22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
6 ŞUBAT 1994 PAZAR • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLEREVDE VAMI 19 TÜRKİYEDE DÜNYADA Adana Afyon Ankara Antalya Aydın Çanakkaie Dıyartoakif Edıme Erzumm Eskışetlır IstantMjt Izmır Kare Konya Samsun rabzon ZonguKlak A 17 4 A 8' -3 A -6 "-28 A T -3 A 6 ' 4 A 16' 3 A 13' 1 ' A 15" 6' A 4 " - 6 ; A 16° 0' A -6'-28 : A 6" -4' A ' 5 ' 8' A 16 ' 5 ' A -4 - -2O' A 5" -6' A 13 " 4 • A 15 ' 2 ' A 11 " 6 Meteorolo/f fşlen Genel Müdürtüğu nden altnan bfflgrye göre bütûn böJ- geferımız az bututu ve açık geçecek Yurdun ıç ve doğu kesımlerınde yer yer sıs gorulecek Hava sıcak[jğı artacak Ruzgar guney ve batj yonler- den hafıf arasıraortakuvvetteesecek Denızierımızde ruzgar butunde- nızienmızöe kıt>le ve lodastan Aköenız de 2-4 dığçr deotzlenrntzde 3-5 kuvvetınde saatte 4-16 denız mılı hızla esecek Van Golu nde hava az bu- lutlu ve açık geçecek Amsterdam Amfnan A&na Bağdai Bonn Bruksel Cenevre 3ezayır p rankfurt Leflıoşa Peferaöurg .ondra Uadnd Wı!ano vtoskova Uunıh Dslo ^arıs ^ a g loma Zıyana K 2 A 18 A 16 B 15 Y 4 Y « Y 7 f 18 Y 6 A 18 B-14 Y 5 Y 15 Y 3 6-12 Y 6 A -8 Y 4 K 4 A 2 5 Y 15 Y 8 j Yağmurlu Bulutlu Sıslı Guneşlı K a r h Primadonnadan operaya saygı BARCELONA - Geçen yılki Istanbu] Festivali'nde verdiği konserle Türk izleyicisini büyüleyen dünyaca iinlü soprano Montserrat Caballe. elinde bir demet çiçekle. yanan sevgili opera salonu Liceo'nun ziyaretinegeldi. Dünyanın en büyük opera salonîanndan olan Liceo, 31 ocakta çıkan bir yangın sonucu harabeye dönüşmüştü. (Fotoğraf: REUTER) Okur dediğin böyle olur LAS VEGAS - Bu alışılmadık göriintü, gazetesini her koşul altmda okumaya and ıçmiş cefakar bir okuyucu ve bu aru yakalamaya calışan fotoğrafçıyı belgeliyor... diyemediğjmiziçin üzgünüz. Riviera Hotel'inçatı katı suitinden aşağı sarkıülmış halde gazetesine bu kadardalrnış olan bey, Fransız dublör Jean-Michel Casanova. European gazetesi için çekilen bir reklam fotoğrafına mankenlik yapıyor. Bu işi pek tehlikeli bulmadığını söyleyen Casanova, gelecek Orümcek Adam fılminde dublörlük yapacak. (REUTER) 'Hııkuk devleti şeriat tehdidinde' t^• Baştarafi l.Sayfada Anayasa Mahkemesi Baş- kanlığı belli bir süre için veril- miştir. Bugün vardır. yaruı yok- tur. Anayasa Mahkemesi Baş- kanı olmayı bir yana bırakın. Andımız var. Bir yurttaş olarak anayasanın 2. maddesinde geçen demokratik, laik, sosyal hukuk devletini sonuna kadar savun- makla görevüyim. O halde laik devleti savunmak suç olacak bi- çime gelmişse, Türkiye'de Ata- türk'ün kurduğu Cumhuriyet'te Atatürkçülüğü savunmak suç olacak hale gelmişse yaşama- mak daha iyi. Onun için korkum yok. Ben her /aman söylüyo- rum. Kuduz olmaktan kor- kanm, olmamak mümkiin. Öl- mekten korkmam, ölmemek mümkiin değil" Özden, amacının tüm çağdaş nitelikleri>]e hukuk devletini gerçekleştirmek olduğunu ve insan haklannı hukukun kav- nağı saydığını vurguladığı ko- nuşmasında. "adalet devletin, savuıuna da adaletin temelidir" diyerek, adalete veni temeller aramanın gereği olmadığını söyledi. Bu temel güçlü kılın- mazsa ve bu teme] üzennde sı- yasal ya da başka nedenlerle ödünler veririlırse yann ıçine düşülecek karanlıkıan toplumu hiç kimsenin kurtaramavacağı- nı dile getiren Özden. şö\le de- di: . "İşte ben karanlığa girmeden ondan uzak durma çağrısını hu- kuk bağlamında yapıyorum. Konuşmamı istemeyenler, ko- nuşmamın içeriğini tartışmıyor- lar. Anayasa Mahkemesi Baş- kanı konuşmasın. Niye? Ben konuşursam, laikliği tanıtırsam, Atatürk ilkelerini biraz daha ta- nıtırsam; şeriat özlemleri azala- caktır. Din de\leti kurma çaba- larının boş olduğu anlaşılacak- tır. Benim ikilemim o. Hiç başka bir şeyi tartışmıyorum. Ya hu- kuk devleti. ya din devleti. Her- kes istediği gibi inansın, istediği gibi tapınsın hiçbir diyeceğim yok. Ama sövlediğim tek şey var. Ya din devleti, ya hukuk devleti." Konuşmasında. Anayasa Mahkemesi'nin, türbanla ilgili karanna da değinen Özden, yüksek mahkemenın kararlan- nın "kelebekler dışında herkesi bağladığı"nı belirterek, sözleri- nı şöv le sürdürdü: "Biz kimse- nin özel yaşammda türban kul- lanmasına karşı değiliz. İstediği- ni kullanır, evinde,; işinde, bağı- nda. Ama devlet bir hukuk kuru- mudur. Hukuk devlerinde dinsel giysiler kullanılmaz. Çalışanı, çaltştıranı. Onu dışarda kul- lanır. Aksi takdirde, çok özgür- ce ve banşci bir ortamda geçme- si gereken ögretim >e eğitim, kimi etnik kökenleri belli eden giysiler, kimi dinsel kökenleri belli eden gjysilerle çatışma alanına dönüşebilir. N'olur? Ya benim gibi giy, ya senin gibi gi- yilmez dive kavgalar başlava- caktır. \e bunun dinsel amaçlı giysi olduğu da belli. İşte bakın onu da yeniden getirdiler. Ne oluyor, yasama \e yüriitme or- gamnın kimi öncülük yapanları Anayasa Mahkemesi kararlan- nın bağlayıcılığını çiğniyorlar. Mahkemenin kararları. bir tek kelebekleri bağlamıyor. İstedik- leri gibi uçsun. Herkesi bağlıyor. Peki bu bağlayıcılığı çiğnerse- niz, kendi yaptığınız yemininize uymaz da, yemin dışı devlet türii özlemini dile getiren açıklama Devlete Sıvas davası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sıvas olavlannda yaşamıru yitiren 37 kışinin yakı- nları ıle vakılan Madımak Oteli'nden sağ kurtulanlar. tazminat ödenmesi için İçişleri Bakanlığı'na başvurdular. Türkive Barolar Birliği (TBB). olaylan önleyemeyen devletin ağır kusuru bulunduğunun belirlendiğıni açı- kladı. TBB'den yapılan yazılı açıklamada. Sıvas olavlannda yakınlannı kaybedenlerle 17 Ağusıos 1993 tarihinde bir loplantı yapıldığı. açılan veva açılacak olan davalarda her türlü hukuki vardımın sağlanması için karar alındığı ve birçalışma komisyonu kurulduğu hatırlatıldı. Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde görülen davada. baro avukatlannın müdahil olarak görev yaptığı belirtilen açıklamada. şuhlar kaydedildı: "Yapılan değerlendirmelerde iletisim ve ulaşunın kolay olduğu bir çağda, 7.5 saat süre ile otelde mahsur kalan 37 insanın yardımına yetişemeyen, onları göz göre göre diri diri yan- maktan kurtaramayan devletin ağır kusuru saptanmıştır. Ölenlerin yakınlarının acıiarını dindirmek, dostlan, arkadaşları gözleri öniinde vanan. kendi olağanüstü gayretleri ile muci/e kabilin- den sağ olarak kurtıilan insanlarm belleklerin- den olayın izlerini ve korkusunu silmek ola- naksı/dır. Bu nedenle ölenlerin yakınlarına ve olaydan sağ kurtulanlara maddi ve manevi taz- minat ödenmesi için İçişleri Bakanlığı'na baş- vurulmuştur."' Kadınlardan 'laik Türkive* sözü Haber.Merkezi - "Laiklik" ıl- kesirnn. Türkive Cumhunvetı Anayasası'na gırişınin 57. yıl- dönümü. îzmir. Antakşa ve Ko- caeli'nde kadın örgütlerince dü- zenlenen miting. yürüyüş ve et- kinliklerle çoşkulu bir şekilde kutlandı. Kutlanialarda. "laik devletin, Türkive Cumhuriyeti için bir zorunluluk olduğu ve sonsuza dek cumhuriyetin diğer ilkeleriyle birlikte yaşatılacağı" \urgulandı İzmır Büromuzun habenne göre, Türk Kadınlar Konsevi Demeği Îzmir Şubesi'nce dün düzenlenen etkinliklerle "laiklik dersi" verildı. Denıeğin Şube Başkanı F. Canan Ünlü, laıklığin Atatürk devnmlennın en önemlısı olduğunu belirterek. "LaikKk. adam olmak. uygar olmak, çağ- daş olmak. üstün nitelikli kişi ol- mak demektir" dedi. Türk Kadınlar Konseyı Der- neği İzmir Şubesı Başkanı ve >ö- neticileri dün Atatürk Anıtı'na çelenk koyarak saygı duruşunda bulundular. Daha sonra yöreden geçen araçlara, "Atam Izmdeyiz" yazılı çıkartmalar yapıştıran kadınlar. yurttaşlan Atatürk devrimlerine sahip çıkmaya çağırdılar. Şube Başkanı F. Ca- nan Ünlü konuşmasında şu gö- rüşlere yer verdr "Demokrasinin yerleşmesi ve çağdaş uygarlık düzeyine ulaşabil- menüı tek volu, Atatürk devrimle- rine sahip çıkmakla mümkündür. Laiklik, Atatürk devrimlerinin en önemlisidir. Laiklik, bazı kişilerin söylediği gibi dinsizlik ounayıp, tam tersine dine sahip çıkan bir devrimdir. Vlüslümanlıkta ruh- banlık yoknır. Allah öniinde her- kes eşittir. tbadet ise kul ile Allah arasında olan manevi bir bağdır. Bu kutsal duvguları hiç kimsenin siyasi ve şahsi çıkariarı için kul- lanmaya ve istismar etmeye hakkı yoktur. Hürriyetlerimizin sahibi olmak istiyorsak. bilhassa asırlar boyu ikinci sınıf insan muamelesi gören kadınlanmızın ve kızlarunızın çok hassas olup, la- ikliğe sahip çıkmalan gerekir." Adana Büromuzun haberine göre. Türk Kadınlar Birliği An- takva Şubesi'nce düzenlenen "la- iklik" mitingi coşkulu bir şekil- de kutlandı. Kadınlar Kulübü önünde top- lanan coşkulu kalabalık, küçük gruplar halinde miüngin >apıla- cağı alana yürüdü. Alanda, Ata- türk Anıtı'na çelenk konul- masının ardından saygı duruşun- da bulunuldu. Daha sonra hep birağızdan İstıklal Marşı. 10. Yıl Marşı ve Gençlik Marşı okundu. Mitingde bir konuşma yapan Türk Kadınlar Birliği Antakya Şubesi Yönetım Kurulu üyesi emeklı edebivat öğretmeni Berciş Elzer, laıklığin Türkiye Cumhuri- veti'nin temel ilkelerinden biri ol- duğunu \e Atatürk devrimlerinin özünü oluşturduğunu söyledi. Laıklığin din düşmanlığı değil. dine karşı tarafsızlık olduğunu vurgulayan Ezer. özetle şö>le ko- nuştu: "Laik devlet, Türkiye Cum- huriyeti için bir zorunluluktur. Çünkü laikliğin zedelendiği bir aevlette milliyetçilik zedelenecek- tir. Milliyetçiliğin zedelenmesi bağımsızlığımızı zedeleyecektir. Bağımsızlığımızın ve miİliyetçili- ğimizin zedelenmesi demokratik düzeni yok edecektir. Bu nedenle laiklik çok önemlidir. Laiklik Türkiye Cumhuriyeti'nin temel il- kelerinden biri olma niteliği yanı- nda Büyük Önder Atatürk'ünmil- letimize gösterdiği çağdaş uy- garlık düzeyine erişme hedefînin de birinci şartıdır. Atatürk'ün Türk kadınına bahşettiği en kutsal armağan kadın haklarıdır. Türk Kadınlar Birliği olarak Atatürk il- kelerine, özellikle laikliğe sahip çıkmak için payımıza düşeni iist- İeneceğimi/den kimsenin kuşkusu oünamalıdır. Türk kadınına bu hakkı tanıyan büyük önderimiz Atatürk'ü saygı ve minnetle anıyo- ruz" Berciş Ezer. SHPden CHP'ye geçen ve partisi tarafından yeni- den ada> gösterilen Şükrii Güç- lü'yoi, Antakya Belediyesi'nın söz verdiği gerekli desteği sağlama- ması nedenıyle kınadıklanru be- lirtti. Atatürk resimleri. "Laiklik dinsizlik değildir" gibi sözlerin yer aldığı pankartlann taşmdığı, "Türkiye laiktir laik kalacak" gibi sloganlann atıldığı mıtınge, çeşitlı odalar, dernek \e demok- ratik kitle örgütlerinin temsilcile- ri ve vatandaşlar katıldı. Türk Kadınlar Bırliğı İzmıt Şubesi'nce de İzmit'de "laikh'k yüriiyüşü" yapıldı. Türk Kadın- İar Birliği İzmit ve İstanbul Şube- leri temsilcilennin katıldığı ve Baç KavşağYndan başlayan yü- rüyüş Anıt Park'ta son buldu. Atatürk portresı \e anayasanın laiklik ile ilgili maddesının vazıü olduğu pankartı taşıyarak bir ki- lometre yürüyen kadınlar. Anıt Park'ta savgı duruşunda bulun- dular ve İstiklâl Marşı'nı sövle- diler. Türk Kadınlar Bırliğı Genel Başkanı Ayseli Göksov. yaptığı konuşmada Atatürk ilke \e dev- rimlerinin yılmaz savunucusu ve bekçisi olduklannı belirterek. "Türk kadınlan olarak Atatürk- çülüğün karşısındaki fîkirlere ve davranışlara hiçbir zaman taviz vermeyeceğiz. Onun ilke ve dev- rimleri doğnıltusunda Türkiye Cumhuriyeti'ni sonsuza kadar ya- şatacağız" dedı. SHP Ankara büvükşehir be- ledı>e başkan ada>ı Korel Göy- men ve çok savıda partılı dün Anıtkabır'ı zıyaret ederek çelenk koydular. törene Ankara SHP İl Baş- karu Yılmaz Ateş. büvükşehir be- lediye başkan adavı Körel Gö>- men, Ankara Büy ükşehır Beledı- yesi Başkan Vekili Vedat Aydın. bazı ilçe beledıye başkan adaylan ve çok savıda partili katıldı. Tö- rene katılanlar Aslanlı Yol'dan yürüyerek, Atatürk'ün mozolesi- neçelenk koydular ve saygı duru- şunda bulundular. Korel Gö>- men. Anıtkabır özel defterinı im- zaladı. SHP Ankara il örgütü >öne- tıcileri daha sonra 2. Cumhur- başkanı İsmet İnönünün de kabrini zıvaret ederek çelenk ko\dular. NOTLAR/ MLSTAFA BALBAY Sosyalist Muhalefette Yeni Filizler • Baştarafi l.Sayfada Sosyalist Birlik Partisi (SBP) ile Emek ve Kurtuluş grupları arasındakı birliği, işçi Partisi-Türkiye Sosyalist Işçi Partisi'nın oluşturduğu "seçimışbırlığı"ızledı. "Dibe vurma"b\Xvn\ş,ye- rinı yeni heyecanlara bırakmış görünüyor. SBP Başkanı Prof. Sadun Aren'le Türkiye'deki ve dünyadakı gelişmelerı konuş- tuk. Umutlu bir tablo çizdi. Avrupada solun toparlanmasının Türkiye'yi de etkıleyeceğıni vurguladı. Sağiıklı toparlanma için önlerine koyduklan hedef beş yıl. Parti bencillığini, grupçuluğu bir kenara bıraktıklarını vur- guladı Prof. Aren, ardından ekledi: "Bizim geçmişte savunduğumuz pek çok politika, bugün sağ partilerin bile sloganlan arasına girdi. Ama bundan ra- hatsız değiliz. Önemli olan bunlann toplum yaşamına gir- mesi, benimsenmesiydi İlle de bizim bayrağımız altmda ola- cak diye bir şey yok. Şu aşamada bizim hedefimiz, toplumda sosyalist bir muhalefet grubu oluşturmak. Sosyalist seçeneği canlı tutmak.' Bu amaçla da yakın geçmişte, ortak savundukları şeyler ol- masına karşın pek çok konuda farklı düşünen üç grup şimdi bir arada. Bu üç grubun, "Birleşik Sosyalist Alternatif" imzasıyla yayı- mladığı bildırıde bırliğin altı çizıliyor: "Tirajları bırkaç bını geçmeyen yayınlarla sınırlı imkan- larımız içinde yarattığımız araçlarla genış emekçı yığınları içinde etkılı olamadığımızı artık gormeliyız. Emekçilere sos- yalistbir seçenek sunabilmemizin yolu, güçlerimizi, enerjimi- zi birikimimizi birleştirmekten geçiyor." Prof. Aren, 25-29 ocak tarihlerı arasında yapılan Fransız Komünıst Partisi'nın kongresıne katıldı. Aren, kongreden etkı- lenmış. Kongrede, "merkez"\e başlayan partı organlarının adı "u'lusal" olarak değiştirilmış. Merkezkomıtesınınadı ulu- sal komıte, Politbüro'nun adı ulusal büro. genel sekreter ulu- sal sekreter olmuş. Kongrede bunun açıklaması şöyle yapılmış: "Artık her şeyi merkezden yürütmenin çağı geçmiştir." Fransız Komünist Partısının 1 mılyona yakın üyesi var. 1976'da proleterya diktatörlüğünden vazgeçtığinı resmen açı- klamıştı. Son kongesınde de "demokratik merkeziyetçılık"- ılkesınin bırakıldığı açıklanmış. Yeni Ulusal Sekreter Hue eskıden birhastabakıcı ımış. Hue, bugün Fransız televızyonun etkın programlarından "Gerçek Saati'ne katılacak ve ılksınavını verecek. Prof. Aren kongre sırasında Yunanıstan. Romen. Bulgar komünıst ve sosyalist partı temsılcılerıyle de görüşmüş. Her- hangı bir değışıklik olmazsa önümüzdekı aylarda bu parti lı- derleri İstanbuİ'da bir araya gelecek ve "yenipolitikalar" üre- tecekler, ilk konunun da Kıbrıs olması bekleniyor. IP Genel Başkanı Doğu Perinçek ıle TSIP Genel Başkanı Turgut Koçak da önceki gün bir basın toplantısıyla seçimde ortak hareket edeceklerını açıkladılar iki genel başkan da kendilerıne bılımsel sosyalizmi bedef sectıklerını vurguladıktan sonra, bu ortak hedef ıçın seçim iş- birliğinde karar kıldıklarını açıkladılar. Perinçek, dünkü görüşmernizde de sosyalist parti ve grup- lar arasındaki birlik arayışının genişleyeceğini söyledi. Perin- çek, sorumuz üzerine SBP ıle Emek ve Kurtuluş gruplarının oluşturduğu bırlikle önümüzdekı dönemde temas kurabile- ceklerinı. aradakı görüş farklılıklarına karsı ortak zemının olu- şabıleceğını belırttı. Parlamentodakı siyasi partıler, ne yazık kı politika uretmek yerine sorun üretmeyı yeğliyorlar. Böyle bir ortamda, kamuo- yunda bulacağı destek ne olursa olsun, yuzde kaç oy alırsa alsın, alternatif duşuncelere de gereksınim var. yaparsanız kim inanır ve nereye gjdiür?" Adalet Bakanı Seyfi Oktay da, Türkiye'de laikliğe karşı bü- yük girişimler olduğunu belirt- ti. Oktay, şunlan söyledi: "Bugün her şeyden evvel cum- huriyetin çok önemli sorunlarıy- la karşı karşıya olduğumuzu bil- mek zonındayız. işte Sayın Anayasa Mahkemesi Başkanı'- na karşı yapılan davranışlar. Bu tabü ki Sayın Başkan'm kendi şahsından kaynaklanan bir şey değil. Savunmuş olduğu düşün- ceye karşı yönelen davranışlar bunlar. Siz, anayasa ve sistem- den laikliği çıkarırsanız, hukuk devleti mümkün olur mu acaba? Demokrasiden söz etmek, çağ- daşlıktan söz etmek, insan hak- larından söz etmek mümkün olur mu? O halde Sayın Baş- kan'ın belirttikleri gibi bugün bir ikilem söz konusu.Ya gerçekten laik, demokratik, sosyal hukuk devleti ayakta kalacak ve daha çağdaş kurumlarla donatılacak; ya da bunun karşısında bir şeriat devleti veya başka bir ifadeyle teokratik sistem oluşacak. Şim- di bu iki konu gündemde. Bu son derece önemli bir konu ve ger- çekten üzerinde düşünmemiz; çağdaşlıktan, demokrasiden ve hukuk devietinden yana olan- ların tümünün tam bir dayanı- şma içerisinde tam bir gönül bir- liği içerisinde birlikte olmak ve bunun mücadelesini verme za- | manı içinde olduğumuzu açıkça J belirtmek gerek." Hükümeti • Baştarafi l.Sayfada vurgulayan Türk-İş yöneticile- ri; ekonomı, terör ve demokra- tikleşme politikalanndan va- kındı. Bir yazısmdan dolayı hapis cezasına çarptınlan Pet- rol-İş Sendikası Genel Başkanı Münir Ceylan >emeğe katılma- dı. Türk-İş Başkanlar Kurulu, Demirel ile yemekten önce 1.5 saat süren bir görüşme yaptı. Türk-İş Başkanı Meral. yemek- ten önce vaptığı konuşmada. hükümetin ve muhalefetteki partilenn çalışma yaşamına iliş- kin vaatlerini yerine getirme- diklerinı vurgulayarak. "Tür- kiye'de huzur sağlanabilmesi için 12 Eylül döneminin kalıntısı tüm antidemokratik düzenleme- ler iptal edibnelidir" dedı. Me- ral. devalüasyonun çalışanlar üzerinde rahatsızlık yarattığını kaydederek. "Her zaman biz- den fedakarltk bekJenmesin. Çalışanlann tahammülü kal- madı" diye konuştu. Meral, şunlan söyledi: "12 EylüTden sonra büyük kayıplarunız oldu. Sizden çok şey beku'yoruz. Başkanı olduğu- nuz parti, halen iktidarda. Ana- yasa ve yasalarda değişiklikler olmadı. Olacak gibi de görün- müyor. Biz, huzurlu Türkiye'den yana bir kuruluşuz. Sorunların masa başında çözülmesini istiyo- Ç'alışmahavatındaTürk-İş'in "sağduyulu" olduğunu ifade eden Demirel. çatışma yerine, uzlaşma >oluna gidilmesının "teslim olma anlamına gelmedi- ğini" sö\ ledı L'luslararası Çahşma Örgütü (ILO) sözleşmelerinden 6'sının imzalanmasının çalışma haya- tına "nefes getirdiğini" beürten Demirel. "Kamu çalışanlarmın da sendikal haklan var. Değişik- lik için adım atıldı. Bu, anayasa değişikliği gerektirir. Herhangi bir tereddüte meydan vermeye- cek şekilde meseîeyi götürmek, en doğnısu" dedi. Demirel. de- mokrasi ilerledikçe çahşma >a- şamının bundan vararlana- cağını belirtti. Daha sonra Türk-İş Başkanı Meral. Demi- rel'e bir plaket ve dos\a verdi. Plaketi verirken Meral'in. "Şim- diki Doiitikacılar eleştirilere da- yanamıyor" demesi üzerine De- mırel. "Siz yine eleştirmeye de- vam edin" yanıüru verdi. butünlugu • Baştarafi l.Sayfada du. Suriye Dışişlen Bakanı Faruk El Şara. görüşmeler son- rasında düzenlenen basın top- lantısında. ülkesinin PKK'ya destek verip vermediği yolun- daki bir soruyu yanıtlarken. PKK ile 'Filistin halkının işgal altındaki topraklarda İsrail or- dusuna karşı sürdürdüğü müca- dele' arasında bağlantı kurdu. Dışişlen Bakanı Hikmet Çe- tin, Suriye Dışişleri Bakanı Fa- nık El Şara ve İran Dışişlen Bakanı Ali Ekber Velayeti ara- sında dün İstanbul Svvissotel'de gerçekleştirilen üçlü zirvenin öncelikli gündem maddesini. Irak'ın toprak bütünlüğü ko- nusu oluşturdu. Üç ülke dışişle- ri bakanı, Irak'ın birliği ve top- rak bütünlüğünün korunması konusundakı kararhbklannı vurgulayarak. bunun aksi geliş- melerin bölgeye ve dünyaya kötü etkiler getireceği görüşünü dile getirdiler. Kuzev Irak'ta devletleşme yolunda olan Kün yönetimi konusunda görüş ahşverişinde bulunan üç bakan, bölgede her türlü aynlıkçı harekete karşı or- tak ve kesin tavır alma yönün- deki kararlıhklannı vurguladı- lar. Irak'ın toprak bütünlüğü ko- nusunda Batılı ülkelere de uya- nda bulunan dışişlen bakanla- n, 'Irak'taki aynlıkçı hareketle- re destek vermeyin' mesajını üettiler. Ankara-Şam gerginliği Dışişlen Bakanlan Zirvesi, Türkiye ile Suriye arasında ge- rilime de sahne oldu. Suriye Dışişleri Bakanı Faruk El Şara, basın toplantısında Suriye'nin PKK'ya destek verip vermediği \olundaki bir soruyu yannlayı- şı sırasında Günevdoğu'dakı olaylardan söz ederken, 'Filis- tin halkının işgalci İsrail ordusu- na karşı sürdürdüğü mücadele' örneğini kullandı. 'Suriye'nin terörizme ve PKK'ya hiç bir şekilde destek vermediğini' söyleven El Şara, Türk basınının 'Suriye'nin PKK'yı desteklediğf voluhdaki suçlamalarla kamuoyunu ya- nılttığını savundu. El Şara. da- ha sonra yaptığı açıklamada 'Suriye'nin, terörizm ile toprak- lan işgal altmda bulunan bir hal- kın işgalcilere karşı sürdürdüğü meşnı mücadele arasında ayrım yaptığım' ve Türkiye'nin top- rak bütünlüğüne saygılı oldu- ğunu belirtti. Susorunu Faruk El Şara. Türkiye'deki temaslan sırasında Fırat'ın su- lannın paylaşımı konusundakı rahatsızlıklannı da Başbakan Tansu Çiller ve Dışişleri Bakanı Çetin ile yaptığı göriişmelerde dile getirdiğini söyledi. Türkiye ıle Suriye arasında en geç 1993 yılı sonunda 'sulann paylaşımf konusunda bir anlaşma imza- lanmasının kararlaştınldığını hatırlatan El Şara. Türk hükü- metinin uluslararası anlaşmala- ra uyarak bu taahhüdünü yeri- ne getirmesirü beklediklerini ifade etti. El Şara. Çiller ve Hik- met Çetin ile su konusunda yaptığı görüşmenin olumlu geç- tiğini; suyun Türkiye. Suriye ve Irak arasında pavlaşımma iliş- kin bir anlaşmayla ilgili geliş- meler olacağını söyledi. Ancak Türk Dışişleri yetkili- leri, su konusunda bir anlaşma vapılmasının henüz söz konusu olmadığını belirttiler. Üç ülke dışişleri bakanlan arasındakf gelecek toplantı, temmuz ayında Suriye'nin baş- kenti Şam'da gerçekleştirilecek. YÜZBAŞI SELAHAniN'İN ROMANI İlhan Selçuk 5 bası 70.000 (KDV içinde) Çağdaş Yavınları Türkocağı Cad. 39^1 Cağaloğlu-İsıanbul Ödemeli gönderilmez OLAYLARIV ARDENDAKI GERÇEK • Baştarafi l.Sayfada demokratik ya da antidemok- ratik olmasına bakarak bir karara varamazlar. Bu konu- da sorumluluk, bütünüyle ya- saları koymak, kaldırmak, değiştirmek yetkisine sahip yasama organının, yani Bü- yük Millet Meclisi'nindir. Büyük Millet Meclisi Baş- kanı Sayın Cindoruk da dü- şünceleri yüzünden 20 aya mahkûm edilen Ceylan'a "Al- lah kurtarsın" diyor. Ancak ortaya bir soru çıkı- yor: Münir Ceylan'ı Allah mı kurtaracaktır, yoksa parla- mentomuz mu? Demokrat ol- duklannı günün moda -ama gereksiz ve münasebetsiz- deyişiyle ifade etmek'ten pek hoşlanan ve bu yolda fırsatı kaçırmayan parlamen- terlerimiz düşünceleri ceza- landıran 312'nci maddeyi ne- den kaldırmıyorlar ya da de- ğiştirmiyorlar? Sayın Cindoruk "Siyasi parti grupları bu konuyu Mec- lis'in gündemine getirirlerse, ben elimden gelen gayreti gösteririm" demiş ve Cey- lan'ın fikirleri yüzünden ceza- landırılmasını 'demokrasinin eksikliği' olarak nitelendir- miştir. Bu durumda Sayın Meclis Başkanımızın yakın bulunduğu DYP Meclis Gru- bu ne yapmayı düşünür? 'De- mokrasinin eksikliği'ni gider- mek için siyasal parti grupla- rı uzun yıllardan beri neden ve niçin harekete gecmiyor- lar? Yüksek Seçim Kurulu tara- fından seçim yasasına aykırı davrandığı için, geçici olarak kapatılan bir televizyon yü- zünden kıyamet koparan medyamız neden susuyor? Antidemokratik yasalarm kaldırılması konusunda med- yamız neden ilgisiz ve edil- gin? Kırk yıldan beri böyledir; ne yazık ki çağdaş uygarlığa layık bir demokratik rejimi yaşam biçimi olarak benim- semekten yoksunuz. Sarı saçlı bir kadını başbakanlığa getirmekle bu sorun çözül- müyor. Çünkü Bayan Başba- kanımızın da demokrasi ko- nusunda bir derdi yok. Sayın Çiller giysilerini özgürceseç- meyi ve birini bırakıp ötekini giymeyi demokrasi sanıyor. Ancak 'L/ygar dünya ka- muoyu' bir sendika başkanı- nın gazetede yazdığı tek yazı yüzünden 20 ay hapsedilme- sine akıl erdiremeyecektir. Nitekim Münir Ceylan Avru- pa İnsan Haklan Komis- yonu'na başvuracağını söy- lemiş. Görüşmeler 15 şubatta Baştarafi l.Sayfada ilişkin mektubu, Galı'nın Kıb- ns Özel Temsilci Yardımcısı Gus- tave Feissel tarafından KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denkt ve Rum Yönetimi BaşkSftr kos Kelridesc iletildi. Butros Galı her iki tarafa da gönderdiği mektubunda. iki ta- rafın kendısine yazmış olduğu 'Maraş ve Lefkoşa Havaalanı pa- ketüıi göriişmeye hazır olduklan- na' ilişkin yanıtlara teşekkür etti. Paketin nasıl uygulanacağı ko- nusunun şubat ayı ortasından başlamak üzere iki ay içinde ka- rara bağlanmasını işteyen Gali. görüşmeleri Kıbns Özel Temsil- cisı Joe Oark'ın başlatacağını ve taraflar arasında mekık dıploma- sisi uygulayacağını belirtti. Edinilen bilgiye göre, bu gö- rüşmelerde taraflann statüleri ve birbirlerine bakış açılan, siyasi görüş ve durumlan hiç bir şekilde etküenmeyecek. Görüşme resmi bir anlaşmayla sonuçlandığı tak- dırde, taraflar bu anlaşmarun uvg "Z" nmasmi gûçleştiriiîgjeSinR engellemeyecek. ' Mektup uyannca. özel temsilci yardımcısı Gustave Feissel, Denktaş ve Klerides ile bir ara\a gelerek 11 şubat tarihıne kadar, ele alınacak ana konulan belirle- yecek. Geriye kalan ve paketin uy- gulanmasıyla ilgili konular ise, ıdarecı rolünü üstlenecek olan BM'nin her iki taraf ıle istışaresi sonucu belirlenecek. BM Genel Sekreten'nın Kıbns Özel Temsilci Yardıması Gusta- ve Feissel'in Kıbns Türk ve Rum taraflan ile temaslanna yann başlaması bekleniyor. SHP'depasiflik sorgulanıyor • Baştarafi l.Sayfada Son döviz şoku. ardından ge- len devalüasyon karannda, kabi- nenın SHP kanadmın yeterince etkın olamaması, parti içinde farkb göriişlerin ona\a çıkması- na neden oldu. Gelışmeler, parti üst düzey y öneticilerini de ekono- mi yönetiminın yalnızca DYP'- nin sorumluluğuna bırakılma- ması gerek tiğini savunur hale ge- tirdi. SHP Genel Sekreten Çulhaoğlu. Türkiyenın. son on senedir dış fınansmanla bü> üme- sıni sürdürdüğünü ifade ederek. bunun gereği olarak kur ve faiz dengelerinın ıthalata açık tutul- duğunu söyledi. Çulhaoğlu. hü- kümetin SHP kanadmın ekono- mı yonetiminde yetersiz kalması- na ilişkin eleştirilen de, şöyle karşıladı: "Spekülatif birtakım gelişmeler de olabiliyor. Likidite fazlası, bu sonınları da çıkartabili- yor. Sayın karayalçın. son deva- lüasyon karanna sahip çıktı. Ekonomik geUşmede çaresiz kalındığı için sahip çıktı. Sanırun, sahip çıkmasının temelinde, eko- nomiyi sadece DYP yönetimine terkeitme değil, SHP'nin de ekonomi yonetiminde ağırlık ka- zanması talebi, ifadesi vardı. SHP, bundan sonraki ekonomik geüşmeierde rol alacaktır." Sanayı ve Ticaret Bakanı Köse, pasiflik eleştirilerine ka- tılmadığını vurgulayarak. eko- nomıden sorumlu bakanliklann DYP'de olmasının "bir başka mesele" olduğunu dile getırdı ve "Ama, alınan karaıiarda da, 'bıze ne?' de diyemeyiz. Hükümet bir bütündür, alınan karariar da or- taktır. Tarım Bakanlığı'nm bir karan varsa şayet, onda hükümet ortak sorumludur. Sanayi Ba- kanlığı'ndan da herkesin sorumlu olduğu gibi. Benim devlet an- layışun budur" dıve konuştu. "SHP Ankara Milletvekılı Mümtaz Soysal da SHP'nin eko- nomi politikalan üzerinde söz sa- hibi olmasının gereklılığine dık- kat çekerek, şu eleştirilen getirdi: "SHP gibi sosyal demokratlık id- diası taşıyan bir partinin, ekono- mik konularda pasif kabnası ve DYPnin belirlediği politikalan arkadan izlemesi, kabul edilebile- cek bir durum değildir. Özellikle, Türkiye gibi bir ülkedeki sosyal demokrasi, ekonomi yoluyla top- lumun yapjsını değiştirmek, çah- şan insanlan layık olduklan yere getirmek amacını güder. Bu ise, sadece demokratikleşme, hukuk, insan haklan ve özgürlük konu- lanyla uğraşarak değil, aynı za- manda ekonomi politikalan üze- rinde de söz sahibi olmakia sağ- lamr." Sııııdi kontenjanı yaıııt bekliyor Haber Merkezi - Suudi Arabis- tan'ın. hac kontenjanının artın- lması istemını reddettiği Türk hü- kümetini by-pass ederek Refah Partısı'ne ek kontenjan sağladığı bilgileri üzerine Dışişleri Ba- kanlığı'nca Riyad'a yapılan uyanya henüz yanıt gelmedi. Türkiye'nin Riyad Büyükelçisi Ali Tuygan, gelişmelerle ilgili bılgi veremeyeceğim belirterek. bu ko- nuda açıklama yapma yetkisinin sadece Dışişleri Bakanlığı'nda buiunduğunu söyledi. DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, "Refah Partisi'ne hac ko- tası kontenjanı" konusunda da "RP'nin dürüstiük ve antiemper- yalistlik iddiası ciddiye almmaz" dedi. Ecevit. konuyla ilgili olarak gazetecilerin sorulannı yanıtlar- ken şunlan söyledi: "Refah Partisi bir y andan ken- disini düriist bir parti olarak tanıtıyor, fakat bir y andan sımrsız maddi olanaklarının nereden gel- diğini açıklamay a yanaşmıyor. Bu kaynaklardan birinin Suudi Ara- bistan olduğu ortaya çıkıyor. Yani Suudi Arabistan içişlerimize kanştınunış oluyor. Bu parti anti emperyalist geçinir, diğer yandan da ABD emperyalizminin, Batı emperyalizminin Ortadoğu'daki bir tenısilcisi olan Suudi Arabis- tan'la yakın çıkar ilişkileri içinde olduğunu ortaya çıkıyor. Bu du- rumda RP'nin dürüstlük iddiası ve antiemperyalistlik iddiası ciddiye alınamaz." Suudi yönetimi. hü- kümetin by-pass edilerek. Türki- ye'deki bazı kuruluşlara ek hac kontenjanı sağlandığına ilişkin sorulara henüz yanıt vermedi. Türkiye'nin Riyad Büyükelçisi Ali Tuygan.Cumhuriyet'in. "Tür- kiye'nin, Suudi Arabistan hükü- metine Refah Partisi'ne ek kon- tenjan sağlandığı gerekeesiy le ilet- tiği uyanya hangi yanıtın verildi- ği" sorusunu karşılıksız bıraktı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear