22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 20 EYLÜL1993 PAZARTESİ HABERLER Tüzûğü işçiler hazırtayacak • KAYSERİ (AA) - DİSK Tekstil Eğitim Daire Başkanı Günay Onayman. DİSK Tekstil"in 26 eylülde yapüacak genel kurulunda tûzüğü, üye işçilerin haarlayacağını bildirdi. Büyükşehir Belediye Lokali'ndedüzenlenen DİSK Tekstil Eğitim Semineri'nde konuşan Eğitim Daire Başkanı Günay Onayman, sendikal faaliyetlerde yönetim işlevini tamamen işçilere bırakacaklannı belirterek şunlan söyledi: "Sendikal faaliyetlerimizi yürütebilmek için oluşturmamız gereken yüzde 10'luk barajı, 6 ay gibi kısa bir sürede aştık. Üye sayımız 43 bine ulaştı. Bu durum bizi tüzüğümüzü değiştirrneye yöneltti. 26 eylülde İstanbul'da yaptlacak genel kurulda tüzüğümüzü yenileyeceğiz. Bu işi üye işçilerimiz yapacak. Her fabrikadan bir kişiyi İstanbul'a davet ettik. Bu ilk uygulamadır" Özgür üniversite kuruldu • ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) - Sosyolog-Yazar İsmail Beşikçi ve Yalçın Küçük'ün de kuruculan arastnda yeraldığı Özgür Üniversite resmen kuruldu. Ankara'da geçen yıl çalışmalanna başlayan Özgür Üniversite'desınav yapılmayacağı ve diploma verilmeyeceği, öğrencilerin başanlannın da tezler ve hazırlayacaklan seminerlerle ölçüleceği bildirildi. Üniversitenin diğer kuruculan arasında, Dr. Fikret Başkaya, Dr. Kadir Cangızbay. Ali Yıldınm, Ahmet Çebi, Hasan Gül, Serinay Şahin. Rıza Doğan, Sibel Balcı ve Abdullah Koç bulunuyor. Başkanlığına Fikret Başkaya'nın getirildiği ünıversitede, bilim dahil hiçbir şeyin yüceltilmeyeceği, öğretim üyelerinin gönüllü çalışacaklan ve giderlerin öğrencilerin katkı paylanyla sağlanacağı belirtiidi. DYPIer lctidan Mecis'eşikayetetti •IANKARA (ANKA) - DYP Rize Çamlıhemşin ilce teşkilatıTBMM'ye başvurarak iküdann 20 Ekim seçimleri öncesi verdiği vaaüerini yerine getirmesini istedi. DYP Rize Çamlıhemşin ilçe teşkilatı adınaTBMMdilekçe komisyonuna mektup gönderen Omer Korkut ve Fikri Danışoğlu, iktidardan şikayetçi oldu. DYP'liler iktidarm 20 Ekim seçimleri öncesi vaatlerini yerine getirerek orman yasasının çıkanlmasını ve orman kadastrosunun bir an evvel yapılmasını istedi. Nöbetçi bakan uygulaması • ANKARA (AA) - Yaklaşık 3haftadırDYPGenel Merkezi'nde bakanlann nöbet uygulamasmın yoğun ilgi nedeniyle önümüzdeki haftalarda da devam edeceğı bildirildi. DYP Genel Merkezi'nden yapılan açıklamada. Devlet Bakanı Mehmet Gölhanın da her sabah saat 08.30'da partiye gelerek vatandaşlann ve teşkilatın sorunlannı dinlediği kaydedildi. Önümüzdeki hafta içinde partide nöbet tutacak bakanlar şunlar: "20 eylül pazartesi: Devlet Bakanı Cemil Erkan. 21 eylül salı: Devlet Bakanı Necmettin Cevheri, 22 eylül çarşamba: Devlet Bakanı Bekir Sami Daçe, 23 eylül perşembe: Ulaştırma Bakanı Mehmet Köstepen, 24 eylül cuma: Devlet Bakanı Ahmet Şanal, 25 eylül cumartesi: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Veysel Atasoy." ANAPKocaeliil yönetimi • tZMİT (AA) - Anavatan Partisi (ANAP) Kocaeli İl Yönetim Kurulu'nun üye sayısı, tzmit'in büyükşehir statüsüne kavuşması nedeniyle 15'den 25'e yükseltildi. ANÂP Kocaeli il örgütünden alınan bilgiye göre daha önce 15 olan yönetim kurulu sayısı, İzmit'in büyükşehir statüsünü almasından sonra parti tüzüğünün 26. maddesine göre 25 oldu. Buna göre yedek üyelerden 10'uil yönetim kunılunaalındı. CUMHURİYET YOLUNDA YunusNadi 30.000(KDViçınde) Ödemeti gönderilmez DEP'indemokrasimücadelesi DEP milletvekilleri, yasalzemininpolis ve devletin tavrıyla kendüerine kapatılmak istendiğini, ancak bu oyuna izin vermeyeceklerini söylediler OSMAN AYDOGAN ANKARA - Batman"da öldürülen DEP Mardin Milletvekili Mehmet Sin- car için Ankara'da düzenlenmek iste- nen cenaze törenine izin verilmemesi ve DEP Genel Başkanı Yaşar Kayanın tu- tuklanması ile tırmanan gelişmeler üze- rine, DEP milletvekilleri, "yasal ve de- mokratik zeminlerin kendilerine kapatı- lmak istendiği" savını dile getirdiler. DEP Mardin Milletvekili Ahmet Türk, "polisin ve devletin tavrı nedeniyle, kul- lanmak için büyük çaba harcadıklan de- mokratik zeminin kendilerine kapatı- lmak istendiğini" öne sürdü. DEP mil- letvekilleri, bu kaygılannı Cumhurbaş- • Demirel ile görüşerek. "devletin başındaki kişinin" bu duru- ma seyirci kalmamasını istediğini belirten Mardin Milletvekili Ahmet Türk. "Yasal zeminin işletilmesi, Türk ve Kürt halkının yaranna olacaktır. Bu zeminin bizlere kapatılması, halkta yılgın- lık ve parlamentoya karşı duyarsızlığı geliştirebilir" dedi. kanı Süleyman Demirel'e de ilettiler. DEP Genel Başkanı Yaşar Kaya'nın tutuklanması ve partilerine yöneltilen baskılann Türkiye demokrasısi açısı- ndan kaygı verici olduğunu söyleyen Ahmet Türk, Cumhuriyet'e yaptığı açı- klamada. "Demokratik ve yasal zemin polisin ve devletin tavrıyla bize kapatı- lmak isteniyor. Bizi demokratik zeminin dışına atmak istiyoriar" dedı. Demokra- tik ve yasal zeminin kullanılmasında duyarlı olduklannı ve Güneydoğu halkının bu konularda beklentileri bu- lunduğunu söyleyen Türk, "Bizim ve halkımızın bu zeminden beklentilerini er- tadan kaldıran gelişmeler var" dedi. Son gelişmeler üzerine Şırnak Milletvekili Orhan Doğan, Merkez Yürütme Kuru- lu (MYK) üyesi Osman Özçelik ile bir- likte geçen cuma akşamı Cumhurbaş- kanı Demirel ile görüşen Türk, Demi- rel'den. "devletin başındaki kişi" olarak, "seyirci kalmamasını" ıstediklerini söy- ledi. Tüm çabalanna karşın. DEP'in ya- sal haklannın kullandınlması konusun- daki gelişmeleri Demirel'e aktardı- klannı ifade eden Türk, "Legal zeminin işletilmesi Türk ve Kürt halkının yararı- na olacaktır, sevgi ve hoşgörii ortamını getirebilecektü*. Ancak bu zeminin de bizlere kapatılması, halkta, ydguılık ve parlamentoya karşı duyarsızlığı gelişti- rebilir. Sayın CumhurbaşkanTndan da bu konuda duyarlı otmasını rica ettik. Kendisi de kaygılarımıza katılıvor. Söy- lediğimiz bazı şeyler var ki herkesin kaygısT dedi. SHP'E gençler Sbicar'tn öLlinülmesinikımuh tstanbul Haber Servisi- SHP Sanyer Gençlik Komisyonu üyeleri, Batman'da Mehmet Sincar'ın öİdürülmesinden devletin sorumlu olduğunu öne sürdülcr. Galatasaray Postanesi'nden dün İçişleri Bakanlığı ve İnsan Hakları Derneği'ne telgraf çeken gencler "'12 Eylül sonrasında Türkiye'de devrimci, demokrat, ilerici, aydın insanlara yapılan baskılar son günlerde korkunç derecede artmış, had safhay a ulaşmıştır" dediler. Çekilen telgraflarda, Güneydoğu'da faili meçhul cinay etlerin arttığına dikkat çekilerek "Son olarak millervekilini konıvamayacak bir konumda olan hükümetin, sade vatandaşın can güvenliğini nasıl koruyacağınm şüphesi içindeyiz. tnsanları öMürmekle düşünceler öldürülme/" dcnildi. Daha sonra Özgür Gündem çalışanlarının 29 gündür sürdürdüğü açlık grevine destek için İnsan Hakları Derneği'ni ziy aret eden komisyon üyeleri. SHP'nin koalisvonu sürdürmek için taviz vermemesi gerektiğini söylediler.(Fotoğraf: KEREM ILGAZ) Diyarbakır PKKpastane tarach, iki erşehitoldu DİYARBAKIR (Cumhuri- yet) -Diyarbakır kent merke- zinde bir pastanede oturan polis okulu öğrencileri ile as- kerlere PKK miütanlannca ateş açıldı. Olayda 2 er şehit oldu, 4 polis okulu öğrencisi yaralandı. Hafta sonu izınlerini kul- lanmak üzere dışanya çıkan ve Büyük Postane yakınlann- daki Sergen Pastanesi'nde oturan bir grup polis okulu öğrencisi' ile erler dün saat 12.40 sıralannda pastaneye gıren silahlı iki PKK milıtanı tarafından otomatik silahla tarandılar. Onbaşı Şükrü Vu- ral ve er Gûrcan Dirisoğiu olay yerinde yaşamını yitirirken bi- ri ağır 4 polis okulu öğrencisi de yaralandı. Yaralı öğrenci- ler Diyarbakır Devlet Hasta- nesinde tedavi alüna alındı- lar. Saldırganlann yakalan- ması için kentte geniş caplı operasyonlara başlandığı bil- dirildi. Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden, kendisine yönelik suçlamalara sert yanıt verdi: Işıklar, hakkınıterbiyeli arasın •Anayasa Mahkemesi'nin HEP'le ilgili aldığt karar ve Fehmi Işıklar'ın milletvekilliğinin düşürülmesiyle ilgili tartışmalar dün de sürdü. • Işıklar'ın kendisiyle ilgili sözlerine sert çıkan Anayasa Mahkemesi Başkanı Özden 'Hak arama özgürlüğüne saygı duyuyorum, ama terbiyeli olmair dedi. DOĞAN AKIN ~ ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)-Anay asa Mahkemesi'nin "HEP'in kapatılmasına söz ve eylemleri ile neden olduğu" ge- rekçesi ile milletvekilliğinin so- na erdirilmesine karar verdiği Fehmi Işıklar'a ilişkin tartışma sürüyor. Işıklar'ın hak arama özgürlüğüne saygı duyduğunu, ancak bunu "terbiyeli biçimde" yapması gerektiğini vurgulayan Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Göngör Özden. "Mahke- me karannı kişisel düzeye indi- rerek, terbiye dışı sözler kullan- mayı hiçbir kişiliğe yakıştıramı- vorum"dedi. Özden. kendisinin sağlık durumuna ilişkin kaygı- lannı dile getiren Işıklar'a, "Önemli olan akü ve ruh sağlığı- dır" yanıtını verdi. Özden. Işıklar'ın milletvekil- liğinin sona erdirilmesi üzerine TBMM Başkanı ve Fehmi Işık- lar'ın kendisini hedef alan eleş- tirileri konusunda Cumhuri- yet'e yaptığı değerlendirmede. Anayasa Mahkemesi karan- nın. "kişisel bir karamuş" gibi değerlendınldığini söyledı. Öz- den'in, bu konudaki tartışma- lara ilişkin görüşleri, özetle şöyle: Terbiye dışı sözler Karar mahkemenindir, be- nim değildir. Mahkeme karan- nı kişisel düzeye indirerek saldı- nlarda bulunup terbiye dışı sözler kullanmayı hiçbir kişiliğe yakıştırmıyorum. Mahkeme kararlannın bilimsel gerekler ve yöntemler dışında tartışıla- mayacağını, mahkemenin ka- rar verrnekle dosyadan elini çektiğini ve kararlannı savuna- mayacağını. daha önce belirt- miştim. Buna karşın. "namus- suz karar' gibi çirkin sözler, kişiliğime yönelik saldınlar. gerçek dışı yakıştırmalar süriin- ce. yanıt vermek durumunda kaldım. Benim kimseyle düş- manhgım, ne Cindoruk'la ne de Fehmi Işıklar'la özel bir soru- Zirvede demok ratlık tartışması nasıl basladı Anayasa Mahkemesi Işıklar böUkiüük propagandası yaptı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ana- yasa Mahkemesi'nce HEP'in kapatılması- na neden olan gerekçelı karannda Fehmi Işıklar'ın Anayasa ve Siyasi Partiler Ya- sası'na aykın davrandığı ifade edilmişti. Kararda, "HEP'in, Türk ulusunu ırk esası- na dayalı olarak Törk >e Kürt uluslan btçi- minde ikiye böldüğü. böylece Kürt kökenli vıırrtaşları gerçekdışı biçimde ezilen bir uius olarak nitelendirerek de>lete karşı kışkırta- rak zulme karşı, özgüıiük mücadelesi teri- yor göslerdiği, çauşmalarıyla da bölücülük yaptığı anlaşılmıştır" denılmiştı. Kararda. davanın başladığı 3 Temmuz 1992 tarihin- de HEP'in üyeleri olan partı genel başkan- lan Feridun Yazar ve Fehmi Işıklar ile Ge- nel Başkanvekıli Ahmet Karataş ve Genel Sekreter İbrahim Aksoy'un da eylem ve sözleriyie partinin kapatılmasına neden ol- duklan gerekçe gösterilmişti. Kararda, adı geçen kişilerin davanın açıldığı tarihte "HEP'in görüşieriıu savunduklarını" da be- lirtmişti. Karara karşı çıkan i Yılmaz Alie- fendioğlu. seçimle gelen bir milletvekilinin üyelığinın mahkeme karanyla kuvvetler aynmı ve ulusal iradenin üstünlüğü ilkele- riyle bağdaşmadığını vurgulamıştı. TBMM Başkanı Cindoruk MiUetvekilUğhü Mectis düşürürür ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Fehrni Işıklar'ın milletvekilliğinin sona erdirilmesi- ne ilişkin karar, anayasanın 84. maddesinin uygulanması konusunda, Anayasa Mahke- mesi Başkanı Yekta Güngör Özden ile TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk arasında tartışmaya neden olmuştu. Işıklar'ın üyeliğine son vermenin TBMM'nin işi olduğunu savunan Cindo- ruk. 84. maddenin hukuka aykın olduğunu dile getirerek "84. madde. binncı fikrasında istifayı bile Meclis salt çoğunluğuna bağ- lamış. Son fikrasında ise bir partı kapatıl- masında. suçlu olsun olmasın, partili millet- vekilinin üyeliğine son veriyor. Partinin kapatılması sırasında suçlu ol- sunlar, olmasınlar son dakikada herhangi bir nedenle partiye girmiş olsalar bile, suçsuz olduğu halde ceza veriyor. Böyle madde ol- maz" görüşünü dile getirmişti. Cindonık. anayasanın "ülkenin diktatörlükle idare edıldiği bir dönemde" yapıldığını söyleyerek bazı maddelerini uygularken dikkat eünek gerektiğini belirtmişti. Cindoruk, Işıklar'ın dokunulmazlığının devam ettiğini, milletve- killiğinin düşünilmesi karannın da Meclis'e ait olduğunu bildirmişti. Fehmi Işıklar Önyargıh ve hukuka aykm bir karar ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa Mahkemesi'nin karannın hukuka aykın olduğunu iddia eden Fehmi Işıklar, mahke- menin "önyargıh" olduğunu öne sürmüştü. HEP'in kapatılma davası sırasında savun- ma istediğini, ancak Anayasa Mahkemesi'- nin bunu. "yargılanan HEFle üyelik ve ilgili bağı olmadığı" gerekçesiyle reddettığını be- lirten Işıklar. "Nasıl Ugim yok ki, bu davada. miUetvekiUiğiın düşürülebiliyor" demişti. Kendisinin, TBMM'nin 18. calışma döne- mınde olan bir olayla ilgili yargılandığını ifade eden Işıklar, 19. dönemde yeniden mil- letvekili seçilmesine değinmişti. Işıklar açı- klamalannda. durumunun TBMM Anaya- sa Komisyonu ve genel kurulda görüşül- dükten sonra Avrupa İnsan Haklan Ko- misyonu'na "bireysel başvuru" hakkını kul- lanacağını bildirerek, "Ben konuştukça sanıyorum. Sayın Özden bundan çok ra- hatsiz olacak, sağlığını da yitirecek. Ben çok uzun yaşamasmın diliyonım. Ama feiç inece- ğinden de kaygım var. Çünkü sinirleri çok gergin durumda. Niye kişisel olarak bana bu kadar düşmanca davranıyor, onu bilemiyo- rum. Sağlık sonınlan var, o bakımdan ra- hatsız olabilir" iiadelcrine yer vermişti. num yoktur. Kendilerinin. özellikle Işıklar'ın özel bir soru- nu varsa. o da benim bilgim içinde değildir. Savlannın tümü yanlıştır. Dava. 3 Temmuz 1992'de açılmıştır. Karar, geci- kerek verilmiştir. Bunun kimi nedenlerini de Fehmi Işıklar herhalde bilmektedir. Işıklar kanştırıyor Anayasa Mahkemesi. adli ta- til İcapsamında değildir. TBMM'nin tatili de bizi bağla- maz. Biz karanmızı, tatil bile demeden çahşarak verdik. Anayasada ilgili partiye ya da milletvekiline kısa karann bil- dirilmesini zorunlu kılan bir kural ve böyle bir uygulama ge- leneği yoktur. Niteİcim aynntılı karar, zamanında HEP'e tebliğ edilmiştir. Şimdi, Sayın Işıklar'- ın düşme ile sona ermeyi birbi- rine kanşürdığı bir kez daha anlaşılmaktadır. Benim bu açıklamalanm. mahkeme kara- nna ilişkin değil, karann sonu- cuna ve yanlış uygulanmasma ilişkin bir hukukçu uyansıdır. Sona ermek, dokunulmazlığın da kalkmasını içerir. Örneğin anayasanın 113. maddesinde, Yüce Divan'a sevk edilen baka- nın bakanlığının düşeceği yazı- lıdır. Bakanlığın düşmesi, do- kunulmazlığın kalkmasını da içerir. Yüce Divan'a sevkine karar verilen bakan için, aynca dokunulmazlığın kaldınlması karan ahnmaz. Bunun gibi bir milletvekilliği sona ererse, yeni- den dokunulmazlığın kaldınl- ması karannın alınmasına ge- rek yoktur. İsmail Özdağlar ile ilgili sav da yanlıştır. Özdağlar, anaya- sanın 84. maddesinin birinci fıkrasma göre mahkum edil- miştir. Düşme söz konusu ol- duğu için ve düşme karan vermek yetkisi de Meclis'te ol- duğundan. zorunlu olarak ka- rar Meclis'e gönderilmiştir. Bantlar delil sayılmaz' denili- yor. Yanlış. Özdağlar olayında, bantlar delil olarak kullanıla- rak karar verilmiştir. Önemli olan ruh sağlığı Benim yaşım 62. Ben, bir ce- nazede soğuk algınhğı, yüz felci geçirdim. Tannnın kime. hangi hastalığı vereceği belli olmaz. Ama önemli olan. akıl ve ruh sağhğıdır. Akıl ve ruh sağlığım yerinde. Beden sağlığı, herkes için. herzaman tehlikeyegirebi- lir. Tanndan. Fehmi Işıklar için bile, herhangi bir sağlık tehlike- si olmamasını diliyonım. 8 kez ameliyatgeçirdim. ljyıldırda ameliyat için yatmaya zaman anyorum. Görevimden aynla- madığım için. ameliyat olamı- yorum. Önümüzdeki günler yatabilirim. Yatanm. kalkma- yabilirim. Bunlar önemli değil, önemli olan kişiliğini, onurunu koruyarak, görev ve sorumlu- luk bilinciyledavranmaktır. MECLIS'İNONURU: Ana- yasa Mahkemesi kararlan Meclis'in onayına bağlı değil- dir. Biz Meclis'in onunınu ko- ruyarak, Meclis'in yetkisinin devrini sakıncalı bularak, Yetki Kanunu'nu iptal etmekle de bu saygımızı göstermiş oluyoruz. Bu durumda Meclis'in nc üs- tündeyiz ne karşısmda. Anaya- saya aykın işlem yapılmasın diyoruz. Bu da anayasanın ku- rallannı beğendigimizden dola- yı değil. Beğensek de. beğenme- sek de değişinceye kadar uymak zaruretinden geliyor. Bunu anlamayan insanlara rastlamak, insanı aynca üzü- yor. Benim bu anayasamn, hukukun temel ilkelerine aykın olduğuna, evrensel kurallara aykın olduğuna dair savaşım verdiğimi biliyorsunuz. 12 Ey- lül'den önce de, 13 eylül sırasın- da da verdim ve hala veriyo- rum. Kendisine demokrat diyenlerin çoğundan daha ön- ce, bu savaşı verdim. Hak ara- ma özgürlüğüne saygılıyım. Fehmi Işıklar. her yerde hakkı- nı arasın, ona saygı duyanm. Ama terbiyeli biçimde. yargıya, yargıçlara saygıli biçimde dav- ranarak. O yanlış zaten. Onun adı öy- le. ama özelde öyle bir karar olmaz ki. Dün Sayın Cindoruk, "Anayasa Mahkemesi'nin üye- liğinin düşmesi karan kesin' dedi. "Ama infaza kim karar ve- recek?' Artık infaz falan aran- maz. Yüce Divan'a sevke karar verdiler iki taraf bakaru. Ba- kanlann Yüce Divan'a sevkine karar verince, dokunulmazlık kalkmış sayıldı. Cyeliğin sona ermesi, her şeyi bitirir. "Kim so- na erdirdi?' diye birşey yok ki. Yeniden seçilmek. seçimden önceki suçlar için yargılanma bağışıkhğj getirmiyor. Dava he- men günü gününe açıLr mı suç günü? Hemen biter mi dönem? Farzet ki. dönemin son hafta- sında suç işledi. Dönem bitti, yeniden secime girdi. Dava ha- zırlığı. duruşma ne zaman bit- sin? Buda manüğa aykın. Eğer, 1991 seçimınden önce biz karar versek. dava açılsaydı, 10 yıl aday olamıyordu. Işıklar, bunu bile bilmiyor. Diyor ki, 'Yeni- den seçüdim. Eğer önceden mahkum olsaydım. geçerli ol- mazdı.' Halbuki, 1991 seçimin- den önce dava açılabilseydi bu karar verilebilseydi, 10 yıl aday bile olamıyordu. Biz vicdanımı- zı yastık yapıp yatıyonız, bizim kimseyle abp veremeyeceğimiz yok ki. BIZ BIZE ERDAL ATABEK Infantilizm / Çocuksuluk... - "Rıdvan'la Tanju gitsin mi, kalsın mı?" Bir televizyon kanalı naklen maç yayını sırasında bu sorunun telefonlarla yanıtlanmasını istiyor. 900'lü telefo- na yanıtlar yağıyor. Yanıtların çoğunluğu "Hayır, gitme- sin." Rıdvan'la ilgilenenlerin sayısı çok daha fazla. Fut- bola renk getiren bu "süperstar"\n Fenerbahçe'de kal- masını isteyenler sanıldığından daha büyük bir kala- balık oluşturuyor. Rıdvan gerçekten de büyük bir futbol sanatçısı. Ben de "Rıdvancı"lardan biriyim. Oynadığı zaman insana "işte futbol"dedirten, izleyeni sürprizden sürprize koşturan bir "büyük usta." Futbolla hiç ilgilen- meyen, ama Rıdvan oynadığı zaman "Aman şu çocuğu seyredeyim" diye televizyon başına geçen yaşlılar bili- yorum. Öyleyse "Rıdvankalsın" mı? Şimdi "kalsın"desen, Rıdvanoynamıyorki.Geçenler- de bir açıklamasını okuyorum: "Kendimi doksan dakika oynayacak kadar iyi hissediyorum " diyor. Buyrun baka- lım. Profesyonel birfutbolcunun ilk koşulu, sahada dok- san dakika oynamak değil mi? Bizim "profesyonel"1er- de değil. Süper oyuncu oldun mu doksan dakika koşman gerekmiyor. Bir maç içinde yirmi dakika oynasan da on dakika oynasan da oluyor. O sürede usta çalımlarını at- tın mı, birkaç oyuncuyu sağa sola yatırıp geçtin mi, bir iki gol pası verip hele bir de gol attın mı, bal gibi oluyor. Hiç kimsenin aklına da "60 dakika ne yaptı?" demek gelmi- yor. Seyirci olarak hepimizin beklediği, bütün takımın Rıdvan'a çalışması. Ona iyi paslar verilmesi, onun iste- diği yerlerde top beklenmesi, onun girmediği ikili müca- delelere -onun yerine- girilmesi. Rakip takımın oyuncu- larının da ona faul yapmaması, birazcık dokunurlarsa hakemin hemen görüp Rıdvan'ı kollaması. Yeter ki Rıd- van bize seyrine doyum olmayan futbolunu göstersin, biz de keyiflenelim. Tanju başka bir kimlik. O Rıdvan gibi "duygusal" biri değil. Tanju güçlü, kuvvetli, topa ne zaman, nasıl vura- cağını çok iyi kestiren bir "tembel golcü." Ama golcülü- ğüne diyecek yok. Oyun içinde pek koşmadan, öyle ile- riymiş geriymiş aldırmadan top bekliyor. Beklediği yer- leri ustalıkla seçiyor. istediği top gelince de gerçekten hüner sayılacak bir ustalıkla "golünü atıyor." Onun da açıklaması şöyle: "Ben profesyonelim, işimi bilirim, go- lümü atarım." Söylemek istediği şu, "Siz benim gece hayatıma falan kanşmayın, ben istediğim gibi yaşarım, ama golümü de atarım. "Çok haksız değil. Siz ondan gol atmasını istemiyor musunuz? O da size golü vaat edi- yor, gerisine kanşmayın. Kilo almışmış, kalınlaşmışmış, sahada pek koşamıyormuş, ne önemi var. Siz gol isti- yorsunuz, o da gol atıyor işte Tanju'nun profesyonellik anlayışı bu. Fenerbahçe Teknik Direktörü, Almanya'dan yeni gel- di. Osieck tam bir Alman. Turkiyeyi bilmez, bizi tanı- maz, geçmişten haberi yok, bizim duygusal bağlarımızı anlamaz. Şimdi Herr Osieck gelmiş, Fenerbahçe'yi ça- lıştırıyor. Adam disiplini öğrenmiş, antrenmanlara katıl- ma ciddiyetiyle yetişmiş, strateji okumuş, taktiklerle uğ- raşmış, futbolun takım oyunu olduğuna inanmış bir hoca. Bugünün futbolunun canlı, ikili mücadelelerle ka- zanılan, hem sağlam yapılı hem top tekniği iyi hem de çalışkan futbolcularla oynandığını biliyor. Burada da bil- diklerini uygulayacak. Onun için gelmiş, onun için çalışı- yor. İşin şaşırtıcı yanı, başarılı da oluyor. Gençleri takı- , ma alıyor, motive ediyor, futbol oynatıyor ve kazanıyor. Fenerbahçe, Manchester City'yle oynuyor, ingilizler'i perişan ediyor, mükemmel bir futbol sergiliyor, maçı da 3-1 kazanıyor. Şimdi seyircinin mutlu olması gerekmi- yor mu? Hayır, hiç de öyle olmuyor. Fenerbahçe taraf- tarları statta takıma arkalarını dönüyor, ıslıklıyor ve bağırıyorlar, "Rıdvan'ı isteriz, Tanju'yu isteriz." Elbette bütün Fenerbahçe taraftarları böyle düşünmüyor. Ben de Fenerbahçe taraftarıyım, ama bu tepinmelere hem katılmıyorum hem de hak vermiyorum. Böyle bağıran taraftar. aslında Fenerbahçe'yi düşünmüyor, kendini düşünüyor. Kendi keyfini düşünüyor, kendi zevkini düşünüyor. Bencil, doyumsuz, çocuksu... Bu yazıyı neden spor sayfamızda yazmadığımı açıkla- mak istiyorum. Bu konu sporla ilgili gibi görünüyor, ama değil. Açıklamak istediğim, bizim toplumun davranış ka- lıplarından önemli birisi. Bu davranış, yaşı büyüdüğü halde erişkin olamamış kişilerin gösterdiği "infantil- çocuksu" davranış örneği. "Bencil, doyumsuz, çocuk- su"bir davranış. "llle de benim istediğim olacak" türün- den tepinme. "Bana ne, bana ne, ben oyuncağımı iste- rim"davranışı. "Bak yavrum, senin daha iyioyuncakla- rın var" dendiğinde "Bana ne, bana ne, ben onu istiyo- rum" gibisinden bir davranış. Bir işin mantığına, doğru- suna, yapısına hiç aldırmayan sorumsuz davranış. Ço- cukta görüldüğü zaman "çocuk işte" denilecek, ama erişkinlerde görüldüğü zaman ne diyeceği bilinemeye- cek bir davranış. Yalnız Fenerbahçe taraftarındaolsaydı yalnızfutbolda olsaydı önemli sayılmayabilirdi, ama öyle mi ya? Politi- kada böyle değil mi? Devlet yönetiminde böyle değil mi? Siyasal parti seçiminde böyle değil mi? Seçimlerde oy kullanırken böyle değil mi? Çocuk yetiştirirken böyle de- ğil mi? Milli Eğitimde böyle değil mi? "Bencil, doyumsuz, çocuksu" davranış kalıbını haya- tımızın her alanında görmüyor muyuz? İşin önemli yanı burası. Kendimizi eleştirmeye yanaşıyor muyuz? So- rumluluk almaya yanaşıyor muyuz? Merak etmeyin, sonunda Herr Osieck de gider, biz bi- ze kalırız... Son operasyonda 18 kişi yakalandı Menzîr:Dev-SoPıın RAPla ilişkisi var İstanbul Haber Servisi-İki gündür sürdürülen operasyon- lar sonunda Devrimci Sol ör- gütüne üye olduklan ileri sürü- len 18 kişi gözaltına alındı. Ön- ceki gün Umraniye'de güven- lik görevlilerince öldürülen kadının adının Gönül Dudu Özcan olduğu belirtiidi. İstanbul Emniyet Müdürlü- ğü Terörle Mücadele Şubesi'- nde dün düzenlenen basın top- lantısında, iki gündür sürdürü- len Devrimci Sol operasyonla- n hakkında bilgj verildi. Üm- raniye'de 17 eylül akşamı bir evde güvenlik görevlilerince Gönül Dudu Ozcan'ın öldü- rülmesiyle başlatılan operas- yonlar sonucu Devrimci Sol örgütü içinde "Darbeciler" olarak adlandınlan Bedri Ya- ğan yanlısı olduklan öne sürü- len 18 kişinin gözaltına alındığı bildirildi. Örgüt liderlerinin birçoğunun yurtdışında oldu- ğunu belirten İstanbul Emni- yet Müdürü Necdet Menzir, "Örguriere yurtdışından gelen yardımın önlenmesi gerek. Oradaki örgüt militanları ya- kalanarak bize verilmelidir. Yaptığunız araştırmalarda ope- rasyon yaptığunız sol örgütün Ahnan RAF gerillalanyla iliş- kileri olduğunu saptadık. Bu konuda da gerekli girişimlerde bulunacağız" dedi. Operasyonlar sonucu gözal- tına ahnanlann isimleri şöyle: Alişan Yalçm, Hanın Kartal, Avukat Fethiye Pekşen, Özlem Bilgin, Erkan Koç, Yeşün Taci- roğlu, İbrahim Döğüş. Perihan Sürücü. Kamil Kayan. Mehmet Emin Yıldınm, Erdoğan Aktaş, Bekir Yazıcı, Aydın Yigit, Mu- rat Ürersoy, Ercan Yeşil, Yusuf Büyükdağ, Kemal Metin Söze- ri, Sevim Yağan.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear