22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
f 4AĞUSTOS1993 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Rusyave Özbekistan'a şeker fabrikası •ANKARA (AA) - Türkiye Şeker Fabrikalan Genel Müdürlüğü (TŞF) Rusya ve Özbekistan'da makine ve ekipmanlan Türkiye'de üretilen birer şeker fabrikası kuracak. TŞF Genel Müdürü Erdoğan Ertekin yaptığı açıklamada, bir şeker fabrikasımn maliyetinin özelliklerine göre degişmekle birlikte yaJdaşık 1 trüyon liraya ulaştığını ve ilk avansm alınmasıyla önümüzdeki günlerde temelinin atılacağını bildirdi.Ertekin, şeker fabrikalannın Türkiye'deki 5 makine fabrikası sayesinde yüzde • 95'i yerli olarak yapılabildiğini sözlerine ekledi. Petkim ihracatı • İZMİT (AA) - Petkim yılın flk 6 ayında 72 milyon 690 bin dolarhk ihracat yapü. Petkim genel Müdürü Aziz Gümüş, kuruluşun ithalat. fhracat, modernizasyon, özelleştirme ve yeni ürün deneme çalışmalanna ilişkin olarak yaptığı açıklamada Petkim'in plasu'k, arnbalaj, tekstil, deterjan, lastik, boya, ınşaat ve tanm sektörlerine hammadde sağladığını anımsatarak, ilk 6 ayda Aliağa"dan 66 milyon 330 bin dolarbk, Yanmca'dan da 6 milyon 360 bin dolarlık ihracat gerçekleştınldiğini söyledi. Kömüre destek •ZONGULDAJK (AA) - Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Genel Müdürü Hayretün Soydaş, gelecek 5 yıl için kömür üretim hedeflerini 5 milyon 300 bin ton olarak açıkladı. TTK Genel Müdürü Soydaş. Dünya Bankasından sağlanan 70 milyon dolarhk kredinin yüzde 92'lik bölümünün kullaruldığını belirtti. Et ve tavuğa zam • AFYON-KAYSERİ (AA) - Etfiyatlarındakiartış devam ediyor. Afyon'un et üretim merkezi durumundaki Şuhut ilçesinde etip toptan ahm fiyatı 49 bin liraya yükseldi. EBK, Köy-Tur ve Madurnu da tavuk eti fiyatlanru arttırdı. Şuhut"ta, geçen hafta cuma günü 47 bin liraya yükseîen toptan et fiyatı bu hafta 2 bin lira daha arttı. Et tüccarlan, üreticilerden aldıkkn dana etinin kilosuna 49 bin lira ödeme yapmaya başladılar. Piliç eti pazannın önemli bir bölümünü ellerinde tutan Mudurnu Tavukçuluk, Köy-Tur ile Et ve Balık Kurumu da ürünlerine zam yaptılar. Meyvesebze destek bekliyor •lZMtR(AA): EgeYaş Sebze ve Meyve İhraçatçılan Birliği Başkaru İzzet Ürüncü, bölge ihraçatçılan olarak geçen yıl satsuma ve limon ihracaündan toplarn 100 milyar lira zarar ettikJerini belirterek bu yıl devletten tonda I80dolarteşvik almadıkça ihracat yapamayacakJannı bildirdi. Özelleştirme çabalan ve teşviklere karşın girişler yüzde 15 geriledi YabancısermayeııazlamyorEkonomi Servisi -1993 yılının ilk yansında, bir önceki yılın eş- dönemine kjyasla yabancı ser- maye izinlerinde yüzde 15'lik bir genleme göriildü. Yabana Sermaye Derneği'- nin (YASED) son verilerine göre 1992 yıhnda Türkiye'ye 1 milyar 242 milyon dolar tuta- nnda yabana sermaye girdi. Türkiye toplam 5 milyar 954 milyon dolar yabana serma- yeye ev sahipliği yapmakta. Son yıllarda Türkiye'ye yabana ser- maye girişinde artış olmasına karşın, YASED Genel Sekreteri Abdurrahman Arıman, gerçekle- şen yabana sermaye yatınmla- nnı yeterli bulmuyor. "Dünyada her yıl 200 milyar dolar kapsatnmda bir sermaye hareketi gerçekleşiyor. Bunun yûzde 80'i geüşmiş üİkelerin keo- di aralannda, yüzde 20'si ise ge- iişmekte olan ülkeler çerçevesinde ger- çekleşiyor. Türkiye'nin payına bu yoğun yabancı sermaye trafiğinin ancak yüzde l'i düşüyor. Oysa Meksika, Çin. Singa- pur ve Malezya gibi yılda 5-10 milyar do- lar yatırım yapılan ülkeler göz önüne alındığında, özellikle kişi başına düşen yabancı sermaye yatınmı hesaplanırsa, Türkiye potansiyeline erişmiş değil." İstikrarsızbğın bedeli 1954'te yürürlüğü giren ve dönemin koşullanna göre oldukça liberal sayıla- cak Yabana Sermaye'yi Teşvik Kanu- nu'na rağmen, istikrarsız poÖtik ve eko- nomik koşullar ve Anman'ın deyişiyle "yabancı sermayeye hazır olmayan bir mentalite". 1954-79 yıllan arasındaki toplam yabana sermaye girişini 228 milyon dolarla sınırlı bırakıyor. "Şirket yöneticfleri darbeü yeri sevmiyor. İstik- rar anyorlar" diyen Anman'ın sözlenni 1980 yılı yabana sermaye yaünmla- TÜRKİVE'DE TOPLAM YABANCI SERMAYE 6000 5000 4000 Milyon Dolar 1976- 1978- 1980- 1982- 1984- 1986- 1988- 1990- 1992 nndaki dalgalanmalar da doğruluyor. 1979-81 yıllan arasındaki karmaşık ortamda, Türkiye'deki yabancı serma- ye gruplanndan Fransız, Alman ve Ingilız sermayelerinde düşüş göriildü. Buna karşılık Anman'm sözlerinin ter- sine. Türkiye'nin en istikrarsız dö- neminde; Amerikan, İsviçre ve Hollan- da sermayesi artarak Türkiye'ye gelme- yi sürdürdü.. Turgut Özal'ın ekonominin başına geçmesiyle gerçekleşen ve "geleneksel yapıyı sarsan" değişiklikler, yabancı sermayenin Türkiye'ye akışını hız- landırdı. 1983-87 döneminde yıllık ya- bana sermaye girişi 200 milyon dolar dolayında gerçekleşirken bu rakam 1988'de 500 milyon dolara, 1992'de ise 1 milyar 242 milyon dolara ürmandı. îstanbul Üniversitesi îktisat Fakülte- si öğretim üyelerinden Prof.Gülten Kaz- gan, yabana sermayenin hızlanarak gi- riş yapüğı ülkemizde, yeteri kadar ya- bana sermaye ve özeÜeştirme üzerine tartışma yapılmadığı görüşünde. Bu- nun nedenini şöyle açıklıyor Prof. Kaz- gan : "Bu olay Türkiye dışından geten bir veri. Birtakım merkezlerden, bu işin yapüması buvruğu gelivor. Dışa bu ka- dar borçlanınca da karşı koyacak gûç kalmıyor. Ülkeyi yönetenler kendi politi- kalanna hakim olamadıklan ve hakim olabilecek insanlar da iktidarda kalama- yacağı için, uydu politikaları benimsen- mek zorunda." Rekabet ve verimlilik Yabana sermayenin yerleştiği ülkeye rekabet ve verimlilik getırdiğı iddiasına koşut olarak, Anman. yerli sana>iciyi kastederek "60 yıldır sermaye birikimi yapamayan adama, daha fazla destek olunmaz. Vergi verip ayakta kalamıya- caksa, onun yerine > abancı sermaye gele- cek. Bizûn için önemli olan müİkiyetin kimde olduğu değil, Lstüıdam ve üretimin gerçekleşmesi" dıyor. Türkiye'de yabancı sermaye dağüımında, sanayiden hizmet- lere doğru bir gehşme var. En fazla yabancı sermaye, ban- kacıhk ve fınans hizmetleri ile turizm ve ticaret alanında. Türkiye finansta bakir ala/ı Türkiye'de özellikle fınans hizmetlerinin "bakir" bir alan oluşu ve dünyada yatınmlann hizmetler sektörüne doğru kay- ması bu yatınmı açıklayan başlıca nedenler. Ispanya'da yabancüann fir- ma kurmak için izin bile alması gerekmezken Türkiye'de böyle bir uygulamanın olması, An- man'a göre "Türkiye'nin ya- bancı sermayeyi daha fazla teş- vik etmesi gerektiğine bir işa- ret" Anman, yabana şirketle- rin ürettiklerinin belli bir kısmını ihraç etme gibi taahhütlere de girmek zorunda olmaması gerektiğini savunuyor. Türkiye'deki toplam yabana serma- ve içinde en büyük pay Fransa'nın. Ülkeler arasındaki sıralama değişse de Türkiye'yi paylaşan başoyuncular de- ğişmiyor. Prof. Kazgan, Fransa'nın başıçekmesiru şöyle yonımluyor: "Fran- sa, Türk pazarma yeni girdi. Avnıpa'da Almanya ve Fransa arasındaki rekabet Türkiye'ye de yansıdı. AT'ye girecek Üİ- kelerin çoğu Almanya'nın çevresindeki, Germen soyundan gelen ülkeler. Fransa ise kendine ortak arıyor ve Almanva'nın Türkiye'den uzaklaşnıası, Fransa için iyi bir fırsat yaratü." Dünyanın ekonomi devlerinden Ja- ponya ise şu anda Türk pazannı Toyota ile sıruyor. "Toyota basanlı olursa, Ja- pon sermayesi Türkiye'ye akacak diyor- lar" şeklinde Japonya'nın Türkiye pa- zanndaki konumunu özetliyor Abdur- rahman Anman. Türk-İş; Rumen, Bulgar ve Polonyalı 'kaçak işçileri' yakın takibe alacak Resmen iıısaıı ticareti \apılıvorfc.Rinnr-İR^la^ C : ^ - . ^ - • « • B P E ! ! liyor. TOLEYİS Sendikasıi Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak, kaçak işçilerin genellikle "sendikasız küçük işyerlerine sızdıklannj" ve özellikjç de inşaat . sektöründe sayılanmn hızla arttığını belirterek "Bunun önünün kesilmesi şart"' dedi. DENİZ ŞAHtS Türk-İş. başta inşaat olmak üzere tüm işkollannda yay- gınlaşmaya başlayan Roman- ya, Bulgaristan gibi ülkelerden gelen kaçak işçileri 'yakın taki- be' alıyor. Türk-İş 1. Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak, bu amaçla İstanbul ve Marmara Bölgesi'n- deki tüm sendika şubelerine birer yazı göndererek çe\Tele- rindeki kaçak yabana işa'lerin sayısı ve nasıl çalıştınldıklannı araştıraıalanru istedi. Rapor halinde sunulacak "Nerelerde, nasıl ve hangi üc- retle yabancı kaçak işçi ça- Itşrınldığnu" saptayarak bir ra- por halinde Türk-İş Genel Merkezi'ne sunacaklannı belir- ten Büyükkucak, hükümetten Kaçak ucuz işçi çalıştınlması halen büyük boyırtlarda olan işsizUği de etkiliyor. de gerekli önlemleri alınmasını isteyeceklerini söyledi. Romanya, Bulgaristan, Po- lonya gibi ülkelerden turist vi- zesi ile gelerek kaçak cahşan iş- çilerin. genellikle sendikasız küçük işyerlerine sızdıklannı belirten Büyükkucak "Durum bir dönem Almanva'daki Türk işçilerinin haline benziyor. Res- men insan ticareti yapüryor" dedi. Kaçak yabana işçilerle sendikalann başedebilmesinin mümkün olmadığma dikkat çe- ken Büvükkucak. bu konuda polisiye önlemlerin alınması ge- rektiğmi savundu. En çok inşaat işkolunda gö- riilen kaçak yabana işçiler teks- til, deri, otel işkollannda da yaygınlaşmaya başladı. Inşaatlarda kaçak olarak çalışan Rumenlerin sayısı hızla artıyor. Bir yerli işçi 100 bin lira yövmiye alırken; duvara, ma- rangoz gibi kalifıye Rumen işçi- ler 50-60 bin lira yövmiyeyle "yalıştınlıyor. Müteahhitler bu işçileri bulmakta hiç zorluk çekmiyor. Genelbkle çalıştık- lan inşaatlarda yatan bu işçiler Aksaray'daki işçi simsarlan ta- rafından bulunuyor. Otellerde de yayüıyor Son iki üç ay içinde otellerde de Bulgar. Polonyalı ve Ru- menlerin çalışünlmaya baş- landığı dikkat çekiyor. Bu işçi- lenn özellikle Beyoğlu, Taksim ve Laleli civanndaki otellerde temizlikçi ve kat işcisi olarak çalıştınldıklan ve asgari ücret düzeyınde para aldıklan belirti- liyor. Marmara Bölge Başkanı Haluk Dalgapmar, kaçak yabanalann çalıştığı otellerin mafyanın elin- de olduğunu ve Çahşma Ba- kanbğı müfettişlerinin, polısin bile buralara giremediğini sa- vundu. Dalgapmar, bu ya- banalann Lâleli'deki otel ve pansiyonlarda kaldığıru beün- ti. Çorlu'yu mekân tuttular Yabana kaçak işçilerin en yoğunlaştığı bölge ise Çorlu. Çorlu'da hemen hemen her iş- yerinde Bulgar ve Rumen işçi- lerin çahştınldığı belirtiliyor. Bu bölgedeki kaçak yabana iş- çilerin sayısı 500 olarak tahmin ediliyor. Özellikle tekstil ve deri işyerlerinde çalıştınlan ya- banalara 250-300 bin lira haf- talık veriliyor. Aynı işyerlerinde çalışan yerli işçilerin haftalıklan ise 500 bin lira düzeyinde. Nedeni: Taşeronlar Tekstil işyerlerindeki yabana işçileri, genellikle taşeron fir- malann çalıştırdığına dikkat çekiüyor. Bu işyerlerindeki ya- bana işçilere günlük 70-80 bin lira yövmiye veriliyor. Yeni yeni ortaya çıkan tekstil işko- lundaki yabana işçilerin ara- sında 16-17 yaşında çocuklar da bulunuyor. EKONOMIYEBAKIŞ TANER BERKSOY Devtet Neden Az Harcıyop? Devletçok mu para harcıyor? Yok canım. Geçen hafta gösterdim. Çok harcadığından şikayet edilen devlet ne- redeyse harcama fakiri sayılabilir. Başkaları görece daha fazla harcıyor. Devletin görece az harcıyor olmasının siyasal tercih- lerden kaynaklanan nedenleri ve toplumsal dokuya uza- nan sonuçları var. Bu hafta devletin az harcama yapmasıriın nedenlerini irdeleyelim. Devletin görece az harcıyor olmasının en önemli ne- deni kamu gelirlerinin de görece düşük olması. Kamu gelirlerinin ana kaynağı vergiler. Devlet vergi alamadığı için sınırlı harcamak zorunda kalıyor. işin özeti bu. Işte yine karşılaştırmalı bir tablo. Vergi gelirlerinin GSMH'ye oranının OECD ortalaması 1980de yüzde 28.9 iken, 1985'te yüzde 30.5'e ve 1990da yüzde 31.5'e çık- mış. Avrupa Topluluğu ortalaması da benzer durumda. Türkiye'de ise bu oran 1980deyüzde 17.2 iken, 1985'te yüzde 16.5'e gerilemiş, 1991 de yeniden yüzde 18.8'e çıkmış. Bu karşılaştırmadan iki sonuç çıkıyor. Öteki ülkelere kıyasla, bizde görece vergi geliri çok düşük. Türkiye'de vergi/GSMH oranı 1980 yıhnda OECD ortalamasımn yüzde 59.5'i imiş. Buoran 1985'te yüzde 54.2'yedüşmüş, sonra yeniden yüzde 59.6ya çıkmış. Kısacası, ulusal gelirimize kıyasla OECD ülkelerinden yaklaşık yüzde 40-45 daha az vergi topluyoruz. Bu bir. öteki üİkelerin görece vergi geliri yükselirken, bizimki daha da düşmüş. 1980'lerdeki düzeyi yeniden ancak 1990'ların başında yakalayabilmişiz. Kısacası, zaten ye- tersiz olan vergi gelirlerimizi, 1980'lerin çağ atlama şa- matasında daha da geriletmişiz. Bu iki. Vergi türleri açısından baktığımızda yetersizlik ve ge- rilemenin önemli ölçüde Gelir Vergisi'nden kaynaklan- dığı görülüyor. • • • Gelir Vergisi'nin GSMH'ye oranının OECD ortalaması 1980'de yüzde 14'ten 1980'lerin sonunda yüzde 14.8'e çıkmış. Bizde olan ise tam tersi. 1080de yüzde 9.5 olan söz konusu oran, 1985'te yüzde 6.6ya düşmüş, 1991'de ise yüzde 7.9 olarak gerçekleşmiş. Gördüğünüz gibi OECD ülkeleri boyutunda Gelir Ver- gisi toplayamadığımız gibi, 1980'li yıllarda bunu daha da geriletmişiz. Gelir Vergisi aşınmasının nedenleri için bordro mah- kumlanna hiç bakmayın. Onlar, kaynakta tevkif yönte- miyle Gelir Vergisi ödüyorlar. ötekilerin ne yaptığı ise ferasetinize kalmış. Ben size sadece bir örnek vereyim. 1980'lerin ortasında Gelir Vergisi/GSMH oranının komik düzeye düşmesinde en önemli etken. kurum kazançla- rından kaynaklanan gelirlerin vergi lenmesinden vazge- çilmesi. Teknik de^şiyle temettü geliri kazananlar vergi vermez olmuş. Bu kadar basit. Ikinci önemli vergi kalemi olan Kurumlar Vergisi'nde durum daha farklı. Oran ve eğilim olarak OECD ortala- masına daha yakın bir performans var. 1980 yıhnda Ku- rumlar Vergisi/GSMH oranı bizde yüzde 0.9, OECD ise yüzde 2.6 imiş. 1990'ların başında bizim oran yüzde 2. 4'e çıkarken OECD ortalaması yüzde 2.9 olmuş. Ama bizim Kurumlar Vergisi yaklaşımımız da başka bir alem. Kağıt üzerinde, yüzde 46 ile Japonya ve Al- manya'dan sonra en yüksek vergi oranı bizde. Buna göre bizim görece oranımız daha yüksek olmalı. Oysa, hiç öyle değil gördüğünüz gibi. Nedeni de basit. Devlet bizi ve kendisini kandırıyor. Kağıt üzerinde vergi oranını yüksek tutup sonra yaygın ve kapsamh bir istisna-mua- fiyet sistemiyle topladığı fiili orânı komik düzeylere dü- şürüyor. • • • Kısacası, devlet kurum kazançlarından fiilen düşük vergi alırken, bundan kaynaklanan özel gelirleri de bü- tünüyle vergi dışında tutuyor. Devletin görece az harcamasının, buna rağmen sü- rekli harcama baskısı altında kalarak dev boyutlarda borçlanmasının ana nedeni vergi sisteminde gözlenen bu gelişmeler. Arada hoş işler de olmuyor değil. Gördüğünüz gibi, 1980'lerin liberal söyleminin yarattığı toz dumanda, belli tür kazançlardan alınan vergilerde önemli bir aşınma gerçekleştirilmiş ve devlet ciddi bir kamu açığı darboğa- zına sürüklenmiş. Şimdi devlet vergi almaktan vazgeç- tiklerinden, faizle borç alarak bu darboğazı aşmaya çalı- şıyor. Faiz harcamaları dev boyutlara ulaşınca da vergi ola- rak veremediğini devlete borç olarak verenler devletin çok harcadığından dem vurup memur maaşıyla uğraşı- yorlar? Hoş değil mi? VEFAT Elim bir trafik kazası sonucu kaybettiğimiz üyelerimiz HANİFE KAVRAZ FATMA ŞEN SAADET ÖZGÜR NACÎYE MERT'e Tann'dan rahmet ve kederli ailelerine başsağlığı dileriz. TEKSİF SENDİKASI DİKKAT! ARANIYOR Yazar ve Bozar Abidin Domeks, milleti gülmekten kınp geçirdiği için toplu katliam suçuyla aranmak- tadır. Yakalanırsa bu kitap kendisine okutularak cezalandtnlacaknr! TANSUE'NUN TANELERİ Yotan ve Docan ABtDln DOMEKS BÜTÜN KİTAPÇILARDA! NE DEDILER? Gaf yapmada bu beni de geçti. - Yıl-ı-dırım Ağabey Hanım Kızım!.. Muhterem, kadayıfın altı. - Neco Hoca Binaanaleyh, olan olmuştur. - Cumbaba Ben seçileceğini biliyordum nelekim. - Envers Paşa Benden nefret et ama Alibey deme. - Eiçjbey Başbayanlık zor iş, saksafon çalmayı biliyor mu, bakalım. Bill The Clinton İSTEME ADRESİ: ZtRVE YAYEVLARISAKARYA CAD. 36/11 YENİŞEHİR/ANKARA TEL/FAKS (4)435 24 97 C'est la vie ! DENİZ ÜSTÜNDE DANS N TE S K İ Y A L l R E S T A U R A K a y ı k h a n e b a r Çr^ - Cuma - C.tesi geceleri canlı müzik KUZGUNCUK - ISKELE YANI No:151 ft.iii 01 77 YARATIM/FCB REKLAM HlZMETLERt ve TtCARET AŞ Yönetim Kurulu Başkanlığı'ndan 06.09.1993 TarihindeYapılacak Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı'na Çağn Şirketimizin Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı aşağıda yazılı giindemi göriişmek üzere 06 09.1993 Pazartesi gunu saat 14:00de Osmanbey, Halâskârgazi Cad. No. 198MayaHan Kat: 7 Şişli- İstanbul adresindeki şirket merkezinde yapılacakür. Ortaklann yapılacak toplantıya katılabılmeleri için sahip olduklan Hisse Senetlerini ibraz etmeleri gerekmektedir. Sayın ortaklann bilgi edinmeleri ve belirtilen gün ve saatte toplantıda hazır bulunmalan rica olunur. Yönetim Kurulu GÜNDEM: 1. Başkanlık divanı seçimi vedıvana toplantı tutanağını imza yetkisinin verilmesi, 2. 1992 takvim yılma ilişkin kânn dağıtımı hakkında karar verilmesi, 3. Geçmiş yıl kârlarının dağıtılmayarak şirkette bırakılması ile oluşan fevkalade yedek akçelerin dağıtımı hakkında karar verilmesi. 4. Dilekier ve temenniler. ELAZIĞ ASLİYE1. HUKUK HÂKİMLtĞİ'NDEN 1993/233 E>avacı SS Küçük Sanayi Sitesi Yapı Koop üe davaJılar Arifoğlu Osman Remzi vs arasjndaki tesbit davasırun yapılan duruşması sıra- sında verilen karar gereğince: Davalılar Arifoğlu Osman Remzi, Arif oğlu Sıddık, Hüsnü kızı Menduha. Mümıne oğlu Mustafa'nın adres- leri tespit edilemediğinden ilanen teblıgat yapilmasına karar verilmiş olmakla, davalı Arifoğlu Osman Remzi. Arifoğlu Sıddık, Hüsnü kıa Menduha, Mümine oğlu Mustafa 23.9.1993 günü saat 09.00'daki durusmaya gelmedikleri veya kendilerini bir vekılle temsil ettirmedik- len ve delıllerinı de duruşma gününe kadar mahkememize bildirme- dikleri lakdırde haklanndakı yargılamanın yokluklannda yapılıp karar verileceği ilan olunur. Basın: 50051 Koç'tan Sabancıya: Kişiler değil ülke önemli Ekonomi Servisi - AT ile gümriik birliğinegitmearifesin- de bu gelişmeden en fazla etki- lenecek olan Türkiye'nin iki büyük holdingj Koç ve Sabancı arasındaki söz düellosu devam ediyor. Toyotasa Yönetim Ku- rulu Başkanı Özdemir Sa- bancı'nın yaptığı açıklamaya bu kez Koç Holding AŞ İdare Komitesi Eİaşkanı İnan Kıraç'- tan cevap geldi. Kıraç, koruma- alık kavramı konusunda ger- çekçi olmak gerektiğini belirte- rek hükümetlerin belirü bir sanayiciyi değil ülkenin çıkarla- nnı koruduğunu vurguladı. Kıraç'ın dün yapüğı yazıh açıklama şöyle: "Başta gelişmiş olanlar dahil günumüzde özellikle serbest pi- yasa ekonomisinin önde gelen ülketerinin kendi sana>11erini koruduklannı biliyonız. Çiinkii hükümetler şu veya bu sanayici- yi ya da gunıbu değil ülkelerinin çıkarlarını. olanaklarını, fırsat- lannı. kaynaklannı, sanayilerini ve istihdamını. kısacası insanla- nnı korur. Saym Özdemir Sa- bancı'nın uslübiınu ve Koç toplu- luğu hakkındaki görûşlerini en iyi Türk kanıuoiunun >e zarna- nın değerlcndireceğine inanıyo- ruz.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear