14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
29 OCAK1994 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOM 13 ANAP hükümetleriyle birlikte borçlanmanın ekonomik poütikaya dönüşmesi döviz krizine zemin hazırladı Vergi yerine borçla Im iş yürümedi^ ^ - " • ^ ^ ^ _ _ ^ ^ AMAD i l / t ^ a n TnMiı* /UnPın karUn_ BÜLENT K1ZANLIK ı Türkıye'de devalüasv onlara yol açan f bûtçe açıklannın nedeni, kamu harca- • oalannın çok fazla olması değil. Bu har- jcamalan kolay yoldan karşılamak için »yanlış kaynaidara başvurulması döviz ^krizini yeniden hortlattı. t Özellikle 1983 sonrası ANAP ikti- »danyla başlayan "vergi yerine borçlan- >maya gitme" poliükası, Türkiye'yı bu- ,gûn bir borç cıkmazına sürükledi. Tür- ; kiye'nin bu yıl iç ve dış borçlannın sade- ce faizlerini ödemek içn bile 1994 yılı- .* ndaki tüm vergi gelirinin yansını harca- .' raası gerekiyor. Bu yılki borç ödemeleri : ^ & g y koalısyon hükümetleri de kredi tüket- : meye devam edince, bütçe adeta iflasa ;sürüklendi. Tansu ÇUİer'in başba- •kanlığındakı son koaİısyon hükümeti !ise, iç borçlanrnanın faızleri ve dolayısıy- rla enflasyonu arttıran etkisi yüzûnden ^büsbütün dış borca yüklendi. - Hesapsi2 borçlanma, Türkiye'nin I "ödeyeınetııe" nskini arttınnca. kredi Tnotu düşürüldü. Bö'ylece Başbakan Çı'l- ;ler, en önemli kaynağını yitirme tehli- • kesiyle karşılaşırken, bu tehlikeyi sezen -piyasalann dövize yönelmesi de para krızi ve devalüasyonu getirdi. 1994 yıbnda öngörülen 627 trilyon li- • Borçlanma 1983 sonrası hükümetlerce Türkiye'nin ekonomik politikası haline getirildi. 1993 sonunda 65 milyar dolan aşan dış ve 350 trilyon lirayı aşan iç borçlann sadece faizini ödemek için bile, bu yılki tüm vergi gelirinin yansı gerekiyor. !• Bu yılki borçve fa- ödemeleri için bütçesinin yansını vermek zorunda olan Türkiye'nin borcu borçla ödemekte de zorlanması kredi notunun düşürülmesine yol açtı. Bu da döviz krizi ve devalüasyonu getirdi. 25 Borç faizi ve vergi gelirinin GSMH'ya oranı (%j g§ İçvedışbofçfaizödemeferi Q Toplam vergi geîri (* Bûtçe hedefi) / T S 1981 1962 1983 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993* 1994* raük bütçe gelirleri kur sabit kaldığı tak- dirde. iç ve dış borcun 1 katriliyon 487 trilyon liralık ana para kısmının yansını bile karşılamıyor. Faiz çıkmazı Gecen yıl bütçede GSMH'nın yüzde 4.3'ü olacak biçimde 53,2 trilyon liralık açık öngören. ancak bunun iki katına ulaşmasını engelleyemeyen hükümet. artışın günahıru "'borç faizleri"ne yük- ledi. 1994 yılı bütçe gerekçesinde 1992"yi örnek gösteren Maliye Bakanlığı, "borç faizleri oimasaydı 1992'de bütçe açığı GSMH'nın yüzde 6.1'i kadar değil, yiizde 0.9'u kadar olurdu" hesaplamasını orta- ya ko>du. Borç stoğunun. katlanarak büyüyen faiz ödemeleri bu yılki bütçenin yüzde 26.6'sına ulaştı. Borç ödemelerinin toplam bütçe için- dekı payı artarken, faizlerin de borç öde- meleri içindeki oranı yükseliyor. Bu yıl faiz ödemeleri yüzde 54.4'le borç ödeme- lerinin yansını aşacak. 1983 sonrası borç faizi ödemelerinin yıllar içindeki artış trendı de, iç ve dış borçlanmanın nasıl tırmandığı çarpıcı bir biçimde ortaya koyuyor. 1982 yılında bütçeden ödenen iç ve dış borç faizleri GSMH'nın yüzde biri kadar bile değildi. ANAP iktidannın son yılı olan 1991'de ise ödenen faizler GSMH'nin yüzde 4.2'sine ulaşmıştı. "Enflasyonu yüzde 10'a düşüreceğiz" v aadıyle seçimlen kazanıp ışbaşma gelen Devalüasyona siyah çelenkli protesto • İzmirli sanayici ve işadamlan hükümetin aldığı son kararlan "çok acemice" buldular ve sert tepki gösterdiler. Devalüasyonu protesto ettiler. MERtHAK İZMİR- Egeli sanayici ve işa- damlan Tansu ÇiUer hüküme- tine verdikleri "krediyi" kestiler. İşadamlan ve sanayiciler, Türki- ye'nin "hipertansiyoo" eşiğinde bulunduğunu belirterek "ekono- nri çöktü" diyorlar. Jzmir Sanayici ve tşadamlan Demeği Yönetim Kurulu üyele- ri, dün sabah Merkez Bankasf- nın Izmir Bölge Müdürlüğü önünde toplanarak yapılan de- vaülasyonu protesto ettiler. Üze- rinde "Yüzde 13.6 daha küçül- dük" yazılı siyah çelengi kapıya bıraktıktan sonra bir açıkJama yapan İZStAD Başkanı Turgay Yeşilbaş. hükümeti ıstikrarsız ka- rarlar almakla suçladı. Yeşilbaş, "Tek başü bir hükü- met anlayışı, bizi kücülttükçe daha da küçuittü. Bugünkü beür- sizlik ortammın devam etmesi du- nımunda hiper enflasyonlu günter başlayacaktır" dedi. EBSO Yönetim Kurulu Baş- kanı SeJim Yaşar da yaptığı açı- klamada şöyle konuştu: "LJranın kantrol edilememesi- nin sebebi, kararda 15 günlük bir gecikme olmasıdır. Zamanında li- kidite balonu farkedilip, fazlası pi- yasadan çekitseydi. bugfin olanlar yaşanmayacaktı. En doğnı karar, en hı/Jı karardır. Bu işlcr erkeıı ek alınsaydı bu kadar tırmanmazdı." İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Detnirtaş da. devalüasyonu "eksik politika uygulamalarından kavnaklanan durumun gidirilmesinde, geç kalınmış bir önlem" olarak nite- lendırdı. Demırtaş. "Doalüasyon ka- ranyla ekonomi politikalannda inatçı tutumun, hiçbir yarar sağla- Bir grup işadamı. dün, Merkez Bankası'nın İzmir Şubesi önüne siyah çelenk bırakarak son kararlan protesto etti. madığı anlaşıbnıştır. Bir önceki dalgalanma somında Sayın Başbakan, liraya güveni telkin et- miş. dövizin riskli otduğunu beyan etmiştir." Ege Genç İşadamlan Derneği (EGIAD) Başkanı Yılmaz Men, devaülasyon karannın ardından piyasanın durduğunu söyledi. Şu anda büyük bir behrsizliğin ya- şandığını belirten Men. hüküme- tin konuya çok "acemice" yak- laştığı görüşünde. Hükümetin tüm müdahalesine karşın bekle- nen sonucun yakalanamaya- cağını öne süren Men, şunlan söyledi: Acı reçeteye evet "Sanki bütün bunlar dışanda vaşanan hiper enflasvomm ayak sesleri. Bu şartlar içinde kronik vaziyete geliniş enflasyonu arar noktaya gebneyiz inşallah. Artık istikrariı bir düzen isnvonız. 3 ay 6 a> sonra ne olacak bunlan gör- memİ7 la/ım. Deklare edilen, belli bir \cre yönlendiribne^e çalışılan ekonomi çöktü. Böyle olmaması gerekir 1994'te. Daha uygun tedbirlerle işi gö- türmeleri gerekir. Ama görünen o ki. yüriitülecek bir ölçü de ortada yok. Çok kötümseriz. Çilier hükü- meti devreye girdtğinde çok açık biçimde acı reçeteiere de razıyız, yeter ki istikrar olsun demiştik. İş artık öyle bir noktaya geldi ki, acı reçeteye razıyız hala, ama \anlış reçeteye hayır. Sonuç onu gösteri- yor ki, yanlış receteyle karşı karşıyayız." ANAP iktidan Turgut öıal'in başba- kanlığında Türkiye'ye çağ atlatırken, bunun kamu maliyesine faturası ağır oldu. IMF ve Dünya Bankası dahil, iç vedış ekonomik cevrelerin uyanlanna rağ- men, bu dönemdeki büyük altyapı har- camalan, yatınm ve ihracat teşviklerinin yanısıra bunlarda yaşanan yolsuzluklar bütçe harcamalannı tırmandırdı. ANAP'ın borç politikası Turgut Özal'ın başbakanlığı döne- minde başlayan siyasi istikrarsızlık ve buna paralel olarak uygulanan seçim ekonomilerine. O Çankaya'ya çıktıktan sonra zamanın başbakanlan Yıiduım Akbulut ve Mesut Yılmaz da başvunmak zonında kaldılar. ANAP iktidannda, yatınm ve vergi teşvikleriyle özel sektöre ve destekleme alımlanyla da tanm kesimine büyük kaynaklar aktanbrken KİT'lere Hazi- ne'nin desteğjnı kesilip özel bankalardan yüksek faiz oranlanyla borçlanmanın yolu açildı. SHP-DYP koalisyon hükümetleri de 100 trilyon liralık iç borç stokunu 350 trilyon, 50 milyar dolarlık dış borç stokunu da 65 milyar dolara ulaştırmak- tan geri kalmadılar. Biriken borçlarla birlikte faiz ödemelerinin GSM H içinde- ki payı daha da arttı ve geçen yıl yüzde 5.9'la en üst seviyesine ulaştı. Bu yıl hükümet GSMH'nın yüzde 10.2'sini faiz ödemeleri- ne ayırmak zorunda kaldı. Vergiden korktular 1983 sonrası hükümetler, borçlanmayı tırmandınrken onun altematifı olan vergi ge- lirlennde bir türlü sıçrama ya- pamadılar. ANAP GSMH'nın yüzde 16.7'si oranında dev- raldığı vergi gelirlerini, GSMH'nın yüzde 12.9'una ka- dar düşürdü. 1985'ten sonra Maliye'ye can simidi olan Kat- ma Değer Vergisı de, toplam vergi gelirinin GSMH'nın yüz- de 17.4'ünü aşmasım sağlaya- madı. Koalisyon hükümetleri de son iki yılda vergi gelirini GSMH'nın ancak yüzde 19.8- ine ulaştırabildiler. Bu yılki bütçede GSMH'nin yüzde 22. l'ı oranında vergi geliri bekle- niyor. Oysa. götürü verginin kaldınlamaması ve döviz krizi yüzûnden hazine bonosu, dev- let tahvili ile repodaki vergilerin bir ay içinde uygulamadan kaldınlması, bu hedefin yaka- lanmasını imkansız kıldı. Böy- lece son 14 yılda dış borç faizleri 9 kai artarken, vergi geliri yük- selişi 2 puana bile ulaşmadı. Ucuzluğu uzakta da olsa bulun Çokfonksiyonlu buzdolabı B üyük alışveriş merkezlerinden toplu alış verış yapılması ve alınanbesinlerinsaklanması "çokfonksiyonlu"buzdolabı ihtiyacını gündeme getirdi. ilk başta tek kapılı, çift kapılı aynmı yapmayan tüketıci, dondurulmuş gıdatüketiminin artmasıyla derin dondurucusu olan buzdolaplarına yöneldi. Buzdolabı satın alırken öncelikle ailede bulunan kişi sayısına, alışverişşekline ve beslenme şekline dikkatetmek gerekir. Günlük alış verişin yaygın olduğu ailelerde iki kapılı normal bir buzdolabı çoğuzaman yeterli olur. Eğeralışverişler, haftalıkyada 15 günlük yapılıyorsa derin dondurucusu olanlar tercih edilir. Soğuk duvar ve no-frost sistemi ile üretilen buzdolap'arının üstündederin dondurucu bulunur Eksi 18dereceye ayarlanmış derin dondurucular- dayiyecekler uzun süre bozulmadan dayanıyor. Danaetive salam için bu süre 3-4ay iken, sebzeler 12ay, meyveler 10 ay saklanabilir. Uzunsüreli elektrik kesintisi olan yerlerde dikkat edilmezse derin Buzdolabı fiyatları W«w«ntfK>use{Çiftk.)16RTD 14.420.000 18RTD 23RTD 17.500.000 20 600 000 Bo«*ıK<3E3701 123S).000 KSV4312 KGE3634 (3 kapılı) 4120 (Çift k.)Nofrost 11.330.000 14.935.000 12.875.000 14.465.000 G«wrafBectric18JHSfÇtftk.) 17.510.000 18 JHS (Çıftk ) 20085000 ASB (Tekk.) 1200S 5.350.000 (Çift k.) 727 (Çift k.JNofrost 625 (Çift k.)Nofrost 727 9.200.000 11 410.000 12.690.000 Pnmo 405fTekkapj) 5^00.000 Buzdolabı üretlm ve satısı (Adet) 1993 1992 1991 ÖreSm 1^47.016 1.017.416 1.0»-0?5 Ithalat 83.610 3 281 9 374 Içsatış «7.180 796.715 848.656 İhracat 396 801 281898 160.394 dondurucu daki yiyecekler bozulabilir. No^rost buzdolapları ise karlanma yapmaz. Buzdolabının her hangibir yerinde rutubet görülmez. Tek kapılı buzdolapJarında, sürekli açıp kapama nedeniyle buzluğun ısısı sabittutulamaz. Bu nedenle iki kapılı buz dolapları önerilir Üç kapılı buzdolaplarında derin dondurucu dışındaözel bir bölüm bulunur Sıfır derecede tazegıdaları koruyan bu bölüm, istenildiği zaman derin dondurucu yada normal soğutucu olarakta kullanılır Satın alınan buzdolapta kalite ve ucuzluk aranırken, servis ağının gelişmiş olması ve garanti süresine de dikkat edilir. 1993te tek kapılı buzdolabı üretimi 603 bin 635 olarak gerçekleşti İki kapılı buzdolabı üretimi 552 bin 573olurken. dondurucu üretimi 90 bin 808'de kaldı Aynı yıl içerisinde iç piyasada çift kapılı buzdolabı satışları 480 bin 225'le birinci, tek kapılı buzdolabı satjşları 409 bin 563'le ikinci sırayayerleşti • A lışverişlerinde geniş ürün yelpazesıne ve kalıteyeyönelen metropol insanı, market devrını kapatarak hıpermarketdönemini başlattı. Dünyanın çeşitlı yerlerınde toplam 204 alışveriş merkezı bulunan Carrefour, Türkiye'de bu geçışı hızlandıranlardan birisı. 1993 kasımında açılışı yapılan Carrefour Ticaret Merkezı, Türkiye'nin en büyük hıpermarketleri arasındayerini aldı. İstanbul içerenköy'de "Fiyat cazıp ise uzaklık onemli de<J/7d/r"sloganıylakurulan merkez, toplam 195 bin metrekarelikalana sahip. Bunun 68 bin metrekaresi tıcari alana, 25 bin metrekaresi hipermarkete, 43 bin metrekarelik bölümü ise ayrıca kurulması planlanan alışveriş merkezıne ayrılmış. 10bin metrekarelik satış alanına sahıp hıpermarketin otoparkı 3 bin oto kapasiteli. Carrefour Ticaret Merkezı kuru ve taze gıda, tekstil, elektronik eşya ve araç-gereç bölümlerinden oluşuyor. Hipermarket, 20bini aşkın ürün çeşıdıyle haftanın her günü sabah 9 akşam 9 saatlerı arasında açık. Gırışin serbest olduğu Carrefour da alışverişler peşin yapılıyor ve kredi kartı kabul edilmıyor. Markete yoğun ılginın olduğu saatlerde 5 parça alan kişilerin kuyrukta beklemelerinı önlemek için 66 kasadan 3'ü ekspres kasa olarak hizrnet veriyor. Tuxegıdm2 bin 200 metre karelık alana dağılmış taze gıda reyonunda sebze-meyve, balık, ekmek-pasta, şarküteri, kasap ve laboratuvar reyonları bulunuyor. Pasta ve ekmek çeşitlerinın yer aldığı reyonlar ıştah açıcı bir görünüm 1993 kastmmda açılışı yaptlan Carrefour Ticaret Merkezi, Türkiye'nin en büyük hipermarkeHeri arasında yerini aldı. (Fotoğraf: KAAN SAĞANAK) sergiliyor. "Laborafıyva/-"diye anılan üretimhanede etlerin satışa hazır hale gettrilmesi ile ekmek ve pasta çeşitlerinın hazırlanması sağlf.nıyor. Kuru gıda: İçecek, bakkalıye. parfümeri, temizlik maddelerı ve hıjyenikürün reyonlarından oluşan kuru gıda bölümü 2 bin metrekarelik alana yayılmış durumda. Tekstil: 1600 metre karelık alana dağılmış tekstil bölümü her yaştan insana hitap ediyor. Tekstil bölümünde iç, dış gıyıme ağırlık verilirken. standlarda perde, yatak takımı, masaörtülerı, havlu, trikotaj ve ayakkabı da bulunuyor. Füzo kadife pantolon 299 bin liradan satıhrken. DiazCollectıon'un kadife gömleği 255 bin lira. Ekose Sepa ceketın etıket fiyatı ise 825 bin lira. Armç gereçt Semt pazarlannın çeşıdini burada bulmak mümkün. 2500 metrekarelik alana dağılmış pazar, 13 reyondan oluşuyor. Otokoltukkılrfı, lastikvecam sıleceğı gıbi ürünlerın yer aldığı araba aksesuarları reyonunu ufak mobilya reyonu izliyor. Çekyat, raf, kitaphk, sandalye ve mutfak takımları bu reyonun en canlı örneklerı. Tamıraletlerı reyonunda tornavida, pense, çi vi ve vida çeşitleri, mutfak gereçleri reyonunda ısetava, tencere, plastik tabak ve bardağa kadar herşey bulunuyor. Yemek takımı, fincan ve cam bardağa ihtiyacı olanların mutlaka züccacıye reyonuna bakması gerekiyor. Yılbaşı çamından arecaya kadar pek çok çiçek çeşıdi ve bahçe malzemesinin bulunduğu bitkiler reyonu pazarın en renklı yeri durumunda. Araç gereç pazarında bulunan dığer reyonlar ise şöyle: Oyuncak. kırtasiye, spor ve seyahat malzemelerı, disk ve kaset Elehtroniks Hıpermarketin en küçük birimi 900 metrekarelik alanı kaplayan elektronik eşya bölümü. Standlarda fotoğraf makinesindentelevızyona, hesap makinesinden telefona kadar pek çok ürünle karşılaşılıyor. Sony müzıkseti (FHB7Ö0) 10mılyon900bin liradan satıhrken, Bekosu ısıtıcısı(BKK1114)600bin liradan alıcı buluyor. King ekmek kızartma makinesinın (RTL36)fiyatı ise 498 bin lira. • YENİ ÜRÜN Bulmacaseverlere müjde L ink Bilgisayar, bulmaca severler İçin "Bulmaca PaketProgramları"'hazırladı. Bulmacalarserisinın ılkı "LinkÇapraz Bulmaca". Gazete ve dergi sayfalarından tanıdığımız çapraz bulmaca, 23x15 boyutlarında ve yaklaşık 60 soru içeriyor. İçinde 100 bulmacanın bulunduğu çapraz bulmacanınfiyatı 189 bin lira. Farklı renklerde ve gözü yormayacak özel tonlarda hazırlanan ' 'Link Resımlı Bulmaca " ise 15 ayrı resi mden oluşuyor. Oyuncunun resimleri farklı ebatlara parçalamasıyla. bulmacanın zorlukderecesi belirleniyor. Tamamlanmaya çalışılan resim, oyundan önce ve oyunsüresince ekranın bir köşesinde görülüyor. Bu paketın fiyatı 179 bin lira. Üçüncü ve son oyun programı ise "Kutu Bulmaca". 15x15 boyutlarında, soldansağadoğru yerleştirılerekçözülen kutu bulmaca. 40sorudan meydana gelıyor. 25oyunlu bulmaca paketinınfiyatı 169 bin lira. • MK'IUHIfJ m \ "İ •V Pınar, ambalajını yeniledi ncegör, sonra a/' sloganıyla tüketicıye seslenmeye başlayan Pınar, dondurulmuş gıdalarındaşeffafambalajkullanmayabaşladı Satın alınan ürünün nasıl ve ne kadar olduğunun görülebilmesi için geliştirilenyeniambalajlarikiparçadanoluşuyor.Kâse şeklinde hazırlanmış kutulara yerleştirilen ürünlerin üzeri jelatinle hava almayacak şekilde kaplanıyor. Dondurulmuş gıdanın cinsine göre hazırlanmış özel kartpn kuşaklar ise dışkısmayerleştıriliyor. İstenildiği zamankâse.kartonun içınden çıkarılarak ürün rahatça görülebıliyor. • IŞÇİNİN EVREMNDEN ŞÜKRAJV KETENCt İlaç işvepenlerinin Savaşı Gençler bilmezler, yaşlılanmız ise toplumsal belleğimiz çok zayıf olduğu için unutmuşlardır. İlaçtaçıkar savaşı Tür- kiye'de hep çok şiddetli ve gürültülü olmuştur. llaçta hangı siyasi iktidar, bakan, bürokrat toplumsal yarar gözeterek önlem almaya kalkışmışsa ilaç işverenlerinin çok şiddetli bir tepkisi ve direnişi ile karşı karşıya katmıştır. Bu yüzden başı yenen çok fazla bakan ve bürokrat anımsıyorum. Dönem dönem ilaçta aşırı kar ve fiyat denetimi gündeme geldi. Kızılca kıyamet koptu. İlaçta haksız kazançlar, aşın karlara ilişkin açılan Meclis soruşturmaları hiçbir işe yara- madı. Sonunda ilaç işverenleri galip geldiler. İlaçta bugün istenildiği gibi, istenilen kar oranları katılarak keyifi fiyat be- lirleniyor. Bir ara yerli üretim, patent, ithal tartışmalan gündeme gelmişti. Yine kopan büyük gürültülerin ardından, patentle yabancı üretim yapan ilaç işverenleri kavgadan galip çıkmışlardı. Derken ilaçta kalite sorunu güncel tartışma konusu oldu. Örneğin biz gazete olarak ilaç analizleri yaptırmak ve for- müllerinden bozuk olduğunu ortaya koymak gibi büyük gü- nah işledik. Yine büyük gürültü koptu. Sağlık Bakanlığı sa- dece bizim formüllerinden bozuk olduğunu kanıtladığımız ilaçları toplatmak ile işı kapatma yolunu seçti. Bir ara da SSK ilaç üretmeye kalkışmak, bu yolla sigor- talıya ucuza ilaç sağlamak arayışına girmişti. Aynı amaçla maliyeti büyük ölçüde arttıran ve ilaç israfını getiren amba- lajlama yöntemlerinden vazgeçilmeye çalışıldı. Sonunda bu önemli kavganın da galibi ilaç işverenleri oldu. Yıllar içinde ilaçta patent ve büyük firmalar ağırlığı art- tıkça bu türden tartışmalar da ortaya çıkmaz oldu. Şimdi birden bire, sesiz sedasız ilaç işverenlerinin SSK'yı boykot eylemi ile karşı karşıya kalıyoruz. Üstelik bu kez konu SSK'nın aldığı ilaçların parasını ödememesi de değil. SSK'nın aynı işlevli ilaçlar arasında daha ucuzunu al- masını öngören uygulamasının ortadan kaldınlması isteni- yor. İlaç işverenleri geçmişte de SSKyı bu uygulamadan vazgeçirmeye çalışmışlar, aynı formüllü ucuz ilaçların kali- tesiz olduğu iddialarını ortaya atmışlardı. SSK buyuk mali- yet farkları ve kamu yararı söz konusu olduğu için bir tek bu noktada direnebilmiş, bazı önemli sapmalara rağmen ge- nel uygulama, "aynı işlevli ucuz ilacın alınması" ılkesı ko- runmuştu. Şimdi ilaç işverenleri ilginç bir zamanlama ile yeni bir savaşı açtılar. Tansu Çilier'ın başbakanhğında, seçimlerin yakın olduğu bir tarihte ve SSK'nın çok zorlandığı bir dö- nemde, ilaç firmaları SSK ile sözleşmelerini yenilemiyor. Kural olarak bir şirketin ilaç satmama hakkını kullanması suç sayılmayabilir. Ancak savaşı açan firmaların, işveren sendikasınm patenti altında böylesine bir eylemleri bal gibi yasadışı greve benzer. Gündemde halkın sağlığı olduğu için bu aynı zamanda çok cıddı bir toplumsal suçtur da. Ücretini alamayan işçi, anayasadaki angarya çalıştırma yasağına dayanarak, en doğal hakkını kullandığında, "Bu yasa dışı grevdir" diye kıyameti koparan ışverenlerimiz, işçinin çok daha masum olan hakkını kullanmasına şiddet- le karşı çıkarlarken, kendileri çok daha önemli bir yasal ve toplumsal suçu kolayca işleyebiliyorlar. Onların sermaye- lerinden gelen büyük güçlerı, avuçlarının içinde tuttukları iktidar, zamanlamayı iyı değerlendiren uzmanları, medya- ları, her şeyleri var. Direnen bir genel müdürse onun, ba- kansa bakanın kellesini alabilirler. Hesaplarına göre iş o kadar da büyümez. Seçim zamanı darmadağınık bir hükü- met, SSK'da ilaç yokluğuna nasıl dayanır? Teslim olur, is- terıen genelge değişikliği sağlanır. SSK zaten iflasta, büsbiıtün batar. İşçi tedavi ve ilaç hiz- metinde büyük sıkıntıda. işler daha da sarpa sarar. Kimin umurunda? SSK'nın ve sonunda SSK'dan sağlık hizmeti alan işçinin çok büyük zarara uğraması anlamına gelen böylesi bir savaşta, işçinin çıkar örgütü sendikalar nerede- ler? Türk-İş'in ortaya çıkması, ilaç işverenlerinin açtığı sa- vaşta SSK'nın yanında yerini çoktan almış olması gerekir- di. Ortalıkta yok. Herhalde büyük sendika başkanlarının böylesine küçük bir iş için son günlerde çok fazla dost ol- dukları büyük işverenlerle aralarını açmalarını beklemi- yorsunuzdur değil mi? Işçiler SSK hastahane ve dispanserlerinden ilaç alabil- mek için saatler, bazen günlerle kuyruklarda beklıyorlardı. Şimdi bu ilaçların bir bölümünü hiç alamazlar, bu iş olur biter. Dışarıdan alacak paralarını yoksa ne mi olur? Onlar da ilaçs/z iyileşsin ya da iyileşmesin, dert mi yani. Unuttu- nuz mu rahmetli özal Türkiye'de hastanelerin otellerden daha ucuz olmasına üzülüp dururdu. Zamanında hastane yatak ücreti ile birlikte tüm sağlık hizmetlerı ve ilaç fiyatları yükseldikçe yükseldi. Tamamına ömrü yetmemişti. Şimdi ona benzemek için çırpınan Çiller'in Başbakanhğında yap- mak istediği ve yarım kalmış işler yürütülür. Türkiye'de hızla yok edilen sosyal devlet kavramı, topluma iyice unut- turulur. Doğrusu biz bu savaştan SSK'nın çok şanslı görunmese de galip çıkmasını, toplum yararının galebe çalmasını gö- rebilmeyi çok isterdik. ÇilierMehter Marşı'yla ESRA YENER ANKARA - Ekonomideki se- lişmeler; Başbakan Tansu Çil- ler'in kamuoyuna agkladığı he- defleri ile yaklaşimlannı doğ- nılamadı. Vergi paketinin. iş çevrelerinin baskısı üzerine de- linmesiyle başlayan geri adım- lar. geçen hafta başlayan dö\iz bunalımıyla birlikte makroden- gelerdeki dalgalanmayı doruğa ulaştırdı. Ekonominin 1994 hedefleri ise, 17 ocak pazartesı günü do- lann hızla yükselişiyle önemli ölçüde tehlike içine girdı. Buna- lım sinyalleri geldiğinde piyasa- ya etkin tnüdahalede bulunul- maması nedeniyle. aniden 22 bin liraya yükselen ABD Dolan bütün dengeleri altüst etti. • 1 ABD Dolan'nın 1994'- teki ortalama değeri 17 bin 750 lira olarak açıklanmıştı. 26 ocakta yapılan devalüasyon ile resmi kurda 17 bin 500 lira ola- rak beiirlenen dolar, serbest pi- yasada 18 bin lira sınınnı aştı. • Çilier. !994'te kamu açı- klannın kapatılması için. uzun vadeli düşük faızli iç borçlanma stratejisı ızleneceğinı acıklamış- tı. Aralık 1993'te iç borç faizleri yüzde 74-78 arasında tutuldu. Hedef, 1994'te iç borçlanmanın milli gelir içinde yüzde 14.2'lik bir pay almasıydı. Devalüas- yonla birlikte Hazine bono- lannın faizi yüzde 140 civanna yükseldi. Uzun vadeli iç borç- lanmadan vazgeçildi. İç borç- lanma senetlennin vadesi 32 güne kadar ındirildi. Hazine. son 1 haftada. vaklaşık 10 tnl- yon lira düzeyınde borçlandı. Hedefler, gerçekler • Çilier, 1994 büyümc he- defini vüzde 4.5 olarak açıkludı. Çilier. büvümc hedefinın gcr- çekleşebilmesi için yatınmlann arttınlmasına yönelik uvgula- malar getirdi. Hazine bonosu, repo ve ınevduat faızlerinden elde edilecek gelire vergi kondu. Faizlennin düşük tutulacağı açıklandı. Ancak devalûasvon, bu hesabı da altüst etti. "Kara çarsamba"nın ardından _gidilen_ devalüasyonla birlikte, banka faizleri cumhuriyet tarihinin en yüksek düzeyine ulaştı. Mevdu- at faizleri yüzde 87-90 arasında belırlendı. Hazine bonosu, repo ve faiz gelirlenne uygulanan vergi kaldınldı. • Bütçede. 1994 enflasyon hedefı yüzde 48 olarak belirİen- di. Son gelişmelerin ardından, bu hedefin tutturulmasına ola- naksız gözüyle bakılıyor. • Dö\iz fıyatlannda son yıllann en büyük tınnanışın ya- şandığı "kara earşamba"'nın ar- dından Çilier. 20 ocak perşembe günü yaptığı açıklamada. "Bir iki günhık değişmelere kanıp, Türk Lirası'ndan kaçıp, dövize para vatıranlar, yanlış hesap yapıp yanılırlar " dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear