25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 19 ARALIK 1994 PAZARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER Büyük sorun: Dinin siyasallaşması! Dimn sıyasallaşmasının önüne geçılmelıdır 'Dın'ı ıktıdar aracı yapmak ısteyenlere, en çok, ınanan ınsanlar ızın vermemehdır. Yoksa farklı dınlerden, dıllerden, kültürlerden, uluslardan ınsanlann banş ıçınde bır arada yaşayacağı savaşsız bır dünya hayal olur Doç. Dr. DURSUN KIRBAŞ ^ ^ . nsanoğlu, var olduğu gunden W ben kendınden ustun kabul et- I tığı doğa guçlenne tapınmıştır I Bun]argenellıkleg!Z)nı(sımnı) • çozemedıgı doğa olaylan ya da -JL- varlıklan olmuştur Guneş, Ay, yağmur, şımşek ya da ınek, ayı bunlar- dan bazılanydı Doğa bılımlen genış- ledıkçe, çoktannlı dınlerdekı doğa tan- nlan yerlennı tektannlı dınlere bırak- mıştır Tektannlı dınlerle beraber pey- gamber ve Tann (Allah) duşuncesı ge- lışmıştır Bırçok dındar kendını dınıne adamış, uzak ulkelere >a propaganda ıle ya da savaş yoluyla kendı dınmı yay- maya çalışmıştır Bırçok dının tanhın- de açıkça dın savaşı olmasa da, dını yaymak ya da devletın öbur ekonomık çıkarlan ıle uyumiu olabılecek, sonun- da 'din'ın yayılmasını amaçlayan sa- vaşlar olmuştur Hınstıyanlık, Ronesans'a kadar dı- nın devlete egemen olduğu bır sıyasal yapıda varlıgını surdurmuştur Dın ve devlet ışlen bır arada yurutulmuştur Bılımden sanata, edebı> ata, hukuka ka- dar Hınstıyanlık dınının, damgasını vurmadığı bır alan kalmamıştır Ortaçağ karanlığı dıye kabul edılen bır donemde engizisvon mahkemeleri bırçok bılım, sanat adamını dın adına gıyotıne göndermıştır Tıp bılımı de bundan nasıbını almış. anotomı çalış- malan yapılamamış ya da gızlı yapıl- mıştır Ortaçağın karanlığı butun Batı dunyası uzenne çokerken Hınstıyan mısyonerler Doğu'da ve Uzakdoğu'da yenı Hınstıyan topluluklan yaratmaya çalışmışlar, Haçlı ordulan da doğuya doğru gıderek zulmunu yaymıştır lşte bu karanlığın ıçınden Ronesans ışığı yanmış, bu ışık bılımden sanata haya- tın her alanında kendını gostermıştır Rönesans'ın en buyük etkısı, dının si- yasallaşması olarak kabul edebıleceğı- mız ortaçağın dın devletlennın yenne laık devletlen egemen kılmasıdır Aynı sureç, Doğu'da başka bır bıçım- de gelışmıştır tslam dını kısa surede devTet dını halıne gelmış, dının v e dev- letın yayılması çakışmıştır Baştan be- n Islam dını sıyasal bır kımlığı hep ta- şımış, ıktıdar kavgalan ıle mezhep kav- galan ıç ıçe geçmıştır Osmanlı'da da padışah aynı zamanda halıfe unvanını alarak dev letı ve dını en ust duzeyde temsıl etmıştır Şeyhulıslamın kararla- n (fetvalan) Osmanlı'yı yonlendırmış- tır Genç Turkıye Cumhunyetı kuruldu- ğunda, bır sure halıfelık devam etmış Eskı 'müdahaleler'le yönlendırme ge- leneğını devam ettırmek ısteyen halıfe- nın ozellıkle Ingılızlerle gırdığı ışbırlı- ğı açıkça anlaşılınca halıfelık kaldınl- mış. yenne laık delet konmuştur Nedır laık devlet'7 Batı'da Rone- sans'a kadar uzanan dın dev let ışlennın bırbınnden aynlması, bızde halıfehğın kaldınlmasına denk duşer Laısızm, de'vletm butün ınanışlara, hatta ınan- mayışlara aynı uzaklıkta durabılmesı- dır Gerçek laısızm ışte budur Oysa la- ıklık, ılk yıllardan sonra yanlış uygu- lanmıştır Butçesı, devlet elıyle oluştu- rulan bır Dıyanet lşlen varken, dın ve devlet ışlen bırbınnden aynlamaz Zı- ra başına getınlen kışıye kadar bızzat devlet, dını yonlendırmektedır Sıyasal partiler, dinleri, mezhepleri, tarikatlan kendikrüıe oy deposu olarak gormuşler ve oyte davranmışlardır. Benım çocukluğumda herkes oruç tutar, namazkılardı Her koyde, mahal- lede camı vardı Annelenmız, kız kar- deşlenmız başortusu ıle gezerlerdı Ama hıçbır zaman namazı, orucu ba- şortusunu sıyasal bır kımlığın ozgun parçası halıne getırmemışlerdır Camı- ye gıden ınsanlar, sıyasal kımlığı ıle bu- tunleşen bır kılık ve kıyafette olmazlar- dı lşte bugun en buyuk sonınumuz dı- nın sıyasallaşmasıdır Eylul ayında Avusturya"nın sınır kentı Kufsteın'de Alp Dağlan'na doğ- ru yaptığımız yurûyuşte yol boyunca kılıseler dıkkatımı çekmıştı Dağa tır- manırken fenalaşıp olen papazın oldu- ğu yerde, o yerlenn sahıbı olan aıle 200 yıllık soyu ıçın kuçuk bır kılıse yaptır- mış 1-2 km daha tırmanınca bıraz da- ha buyukçe bır kılıse ıle karşılaşıvorsu- nuz Kılıseye ıbadet ıçın gelenle, zıya- ret ıçın gelen arasında kılık kıyafet far- kı gormedığınız gıbı kımse kılıseyı \e dını bır sıyasal karargâh halıne getırme- mış Oysa Kufsteın'de alışvenş yaptığı- mız ve 23 yıldır orada yaşayan ve 5 yıl- dırTurkıye'ye gelmemış manav ıse ılk bakışta bıyığı v e tav nyla dınıyle ozdeş- leşmış sıyasal kımlığını dısa vuruyor- du Kılısenın anı deftenne yazdığım, "Biz buraya halkmın bıiyuk bir çoğun- luğu Musİuman olan Turkiye'den ge(- dik, Tann, ne Turkiveü ne Avusturvalı ne de ABD'lidir. Tann, insanın olduğu her ulkededir. Biz her dinden, ırktan in- sanları sevrvoruz. Her din, dil ve ırktan üısanlann dostuğu ve kardeşüği yaşa- sın" sozlen, yanımızdakı yakınım tara- fından bıle zorlukla kavrandı Çunku ben dının sıyasallaşmasına yaşamın her alanında karşı çıkmak gerektığıne ına- nıyorum Bunun yaratacağı tehlıkelı sonuçla- nn ınsanlan yenı felaketlere surukleye- ceğını bılıyorum Orneğın mollalar Iran'da rejımlennı, camılerde orgutle- nerek, dını mılıtanze ederek. kısacası sıyasallaştırarak kurdular Yıne bırçok Islam ulkesınde sıstemın en onemlı da- yanağı dındır Arabıstan'da, Kuveyt'te Lıbya'da ve bırçok başka Islam ulkesın- de dın, Tann ıle ınsan arasında masum bır ılışkı olmaktan çıkmış. sıyasal bır sıstem halıne gelmıştır Devnmcı akımlar ıse zaman zaman dınle aralanna kesın sınırlar çızmışler- dır Kendısı Tanntanımaz olan CheGu- everaıse kendılennın haklı olduğunu ve haklının yanında >er alması gereken tannlann da zaten onlarla, olması ge- rektığı gıbı bırsonuçla 'Tann Arjantin- lidir' dıyerek. devnmı gerçekleştırme arzusunu ıfade ederken, kısmen de ol- sa dını sıvasallaştırmış oluyordu Ozetle ınsanlar, ıster ınansın ıster ınanmasın, Tann 'ya ınananlara da ınan- mayanlara da, ya da başka dınlerde olanlara da saygı duymalıdır Ispanya'da, lsveç'te. Ingıltere'de kral- lar, kralıçeler, prens ve prensesler, kral- lık rejımıne aıt bazı gelenekler vardır, ama hıçbınnın demokrasıler uzenne mudahale edecek yetkılen yoktur Ya- nı krallık, bu ulkelerde tamamen gele- nek ve goreneklerle uyumiu sımgeler (semboller) durumuna gelmıştır Ba- tı'da dın de boyledır Batılı, sıyasallaş- mış dını Vatıkan'ın ıçıne hapsetmıştır Kendısının dınle ılışkısı sembolden ıle- n boyutta değıldır Bu ıljşkıyı, bıreyle- nnın dınle ılışkılennın zayıfladığı an- lamında almamak gerekmektedır Ba- tılı. yıne kılısede ev lenmekte, evlenne Mer>em Ana ve İsa fıgurlennı asmak- tadır Pazargunlenkılıseyegıtmektedır Ama, dev letı, Isa'nın kılıcı gıbı tepesın- de hıssetmektedır Laısızm gerçek an- lamda budur Bunun mucadelesı de- mokrasının oluşumu sırasında venl- mıştır Laısızm mucadelesı bızım ulke- mızın demokratıkleşmesı ıle son dere- ce ılgılıdır Dının sıyasallaşmasının onune geçılmelıdır 'Din'ı ıktıdar aracı yapmak ısteyenlere, en çok, ınanan ın- sanlar ızın vermemelıdır Yoksa farklı dınlerden, dıllerden, kültürlerden, ulus- lardan ınsanlann banş ıçınde bır arada yaşayacağı savaşsız bır dunya hayal olur ARADA BIR B. TUNÇ DEMIRALP Huhıkçu Akit Dışı Kefalet Yasalar karşısında yontemıne uygun ve geçerlı bır kefa- letten soz edebılmek ıçın, oncelıkle ortada kefılın ımzasını taşıyan yazılı bır sozleşme bulunmalıdır Bu temel hukuk kuralı karşısında, kefılın ımzasını taşıyan yazılı bır sozleş- me olmaksızın, başka bır deyımle 'akıt dışı' heıtıangı bır kefaletten soz edılemeyeceğı açık seçık anlaşılmaktadır Son yıllarda ıse bazı bankacılık uygulamaları, açıkladığı- mız bıçımde ışlemesı gereken bu yasal çarkı tamamen ter- sıne ışletmektedır Parasal zorunluluk nedenıyle bankadan bırkaç mılyon- luk kredı a/mak ıçın başvuran devlet memuriarından ve ke- fıllennden, annelerının kızlık soyadına kadar soruşturma- laryapılmasına karşın, sıstem geregı bazı bankaların prog- ram, yonetım, eğıtım ve denetım yetersızlığı gıbı nedenler- le ılgılı yonetıcılen ya da personelı tarafından gerek bılerek gerekse bılmeyerek yapılan ışlemlersonucu, bu bankalar- la gunumuzun rakamları ıle mılyarlık ve tnlyonluk kredı ve benzerı ılışkjlere gıren bazı ozel ve tuzelkışılenn ılışkıye gır- dığı bankaları mılyarlık ve trılyonluk kayıplara uğratmalan- nın yanında, dengesız faız uygulamaları sonucu bunlardan zarar gorenler, yıne aynı bankanın dar gelırlı, emeklı, dul, yetım konumundakı yasal mevduat sahıplendır Anılan kı- şılerın, bır yandan enflasyon canavan ıle boğuşurken ote yandan da yakın zamana değın banka kapılarında alabıl- dığıne kuyruklar oluşturmalan şeklıyle meydana gelen bu acıklı tablonun ardı sıra, bu kez de yıllardır duşledıklerı bır yuvaya sahıp olmak amacı ıçınde bankası ıle adeta bır ka- nnca duasını andıran sozleşmede banka lehıne ongorulen koşullar nedenı ıle oğretıde kredı alana kelepçe takılması anlamına kullanılan gerçekçı bır tanımlama ıle kelepçele- me sozleşmesı (kredı akdı) ımzalayarak dovıze endekslı kredı alan kışılenn, borçlanna, dovızde oluşturulan olağan- dışı kur farklılıkları nedenı ıle eklenen astronomık rakamlar karşısında şoke olup naçar kaldıkları ve bu kışılerden bır kısmının adeta duş gorurken uyanma gıbı bır durumla kar- şı karşıya kalıp duşledıklerı yuvalarını yıtırdığı, bır kısmının banka ıle odeme planı konusunda anlaşma zemını aradı- ğı, bır kısmının ıse yargı yolunu seçtığı gozlenmektedır Sonuçta, yasaları çığneyen beyaz yaka suçluları tarafın- dan bankalardan sızdınlan astronomık rakamları ıçeren banka açıkları, uygulamada sabrt gelırlı kışılenn bınkımle- rı ıle kapatılmaya çalışılmaktadır lşte bu şekılde herhangı bır kefalet sozleşrpesıne ımza atmaksızın bır anda yasaları çığneyen kışılenn kefılı duru- muna gıren yasalara saygılı kışılenn uğradıkları bu ılgınç haksızlık, anılan kışılerle bankalan dolandıran beyaz yaka suçluları arasında sıstem gereğı kendılığınden oluşan ve vıcdanlara sığmadığı gıbı hukuk kurallan ıle de uzak yakın bır ılgısı bulunmayan 'akıt dışı kefalet'\n kaçınılmaz bır so- nucudur Posta tekelini kaldıran yeni yasal düzenleme TUĞRUL GÜLENÇ Yıldız Teknık P TT hızmetlennden olan Posta Ta- şunacüığı'nın, son yıllarda ağır ış- lemesı sonucu. gunluk tıcan ha- yatta, Turk Tıcaret Kanunu 764 madde ve dolayısıyla Posta Kanu- nu hukumlenne aykın olarak bu tıp taşıma ve dağıtma hızmetlennı yapan tıcan şırketlere sık sık rastlamaktayız Bu nedenle. bu şırket- lenn hukuksal statulennın saptanmasında bu- yuk yarar vardır Gunumuzda kargo ya da kurye şırketlen adı altında taşımacılık (eşya) seictorunde fa- alıyet gosteren bazı taşıma şırketlen, tıcaret sıcılınde bulunan şırket ana sözleşmelennde. şırketın konusu olarak a) TC ıçınde şehır ıçı- şehır dışı eşya naklıye ışlen, b) Naklıye taah- hüt ışlen, c) Naklıye komısyonculuğu yap- mak vb nıtelemeler yazarak faalıyet konula- nnı belırtmekte. ancak sozleşmede yer alan eşya sozcuğunun sınırlannı genışleterek mek- tubu da oyle kı Turk Tıcaret Kanunu 764 madde uyannca mektup taşımacılığı ve dağı- tımı PTT tekelınde olmasına karşın, taşıma akıtlenne konu yapmaktadırlar Oysa kargo ve kurye şırketlen, sozu geçen tekele karşın, PTT'nın bu tıp taşımacılıktakı zaaflanndan doğan gereksmım sonucu, artık şehır ıçı ya da şehırlerarası mektup, yanı haberleşme un- surlannm taşımacılığını yaparak hukuksal da- yanaktan yoksun bır şekılde, bu tekelı fiılı olarak kırmakta, açıkçası kanuna avkın bır ta- şıma ışlemı gerçekleştırmektedırler Tıcaret Hukuku Boyutu: Fıılı durumu be- iırttıkten sonra taşıma şırketlen, tıcan alanda faalıyet gosterdığı ıçın olaya once tıcaret hu- kuku açısından bakılmahdır Bılındıgi üzere, Turkıye'de Tıcaret Huku- ku alanında uygulanan sozleşme serbestlığı esası, kaynağını anayasanın 48 maddesınden almaktadır Maddeye gore "Herkes dikdiğ) alandasözkşmevapma ozgürfugunesahiptir'" Ancak yıne aynı maddede bu ozgurluğun, ozellıkle kamu yaran amacı ıle kanunla sınır- lanabıleceğı de hükme bağlanmıştır Tıcaret Hukuku'nda ıse taşıma aktı yapma serbestlı- ğı, avnı mantık ıçensındeemredıcı hukumler- Unıversıtesı Aruştırma Görevlısı le sınırlandınmıştır Şo>le kı tıcan akıtlenn konusuna aıt sınırlama TTK 1 maddesı ge- reğınce, taşıma aktıne de uygulama olanağı bulunan Borçlar Kanunu'nun 19 maddesın- de ele alınmıştır w Bir sözleşmenin konusu, kanunun gosterdığı sınır içerisinde serbestçe tayin olunabilır." (B K madde 19 2) Yanı ta- raflar arasında yapılan sozleşmeler, kanunun kesın surette emrettığı esaslara aykın bulun- madıkça geçerlıdır Başka bır deyışle, eşya ta- şıma ışı, tıcan bır ış olduğundan, taşıma soz- leşmesı hukumlennın de kanunun emredıcı hukumlenne aykın olmaması gerekır Posta Kanunu Boyutu: Tıcaret Huku- ku ndakı bu genel bılgılerden sonra olaya bır de Posta Kanunu açısından bakmalıyız Ll- kemızde posta hızmetlen KHIC 120 sayılı Ka- nun Hukmunde Kararnameyle kurulmuş olan faalıyetlenm kamu ıktısadı teşekkulu halın- de yenne getıren PTT Işletmesı Genel Mu- durluğu tarafından yurutulmektedır Karar- namenm, kuruluşunun faalıyet konulannı du- zenleven bolumunde U 5584sa>ılı Posta Kanu- nu iletekel olarak \erikn.vurdun her tarafın- dan açık >eva kapalı mektuplar ve posta kart- lannı kabul etmek,taşımak,dağrtmak-" huk- mu yer almaktadır Posta ıdaresının taşımay- la ılgılı hukumlen oncelıkle 5584 savılı Pos- ta Kanunu ve Posta Tuzuğu nde ver almak- tadır 5584 sayılı Posta Kanunu (Resmı Ga- zete - 8 3 1950, sayı 7451) Bolum 1 Genel hukumlerde, 1 maddede PTT ıdaresının go- revlen sayılmış madde 2'de ıse Posta tekelı- ne gıren hususlar şu >ek.ılde belırtılmıştır - Açık ve kapalı mektuplar. - Uzerlennde haberleşme mahıyetınde ya- zılı bulunan kartlar, PTT ldaresı'nın tekelı altında olan maddelerdır Anlaşılacağı uzere, tekel kapsamına gıren bu maddelenn taşınması ve dağıtımı kisaca posta taşıması 5584 sayılı kanunla devlet te- kelı allında bulunmaktadır Bunun sonucu olarak kanun koyucunun, taşıma sozleşmesı yapma serbestlığını duzenleyen Tıcaret Ka- nunu hukumlennı posta taşıması sahasında bazı kayıtlara baglaması gereğı kendılığın- den ortaya çıkar Bu yuzden, Turk Tıcaret Ka- nunu'nun 764 maddesı, taşıma ışlennı du- zenlerken posta ıdaresıne ılışkın ozel hukum- len saklı tutmuştur Anılan madde uyannca, posta kanundan doğan posta taşıma tekelıne gıren maddelenn taşınması ve dağıtımı dev- let tekelınde olduğundan, bu tıp taşıma v e da- ğıtımı başka bır kuruluş yapamaz Yanı tekel kapsamına gıren ve haberleşme nıtelığı taşı- van bu maddeler, PTT dışındakı taraflar ara- sında hıçbır şekılde taşıma aktının konusu olamaz Mektubun menkul bır mal yanı eş- ya olduğu kesındır, ancak yazımızın başında sozu edılen ve gunluk hayatta karşımıza çı- kan kargo ve kurye şırketlen TTK 764 mad- dede duzenlenen ve PTT tekelınde olan taşı- ma ve dağıtım hızmetlennı gerçekleştırerek emredıcı hukumlere av kın davranmakta, baş- ka bır ıfade ıle kanunen kendılenne yasaklan- mış olan bu hızmetı hukuksal dayanaktan yoksun bır şekılde ve aynı zamanda posta te- İcelını fiılen kırarak gerçekleştırmektedırler Posta tekelıne rağmen, posta taşıma ve dagı- tımını yapan şırketlenn yıne Posta Kanunu madde 59 uyanncacezaı ışlem gormelen ka- çınılmaz bır sonuçtur 59 madde posta teke- lını bozanlara uvgulanacak cezaı hukumlen duzenlemektedır Sonuç olarak bır kamu hızmetı olan posta taşımacılığını gerektığısekıldevennegetıre- meyen PTT nın yenne bu hızmetı daha hız- lı veguvenlı gerçekleştırecek ozel taşıma şır- ketlennın gunluk tıcan hayatta yer almalan- nın kamu varanna olduğu açık bır gerçektır Hukuka ve kanuna aykın ışlemlen ozendır- mek toplum ıçın bır varar sağlamayacağın- dan, oncelıklı olarak vapılması gereken bu tıp şırketlenn me\cut yasalara aykın olarak faalıyet gostermesını engellemek olmalıdır Ancak daha sonra posta tekelini kaldıran bır yasanın çıkanlıp ardından da posta taşıma- cılığının ozel şırketlerce de yapılmasını sağ- layan ve her turlu duzenlemeyı ıçeren vasa- lann çıkanlması ve bu hızmetın ozel şırket- lerce hukuksal dayanak ve duzenlemeye uy- gun bır şekılde faalıvetlennı gerçekleştırme- len, hem hukuksal açıdan hem de toplumsal açıdan daha sağlıklı olacaktır PENCERE [ Hamdi Ülkümen HÜMANİST ATATURK Hamdı LTkumen HÜMANİST ATATÜRK Ataturk'un pek yakınında, guvendığı kışılerden bın olan Hamdı Lılkumen (O donemde Nebızade Hamdı Bey kı, Ataturk ona 'Nebızade dıye seslenıyordu ) kendını pek ortaya atmamış, adı pek duyulmamış bır kışı, değerlı bır gazetecı yazar, oğretmen ve Kuva-yı mıllıyecıydı ı E\i <; IKTI 40 000TL L Cumhurıyet Kıtap Kulubu Çağ Pazarlama A Ş Turkocağı Cad 39/41 Cağaloğlu-lstanbul Tel512 05 05 tş hayatındaFactofınaos ış hayatınızın rn onrmlı faktoru fınan^man konusuna şetırdığı do|ru \e çağılaş alternatıflerı ulkemızın onde gelen sanayı ve tıcaret merkezlenne taşımava devam edıyor FactoFinanstıcaret >apıvor *adelı pıva^alarda çalı^ı\or \e TL ka^nağına vogun ıhtıvaç du>uvor^anız, FactoFman- ıle taniçin N a k ı t a k ı ^ ı m z a h ı z . r e k a b e t ^ u r u n u z e g u ç k a t ı n faktörii yayıhyor. FactoFınan<> o n a y l a n n ı ı ; v a d e l ı a l a c a ğ ı n ı z ı p e ş ı n o d e r , s ı z ı t a h s ı l a t ı ı k ı n l ı « ı n d ı n k u r t a r ı r ı ; h a r m i D i z ı g u v e n l e b u v u t m e n ı z ı s a ğ U r Î S T A I S B U L • A P M K A R A I Z M Î R - B T J R S A • D E N t Z L l A D A I V ^ • G A Z Î A I V T E P T a r a f ı n a n - m a n a l ı r ı k l ı n n ı ı a 1 1 0 0 » a r a n 11 ICSV27 46666 2-4'158 Tt 1 T.C. KÜRE ASLtYE HUKUK MAHKEMESl 1993 31esas Davacı Kure Orman Iş- letme Mudurlüğü vekılı ta- rafından davalılar Alıme Kaya mırasçılan aleyhlen- ne açılan tapu kayıt ıptalı, men'ı mudahale tescıl da- vasının yapılan açık du- ruşması sırasında verılen ara karan gereğınce Kastamonu ılı Kure ıl- çesı <\fşarımam Ko- yu'nde bulunan 983 parsel nolu tapu kaydı uzenne ıh- tıyatı tedbır konulmasına. kesınleşmış orman Mnırla- n ıçınde kalan kısmı ıçın tapu ve men'ı mudahalesı- ne ve orman olarak Hazıne adına tescılıne karar venl- mesını talep edılmış olup, Kendılenne normal yol- dan teblıgat yapılamayan ve zabıta tarafından açık adreslen de tespıt edıleme- ven Fıkrıye Demırel ve Mehmet Kaya ıle Emın Kaya mırasçılan Bınnaz Salıha Tevfık ve Hulya Kava ıle Ahmet Kaya mı- rasçılan Sezer. llknur, Nurhayat Ayşe Zehra ve Ahmet Kaya'ya ılanen teblıgat yapılmasına karar venlmış olup, Yukanda ısmı yazılı da- valıların mahkememızın yukanda esas numarası yazılı dava dosyasının 01 02 1995 gunu saat 09 00'a bırakılan duruş- masında hazır bulunmala- rı, kendılennı bır vekılle temsıl ettırmelen, aksı tak- dırde yargılamaya gıyapla- rında yurutulup karara bağlanacağı, dava dılekçe- sı ve duruşma gunu teblığı yenne kaım olmak uzere ılanen teblığ olunur "Zemin Kayıyor" Ama, Hangi Zemin?.. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'ın Portekız gezı- sınden donuşunde gazetecılere soyledıklerı çok çarpı- cı1 Demirel'ın konuşmasını gazetede okurken altını çızdığım tumcelerı yan yana getırıyorum "Dışarda soze Kurt azınlığı dıye başlıyorlar Mılletve- kıllennı hapse koymuşsunuz dıyorlar DEP olayı burala- ra çok 1yı getınlmış Her taraf Turkıye'nın aleyhıne çev- nlmış Teror deyınce adam yuzunuze bakıyor Sız terore destek verıyorsunuz, bızı zor duruma sokarsanız o za- man Turkıye de kutuplaşma olur, Kurt menşelı olanlarla 'oyle değılım dıyenlerı kapıştırırsınız, o zaman çok sı- kıntıya gırerız " Bır konuşmada kımı tumcelerı atıp kımılerını yan yana getırırsenız, konuşmacının amacını aşan bır anlam olu- şur, ama, dış dunyada Turkıye'ye bakışın ozetı budur Daha once Miimtaz Soysal uyarmıştı 'Dış dunyada Turkıye nın ayağının altındakı zemin kayıyor1 " • Mumtaz Soysal'ın Dışışlerı Bakanlığı'ndan neden ve nıçın çekıldığı gun geçtıkçe butun çıplaklığıylaortayaçı- kıyor Soysal ozetle ne demıştı "Dış dunyada Turkıye nın ayağının altındakı zemin kayıyor Ancak kaymasa bıle demokratıkleşmeyı kendı- mız ıçın gerçekleştırmek zorundayız Koalısyonun ıkı kanadı ozelleştırme //e'demokratıkleşme'y/ Meclıs'ten eşzamanlı olarak geçırmelı1 Yoksa kotuye gıdıyoruz " Kımdınledı9 Mumtaz Soysal ı ' ozelleştırmeyı engelleyen kışı" dı- ye bılıp duşman belleyenler, şımaı Avrupa Parlamen- tosu'nun kararı uzenne neler yapıyorlar? "Medya şaşkın" demokratlaşmayı bayrak edınen ve temel sa- yan bakana saldırır sonra da "Avrupa bızı neden dışlı- yor^ dıye yazı dokturur, bu 'tavşana kaç, tazıya tut" oyunu yıllardan berı surer gıder Ancak olay, yalnız demokrasıden yoksunluğumuz mu 7 içerıde çoğu kışı bu gerekçeyle yetınmıyor Turkı- ye Cumhurıyetı'nın yanlış kurulduğunu soyleyenler bıle var' Suçu Kemalızm'e yukleyenler az prım toplamıyor- lar' 1994'te Batı nın bızı dışlamasını Ataturk e bağla- yanlar eksık değıl Pekı 1949 da Avrupa Konseyı, Tur- kıye'yı neden bağrına basmıştı 1952'de NATO, Ankara'- ya kapılarını açmıştı 1963'te AB ıle -o zaman adı Ortak Pazar dı- butunleşmek ıçın ılk antlaşmayı kolayca ımza- ladık Soru - 7949 da Avrupa Konseyı ne guçluk çekmeden gıren Turkıye, 1994'te Avrupa'dan neden dışlanıyor? Suçlu Kemalızm mı? Ataturk m u ' öyleyse 1949 da neden Avrupa'ya gıden yolda Batı onumuze kırmızı bır halı sermıştı' Osmanlı ekonomıde lıberaldı, ulke ' açıkpazar"dı Os- manlı Meclısı Mebusaru'nda tam bır mozaık vardı, Turk, Kurt, Rum, Ermenı Laz, Çerkez Arapmılletvekıllerısa- lonu dolduruyordu, turmjnu bırleştıren neydû . Ermenı ya da Rum mebus - Ben, dıyordu, Osmanlıyım Avrupa yıne hoşnut değıldı öylesıne hoşnut değıldı kı canımıza okudu, emperya- lızm Anadolu da Ermenı ıle Turk'u, Turk ıle Rumu, Hıns- tıyan ıle Muslumanı bırbırıne boğazlattı, yıne de Sevr'ı uygulayamadı, Lozan a razı oldu Evet bır başka ış var bu ışın ıçınde Ayağımızın altından zemin kayıyor Dış dunyadakı zemin mı'' Anadolu dakı zemin mı' ULUSUMUZA SESLENIYORUZ Temel IKe Tûık Ukısu nun oourlu ve şereflı br uluj olarak yaşamasıdır Bu ancak TAM BAĞIMSIZ olmakla saglanabılır Yabanct bır devletn gudtjmCne jrme/ı stemek ınsankk nlelioennden yoksunlugu gbçsuzlugı uyuşukkıgu benmsemekien başka tnfjey degidr Bu aşagıhk duruma jerçsfcen duşmemız otanlann ısteyerek başlarına yabano b» yöoelıa gsürmelen r*ç duşûnGlefliez. ÖYlfYSE YA BAĞIMSIZUK, YA OLUM r MUSTAFA KEMAL (Soytev Sf 44) *6ce ervenşlı bunca koşullar ılen stıreblecek olan Am«rika Hukumetı boyte bır gudum oAtğu kabul «tmesıne yan buna katarvnaana ka^ıl* Am«rka adına ne gt» faydalar ve çtertar saglamı; oJacaktır1 Bununla kendı hesaplanna ne amaç gCdCyortar^" MUSTAFA KEMAL (SoybvSf B6) 'Amaama ulusal sınfcnma tpnie toprak buHnluğtimuzü ve ulusun tam bağmsızt^n sağlamaklır Buna engel olmak uzere karşımıza çıfcacak kuvvet kcn ve ne okırsa olsun hç duraksamadan çarpışınz ve başan kazanınz' MUSTAFA KEMAL (Soyiev Sf 2S6) Emperyalızm Ortadoju petrol kaynaklan uzenndekı denetımını bugunde "Çekjç Guç ıle surdurmektedır Ote yandan Turkıye nın denetımmde görunsede 'Çekıç Guç" aslında bır Kurt Oevletı oluşumuna önayak amaktadır TURK ULUSU BAĞIMSI2LIĞINA BOYLESINE DUŞKUN ATASINI GERÇEKTEN SEVDIĞINi KANITLAMAUDIR ATATÜRKÇÜ DÜŞÛNCE DERNEĞİ ISTANBUL ŞUBESIYÖHET1M KURULU Mecıdıyekoy Kulur Merkezı Katotaparkı UstC Kat 6 Mecriyekoy IST Tel &Fax (0212)272 6218 TEŞEKKÜR Aıle buyuğumüz canımız abımız H. HÜSEYİN ÇELİK'in anı olumu dolayısıyla acımızı paylaşan başta SHP eskı Genel Sekreten Sn Fıkn Sağlar'a, Adalet Bakanı Sn Mehmet Moğultay'a. SHP KarsMılletvekılı Sn Zekı Nacı Tarhan'a. SHP Merkez Dısıplın Kurulu Başkanı Sn Kamıl Aşan'a, SHP tstanbul II Başkanı Alı Ozcan ve Yonetım Kurulu uyelenne, SHP Ardahan U Başkanı ve Yonetım Kurulu uyelenne. SHP Umranıye llçe Başkanı ve YonetımKurulu uyelenne. SHP Gebze llçe Başkanı Sn Ensar Oğut'e, SHP Sultançıftlığı Belde Başkanı ve Yonetım Kurulu uyelenne, Esenyurt Beledıye Başkanı Sn Gurbüz Çapan'a, Çıldır Beledıye Başkanı Sn Ercan Şınn'e, Yakınsu Beledıye Başkanı Sn Fezan Koca ve meclıs uyelenne. Sangazı Beledıye Başkanı Sn Fıkret Şahın ve meclıs uyelenne, Alemdar Beledıye Başkanı Sn Bahattın Ekşıoğlu ve meclıs uyelenne, Sultançıftlığı meclıs uyelenne ve beledıye çalışanlanna, Istanbul Kars, Ardahan. Iğdır derneklen yonetıcılen ve uyelenne, acıyı ve sevıncı paylaşmasmı unutmayan Taşdeğırmen ve çevre koylen halkına, Istanbul'da yaşayan tum hemşenlenme ve komşulanma teşekkür edenm Ailesi adına SIRRI ÇELİK Sultançiftliği Belediye Başkanı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear