25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
20 EYLÜL1993 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI 11 DÜNYADAN KISA KISA Vietnam'a ingiliz bankası • Ekonomi Servisi - Vietnam, İngiltere'nin önde gelen bankalanndan Standard Chartered Bankasf na Hanoi'de şube açmaizniverdi. 1994 \ ılı ortalannda faaliyete gececek olan SCB, Vietnam'daki ilk İngiliz bankası olacak. Vietnam'da reform programı çerçevesinde ilk olarak yerli bankalann yabancı bankalarla ortaklık kurmasına izin veriliyor. Bu program dahilinde Malezya. Güney Kore ve Endonezyr a, Vietnamh bankalarla ortaklık halinde yeni bankalarkurmuşlardı. Daha sonra yabancı bankalann ülkede şube açmalan serbest halegetirildi. Bu uygulama sonucu ülkede halen biri Fransız ve Avustralya, ikisi Taylandlı olmak üzere 4 yabancı bankanın şubesi bulunuyor. AîpFrance iflasın eşiğinde • Ekonomi Servisi - Fransız ulusai havayolu şirketi Air France'ın iflasın eşiğinde olduğuaçıklandı. 1993 yılında 5 milyar frank (10 trilyon 750 milyar lira) zarar etmesi beklenen şirketin aynı zamanda 21 milyar frank (45 trilyon 150 milyar lira) borcu olduğu duyuruldu. Tüm bu gelişmeler üzerine şirketin 3 bin kişının işten çıkanlması yönünde bir önlem paketi açıklaması bekleniyor. Air France geçen iki yıl içerisinde 5 bin kişiyi ışten çıkarmıştı. Sofya'da1994 enflasyon telaşı • Ekonomi Servisi - Bulgaristan'da I994yıh enflasyon hedefı yüzde 33 olarak belirlendi. Bulgaristan Maliye BakanlığYndan • yapılan açıklamada. enflasyonla mücadelede 1994 için bâzı radikal kararlann ahnacağı bebrtildi. Yapılan açıklamada 1993 yılı ilk altı a^ında yüzde 33.4 olarak tespit edilen enflasyonun yavaşladığı da ifadeedildi. Bulgaristan'da 1993 yılı enflasyon oranının yüzde 55 olması bekleniyor. Ülkede 1992 yılında enflasyon yüzde 61 olarak gerçekleşmişti. ABDde kemerleri sıkacak • Ekonomi Servisi - ABD'de Beyaz Saray yönetimi. hükümetin işleyişini yeniden düzenleyip personel sayısını azaltmak suretiyle beş yılda 108 milyar dolar tasarruf sağlamayı planlıyor. ABD Başkanı Bill Clinton'ın yardımcısı Al Gore tarafından haarlanan, devletin faaüyetlerini yeniden düzenleyen federal bürokrasideki değişmelerle 252 bin devlet memuru ve diğer çabşanlar işlerini kaybedecek. ümmandan Hindistan'a doğalgaz • Ekonomi Servisi - Ortadoğu ve Körfez Bölgesi'ndeki zengin doğalgaz kaynaklannın Avrupa kıtasına aktanlmasından sonra, şimdi de Hindistan'a uzanacak bir doğalgaz boru hattının üzerinde çalışmalar yapılıyor. Hindistan'ın petrol ile ilgili işlerden sorumlu Devlet Bakanı Satish Sharma'nınyapüğı açıklamayagöre Umman'dan Hindistan'a uzanacak doğalgaz boru hattının güzergahı için teknik incelemeler sürdürülüyor. Bu konuda iki seçenek üzerinde duruluyor. GATT için mekik diplomasisi • Ekonomi Servisi - Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması GATT'ın yeni Başkanı Peter Sutherland, dünya ticaretinin liberalleştirilmesi anlaşmasmı 1 aralığa kadar ionuçlandırmak üzere saşlattığı bir dizi "üst düzey ;iyasi görüşmelerini" ıralıksız sürdürüyor. Ancak 'özlemciler, Fransa ve ABD ırasında giderek tırmanan ^erginliğin giderilebileceğine htimal vermediklen için yeni îaşkanın hayal kınklığına ığrayacağıru belirtiyorlar. Dünya gençliğinin özendiği markanın her noktasında ucuza kapatılmış Asyalının alınteri var ampiyongiyer, Nikeezer• Aralannda 13-14 yaşındaki kız çocuklannında bulunduğu çok sayıdaki Asyalı kadın günde 15 bin 600 TL gibi bir ücretle ve 12 saate varan mesaileri boyunca Nike'ın parçalannı keser, şekillendirir ve yapıştınr. Ekonomi Servisi -" Yalnızca yap" (Just do it). "Şampiyonlar Nike giyer" gibi sloganlar tüm dünyada en çok satan spor ay- yakkabının üretici firması Ni- ke'ın çarpıcı reklam sloganlan. Bu sloganlar fırmanın En- donezya'daki fabrikasında günde 8, 10 hatta 12 saat çalı- şan ve aralannda 13-14yaşında kızlann da bulunduğu kadın iş- çiler için fazla bir anlam ifade etmiyor. Bu işçiler günlük 1 dolar 30 sente (15 bin 600 lira) çalışıyor- lar. Bu ücret Endonezya'da 'yoksulluk sının' olarak İcabul edilen 1 dolar 85 sentin de (22 bin 200 lira) altında. Üstelik işçiler bugün aldıkla- n ücret içinde bir bedel de öde- diler. Geçen yıl ücretlerinin 1 Milvarlık ayaklara giyilen Nıkeler'i, Âsyalı kadın ve çocuklar üretiyor. dolar 30 sent (15 bin 600 lira) olması için 6 bin ışçi greve gitti. Şirket ücret arttınmını kabul etti. ama bunun karşılığında grevi düzenleyen 22 işçinin gö- revine geçici bir süre için son verdi. Şirket yetkilileri Nike'ın En- donezya'daki fabrikası ıle gu- rur duyuyorlar. Kendı bünyelennde çalışan kadınlara sağlanan olanaklan hatırlatıyorlar. Kadınlara be- dava konut veriliyor. Bu ko- nutlann da durumu ortada. Elektriği. suyu olmayan: kana- lizasyonu açıkta barakalar. Cezaevi gibi İşin başka bir yanı da burada kalanlann fabrika dışına ancak pazar günleriçıkabilmeleri. Bu- nun için bıle idarenin izni gere- kiyor. Nike yöncticilerinin önc sür- dükleri bir başka iddia da kendi bünyelennde çalışan işçilerin Endonezya'da bugün vasıfsız bir işçinin ulaşabileceği cn yük- sek düzeye ulaştığı. Ancak bu iddiava karşın Endonezya'da ucuz ayakkabı üreten bir Ka- nada şirketi, çalışanlanna 3 do- lar 90 sent (46 bin 800 lira) yani Nike'ın tam 3 katı ücret ödü- yor. Endonezya Çalışma Bakanlı- ğı da çaresiz. Bakanlığın Gencl Sekreteri. "Nike gibi zengin şir- ketierin asgari ücretten fazlasını vermeleri gerekir" dıyor, ama hükümclin bu konuda fazla bir şey yapamayacağını da ekliyor. Genel Sekreter "Hükümct daha yüksek öcret konusunda ısrar ederse Nike gibi şirketlerin bin- lerce işi de beraberinde götüre- rek Endone/ya'dan ayrdıcakla- nnı" söylüyor. Miiyarlık reklamlar Nike verdiği reklamlar için milyonlarca dolar harcayabili- yor. Sadecc dünyanın cn iyi basketbolculanndan kabul edi- len Michael Jordan'a yılda 20 milyon dolar (240 milyar lira) verdiği hcsaplanıyor. Geçenlcr- de Duke Üniversitesi koçu Mike Krzyovvski takımındaki oyun- culara Nike giydirmesi için 1 milyon dolarlık( 12 milyar lira) prim aldı. Tüm bunlar, Türkiye'de gençlerin Nike'a olan taleplcri- ni ve bu markanın 'havalf adı- nın Uzakdoğu'da çalışan bin- lerce küçük insanın karşılıksız alınteri konusunda ne kadar duyarlı olduğunu düşündürü- yor. Uzakdoğu ekonomileri Amerika Birleşik Devletleri'ni sarsıyor Kaplaıı 'kartaPı ısırıııea...ZÜRİH (AA)- Doğu Asya'- dakiler başta olmak üzere yeni sanayıleşen ülkeler grubundaki- lerin ekonomik büyüme hıanın. eski sanayıleşmiş ülkelerinkini ortalama olarak yaklaşık üçe katladığı saptandı. tsviçre'nin önde gelcn banka- lanndan Union Bank of Switzer- land'ın yayını Uluslararası Fı- nans Dergisi'nde yer alan ülkele- rin rekabet güçlerinin analizıne göre ABD ve diğer sanayıleşmiş ülkeler, uluslararası alanda re- kabet güçleri bakımından hala başı çekmclerine karşılık "Asya"- daki ülketer arasında Hong Kong ve Singapur, rekabet gücü bakı- mından bızia Kuze> Amerika ve Avrupa'nın düzeyine gelmekteler. Ancak bu alanda Kuzey Amerika hala başı çekiyor. ABD, rekabet göcünde Japonya ve Avrupa'nın büyük ül- kelerinin yfizde 10 ila yüzde 20, Güney Kore'nin de yüzde 6O'ı aşan oranda ileri- sinde ounasına karşın bu alandaki liderli- ği giderek zayıflıyor. Japonya, ABD ile arasındaki verimlililk açığuıı geçen 10 Piyasası Nike'a gidiyor Reebok kanştı Asya ülkelerinin en büyük avantajı. kalabalık nüfuslanna orantılı ucuz işgücü. yılda yarıya indirdi." Yeni sanayileşen ülkeler arasında 3. sıradaki G.Kore 2008 yılında ABDyi bir neslin yaşam süresinde Japonya yı yakalayacak, ancak büyüme hızı şimdi- kine göre yavaşlayacak. Tayland ve Çin. rekabet gücünde bu- günün liderlerinin epey gerisindeler. Tayland. bir nesilden daha kısa sürede Sıngapur'un bugünkü standartlanna. Çın de Güney Kore'nin bugünkü gelir düzeyine ulaşabılecek. Ekonomi Servisi - Nike'ın hem ulusla- rarası pıyasalarda hcm de ABD'deki en büyük rakiplennden Reebok kanştı. Dış satışlannda yüzde 3.5. ıç satışlannda ise yüzde 9.5 düşüş gösteren Reebok basket- bol ayakkabılannın faturası iki reklam ajansına kesildi. Chıcagolu Bamet Reklamevi ile yılın kalan bölümü için tam 140 milyon dolar (yaklaşık I trilyon 500 milyar TL) reklam anlaşması yapan Reebok. umduğunu bu- lamadığı New York'taki reklamcısı Ctai- at/Day ile Londra'daki reklam ajansı Euro RSCG'nin işlerine son verdi. Reebok yönetimi, Barnett'in 40 ülkede- kj.55 şubesinden yararlanarak uluslara- rasıv alanda Nike'ı geçmeyı hedefliyor. Reebok'ın. özellikle Latin Amenka ve Asya ülkelerinde yoğun bir reklam kam- panyasma girişmcsi bekleniyor. Reebok'ın toplam cirosu. 1993'ün ikin- ci üç ayı sonunda. bir öncekı yıla göre önemli bir düşüş göstererek 701 milyon 900 bin dolardan 657 milyon 600 bin dola- ra indi. DUNYA EKONOMSINE BAKIŞ ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA Ekonomik toparlanma gedkiyorJr ekonomik toparlanma yavaş da olsa başladı mı? Ay sonunda çıkacak olan IMF raporu bu konuda ol- dukça kararsız. "Ekonomik topar- lanmanın gecikmesinin beklenen- den çok daha uzamasıriskihenüz gerilemeye başlamış değil." Rapor IMF'nin,merkez ülkelerinin 1993 ve 1994 yıllarındaki büyüme oranları üzerine yaptığı tahminleri yeniden aşağı doğru değiştirmiş olduğunu da gösteriyor. Durgunluğun neresindeyiz? Belli başlı merkez ülkelerinde ekonomik büyüme hızlarının gerile- meye başladığı tarihler, şimdilik en düşük nokta ve o tarihlerdeki büyü- me oranları (%) şöyle: ABD (1988: 3.9), (1991:1-2); Japonya (1988: 6.2), (1993: ilk 6 ay, -2); Almanya (1990: 5.1), (1993: ilk6ay-2); Fransa (1988: 4.5) (1993: nisan-hazirarr 0); İngilte- re (1987:4.8); (1991: -2.2,1992: -0.6). Bu tablodan hareketle şu gözlemle- ri yapmak mümkün. 1) Almanya, Fransa ve Japonya'da ekonomik durgunluğun dip noktasına ulaşıp ulaşmadığı henüz belli değil. 2) Ekonomik gerileme hızının simetrik bir şekilde toparlanmada da kendi- ni tekrarlayacağı gibi iyimser bir varsayımı kabul edersek, 1988 dü- zeyine ABD'nin 1995te, Japonya'- nın 96/97'de, Fransa nın 95/96'da, ingiltere'nin 97/98'de, Almanya'nın 96/97'de ancak ulaşabileceğini tah- min edebiliriz. Bazı engeller Uluslararası ekonomi çevrelerin- de genel kanı ekonomik toparlan- manın iyice yerleştiği zaman bile çok yavaş ve istikrarsız olacağı şek- linde, (İMF raporu, Financial Times 4/9/93 sf. 6). Bu kanıya yol açan et- kenler ise genel olarak şunlar: Bi- rincisi, G7 ülkelerinin 1988'de GSMHnin %31.7'sinden 1992'de %33.6'sına ulaşan ve 1994'tde de %37.6'sına çıkması beklenen kamu borçlarının sınırlayıcı etkisi. Bugün toparlanmanın ilk işaretlerinin gö- rülmeye başlandığı ABD ve Ingilte- re'de bu rakamların 1992'de sırası ile %38 ve %35 iken 1994'te %40.7 ve %47.4'e çıkması bekleniyor. (OECD: Haziran sf. 141-143). Bu du- rum hükümetlerin genişleme politi- kaları uygulayarak ekonomik topar- lanmayı hızlandırmak konusunda ellerinin kollarının bağlı olduğunu gösteriyor. ABD ve ingiltere'de toparlan- manın ilk işaretleriyle birlikte enf- lasyonist eğilimlerin de baş göster- mesı hükümetlerin teşvik tedbirleri konusundaki çekimserliğini daha yüyen Asya ve Latin Amerika ülke- lerinde AT ülkelerinin yatırımları düşüyor. (Financial Times, 17/9/93 sf. 4). Japonya bu dinamik ekonomi- lerde en fazla yatırım yapan ülke konumuna yükselerek gelecek için önemli bir stratejik avantaj kazanı- yor. Avrupa için önemli bir pazar olabilecek Rusya'nın GSMH büyü- me hızının bu yılın ilk 6 ayında ge- çen yıla göre %-16 olmasına bakı- lırsa bu kapıda da Avrupa için he- nüz pekümityok... Uluslararası ticaretin serbestleş- tirilmesinin aksaması da ekonomik • ABD'de toparlanma işaretleriyle birlikte enflasyonist eğilimlerin başgöstermesi teşvik tedbirleri konusunda çekimserliği arttınyor Clinton dengeleri yerine oturtabile- cek mi? da arttınyor. İkincisi, ekonomik to- parlanma ABD ve İngiltere'de daha önce başladığı için, bunların dünya ekonomisine bir lokomotif olma gö- revi üstlenmesi bekleniyordu. Ne var ki ülkelerdeki ekonomik topar- lanmanın bizzat kendisinin Avrupa ve Japonya'daki durgunluğun etki- siyle aksadığı görüfdü; bir fasit dai- re! Üçüncüsü, büyüme hızı göreli olarak yüksek pazarlarda dış yatırımların arttırılması durgunluk- tan çıkış için bir başka yol. Ancak AT ekonomilerinin, uluslararası re- kabet güçlerinin zayıf olmasından dolayı bu treni de kaçırmakta oldu- ğu görülüyor. Dunya ekonomisinin en hızlı bü- toparlanmayı geciktiren etkenler listesinin başlarında geliyor. Fran- sa'nın, AT-ÂBD arasında tarım ürünleri üzerine yapılan Blair Hou- se ön anlaşmasım veto etmeye hazırlanması, ispanya'nın buna destek verme eğilimi, Almanya'nın Fransa'ya karşı kesin bir tavır al- mayı becerememesi, bu arada La- tin Amerika ülkelerinin Fransa'ya karşı tavır alması GATT anlaş- masım tehlikeye atıyor, uluslara- rası bloklaşmaların güçlenmekte olduğunu gösteriyor. Âtlantik'in ötesinde NAFTA'nın ABD'deki po- pülist-korumacı muhalefetin etkisi ile bir türlü sonuçlanamaması, sa- dece Amerika kıtasındaki ticaretin geleceğini değil, bir Walt Street Jo- urnal makalesinde (15/09/93 sf. 8) ifade edildiği gibi, bunun yaratacağı havanın doğrudan ABD-Uzakdoğu ticaretine yansıması ile tüm dünya ticaretini son derece olumsuz et- kileyebilecek. Hafta içinde, AT Ko- misyonu Başkanı Jack Delors'un sermaye hareketlerini kontrol ede- rek AT ülkelerinin paralarını Soros gibi uluslararası spekülatörlerin saldırısına karşı koruma önerisi, korumacılık eğilimlerinin ticaretten maliye alanına da bulaşmaya baş- ladığına işaret ediyor. Avrupa para sisteminin çöküşü ise ister istemez AT tek pazar projesinin tamamlan- madan kalması tehlikesini getiri- yor. Görünen o ki... Anlaşılan tünelin ucunda henüz bir ışık yok. Olsa bile daha henüz kimseyi ısıtacak durumda değil. Üs- telik tam bu güclenmek üzere iken, 1990'ların ikinci yarısında, ciddi bir petrol fîyatları artışının soğuk rüz- garı ile "püf" diye sönmesi işten bile değil. VVashington'da Petrole- um Finance Company'den Vahan Zamayon'a göre "1990'ların ikinci yarısında ciddi fiyat artışları kaçını- Imaz." Önümüzdeki birkaç aydaki olası düşüşler ise geçici. Çünkü petrole olan talep artık arzdan daha hızlı artmaya başladı ve devam da ede- cek (The Economist 18/9/93 sf. 87). Amerika'daki bir grup monetarist iktisatçının federal hükümetin para ve faiz politikalarının, hisse senedi ve bono piyasalarında tehlikeli bir kabarış (bubble) yaratarak bir bor- sa krizine zemin hazırladığı şeklin- deki uyansını da göz önüne alarak bu manzarayı tamamlayalım. De- mek ki kemerleri çözmek için daha vakit erken. Dünya ekonomisi he- nüz kalkışa geçmedi. Üstelik pistde oldukça eski ve tehlikeli hendekler- le dolu. Kaptanlar ise çoktandır ne yöne gideceğini bilmez bir durum- da. ANKARAPAZARI YAKUP KEPENEK Başarı ZorunludurSHP*geçen hafta yönetim değişikliği geçirdi. Partide ve ülkede bir dönüşüm programı öneren Sn. Murat Ka- rayalçın genel başkan seçildi. Var olan koşullarda bu yönetim değişikliği büyük önem taşıyor. Çünkü SHP'nin büyümesi, başarılı olması. yafnız bu parti için değil, ülke için de kesin bir zorunluluk özelliği gösteriyor. Ortadoğu'da bin yıllık Arap-israil düşmanlığı geçen hafta atılan adımlarla, barış, selam, shalom sözcükleri ve sevinç çığlıklarıyla sona eriyor. Ûlkemizde, bin yıllık kardeşlik, iç savaşın kan gölünde boğulmak isteniyor. Türkler ve Kürtler, bu birlikte intiharı yine birlikte önle- yebilirler. Niteliği gereği güçlü bir SHP bu soruna ülke bütünlüğü içinde somutçözüm önerileri üretebilir. Dünyadaki son yılların hızlı değişiminin iki tekerleği vardır: Demokratikleşme ve teknoloji. Her ikısi de yalnız ve ancak laik bir ortamda yeşeriyor ve gelişiyor. Oysa ûlkemizde laiklik son Sıvas olaylarının da kanıtladığı gibi, yakılmak, yok edilmek isteniyor. SHP ödun verme- yen laik kimliğiyle bu konudaki toplumsal özleme yanıt olmak durumundadır. İç barışın sağlanması ve laikliğin korunmasındaki gereklilik, SHP'lilerin kuçük hesapları aşmalarını da kaçınılmaz kılıyor. SHP'yi yeniden kendi iç sorunlarıyla uğraşır bir ko- numda tutmanın sorumluluğu çok ağırdır. En başta mil- letvekilleri ve parti meclisi üyeleri olmak üzere tüm SHP'lilere düşen görev ve sorumluluk, partinin gerçek işlevlerini yapmasına katkıda bulunmaktır. Bireysel çıkarın atgözlüğüyle particilik yapmak, ne ül- kenin nesnel koşullarıyla bağdaşır ne de solculukla il- gilidir. Bu tür davranışlar salt partiye zarar vermez, daha ağır toplumsal yıkımlara da kaynaklık eder. SHP parti içi tartışmalardan yalnız ve ancak koşarak, daha açıkçası hızla büyuyerek kurtulabilir. SHP TBMM Grubu ve Parti Meclisi üyeleri varsa dar ve bireyci öz- lemlerinden kurtulmak durumundadır. Yıllarca partiyi sırtında taşıyan onbinlerce partili de. laik ve demokrat kamuoyu da bunu bekliyor. Kaldı ki böyle bir gelişme süreci SHP'yi, öbür sosyal demokrat partilerin genel başkanlarının çok anlamsız ve yersiz olarak öne sürdük- leri, kişiliği parçalı, şizofrenik partıdir nitelemesinden de, sağ ya da ANAP çizgisinde suçlamasından da kurta- racaktır. Çünkü sosyal demokratların birliğine gidişin tek gerçekçi ya da gidilebilir yolu SHP'nin güçlenmesi- dir. ••• Istanbul Sanayi Odası'nın (İSO) yayımladığ! en büyük 500 sanayi kuruluşuna ilişkin veriler önemlidir. Çünkü ekonominin "genei gidişini" bu en büyükler belirliyor. En büyükler sanayinin toplam katma değennin yaklaşık beşte dördünü sağlıyor; iş bulmanm da beşte üçü- nü kapsıyor.Ekonomıde para ticaretinin önem kazandığı 1980'li yıllarda sanayinin en büyükleri de giderek bu yola sürükleniyor. En büyük 500ün özel gırışim olan 400den çoğunun net bilanço karlarmın dağılımı bu ko- nuda önemli bir göstergedir. En büyüklerin sanayi dışı, daha doğrusu üretim dışı faaliyetlerinden 1992'de elde ettikleri gelir, bilançolarındaki vergi öncesi toplam karın yüzde 38.9'unu oluşturuyor. Son dört yıl boyunca sürekli olarak toplam karın yüz- de 30'unun üzerinde bulunan üretim dışı karların oranı bir önceki yıl da toplam karların yarısından daha çoktu En büyük sanayi kuruluşlarının sınai üretim faaliyetleri- nin dışından elde ettikleri karların bu ölçüde yüksek olması gerçekte sermayenin üretimden kaçışını simge- liyor. Ortakhklar repo yapma, değerli kağıtlar, özellikle yatırım fonu katılma belgeleri, Hazine bonoları satın alma gibi yöntemlerle üretim dışında büyük karlar sağlı- yor. En büyüklerin toplam 20 trilyon lira olan 1992 kar- larmın 8.8 trilyonu bu yöntemlerle elde edilmiş bulun- maktadır. Özellikle para ticareti diyebileceğimiz bu tür etkinliklerin ya tümüyle vergiden bağışık tutulması ya da bir bölümünün yüzde 10 gibi sınırlı oranda vergilendiril- mesi, sermayenin üretimden kaçışını özendirme an- lamına geliyor. Oysa asgari ücretin bile yüzde 25i vergi olarak alınıyor. Sermayenin bir üretimden kaçış sürecine girmesi, gerçekte uygulanmakta olan ekonomi politikasının doğ- rudan sonucudur. Ekonomi politikası, bilindiği gibi. fiyat- ları gerçek yol gösterici olarak alıyor. Oysa gerek enf- lasyon oranı gerekse döviz kuru çok inişli çıkışlı gidiyor. önceden doğru olarak kestirilemiyor, örneğin gelecek yılda hangi düzeyde olacağı öngörülemiyor. Bu olgu, sermayenin, getirisi uzun döneme yayılan, daha doğrusu üretken alanlara yönelmesini engelliyor. Yıllardır sermaye üretimden kaçıyor. Sermayenin üretimden kaçışmın doğuracağı sonuç- lar bellidir: Daha az üretim, çok sınırlı kalan bir iş bulma Üretim yetersizliği dışalımla kapatılmadıkça. daha yük- sek oranda enflasyon da kaçınılmaz olacaktır. Türkiyesermayesi oldum olası toplumsal sorumluluk- larına sağlıklı bir biçimde sahip çıkmadı. Son yıllarda ek olarak, üretimden de kaçıyor. MERKEZ BANKASI KURLARI I/EYLHIHJ dMi lABDDolan 1 Alman Markı 1 Avustralya Oolan 1 AvusturyaŞilini 1 Belçıka Frangı 1 Danimarka Kronu 1 Fin Markkası 1 Fransız Frangı IHollandaFlorini 11sveçKronu ilsvıçre Frangı 100ltafyanüretı UaponYefii IKanadaDoları 1 Norveç Kronu ISteriın 1 S.ArabıstanRıyali IMZ «u? 11834.28 7361.92 7706.85 1046.54 344.62 1797.84 2050.18 2110.44 6556.75 1489.01 8431.98 761.12 113.03 9020.03 168820 1812421 1 3 1 5 5 ^ 4 UT* 11858.00 7376.67 7724.30 1048.64 345.31 1801.44 ^ 2054.29 2144.67 6569.89 1491.99 8448.88 762.65J 113.26 9038.11 1691.58 18160.53 3161.96 EFBITtF «4 11822.45 7354.56 L 7593.22 1045.49 34117 1779.86 2029.68 210833 6550.19 1474.12j 8423.55 753.51 111.34 8884.73 167132 1810609 31001 uvş 11893.57 7398.80 774747 1051.78 346.35 1806.84 2060.45 2121.01 658960 1496.47 8474 23 764 93 113.60 9065.22 1696.65 13215.01 3171.45 SERBEST PfiVİZ CİNSİ ~ l ABD Doları Alman Markı Isvıçre Frangı Fransız Frangı Hollanda Fkvını İngiliz Sterlını S Arab Rıyalı AvusturyaŞilini 1001ta! Lıretı AUŞ 11960 7445 8530 21» 6615 18300 3165 1055 770 SAT1Ş 11965 7470 8S75 2150 6670 18450 3185 1070 785 ALTM CMSİ Cumhunyet Reşai ı 24 ayar alim 22ayarbııezıi> 121800 050000 1 150000 136 300 136 800 134 500 ÇAPBAZKDBUB IMIIIIMI 16075 15352 113080 6.5825 5 7723 5 6075 18049 128 44 7 4978 14035 1554 85 104 70 13120 7 0100 3 7502 FkMvtkast FflMIZFfMp halyiiUrrt 15315M8 1 1827 1 4246 AH 16892 35TL 1ECK 11827 « H
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear