25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 22 ARAUK 1994 PERŞEMBE HABERLER Kaçariçin4.5yri hapts istemi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Anıtkabir'deki 10 Kasım anma töreni sırasında üst dûzeydevlet protokolünün önünde Atatürk'ün manevi kişiliğine saldıran Mahmut Kaçar, 4.5 yıl hapis istemiyle yargı önüneçıkanldı. Ankara 17. AsIiyeCeza Mahkemesi'nde dün başlayan duruşmaya, güvenlik gerekçesiyle Kırşehir Cezaevi 'nde bulunan sanık katılmazken mahkeme başkam, bir sonraki duruşmada sorgunun yapılabilmesi için sanığın hazır bulunmasını istedi. İhracat teşvikleri Için 15 trttyon •ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hazine Müsteşar Yardımcısı Nevzat Saygılıoğlu, 1995yılında, yatınm teşvikleri için 8 trilyon Iira, ihracat teşvikleri için de 15 trilyon Iira aynldığını bildirdi. Saygılıoğlu, teşvik mevzuatırun, Avrupa Birliği'nin teşvik sistemine uyumlaştınlmasma yönelik yeni düzenlemeler yapıldığını bildirdi. Ankara. İstanbul. tzmir, Bursa, İzmit ve Adana'ya, çevre yatınmlan dışında teşvik verilmeyeceğini bildiren Saygıhoğlu, diğer organize sanayı bölgelerindeki yaünmlara teşvik verileceğini bildirdi. ögrencilerden pottse kınama • İstanbul Haber Servisi - İstanbul Üniversitesi'nde bir grup öğrencinin önceki gıin memur mitingine destek vermek amacıyla yürüyüş kortejine katılmak isterlerken polisler tarafından dövülerek gözaltına alınması üzerine dün bir basın açıklaması yapıldı. tnsan Haklan Derneği (İHD) fstanbul Şubesi'nde üniversite öğrencileri tarafından yapılan basın açıklamasında, "Devrimci demokrat öğrencilere saldınlar, okullann sivil faşistlerceişgal planınm birparçasıdır" denildi. Takshıfde • İstanbul Haber Servisi - Fransa'da tutuklu bulunan Devrimci Sol örgütü lideri Dursun Karataş'ın serbet bırakılması için İstanbul'daki Fransız Konsolosluğu'nun önünde basın açıklaması yapmak isteyen bir grup, polisler tarafından dövülerek gözaltına alındı. Öte yandan Dursun Karataş için Hollanda'nın Den Haag kentindeki Fransız Büyûkelçiliği önünde de bir protestogösterisi düzenlendiği bildirildi. YeniMacar konsolosu • İSTANBUL (AA)- Macaristan'ın İstanbul Başkonsolosu Imre Czekman, görevine yeni başlaması nedeniyle düzenlediği toplantıda, Türk-Macar ilişkilerinin gelişürilmesi için çaba göstereoegini söyledi. 1% 1 -65 yıllan arasında Macaristan'ın Ankara Büyûkelçiliği görevinde bulunan Czekman, iki ülke arasındaki ilişkilerin karşıbklı gelişuğine dikkat çekerek, t Çocukve İnsan Hakterf paneli • İstanbul Haber Servisi- Eski Milli Eğitim ve İçişleri bakanlanndan Necdet Lfğur, insan haklanndan önce kentli olmanın gereklerini yerine getirmenin şart olduğunu söyledi. Uluslararası Lions Yönetim Çevresill8-Tnin düzenlediği "Banşsever Bir Dünyada Çocuk ve İnsan Haklan" konulu panel, dün Gayrettepe Pakiş Merkezi'nde yapıldı. Panel öncesi Acıbadem Semiha Şakir Lisesi korosunun gösterisi, izleyiciler tarafından ilgiyle izlendi. Bankaya molotof • İstanbul Haber Servisi - Yapı Kredi Bankası'nın İstanbul'da bulunan bazı şubelenne dün gece kimliğı belirsiz kişiler tarafından molotofkokteyli auldı. Bankanın Kayışdağı, Cennet Mahallesi ve Mevlanakapı şubelerine saat 20.30 ile 21.30 sıralannda atılan molotofkoktey 11er maddi hasarayolaçtı. Bütünleşme kurultayına doğru Birlik için sancılı günlerSHP lideri Murat Karayalçın, 'koşullu onây' için destek almak üzere 15 il başkanıyla bir araya geldi. îl başkanlan 28 ocaktaki kurultay öncesi iki liderin çatı ve liderlik sorununu uzlaşarak çözmelerini istedi. ANKARA (Cumhuriyet Büro- Türkiye siyasetinin yaşadığı her su)-SHPveCHPliderlerininim- türiü olumsuzluğun, yolsuzlu- zaladığı bütünleşme protokolü- nün onaya sunulacağı 24 aralık kurultaylan öncesinde, iki parti- de de yoğun kulisler yaşanmaya başladı. SHP lideri Murat Kara- yalçın, önceki gece 15 il başka- nı>la yaptığı toplantıda, kurul- tayda delege eşitlenmesine karşı çıkılarak protokole "koşullu onay" için destek ararken, SHP ile birleşmeye karşı çıkan CHP'li muhalifler de protokole "hayır" denmesi ve DSP ile bütünleşme çabalannı yoğunlaştırdılar. SHP il başkanlan toplanhsında aynca, Karayalçın ve CHP lideri Deniz Baykal'ın 28 ocakta yapılacak bütünleşme kurultayı öncesinde çatı ve lider sorunlannı çözmesi istenirken, parti meclisine (PM) sert eleştiriler yöneltildiği ve se- çimli kurultay isteklerinin dile getirildiği bildirildi. Çatı tarhşması SHP lideri Murat Karayalçın, önceki gün Brüksel'den döner dönmez il başkanlan ile bir top- lantı yaptı. SHP Genel Merke- zi'nde yapılan toplantıda, bazı il başkanlannın "SHP", bazı il başkanlannın da "CHP"çatısı altında, ancak Karayalçın lıder- liğinde birleşme isteklerini dile getirdikleri öğrenildi. tl başkan- lannın Karayalçın'a, "28 ocak birteşme kuruitayına lider ve ça- tı sorunlan çözümlenerek gidii- melL İki lider bir araya gelin, bun- lan çözün" mesajım ılettikleri bildirildi. Edinilen bilgiye göre, il başkanlan delege eşitlenmesi- ne karşı çıkarak "Biz hukuksal, seçjbnis. deJegeler dışuıda atama delege kabul etmeyiz" görüşünü dile getirdiler. l\ başkanlannın PM'ye de sert eleştiriler yönelterek, "Ikiparti- ninPM'leribirieştirilerekl20ki- şilik bir PM oluşturulacak. PM üyeleri kendilerini güvenceye al- mış durumda, biz ne olacagız? Aynca 120 kişilik PM çok kala- balık ohır. Partiyi var eden örgüt- tür. PM üyelerinin bu görevi sü- recek, ama örgütlerin geleceği beOi değiL Seçimli kurultaya gidi- lerek PM deyenilenmeti" dedik- leri öğrenildi. CHP'de aytansesler SHP'de protokole "koşullu onay" için kulisler yürütülürken, CHP'de de muhalifler seslerini yükseltti. Eski CHP Genel Baş- kan Yardımcısı Hayrettin Uysal, eski Genel Sekreter Ertuğrul Günay, Ankara Milletvekilı Ali Dinçer ile PM üyeleri Erdal Kal- kan, Veli Zeren, Muşa Gökbel, Yücd Özkök, Haluk Özdalga ve Yüksek Disiplin Kurulu üyesi Hilmi Ziva Postacı, yaptıklan or- tak açıklamada, "24 arahkta CHP kurultayının onayına sunu- lacak olan ve sonuçta SHP ile ku- nımsal birleşme anlamı taşıyan protokol merni; anıaca uygun. doğru \e sağlıklı bir öneri değil- dir" dediler. Açıklamada, onaya sunulan protokolün yıpranmış si- yasal yapıyı ortadan kaldırma- nın hiçbirgüvencesini taşımadı- ğı savunularak şu görüşlere yer verildi: "Tam tersine, bu metin bugün ğun, böiücülüğün, ilkefliğin ve ü- kesizligin gölgelerini üzerinde ta- şıyan tükenmiş bir yapıyı, CHP'nin tarihsel kimliğinin kat- kısı ve koruması altuıda devam ettirme anlamını içermektedir. Kişisel telaş ve kavgılann ürünü olan bu protokol, parti yönetici- lerinin yeıierini aynen körumast- nı güvence aİdna ahrken, CHP'nin varhğuu, tüzeikişiliğini ve ilkelerini bir başka parti dele- gasyonunun onayına sunmakta hiçbir sakınca görmemektedir. Yapılması gereken, bu protokol gereklerine SHP'nin uyup uyma- yacagını beklemek çaresizliği ye- rine, yetmiş yılhk CHP birikimi- ni, yedi yıkla tükenmiş bir siyasal yapı ile eşitlik adı altında aynı ke- feye koyan bu öneriyi CHP kurul- tavının reddetmesidir." CHP'den milhaUf SeSİÖ 1 CHP'de muhalifier, protokole 'hayır' kulisinde. Muhalif CHP'liler yaptıklan ortak açıklamada, 24 aralıkta CHP kurultayının onayına sunulacak olan protokol metninin, doğru ve sağlıklı bir öneri olmadığını söylediler. Açıklamada aynca şu görüş- CHPkurultayı,kendisinedayatı- ildi 'lere yer verildi: "Türkiye siyasetinin şu anda duyduğu temel gereksinim, tü- kenmiş ya da hkanmış partilerin çaresiz ve ilkesiz birieşmesi değil,' her türiü çıkarcıhğın, ftrsatçıhğın kolayhğı karşısında, dürüstlü- ğün, demokratlığın ve çoğulculu- ğun yanı sıra ulusal bütünlüğü yüksekte tutan siyasal hareketle- rin karariılığı ve direncindedir. lan bugünkü çözümsüzlüğü aşa- bılir, CHP'ye yakışan karariıiık ve cesarede davranabilirse, bu, Türkiye solu için de bütün siya- sal yapılanmız için de bir çözüm noktasıdır. CHP, kirienmeden ve örselenmeden, bütün inancı veU- keleriyle Türkiye solunun doğai, dürüst ve sayguı üderiyle buluşa- bilir, kitleselleşebilir ve iktidara ulaşabilir." NE DEDİLER? 'Kimiıı lider olacağı önemli değil' PERİHANERGUN SHPPMüvesi Konuya toplumbiüm açısmdan bakılması gereklidir, diyorum. Şöyle ki, ekmeği üreten un, tuz, su, maya, ısı ve emek nasıl bir bütünse. bugünkü toplufnun sorunlan da öyle bir bütünlüğü yansıtır. Bunda iç ve dıştaki toplumsal hareketler önemli etmendirler. Ömeğin Sovyetler'in çöküşü Amerikan etkinliği... 1950'de dinin alet edilişiyle (ezanın Arapça okunuşu vs.) ve devietçilikten liberal sisteme, 1946'lardaki Marshall yardımlanyla Amerikan politikalanna yönelmemizle başlayan demokrasicilik mizansenleri, ürünlerini askeri ve sivıl darbelerle geliştirerek bugünlere ulaştırdı. 12 Eylül 1980 darbesiyle toplumdaki tüm değer yargılan sarsıldı. 1983 genel seçimlerinde sosyal demokrat ve demokratlann seçilme vetosu 4 eğilimi topladığı imajıyla iktidara gelen Ozal felsefesi, 1970 'lerde başlayan toplumbilimci ve sivil örgüt başlannın terör-anarşi (ve de kontrgerillayla) öldürülerek yok edilmesi, sonuçta düşunenlerin, aydınlann işkencelerle susturularak toplumun depolitizasyonu bugünleri yaratmıştır. Bu baskılı ve ezici sisteme en çok kurban edilen de dogalında sosyalist ve sosyal demokratlar olmuştur. Ozal döneminin köşedönücülüğü toplumda depreme uğrayan yapıyı büsbütün bireysel egoizme, özverisiz ahlak yapısına yöneltmiştir Hal böyleyken 1989'da yerel yönetimlerde iktidar oluşumuz bu köşekapmacılara yoğun etkinlik getirmiş parti özgütleri belediyelerin güdümünde yapsatcılığa ve komisyonculuğa soyunmuştur. Doğal olarak bu davranışlarda ekonomik bozukluk ve sosyal demokrat eğitimin eksikliği gerçek etmendır. Öyle ki sosyal demokratlann CHP aynşımı dahi koltuk ve iktidar kavgasının türevı haline gelmiştir. Oysa, memleket elden gitmektedir. Cumhuriyet, çağdaşlık ve demokrasi işgal altındadır, toplum seçeneksizlik içınde -13. asır Anadolusu'nda olduğu gibi- manevi duygulan sömürenlerin seçeneklerine sığınma güdüsüne girmiştir ki bu cumhuriyetin ve onun temel yapısı olan 'laiklik'in yok oluşu demektir. Dinsel baskıyla oluşturulan kamu gücü tüm değerleri silip süpürme tehlikesi göstermektedir. Çözüm: Türk ulusunu, yurdunu sevenleri Cumhuriyet ilkeleri, Atatürkatılımlanna yöneltip ateşleyecek eylemlerin hukuk kurallan içerisinde yapılması gerekliliğidir. Orta sınıfın kalmadığı toplumumuzda SHP ekonomik ve eğitim programlanyla bunu insanlan etkileyecek şekilde ortaya koyacak pratikler varatmalıdır. Vargücüyle 82 Anayasasf ndaki anti-demokratik yasalan, partıler yasasındaki gençlik ve kadın kollannı yasaklayan maddeleri kaldırtmaya yönelik ses verici çalışmalar yapmalı, sağcılann görsel medya ve yoğun renkli baskısıyla oluşturduğu radikal sağcı ve faşist fikir oluşturmasını engelleyecek alternatif TV ve yayınlar yapılmalıdır. Kadın potansiyelini, gençlik enerjisini vargücüyle özendirmeli, onlan gerçekçi düşüncelerle karar organlanna getirilmelidir. CHP ile bütünleşmede de kimin genel başkan olacağı önemli değil. 'îdeolojik ve örgütsel sorunlanmız var' ALİ ÖZCAN SHP ktanbul tl Başkam SHP'nin ciddi bir iç bunalım yaşadığı dogrudur. Ama SHP'nin bugün içinde bulunduğu durumu. Türkiye'de ve dünyada yaşanan sosyal ve siyasal gelişmelerden soyutlamamız olanaksızdır. Sığ ve geri bir zihniyetle Türldye'yi yıllar boyu yöneten sağ iktıdarlar, eşdeğer durumda bir devlet geleneği yaratmış, bütün kurumlannı da bu zihniyete uygun biçimde yapılandırmıştır. On yılda bir demokrasınin budanması, ardından şaşkınlık içinde yaşanan toparlanma çabalan, bu arada boy veren yeni alışkanlıklar, Türkiye'de gelişme yenne, kaosu ve kendini tekran yaratmıştır. Böylesi bir süreçte edinilen demokrasi dışı gelenekler de çok kolay değiştirilemiyor. Bunu başarabilmenin tek yolu sihirli bir değnektir. ışte, 1991 'de iktidara ortak oluşuyla SHP'den bu sihirli değnek görevi beklenilmiştir. "Madem iktidar ortağKhr, her şeyi bir çırpıda düzeHsin" denilmiştir. Belki biz SHP'li yöneticiler de çok erkenden bu psikoz içine girdik. "Niye yapamıyoruz'' telaşma kapıldık. Bu telaş, bızı bugünkü noktaya getirmede önemli bir etkendır. Öncelikle, neyi, neden yapamadığımızı Türkiye'ye anlatamadık. Gerek yerel iktidar dönemimizde gerekse siyası iktidar ortaklığı dönemimizde bize ilk sert eleştiriler, demokratik kesimlerden geldi. Onlarla bu noktada ortak bir dil bulamadık. "Durun, bize biraz süre veria, destek olun" diyemedik. Seçmenle ve hedef kitlemizle de ortak bir dil yakalayamayınca, giderek yalnızlaştık ve açmazlara düşrük Bence bugün artık SHP'ye vurmaktan vazgeçilmelidir. Bunu kendi partililerimize. tabanımıza ve demokratik kesimlere söylüyorum: Eksiklerimizi, yanlışlanmızı, nerede, ne türlü hatalar yaptığımızı iyi bilelim. Ama sızlanmaktan vazgeçelim ve çıkış önerileri geliştirelim. Bir kere, Türkiye halkının karşısına çıkıp >üreklice bir özeleştiri yapma borcumuz \ar. Ardından, bütün yapay aynşmalan bir yana bırakarak özveri ve cesaret temeline oturmuş bir yeniden yapılanma süreci başlatmamız gerektiğini düşünüyorum. Sorunlanmjzı temelde iki ana başlık altında ele almak gerekiyor. 1) tdeolojik sorunlar. 2) Örgütsel sorunlar. Bu iki sorunu diyalektik bir bütünlük içinde ele alıp üzerinde tartışmak ve mutlaka somut sonuçlara ulaşmak durumundayız. Öncelikle ve özellikle sosyal demokrat partiler. ıdeoloji partileridir. SHP, Türkiye'nin sorunlanna bakarken ıdeolojsinin gerektirdiği ana kriterleri hareket noktası olarak almalıdır. Kimliğini bu yanıyla açık biçimde tanımlayabilmelidir. Toplumun bütün kesimlerini kucaklayacaktır. ama öncelikle hangi toplumsal gereklerin sonucunda var olduğunu iyi bilecektir. Programında da tanımladığı gibi SHP, emek ağırlıkh bir kitle partisidir. Öyleyse ağırlıkla onlann çıkarlannı temsil edecektir. SHP, ideolojisinin gerektirdiği söylemleri seslendirmekten çekinmemelidir. SHP, yerel ve siyasal iktidan döneminde yaşadığı yoğun yıpranmayı ortadan kaldırmak için ne gerekiyorsa yapmalıdır. Her tür kişisel ve grupsal özveri buna dahıldir. Demokratik kamuoyunda coşku ve heyecanla karşılanan SHP-CHP bütünleşmesi gerçekleşmelidır. İşçi lideri Abdullah Baştürk aıııklıİstanbul Haber Servisi - DİSK eski genel başkanlanndan Abdullah Baştürk, ölümünün üçüncü yıldönümünde Zincirli- kuyu'daki mezan başında yapı- lan bir tören ve Mecidiyeköy Kültür Merkezi'nde düzenlenen panelle anıldı. Panelde bir ko- nuşma yapan Genel-Iş Sendika- sı Genel Başkam İsmail Hakkı Önal, "MGK'yi etkisiz hale geti- rip sKil toplum örgütlerini güç- lendiremezsek demokratikleşme olamaz" dedi. Abdullah Baştürk için mezan başında dün yapılan anma töre- ninde Genel-Iş Sendikası Genel Başkam İsmail Hakkı Önal ve DtSK Genel Başkam Rıdvan Bu- dak, Baştürk'ün işçi sınıfı örgüt- lenmesinde verdiği mücadeleyi anlattılar. Emekli işçiden şiir Baştürk'ün mezan başındaki anma törenine DlSK ve bağlı sendikalannın yöneticilerinin yanı sıra Abdullah Baştürk'ün eşi Ayten Baştürk, oğlu Bülent Baştürk ve Kemal Türkler'in eşi Sebahat Turkler de katıldı. Tö- rende emekli bir belediye işçisı de Baştürk için yazdığı bir şiiri okudu. Abdullah Baştürk için düzen- lenen anma programı dün öğle- den sonra Mecidiyeköy Kültür Merkezi'nde yapılan "Sendikal Hareket Nereye GkUyor" konu- lu panelle sürdü. Panelden önce Abdullah Baş- türk'ün mücadeleci kimliğini an- latan Genel-Iş Sendikası Genel •Ölümünün üçüncü yıldönümü nedeniyle DtSK genel başkanlanndan Baştürk için mezan başında bir tören düzenlendi. Anma etkinlikleri çerçevesinde "Sendikal Hareket Nereye Gidiyor" konulu panel gerçekleştirildi. Mezan başuıda düzenlenen törende DİSK genel başkanlanndan Abdullah Baştürk'ün işçi suufirun örgütlenmesimücadelesineyaptğıkatkılaranlanldı.(Fotoğraf: ERDOÖAN KÖSEOGLU) Başkam tsmail Hakkı Önal, Tür- kiye'deki siyasal ve sendikal ge- lişmelere ilişkin görüşlerini açık- ladı. "Türkiye toplumukaos için- de, ülkenin bir köşesinde kan ak> yor.Öbür yakasmda, açlığa mah- kûm edilen insanlar sokağa dö- külüyor" diyen Önal, Türkiye "de dın devleti oluşturulmayaçalışıl- dığını, sendikalann bütün bu so- runlar karşısında ise son derece hassas davranması gerektiğini vurguladı. Türkiye'de demokratikleşme- nin, hazırlanan yasa tasanlanyla sağlanamayacağını da sözlerine ekleyen Önal şunlan söyledi: "Türkiye'de pariamentonun ve hükümetin üzerinde bir Milli Güvenlik Kurulu (MGK) vardır. MGK'yi etkisiz hale getirip sivil toplum örgütlerini güçlendire- mezsek demokratikleşme ola- maz." Baştürk'ün izinde». DİSK Genel Başkam Rıdvan Budak ise panel öncesinde yap- tığı konuşmada, işçi sınıfının mücadelesine ulusal ve uluslara- rası saldınlann sürdüğünü belirt- ti. Mücadele ile demokratikleş- menin de sendikal hak ve özgür- lükler önündeki engelierin de kaldınlacağına inandığını söyle- >en Budak, "DİSK, işçi sınıfina önderlik görevini, Baştürk'ün bizkre öğrettiği gibi, ilkelerimize sahip çıkarak, emekçilere güve- nerek ve geleceğe inanarak yeri- ne getirmek zorundadır" dedi. Abdullah Baştürk'ün 1980 son- rasında sıkıyönetim mahkeme- lerindeki savunmasından da alın- tılar yapan Budak, konuşmasını "Yaşâsın işçilerin DİSK'i!" diye- rek bitirdi. Konuk konuşmacı olarak ka- tılması beklenen gazetemiz ya- zan İlhan Selçuk'un, mazereti nedeniyle yer alamadığı anma programının panel bölümünde Prof. Dr. Korkut Boratav. Prof. Dr. Tülay Ann ve ekonomist Mustafa Sönmez -Sendikal Ha- reket Nereye Gidiyor" başlığı al- tında görüşlerini sundular ve din- leyicilerin sorulannı yanıtladılar. PERŞEMBE ORHAN BURSALI Yeniden Doğuş mu? Sen, 45 yıl boyunca Doğu Bloku'nun en baskıcı rejimi altında inle.. sonra özgüriük iste ve 40 yıllık dik- tatöriüğü ve hanedanlığını devir. 1991'de ilk özgür seçimlerde, Batı refahı, bol para ve tüketim mallan va- at eden liberalleri iktidara getir. sonra, üç yıl içinde ye- nidenfikirdeğiştir. ve kalk, eski komünist partinin de- vamı olan Bulgaristan Sosyalist Partisi'ni yeniden başa geçir!.. Siz, Bulgar halkmın bu tutumuna bir anlam verebil- diniz mü? Ya, Beriin Duvan'nın yıkılışını kırk gün eğlenerek kutlayan Doğu Almanya halkının son seçimlerde en fazla oyu, yine komünistlerin devamı olan sosyalistle- re vermesine? Peki, Macar, Polonya, Arnavut'lann sosyalistleri ik- tidara getirmesine veya iktidar sandalyesinin hemen kenannda tutmasına ne diyorsunuz? O halklar ki başlanndaki komünist kılıklı diktatörleri yıkmak için can yerdiler, mücadele ettiler?! Ne oldu da bu insanlar kısa süre içinde Batı kapita- list düzenine sırt çevirmeye başladılar? Bu ülkelerin seçmenleri, sosyalistleri işbaşına geti- rerek, baskıcı rejime geri dönüşü mü özlüyor ve eski diktatörlerini geri mi istiyor dersiniz? Sanınm hiç de öyle değil... • • • Diktatörler yıkıldıktan sonra şu oldu: Kapitalizm, Doğu Avrupa ülkelerinin üzerine çöktü. Hem de ala- bildiğine ve bütün vahşiliğiyle. Batı ülkelerinde durmadan yeni yasalaria dizginlen- meye, ehlileştirilmeye, kurallar içinde yaşamaya zor- lanan kapitalizm, Doğu Avrupa ülkelerinde ininden çıkmış ve özlediği vahşi av sahasına kavuşmuştu. Emek talanı, kamu mallan talanı, sosyalizmin iş ve güvence gibi olumlu birikimlerinin talanı başlamıştı. Kâr ve zarar, bu ülkelerde hayatı belirleyen tek top- lumsal ölçek oldu neredeyse. Milyonlar, rasyonalizm ve özelleştirme adı attında kendilerini sokakta buldular. Üç kuruşluk dolar, beş kuruşluk eşya kazanmak için yüzbinler evini barkını terk etti. Yaşanan, alışılmamış pahalılık ve büyük bir toplum- sal aftüst oluştu. Böylece Doğu Avrupa ülkelerinde sessiz ve derinden ve çok kısa sürede başka bir gerçek filizlendi. Milletler, baskıcı "sosyalizmi" devirmiş, rejimin bireyi ezen ve dışlayan karakterini reddetmiş; ancak insancıl, toplumcul, eşitlikçi, adaletli ve yaşam güvenceli yönünü ise korumaya yönelmiştir. Seçmen, şimdi bu kazanımları geri istiyor ve kapitalizm- le sosyalizminyenibir sentezini kendi elleriyle oluşturma- ya çalışıyor. Ne devletçilik ve toplumu bireysizleştinme sosyalizm- di, ne de insana ve mutluluğuna öncelik vermek yerine, salt kazancı düşünen vahşi kapitalizm yaşanabilir bir sis- temdi. • • • Sovyet imparatorluğunun çöküşü ile Batı, kapitalizmin nihai zaferini ilan etmiş ve 'Tarihin Sonu'nun geldiğini açıklamıştı! Kapitalizmin ideologlanna göre uygarlığımız, "sosyalizm ütopyasını" denemiş ve elemişti! Büyük bedeller ödeye- rek sonunda nihai seçimini yapmıştı! Ancak şimdi bu ülkelerde birbiri ardına yapılan seçim- lerin sonuçlarına bakılacak olursa, kapitalizm, bu zaferi- ni ve sevincini erken ilan etmişe benziyor... Doğu Avrupa ülkelerinde sosyalizm adı altında uygu- lanan baskıcı rejimin ipliğinin pazara çıkması için 40 yıl yetmişti. Halkın bu rejimleri yıktıktan sonra iktidara buyur ettiği kapitalizmin ve temsilcilerinin ipliklerinin pazara çıkrnası için ise 3-4 yıl yetti! Olan sadece buydu. Onur Kumbaracıbasi: Önemli olan, ilkeler çerçevesinde bütünleşme ANKARA (Cumhurfyet Bürosu)- SHP Hatay Milletvekili Onur _ Kumbaracıbaşı, "Önemli olan, bütün solun belli ilkeler çere>esinde birieşebiunesidir" dedi. Kumbaracıbaşı, SHP içindeki muhaleferin adayının Mümtaz Soysal olduğu yolundaki haberlerle ilgili olarak ise şunlan söyledi: "Böyle bir konuda arkadaşlanmızın herhangi bir karan olduğunu sanmıyorum. Bu dönemde, herhangi bir genel başkan adayı aranması yanlıştır. Çünkü, beninı daha önce de önerdiğim modelde, sadece yöntem vardır. Bu yöntem, CHP ile SHP'nin birleşme yoJunu açık tutmaya yönetiktir. Bir çekişmeli, mücadeleli kuruhay, 28 ocakta yapılırsa, buradan birleşme yerine, korkanm yeni bölünmeler çıkabiür." Önemli olanın solun belli ilkeler çerçevesinde birleşebilmesi olduğunu belirten Kumbaracıbaşı, bir soru üzerine de şöyle konuştu: "DSP'nin herhangi bir biıieşmenin dışında kalması, sosyal demokratlann tam birieşebilmesi göriintüsünü, kuşkusuz vermeyecektir. Böyle bir birieşmenin başında kimin olacağı, ayn bir konudur. O konu aynca düşünülebiür. Ama tabii ki böyle bir yaklaşım, bütün sosyal demokrat khleyi sevindirecektir. Bu konuda DSP Genel Başkam Sayın Bülent Ecevitede SHP Genel Başkam Sayın Murat Karayalçına da, CHP Genel Başkam Sayın Deniz Baykal'a da bü\ ük görev düşüyor. Bu bûieşmede aslında, bu genel başkanlar ana unsurlanür." BAŞSACLICI Birliğimiz Üyesi Manisa Senatörü DOGAN BARUTÇUOCLU 20 Aralık 1994 tarihinde vefat etmiştir. Üzüntümüz büyüktür. Allah'tan rahmet, kederli ailesine başsağlığı dileriz. Türiı Parlamenterler Birligi İzıııir Şubesi Yönetinı Kurulu NOT: Cenazesi 23 Aralık Cuma günü Alsancak Hocazade Camii'nde saat 10.00'da kılınacak namazdan sonra Gölmarmara ilçesinde toprağa verilecektir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear