25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
22 K-SIM1994SALI • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 OLAYLARING U N D E M MUSTAFA BALBAYFENCERE laştarafı 2. Sayfada , laik bir devlette yaşamayı reddeder. Rki, bu dünyada şeriat nasıl uygulanacak?.. Türkiye C*jrtiuriyeti, şeriata nasıl uydurulacak?.. Cvmanlı'da bile bu iş boşlukta kalmıştır; yaşam ağır bssnış. 'dünyevi hukuk' yer yer geçerli olmuş, Avru- pa'can yasalar aktarılmıştır. Eğer şeriata bağlı kalına- cakıa, bu dünya ile ilişiği yaşarken kesmek gerekir. Eski 'fakiler' bunu iyi bildiklerinden, şeriata boş veren Müs- lüm;rılan günahkâr saymaktan vazgeçtiler, 'hile-i şeriye' yolları aradılar, "Zaruret, memnu şeyleri mübah kılar" diyeek 'idare-i maslahat' yoluna saptılar... Scyın Tayyip Erdoğan, şeriatçıysa, ilk yapacağı iş, Is- tantul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'ndan istifa et- mekir, çünkü her gün yaptığı işlemler şeriata göre 'gü- natı- /(eba/r'dendtr. • VLzde 99'u Müslüman olan Anadolu halkı şeriatçı değıdir, hiçbir zaman da olmadı. Dhi polıtika yolunda kullanmak ayıp şey!.. Ayıp, TV'de mi geçerli? T V senisi - 900'lü hatların astroloı, medyum ya da arkadaş hattı gni hizmetlerinin TV'ler- den rekamının yapılmasına ge- tirilen yısak "çiftestandart" ola- rak deg;rlendmlıyor. Konu/la ılgıli görüşünüaldığı- mız Auîioteks Derneği Başkanı ve Alo 3ilgi Genel Müdürü Ha- lit Kakıtç. *audioteks sektörünü muhatap kabul etmediler" dedi. Kaktnç. bınncı derecede muha- tap alının kuruluşların televiz- /on karalları olduğunu. üstelik üst Kurjl'un bırçok kereler gö- rüşme gnşımınde bulunmalan- na karşın yanıt vermediğinı söy- ledi. Yasağın sadece görsel med- yaya getınldığıne. yazılı basında yasak olmamasina dikkat çeken Halit KaKinç. "Medyayıikiyeayı- nyorsunuz. Bu Avrupa Va>ın Sözleşmesi'ne avkındır" dedi. Alo Bılgı olarak. yasaklanan tarzda bır 900lü hat hizmeti ver- mediklerinı bclırten Kakınç. ast- roloji hatları y a da arkadaş hatla- n gibi hatların aslında audioteks teknolojısinin küçük bır bölümü olduğunu, oysa aysbergın su al- tında kalan bölümünün daha ya- rariı ve eelışkınolduğunu vurgu- ladı. Kakınç. bu yasaklarla sayılan zaten 18 ıle sınırlı olan audioteks kuruluşlarının zorlanacağını. bu- nun sektöre vurulmuş bir darbe olduğunu da sözlerıne ekledi. atv'riın 9001ü Hatlar Sorum- lusu Sevin Ergun. uygulamanın promosyon hatlanyla ilgili bölü- münün kendı kanallarında zaten hayata geçirildiğini, fal ve arka- daş hatlanna getirilen sınırlama- lara da uyulacağını söyledi. fnterstar'ın Programdan So- rumlu Genel Müdürü Cem Şaş- maz ise "9001ü hatlara getirilen sınıriandırmalar karşısında da bürün özei kanallar bir araya ge- lip hareket etmeliler" sözleriyle tepkilerinı dile getirdı. Şaşmaz sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu,es- ki TRT vönetmeliğinin uygula- ması. Biz lnterstar*da promosyo- na >önelik sınırlandırmalan za- ten uvguluyoruz. A>nca İnters- tar'da yalnızca at yanşları tah- minlerinde bir 900'lü hat var." Alo Shovv Genel Müdürü Mu- ratSaygı da RTÜK'ü özel kanal- ları TRT yapmaya çalışmakla suçluyor: "Daha önce promos- yonlu 900'lü hatlara getirilen sı- nırlandırmalara uyuldu. Bu hat- ların nasıl tehlikeli bulunduğunu anlamıyoruz. Arkadaş hattının gerekçe gösterilmeden kaldırı)- ması yanlış. A\nca bunu televiz- yonda yaparsanız a\ ıp da neden gazetelerde yapılanlar ayıp de- gil?" TGRT'nın Reklam Müdürü Zıhnı Sakarya ıse. yasaklarla il- gilı bır problemlerı olamayaca- ğını söyledi. "Telefon malivetiai- le içerisinde tartişmalara neden olduğu için bu hattan kullanmı- yoruz" sözlenne yer veren Sa- kary a. "Aynca medyumlar, arka- daş hatlan da kanaİolarak bizim tasvipetmediğimizkonularoldu- ğu için bu,hatlan kullanmıyoruz" dedi • Baştarafı I. Sayfada Her parti duruma göre yerini alıyor. ANAR özelleştirme yasasında DYP ile birlikte, Terörle Mücadele Yasa- sı'nda RP ile birlikte. ara seçimde SHP ile birlikte. Bu çerçevede ANAP, yerine göre ANAYOL, ANASOL ya da Kutsal It- tifak (Kl) oluyor. DYP, SHP ile koalisyon ortağı. Ama Meclis'ten hangi yasayı kimin- le geçirebilecekse onunla işbiriiği yapıyor. Bu yüzden de sık sık ko- alisyondan sapıyor. MHR DYP'nin sağ kolu. Çiller, Türkeş'le pek çok DYP'liden daha iyi anlaşıyor. Tabii, bunun karşılığında MHP de iktidar pastasından istediği payı alıyor. Çil- ler, pastanın aslan payını kesip, "benim" diyor. Sonra kartını iliştirip Türkeş'e yolluyor. RP, "Bunlann hepsi batıl, taklitçi" dediği partilerle, istediği gibi oynu- yor. Seçim Yasası'nın iptali için Anayasa Mahkemesi'ne kendisi başvuramıyor, çünkü en az 90 imza gerekiyor. Refah kurmaylan Mec- lis'e şöyle bir bakıyor, "bu yasadan kim rahatsız", onlan saptayıp imza- sını alıyor ve sanki 90 milletvekili varmış gibi icraat yapıyor. RP, özel- leştirme için SHP'lilerle, seçim ya- sası için ANAP'lılarla koalisyon ku- ruyor. SHP üretken bir parti, 1992'den bu yana yılda bir parti doğuruyor. Her doğum sonrası kendine gel- mekte güçlük çektiği için, sosyal demokrat tabanın istediği verimliliği gösteremiyor. "Birleşmeliyiz" diye diye bölünen SHP, nihayet CHP ile evlilik kararı almıştı ki, ara seçim düğümlendi. ANAYOL-ANASOL-MC-KI... Ara seçim konusunda ortağı ile ters düşen Karayalçın. Çiller'i üz- düğüne mi yansın, Baykal'ın karşı- sına milletvekili olarak çıkamadığına mı? Başkentte yoğun trafik Partilerin durumu böyle. Ara se- çim tartışmasında dünkü gelişmele- re geçelim. Başbakan, sabah bakanlarını ko- nuta çağırıp 45 dakika süren bir toplantı yaptı. Gündem, işin içinden hangi oyunla çıkılacağı idi. Karayalçın, MYK'yi topladı. Gün- dem, "Çiller'i üzmeden, seçimden ödün vermeden işin içinden nasıl sıyrılabiliriz" sorusuna yanıt ara- maktı. ANAP'ta Başkanlık Divanı toplan- dı. Gündem, Çiller'i sıkıştığı köşe- den bırakmamaktı. Gün içindeki gelişmeler gösterdi ki Çiller'in Hürriyet'te yer alan, "er- ken seçim formülü", karşısındaki it- tifakı çatlatmaya yönelik. Ara seçi- me karşı çıkınca, "kaçıyor" damga- sını yiyen Çiller, arkadan dolanıp puan almayı planlıyor ve "Ben daha büyüğünü istiyorum" deyip erken seçim önerisini kamuoyu gündemi- ne sokuyor. Sonuç olarak dün akşam saatleri- ne dek, ANAP-SHP-RP-CHP ittifakı devam ediyordu. Meclis aritmetiği öyle bir noktaya geldi ki; ara seçimi isteyen ittifakla, doğrudan karşı çı- kan ittifak başabaş. DYP ve MHP'nin toplam milletve- kili sayısı 198. ANAP-SHP-RP-CHP de 198. Ecevit, "Parti oyunlarında yokum, 9 milletvekilimle bu durum- da oylamaya katılmam" diyor. Ara- da 11 bağımsız, 3 Yeni Parti, 2 de Millet Partisi milletvekili var. iş, "restleşmeye" dönüşürse kı- ran-kırana geçecek. Seçim mevsimi hangisi? DYR 11 ya da 18 aralık önerisine karşı çıkarken sadece "karda kışta seçim olmaz" gerekçesine dayanı- yor. Sanki 4 aralık bahar, 11 aralık kış-kıyamet. Burada dikkat çeken bir konu da seçimin "mevsim nor- mallerine" göre ayarlanması. Eski- den, seçim için ilkbahar-sohbahar hesaplan yapılırken seçmen düşü- nülürdü. İktidar, ürüne iyi para vere- cekse seçimi sonbahara alırdı ki yü- zü gülen çiftçi oy versin. Işler biraz kötüyse ilkbahar düşünülürdü. Da- ha ürün tarlada, taban fiyatı için at atabildiğin kadar. Şimdi öyle değil, önce kar-kış dü- şünülüyor. O zaman, seçim takvimi- ni Meteoroloji Genel Müdürlüğü yapsın. Ustelik iş hava durumuna kalırsa, her mevsimin bir olumsuz yanı var. O zaman seçim ilkbaharda da ol- maz. Ne demişler, "Nisan mayıs ay- ları, gevşer gönül yayları". Insanla- rın "bir hoş olduğu" bu mevsimde sandığa gidilir mi, gidilse de seç- men eğilimi gerçek olur mu? Yaz da berbat. 40 derecede ınsan nasıl sağlıklı düşünebilir ki?.. Son- bahar desen, kış hazırlığı telaşıyla. okul heyecanıyla geçiyor. En iyisi topu havaya atmamak. Adam gibi oynamak. Dikkati çeken bir konu daha var. Ara seçimde iktidar ortaklan ters dü- şüyor. Karayalçın neredeyse, "Ara seçim ya olacak ya olacak" diyor. Çiller, "Herkes seçimi unutsun, iste- yen varsa Meclis'te çoğunluğu bul- sun" deyip meydan okuyor, ama in- sanların aklına hükümetin düşeceği gelmiyor. Neden acaba? Sanırım, bunca depremi atlatan hükümetin ara seçimde de sarsılma- yacağı düşünülüyor. Ara seçim tartışmasının ikinci pla- na ittiği, ama şeriatçı basının ısrarla gündemde tuttuğu bir konu daha var: Terörle Mücadele Yasa Tasarısı. Tasarı Meclis Genel Kurulu'na in- mek üzere son şeklini aldı. Şeriatçı ve şeriata sempatiyle bakan basın yaygarayı kopanyor. Onlar için ne Türkiye'nin demokratik bir ülke ol- ması önemli, ne de sağlıklı bir siya- set. Varsa yoksa kendi kurulu dü- zenleri. Ona biraz dokunan yandı. "De- mokrat" gözlüğüyle bakınca bu ya- sanın eleştirilecek pek çok yanı var. Ama onlar, nasırına basılmış gibi "dincilere" yönelik bölümünü dilleri- ne doluyorlar. Oluşturdukları kamuoyu ile Mec- lis'teki 90 milletvekilıne yakın "Kut- sal lttifak"\n ötesinde Mılliyetçi Cep- he (MC) benzeri daha geniş bir taba- na yayılmak istiyorlar. Gerçek yüzlerini ortaya koyan çok net bir tablo: Kullandıkları kılıf, demokrasi; yok etmek istedikleri hedef, demokrasi... Özel TY'ler: Kuraüar kuralsızbktan iyidirTV Servisi - Radyo \e Telev iz- von Kuruluşları Reklam Ya>ın llkeleri ve Üsulleri Yönetmeli- ğCneTVçevrelen "kurallar.ku- ralsızlıktan iyidir" düşüncesiyle yaklaşıyor. TV çevrelerindeki genel eği- lim yönetmeliğe uygun hareket edileceği yolunda. Sıkıntı duvulan tek konu da. 1 aralıktan başlavarak vürürlüğe girecek uvgulamanın. sözleşme-» leri sezon başında vapılmışolan maç naklen vayınlannı da içeri- >or olması. TV çevrelerinin yönetmelige ilişkin görüşleri şöyle: YL'SUF GÖKÇEK (MEPAŞ at\ ve Shovv TV reklam ortaklığı Genel Müdürü): Her şevden ön- ce bir reklam vönetmelıği olma- sı güzel. Çünkü dü/enli bir or- tamda çalışmak. her zaman dü- zen^ız bır ortamda çalışmaktan daha iyidir. Öncelikle haksız re- kabet kalkıyor. Kriz döneminde sanayicinin ihtivacıdoğrultusun- da TV reklamlan için çok özel fi- yatlar uvgulanmıştı. Artık bu or- mdan kalkıvor. Bu. reklamların daha pahalı olacağı anlamına gelmez. Zaten Türkıye'de TV reklamı ucuz. Gördüğüm kada- nv la sıkıntıva vol açacak tek ko- nu bazı boşluklann olması. Ku- rallarda 70"li yıllardan kalan ta- nımlamalar var. Bu da televiz- vonlarda Reklam Denetleme Kurulugıbı oto-denetım kurulla- rını ızündeme uetırebilir. CEM ŞAŞMAZ (İnterstar Programdan Sorumlu Genel Müdürü): Aslında reklamlar ko- nusunda büv ük problemler vok. Konulu filmlerde ilk 45 dakika- dan sonra reklam verilmesine uvuluyor. Bu arada tutbolu kat- lettiler. \ur dedik öldürdüler. Kulüplerle sezon öncesinde va- pılan sözleşmelerzarara uğrava- cak. Bu noktada telev ızyon ka- nallan ve federasvon bir arada hareket etmeli." SEVİN ERGUN (atv): Yasa- nın karşısında olmak ıstemıvo- ruz. Bu yönetmelik ekonomik anlamda etkilevecek, ama çok t'azla değıl. atv maçlarda aldığı ratıng kadar diğer programlarda da rating aldığı için tüm kanal olarak düşünüldüğünde reklam sınırlaması da problem oluştur- mayaeak MELEK SARI (Kanal D Reklam Sorumlusu) : Yönet- melik veni çıkmadı. bılınen şe>- ler tekrar ediliyor. RTÜK zaten ikıav önceIstanbuldakanallann reklam müdürleriv le toplantı va- pıp görüşlerini açıklamıştı. RTÜK o tarihte uygulamanın ocak ayından itibaren geçerli olacağını. kanalların buna hazır- lık >apmasını belirtmiştı. Artık yönetmel iğe uv mak v a da uv ma- mak gibi bır şansımız vok. tabıi ki uymakzorundayız. Reklamlar konusunda problem prime ti- me"da çıknor. ZİHNİ SAKARYA (TGRT Reklam Müdürü) Bir kural ku- ralsızlıktan ıvidır. \asava göre genel yayınsüresinin vüzde I5'i kadar reklam alınabilir. Zaten kanallar daha az reklam alıyor. Maç yayınlann reklam sınırlan- dırması cazip hale getirmiyor. Daha önce Reklamcılar Derneği ıle RTÜK görüşmüştü. Reklam- larda 5 dakikalık kuşağı 8 daki- kaya çıkarmaları iyi bir uvgula- ma. Böylece bu kuşaktaki tekel- leşmeyi engellıyor. 1 aralıktan itibaren uygulamaya geçmeyi planlıvoruz. 'uygun' buldu Federasyonu Eylemler TürkiyeM sarsıyor Spor Ser\ isi- Radyo v e Tele- vizyon Üst Kurulu'nun 1 aralık- tan itibaren vürürlüğe girecek yenı yönetmeliğıne göre. maç naklen vayınları sırasında rek- larrjann ciddi biçimde sınırlan- dıı ması Futbol Federasvo- nu'nca da uygun olarak değer- lendirildı. Futbol Federasyonu Asbaşka- nı ve Basın Sözcüsü Abdullah Kiğılı "LEFA'nın, ' naklen ya- v ınlar karşılığında oldukça yük- lü miktarda paralar alan kulüp- ler. yenı yönetmeliğe göre bu ka- zançlannın büyük kısmını yitire- cek. Bu konuda görüşlerini aldı- ğımızözel telev izyon kuruluşla- rının spor sorumlu müdürleri şunlan söyledi: İLKERYAS!N(Sho»TV): Bu karardan en büvük 7.aran ^ sırasmda yaynntn bütun- lüğü bozulmasın" gerekçesi ile maç arasına reklam konmama ilkesi zaten kabuledilmişti. Ni- tekim Avrupa Kupası maçla- rında da bu uvgulama vardı. Biz bu uygulamayı başlatmak için RTL K'ün kurulmasını ve ilkelerini saptamasını bekle- dik. Ancak bize hiçbir şey söy- lemeden hatta fikrimizi bile al- madan bu vönetmelıği vürür- lüğe soktular" dedi. Futbol Federas>onu Asbaşka- nı Kiğılı. Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada sözlerini şöyle sür- dürdü: "Ancak unutulmaması gere- ken konu özel telev izyon ka- nalları ile kulüplerin vaptığı sözleşmelerdir. Bu sözleşmeler çoktan imzalanmış ve paralar ödenmiştir. Şimdi televizyon kuruluşlarının bu konuda tep- kileri ve itirazları olabilir. Ku- lüplerin bugün için en büyük gelir kaynağı, televizyon kuru- lu^'irıdır. Henı kulüpler henı de ,elev izyon kuruluşlarıyla bir araya gelip konuşmak gere- kiyordu, ancak bu yapılmadı." Kiğılı. "RTL'K'ün yönetme- liğine itirazınız olabilir mi" so- rumuzu ise "Olamaz. çünkü UEFA'nın uygulaması böyle. Bu uvgulama şimdi lig maçla- rında başlayacak" şeklinde ya- nıtladı. Özel kanallardan. naklen ya- futbol kulüpleri. haliyle de Türk futbolu görecek. Maç naklen ya- Haber Merkezi - PTT çalı- şanlan, bir hafta sürecek ve bu- günden itibaren tüm yurda yayı- lacak iş bırakma eylemlenne dün !stanbul"da başladı. Tüm Haber- Sen üyesi çalışanlar "özelleştir- meye dur diyebilmek ve toplu sözleşme ve grev yapabilmek" amacıyla başlattıklan eylemde grev önlüğü giydiler. Türkiye Cumhunyeti Devlet Demirynl- "yınlan tTutüpler için buy ûk mad- di gelir kaynağı. Bir lig maçında kulüplere 100 bin dolar (3 mil- yar 600 mılyon lira), Futbol Fe- derasyonu'na bu bedelin yüzde 10'unu, bölgeye de maçına göre 350-400 ve 600 milyon lira ödü- yoruz. Bukoşullaraltındaenba- sit naklen yayın özel televizyon kuruluşuna en az 4.5 milyar lira- ya mal oluyor. Şayet bu maç bir de Avrupa Kupası maçı olursa bu kez rakam 10 milyar liraya kadar çıkabilivor. Şimdi hangi televizyon kuruluşu bu rakamı ödeyebilir. Biz bunu sadece şif- reli kanal CINES'ten başarabili- yoruz. Önümüzdeki sezondan itiba- ren kulüplere oldukça az rakam- lar teklıfedilecek. Fazla paraya alışan ve bütçelerini buna göre ayarlayan kulüpler ne yapacak- larbilemiyorum. Maç naklen ya- > mı bu karardan sonra tamamen cazibesini yitirdi. KENAN ONUK (an) : Üst KuruCun aldığı bu karara yasal bir kuruluş olduğu için saygı göstermek zorundayız. Bu du- rumda gelecek sezon naklen ya- yın yapmak zorlaşacak. Reklam gelirleri azaldığı için kulüplere çok daha az para teklif edeceğiz. Bunun sonunda da kulüplerin gelirı azalacak. En önemlisi ise Türkiye'nin ücra köşelerinde ya- şayan insanlar maç seyretme ola- nağı bulamayacak. lan çalışanlandabugünTürkiye çapında vizite eylemine başlıyor- 1ar. Bugün füfn yurtta trenlefd'u- racak. Dün i^ bırakarak Gayrettepe Telefon Başmüdürlüğü önönde toplanan PTT çalışanlan hükü- metin Ulaştırma Bakanlığfnın sorunlan karşısındaki duyarsız- lığını. PTT Genel Müdürlü- ğü'nün ise "baskı ve sürgün po- litikasını" protesto ettiler. Tüm Haber-Sen Genel Başkanı İsma- il Çınar, sorunlannın çözümü için Ulaştırma Bakanlığı ve PTT Genel Müdürlüğü yetkilileri ma- saya oturuncaya kadar eylemle- rinin »üreceğini açıkladı. İstanbul Haber Servisi'nin ha- berine göre, iş bırakma ev lemle- ri nedeniylelstanbuPdaPTThiz- metleri önemli oranda aksadı. Eylem nedeniyle posta dağıtımı yapılmadı. Abone hizmetleri su- nulmadı. Veznelerçalışmadığı için tele- fon faturaları ödenemedi. Son ödeme tarihli faturalarını öde- mek üzere gelen vatandaşlar PTT müdürlüklerinden dönmek zorunda kaldılar. Santrallarda ise bakım ve onanm işlemleri yapıl- madı. Gayrettepe Telsfon Başmü- dürlüğü çahşanları dün işbaşı yapmadı. başmüdürlük önünde Tansu Çiller dinlesin". "Devlet güdümlü sendikaya hayır" şek- linde sloganlarattılar. Tüm Haber-Sen izmir Şube Başkanı Bekir Böke dün basın toplantısı düzenleyerek İstan- bul 'da başlayan eylemlere 24-25 kasım tarihlerinde katılacaklan- nı açıkladı. Izmir'de PTT çalışanlannın iki güııboyuıiLdişbııakauagını sfly- leyen Böke. "Evlemlerimiz va- ARDENDAKİ GERÇEK • Baştaıafı 1. Sayfada faktaki kadın için yapılırdı. Yalnız şekere yapılan zam bi- le ortalığı birbirine katar, ül- keyi ayağa kaldırırdı; temel besin maddelerinin pahalan- ması fırtına koparır, hükü- metleri silkelerdi. Artık o günler geride kaldı; sıradan yurttaş, sokaktaki adam, mutfaktaki kadına önem verilmiyor. Yeni görüş şudur: Fiyat etiketlerine ba- karak kimse ahkâm kesme- sin!.. Türkiye'de toplum yapı- sı değişti. Memurların topla- mı bir milyon kişi, işçiler bi- raz daha fazla, emekliler bir avuç. 60 milyon nüfusta bunların hiçbir ağırlığı yok. Nüfusun en büyük bölümü kayıt dışı ekonomi kesiminde yaşıyor; bunların gelirleri es- nektir, devletle ahşverişleri yoktur, fiyatların yükselmesi- ne aldırmazlar, değişen eko- nomi koşullarına kendilerini çabuk uydururlar: başkentte olan bitenlerte. şehir merkez- lerindeki sorunlarla ilgilen- mezler. Kayıt dışı ekonomi kesiminde yaşayanlar, siya- sette son sözü söyleyenler- dir. Bu yaklaşım belki doğru, belki yanlış: ileride durum daha iyi anlaşılacak... Şimdilik Türkiye'nin yeni bır aşamaya girdiği gerçektir; koşulları alacalı bir ortamda siyasal partiler ne yapacakla- rını şaşırmışlardır: Sağ pa- ramparça, sol bölük pörçük, sokaktaki adam ile mutfakta- ki kadın nasıl bir tutumu be- nımseyeceğinı bilmiyor. Ne var ki bu durum sonu- na kadar süremez; kısa ya da uzun bir süre sonra unu- tulan kişi toparlanacak, he- sap sormasını öğrenecek!.. Ne demiş şaır: "Alma mazlu- mun ahını/çıkar aheste ahes- te.." Toplumsal yapısı ne tür- lü olursa olsun, hiçbir ülke on yıldan beri yüzde 70, son bir yılda yüzde 130 enflasyo- na katlanamaz. Ülkede dışlanan halk, eninde sonunda gereğini ye- rine getirecektir. Belki bugün, belki yarın, belki yarından da yakın... • • • Demiral Erbakan'ın feziekesinde kararh •Adil Düzen'in iktidara "tatlı mı, kanlı mı" geleceği yönünde açiklama yapan RP ve yağmur altında toplandı. Sabahın erken saatlennden iti- baren ıse telefon başmüdürlüğü binasının giriş çıkışlarım grev önlüğü givmiş PTT çalışanları denetledi. Çalışanlar içeriye gir- mek isteven müdür ve amirleri- ni ise alkış ve ıslıklarla protesto etti. Telefon Başmüdürlüğü önün- de başlayan evleme daha sonra Bebek, Beyoğlu ve Gavrettepe telefon müdürlükleri ıle bağlı bi- rimlerdekı çalışanlann da katıl- masıvla İstanbul yakasındaki 3 bin 500 çalışan iş bıraktı. E>lemle ilgili açıklamalarda bulunan Tüm Haber-Sen Genel Başkanı Ismail Çınar. "Bugüne kadar yaptığımız ev lemlerle hem hükümeti \e PTT Genel Müdür- lüğü'nü hem de medvayı uvar- mavaçalıştik. Sorunlarımızadu- varlı davranmalannı sağlamaya çalıştık, ancak hiç bir şev değiş- medi. Yaşam koşullanmız büyük bir hızla kötüleşivor. Kimse biz- den daha fazia sabır beklevemez" dedi. Sorunlannı dile getirmeye ça- lışırken. PTT Genel Müdürlü- ğü'nün karşılarına baskı ve sür- gün uvgulamalarını çıkardığını belirten Çınar. bu nedenle de 24- 25 kasım tarihlerinde yapmavı planladıkları iş bırakma eylemi- nın öne alındığını vurguladı. "Özelleştirmenin, halkın malının talan ve uluslararası tekellere peş- keş çekmek anlamına geldiğini herkese anlatmakta kararlıyız" dıven Çınar sözlerini şöyle sür- dürdu: "PTT'nin özelleştirilmesi tele- komünikasvon hizmetlerinin hal- ka daha pahahva sunulması. ça- lışanlann ise işsiz ve voksul kal- ması demek. Biz bunu istemivo- ruz. Aynca kadrolu, sözleşmeli ve işçi olarak av nlan tüm PTT çab- şanlan için toplu pazarlıkve grev hakkı istiyoruz." Başmüdürlük önünde gece gündüz kalacaklannı açıklavan PTT çalışanları. eylemlerini so- ğuk havada halaylar çekerek slo- ganlar atarak sürdürdüler. Toplanmaalanlannı grev pan- kartlanyladonatan çalışanlar sık sık "Toplu sözleşme hakkımız grev silahımız". "Vaşasın örgüt- lü mücadelemiz". "Baskılarbizi vıldıramaz". "Vur vur inlesin miz işvereni toplu işsözleşmesi masasına çağırmak vc diyalog başiatmava yönelîklır"* de3î. PTT çalışanlan. Ankara'da ise 24-25 kasım tarihlerinde TBMM ve Borsa"nın sesini kesecek. PTT'ciler bu tarihlerde en yoğun olduğu saatlerde Borsa'yı tele- fonla arav arak " Ekmek kaç lira" diye soracaklar. Eylemci çalışanlar. aynı gün- lerde TBMM telefonlarını kilit- lerken milletvekıllerinin cep te- lefonlannı arayarak kamu çalı- şanlanna grevli toplu sözleşme- li sendika hakkı tanıyacak yasa- nın çıkartılması için uyarıda bu- lunacaklar. TCDD çalışanlan ise bugün vizite eylemine başlıyorlar. Uc- retlerin ve fazla mesailerin don- durulmasını. işyerlerinin özelleş- tirilmesini. toplu sözleşme ve grev haklarının tanınmamasını protesto eden TCDD çalışanlan- nın bugünkü vizite evlemiyle Türkiye'de trenler yann gün bo- yunca duracak. Vizite evlemi Demiryolu çalı- şanlan adına Birleşık Taşımacı- lık Çalışanları Sendikası. De- mard. Deçad. Türk Llaşım Sen. Lım-Sen tarafından ortaklaşa açıklandı. rla ALINTILAR TAHSİN YUCEL • Baştarafı 13. Sayfada şünürlerimiz Batı dünyasının düşünsel ürünlerini yadsı- dıklarını kesinlerken de doğruyu söylemiyorlar. Doğru, olguculuğu yadsıyorlar, laikliği yadsıyorlar, Marx'ı, Fre- ud'u, Sartre'ı zararlı buluyorlar, ama hiçbiri Bergson'a Karşı çıkmıyor; Özal'ın izleyicileri, kimseciklere zaran do- jnmayan Charles Darvvin'e şiddetle karşı çıkarken, Mitton Friedman'ın oıman yasalarını kutsal ata kalıtları gibi öpüp başlarına koyuyorlar. Kısacası, ya bilinçsizlik söz konusu, ya aldatmaca. Ama, tutarlı olmak istiyorsak çifte ölçüt kullanmayı bı- rakıp tarihselle güncelin, bireyselle toplumsalın, yerelle evrenselin sınırlarını doğru çizmek zorundayız. Tarih, tüm eksikliklerine karşın, bu konuda bize ışık tutabilir. Karikatür Müzesi y nin Açlıktan, zehirli mantar yediler... kapatılması durduruldu Kültür Servisi - İstanbul Büyükşehir Belediye Başkam Recep Tavyip Erdoğan.İstanbul Karikatür \e Mizah Müzesi nin geçici bır süre için kapatılmasıyla ilgili kararı durdurdu. Büyükşehir Belediyesi'nden yapılan yazılı açıklamada. Karikatür ve Mizah Müzesi'nin, "envantcr dökümü ve çauşma şartlannın yeniden düzenlenmesi konusunun etüt edileceği' gerekçesiyle 18 kasım cuma günü. Kütüphaneler ve Müzeler Müdürlüğü tarafından geçici bir süre zıyaretçilere kapatılarak faaliyetlerine ara verilmesı karannın Belediye Başkanı Erdoğan tarafından durdurulduğu belirtildi. Müzeyle ilgili kararın. Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan'ın bilgisi dışında gelıştıği hatırlatılan açıklamada. Erdoğan'ın. 'çahşma şartlannın düzenlenmesi' konusunun gündeme gelmesinin zaman olarak uygun görülmediğı gerekçesiyle karan durdurduğu kaydedıldi. Açıklamada. müzenin bugünden itibaren yeniden faaliyetlerine devam edebileceğı. ayrıca 22 kasım - 30 aralık tanhlen arasında düzenlenmesi planlanan •Şehremanetinden Büyükşehire' adlı karikatür sergısınin de belirlenen tanhler arasında açık kalacağı ifade edildı. Baştarafı 1. Sayfada kişi de Göztepe SSK Hastane- si'nde yaşamlannı yitirdi. Son günlerde görülen mantar zehirlenmeleriyle ilgili olarak İs- tanbul İl Sağlık Müdürlüğü'nden yapılan yazılı açıklamada. özel- likle türlerı belli olmayan man- tarların yağışlı mevsimlerde ar- tış gösterdiğine işaret edildi. Sa- dece kültür mantarlannın yenil- mesi gerektiği vurgulanan açık- lamada. mantar zehirlenmeleri- nin ölümlere kadar varan rahat- sızlıklara neden olduğu belirtil- di. Kusma. ishal gibi mantar ze- hirlenmesı belirtileri görüldüğü anda. kişinin vakit geçirmeden en yakın sağlık merkezine baş- vurması istenen açıklamada, ge- rektiğınde Sağlık Bakanlığı'nın Refik Saydam Hıfzıssıhha Mer- kezi Başkanlığı bünyesindekı Zehir Araştırma Bölümü'nden bilgi alınabileceği kaydedıldi. Gaziantep Üniversitesi Mü- hendislik Fakültesi Gıda Bölü- mü Başkanı Prof. Dr. Mehmet Oner. yüzlerce çeşidi bulunan kırmantarlarının zehirlilerini ze- hirsizlerinden uzmanların bile zor ayırdığını söyledi. Prof. Dr. Öner. "Mantarlann zehirli olup olmadıklarmın anlaşılahilmesi oldukça zor ve risklidir. Manta- rın çok zehirli türleri olup, anın- da tıbbi tedavi yapılmadığı tak- dirde ölüm sözkonusu olabilir" diye konuştu. Mantar zehirlenmesi belirtile- rine de değinen Prof. Dr. Öner. şöyle devam etti: "Uyuşukluk, uyuklama, bilinç kav bı. terleme, gözlerin kısılması. nabız düşüklü- ğü. ishal, tükürükteki artış. kus- ma. bağırsak ağrısı ve dolaşım bozukluğu, mantar zehirlenmesi belirtileridir. Venildikten bir saat sonra etkili olabilen türler oldu- ğu gibi, genelde ölüme vol açan ve 12 saat sonra etkisini gösteren türler de vardır. Zehirienmeden uzak, ölüm korkusu yaşamadan mantar yemenin tek koşulu, hiç- bir riski olmavan kültür man- tannı tüketmektir." Eı*zurumf da10 •ERZURUM (Cumhuriyet) -Erzurum ve ilçeleri silahlanıyor. PKK terörünün etkisinde olan köylere son iki yılda 5 bin doîayında silah dağıtıldı. Son biryılda lObin kişi Emniyet M üdürlüğü'ne silah ruhsatı için müracaat etti "e silah aldı. için hazırlanan fezlekede halkı kışkırtmaktan cezalandınlnıası isteniyordu. ANKAR.4 (ANKA) - Anka- ra DGM Başsavcılıgı. Refah Partisi (RP) Genel Başkanı Nec- mettln Erbakan'ın dokunul- mazlığının kaldırılarak "halkı suç işlemeye açıkça kjşkırtma" suçundan cezalandırması iste- minde ısraretti. Ankara DGM Başsavcısı De- miralyaptığı açıklamada. parti- sinin TBMM grubunda yaptığı konuşmada "Adil diizen mutla- ka iktidara gelecek. Ama tatlı mı olur, kanlı mı olur, kansız mı" şeklinde açıklamalarda bulunan RP lideri Erbakan hakkında ha- zırladıği fezlekenin geri alınma- sının söz konusu olmadığını bil- dirdi. Demiral. konuyla ilgili so- ruyu yanıtlarken "İlgili fezleke- yi hazırlay acağım. Bu hafta için- de ınutlaka bitireceğim" dedi. TBMM Başkanlığf nın iade- sine rağmen Erbakan'la ilgili fezlekeyi yeniden Adalet Ba- kanlığı kanalıy la TBMM'ye ıle- teceğini belirten Demiral. bu kararın kesin olduğunu belirt- tikten sonra "Fezlekemi hazırla- mışım. Niçin geri alayım b«n. Geri alma diye bir şey söz konu- su olama/" diye konuştu. Arkadaşlanna. fezlekenin ge- ri gönderilme gerekçelerini in- celeme talimatı verdiğini belir- ten Demiral, "Arkadaşlar ince- liyor. Bu hafta bir sonuç alaca- ğiz. Göndermeme gibi bir egi- lim söz konusu olamaz. Çünkü soruşturma başlamıştır, bite- cektir" dedi.Ankara DGM Baş- savcılığı'nın. TBMM'ye gön- derdiği ancak iadeüzerine yeni- den Meclis'e ileteceği fezleke- de RP lideri Erbakan hakkında uygulanması istenen TCK'nin 312 2. maddesi. haikı; din. ırk. dil. bölge ya da mezhep. sınıf farkı gözeterek açıkça kin ve düşmanlığa kışkırtanların bir yıldan üç yıla kadar hapisle ce- zalandınlacaklannı, kışkırtma- nın kamu güvenliğini tehdit et- mesi halinde ise verilecek ceza- nın arttınlacağını öngörüyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear