardından ge-
len devalüasyon karannda, kabi-
nenın SHP kanadmın yeterince
etkın olamaması, parti içinde
farkb göriişlerin ona\a çıkması-
na neden oldu. Gelışmeler, parti
üst düzey y öneticilerini de ekono-
mi yönetiminın yalnızca DYP'-
nin sorumluluğuna bırakılma-
ması gerek tiğini savunur hale ge-
tirdi. SHP Genel Sekreten
Çulhaoğlu. Türkiyenın. son on
senedir dış fınansmanla bü> üme-
sıni sürdürdüğünü ifade ederek.
bunun gereği olarak kur ve faiz
dengelerinın ıthalata açık tutul-
duğunu söyledi. Çulhaoğlu. hü-
kümetin SHP kanadmın ekono-
mı yonetiminde yetersiz kalması-
na ilişkin eleştirilen de, şöyle
karşıladı: "Spekülatif birtakım
gelişmeler de olabiliyor. Likidite
fazlası, bu sonınları da çıkartabili-
yor. Sayın karayalçın. son deva-
lüasyon karanna sahip çıktı.
Ekonomik geUşmede çaresiz
kalındığı için sahip çıktı. Sanırun,
sahip çıkmasının temelinde, eko-
nomiyi sadece DYP yönetimine
terkeitme değil, SHP'nin de
ekonomi yonetiminde ağırlık ka-
zanması talebi, ifadesi vardı.
SHP, bundan sonraki ekonomik
geüşmeierde rol alacaktır."
Sanayı ve Ticaret Bakanı
Köse, pasiflik eleştirilerine ka-
tılmadığını vurgulayarak. eko-
nomıden sorumlu bakanliklann
DYP'de olmasının "bir başka
mesele" olduğunu dile getırdı ve
"Ama, alınan karaıiarda da, 'bıze
ne?' de diyemeyiz. Hükümet bir
bütündür, alınan karariar da or-
taktır. Tarım Bakanlığı'nm bir
karan varsa şayet, onda hükümet
ortak sorumludur. Sanayi Ba-
kanlığı'ndan da herkesin sorumlu
olduğu gibi. Benim devlet an-
layışun budur" dıve konuştu.
"SHP Ankara Milletvekılı
Mümtaz Soysal da SHP'nin eko-
nomi politikalan üzerinde söz sa-
hibi olmasının gereklılığine dık-
kat çekerek, şu eleştirilen getirdi:
"SHP gibi sosyal demokratlık id-
diası taşıyan bir partinin, ekono-
mik konularda pasif kabnası ve
DYPnin belirlediği politikalan
arkadan izlemesi, kabul edilebile-
cek bir durum değildir. Özellikle,
Türkiye gibi bir ülkedeki sosyal
demokrasi, ekonomi yoluyla top-
lumun yapjsını değiştirmek, çah-
şan insanlan layık olduklan yere
getirmek amacını güder. Bu ise,
sadece demokratikleşme, hukuk,
insan haklan ve özgürlük konu-
lanyla uğraşarak değil, aynı za-
manda ekonomi politikalan üze-
rinde de söz sahibi olmakia sağ-
lamr."
Sııııdi kontenjanı yaıııt bekliyor
Haber Merkezi - Suudi Arabis-
tan'ın. hac kontenjanının artın-
lması istemını reddettiği Türk hü-
kümetini by-pass ederek Refah
Partısı'ne ek kontenjan sağladığı
bilgileri üzerine Dışişleri Ba-
kanlığı'nca Riyad'a yapılan
uyanya henüz yanıt gelmedi.
Türkiye'nin Riyad Büyükelçisi
Ali Tuygan, gelişmelerle ilgili bılgi
veremeyeceğim belirterek. bu ko-
nuda açıklama yapma yetkisinin
sadece Dışişleri Bakanlığı'nda
buiunduğunu söyledi.
DSP Genel Başkanı Bülent
Ecevit, "Refah Partisi'ne hac ko-
tası kontenjanı" konusunda da
"RP'nin dürüstiük ve antiemper-
yalistlik iddiası ciddiye almmaz"
dedi. Ecevit. konuyla ilgili olarak
gazetecilerin sorulannı yanıtlar-
ken şunlan söyledi:
"Refah Partisi bir y andan ken-
disini düriist bir parti olarak
tanıtıyor, fakat bir y andan sımrsız
maddi olanaklarının nereden gel-
diğini açıklamay a yanaşmıyor. Bu
kaynaklardan birinin Suudi Ara-
bistan olduğu ortaya çıkıyor. Yani
Suudi Arabistan içişlerimize
kanştınunış oluyor. Bu parti anti
emperyalist geçinir, diğer yandan
da ABD emperyalizminin, Batı
emperyalizminin Ortadoğu'daki
bir tenısilcisi olan Suudi Arabis-
tan'la yakın çıkar ilişkileri içinde
olduğunu ortaya çıkıyor. Bu du-
rumda RP'nin dürüstlük iddiası ve
antiemperyalistlik iddiası ciddiye
alınamaz." Suudi yönetimi. hü-
kümetin by-pass edilerek. Türki-
ye'deki bazı kuruluşlara ek hac
kontenjanı sağlandığına ilişkin
sorulara henüz yanıt vermedi.
Türkiye'nin Riyad Büyükelçisi
Ali Tuygan.Cumhuriyet'in. "Tür-
kiye'nin, Suudi Arabistan hükü-
metine Refah Partisi'ne ek kon-
tenjan sağlandığı gerekeesiy le ilet-
tiği uyanya hangi yanıtın verildi-
ği" sorusunu karşılıksız bıraktı.