23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet70. rilSAYI 24851 S A N A T K U L T U R M A G A Z I N T E L E V İ Z Y O N 290CAK1994CUMARTBİ Kadın olmanındayanıkaaz ağırlığıToplam işgücünün yüzde 31.4'ünü oluşturuyorlar ama; ne ücretleri yeterli, ne de sosyal güvenceleri... Dahası, yüzde 75'i k ücretsiz işçi' konumunda 'ev kadım' YILMAZ KARABACAK T ürkiye'de çalışan kadı- nlar. erkeklere göre yüzde 40 oranında daha düşük ücret alıyor. İşgücünün vüzde 31.4'- ^ ^ ^ ^ ^ Iük kesimini oluşturan ^ * * ^ ™ kadınlann. ancak yüz- de 38.8"i SSK kapsamındayken yüz- de 30'u sendikah. Yönetıci konu- munda olanlann oranı ıse yüzde 5. 4'ügeçmıyor. Kadınlanrruzın y üzde 75'i ise ücretsiz işci konumundaki e\ kadınlanndan oluşuyor. DÎE ve DİSK Araştırma Enstitü- sü"nün kaynaklık ettiği sayısal araştırmalar, ülkemizde kadınlara ilişkin ilginç sonuçlar ortaya koyu- >or. Bu araştırmalara görc. ülkemiz- de çalışan nüfusun yüzde 31.4'ünü oluşturan yaklaşık 6 milyon dolayı- ndakı kadın çalışanın yüzde 75'i üc- retsız aile işçisi konumunda bulu- nurken yüzde 15"ı ücretlı. yüzde 2'sı işveren. y üzde 3.3'ü geçıcı işçı. y üzde 6'sı ise kendı hesabına çahşanlardan oluşuyor. Çalışmayan nüfusun yüz- de 72'sini oluşturan kadınlann yüz- de 77'si ev kadını. yüzde 11.6'sı öğ- SENDİKACILIK ERKEK İ$İ! İstanbul Haber Servisi - Ev dışıyasamın diğer alan- larında olduğu gibi sendikal alanda da kadın katıhmmın erkeklere oranla daha düşük olduğu, sa- yıları yüzde 30 dolaymda bulunan sendikah kadınlann ise kendilerini sendikal süreçte de ifade edemedikleri belirtildi. Elektrik, madencilik-su işkolundan sonra iş- gücü yoğunluğumm yüksek düzeylerde seyrettiği fî- nans sekıöründe kamu ve özelkesim olmak üzere.yak- laşık 92 bin kadın çalışanın bulunduğu, yapılan belirle- meler arasındayer alıyor. Fiııans sektörii, aynı zaman- da kamuda sendikalaşmanın ilk görüldüğü alanlar arasında yer buluyor. L'lkemizde az sayıdaki kadın sendikaadan birisı olan Tüm Bank-Sen Merkez Yönelim Kıtrulu üyesi Nazire Polat. sorularımıza verdiği \anıtlarda, diin- yanın genelinde yaşandığı gibi, Türkiye 'de de sendikal karar mekanizmalarında ezici çoğunluğun erkeklere ait olduğunu, kendilerinin kamu bankalunnda sendikal örgütlülüğü haşlatanlar olarak bu olumsuz yapıyı eşit- likçi bir tutumla değistirmeyi amaçladıklarmı sö'y- lüyor. Sendikaeı ve Halk Bankası Mecidiyeköy Şubesi çalışanlarından Nazire Polat, yaptığtmız göriismede çalışma hayaunda kadınlann çifte sömürüye maruz kaldıklarını vurgu/ayarak "İşteki yükümlüİükler gü- nün 8-10 saatinden sonra eve dönüşfe de devam ediyor. Meslek dağılunında da kadınlann aleyhine dengesiz- likler söz konusu. Kadınlar daha çok sekreterlik. öğ- retmenlik, konfeksiyon işçiliği, temizlikçi gibi istih- dam ediliyor. Karar mekanizmalarının ardında kalan bu işbolümü biçimi, erkek egemen sistemi de\am ertir- meve vöneliktir" dedi. renci, yüzde 6.7'si çalışamaz, yüzde 1,3'ü de emekli durumunda bulunu- yorlar. Aynı araştırmalarda kadın ücret- lilenn eğitim süreleri. erkeklere oranla daha fazla gözüküyor. Buna göre kadın çalışanlann yüzde 14.5'i üniversite, yüzde 30'u lise. yüzde 8"i ortaokul, yüzde 32'sı ilkokul mezu- nu bulunurken okursazar olmavan- lann oranı yüzde 11.5'e karşılık geli- yor. Çalışan kadınlann yaş gruplan- na göre dağılımlanna bakıldığında en büyük dilimi yüzde 34.2 ile 25.34 yaş grubundakiler oluşturuyor. Bunu yüzde 27.1 ıle 35-54 yaş grubu izliyor. Yine kadınlann > üzde 21.6'sı 20-24 yaş grubunda çalışır durum- dayken küçük yaştaki kız işçilerin oranlan vüzdc 13.5'i 15-19, vüzde2. 3'ü ise 12-14 yaş grubundakiierde kendisini gösteriyor. Araştırmalarda aynca işsizler arasında kadınlar yüzde 62'lik bir oranla 580 bin sayısını ifade ederken bir işe sahip olanlann yüzde 6.7'si haftada 60 saatin üzerinde çalışma süresine sahıp. Haftada ortalama 40 saat çalışan kadınlann genele oranı ısc yüzde 50.1. Ccretlerde, cinsiyete dayalı bir aynmın yapılamayacağı yasalarda yer almışsa da kadınlann erkekler- den daha düşük ücretlerde çalıştıgı, yapılan belirlemeler arasında yer alı- yor. Sosyal Sıgortalar Kurumu ista- tistiklerine göre kadınlann ücretleri, erkeklenn ücretlerinden ortalama yüzde 15 oranında daha düşük. Aynca düşük ücretli kadınlann erkeklere oranının sanayi kesiminde çahşanlarda yüzde 30-40'lara kadar yükseldiği gözleniyor. Yine SSK'run başka verilerine göre. çalışan kadı- nlann yüzde 38.8'i tanm dışı kesim- lerde sigortalı durumdayken tan- mda sigortalılık oranı yüzde 5'lere kadar düşuyor. Devlet hizmetlerinde memurluk yapan kadınlara ödeme eşitliğinin yasalarca tanınmış bir hak olduğu belirtilırken maaş ve ücretlere ilişkin ödemelerde kadınlann kazanç- lannın daha düşük olduğu gözlemle- niyor. Bunun nedeni ise özellikle kamu sektöründe önemli kadrolann ve yükselme olanaklannın erkeklere tanınması, yüksek düzeyde yönetici olan kadınlann oranının da yüzde 5.4 olmasına baelanıvor. Cüt hastalıkları arûyor İZMİR (AA) - Alerjik kökenli dermatolojik hastalıklarda strese bağh olarak büyük oranda artış olduğu bildirildi. Ruh sağlığı uzmanlan. cilt bo- zukluklan ve alerjik den hastalı- klan için cildiyecıden önce, ruh hekimine gidılmesini önerdiler. Ruh sağlığı uzmaru Dr. Bekir Grebene, yaptığı açıklamada. bir- çok hastalıklann kaynağı olan stresin çeşitli cilt bozukluklannın yanı sıra alerjik den hastalıklanna yol açtığını belirterek. bu tür has- tahklar için dermotologdan önce bir ruh hekimine başvurulmasını istedi Eğitimdeki keşmekeş Stres kökenli cilt bozukluk- lannın herhangı bir ilaç ile geçme- yeceğini vmgulayan Dr. Grebene. şunlan söyledi. "Strese bağlı olarak gelişen di- ğer organik hastalıklarda olduğu gibi, alerjik deri hastalıkları da ha- ricen sürülen herhangi bir krem, ya da losyonla kesinlikle geçmez. Çünkü strese bağlı gelişen bu deri hastahkları ancak ruh hastalıkları uzmanı tarafından tedavi edilebi- lir." Sosyal kaos, eğitimdeki keşme- keşlik ve geleneksel aile vapısının çatırdamasının stresin ana kay- nağı olduğuna ışaret eden Dr. Grebene. "Amerika *e İngiltere gibi büyük ülkeler bile kendi gele- neklerine bağlıdırlar. Bizde ise gi- derek bozulan bu yapı, eğitim sistc- mindeki bozukluk. gelir dağılunı- ndaki dengesizlik nedeniy le oluşan sosyal çarpıklıklar stresin oluş- masına zemin hazırlayan ana ne- denlerdir" dedi. Dr. Grebene. toplum olarak ki- tap okuma ve spor yapma alı- şkanlığımızın bulunmadığını da belirterek, oysa stresi atmanın yollanndan birinin kitap oku- mak, diğerinın ise spor yapmak olduğunu sözlerine ekledi. 'Kaplıımba«a\labar bileolııv • Ordu'da 52 AF 009plakalı Volkswagen marka beyazrenkli otomobili görenler hayretler içinde kalıyorlar. Ordu, turistik bir yöre. Buraya gelen turistler Ayışığı'na da uğramadan geçmiyorlar. Ee, bir de Ordu turu atması lazım tunstın. İşte o zaman iş, EnisAyar'ın Limuzin'ine kalıyor. Ordu'da Ayışığı adı altında restoran \c cafe-bar işleten Knis Ayar'ın, en büyük arzusu. V olks»agen'ı olanları Ordu'da bir araya getirerek bir Ka- radenizgezisi düzenlemek. (Fotoğraf: CEMİLCİGERIM) O rdu'da 52 AF 009 plakalı Volksvvagen marka beya/ renkli otomobili görenler hayretler içinde kalıyorlar. I968mo- del Volksvvagen, öyle herkesin bıl- diği Volksv\agen"lara hiç ben/emi- yor. Kaldı ki dünyada bir eşi de yok. Ordu'da Ayişığı adı altında res- toran ve cafe-bar işleten Enis Ayar, uzun yılhır kullandığı Volksvvagen'ının kendisine dar geldiğini görünce aklına boyunu uzatmak gelmiş. Ustalara danışmış. *\aparız' demişler ve Enis Ayar'ın Volksuagen'ının bo- y unu tamı tamına I metre 20 san- tim büyütmüşler. İçine TV koy- muşlar. mini amenkanbar yapmı- şlar... Ordu. turistik bir yöre. Buraya gelen turistler Ayışığı'na da uğra- madan geçmiyorlar. Ee. bir de Ordu turu atması lazım turistin. İşte o zaman iş. Enis Ayar'ın Li- muzin'iııekalıyor. Şoför geçiyor direksiyonur. ba^ına. Ordı/yu gezmek isteyen turist içkisini Âyı^ığı'nda yudunı- lamak yerine. aynı keyfı Limuzin- in içinde sürdürüyor. Kaldı ki. aşı- klariçin de ideal bırotomobıl. Öncelerı Nurseli İdiz'ın. sonra da Rüya Ersavcfnın sundıığu "Saklambaç" programına katı- lanlardan kaziinanlar nasıl ki evle- rinden Limuzin'le alınıyorsa. Or- du'da da isteyen. Ayışığı'nın 223 23 37 nolu telefonunu çevirerek Enis Ayar'ın Volksvvagen Limu- zin'ini evinin kapısına çağırıp Ayışığı'na gelebilir. Enı^ Ayar'ın en büyük ar/usıı. \'olksv\agen'ı olanları Ordu'da bir araya getire- rek bir Karadenız gezısı düzenle- mek. Görme özürlüler için kaset dergi ANKARA (ANKA) - Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Ku- rumu. görme özürlülere yönelik kaset dergi çıkardı. SHCK Genel Müdürlüğü'nden yapılan açiklamada. ılk etapta 1450 görme özürlünün yararlana- cağı kaset derginin üç ayda bir yayımlanacağını bildırdı. "Gören Ses Dergisi" adı verilen kaset der- gısınde güncel konulann ışlendiği başyazı. bılım. göz sağlığı ve kültür konserleri yer alıyor. Dergide ayn- ca. kendini yetıştınruş ve örnek çalışmalan olan görme özürlülerin tanıtıldığı portre köşesı. görme özürlülerin eğitim. istihdam ve toplumsal sorunlarının ve çözüm vollannı ele alındığı röportaj köşe- [eri de bulunuyor. Kalp ameliyatlaıında başan BLRSA (AA) - Uludağ Üni- versitesi Tıp Fakültesinde gerçek- leştınlen kalp amehvatlannda bü- vük başan sağlandığı bildirildi. Tıp Fakültesı Dekanı ve Göğüs ve Kalp Damar Cerrahisı Anabi- lım Dalı Başkanı Prof. Dr. Mete Cengiz, günde ortalama bir kişiye b>-pass amelıyatı yapıldığını ve hastalann kısa sürede sağlığına kavuşturulduğunu söyledı. Amelivatlardakı yüzde 100 başarının önemli olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Cengiz. şöy le ko- nuştu. "Fakültede kurulan >e en modern cihazlarla gerçekleştirilen ameli- yatlar. \BD'daki kalp hastanete- rinde yapılan ameliyatlar düzeyın- dedir. Amerika'ya kalp ameliyatı olmak için girme) e artık gerek yok- rur. Zira Hollanda'dan gelen Türk işçileri bile hastanemizde b>-pass ameliyatı olmaktadır." Nısan ay ına kadar 70 y ataklı yo- ğun bakını. kalp-damar. beyin cer- rahisı. anestezi ve rehabılıtasyon. çocuk. nörolojı vc vanık üniteleri- nın hı/mete gıreceğını bıldınldı. M E S E L A D E D I K ERDALATABEK oymasını bilmek aslında çok önemlidir ama hiç bir okulda öğretilmez. Bu konuda özel kurs açıldığım da duyamazsınız. Oysa hayatımız "soymak soyulmak so- yunmak' üzerinde gelip geçer. Biz de bu önemli konudaki toplumsal sus- kunluğu kırarak ülkenin yaşayan kültüriine bir eöz atalım ıstedik. * SOĞAPİ SOYMAK: Şımdi siz "bunda ne var carum.herkesin bil- diği şey' dereiniz ya hiç de öyle deği]- dir. Gözünüzden yaş gelmeden so- ğan soymayı biliyor musunuz? Hele bir baş soğanı soymaya kalkm da görün. Gözyaşlannız şıpır şıpır ak- maya başlar. onlan silmeye kal- karsınız.bu kez de burnunuz akar. onu sileyim derken soğanlı elinizi gözünüze sürerseniz işler büsbütün kanşır. Mutfakta öyle ağlar vaziyet- te.saha sümük bırbirine kanşmış.ne yapacağınızı bilmez dururken bir- den aklınıza geliverir: 'vahu. ben ne beceriksiz adamım böyle, bir baş so- ğanj soyamıyorum da eloğlu kosko- ca bankayı nasıl soyuyor? Üstelik onlann yerine de ben ağlıyorum. Kaderim mı böyle vazılmış.yoksa anam babam akrabaymış da ze- kamda bir özürle mı doğmuşum?'. Oysa bunlann hiçbirisi doğru değıl- dir. Sadece siz soğan soymavı bıl- miyorsunuz.hepsi bu. Hadi şimdı şu Soymayı bilenvar mı?..ağlayıp zırlamayı kesin de aklınızı başınıza toplayıp bırmutfak robotu aiın. Nasıl olsa bitmez tükenmez bir kampanyası vardır.taksitle ödersi- niz. En önemli yaşama prensibini de unutmayın: 'Sevmedığinızişleri baş- kasına yaptınn'. Bu işi en iyi onun yaptığını söylerseniz üstelik size te- şekkür ederler.unutmavın. * BANKA SOYMAK: Sakın o aptal fılmlerde gösterildiği gibi bankalann tünel açarak.maske ta- karak.silah çekerek soyulduğunu &$£& sanmayın. Bu fılmler şapşallan uyutmak içinçekiliyor. Bankalarön kapıdan girilerek soyulur.kural bir. Öyle banka önlerinde.vezne yakı- nlannda salak salak durulmaz.doğ- ru müdürün odasına gıdılır.bu da ikı. Müdür bey zaten önceden ziya- retinizden haberdar edilmiş.sizi bek- lemektedir. Siz odaya girince ayağa kalkacaktır.yüzü gülmektedir.sızi uygun bir yere oturtup kahvenizı söyler. Sakın bu arada elinizi cebinı- ze falan atıp müdür beyi huvlandı- rmayın.gereğı yoktur. Kredı talebi- nizin incelendiğıni.çok uygun bu- lunduğunu müdür bev söylevecek- tir.konuvu siz açmayın. Teşekkür falan etmeye de kalkmavın.çünkü bu krediyi oradan almak lutfunda bulunduğunuz için müdür bey size teşekkür edecektir. Siz birazcık gü- lümsersıniz.ona bir hafta yeter. Kahvenizi afiyetle içer.yerinizden doğrulup 'eh.artık bana izın.malum va ı^ler" dersınız.müdür bey ayağa firlayıp "aman efendim bu ne acele. ne güzel oturuyorduk' dese de başınızı hafif burkup dışardaki sizi bekleyen ışlen işaret buy unnanızye- terli olur. Siz önde müdür bey, yardımcısı bayan.onlann sekreterie- ri falan kapıya kadar gidersiniz. Önünüze geçip açılan kapıdan dı- şanya çıkarsınız. işte bankayı soy- dunuz bile. Şimdi bileşaşkınsınızde- ğil mı? Hadi artık.kıpırdayın bıraz. bankavı mükemmel bir planla spy- dunuz. Ne kolay oldu değil mi? İşte olay budur. Yeni birhayat prensibi- ni öğrenmış oldunuz: Banka soy- mak mı? Tüneller.maskeler.silahlar out.kartuzıt in". Katalavıs? * KADIN SOYMAK: Akhnız fikriniz bunda değıl mı? Bir dc cıddi ciddi memleket meselelerını konuşu- yorsunuz. doğrusu pek yakışmıyor. Neyse o sizin bileceğinız şey. Efen- dim "kadın soymak' biraz ustalık is- lenniş. Bilenler öyle söylüyor. Bu ışin ustalan önce kadının dikkatini dağıtmak gerektiği üzerinde duru- yorlar. O sırada kadın gergin olur- muş.sinirleri biraz gerilirmış.onun için de uygun sözlerle oyalanması münasip düşermiş. En ivısı kadına 'ince zevk sahibi olduğu'nun söylen- mesiymiş.her kadın bundan hoş- lanınnış. Sonra kadının bir kaç şey üzennde dağılan dikkatini topla- masına yardımcı olmak gerekirmiş. Bu aşamada kadın venı kararsızlı- klara düşer.yaptığının doğru olup olmadığını tartarmış ki işin en kritik anı buvmuş. Kadın bu anda herşey- den vazgeçip gidebilırmış ama işte ustalık burada belli olurmuş.tam o anda zarif bir hareketle kadının be- ğendiği anlaşılan şey ona sunulur- muş. Kadın artık dayanamaz. "pekı. bunu beğendim.alıyorum' der. çantasından parayı çıkarıp pek ho- şuna gidcn cckcti jlımıış. Bunu bı/e anlatan paziirlama u^ıası 'kadınlan soymak sanıldığından daha zordur ama püf laraflannı bılırseniz kolay- laşır" diyor. Merak etliğıniz işe gelin- cc siz yorulmayın.bırakın kendi so- yunsun. * VATANDASI SOYMAK: Kımilcri için "vatandaşı soymak" elma soymaktan daha koîaydır. 'Gel valandaş. birev sahibi ol'deyip soyanlarmı ararsınız.'koş vatandaş. fıyatlar artmadan al' devip soyanlar mı ararsınız.her türlü^ü \ardır Bu konudaki u>talık da pa- halıdır.vardır bir hıkmetı.ucu/- dur.\ardır bir ılletı" dıye vatan- d.ıjı çok paıa odaltği /.ınıaıı ı\ı bir ^cy aldığına ınandınnak ol- muştıır. ^ uzyılLınn gııvensi/ vatanda^ı 'ev araba va/lık'denı- len ^e\ian uçgenıne kıstırılmı^. bunlara sahıp olanıa/sa cehen- nemde /ebanılenn ı^kencesınc uğrayacağına mandınlıniî oldu- ğundan ç.ıreM de k.ılm.nııijtır. \ atağını yorganını saiıp dağ başlannda'ev alma\a çalı^nıak. ceket pantol yerine araba t a ^ sidine gırmek. sonru da korkulu gözlcrle benzın fıyaılanna bak- mak.vatandaşın şartlı refleksleri olmuştur. Vatandaş çarşıda, pazarda.mutfağında,renkli ek- ranlarda.cebinde.koynunda so- yulup durmaktadır. Soyula so- yula densıylegerisi kalmaktadır ki orada da Devlet Baba yetişip onlan halletmekte.tanhin en büyük buluşu olan'Vergi' yo- luyla işi bağlamaktadır. Emek- çınin vergısi kaynakta alındığı- ndan işi kolay bitmekte.yemek- çının vergisi de oynakta alınıyor gibi yapılıp emekçiye yallah edildiğinden bu sorun da pek güzel çözümlenmiş olmaktadır. "Soyan soyana,doyan doyana' sisteminin aslı faslı da budur.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear