25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet70. YILSAYI24850 S A N A T K U L T U R M A G A Z İ N T E L E V İ Z Y O N 280CAK1984CUMA Cennetten çıkma olarak nitelendirilen dayak, 1994 Türkiye'sinde hâlâ gündemde Dayak yemeyedoğarkenbaşlıyoruzZAFER AKNAR Sabah uyandığımda dışanya ba- kıp, "Bugün hava güzel, ben de güzel olmalıyım" dedım kendi kendime. En uçuk gömleğimi çıkardım elbise dolabından. Düğmeleri iliklerken. bir yandan da "Bugün ne iş yapaca- ğmı" diye düşündüm. Son düğmede durdum. İliklediğim düğmeleri aç- maya başladım. Gömleği çıkardım yerine koydum. Kirli sepetinin önü- ne geldim. en kirli ve en eski jeanimi, en gıcık üşörtümü çıkardım; son hızla sırtıma geçirdim. Akşamdan boyadığım iskarpinleri bir kenara it- tim. spor ayakkabılanmı ayağıma geçirdim. Çünkü ben o gün. Gazios- manpaşa'daki memur mitingine gi- decektim. Büyük olasıhkla çıkacak olayda, büyük olasıhkla itilip kakı- lacak. büyük olasıhkla dayak yiye- cektim ya da tabanlan yağjayıp ka- çacak, bir yerlere tırmanmaya ça- lışacaktım... Bile bıle hırpalanmakü görevim. O gün mazoşist duygula- nm da doruktaydı zaten. Mitingde çekilen. "dayak piyangosu". bu kez Milliyet gazetesi muhabirine çıktı. Yediği bir cop darbesiyle. kafasında kan çiçekleri açtı... Merhaba derken yediğimiz şaplak Dayakla ılk tanışıkhğımız dünya- ya "merhaba" derken. kıçımıza vu- rulan "şaplakla" başlar. Uslu çocuk olmamız içindir bu ilk yumuşak da- yak. Büyüdükçe dozu artar daya- ğın; sert tokatlara dönüşür, sonra araya kayışlar, terlikler vb... Yar- dımcı araçlar girer. Dayakla yaşa- K.anlı canlı programlanyla televizyon, şiddeti ve dayağı yatak odamıza kadar soktu. En kanlı görüntüleri veren program en başanlı olarak değerlendirildi. yan çocuk, uslanmıştır büyüyûn- ce(î). Başkalannı uslandırmak için harekete geçer daha sonra. Kadına dayak atar. erkeğe de, çocuğa da, haklıya da. haksıza da... Dayağın ilk insanla birlikte var olduğu öne sürülür. Musa yasala- nnda dayak, suçlulara karşı bir ceza olarak yer ahr. Antik çağda kölelere karşı ölümüne dayak atılır. İç savaş öncesi Amerika'da ise kölelere öldü- resiye dayak atılmaz. pahalıdır çün- kü köleler... Bizde ise Osmanlı İmparatorluğu'yla meşrulaşır da- yak atma: İslam hukukunun esasla- n yürürlükte olduğu için de geniş öl- Anayasadadayağı yasaklayanhükümyok İstanbul Haber Servisi - Avukat Ceyhan Mumcu, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'ında dayağı yasaklayan bir hükmün bulunmadığını söyledi. Mumcu. bunun gerekçesini "Anay asada. Türkiv e Cumhuriyeti insan haklanna dayalı bir de> let olarak tanımlanır. Bu tanımdan v ola çıkarak yonım voluyla dayağın anayasaya aykınlığı söylenebilir" bıçıminde açıkladı. Mussolini İtalyası yasalannın bir tercümesi olarak nitelendirdiği TCK'da ise dayakla ilgili maddelerin ağır hapis cezası gerektirmediğini belirten Avukat Ceyhan Mumcu şunlan söyledi: "Türk Ceza Kanunu'nda dayak, kişinin uzuv kaybına uğramasına, ölmesine, ağır yaralanmasına ve 10 günden fazla tedavi görmesine neden olursa dayakçı kişi hakkında doğrudan kamu dav ası açılır. Şiddeti daha az dayaklarda ise kişinin şahsen ceza ve hukuk davası açmasına bağlıdır. Butûrdayağınyaptırımı az miktardatazminat veparacezasıdır. Dayak devlet memunı tarafından atılıyorsa, dava açılabilmesi için ilk önce il idare kurulunun, memurun dokıuıulmazlığını kaldırması lazımdır. Bu karar çıkmadan olay y argıy a gitmez. Da> ak > iyen, olay ı ciddiyetle izler ve basına y ansıtmayı başarırsa bir sonuç alabilir. Fakat bu dav aJar, çok uzun sürdüğünden de dav a genelde zaman aşunına uğrar." çüde uygulanır. Ancak 1851 tarihli Kanun-ı Cedid'de kapsamı daral- tılır. 1858 tarihli Ceza Kanunname-i Hümayunu'nda ise dayak cezasına yer verilmez. Her yerde dayak var 1858 yılında tamamen kaldınlan dayak cezası, 1994 Türkiyesfnde yeniden gündeme geldi. Neden gün- deme geldiği ise belirsız. Okulda da- yak yiyip intihar eden öğrencileriy- le. mecliste dayaktan gözü kör olan milletvekiliyle. toplumsal olaylarda dayak yiyen gençleriyle. memuruy- la, işçisiyle; evde. sokakta dayak yi- yen kadınlanyla. anne ve babadan dayak yiyen çocuklanyla, polısten dayak yiyen yurttaşlanyla dayak. son yanm yüzyıhn sürekli günde- minde yer aldı. Aslında çok geriye gıtmeye de gerek yok. Son dört yılın Cumhunyet gazetesi haberlenne baktığınızda. dayakla ilgili gürültü koparan 227 haber ve yoruma rast- larsınız. Bu dayak haberidökümün- de ılk sırayı yıne bız aldık. yani gaze- teciler. Ardından kadına dayak. öğ- renciye dayak, milletvekiline dayak. orduda dayak geliyor sıralamada... Dayağın böylcsine yaygın olduğu toplumumuzda, kaçınılmaz olarak dayağın ticaretini yapanlar da çıka- caktı; çıktı da... "Alo Yardım Kocam Beni Dövüyor" ve "Alo Yardım Ko- cam Beni Öldürüyor" hatlan kurul- du. Daha çok kadınlara hizmet ve- ren bu hatlar. kocanız sizı döverken ve de öldürürken "imdada yetiş- mek" cinsinden kutsal bir göre\ için devreye gjrdi(!). Medyada dayak Kanh canlı programlanyla tele- vizyon. şiddeti ve dayağı yatak oda- mıza kadar soktu. En kanlı görün- tüleri veren program en başanlı ola- rak değerlendirildi. Oysa biz bu yol- lardan gıderken. gelışmiş ülkeler bu yoldan geri dönüyordu. Gelışmiş ül- kelerde yapılan araştırmalar. dayak ve şiddetin medyada çok sık yer al- masını doğru bulmuyordu. Medya ve şiddet araştırmalannda şu sonuç ortaya çıkı>ordu: "Şiddet ve dayak olağan duruma kıyasla bir bunalım olduğu için do- ğal olarak iletişim araçlannın ilgisi- ni uyandırmıştır. Kolayca anlaşıla- bileceği gibi, sakin birgünün sonun- da bir gazeteyi \e televızyon haber progıamını hazırlamak kolay değil- 6milyon ülserü hasta var ANKARA (ANKA) - Türkıye'de ülserin sigara kul'anımının yaygınlaşması. kötü beslenme alışkanhklan, alkol kullanımı ve stres nedeniyle gittikçe yayıldığı ve ülserli hasta sayısının 6 milyona ulaştığı bildirildi. Prof.Dr. Abdülkadir Dökmeci, ülserin tedavi edılebılmesi için erken teşhisin önemh olduğunu vurgulayarak. özellikle açlık ağnsı çeken kişilerin doktora başvurmalanru istedi. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi öğreüm Üyelerinden Prof. Dökmeci. ülserli hastalann genellikle hastahk ilerledikten sonra ani mide kanaması ve mide delinmesi yakmmasıyla hastanelere başvurduklannı hatırlatarak. mide ağnlannın ciddiy e ahnması gerek tiğini söyledi. Dökmeci, Türkiye'deen önemli sağlık sorunlan arasında yerini alan ülsere karşı tek silahın erken teşhis olduğunu vurgularken, hastalığın yüzde 55-60 oranında röntgen yöntemiyle anlaşılmadığını. bu nedenle hastanın giderek artan ağnlarla birlikte acil bir durum ortaya çıkana kadar yaşamak zorunda kaldığıru ifade etti. Ülserin kesin teşhisi için endoskopik muayenenin şart olduğunu söyleyen Dökmeci. hastaya uygulanan ilaç ve diyet tedavisiyle erken teşhis edilen hastalığın tedavi edilebıldiğine işaretetti. Her kann ağnsı çeken kişinin ülser olmadığını hatırlatan Prof. Dr. Dökmeci, hastanın etrafındaki yakınlannın veya komşulannın "ülserin vardır" diyerek önerdiğj kulaktan dolma kocakan ilacı diye bilinen reçeteleri uygulamaktan kaçınması gerektiğini vurguladı. Başka bir ülserh hastanın kullandığı ilaçlan kullanmak ya da o kişinin diyetini uygulamanın da zararh olabileceğini anlatan Dökmeci, bu durumda alınan ilaç veya besinlerin hastalığın ilerlemesine ve tedavisi imkânsız bir konuma gelmesine neden olacağını söyledi. Çevre kirliliği havyan da etkiledi TAHRAN (AA) - Çevre kirliliği. dünyaca ünlü Hazar havyannın geleceğini de tehdit ediyor. Tat ve besin değerinin ötesınde bir zengınlik ve statü sımgesı olarak tüm dünyada zengin mutfaklannın vazgeçilmez süsü olan Hazar havyannın, deniz kirliliği ve aşın avlanma yüzünden yakın bir gelecekte bulunmaz olacağı oildiriliyor. Rus ve İran bilim adamlannın İran'ın Hazar kıyısındaki Gılan kentinde yaptıklan toplantıda, havyar üretiminin son 10 yıl içinde düzenli bir düşüşe girdiği behrtildi. Büfeye kış mı geldi? Haydarpaşa Garı'nda noktalanan demirvolları bomboş... Akşamın son ışıkları, demir rayları bir başka renklendiriyor. "Haydarpaşa Gan'nın büfesine bahar. defne yaprağına sarîlı barbunya ızgarası ve Arnavutköy çileğiyle gelir" diye mi yazmıştı ozan? Oysa, şimdi ne defne yaprağı, ne barbuny anın "has"ı, ne de Arnavutköy'ün çileği kalmış... Kara trenin yerinde, hızlı trenler... Gün boyu, yüzbinlerce umut yolcusunun İstanbul'a ayak bastığı yer burası. Belki, onbinlercesi de umutlannı yitirmiş halde, İstanbul'dan bir an önce kurtulmak istercesine trene ayak basıyor... Bir kalabalıktır koşuştunıp dunıyor... Oysa. günün indiği saatlerde bomboş yakalanmış gar. Ne tren \ar, ne yolcu... "Akşam, y ine akşam" diye başlıy or şiirine bir başka ozan... Haydarpaşa Gan'nın y alnızlığı uzun sürmeyecek! Çok geçmeden işçıkışlannın havhuvu. boşperonlan yeniden canlandıracak. Ya büfe? Kuşkusuz o da dolup taşacak... Kimi iş çıkışında, kinıi sıla özlemindeki "akşamcılarıyla..." Ama akşamcıların eski tatlannı bulup bulamav acakları belli değil! Ne de olsa defne yaprağının, barbunyanın ve Arnavutköy çileğinin eksikliğini "hissedecekler.""(Fotoğraf: GARBİS ÖZATAY) Ormanlann yüzde 2'si koruma altında ANKARA (AA) - İnsanlann gün geçtikçe artan ihtiyaçlan. tanmın geüşmesi, ormanlann yanlış yöneti- mi, yetersiz yangın kontrolü, aşın ağaç kesimi, hava kirliliği ve bazı ekonomik teşvikler ormanlan teh- dit ediyor. Tanm. yerleşim ve hayvan otlat- mak için ormanlardaki ağaçlann kesimi; yangınlar ve zararlılann yol açtığı orman kayıplan ile oluşan tahribatlar, nitelikli orman sayısını azaltıyor. Çevre Bakanlığı'nın ha- zırladığı "Doğal Kaynakların Duru- mu" başhklı raporda, iklime olan olumlu etkisi. su rejimini düzenle- mesi, erozyonu önlemesi ile ele alı- nan ormanlann, av ve yaban hayatı ile turizme olan katkısı ve insan sağ- lığına yararlan anlatıldı. Ekolojik. ekonomik. sosyal ve kültürel açıdan önemli role sahip olan ormanlann, yönetimi ve gelişti- rilmesine yönelik, mevcut politika ve mekanizmalarda ciddi boşlukla- nn olduğu belirtilen raporda, mev- cut ormanlann korunması ve or- man alanlanrun arttınlması için hem ulusal hem de uluslararası dü- zeyde acil uygulamalara ihtiyaç ol- duğu açıklanarak. ahnması gereken önlemlere değinildi. Bu çerçevede ormanlarla ilgili ulusal kurumlann güçlendirilmesi gerektiği kaydedilerek, özel sektö- rün, işçi birliklennin, kırsal koope- ratiflerin. yerli halkın, kadınlann. gençlenn ve kullanıcı gruplann or- manlarla ilgili faaliyetlere katılımı- nın desteklenmesi gerektiği açıklan- angınlar, aşın ağaç kesimleri ve hava kirliliği, ormanlan tehdit eden en önemli faktörler. dı. İnsan kaynaklı tahribatlara karşı. koruma alanlannın oluştunıl- masının gerektiği belirtilen raporda. orman yakınlanndaki bölgelere du- yarlı yönetim sağlanması. kirlenme- ye. yangınlara. zararh bitkı ve hay- vanlar ile hastahklara karşı konul- ması. ormansızlaşma ile yapılacak mücadele çahşmalan olarak sıra- landı. Türkiye'nin sahip olduğu orman alanlannın yüzde 50'sinin. niteliğini kaybetmiş olduğu açıklanan rapor- da, Türkiye'nin yüzölçümünün dörtte birinden biraz fazlasının or- manlarla kaplı olduğu behrtildi. Türkiye'deki ormanlann sadece yüzde 2'sinin koruma altında oldu- ğu kaydedilirken. 1.02 olarak tespit edilen yıllık ağaç kesim büyüme oranının OECD ortalamasının ol- dukça üstünde olduğu belirlendı. Türkiye'de 20.2 mily on hektar or- man alanı mevcut olup, yüzölçü- mün yüzde 25.9"unu teşkil ettiğj. aynca. Toprak Su Teşkilatı"nın yap- tığı arazi envanter ve yetenek sınıf- landırması çalışmalanna göre. çok bozuk, çalılık ve tanma elvenşli ol- mayan toplam 7 milyon hektar sa- hanın da ormana tahsıs edilmesı ge- rektiği bildirildi. Böylece orman alanlannın. 27.2 milyon hektar dü- zeyine çıkanlmasının mümkün ol- duğu ve bu miktann Türkiye'nin yüzölçümünün yüzde 35'ini teşkil ettiğı açıklandı. Onnansızhktan kaynaklanan toprak erozyonu. Türkiye'nin en önemli çevre problemlerinden birini oluşturduğu belirtilen raporda. yur- dun topraklarının yüzde 72"sinde değişik şiddetlerde erozyon olduğu tespit edildi. Her yıl erozyon sonucu 460 milyon ton toprak ve katı ma- teryahn deniz. göl ve barajlara taşın- dığı da kaydedildi. dir. "Bugün hiçbir şey olmadı" mı denecektır? İletişim araçlan yaşam- lannı sürdürebilmek için heyecan verici çeşitli olaylara gereksinirp du- yarlar. Bu bakımdan şiddet onlann yaşamsal gıdalan gibidir ve kanlı, iğrenç olanlar her zaman yeğlenir. Şiddet en çok bu zaaftan y ararlarur. Ancak şiddet görüntülerinın sıklığı onu olağan. olduğundan daha za- rarsız olarak algılanmasına ve ka- nıksanmasına katkıda bulunduğu yadsınamaz." Şiddetin böylesine olumlu karşı- landığı. hele dayağın "Cennetten çıkma" olarak değerlendirildiği top- lumumuzda. iğneyi değil çuvaldızı kendimıze batırmamız gerektiği de yaşanan son dayak olaylanyla iyice su yüzüne çıktı. Dayak jiyen milletvekili Dayağı ülkemizde sadece sade yurttaşlar yemez. Dokunulmazhğı yasalarla sağlanmış mılletvekilleri de zaman zaman, ya birbirlerinden ya da polisten dayak yer. Dayağın en şıddetlisine maruz kalan millet- vekillerinden birisi de Fehmi Işık- lar'dır. Öldürülen eski HEP Diyar- bakır İl Başkanı Vedat Aydın'ın ce- nazesı sırasında. milletvekıllen Ah- met Türk, İbrahim Aksoy'la birlikte yedığı korkunç dayak halen bellek- İerdedır. Cenazede çatışma Tanh 11.7. 1991, Vedat Aydın'ın cenazesi Mardinkapı önlerine gel- mıştir Güvenlik görevlileri ile on- binlere varan kızgın topluluk iki inatçı keçi örneğinde olduğu gibi mezarhk önünde karşı karşıya geür. Nereden atıldığı belli olmayan kur- şun ortalığı ana-baba gününe dö- nüştürür. HEPotobüsü iseçatışma- nın tam ortasında kalmıştır. Güven- lik güçlen otobüste bulunan HEP Genel Başkanı Fehmi Işıklar'ı is- mıyle çağırarak aşağıya inmesini is- ter. Olayın devamını Işıklar'dan dınleyelim: Lzerimize bomba atıldı "Divarbakır'da ben bir milletveki- li\dim ve bir partinin genel başkanıy- dım. Bizim üzerimize bomba atılmtş- tı. Bomba atılan otobüsten zorla çıkarümıştım. Üstelik ismimle çağrı- larak otobüsten indirilmiştim. Çık- masaydım otobüsteki herkesi Fehmi Işıklar zannedeceklerdi >e herkes sal- dırıya uğrayacaktı. Bundan çekin- dim ve çıktım. Meydan davağı denır v a onun gibi bir şeydi. Hiç unutama- > acağım bir göriintü var orada, resmi kıyafetli bir polis, belli bir noktada görevlendirilmiş. Orada duruyordu. O da koşa koşa geldi ve bir tane vur- du tekrar yerine döndü. Onu hiç unutmuyonım. Böyle, canı vurmak isteyen, görevi olmadığı halde vurdu. Ben sonradan fark ettim, düşmemi bekliyorlarmış. Ben de tam tersine düşmemek için uğraşıyordum. Bil- seydim bir de düşerdim. Böylece amaçlarına ulaşmış olurlardı. tabii bizim olava seyirci kaldı; politikacı- lar hatta toplum. bugün davak viyen- ler bile. Memur eylemlerinde dayak y iy en memurlar da suskun kalmışîar- ilı!" Fehmi Işıklar'ın bu cesaretınin ta- bu ki faydası olmadı. Cenazede da- yak yemeyenın hatın kaldı. Millet- vekıllen Ahmet Türk ve İbrahim Aksoy da dayaktan fazlasıyla nasi- bını aldı. Cennetten çıkan dayak(!) gazetecilerin yaşamını da cehenne- me çevirmiştı: çenelen kınlmış. ^nuzlan parçalanmış. ayaklan şiş- nış ve sırt bölgesi mor rengedönüş- müştü... 20 yöre daha korumaya alınacak GAZİANTEP(AA)- Kültür varhklanve doğal güzellıklcn koruma çahşmalan kapsammda. 20 y örenin daha koruma altına alınacağı bildirildi. Onnan Bakanhğı Milli Parklar ve Av -Yaban Hayatı Koruma Genel M üdürü Nevzat Ceylan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, koruma alanlannı arttınp, kültür varhklannı ve doğal güzellikleri gelecek nesillere taşımaya: doğayı sev direrek. toplumda çevre bilincini geliştirmeye çalıştıklannı söyledi. Türkiye'de. 23 milli park. 8 tabiat parkı. 23 tabiatı koruma alanı ve bir de tabiat anıtı bulunduğunu kaydeden Ceylan. 1994 yılı sonu hedeflerinin. milh' park sayısını 29'a, tabiat parklannı 13'e, tabiat koruma alanını 32'ye, tabiat anıtını da 2'ye yükseltmek olduğunu vurguladı. Cey lan. geçen ynl Beyşehir Gölü ve K.azdağı'nı milli park ilan ettiklerini, Kıaldağ Milli Parkı'nın sınırlannı genişlettiklerini, Menderes Deltası'nı Dilek Yanmadası Milli Parkı'na kattıklannı ifade etti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear