22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1ŞUBAT1994SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER İlçe başkanının katil zanlısı yakalandı • MUĞLA (AA) - Milliyetçi Hareket Partisi Bodrum îlçe Başkanı Ibrahim Faysal Şakar'ın katil zanlılanndan bırisi, Aydın'ın Kuşadası ilçesinde yakalandı. Emniyet Müdürlüğü yetkililerinden aünan bilgiye göre Denizü ili Buldan ilçesi nüfusuna kayıtlı Ahmet Karaca (27), Şakar'ın katili olduğu ıddiasıyla gözaltına almdi. Karaca'nın ifadesinde. cinayeti Trabzon ili nüfusuna kayıtlı S.Ö. (l8) ile birlikte işlediğini itiraf ettiği bildirildi. Kadınlardan laiklik mitingi • ANTAKYA (Cumhuriyet) -TürkKadınlarBirliği Antakya Şubesi, "laiklik" ilkesinin anayasaya girişinin yüdönümü olan 5 şubatta bir mitingyapacak. Aııtakya'nın çeşitli yerlerine asılan afışler ve dağıtılan el ilanlanyla duyurulan miting için 5 şubat cumartesi günü 10.30'da Kadınlar Kulübü önûnde toplanılacak ve Atatürk anıtı önüne gidilecek. Dinamifin dupuşması • tST ANBUL (AA) - Kanal 6 televizyonunda yayımlanan Dinamit adlı programın yapımcılan Neşe Düzel ve Ahmet Altan haklannda, programa çağırdıklan kişilerin konuşmalannda "bölücü propaganda" yaptıklan gerekçesiyle açılan davaya Istanbul 1 numarab DGM'debaşlandı.27 Haziran 1993 tarihinde yayımlanan programa katılanlardan Mehmet Selim Okçuoğlu ve haklannda gıyabi tutuklama karan bulunan Recep Maraşlı ile Abdülcabbar Gezici'nin 2-5 yıl arasında hapis ve 50-100 milyon lira arasında para cezasıyla cezalandınlmalannın istendiği davanın dün yapılan duruşmasında Düzel ve AJtan'ın sorgulan yapıldı. İnterstar'aceza 'davası ! • ANKARA (AA)Ankara ICumhuriyet Basın Savcılığı, bir haberde, "Keçiören Belediye Başkanı Hamza Kımuzı ve beiediye çalışanlanna hakaret ettiği" gerekçesiyle, İnterstrar televizyonu muhabiri Sadettin Teksoy hakkında 2 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açtı. Ankara 2.AsliyeCeza Mahkemesi'ndeki davanın ilk duruşmasına. sanık Teksoy katılmadı. Mahkeme Başkanı, Erkal Zenger'in bilirkişi atanmasına ve sanık Teksoy'un ifadesinin alınabilmcsi için İstanbul Fatih Asliye Ceza Mahkemesi'ne yaa gönderilmesine karar vererek duruşmayıerteledi. Sıvas olayları •SIVAS(AA)-Sıvas'ta2 temmuz cuma günü meydana gelen ve 37 kişinin ölümüyle sonuçlanan olaylarla ilgili tutuklu 14 sanık lehine, 65 kişi tanıklık yapü. Ankara DGM'nin talimaü üzerine 14 sanık ile ilgili tanık ifadeleri, Sıvas 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından ahndı. Mahkemede dinlenen tanıklar, sanıklan olaylar sırasında başka yerlerde gördüklerini öne sürdüler. •TVServisi-HBB, değişikliğe bir değişiklik dahayaptı. "Rehineler" adlı fılm yayın akışına ahndı. Aynca "Bitmeyen Gün" adlı füm de yayından kaldınlarak yerine "Şafakta Kızgınlık" programa alındı. "Rehineler" bir haydutun ağabeyinin 73 tren yolcusunu rehin alarak takas önermesini konu alıyor. "Şafakta Kızgınlık" ise belalı kardeşlerin peşine düşen bir dedektifın başmdan geçenleri konu ahyor. HBB'den yapılan açıklamaya göre "Şafakta Kızgınlık" adlı fılm 22.30'da ekrana gelecek. Ancak daha önce gönderilen yayın akışında o saatte "Serbest Kürsü" adlı program yayımlanacak. Tam bir yayın akışı verilmediği için belirtilen saatte hangi programın yayımlanacağı belüdcğil. öte yandan TRT 3'te yapılan değişikliğe göre 21.00-22.45 arasında yayın akışı şöyle olacak: 21.00 Genç Haber / 21.152.LigDosyası/22.15 Üniversitelerimiz / 22.45 Gizli Görev. Devletilaçfabrikasıkursım Yurtoğlu İlaçlan Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Yurtoğlu, devletin kendi fabrikalannı kurarak ilaç şirketlerinin tehditinden kurtulabileceğini belirtti GÜNDÜZİMŞİR 7 980 yıkndan bu yana eşdeğer ilaçlardan en ucuzunun alınması için çeşitli kampanyalar düzenleyen Yurtoğlu İlaçlan Yönetim Kurulu Başkanı Cen- giz Yurtoğlu, SSK'run ilaç şir- ketlerinin boykotlanndan kur- tulmasının tek çözüm yolunun, kendi fabrikasını kurması oldu- ğunu söyledi. Yurtoğlu, ilaç şir- ketlerinin tehdidinden uzaklaş- mak için Fransa ve Italya'da devletin ilaç fabrikalan kurdu- ğunu belirterek. "SSK'nm ucuz ilaç alınu uygulamasına, yakm bir tarihte Emekli Sandığı ile Bağ-Kur da katılmak için çalı- şmalar yapıyor. Bu gerçekleştiği takdirde devlet, ilaç rüketiminde yüzde 50 gibi bmiik bir oranı ya- kalayacak. Bu da 1 milyar dolar demektir" dedi. SSK ile ilaç şirketleri arasın- daki çekişme sürerken, soru- nun kökten çözümü için taraf- lar, arayış içine girdi. SSK'nın ilaç şirketlerinden ileride gele- cek 'boykot' tehditlerine karşı geliştirdiği yöntemler arasında fason ürerim. ithal ilaç ve fabri- ka kurmak gibi çok yönlü çö- züm yollan olduğu öğrenildi. SSK'nm 'Ucuz ilaç' uygulama- sına tam destek veren Cengiz Yurtoğlu şunlan söyledi: "İlaç şirketlerinin aralannda birlik sağlayarak ortak çıkarla- rını koruması daha önce de bir çok ülkede > aşandı. En sıkı bas- kı altına giren devletlerdcn İtal- ya ve Fransa kendi fabrikalannı kurdu. Italya'da "Monte Catini" ve Fransa'da kurulu " Rhoune Poulenc' bu şirketlerden sadece ikisi. Devletin yüzde 50 'sinden fazla hisseye sahip olduğu bu fabrikalarda araştırmaya büyük para ayrılıyor ve yeni moleküller keşfediliyor. Aslında, Türkiye'- de de artık bu şartlar oluşmak üzere." Sağlık Bakaru'nın "İlaç şir- ketlerinin SSK'ya ilaç satmaya- cakları konusunda bir şikayet almadık" sözlerini de samimi bulmadıklannı ifade eden Yur- toğlu, sorulanmızı söyle yanıt- ladı: - İlaç şirketlerinin SSK'yı boykot kararı sizce hangi neden- lerden kaynaklanmtş olabilir? YLRTÖĞLU- İlaç şirketle- rinin İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü'nden aldıklan fı- yatlardan daha ucuz bir şekilde Sendikalardan Ceylanm mahkûmiyetiniprotesto İZMİR (AA) - Türk-İş 3. Bölge Temsilcisi Mustafa Kundakçı. Petrol-İş Genel Başkanı Münir Ceylanın düşüncelenni açıklaması nedenjyle 20ayhapse mahkûm edilmesini, 48 sendika şube başkanı adına protesto etti, Kundakçı, şube başkanlanyla birlikte düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'de insan haklannı ve demokrasiyi savunmanın bedelinin, her geçen gün daha da arttığını söyledi. SHP Meclis Grup Başkanvekili Ercan Karakaş da, Ceyjân'ı İstanbul'da zi> areti sırasında yaptığı açıklamada, bu mahkûmiyetin. bir "demokrasi ayıbı" olduğunu belirtti. Öğrenciler 'kayıp' arkadaşlarmı anyor • İYO-DER'li bir grup öğrenci, gözaltında kaybolan Ali Efeoğlu'yla ilgili açıklama yapılmasını sağlamak amacıyla SHP İl Merkezi'ni işgal etti. Daha sonra işgale son veren öğrenciler, Yüksel Çengel'in sözüne karşın, gözaltına alındı. Istanbul Haber Servisi - Bir grup İYO-DER'li öğrenci, gö- zaltında kaybolduğunu ileri sürdükleri Ab" Efeoğlunun du- rumunun açıklanması amacıy- la SHP İstanbul İl Merkezi'ni işgal etti. İl Başkanı Yüksel Çengelin araya girmesinden sonra işgali bitiren öğrenciler, polis tarafından gözaltına alm- düar. Taksim Sıraselviler Caddesi üzerinde bulunan SHP İstan- bul İl Merkezi'ne dün öğle saat- lerinde gelen 9 öğrenci, saat 13.00'te binayı işgal ettiklerini açıklayarak isteyenlerin dışan- ya çikabileceğini bildirdıler. SHP yöneticilerinin bulunma- dığı binanın kapılannı kapatan ve dışanya, üzerinde "Ali Efe- oğlu'nun akıbeti açıklansın, İYO-DER'li öğrenciler" >azılı pankart asan öğrenciler, Ali Efeoğlu adlı üniversite öğrenci- sinin 5 ocak tarihinden bu yana gözaltında olduğunu belirttiler. Ali Efeoğlu'nun ağabeyi Ayhan Efeoğlunun da bir süre önce gözaltında kaybedildiğini ileri süren işgalci öğrenciler, Efe- oğlu'nun durumu konusunda açıklama yapılana kadar işgali sürdüreceklerini açıkladılar. Polisin uyanlanna karşın iş- galin sürdürülmesi üzerine SHP İstanbul İl Başkanı Yük- sel Çengel, Beyoğlu Belediye Başkan Adayı Halil Ergün. bazı il yöneticileri. ÇHD İstanbul Şube Başkanı Ali Rıza Dizdar ile sanatçıNur Sürer. il merkezi- ne geldi. İşgalci öğrencilerle konuşan Çengel, SHP'nin parti olarak gözaltında yok edilme, işkence ve benzeri davranışlann karşısında olduğunu söyledi. Öğrencilere, eylemlerinin ama- cına ulaştığını ve kamuoyuna duyurulduğunu anlatan Çen- gel. polisin uzaklaştınlacağını, öğrencilerin bir minibüsle götü- rüİeceğini ve gözalüna ahnma- yacağını dile getirerek işgalin sonuçlanmasını istedi Yüksel Çengel'in verdiği söz üzerine öğrenciler, 3 saat süren il mer- kezindeki işgal eylemini bitire- rek dışanya çıktılar. SHP tara- fından bulunan bir minibüse binen öğrenciler, Tepebaşı civa- nnda polislerce gözaltına alın- dılar. Öğrencfler, AIThia ağabeyi Ayhan'mda gözatanda kayboMuğunuöoesürdü (Fotoğraf: ERDOĞAN K.ÖSEOĞLU) Tan Oral, 'Uhtslavarası Potitık Karikatürler'albünninde Haber Merkezi-1993 yılının "En iyi Uluslararası Politik Karikatürleri" albümü Amerika'da yayınlandı. Albüm içinde geçen yıl içinde çeşitli ülkelerde yaymlanan veyıhnönemli olaylannın konu edildiği 213 karikatür yer alıyor. 44 ülkeden 135 çizerin bulunduğu kitapta Türkiye'den gazetemiz çizeri Tan Oral'ın iki karikatürü yer alıyor. Geçen yıl yayınlanan ilk albümdede Oral'ın bir karikatürü yer alrruştı. Wittyworld yayınlannın 176 sayfalık bu derlemesi Amerika'da 19.95 dolardan satışa sunuldu. LOOK PARUN6 - Bak sevgilim ne güzd onnan Yugoslavya'nın durumu SSK'ya satan ilaç şirketleri, ay- nı zamanda İlaç Işverenler Sen- dikası'nın üyeleridir. Bu şekilde SSK'ya Sağlık Bakanlığı'ndan alınan ilaç fiyatlanndan daha aşağıya ilaç satma ginşimi İlaç İşverenler Sendikası tarafından başlatılmıştır. İlaç Eczaalık Genel Müdürlüğü'nün bu tür ilaçlann genel ilaç tüketimi içe- resindeki payının yüzde 1-5 d- vannda oiduğu daha önce Sağ- hk Bakanhğı yetkilileri tarafın- dan açıklandı. Sistem yanlış Eğer bu rakam doğruysa neden İlaç îşverenler Sendikası bu durumu gereğinden fazla önemsemiş ve SSK'ya ilaç ver- meme noktasına kadar tehdit etmektedir? Bunun cevabı açıktır. Şöyleki: İlaç şirketle- rinin dikkat çekecek kadar SSK'ya büyük iskontolarla mal vermeleri 'tlaç fîyatlandırma sistefliinin' aksaklığını meyda- na çıkaracağı endişesidir. Çün- kü bu fîyatlandırma sistemin- deki ilaç maliyetini en fazla et- kileyen ilaç hammadelerindeki fıyat kontrolünün yetersizliği ve tanıtma harcamalannın tar- tışmasmı ortaya çıkaracağı en- dişesidir. İşte bu tartışmaya meydan vermemek için ilaç ve İşverenler Sendikası'nın bazı üyeleri, çoğunluktaki diğer üye- lerin de baskısı ile yaptıklan bü- yük iskontodan vazgeçerek, 1994 yılından itibaren Sağlık Bakanlığı'ndan aldıklan fiyat- lan uygulayacaklannı beyan et- mişlerdir. Karamamenin sakıncaları - İlaç fivat karamamesi sizce doğru bir uygulama mı? Sakın- caları nedir? YLRTOĞLU- İlaç şirketle- rinin yıllık karlan 28 Aralık 1984 tarih ve 18619 nolu karar- nameye göre yıllık ilaç satışlan- nın yüzde 20' sini veya şirketle- rin toplam gelirinin yüzde 15"- ini geçmemesini karara bağla- mıştır. Bu oranlann geçilmesi halinde ilaç şirketlerinin huku- ki ve mali yönden cezalandınla- cağı da bildirilmiştir. Böyle bir kararnameyi makul karşılama- ya imkan yoktur. Çünkü, bir si- nai veya ticari şirketin karlılı- ğını bir kararnameye bağladığı- nız takdirde şunlar doğabilir: Şirket kannı gizlemek için ka- nun dışı yollara başvurabilir. Özellikle bir sinai grubunun yıl- lık satışlan veya geliri üzerin- den yüzde 15-20 oranındaki (vergi öncesi) kan o şirketin ge- lişmesine imkan vermez ve Tür- kiye'deki ilaç şirketlerinin yıllık karlıhklan 1985 'den itibaren araştınldığında görülecektir ki bu oranın hiçbir zaman ortala- ma yüzde 7-8'i geçtiği görülme- mişür. Bu, Türk ilaç sanayiinin fevkalade düşük bir karla çalış- maya itildiğidir. Ama gelin gö- rün ki bir taraftan İlaç işveren- ler Sendikası üyelerinin büyük bir bölümü veya hepsi yatınm yapmakta ve gelişmektedir. Di- ğer taraftan kendi ülkelerindt yıllık şaüşlan üzerinden yüzde 34-22 arasında karlıhk sağla- yan uluslararası ilaç şirketleri Türkiye'ye adeta akmaktadır- lar ve ülkemize göre büyük sa- yılacak yatınmlar yapmakta- dırlar. O halde nedir bu çelişki? İşte SSK'ya yapılan fıyat indi- rimlerinin temelinde bu iki önemli sorunun çözülmesi ya- tar. Bakanlık bilmiyor - Sağlık Bakanlığı bundan böyle ilaç şirketierinde tanıtım yüzde 5 ve iskonto oranlarında yüzde 10 oranını geçemevecek- lerini açıkladı. Bu karar sizce yerinde rai? " YURTOĞLU- İlaç fırmala- nnın 1993 yılı sonuna kadar is- konto ve tanıtma gjderlerinin ne olduğu ve saüşa göre oranla- nnın Sağlık Bakanlığı'nca bi- linmediğj görülmektedir ve 1994 yıbndan itibaren de satış- lar üzerinden tanıtma için har- camalann yüzde 5 ve iskonto harcamalann da yüzde 10'u geçmeyeceği karanna vanlmış- ür. Bu oranlann da uygulana- cağı hakkında ciddi bir endişe- mizvardır. Bu şekilde Sağlık Bakanlığı 100 milyar satış yapan bir şirke- te 5 milyar tanıtma imkanı sağ- larken, 100 milyonluk satış ya- pan şirkete 5 milyon liralık bir imkan sağlamıştır. Buradaki görüşümüz satış üzerinden bir oran değil, her şirket için aynı miktarda sınırlandınlmış bir harcama miktannın gecerli olmasıdır. İskontolar konusunda satış üzerinden yüzde 10'luk bir oran uygulanamayacaktır. Çünkü, ilaç şirketlerinin ecza depolan- na yaptıklan ödeme kolaylı- klan, verdikleri mal fazlalıklan ve ihalelerde uygulayacaklan düşük fiyatlarla bu oranın orta- lama yüzde 20-25 olması müm- kündür. ARAYIŞ TOKTAMIS ATE$ İğneyi Kendimize... Bu sütunda yazdıklarımla ilgili olarak beni arayan dostlarım, genellikle hiç hak etmediğim kadar överler. 'Eline sağlık' derler, 'hislerimize tercüman oluyorsun' derler. Dogrusu ben de bu tür övgülerden hoşlanıyo- rum. Hele değer verdiğim kimi dostlarımdan gelirse. Zaten atalarımız ne demiş: "Marifetiltifata tabidir". Yani iltifat olmayınca marifetin de pek tadını alamıyor insan. Amaokurlarım sağolsun, bol iltifat alıyorum. Bu iltifatları kendime saklıyorum. Kimi zaman da eleştiriler alıyorum. Bu eleştirilerden bir kısmına hak veriyorum. Bir kısmına hak vermiyorum. Bugün, bana yapılan iki haklı eleştiriyi, işin içine biraz da şaka unsurunu katarak sizlerle paylaşmak istiyorum. öyle ya, her gün milleti iğneleyip duruyorum. Kimi za- man yorgan iğnesi oluyor, kimi zaman çuvaldız. Bir de kendim bakayım şu iğnenin tadına. Cumartesi akşamüstü telefon çaldı. Açtım. Emre Kon- gar. Sevgili dostum benim. Emre'yle konuşmak çok zevkli bir şeydir. Hep över karşısındaki insanı, mest eder. (Tabii siz de onu övmek zorunda kalırsınız, o baş- ka). Çok zekidir, esprilidir. Zaten Kültür Bakanlığı'na müsteşar olmasının bile keyfini kaçırmadığını düşünür- seniz, ne kadar neşe ve sevinç dolu bir insan olduğunu anlarsınız... Telefon elimde, yayıldım koltuğa. "Bakalım gene ne güzel şeyler söyleyecek sevgili Emre" diye beklemeye başladım. Ama bu kez işin rengi değişikti. 'Ulan' dedi, "Sen bugünkü yazında entellerle dalga geçerken benim portremi mi çizdin?'' 'Eyvah' dedim içimden, "Bu kez baltayı taşın sertine vurdum." öyle ya; "keçi sakalı, fulan, (nevzuhur) pipo- su..."Hoşgeldin Emre Kongar. Oysa ki ben bu yazıyı ya- zarken aklıma Emre hiç gelmemişti. Bambaşka tipler vardı kafamda. Zaten deli miyim? Aklıma Emre gelse yazar mıydım onları? Dostluğuna doyum olmaz Emre 1 - nin. Ama düşmanlığı... Düşman başına. Dünyanın en huysuz adamı olur. Dilinden, kaleminden zehir akar. Nasıl kıvıracağımı ve nasıl bir kulp takacağımı düşünür- ken yaylım ateşe devam etti.. "Hem sen biliyor musun" dedi, "Kravatsözcüğü Hırvat'tan gelir. Bosna'da soykı- rım yapan Hırvatlardan gelen bir kravatı takmaktansa, ipek fularımı yeğlerim." "Vallahi haklısın Emreciğim" diye kaptım lafı. Zaten kızların o ipek fularlara bayıldığını ve benim öğrencile- rim arasındaki en güzel kızların telefonunu almak için nasıl mücadele verdiklerini anlatmaya başladım. Bayıl- dı tabii. Içi gitti. "De/î7eyarıt/"dedi. "Şimdiye kadar ne- relerdeydi bunlar?"diye hayıflandı, yazıklandı. Vartayı atlatmanın keyfi içinde sürdürdüm konuşma- mı. "Hem" dedim, "Senin sakalın keçi sakalı değil, ih- san Doğramact ya inat sakalı. Seni enteller arasına so- kabileceğimi nasıl düşünürsün?" O da keyiflendi. Biraz dedikodu yaptık, ona buna çamur attık. Ancak telefonu kapatırken "Benim telefonumu isteyen güzel kızlara, numarayı ver" mi dedi, "verme' mi dedi, orasını tam an- layamadım. Herhalde, bu yazıyı okudugu zaman gene arar, söyler... Telefonu kapattıktan sonra düşünmeye başladım. Acaba başka kitnler alınmıştı? 'Eyvah'dedim. Salı günü (yani bu yazının yayımlandığı gün) önol'la Sezar'ın dük- kanına gidecektim. Yemek yiyecektik. Artık yemek umu- du pek kalmadı. Olsa olsa fırça yeriz. Aslında Sezar'ın sakalı pek keçi sakalı sayılmaz, ama belli mi olur. Adam günde kırk kez sıvazlıyor o sakalları. Vallahi alınmış ola- biliı, Bakalım bekleyeceğiz ve göreceğiz. Başımızş, rve gelecekse, çekeceğiz. Akılsız başın cezasını ayak çe- kermiş. Akılsız kalemin cezasını çekecek bir şey buluna- cak elbette. Neyse, sakal mavrasını bırakalım artık. Biraz da TÛ- SES konusuna gelelim. Sevgili Burhan Şenatalar TÜ- SES'le ilgili kısa değerlendirmeme çok kızmış. Mesele- nin aslı astarını öğrenmeden, iki satırla karalayıp geç- miş olduğumu düşünüyor. "Aferin sana" dedi, "Med- yanın kurallarını iyice öğrenmiş ve benimsemişsin, uyum sağlamışsın."TÜSES'te eski kadroların işbaşında olduğunu ve gerek düzenledikleri toplantıların gerek yayınlannın, hiçbir kurumla karşı laştırılamayacak kadar düzeyli olduğunu söyledi. "Hem" dedi, "Birine çatmak istiyorsan, ver adını, nesine çatacaksan çat. TÜSES "ı ka- ralamadan yap bunu." Kimbilir, belki de haklıydı. Belki de TÜSES'in yaptıkla- rını iyi izlememiştim. Ama eğer benim konumumda biri bu çalışmalardan haberli olamıyorsa, bunda o kurumun hiç kusuru yok muydu? Ama bu vesile ile bir noktanın altını çizmek istiyorum. Gerçekten yazılı ve görüntülü basınımızın durumu yü- rekler acısı oldu. Böylesi sorumsuz bir basın, varlığını sürdüremez. Insanlar bindikleri dalı kesiyorlar, farkında değiller. Karşılıklı olarak birbirlerini yıpratmaya çalışır- ken aslında kendilerini yıpratıyorlar. özgür ve güvenilir bir basın, özgürlükçü demokrasi- nin temel taşlarından biridir. Bu kurumu yıpratmaya hiç kimsenin hakkı yoktur. Kaldı ki bu özgürlük ortamı yitiri- lirse, bundan en çok zararlı çıkan, basın olur. Dlilsynün 4. yılı Mımıaııımer Aksoy töreıılerle anıldı ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)- Atatürkçü Düşünce Der- neği eski Başkanı hukukçu Prof. Dr. Muammer Aksoy, öl- dürülüşünün 4. yıhnda, mezan başında ve evinin önünde dü- zenlenen törenlerle anıldı. Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Sekreteri Türkan Aytuna. "Muammer Aksoy ve Uğtır Mumcu, intikam değil: adalet bekliyor. Bağlannlan ne olursa oteun, cinayet şebe- kelerinin devletten daha güçlü olmadı- klarımn kanırlan- masnıı istiyoruz" dedi. Türkiye Baro- lar Birliâ Başkanı (TBB) Önder Sav da, katillerin bulun- maması durumun- da cesaretlenecekle- rine dikkat çekerek, "Kimseyi cesaretiendirmeye, devletin hakkı yoktur. Devlet, faili meç- hul cinavetler zincirine .vetıi kur- banlan kattırmamaİKİır" diye konuştu. Atatürkçü Düşünce Derneği eski Başkanı Arif Cav- dar da, Türkiye'nin üzerinde "iiikenin parçalanmasına yöne- lik senaryolar oynandığına" dik- kat çekerek, "Sağ *e sol ayrunı yapddığı sürece, cinayetlerin sağı solu olmadığının idrak edil- mezse; bu cinayetier sürecekrir" diye konuştu. Aksoy'un ölümünün 4. yıb nedeniyle düzenlenen anma et- kinlikleri. 35 demokratik kitle örgütü adına, saat 10.30'da Mülkiyeliler Birliği'nde düzen- lenen basın toplantısıyla baş- ladı. Mummamer Aksoy ile ga- zetemiz yazan Uğur Mıancu'- nun ölüm yıldönümleri nede- niyle düzenlenen basın top- lantısında hazırlanan ortak metni. Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Sekreteri Tür- kan Aytuna okudu. Muammer Aksoy, saat 13.00'te mezan başında ailesi ve kitle örgüiü temsilcilerinin katıhmıyla anıldı. Mezanna karanfrller bırakı.ldı. TBB Baş- kanı Önder Sav, bu- rada yaptığı konuş- mada, "Onu yıktık- larını sanıvorlarsa, al- dantyoriar. Aksoy, gün gectikçe değerle- rini topluma kabık erfiren, yılmaz. laik, Atatürkçü, huku- kun üstünlüğü ilkelerine sahip çıkan görünrüsünü, gün gectikçe gönlümüzde büyiiriiyor ' diye konuştu. Aksoy'dan sonra, yazanmız Mumcu'nun mezan başında da saygı duruşu yapıldı. Etkinük- ler, saat 14.00'de Kültür Ba- kanlığı ile Fe Yayınevi'nin An- kara Sanat Tiyatrosu'nda dü- zenlediği anma programryla sürdü. Aksoy, saat 19.00'dada, suikasta hedef olduğu, Bahçeli- evler 2. Cadde 24 numarab evi- nin önünde, meşaleler yakıla- rak anıldı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear