Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
29 OCAK19M CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA^
GENÇLIK • EGITIM
Doktor
öğretraenler
•AISKARA(ANKA)-
Sağlık meslek liselennde
meslek dersıöğretmenı
bulmakta gûçlük çeken
Sağlık Bakaobğı, söz konusu
okullara yakın sağlık
kuruluşlannda görev yapan
sağlık çahşanlannın,
okullarda öğretmen olarak
görevlendirilmesıne karar
verdi. Sağlık Bakanı Kazım
Dinç imzasn la sağlık meslek
lisesi bulunan illerde
valilikleregönderilen bir
genelge ıle başta pratisyen
hekimler olmak üzere,
doktor, hemşıre. eczacı.
biyolog ve tıbbı
teknologlann meslek dersi
öğrettnenı buJunmayan
okullarda
görevlendirilmeleri ıstendi.
Bakan Dinç. valilerden
aynca sıkmtı yaşanan
okullara gönderebilmek için
meslek dersi öğretmenlenni
rotasyona tabi tutmalanru
da istedi.
Kapadokya
şenlendi
NEVŞEHtR(AA)-
Okullann yanyıl tatiline
gırmesıyle Kapadokya
Bölgesı'nde büyük biryerli
turizm atağı başladı.
Özellikle büyük kentlerden
organizeli turlarla bölgeye
gelen öğrenci gruplan 7-14
gün arasında
Kapadokya'run önemli
merkezlerini ziyaret edip
gönüllerince yanyıl tatıhni
geçiriyorlar. llk ve orta
dereceh okullarda öğrenim
gören öğrenalenn yanı sıra
ailelerinin de kaüldığı
Kapadokya turunda, 5
yıldızh Dedeman Oteli'nde
tek kişi yanm pansiyon 300
bin lira olarak belirlenirken
Ürgüp ilçesinde4 yıldızlı
tesislerde bu rakam 200-250
bin lira arasında değişiyor.
Giresun'da
üniversite
GİRESUN(AA)-
Giresun'da üniversite
kurulması için kampanya
başlatıidı. Ünıversite
kurulmasıyla ılgıh
çalışmalan yürüten, Gıresun
Eğitim ve Kültür Vakfı'nın
başkanlığını, Vali Atilla Koç
yapıyor. Kurulacak
üniversıtenin öncelıkJe yer ve
bina sorununu çözüme
kavuşturmak amaayla
kaynak teminı ıçın başlatıian
ardım kampanyasında, bir
hafta ıçınde 165 mılyon lira
bağış toplandı. Gıresun şehir
merkezınde vakıf tarafından
bir de lokanta açıldı.
Buradan sağlanacak gelir,
üniversite için harcanacak.
Kocaeli Tip
Fakültesi
• KOCAELİ (AA) - Kocaeli
Ünıversıtesi Rektörü Prof.
Dr. Atıf Ural, üniversite
»ünyesinde kurulması
planlanan tıp fakültesi ıçın
Yüksek Öğretim
"urumu'ndanizın
stendığıni ve fakültenin
;ekirdek kadrosunun
luşturulması amaayla da üç
yardıma doçentin ahndığmı
söyledı. Prof. Ural. SSK
ocaelı Hastanesi'nin
üniversıteye devredılmesi
konusunda SSK Yönetim
urulu'nun karanru
bekfedıklerini bıldirdı. Prof.
Ural, "'YÖK'e başvurarak
fakülte kurulmasma ve
personel alımına izin
venlmesıni talep ettik. Henüz
bir yanıt gelmedi. Bızde
fakültenin çekırdek
kadrosunu oluşturmak
amaayla üç yardıma doçent
aldık"' dedi.
Her ilçeye
yûksekokul
. EDİRNE(AA)-Trakya
Üniversitesi Rektörü Prof.
Poyraz Ülger, 1994'üyatınm
yılı ılan ettikJerini behrterek
Amacımız, her ilçeye bir
yûksekokul açmak" dedi.
Prof. Ülger, bu yıl içinde 5
ayn yere yûksekokul açrnayı
hedefiedıklerini ifade etti.
Prof. Dr. Poyraz Ülger,
~~rakya Üniversıtesı'nin 1994
/ih mali bütçesinde
yatınmlara 207 milyar, can
harcamalara 270 milyar,
transferlere de 7.5 milyar lira
ılmak üzere toplam 484.5
milyarjira para aynldığını
belirtti,
Dedeman
gençlere yöneldi
ANKARA(ANKA)-İş
dünyasının ünlü isimlerinden
Dedeman aılesi, arka arkaya
yaşadığı talihsizolaylarda
torunlannı yitırdikten sonra
gençlere yöneldi. Aile.
gençlere kişilik ve beceri
kazandırmak için vakıf
kurdu. Dedeman aılesinın
hemen hemen tüm
bireylenrun kurucu olarak
-er aldığı vakfa "Umut
Onurlu Önderler Yetiştirme
Vakfı" adı verildi.
Çırakkızlanngeleceği 'koca'ya kalmış
Küçükyaşta çalışmaya başlayan kız çocuklan, evde canları sıkıldığı için çalışmaya başlıyor ama aileden çalışma iznini
güçlükle alıyor. A ilelerin temelkaygısı' 'evlenecekyaştakız çocuğunun'' adını lekelemeden çalışabileceğibir işyeri...
Gençük-Eğitim Servisi - Ça-
lışma yaşarruna evrensel stan-
dartlar geürmeyi amaçlayan
birçok uîusal ve uluslararası
kurum, küçük yaşta çocukla-
nn çahşmalannı, üretimde ço-
cuk emeğinin ışgücü olarak
kullarulmasını engellemek
amacıyla meslekı eğıtim veren
okullarla bağlanuh olarak
sürdürülmesı zorunluluğunu
kabul ediyor. Genel olarak çı-
rakhk eğitimi, mesleki eğiti-
min ilk aşaması olarak görü-
lüyor ve bu aşama içinde çıra-
ğa mesleki ve teknik eğitım ve-
rilerek, çalışmaya başlayan
nüfusu kalifiye insan gücü ha-
line geürmek ve ülke kalkı-
nmasmdakı etkin unsurlan
arttırmak hedefleniyor.
çocuklannın
birçogu,
ailelerinin,
kendilerini
okutabilecek
durumda olduğunu,
ancak okulu
sevmediklerini
belirtiyor.
Friednch Ebert Vakfı'nın
"Geleneksel ÇırakJık Eğiti-
minden Çoctık Emeğine" adlı
alan çalışmasında yer alan
araşürma sonuçlanna göre,
tüm hukuksal düzenlemelere
karşm Türkiye'deki işgücü-
nün yüzde 45'ini oluşturan
12-24 yaş arasındaki gençlenn
büyük bir çoğunluğunun çı-
rakbk eğitimınden geçmediği,
hatta çıraklık okullan hak-
kında bilgi şahıbı olmadığı or-
taya çıktı. Özellikle de küçük
yaşta çalışmaya başlayan kız
çocuklannın çırak okullan
kavramına yabana olmalan
ve çoğunun bu okullan sadece
erkeklere özgü zannetmelen,
araştırmanın dikkat çeken
önemli bir noktası.
Kız çocuklan, çalışmaya
genellıkle ilkokulu bıürdıkten
sonra. 12 yaş civannda ve
kendi arzulanyla başlıyorlar.
Bu çocuklann bir kesimı, aile-
lerinin kendilerini okutabile-
cek durumda olduğunu. hatta
okutmayı istedığini, ancak
kendileri okulu sevmedikleri-
ni belirtiyor. Çoğu okumadığı
için pişman değıl. Okumayı is-
teyip de okuyamayaniar azın-
hkta.
12 yaşından küçük olanlan
çocuk kabul eden. kendilerini
ise "çocuk" görmeyen bu kız-
lann ortak özelliği, köy kö-
kenlı ve eğitim düzeyı düşük
Küçük yaşta çalışmaya başlayan kız çocuklannın büyük bir kısmı konfeksiyon alanında, sigortasız olarak çaltşıyor. (Fotoğraflar: CUMHURİYET)
aıielenn çocuklan olmalan.
Babalar köy kökenlı, anneler
ev kadını... Ailelen ortalama
olarak 6 kışı. dığer kardeşler
de calışıyor. Aılelennde ilko-
kulu bıürdıkten sonra eğıtımı-
ne devam edip çalışmadan
okuyan çocuk sayısı çok az.
•Çahşmaya başlama nedenı
olarak çoğunlukJa evde canla-
nnın sıkıldığmı gösteren çırak
kızlar evlerinden çalışma ıznı-
ni güçlükle alıyorlar. Özellikle
babalar ve evin erkek çocuk-
lan onlann çalışmasına karşı
çıkıyor. Çalışma ıznı ya daha
çok kızlann çalıştığı ya da ta-
nıdık patronlann olduğu ış-
yerlen ıçın çıkıyor. Aıielenn
"kıza u\gun iş" ölçütündeki
temel kaygısı, ış koşullan ya
da hüner edındırme değil. Ya-
pılan araştırmanın sonucun-
da, buradakı temel kaygmın,
"evlenecek yaşta kız çocuğu-
nun" adını lekelemeden çalışa-
bıleceği bır işyen olduğu dik-
kat çekıyor.
Genç kızlann çalışma ko-
şullan. ışyerlennın nıteliğine:
ücretJen ise, daha çok ış dene-
yimlenne bağlı olarak değişi-
yor. Kız çocuklannın ışyerin-
de kazandığı paralar. daha
çok gıyım ya da çeyiz almak
için kullanıbyor. Aile geçımi-
ne katkıda bulunan ve bunun
ıçın çalışan kızlann sayısı çok
az.
Çalışan kızlann ağırlıkb bır
bölümü sigortasız. ancak bu
durumu sorun etmıyor. Onlar
için önemb olan, ücretlennı
düzenli olarak almak ve kötü
mumamele gormemek.
Çıraklık okulu örneklerinde
olduğu gibı sıgorta pnmleri-
nin devlet tarafından öden-
mesı olanağının çıkması baa
konfeksiyon atölyelennde si-
gortayı gündeme getirse de
çırak kızJar ıçın bu tür işyerle-
nnde çalışmayı tercih etmek
özel bir koşul olarak algılan-
mıyor.
Sigortasız çalışmak
sorun değil!
Çırak kızlar arasında ken-
dıni fakır dıye tanımlayan
yok. Kendı aılelennın durum-
lannı orta halb olarak görü-
yorlar Kente yeni gelenler
dışında, hepsının aılesi ev sa-
hıbı.
Çoğu konfeksiyon alanın-
da çalışan genç kızlar, günde
en az 10 saat olmak üzere haf-
tada 5 ve>a 6 gün çabşıyorlar.
Sigortasız olduklan halde me-
sai alabibyorlar
Rahatsız olduklan tek
konu, işten çıkış saatlerinin
belırsizlığı ve geç gıtme du-
rumlan. Bunun dışındakı çah-
şma koşullanndan şikayetçi
değiller.
Ya geleceklen? Çırak kızlar
için gelecek bebrsız Kızlar,
evleneccklen süreye kadar ge-
çıreceklen dönemle ılgıb so-
mut projelere sahıpler. Ancak
ondan sonra için tüm şekıllen-
dirme "kocaya" aıt
'Çocuk bakmak keyifli'
Çoğu evlendıkten sonra
çalışmak ıstemıyor. Ev ışlerin-
den ve evde oturmaktan
sıkıldıklan halde. çocuk bü-
vütmenın keyifli olacağı dü-
şüncesındeler
Ancak "fakir" olmak ıste-,,
miyorlar. Ve- eğer kocalan iyî>-
çıkmazsa ya da başka bır n«-ö
denle ilende rahat yaşaya-
mazlarsa kendı atölyelerinı ya
da ışyerlennı kurmayı düşü-
nebıbyorlar.
Kadercı değiller İnsanın
çabşarak fakirbkten kurtula-
cağına ınanıyorlar
Öte yandan kadm olarak
kendilennı nasıl bır geleceğin
bekledığı konusunuda somut
olarak tahmınde bulunamı-
yorlar. Çünkü geleceklenni
evbliğe. e\leneceklen erkeğin
konum ve nitelıklerine bağlı-
vorlar •
GALATASARAY ÜNİVERSÎTESİ
Amaç, dünya standardında
üstdüzeyyönetidyetiştirmek
. Gençlik-Eğitim Servisi - Bilkent, Koç
Üniversitesi derken. yıllajdır hazırlıklan
yapılan Galatasaray Üniversitesi de
1993:
94 yıhnda eğıtıme başladı. Has, Ye-
dıtepe. Işık gibı üniversitelenn de önü-
müzdekı yıllarda "piyasaya" çıkması bek-
leniyor.
1481 yıbnda 2. Beyaafın kurduğu "Ga-
lata Sarayı" adını taşıyan Enderun'un
amaa, devletin çeşitli yönetim kademele-
rine nıteliklı ınsan yetişünnektı Bu ama-
cın boyutlan değışmış olsa da özde nitelık-
b eleman yetiştirmek düşüncesı, Galatasa-
ray Üniversitesi'nın çıkış noktalanndan
birini oluşturuyor.
Galatasaray camıası tarihi
için dönûm noktası, 14 Nisan
1992 oldu. Türkıye ile Fransa
arasında bu tanhte imzalanan
anlaşmaya göre Galatasaray
Lisesi'nın yanı sıra ilkokul ve
üniversitenin de açılmasına ka-
rar verildi. Tüm bu birimleri bir
araya getıren Galatasaray Eğı-
tım ve Öğretim Kurumu Baş-
kanı Prof. Dr. Yddızhan Yayla
amaçlannı şöyle anlatıyor:
"Galatasaray'ın yüksek bö-
lümleri. az öğrencili. dünv a stan-
dardında üst düzey yönetki ye-
tiştirmek amacında. Üniversite
yerine Fransa'daki 'Grande
Ecole'ün karşılığı olabiJecek
yûksekokul demeyi uygun bulduk. Fransa'-
daki uygulama gibi daha özenli, dar kadro
Oe zor gırilip zor çıkılan, ancak niteükli in-
san yetiştiren bir kurum olmak amacı-
ndayız."
._ Galatasaray Üniversitesi'ne, bu yıl Koç
Üniverşitesi'nde olduğu gibi 200 öğrencı
abndı. Üniversiteyı yasal bir zemine otur-
tacak olan yasanın mart ayı sonunda cıka-
cak olması nedeniyle bugün için kadro
sıkınüsı çekıbyor. Ancak yasanın çıkmasj
ve Fransa'daki 7 üniversite ile geçen gün-
lerde yapılan anlaşma uyannca göndenle-
cek olan öğretim üyeleriyle bu sorun orta-
dan kalkacak.
Üniversiteye girişte Galatasaray Lisesi
öğrencilenne büyiık avantaj sağlanıyor.
50 kişilik bir kontenjan, Galatasaray Lise-
si öğrenalenne aynlmış durumda. 50 kişi-
lik kontenjan da Fransız bselen mezunla-
nna aynlmış. Diğer 100 kişi ise ÖSYM
sınav sonuçlanna göre bebrleniyor.
Ünıversıte'de eğitım. 6 mılyon lira. Dı-
ğer ıkı özel üniversıteye göre oldukça dü-
şük sayılabılecek bu ücret. üç taksıtte öde-
niyor Aynca ıhtiyacı olan öğrencılere de
burs veriliyor.
Galatasaray Lisesi'nden gelen bır gele-
nek ile ünıversitede öğrenim dıb Fransız-
Fi
of. Dr.
ıldızhan
Yayla,
'Üniversite
tekliyor. Fransa'nın özellikle Amerika ile
rekabet edebilmek için, Fransızca diline
hakim. niteukli insanlara ihtnacı var. Tür-
ki>e'nin geniş bir bolgede etkînliğini arttır-
ması da bö>le bir üniversitenin açılmasını
sağjayan etmenlerden biri."
Ünıversıte'de bulunan ikı yüksekokul-
da 8 bölum yer abyor. Fransızca'yı bılen-
ler için sosyal bilımlere gınş. bıbneyenler
ıçın ise Fransızca haarbk sınıflan var.
Devlet Bılımleri Yüksekokulu'nda Hu-
kuk. İktısat, İşletme, Kamu Yönetimi,
Uluslararası tbşkiler ve İletışım bolümleri
yer abyor. Mühendıslık Bölümü ve Tek-
nolojı Yüksekokulu ise En-
düstri \e Bilgısayar.bölümle-
rinden oluşuyor. Üniversite
yönetimi bu aşamada yeni
bölüm açmarun düşünülme-
diğiru söylüyor.
Galatasaray Eğitim ve Öğ-
retim Kurumu Başkanı
Prof. Dr. Yıldızfaan Yayla.
yerine daha özenli,
dar kadro ile zor
girilip zor çıkılan,
ancak nitelikli insan
yetiştiren bir kurum
olmak amacındayız'
diyor.
Beş yd aynı binada
ca. İngibzce'nin, egemenliğını her alanda
hissettırdiği günümüzde. neden Fransızca
konusunda ısrarb olduklannı Yayla şöyle
açıkbyor:
"Galatasaray Lisesi'nde 125 yıldan beri
Fransızca öğrenim sürdüriilüyor. Lniver-
site'nin çekirdeğini lise oluşturduğu için
böyle olması çok doğal.
Türkiye, tarihte kendi idari yapısuıa çok
benzeyen Fransa'dan çok etkilenmis. Şu
anda bile deviet mekanizmalannı anlamak
İngiüzce \a da Almanca'dan çok, Fransı-
zca kavnaklarla mümkün. Fransa hüküme-
ti de liselere \ apmtş olduğu v atınmın sürek-
liliğini sağlamak için bö> ie bir oluşumu des-
Ünivcrs.te'nın Ortaköy'de
bulunan binası. geçici olarak
hızmet veriyor. Prof. Dr.
Yıldızhan Yayla, Üniversi-
te'ran Riva'daki binasına
taşınmasının en az beş yıTı
alacağmı söylüyor. Bınanın
geçia olması ve çok genış ol-
maması nedeniyle ders dışı
öğrenci etkinlıkleri henüz
başlamış değıl. Ancak yine de tiyatro gibi
kulüpler. faaliyete geçmek için hazırb-
klannı sürdürüyorlar.
Galatasaray Üniverşitesi'nde şu an için
Galatasaray Lisesi"nden gelenler-gelme-
\enler şeklınde bır aynm yaşanmıyor. Dı-
ğer bir deyışle Galatasaray Kulübü'nde
yaşanan aiaylı-mektepb çatışması bugün
için söz konusu değıl. Ancak ilende diğer
bselerden gebp de Galatasaray Üniverşi-
tesi'nde okuyacak öğrencilerin Galatasa-
rayblar Derneğı, Galatasaray Spor Kulü-
bü gibı kuruluşlara gırmek istemeleri du-
rumunda, bu kurumlarda nasıl bir tavır
alınacağını kımse kestiremıyor. •
Yusuf sevmek istiyor
"Ne güzel konuşuyorsun ağbı!" diyor.
"Sen de çok güzel dinliyorsun!..." Ama
konuşmasını istediğim kişi O, ben deği-
lim... "Beş kardeşiz, hepimiz bir işte
çalışıyoruz. Şeyizbiz... Fakıriz.. O
yüzden..."
Kumkapı'da, alkol ve balık turizminin
trafiğe kapalı merkezinde Birleşmiş Mil-
letler toplantısı... Romanlarla Romenler,
Ruslarla Almanlar savaşmadan, kulıs yap-
madan, usul hakkında falan söz almadan,
dışişleri düzeyinde temsil ihtiyacı duy-
madan, olanca rahatlığıyla kadeh tokuş-
turuyor; bızler, bu meclisin sanatçı tay-
fasını temsılen, anlamlı sdzler sarfetme-
ye ve sık sık eleştiriler yapmaya çalışı-
yoruz.
Yuzuf, sessizce bizi dinliyor. Yüzünde
öyle bir gülümseme var ki, kaşlannda
öyle bir eğrilik... Anlatılmaz bir saflık
kazandınyor o küçük suratına...
Puro satıyor Yusuf. Masamıza yanaşır -
ken de, başka masalara "puro ister mi-
siniz" diye o en masumane sesiyle so-
rarken de fesat kafamın içinden "acın-
dırmaya çalışıyor!" yollu bır cümle
yuvarlanıverdi. Ne zaman ki, fısılüya
benzer sohbetimiz derinleşmeye, haya-
tı. zaman-mekan ve kişiler açısından
^lcsiksiz bir yalınhkla bir tablo oluşma-
ya başladı, o zaman, az önceki fesat
düşüncemden utanır oldum.
Bir arkadaşımızın ilk şiir kitabı kutla-
nıası bu... Kitabmdan bir şiiri okuyor...
"Ne şanslı insanlarsımz" diyor Yusuf...
"Niye?" diyorum. "Cevap vermez
dilerim!"
Sonra, tüm gece, purolanm unutup
bizimle oturduğunu farkediyor... Ben
de kendimı sorumlu gorüp, alabildiğim-
ce çok almaya çalışıyorum... "Sen
puro içmeyi bilmıyorsun ki" diyor bana!
Kızsam mı?
"Uğra bana" diyorum ama, hiç umudum
yok. Bır hafta geçmeden karşımda. Bir
güzel yaz sabahı... "Neler çiziyorsun
bi bakalım" diyor... Alkolsüz, purosuz,
yanı makyajsız sahne alıyoruz bu kez...
Her iki uç ayda bir geliyor bana... Ko-
nuşuyoruz... O geceden sonra olanlan,
Kumkapı'nın yeni müşterilerini... Şunu
bunu...
Bir akşam, aradan dört yıl mı geçti, yok-
sa beş yıl mı, ya da daha mı fazla, bile-
miyorum, bir arkadaşımm hediyesi puro-
yu koklayıp yakmaya hazırlanırken Yu-
suf çıkageliyor.
Aslan gibi bir delikanlıdır artık... Tanı-
makta güçlük çekiyorum...
"Şimdi n'apıyorsun?" "Yine satıcılık" di-
yor... Gülüyor... Saat, elektrikli eşya, şu
bu... Yanında güzel bir kız. Çocuktan söz
açılıyor. "Bi çocuğum olsa" diyor. "Dün-
yada başka hiç birşey istemem." Ne yapa-
caksın çocuğu, zordur, sıkıntıdır, çabuk
kırılır, bakması, devamını getirmesi, doğ-
ru tercihler... Zart-zurt... "
Kestirme bir cevap. Her şeye cevap;
"Seveceğim!"
Bet Muhabbetler
-İ'lkvmizin neyatif cluv-
<^u üretiminde cidtli hir
düşü^ var! Öyle diy nıi
Havdar?
-Katılnııvoruııı Tav-