25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
21EYLÜL1993SAU CUMHURİYET SAYFA DUNYADAN Haitinezamanterörsüz yaşayacak? J ean-Claude Duvalier'nin dik- tatörlüğü zamanında muha- liflerin öldürülünceye kadar işkence gördüğü Fort-Dimac- he hapıshanesınden bırkaç yuz met- re ötede. iki ceset yolun ûzerinde kan gölü içinde yüzüyor. Yakınlar- daki La Saline gecekondu semti san- kinleri uyaruyor. Yoldan geçenler gece yansı öldürülen bu iki genci tanımaya çalışıyor. Belki de bir yakınlan ya da arkadaşlan. Sürgün- deki Cumhurbaşkanı Jean-Bert- rand Aristide'in ismını soylemek ya da resmınin bulunduğu bir afişi ya- pıştırmak ölümle sonuçlanabiliyor. Demokrasıye dönüş ıçin 3 tem- muzda imzalanan Nevv York Ant- laşması'ndan sonra Amerikan Dev- leüeri Örgütü'nün ve Birleşmiş Mil- letier'in Gözlem Heyeti bugüne ka- dar yüz kadar infazla karşılaştı. Ha- ilililer bu infazlan gerçekteştirenlere "bağblar" diyor. Bu katiller, askeri polis tarafından genellikle yoksullar arasından toplanıyor. Tabanca ve cop taşıyan bu kişiler gerçekleştir- diklen şiddet eylemlenyle yeni baş- bakan Robert Marval'ın hükümeti- nin çalışmasını engelliyor. Geçtiğimiz günlerde Maliye Bakanı Marie-MicheUe Rey'in Ulusal Sa- ray'ın yakınındaki bürolan iki kez saldınya uğradı. Saldırganlar içeri- dekilere saatler boyu korkulu anlar yaşattı. Dağıtüklan bildirilerde dar- be savunuculannı Aristide yanlı- lanna karşı harekete geçmeye çağıdı. Amaçlan Aristide'in sürgün- den dönüş tarihi olan 30 ekime ka- dar Haiti'de "lavalas" (Aristide yanlısı militan) bırakmamak. Bu bildirileri yazan kişiler için, demok- rasi yasa ve Uzi marka makinah ta- bancalar anlamına geüyor. IOrdu hükümete karşı itaatsiz Yeni hükümctın gelmesiyle umut ışıklan belirmişti. Malval hükümeti- nin göreve başlamasıyla uluslarara- sı ambargolar kalktı. Ama bu umut ışıklan çabucak söndü, yerlerini ka- ramsarliğın karanhğına bıraktı. Hü- kûmetin göreve başlayacağı gün yapılan törenler şırasında olaylar çıktı. Birçok Aristide yanlısı Ulusal Saray'ın önünde coplarla dövüldü. Sarayın içindeyse askeri hiyerarşi kızgınlığıyla kendini gösterdi. Kur- maylar tören sırasında yeni bakan- lan selamlamadan salondan dışan çıkü. DuvalieryanHan sürgündeki Cumhurbaşkanı Aristide'in ülkeye dönmesini isteyenlere yaşam hakkı tanımıyor. SopaJarla dövülüp serbest bırakılanlar kendilerini şanslı sayıyor. Saint-Marc'ta duvariara Aristide'in portrelerini asarken yakalanan altı genç öldürüldükten sonra parçalanarak köpeklere atıldı. Jean-Claude Dmalier Jean-Bertrand Aristide Bu kızgınlık kısa sürede itaatsizli- ğe dönüştü. Bunun en somut örneği de Malval'ın ordunun başındaki General Raoul Cedras'tan ve polis örgütünün başındaki Albay Michel Francoisdan bakanlann güvenlık- lerinin sağlanmasını istemesiyle or- taya çıktı. Bu olaydan üç gün sonra asker- lerle "bağUlar"ın suç ortaklığı açık- ça görüldü. "Bağlılar" Port-au- Prince Belediyesi'ne saldırdı. Bu sı- rada içeride bulunan başbakan. Evans Paul'e görevini iade ediyor- du. Bakanlar Kurulu üyeleri. saldır- ganlann elinden zor kurtuldu. Sal- dın sırasında Evans Paul sempatiza- ru beş kişi yaşamıru kaybetti. Tüm bu olaylar polısın gözü önünde ya- şandı. Terör tüm hıayla devam etti. 11 eylülde Aristide'in geri gelmesi ıçin destek veren zengın tüccar Antoine Izmery öldürüldü. Katiller hıç çe- kinmeden bir ayinin ortasında. ya- bancı gazetecilerin ve uluslararası gözlemcilerin gözü önünde onu öl- dürdü. Üniformalı pohsler yine ha- reketsiz kaldı. Kimsenin güvenhği kalmadı. Uluslararası sivil gözlem- ciler de ölüm tehlikesiyle karşı karşı- ya. Darbecilenn yandaşlan. milli- yetçilık adına ülkedekı "beyazlar"ın gitmesini isüyor. İstenmeyen yaban- cılar arasında Birleşmiş Milletler arabulucusu Dante Caputo'da bulu- nuyor. Ama yabancı mödahekyi protesto etmek içın Haıtı bayrağı ta- şıyan arabalann sayısı çok az. IAfîş asanlar köpeklere yem oldu Port-au-Prince'e yüz kilometre uzaklıktaki yirmi beş bin nüfuslu Saint-Marc kentinde saat yediden sonra yollar bomboş. Kımse dışan- ya çıkmıyor. Bu kentte bulunan iki yüz kadar "bağlı" çevreye dehşet sa- çıyor. Saint-Marc'ın biraz ilerisin- deki Gonaives'de yabancı ziyaretçı- ler ihtiyatla karşılanı>or. Çünkü be- yazlann yanında görünmek ciddi sorunlann çıkmasına vol açabilir. En şanslı olankr sopalarla dövü- lüp bırakılanlar. Saint-Marc'ta du- variara Aristide'in portrelerini asar- ken yakalanan altı genç ise öldürül- dükten sonra parçalanarak köpek- lere atılmış. NVashington'da sürgünde bulu- nan Aristide, Genera! Cedras'ı ve Albay François'yı yeni terör dalga- sının sorumlulan olarak suçluyor ve bunu Haiti'de demokrasinm yerleş- mesine karşı yapılacak ikmci bir darbe olarak nitelendiriyor. Gene- ral Cedras'ın imzaladığı anüaşmaya uvacağını uman birçok dıplomat bugün sılahlı gruplann askerlerle suç ortaklığı yaptığını gözlemekten başka birşey yapamıyor. ÂBD Büyükelçısi, Anstide tara- fından seçilen 50 Haıtilinin ABD'de eğitildığini açıkladı. Görevleri cum- hurbaşkanını korumak olacak. An- cak Birleşmiş Milletler üniforması alünda Haiti'ye gönderilecek 500 askerin ve 567 poüsin olaylara mü- dahale etme yetkilen olmayacak. Görevleri, Haiti polislerinin eğitil- mesı ve profesyonelleştınlmesi, yol- lann köprüierin onanmı, halkın aşı- lanmasıyla sınırlı kalacak. Maval'ın sürgündeki kişilerin ül- kelerine geri dönmesiyle ilgili kara- nnın sınırlama getirmemesi endişe yarattı. Çünkü bu karar sayesinde bugün Fransa'da sürgünde bulunan Jean-Claude Duvalier de ülkesine dönebiliyor. Ama bu geri dönüş ülke içinde büyük kanşıkhklara neden olabilir. Bu arada yaklaşık iki buçuk aydır 30 ekimi bekleyen halk oldukça en- dişeli Çoğunluğunu Aristide yanlı- lanrun oluşturduğu bu kesim, Aris- tide'in geri dönmesini uzun bir ka- busun sonu olarak nitelendiriyor. Ama yetkililer ve halk bu tarihe ka- dar çıkması beklenen büyük bir ayaklanmadan çekiniyor. Jean-Micbei Caroit Eşcinseller çocuk sahibi olmalı mı? H aber Merkezi - ABD'de eş- cinsel çiftler "aile değerle- rira" keşfederken, bu çi- ftlenn çocuk büyütmelerine ilişkin taruşmalar gjderek büyüyor. Muhafazakar çevreler, eşcinsel ya da lezbiyen çiftlerin çocuk bü- yütmelerine şiddetle tepkı gösterir- ken, bazı lıberal kesimler karşıtgö- rüşü savunuyor. Geleneksel tutuculuğuyla bili- nen Virgınia eyaletinde kısa bir süre önce sonuçlanan davada, mahkeme, April VVade adlı sevgih- siyle yaşayan lezbı>en Sharon Bot- toms'ın iki yaşındakı çocuğuna ba- kamayacağına karar verdi. Muha- fazakarlar mahkeme karanru coş- kuyla karşıladı. I Eşcinsellerin I çocuklan kim? Uzmanlar, ülkegenelindeki a eş- cinsd aik" sayısının milyonlara ulaştığını kaydediyor. California ve Nevv Yorİc gibi liberal eğilimli eyaletlerde ıse, eşcinsel çiftler co- cuklannın bakımıru üsüenebıli- yor. Eşcinsellerin çocuklan genellik- le daha önceki evliliklerinin ya da ilişkilerinin sonucu doğan çocuk- lar. Ancak, baa eşcinsel çiftler, ev- latlık edinmeyi de isüyorîar. Lezbiyenlerde, anne olmak iste- yen kişi "sum döUenme" yoluyla çocuk sahibi olabiliyor. Lezbiyen- ler genellikle "güven duyduklan" bir erkek arkadaşlannın spermi ile suni döllenme yoluna gidiyor. Erkek eşcinseller ıçin "iş" biraz daha karmaşık. Suni döllenmeyı kabul edip doğum yapacak bir ba- yan bulmanın zorluğunun yanı sıra olay, hukuki açıdan da karga- şaya yol açabiliyor. IEşcinsel ailelerin çocuklan sorunlu Başlangıçta para için suni döl- lenmeyı kabullenen kadınlar, ileri- de çocuklanna sahip olmak için dava açabiliyor. Erkek eşcinseller, yalnızca Florida ve Nevv Hamps- hire eyaletlerinde evlatlık edinebi- liyor. Toplumbilimciler tarafın- dan yapılan araştırmalar, eşcinsel- lerin çocuklannın da, cinsel terah- lerinı anne ya da babalan gibi ya- pacaklanna ilişkin bir tezi doğru- lamıyor. Ancak, bilim adamlan ve araştırmacılar, "eşcinsel aik düze- ra" içinde büyüyen çocuklann, kimlik arayışı ve sosyal ilişkilerin- de "çok ciddi sıkıntilar" yaşadı- klannı vurguluyor. Silikon yerine şekerli su vejelatin H aber Merkezi - Kadınlarda göğüslen bü>oitmek ıçin kul- lanıkn süıkon protezterin ye- rini şekerh su ve jelaonden oluşan protezler ahyor. Frankfurt'ta Dr. Atanet D Sgai'- ninyapüğıameliyaüa göğüslenne'^e- iterii protozfcr" yerieşbrilen hasta- lann, yeni göğüskrinden çok mem- nun oİdukJan ve süıkondaki olumsuz etkilenn ortaya çıkmadığı belirtildi. Süikonlann üp dünyaanda uzun zamandır tarüşıJdığına dikkat çeken U2manlar, silikon yastıklann zaman- la sertleştiklenni ve patlayarak doku- lara akrjğmı kaydederek, bu duru- mun kadınlarda ağn ve olumsuz et- küere yol actığını anımsattı. Buna karşüık, şekerli protezlenn her zaman yumuşak kaldığı ve pat- layıp dokulara azma olasıhğının ol- madıgı vurgulandı. En son teknolojiyle inşa edikaiş olanThanikin 1912 yıimda New York'tan Southampton'a yola çıkarken batacağı kimsenin aklına gelmiyordu. Ancak gemi 2 saat 40dakikada sulara gömüldü. Titanic dayanıksız çelikten battı Sljf ^fUi JJork eimcö G emi uzmanlannın son değer- lendirmelenne göre, Titanic fadasında onca insanın öl- mesi, buzdağından daha çok. gemi- nin çelik aksammın kalitesizliğinden kaynaklanıyor. Enkazdan alınan örnekler, düşük kaiiteli çeliğin, geminin daha tuziı yanlmasına ve batmasına neden ol- duğunu gösteriyor. Kaiiteli çelik kuüanılmış olsaydı gemi bir süre da- ha su üstünde kalabilecek. yardım gemıleri ulaşması ıçin daha fazla za- man olacak, böylece pek çok yaşam kurtanlabilecekti. 1912yıhnda, Nevv York'tan Sout- hampton'a doğnı yola çıkan Tita- nic. daha bu ilk yolculuğunda. Ku- zey Atlantik'te bir buzdağına çarpmıştı. Gemi, 2 saat 40 dakikada sulara gömüldü. Kaza, 1500 kişinin ölümüyle sonuçlandı. Çalışma, enkazdan toplanan ipuçlanna ve Titanic'le benzer yapı- lara sahip olan Olympic ile Britan- nic'in başına gelen kazalarla yapılan karşılaştırmalara dayanıyor. Çalışmaya göre, geminin bu ka- dar hızlı batmasınm en büyük nede- ni, soğuğa karşı oldukça dayanıksız olan düşük kaiiteli çeliğin kullanıl- ması. Titanic'in buzlarla kaplı Atlas Okyanusu'ndaki yolculuğu sırasın- da, gemi teknesinın sıcaklığı 31 fah- renheit dereceye düşmüştü. Çalışmayı yürüten ekıbın başkanı yVilliarn H. Ğarzke, "Sonın, buzda- ğının sağlamlığından çok, çelik lev- halarm da> anıksızlığından kaynak- lanıyor'1 diyor. Garzke'nin dört uzmanla birlikte yürüttüğü çalışma şu cümlelerle so- na eriyor: "Titanic'in gerçek rrajedi- si. daha kaiiteli bir çeliğin kullanıl- mamış olmasından kavnaklanıvor. Daha bi yapım teknikİeri \e daha kaiiteli celik. geminin kavbını önle- yebilir, en azından daha fazla savıda Alman erkeği biriktirdiği her kuruşla zevkin doruğuna ulaşıyor Haber Merkezi - Almanya'da her iki evlilikten biri kocanın cimriliği nedeniyle boşanmayla sonuçlanıyor. Alman kocalar, akla getmeven yöntemkrle masraflan kısmaya çalışırken eşlerini çüeden çıkanyor >e kendilerini boşanma > argKinın önünde buluyor. Almanva'da ya> ımlanan Bild gazetesinin iinlü boşanma avukatlarından Hermann Messmer'in açıklamasına dayalı habennde, kadınlan yıldıran cimrilik örnekleri şöyle sıralanıyor: Evde kalan eşinin üşüyeceğıni bile bile işe giderken evdeki kaloriferi kapatmak. eşinin kredi kartını blokeettırmek, eşinin sporklübüne üyelığini gizlice iptaJ ettırmek. lokantada kendısine pahalı \ cmek seçerken eşine en ucuzunu sıpariş edıp hesabı da yıne eşınc ödetmek. en küçük harcamalann bile hesabını sormak. Alman kocalann cimnhğı konusundaki listenin ashnda çok uzun olduğu kaydedilen yazıda, eşlerin kocalarmın cimriliğini affetmedikleri ve mahkemeye gittikleri belirtilirken, kocalarının bir kereye mahsus ihanetleri bile affedebilen kadmlann cimrilik konusunda katı davrandıklan öne sürüldü. Cimriliğin bir hastalık olduğunu ileri süren Messmer, ancak psikolojik bir tedavının başanlı olabileceğinı belirtiyor. Psikolog Oaus-Peter Müller-Thurau ıse "Cimri erkekler her şeyin fiyatını bilir. ancak değerini biimez. Her kunışun hesabını tutar. gereksiz harcanan paranın ardından yas tutarken, biriktirdikleri her kuruşla zet kin doruğuna ulaşırlar" diyor. yolcu ve tayfannı kurtanhnasuu sağ- layabUirdi." ITitanic'in batacağı akla gelmiyordu Titanic'in batması 20. yüzyüın en büyük facıalanndan biri olarak de- ğerlendiriliyor. En son teknolojiyle inşa edibniş olan bu son derece lüks yolcu gemisinin, batması olasılığı akla bile getirilmıyordu. Kuzey İr- landa'da Harland&VVolff tarafın- dan yapılan geminin kaptanı, 60 yaşmdaki Edward Smith'tı. Smith. dünyanın en fazla aylık alan kapta- nıydı. Geminin batmasından son- raysa, Smith'in becerileri sorgulan- maya başlandı. Titanic niye battı sorusu. bilima- damlannı yıllarca uğraştırdı. Gemi- nin enkazı ilk kez I985'te, Dr. Ro- bert D. Ballard tarafından bulundu. Dr. Ballard. geminin resimlerini çekmiş. gemide 1987, 1991 ve 1993 yıbnda yapılan incelemelerde ise ba- zı örnekler alınmıştı. Buzdağına çarptığında gemide kocaman bir yanğın açıldığı şeklindeki varsayı- mlann aksine, Ballard ve arkadaş- lan. böyle bir yanga rastlayamamış, bu da geminin batmasıyla ilgili giz- leri daha da derinleştirmişti. Gemi. hiç kuşkusuz çarpma anında. ikiye yanldı. Ancak son yapılan incele- melere göre, çarpışmadan sonra or- taya çıkan daha pek çok yank, ge- minin batmasında önemli bir rol oy- nadı. WiUiamJ.Broad Hindistan Hinduların abahsı Müslüınaıı azınlık H indistan'da Müslüman azınlığa karşı başlatılan şiddet hareketleri orta sınıf Hintlileri kaygılandınyor. Hindu ve Müslümanlann bir arada banş içinde yaşadıklan dönem tarihe kanşıyor. Hindular, Müslümanlara karşı besledikleri düşmanca duygular- dan bağımsız olarak bir kimlik arayışı içinde: Kim olduklanru, ne- reye gıttiklerini, sonunda nereye varacaklannı sorgulayıp duruyor- lar. > Hindistan'ın polıtik yapısı son dört yıl içinde büyük bir değişim geçirdi. Hindistan'ı bağımşızlığa kavuşturan Kongre Partisi, gjderek artan yolsuzluk ıddialan ve partı içi yozlaşma nedeniyle dağılmak üze- re. Kongre Partisi'nden boşalan yere yerleşen Bharatıya Janata Partisi (BJP) Hinduizmin yeniden doğuşu ve Hindu millıyetçiliğinin güçlenmesi için çalışıyor. Bugüne dek toplum içinde varlığını sessizce sürdüren Hindu milliyetçiler, ilk kez bır parti tarafından temsil edili- yor. Birkaç yıl önce parlamentoda iki sandalye ile temsil edilen parti, bugün Kongre Partisi'nin karşısı- na güçlü bir muhalefet partisi ola- rak dikiliyor. En yakın zamanda ıktidara geçeceğine mutlak gözüyle bakılıyor. Son yapılan bir kamuoyu yokla- masına göre BJP ile Kongre Partisi arasındaki fark 32 sandalyeye düş- müş durumda. Gerçekte ise iki par- ti arasındaki sandalye farkı 130. Siyasi gözlemciler BJP'nin güç- lenmesini, yalnızca Kongre Parti- si'nin zayıflamasına bağlamıyor. BJP'nin, Hindulan Müslümanlara karşı kışkırtarak amacına ukştığı iddia ediliyor. ISinek küçûktür, ama mide bulandınr Yeni Delhi'nin gecekondu ma- hallesinde bir televızyon dükkanı işleten Dhirendra Kumar Bhatia, Hindu olduğunu vurgulayarak Hindistan'dakı dığer Hindulann durumunu şöyle özetlıyor: "Hindu olduğumuzu açıklamak- tan utanç duymamahyız. Bugüne dek bu konuda kendimize güvendiği- mizi söyleyemem. Hindistan'da Hindular çoğunlukta, ancak ken- dilerine tarunan haklar çok kısıtlı. Kongre Partisi Müslümanlara daha yakın." Bhaüa, Hındistan'daki 105 milyon Müslümanın, 700 milyon Hindu karşısında bir güç oluştur- madıklan halde ülkedeki sorun- lann pek çoğunun Müslümanlann başmın altından çıktığını ileri süre- rek sözlenne şöyle sürdürüyor: "Evet azınlıktalar. Ancak azuıuk ohnalan ortalığı bulandırmalanna engel değil. Sinek küciikrür, ama mide bulandırır. Bence önce Hintli, sonra Müshîman okhıklannı hatır- faunalan gerek." BJP, iktidara gelirlerse yürütece- ği poütika hakkmda aynntılı bilgi vermiyor. Ancak ikili görüşmeler- de ve basm toplantılannda bazı gö- rüşleri açıklık kazanmış durumda. Parti, her fırsatta nükleer silahlara sahip olduklanru hatırlatarak ulus- lararası alanda ne denli güçlü ol- duklannı vurgulamak istıyor. Tü- ketım mallan üretimine yönelik ya- bancı sermaye girişine kesinlikle karşı çıkıyor. Yabancı sermayenin yalnızca yüksek teknoloji gerekti- ren alanıarda kullanılmasına sıcak bakıyor. NovYorkTımes
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear