22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET2 3 SUBAT1994 PERSEMBE KULTUR Hulton Deutsch Koleksiyonu'ndan 500 fotoğrafın yer aldığı 'İnsanlığın Tüm Yaşamı' başlıklı sergi Londra'da Tümyaşamın oluşturduğu bir kaos K ültûr Servisi - Bir fotoğ- raf sergisinın başhğı "İnsanlıgın Tüm Ya- şamı" olursa, üstelik bu sergı tam 15 milyon fo- ^ ^ ^ ^ ^ _ toğrafm taranması so- ^ ^ ^ ^ ^ ^ nucu oluştuysa neleri içerir? 13 ocakta açılan ve 24 nisana kadar Londra Barbican Sanat Gale- risi'nde sergilenecek olan 500 fotoğ- raflık "İnsanlığın Tüm Yaşamı" ser- gisi bu sorunun cevabını veriyor va da başka bir bakış açısından bınler- ce yeni soruya kapı açıyor. s,'ergının düzenleyicisi Bruce Bernard, "Bu koleksiyon tesadüfen bir araya gelmiş fotoğraflardan oluşuyor" diyor. İngiliz gazete fotoğrafçılığının bir tanhçesi, fotoğraf teknıklerinm ner- den nereye geldiği, sansür mekanız- masının ardındaki dinamik etken- ler, İngıliz toplumunda değişen an- siyet kaiıplan, siyasi tarih, sanat an- layışındakı değışimler ve daha akla gelebılecek her türlü alt başlığa bölünebilecek olan bu 500 fotoğ- rafın oluşturduğu bıleşke bölümle- nilmek yenne ınsa.nlığın tüm ya- şamını yansıtan bir kaosla çıkıyor ızleyicilerin karşısına. Fotoğraflann kaynağının Hulton Deutsch Koleksiyonu oluşturuyor. 15 milyon fotoğrafı bir araya topla- yan ve iki dev depoda saklanan bu koleksiyonun çekirdeği ise Picture Post (Fotoğraf Postası) dergisinin arşivi. 1937 yılında yayın yaşamına başlayan ve savaş sonrası yıllarda geniş bir okuyucu kıtlesine sahıp olan bu fotoğraf dergısi, iyı çekilmiş olmalan kaydıyla, sıradan ola> \e insanlann fotoğraflannda bile "ha- ber değeri" gördüğü için toplumun her kesimini yansıtan ilgınç bır arşıv sunuyor. Fotoğraflann çoğu anonim Serginm düzenleyicisi ve Sunday Times ile The Independent gibi saygın gazetelerin fotoğraf editörü olan Bruce Bernard bir yıl boyunca 15 milyon fotoğrafı taramanın sanıldığı kadar zor olmadığı iddiası- nda: "Aslında kolay bir iş. Hızla fotoğ- rafları tarıyor ve bir dmara asılacak kadar ilginç bulduğum her şeyi ayırı- yorsun. Sonra ayırdıkJanna tekrar bakıvorsun ve en az dörtte üciinü daha atıyorsun." Bernard bu kadar çeşıtli konular- da ve farkJı zamanlarda cekilmış bunca fotoğrafın kışısel beğenı dışmda bir ölçüte göre seçilmesinın 1950'de Kurt Hutton, bir rnumya fabrikası işçisinin Serginin en ilginç fotoğraflarından biri de bir bombanın yol açtığı karterin içine gömülmüş otobüsfotoğrafı, aslında 1940'byıUarm kesik başı soğukkanlılıkla paketieyişini göriintülemiş. İngilteresi'ndeki toplumsuzluğun acık bir yansıması. Otobüsün üzerindeki kibrit reklamı da daha İronik' bir anlam kazandınyor. E Hider'in 28 Mart 1935'te Beriin'de bir böiük askeri tefriş ederken isinısiz bir fotoğrafçının çektiği bu fotoğraf; Hitler'in frakı ve balet gibi duntşuyla, askerlerin sert ve çakı gibi duruşları arasındaki çelişkiji sergiliyor ve 'buruk bir gülümseme' yaratabiliyor. olanaksız olduğunu düşünüyor: '*Bu koleksiyon. tesadüfen bir araya gelmiş fotoğraflardan oluşuyor za- ten. Bu gelişigüzel bileşkeye bir kate- gori empoze edemezsiniz. Biraraya geüş şekilleri tamamen şans eseri ol- duğuna göre, bu sergiye seçiliş biçün- leri de bu olmalı." Hulton Deutsch koleksiyonu Kurt Hutton, Cecil Beaton, Juliet Margaret Cameron, Andre Kertez ve Man Ray gibi ünlü fotoğrafçılan da bünyesinde bulundurmasına karşın özellikle de sergiye secilen fotoğraf- lann birçoğu anonim. Bunun ardında dergiye yollanan bir çok fotoğrafın kullanılmamış ol- ması, kullanıldıklannda da imza koyma gerekliliğinin duyulmaması Picture Post'un 1944 yılına kadar fotoğraflan çekenler hakkında hıç bir bilgi vermemiş olduğu anlaşıü- yor. Sergide yer alan "isansiz" fotoğ- otoğraflann kaynağını Hulton Deutsch Koleksiyonu oluşturuyor. 15 milyon fotoğrafı bir araya toplayan koleksiyonun çekirdegi ise Picture Post dergisinin arşivi. 1937 'de yayın yaşamına başlayan ve savaş sonrası yıllarda geniş bir okuyucu kitlesine sahip olanbudergi,iyi çekilmiş olmalan kaydıyla, sıradan olay ve insanlann fotoğraflannda bile 'haber değeri' gördüğü için toplumun her kesimini yansıtan ilginç bir arşiv sunuyor. raflara bakıldığında bunlann kol- lektif bilincimizde silinmez yer edin- miş ünlü fotoğrafçılann fotoğrafla- nndan hiç de aşağı kalmadıklan iyi- ce anlaşılıyor. Sergideki bir çok fo- toğrafın isimsiz olmasının ardında başka bir ilginç olgu daha yaoyor : Sansür. Serginin en ilginç fotoğraflan- ndan biri olan bir bombanın yol açtığı karterin içine gömülmüş oto- büs fotoğrafının da akıbeti bu ol- muş. Şaşırtıcı derinliktekı bir çuku- run içine düştükten sonra kaderine terk edilmış olan bu otobüs aslında 1940"lı yıllann İngüteresı'ndeki top- lumsal huzursuzluğun açık bir yansıması. Otobüsün üzerindeki kibrit reklamı ise fotoğrafa daha da 'ironik" bir anlam kazandınyor. Sansür edilip arşive kaldırıldı Reklamda yer alan umursamaz bir rahatlıkla piposunu yakan 'adam adeta İngiİtere'nin böylesi olaylar karşısında o dönemde takındığı tavn yansıtıyor. Fotoğraf anında sansür edilerek arşive kaldınlmış ve ancak araya giren bunca zaman sonra ironik yönü ilgj çeker hale gelebilmış. Bernard "Eğer fotoğraf konusu ile aramıza belirli bir mesafe koyamıyor olsaydı, konu içaçıcı bile olsa, dav aıulmaz bir sanat olurdu" dıy or. Koleksiyonda çok daha yenı ta- rihli fotoğraflar bulunmasına rağ- men sergide yer alan fotoğraflann en yenisinin 1950 tarihli olması fo- toğraflan "dayanılır kıian mesafe- nin" zaman olduğunu kanıtlıyor. Gazetedlığin. "köpek insanı tsırirsa haber olmaz,, insan köpeği ısuınca haber olur" ilkesı uyannca fotoğraf- lann çoğu gerçeküstü bir "ilgüıç"- liğe bürünüyor. 1951 yılında çekilen bir kadın baca temizJeyıcisi- nin fotoğrafı boyle bir "insanın kö- peği Kirma durumu" olarak görüle- rek yer almış Picture Post dergisin- de. Gerçeküstü bir boyut 1950 vılında Kurt Hutton'un ob- jektıfıne vakalanan bir mumya fab- rikası işçisınin fotoğrafında ise, ara- nan "ılginç"lik gerçeküstü bir boyut kazanıyor. Saygıdeğer bır ilkokul öğretmenıni andıran üniforma ve edayla, kesık bir başı soğukkanlılık- la paketlemekte olan bu kadının fo- toğrafı, altındaki açıklama olmasa, gerçekle arasındaki bağlantının ku- rulması çok zor olan bir görüntü. 1930'lu yıllarda bilim-kurgunun zirvede olduğu dönemde çekilmiş, bır futuristik arabayı temizleyen şo- för fotoğrafı da araya giren zamanla birlıkte "absürd" bir göriintüye dö- nüşmüş. Hitler'in bır bölük askeri teftiş ederken frakı ve balet gibi duruşuyla askerlerin sert ve çakı gibi duruşlan arasındaki çelişkı de belki de farkına vanlmadan objektıfe yakalanan bir başka görüntü. Kısa bir süre öncesi- ne kadar nefretten başka bir duygu uyandıramayan Hitler'in fotoğrafı- na bile "buruk bir gülümseme" ile bakılabilmesi araya giren zamanın olgulan dayanılır kıldığının bir baş- ka kanıtı. Gündelik yaşamlaiçiçe olanAnadolu tannçalan HAŞtMNURGÜREL 1985 yıhnda Can Göknü'ın bır baş- ka resim dizisi olan 'masaUar, tekerle- meler, inançlar ve davranışlar' üzenne yazdığım yazıdan bır ahntı ile 'Anado- lu tannçalan' resim dizisine gıriş yap- mak isuyorum:"Yazımıznı başmda öz- gün konu seçiminden söz etmişfim. insanı, dogayı. kendi ülkemizi. kendj insanımızı. inançlannı, ruhunun renkli- liğini ve saflığinı ve Anadolu'nun eski getenekkrinin gümimüze dek olan uzanblanm, Toprak Ana'vı. Ana Tannça Kibele'yi çağnştıran kendine özgü bir konu seçimi Can GökniTinki." 'Salyangoz Satıcılannın Seyir Defte- ri' 70. Sanatcırun resmınde öykü unsuru- nun önemli bir yer tuttuğunu bildiği- mizden. enınde sonunda Anadolu'- nun ilk öykülerinin onu cezbedeceğini düşünmek gerekirdı. Mutlu 'Şişman Tannça' Halikarnas Balıkçısı'nın, İsmet Zeki Eyuboğlu'nun 'Anadolu Tann- lan' ve 'Anadolu fnantşlan' üzenne yazdıklan ile konusunu bulduğunu se- zen sanatcı. üç >ıl sürecek olan 'Ana- dolu Tannçalan'' seriivenine başlarruş olur. Konusu ile ilgili her dilden geniş bır okuma programı, müze gealeri, müzelerde yapılan etütler ve neticede elü resımlik bir proje olarak düşündü- ğü 'Anadolu Tannçalan' dizisi ortaya çıkar. Kubalar, dağ tannçalan. baş tann- çalar, baykuş tannca, boynuzlu tann- ça, kuş tannçalan, kanatlı tannca, uğur tannçası, ana tannca. güneş tan- nçası, Anadolu mitolojisinin binlerce yılının ardından sanatçının tuvalleri- ne, kağıtlanna ve kendi oyduğu ahşap panolara konuk olurlar. Hitıtlenn ıki bınden fazla tannsı ol- duğu bilındiğinden. binlerce yıl öncesi- nin Anadolu insanının onu etkileyen her güce ve olguya bir tann veya tann- ca atfettiği ortaya çıkmakta. Belkı de bu nedenle bu tannlar ve tannçalar in- sana çok benzeyen ve onun gündelik yaşamı ile iç içe varlıklar olmuşlar. Can Göknil 'Anadolu Tannçalan' di- zisinin bütününde. bu duyguyu yaka- lamış ve başan ile bızlere aktarmakta. Sanatçının ikinci önemli başansı da o dönemlerin insanının doğa ile birlıkte- Sanatçı Can Göknil'ebize Anadolu'nun binlerce yıllık mitolojisini, o yılların bozulmamış doğasuıı hatırlattığı için de ayrıca teşekkür borçlujıız. Bundan sonraki Anadolu gezilerimizde her bozulmamış doğa köşesinde Can Göknirin tannçalannı anımsamamak ve kimbilir belki de rastlamamak elde değil, onun bu resim dizisini gördükten sonra. CanGöknil'in Garanti Sanat Galerisi'nde yer alan sergisindcn. Ahşap Tapınakta Kucağı Kuşlu Tanrıça (solda)ve Ahşap Tapınakta Başı Süslü Tanrıça(sağda). lığını ve uyumunu da başanyla dıle ge- tinnesı. Can Göknıl'ın tannçalan; sev- gıhlen ve müzisyenleri ile doğa ıçınde gunlenni gün ederken boynuzlanna rengarenk kuşlar konmakta, aslanlar, boğalar, geyikler ve diğer hayvanlar doğa ıçınde onlan yalnız bırakma- maktalar. Çıçekler arasındaki bu mut- lu yaşam sonucu bazı tannçaîar form- lannı bile kaybedip 'Şişman Tannca' olarak nıtelendinlmekteler sanatçı tarafından. Sanatçı, resımlennın onemb bir bolümünde yukanda saydığımız tannçalan: özel hay- vanlan. özel gıyimlen ile bıze tanıtı- rken özellikle ıkı tuvalinde bu mıtolojinın tümünü bir ara>a getır- mek istemiş: 'Anadolu Tannçalan (90x105)' \e 'Tanncalaruı Soyağacı (60x60)' bu amaçla gercekleştinlmış resımler 'Tanncanuı Düğümi', 'Dağ Tannçası ve Sevgilisi" gıbı bazı resim- ler de libidinal \aşam se\ınane odak- lanmış. 'Doğada Tannçalar' diye de adlandırdığı yirmi adet suluboyada ise Can Göknil doğa ile bütünleşmeyi ve doğa sevgısını işlemiş. Ay Tannçası ve Kırmızı Çiçekler. Flüt Çalan Tannca ve Mavı Çiçekler, Tarlada Boynuzlu Tannça, Kırda Aslanlı Tannca ve Bo- ğa, Ağaç Altında Çocuklu Tannça, Eli Belinde Boynuzlu Tannça ve Geyık, Kuşlara Kanat Veren Tannça. Horoz Sırtında Bir Tannça, Uzun Boyunlu Tannça, Tannça ve Yavru Boğa diye adlandırdığı bu resimlerden banlan onun araştırmalannda ilgısıni çeken olgulann kendi resim çızgisının doğal sürecı ile bütünleşmesinin başanlı ör- nekleri olarak nitelendınlebıürler. Can Göknil'in bu elli resimük dizisi bıze çiçeklen. hayvanlan ve tannçalan ile bozulmamış bir doğanın koynunda bir ıdıl yaşatmakta; bu açıdan kaybet- tığımız değerlen anımsatması da bu serginin sıradışılığını vurgulamakta. Bazı resımlerin sanatçının kendi oydu- ğu doğal ahşap panolar üzerinde ger- cekleştirilmesi de bu doğa duygusunu pekıştirmekte. onun doğaa tavnnı du- yumsatmakta. Sergıyi bütünleyen çin- ko gravür serilerini de göz önüne getı- nrsek, sanatçının yakaladığı konunun ona verdığı heyecanı ızleyicilerine ile- tebılmek ıçın tüm olanaklannı kullan- ma>ı amaçlayan dört dörtlük çabasını kutlamak gerekır. Önemli bir dö'nemeç Tümünde başanlı bir resim dizisi olarak nitelendirilebilecek bu resimle- re getırilebılecek en önemli eleştiri, bel- ki de tannçalann fazla sevecen, fazla insanal 'Orman Perüeri' gibi resmedil- meleri olabilir. Bir başka eleştiri de özellikle Hıtıt tann ve tannçalannın kaya frizlenndeki abartılmış boyutlan düşünülürse. böyle bır projenin daha büyük boyutlu yapıtlarla gerçekleştıri- lebilselerd'i daha etkileyici olabilecek- len düşüncesidir. Ancak sanatçının alışık olduğu boyutlarda, ustası oldu- ğu malzeme ve armonılerle kendisıni bu ilginç konuyla aşma çabasını da saygıyla karşılamak gerekir. Sanatçının yumuşak hatb desenini korumakla beraber renk olarak bun- dan önceki calışmalanna göre çok daha fazla renkü, daha az pastel renk- ler kullanmaya iten bir coşku bu dizi- nın tüm resimlerinde görülebilmekte. Anadolu tannçalan ressam Can Göknirin araştırmalannı titiz ve du- yarlı bir çalışma süreci ile birleştirme- sinın sonucu olan bir resim dizisi ve ki- şilığine uygun konuyu bulan her sa- natçıda olduğu gibi Can Göknil'in re- sim çızgısinde de önemli bir dönemeç veya yıldızının parlama anı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear