Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
20 EYLÜL1993 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI 11
DÜNYADAN
KISA KISA
Vietnam'a ingiliz
bankası
• Ekonomi Servisi -
Vietnam, İngiltere'nin önde
gelen bankalanndan
Standard Chartered
Bankasf na Hanoi'de şube
açmaizniverdi. 1994 \ ılı
ortalannda faaliyete gececek
olan SCB, Vietnam'daki ilk
İngiliz bankası olacak.
Vietnam'da reform programı
çerçevesinde ilk olarak yerli
bankalann yabancı
bankalarla ortaklık
kurmasına izin veriliyor. Bu
program dahilinde Malezya.
Güney Kore ve Endonezyr
a,
Vietnamh bankalarla
ortaklık halinde yeni
bankalarkurmuşlardı. Daha
sonra yabancı bankalann
ülkede şube açmalan serbest
halegetirildi. Bu uygulama
sonucu ülkede halen biri
Fransız ve Avustralya, ikisi
Taylandlı olmak üzere 4
yabancı bankanın şubesi
bulunuyor.
AîpFrance
iflasın eşiğinde
• Ekonomi Servisi - Fransız
ulusai havayolu şirketi Air
France'ın iflasın eşiğinde
olduğuaçıklandı. 1993
yılında 5 milyar frank (10
trilyon 750 milyar lira) zarar
etmesi beklenen şirketin aynı
zamanda 21 milyar frank (45
trilyon 150 milyar lira) borcu
olduğu duyuruldu. Tüm bu
gelişmeler üzerine şirketin 3
bin kişının işten çıkanlması
yönünde bir önlem paketi
açıklaması bekleniyor. Air
France geçen iki yıl içerisinde
5 bin kişiyi ışten çıkarmıştı.
Sofya'da1994
enflasyon telaşı
• Ekonomi Servisi -
Bulgaristan'da I994yıh
enflasyon hedefı yüzde 33
olarak belirlendi. Bulgaristan
Maliye BakanlığYndan •
yapılan açıklamada.
enflasyonla mücadelede 1994
için bâzı radikal kararlann
ahnacağı bebrtildi. Yapılan
açıklamada 1993 yılı ilk altı
a^ında yüzde 33.4 olarak
tespit edilen enflasyonun
yavaşladığı da ifadeedildi.
Bulgaristan'da 1993 yılı
enflasyon oranının yüzde 55
olması bekleniyor. Ülkede
1992 yılında enflasyon yüzde
61 olarak gerçekleşmişti.
ABDde
kemerleri
sıkacak
• Ekonomi Servisi - ABD'de
Beyaz Saray yönetimi.
hükümetin işleyişini yeniden
düzenleyip personel sayısını
azaltmak suretiyle beş yılda
108 milyar dolar tasarruf
sağlamayı planlıyor. ABD
Başkanı Bill Clinton'ın
yardımcısı Al Gore
tarafından haarlanan,
devletin faaüyetlerini
yeniden düzenleyen federal
bürokrasideki değişmelerle
252 bin devlet memuru ve
diğer çabşanlar işlerini
kaybedecek.
ümmandan
Hindistan'a
doğalgaz
• Ekonomi Servisi -
Ortadoğu ve Körfez
Bölgesi'ndeki zengin
doğalgaz kaynaklannın
Avrupa kıtasına
aktanlmasından sonra, şimdi
de Hindistan'a uzanacak bir
doğalgaz boru hattının
üzerinde çalışmalar
yapılıyor. Hindistan'ın petrol
ile ilgili işlerden sorumlu
Devlet Bakanı Satish
Sharma'nınyapüğı
açıklamayagöre
Umman'dan Hindistan'a
uzanacak doğalgaz boru
hattının güzergahı için teknik
incelemeler sürdürülüyor. Bu
konuda iki seçenek üzerinde
duruluyor.
GATT için mekik
diplomasisi
• Ekonomi Servisi - Gümrük
Tarifeleri ve Ticaret Genel
Anlaşması GATT'ın yeni
Başkanı Peter Sutherland,
dünya ticaretinin
liberalleştirilmesi
anlaşmasmı 1 aralığa kadar
ionuçlandırmak üzere
saşlattığı bir dizi "üst düzey
;iyasi görüşmelerini"
ıralıksız sürdürüyor. Ancak
'özlemciler, Fransa ve ABD
ırasında giderek tırmanan
^erginliğin giderilebileceğine
htimal vermediklen için yeni
îaşkanın hayal kınklığına
ığrayacağıru belirtiyorlar.
Dünya gençliğinin özendiği markanın her noktasında ucuza kapatılmış Asyalının alınteri var
ampiyongiyer, Nikeezer• Aralannda 13-14
yaşındaki kız
çocuklannında
bulunduğu çok sayıdaki
Asyalı kadın günde 15
bin 600 TL gibi bir
ücretle ve 12 saate varan
mesaileri boyunca
Nike'ın parçalannı
keser, şekillendirir ve
yapıştınr.
Ekonomi Servisi -" Yalnızca
yap" (Just do it). "Şampiyonlar
Nike giyer" gibi sloganlar tüm
dünyada en çok satan spor ay-
yakkabının üretici firması Ni-
ke'ın çarpıcı reklam sloganlan.
Bu sloganlar fırmanın En-
donezya'daki fabrikasında
günde 8, 10 hatta 12 saat çalı-
şan ve aralannda 13-14yaşında
kızlann da bulunduğu kadın iş-
çiler için fazla bir anlam ifade
etmiyor.
Bu işçiler günlük 1 dolar 30
sente (15 bin 600 lira) çalışıyor-
lar. Bu ücret Endonezya'da
'yoksulluk sının' olarak İcabul
edilen 1 dolar 85 sentin de (22
bin 200 lira) altında.
Üstelik işçiler bugün aldıkla-
n ücret içinde bir bedel de öde-
diler. Geçen yıl ücretlerinin 1
Milvarlık ayaklara
giyilen Nıkeler'i,
Âsyalı kadın ve
çocuklar
üretiyor.
dolar 30 sent (15 bin 600 lira)
olması için 6 bin ışçi greve gitti.
Şirket ücret arttınmını kabul
etti. ama bunun karşılığında
grevi düzenleyen 22 işçinin gö-
revine geçici bir süre için son
verdi.
Şirket yetkilileri Nike'ın En-
donezya'daki fabrikası ıle gu-
rur duyuyorlar.
Kendı bünyelennde çalışan
kadınlara sağlanan olanaklan
hatırlatıyorlar. Kadınlara be-
dava konut veriliyor. Bu ko-
nutlann da durumu ortada.
Elektriği. suyu olmayan: kana-
lizasyonu açıkta barakalar.
Cezaevi gibi
İşin başka bir yanı da burada
kalanlann fabrika dışına ancak
pazar günleriçıkabilmeleri. Bu-
nun için bıle idarenin izni gere-
kiyor.
Nike yöncticilerinin önc sür-
dükleri bir başka iddia da kendi
bünyelennde çalışan işçilerin
Endonezya'da bugün vasıfsız
bir işçinin ulaşabileceği cn yük-
sek düzeye ulaştığı. Ancak bu
iddiava karşın Endonezya'da
ucuz ayakkabı üreten bir Ka-
nada şirketi, çalışanlanna 3 do-
lar 90 sent (46 bin 800 lira) yani
Nike'ın tam 3 katı ücret ödü-
yor.
Endonezya Çalışma Bakanlı-
ğı da çaresiz. Bakanlığın Gencl
Sekreteri. "Nike gibi zengin şir-
ketierin asgari ücretten fazlasını
vermeleri gerekir" dıyor, ama
hükümclin bu konuda fazla bir
şey yapamayacağını da ekliyor.
Genel Sekreter "Hükümct daha
yüksek öcret konusunda ısrar
ederse Nike gibi şirketlerin bin-
lerce işi de beraberinde götüre-
rek Endone/ya'dan ayrdıcakla-
nnı" söylüyor.
Miiyarlık reklamlar
Nike verdiği reklamlar için
milyonlarca dolar harcayabili-
yor. Sadecc dünyanın cn iyi
basketbolculanndan kabul edi-
len Michael Jordan'a yılda 20
milyon dolar (240 milyar lira)
verdiği hcsaplanıyor. Geçenlcr-
de Duke Üniversitesi koçu Mike
Krzyovvski takımındaki oyun-
culara Nike giydirmesi için 1
milyon dolarlık( 12 milyar lira)
prim aldı.
Tüm bunlar, Türkiye'de
gençlerin Nike'a olan taleplcri-
ni ve bu markanın 'havalf adı-
nın Uzakdoğu'da çalışan bin-
lerce küçük insanın karşılıksız
alınteri konusunda ne kadar
duyarlı olduğunu düşündürü-
yor.
Uzakdoğu ekonomileri Amerika Birleşik Devletleri'ni sarsıyor
Kaplaıı 'kartaPı ısırıııea...ZÜRİH (AA)- Doğu Asya'-
dakiler başta olmak üzere yeni
sanayıleşen ülkeler grubundaki-
lerin ekonomik büyüme hıanın.
eski sanayıleşmiş ülkelerinkini
ortalama olarak yaklaşık üçe
katladığı saptandı.
tsviçre'nin önde gelcn banka-
lanndan Union Bank of Switzer-
land'ın yayını Uluslararası Fı-
nans Dergisi'nde yer alan ülkele-
rin rekabet güçlerinin analizıne
göre ABD ve diğer sanayıleşmiş
ülkeler, uluslararası alanda re-
kabet güçleri bakımından hala
başı çekmclerine karşılık "Asya"-
daki ülketer arasında Hong Kong
ve Singapur, rekabet gücü bakı-
mından bızia Kuze> Amerika ve
Avrupa'nın düzeyine gelmekteler.
Ancak bu alanda Kuzey Amerika
hala başı çekiyor. ABD, rekabet
göcünde Japonya ve Avrupa'nın büyük ül-
kelerinin yfizde 10 ila yüzde 20, Güney
Kore'nin de yüzde 6O'ı aşan oranda ileri-
sinde ounasına karşın bu alandaki liderli-
ği giderek zayıflıyor. Japonya, ABD ile
arasındaki verimlililk açığuıı geçen 10
Piyasası Nike'a gidiyor
Reebok
kanştı
Asya ülkelerinin en büyük avantajı. kalabalık nüfuslanna orantılı ucuz işgücü.
yılda yarıya indirdi."
Yeni sanayileşen ülkeler arasında 3.
sıradaki G.Kore 2008 yılında ABDyi
bir neslin yaşam süresinde Japonya yı
yakalayacak, ancak büyüme hızı şimdi-
kine göre yavaşlayacak.
Tayland ve Çin. rekabet gücünde bu-
günün liderlerinin epey gerisindeler.
Tayland. bir nesilden daha kısa sürede
Sıngapur'un bugünkü standartlanna.
Çın de Güney Kore'nin bugünkü gelir
düzeyine ulaşabılecek.
Ekonomi Servisi - Nike'ın hem ulusla-
rarası pıyasalarda hcm de ABD'deki en
büyük rakiplennden Reebok kanştı. Dış
satışlannda yüzde 3.5. ıç satışlannda ise
yüzde 9.5 düşüş gösteren Reebok basket-
bol ayakkabılannın faturası iki reklam
ajansına kesildi.
Chıcagolu Bamet Reklamevi ile yılın
kalan bölümü için tam 140 milyon dolar
(yaklaşık I trilyon 500 milyar TL) reklam
anlaşması yapan Reebok. umduğunu bu-
lamadığı New York'taki reklamcısı Ctai-
at/Day ile Londra'daki reklam ajansı
Euro RSCG'nin işlerine son verdi.
Reebok yönetimi, Barnett'in 40 ülkede-
kj.55 şubesinden yararlanarak uluslara-
rasıv alanda Nike'ı geçmeyı hedefliyor.
Reebok'ın. özellikle Latin Amenka ve
Asya ülkelerinde yoğun bir reklam kam-
panyasma girişmcsi bekleniyor.
Reebok'ın toplam cirosu. 1993'ün ikin-
ci üç ayı sonunda. bir öncekı yıla göre
önemli bir düşüş göstererek 701 milyon
900 bin dolardan 657 milyon 600 bin dola-
ra indi.
DUNYA EKONOMSINE BAKIŞ
ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA
Ekonomik toparlanma gedkiyorJr ekonomik toparlanma
yavaş da olsa başladı mı?
Ay sonunda çıkacak olan
IMF raporu bu konuda ol-
dukça kararsız. "Ekonomik topar-
lanmanın gecikmesinin beklenen-
den çok daha uzamasıriskihenüz
gerilemeye başlamış değil." Rapor
IMF'nin,merkez ülkelerinin 1993 ve
1994 yıllarındaki büyüme oranları
üzerine yaptığı tahminleri yeniden
aşağı doğru değiştirmiş olduğunu
da gösteriyor.
Durgunluğun neresindeyiz?
Belli başlı merkez ülkelerinde
ekonomik büyüme hızlarının gerile-
meye başladığı tarihler, şimdilik en
düşük nokta ve o tarihlerdeki büyü-
me oranları (%) şöyle: ABD (1988:
3.9), (1991:1-2); Japonya (1988: 6.2),
(1993: ilk 6 ay, -2); Almanya (1990:
5.1), (1993: ilk6ay-2); Fransa (1988:
4.5) (1993: nisan-hazirarr 0); İngilte-
re (1987:4.8); (1991: -2.2,1992: -0.6).
Bu tablodan hareketle şu gözlemle-
ri yapmak mümkün. 1) Almanya,
Fransa ve Japonya'da ekonomik
durgunluğun dip noktasına ulaşıp
ulaşmadığı henüz belli değil. 2)
Ekonomik gerileme hızının simetrik
bir şekilde toparlanmada da kendi-
ni tekrarlayacağı gibi iyimser bir
varsayımı kabul edersek, 1988 dü-
zeyine ABD'nin 1995te, Japonya'-
nın 96/97'de, Fransa nın 95/96'da,
ingiltere'nin 97/98'de, Almanya'nın
96/97'de ancak ulaşabileceğini tah-
min edebiliriz.
Bazı engeller
Uluslararası ekonomi çevrelerin-
de genel kanı ekonomik toparlan-
manın iyice yerleştiği zaman bile
çok yavaş ve istikrarsız olacağı şek-
linde, (İMF raporu, Financial Times
4/9/93 sf. 6). Bu kanıya yol açan et-
kenler ise genel olarak şunlar: Bi-
rincisi, G7 ülkelerinin 1988'de
GSMHnin %31.7'sinden 1992'de
%33.6'sına ulaşan ve 1994'tde de
%37.6'sına çıkması beklenen kamu
borçlarının sınırlayıcı etkisi. Bugün
toparlanmanın ilk işaretlerinin gö-
rülmeye başlandığı ABD ve Ingilte-
re'de bu rakamların 1992'de sırası
ile %38 ve %35 iken 1994'te %40.7
ve %47.4'e çıkması bekleniyor.
(OECD: Haziran sf. 141-143). Bu du-
rum hükümetlerin genişleme politi-
kaları uygulayarak ekonomik topar-
lanmayı hızlandırmak konusunda
ellerinin kollarının bağlı olduğunu
gösteriyor.
ABD ve ingiltere'de toparlan-
manın ilk işaretleriyle birlikte enf-
lasyonist eğilimlerin de baş göster-
mesı hükümetlerin teşvik tedbirleri
konusundaki çekimserliğini daha
yüyen Asya ve Latin Amerika ülke-
lerinde AT ülkelerinin yatırımları
düşüyor. (Financial Times, 17/9/93
sf. 4). Japonya bu dinamik ekonomi-
lerde en fazla yatırım yapan ülke
konumuna yükselerek gelecek için
önemli bir stratejik avantaj kazanı-
yor. Avrupa için önemli bir pazar
olabilecek Rusya'nın GSMH büyü-
me hızının bu yılın ilk 6 ayında ge-
çen yıla göre %-16 olmasına bakı-
lırsa bu kapıda da Avrupa için he-
nüz pekümityok...
Uluslararası ticaretin serbestleş-
tirilmesinin aksaması da ekonomik
• ABD'de
toparlanma
işaretleriyle
birlikte
enflasyonist
eğilimlerin
başgöstermesi
teşvik
tedbirleri
konusunda
çekimserliği
arttınyor
Clinton dengeleri
yerine oturtabile-
cek mi?
da arttınyor. İkincisi, ekonomik to-
parlanma ABD ve İngiltere'de daha
önce başladığı için, bunların dünya
ekonomisine bir lokomotif olma gö-
revi üstlenmesi bekleniyordu. Ne
var ki ülkelerdeki ekonomik topar-
lanmanın bizzat kendisinin Avrupa
ve Japonya'daki durgunluğun etki-
siyle aksadığı görüfdü; bir fasit dai-
re! Üçüncüsü, büyüme hızı göreli
olarak yüksek pazarlarda dış
yatırımların arttırılması durgunluk-
tan çıkış için bir başka yol. Ancak
AT ekonomilerinin, uluslararası re-
kabet güçlerinin zayıf olmasından
dolayı bu treni de kaçırmakta oldu-
ğu görülüyor.
Dunya ekonomisinin en hızlı bü-
toparlanmayı geciktiren etkenler
listesinin başlarında geliyor. Fran-
sa'nın, AT-ÂBD arasında tarım
ürünleri üzerine yapılan Blair Hou-
se ön anlaşmasım veto etmeye
hazırlanması, ispanya'nın buna
destek verme eğilimi, Almanya'nın
Fransa'ya karşı kesin bir tavır al-
mayı becerememesi, bu arada La-
tin Amerika ülkelerinin Fransa'ya
karşı tavır alması GATT anlaş-
masım tehlikeye atıyor, uluslara-
rası bloklaşmaların güçlenmekte
olduğunu gösteriyor. Âtlantik'in
ötesinde NAFTA'nın ABD'deki po-
pülist-korumacı muhalefetin etkisi
ile bir türlü sonuçlanamaması, sa-
dece Amerika kıtasındaki ticaretin
geleceğini değil, bir Walt Street Jo-
urnal makalesinde (15/09/93 sf. 8)
ifade edildiği gibi, bunun yaratacağı
havanın doğrudan ABD-Uzakdoğu
ticaretine yansıması ile tüm dünya
ticaretini son derece olumsuz et-
kileyebilecek. Hafta içinde, AT Ko-
misyonu Başkanı Jack Delors'un
sermaye hareketlerini kontrol ede-
rek AT ülkelerinin paralarını Soros
gibi uluslararası spekülatörlerin
saldırısına karşı koruma önerisi,
korumacılık eğilimlerinin ticaretten
maliye alanına da bulaşmaya baş-
ladığına işaret ediyor. Avrupa para
sisteminin çöküşü ise ister istemez
AT tek pazar projesinin tamamlan-
madan kalması tehlikesini getiri-
yor.
Görünen o ki...
Anlaşılan tünelin ucunda henüz
bir ışık yok. Olsa bile daha henüz
kimseyi ısıtacak durumda değil. Üs-
telik tam bu güclenmek üzere iken,
1990'ların ikinci yarısında, ciddi bir
petrol fîyatları artışının soğuk rüz-
garı ile "püf" diye sönmesi işten
bile değil. VVashington'da Petrole-
um Finance Company'den Vahan
Zamayon'a göre "1990'ların ikinci
yarısında ciddi fiyat artışları kaçını-
Imaz."
Önümüzdeki birkaç aydaki olası
düşüşler ise geçici. Çünkü petrole
olan talep artık arzdan daha hızlı
artmaya başladı ve devam da ede-
cek (The Economist 18/9/93 sf. 87).
Amerika'daki bir grup monetarist
iktisatçının federal hükümetin para
ve faiz politikalarının, hisse senedi
ve bono piyasalarında tehlikeli bir
kabarış (bubble) yaratarak bir bor-
sa krizine zemin hazırladığı şeklin-
deki uyansını da göz önüne alarak
bu manzarayı tamamlayalım. De-
mek ki kemerleri çözmek için daha
vakit erken. Dünya ekonomisi he-
nüz kalkışa geçmedi. Üstelik pistde
oldukça eski ve tehlikeli hendekler-
le dolu. Kaptanlar ise çoktandır ne
yöne gideceğini bilmez bir durum-
da.
ANKARAPAZARI
YAKUP KEPENEK
Başarı ZorunludurSHP*geçen hafta yönetim değişikliği geçirdi. Partide
ve ülkede bir dönüşüm programı öneren Sn. Murat Ka-
rayalçın genel başkan seçildi. Var olan koşullarda bu
yönetim değişikliği büyük önem taşıyor.
Çünkü SHP'nin büyümesi, başarılı olması. yafnız bu
parti için değil, ülke için de kesin bir zorunluluk özelliği
gösteriyor.
Ortadoğu'da bin yıllık Arap-israil düşmanlığı geçen
hafta atılan adımlarla, barış, selam, shalom sözcükleri
ve sevinç çığlıklarıyla sona eriyor. Ûlkemizde, bin yıllık
kardeşlik, iç savaşın kan gölünde boğulmak isteniyor.
Türkler ve Kürtler, bu birlikte intiharı yine birlikte önle-
yebilirler. Niteliği gereği güçlü bir SHP bu soruna ülke
bütünlüğü içinde somutçözüm önerileri üretebilir.
Dünyadaki son yılların hızlı değişiminin iki tekerleği
vardır: Demokratikleşme ve teknoloji. Her ikısi de yalnız
ve ancak laik bir ortamda yeşeriyor ve gelişiyor. Oysa
ûlkemizde laiklik son Sıvas olaylarının da kanıtladığı
gibi, yakılmak, yok edilmek isteniyor. SHP ödun verme-
yen laik kimliğiyle bu konudaki toplumsal özleme yanıt
olmak durumundadır. İç barışın sağlanması ve laikliğin
korunmasındaki gereklilik, SHP'lilerin kuçük hesapları
aşmalarını da kaçınılmaz kılıyor.
SHP'yi yeniden kendi iç sorunlarıyla uğraşır bir ko-
numda tutmanın sorumluluğu çok ağırdır. En başta mil-
letvekilleri ve parti meclisi üyeleri olmak üzere tüm
SHP'lilere düşen görev ve sorumluluk, partinin gerçek
işlevlerini yapmasına katkıda bulunmaktır.
Bireysel çıkarın atgözlüğüyle particilik yapmak, ne ül-
kenin nesnel koşullarıyla bağdaşır ne de solculukla il-
gilidir. Bu tür davranışlar salt partiye zarar vermez,
daha ağır toplumsal yıkımlara da kaynaklık eder.
SHP parti içi tartışmalardan yalnız ve ancak koşarak,
daha açıkçası hızla büyuyerek kurtulabilir. SHP TBMM
Grubu ve Parti Meclisi üyeleri varsa dar ve bireyci öz-
lemlerinden kurtulmak durumundadır. Yıllarca partiyi
sırtında taşıyan onbinlerce partili de. laik ve demokrat
kamuoyu da bunu bekliyor. Kaldı ki böyle bir gelişme
süreci SHP'yi, öbür sosyal demokrat partilerin genel
başkanlarının çok anlamsız ve yersiz olarak öne sürdük-
leri, kişiliği parçalı, şizofrenik partıdir nitelemesinden
de, sağ ya da ANAP çizgisinde suçlamasından da kurta-
racaktır. Çünkü sosyal demokratların birliğine gidişin
tek gerçekçi ya da gidilebilir yolu SHP'nin güçlenmesi-
dir. •••
Istanbul Sanayi Odası'nın (İSO) yayımladığ! en büyük
500 sanayi kuruluşuna ilişkin veriler önemlidir. Çünkü
ekonominin "genei gidişini" bu en büyükler belirliyor.
En büyükler sanayinin toplam katma değennin yaklaşık
beşte dördünü sağlıyor; iş bulmanm da beşte üçü-
nü kapsıyor.Ekonomıde para ticaretinin önem kazandığı
1980'li yıllarda sanayinin en büyükleri de giderek bu
yola sürükleniyor. En büyük 500ün özel gırışim olan
400den çoğunun net bilanço karlarmın dağılımı bu ko-
nuda önemli bir göstergedir. En büyüklerin sanayi dışı,
daha doğrusu üretim dışı faaliyetlerinden 1992'de elde
ettikleri gelir, bilançolarındaki vergi öncesi toplam karın
yüzde 38.9'unu oluşturuyor.
Son dört yıl boyunca sürekli olarak toplam karın yüz-
de 30'unun üzerinde bulunan üretim dışı karların oranı
bir önceki yıl da toplam karların yarısından daha çoktu
En büyük sanayi kuruluşlarının sınai üretim faaliyetleri-
nin dışından elde ettikleri karların bu ölçüde yüksek
olması gerçekte sermayenin üretimden kaçışını simge-
liyor. Ortakhklar repo yapma, değerli kağıtlar, özellikle
yatırım fonu katılma belgeleri, Hazine bonoları satın
alma gibi yöntemlerle üretim dışında büyük karlar sağlı-
yor. En büyüklerin toplam 20 trilyon lira olan 1992 kar-
larmın 8.8 trilyonu bu yöntemlerle elde edilmiş bulun-
maktadır. Özellikle para ticareti diyebileceğimiz bu tür
etkinliklerin ya tümüyle vergiden bağışık tutulması ya da
bir bölümünün yüzde 10 gibi sınırlı oranda vergilendiril-
mesi, sermayenin üretimden kaçışını özendirme an-
lamına geliyor. Oysa asgari ücretin bile yüzde 25i vergi
olarak alınıyor.
Sermayenin bir üretimden kaçış sürecine girmesi,
gerçekte uygulanmakta olan ekonomi politikasının doğ-
rudan sonucudur. Ekonomi politikası, bilindiği gibi. fiyat-
ları gerçek yol gösterici olarak alıyor. Oysa gerek enf-
lasyon oranı gerekse döviz kuru çok inişli çıkışlı gidiyor.
önceden doğru olarak kestirilemiyor, örneğin gelecek
yılda hangi düzeyde olacağı öngörülemiyor.
Bu olgu, sermayenin, getirisi uzun döneme yayılan,
daha doğrusu üretken alanlara yönelmesini engelliyor.
Yıllardır sermaye üretimden kaçıyor.
Sermayenin üretimden kaçışmın doğuracağı sonuç-
lar bellidir: Daha az üretim, çok sınırlı kalan bir iş bulma
Üretim yetersizliği dışalımla kapatılmadıkça. daha yük-
sek oranda enflasyon da kaçınılmaz olacaktır.
Türkiyesermayesi oldum olası toplumsal sorumluluk-
larına sağlıklı bir biçimde sahip çıkmadı. Son yıllarda ek
olarak, üretimden de kaçıyor.
MERKEZ BANKASI KURLARI I/EYLHIHJ
dMi
lABDDolan
1 Alman Markı
1 Avustralya Oolan
1 AvusturyaŞilini
1 Belçıka Frangı
1 Danimarka Kronu
1 Fin Markkası
1 Fransız Frangı
IHollandaFlorini
11sveçKronu
ilsvıçre Frangı
100ltafyanüretı
UaponYefii
IKanadaDoları
1 Norveç Kronu
ISteriın
1 S.ArabıstanRıyali
IMZ
«u?
11834.28
7361.92
7706.85
1046.54
344.62
1797.84
2050.18
2110.44
6556.75
1489.01
8431.98
761.12
113.03
9020.03
168820
1812421
1 3 1 5 5 ^ 4
UT*
11858.00
7376.67
7724.30
1048.64
345.31
1801.44
^ 2054.29
2144.67
6569.89
1491.99
8448.88
762.65J
113.26
9038.11
1691.58
18160.53
3161.96
EFBITtF
«4
11822.45
7354.56
L
7593.22
1045.49
34117
1779.86
2029.68
210833
6550.19
1474.12j
8423.55
753.51
111.34
8884.73
167132
1810609
31001
uvş
11893.57
7398.80
774747
1051.78
346.35
1806.84
2060.45
2121.01
658960
1496.47
8474 23
764 93
113.60
9065.22
1696.65
13215.01
3171.45
SERBEST PfiVİZ
CİNSİ ~ l
ABD Doları
Alman Markı
Isvıçre Frangı
Fransız Frangı
Hollanda Fkvını
İngiliz Sterlını
S Arab Rıyalı
AvusturyaŞilini
1001ta! Lıretı
AUŞ
11960
7445
8530
21»
6615
18300
3165
1055
770
SAT1Ş
11965
7470
8S75
2150
6670
18450
3185
1070
785
ALTM
CMSİ
Cumhunyet
Reşai ı
24 ayar alim
22ayarbııezıi> 121800
050000 1 150000
136 300 136 800
134 500
ÇAPBAZKDBUB
IMIIIIMI
16075
15352
113080
6.5825
5 7723
5 6075
18049
128 44
7 4978
14035
1554 85
104 70
13120
7 0100
3 7502
FkMvtkast
FflMIZFfMp
halyiiUrrt
15315M8
1 1827
1 4246 AH
16892 35TL
1ECK 11827 « H