25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
24 AĞUSTOS1993 SALI CUMHURİYET SAYFA Petrol Suudi Arabistan'ın her şeyi Suudi Arabistan »konomisi ham petrol ile yaşıyor ya da ölüyor. 260 milyar variilık petroi rezervi, dünyanın en buyuk rezervi. Suudi Arabistan, dört yıl boyunca pjyasada dledjı gbt at koşturdu; Oretimini azaltarak ve arttınarak fryatlara yön verd. Ancak son yıllarda, dünyada petrol fadası dması ve fiyatlann düşmesi, Suudi Arabistan'ın ihracat geürinin azalmasına neden oldu. Petrol fiyatları Suudi Arabistan petrolünün ortalama spot fiyatı 70dotef/varH DUNYADAN 60 50 40 30 20 10 I J 0 fİFIyat 1 %(1993 dotor kunı) IvJ 1 r *^' Nomlnal fiy«l ihracat gelirleri Enflasyon ve döviz kurtanna göre ayartanmı ihracat gelirleri 140 mHyar dotar (1992 kuru) 120 72 77 *2 'İ7 "92 Ktfntk: Ptuvhum Fıntnc* Shfb Suudiçölleri, petrodolaneritti Riyad'ın harcamalan, dünyadaki en zengin petrol yataklanndan elde edilen geliri aşıyor |}ork Simcs uı r zunca bır süre dünyanın en zengin ülkelerinden biri ola- rak görülen Suudi Arabistan. düşüncesizce yapılan harcamalar. silah yatınmlan ve bankacılıktaki başıbözuk uygulamalar sonucu. son on yıldır mali istikrarsızlık yaşıyor. Suudi Arabistan'ın daha on yıl- dan kısa bir süre önce sahip olduğu 121 milyar dolarlık (yaklaşık l kat- nlyon 450 trilyon lira) mali rezerv. sılah dışalımı. Körfez Savaşı ve öte- kı harcamalar sonucu. neredeyse ta- mamen yok oldu. Yapılan harca- malar, dünyadaki en zengin petrol yataklanndan elde edilen yıllık mil- yarlarca dolarlık gelin fazlasıyla aşı- yor. Suudi Arabistan. sıkıntıyı ılk kez 1980"lerin ortalannda. petrol fiyat- lanndakı hızlı düşüşlc hissetti. 1983'ten beri de cıddı bir bütçe açığı yaşıyor. Riyad ve Washington"dakı Suudi vetkililer, ülkenin mali durumuyla ilgili olarak kendilerine yöneltılen sorulan yanıtlamaktan kaçınıyor- lar. Ancak bazı yöneticiler ve ışa- damlan. ısimleri açıklan- mamak koşuluyla. ko- nuyla ilgılı bilgiler ver- meyi kabul edıyor. Suudiler. zengin petrol yataklanna ve dış borç- İannın görece daha az ol- masına dayanarak. kalkınma aşamasındakı öteki ülkelerle karşılaştı- nldığında. durumlannın mali açıdan daha ıyi ol- duğunu düşünüvor. "Yoksul bir iilke değir dıvor bir Suudi yetkili: "Nakit para ödeyemememiz, skan- dal değil. Bizi 21. yüzyda götürebUe- cek bir altyapımız var." Yetkililerin parmak bastığı konu- lar ise şöyle: -Kraliyet ailesine veriten milyar- larca dolarlık borçlar dahil, banka- lara fazla yüklenilmesi Hükümetin Suudi bankalanna olan borcu 1989'dan I992'ye kadar üç katına Suudi Arabistan, şimdi gelişmekte olan ülkelerin üstlendiği rolü oynamak zorunda kalıyor: Kredi alabilmek için mali döküm çıkarmak. Bir Suudi yetkili, "1970'lerde olsaydı ABD, savaşa katıldığı için. Suudi Arabistan'dan tek kuruş kabul etmezdi" diyor. çıktı. -İngiltere Merkcz Bankası ve IMFgibi uluslararası kuruluşlarda- ki endışeler. IMF'nin 1992 yılmda Suudi Arabistan'ın ekonomik duru- muyla ilgili olarak hazırladığı gızli bir raporda. ülkenin artık kronıkleş- mış bir hal alan \e geçen yıl yapılan askeri harcamalarla daha da kötüle- şen bütçe açığının ortaya çıkardığı yeru kaygılardılc getıriliyor. Bu gelişmelerin. ABD ve Orta Doğu üzennde ciddi et- kileri olabilır. Amerika'nın en büyük petrol kaynağı. en yakın Arap müttefıki ve silah ihraç etliğı ülkeler arası- ndaki en ıyı müştensı Su- udi Arabistan. VVashing- ton. CIA operasyonlan- na verdiğı gizlı mali des- tek gibi bir dizi konuda Rıyad'a güvenıyor, Suu- di Arabistan uzunca bır zaman. OPEC içinde petrol fiyatlanmn ılımlı bir şekildc artmasında önemli bır rol oynadı. Yetkıliler. bırazda ulkedeki nakit Hındu-Müslüman kardeşligjneizin yok £l)f *s"rtu JJork Sunes K imısı Hindu. kımisı Müslü- man bır düzine kadar Bom- baylı erkek. kadın ve çocuk. ufak bir odaya tıkışmış Tulsıvvadi"- nin gecekondu mahallesıni saran korkudan söz ediyor. Geçen ocak ayında evleri harabeyeçeviren mez- hep ayaklanmalan. aradan geçen , bunca zamana karşın, ınsanlan korkutmaya devam ediyor. Küçük evdeki Chayaraje Goswa- mi. bir vandan fcucağındaki bebeği emzinrken bir yandan da "Birisi aniden bağınnca, bir kapı gurültülü bir şekilde çarpılınca ya da bir şişe kırılınca korkuyoruz; çocuklar korkudan içeri kaçıyor" diyor. Tulsivvadi'deki öfkeli Hindu halk tarafmdan ateşe verilen muşamba. teneke. karton ve plastikten yapıl- ma gecekondulann yerine yerel yardım derneklerinin de katkılany- îa beton yerleşim birimleri inşa edil- miş. Tulsivvadi'nin yanısıra Hindis- tan'ın tıcari başkenti olan Bom- bay'daki öteki mahalleler de tüm ulusu allak bullak eden olaylann et- kisinden daha yeni kurtuluyor. An- cak yaşanan ayaklanmaîann ve bombalama olaylannm üstünden aylar geçmesıne karşın. çoğu kimse. şu ankı banşın son derece incinebi- lir olduğunu ve Hindularla Müslü- manlar arasındaki ilişkilerde ger- ginliğin sürdüğünü belırtiyor. Polis şetl olarak, konumunu, mezhepler arasındaki uv umu koru- mak için kullanan Faknıddin Hora- kilava, "Bu pasif bir barıştır, gerçek bir banş değil. Şu anda birbirimize tahammül gösteriyoruz" diyor. Ho- rakilava a\nca. ocak ayında kaçan binlerce Hindu ve Müslüman'ın he- nüz geri dönmeye cesaret edemedi- ğini belirtiyor. Geçtiğimız aralık ayında Hindu milliyetçıler. 16. yüzyıldan kalma bircamiyi bastı ve bölgenin bir Hin- du tannsının doğum yen olduğunu. buraya bir tapmak yapılması gerek- tiğini ileri sürerek camiyi yıktı. Bu olay. tüm ülkeyı etkisı altına alan ve 1200 kışmın ölümüyle sonuçlanan Hindu-Müslüman ayaklanmalan- nın ve polis çarpışmalannın başlan- gıa oldu. Yatışan olaylar. aradan bir ay gectikten sonra eskısınden de daha şıddeılı bır bıcimde yeniden baş- layarak yalnızca Bombay da en azı- ndan 600 kişinin ölümüne neden oldu. 12 milyon kışınin yaşadığı bu kentteki saldınlann büyük ço- ğunluğunun Müslümanlara yöne- lik eylemler olmasına karşın. Hin- dıstan güvenlık güçlenrun kala- balığı durdurma çabalan sırasında bazı Hindulann da öldüğü bilini- yor. Tulsiwadi'de pek çok insan yaşa- mını yitirirken düzinelercesi de ya- ralanmıştı. Yüzlerce ınsan uzaklar- da yaşayan akrabalannın yanına kaçarken geride kalanlar da hafta- larca sığınaklarda yaşamak zorun- da kaldı. Mahalle halkının bü> ük bir bölü- mü, olaylarda yaşanan vahşetin de- recesiyle şaşkına döndü. Tulsıwa- dı'de yaşayan 23 vaşındaki Müslü- man Adil ÎMuhammed. dövülüp bı- caklandıktan sonra bir köprüden dcmiryolu raylannın üstüne fırlatıldı. Bacaklan kınlan ve omur- gası zarar gören Muhammed. oda- daki Hindulan göstererek. "Bu in- sanlar bizim dosturmız. Bu korkunç olaylardan sorumlu olanlar ise dışar- dan gelen suclulardı" diyor. I Müslümanlardan Hindulara yardım Önceden oto boyaalığı yaparak geçimini sağlayan Muhammed, ya- ralan iyileşene kadar uzun süre ça- lışmasının mümkün olmayacağını söylüyor. Annesı Nefise Bano ise, "20 yıldır hiç bir çattşma olmadan beraber yaşarnıştık'" diycrek konuş- maya katılıyor. Odada toplananlar Yusuf Mah- rulU Merkezi tarafından bir arava getirilen Hindulardan ve Müslü- manlardan oluşuyor. 30 yıldan uzun süredir Tulsivvadfde çalışma- lannı sürdürmüş olan grup, bır top- lum merkezi ve bir okul idare edi- yor. 1970'Iere kadar bu gecekondu mahallesı, "Kachra Patti" (Çöp Yı- ğını) dıye biliniyordu. Kentin çöpleri buraya boşaltılıyordu. Çar- şamba günkü muson yağmuru. çok kısa sürmesine karşın evlenn ara- lanndakı dar yollan çamur ve çöple doldurmaya yetti. Mahallede görü- len kısmi düzclmc, çoğu Müslü- manlar tarafından ıdare edilen yedı yerel yardım derncği tarafından gerçekleştirildı. Yusuf Mahrulli Merkczi'nden Jayant Divtan. mer- kezin bugüne kadar Müslümanlar ve Hindular için 325 evın yeniden insa edılmesını sağladığını belirtti. Sanjoy Hazarika UZAKTAN KUMANDALIÇATIŞMALAR - Bombay "ın en geri kalmış bölgelerinde, mezhepler arasındaki uyumu korumaya çalışan polis şefi Faknıddin Horakilav a. şunları söylü- 'Bu pasif bir banş, gerçek bir banş değil. Şu anda birbirimize tahammül gösteriyonız. Ocak ayında kaçan binlerce Müslüman ve Hindu, geri dönmeye henüz cesaret edemiyor."vor îngitizgizliservisininbaşmdakiarşivmemuresi S tetia Rimington, İngiliz Güvenlik Servisı MI5'ın başına getirildiği gün- den bu yana geçfn 20 ay içinde pek çok veniliğin öncüsü oldu: Rimington, İngiltere'deki haberalma örgütlermden bi- rinin başına geçmeyi başaran ilk kadın, bir basın toplantısmda kameralarm öniine çıkmayı kabul eden ilk M15 yöneticisi. ör- gütün hedeflerini vepersonelini tantmlayan bir kıtapçık basan ilk İngiliz haberalma şefi ve gizli dünyaya ait olup dafotoğrafı bir de- dikodu dergisınde yayımlanan ilk kişi. L'nlülerin jotoğrafları ve özel yaşam- larıyla ilgili haberlerin yeraldığı haftaltk dergı Hello 'da buyaz \ ayımlananfotoğraf- ta, 58 yaşındakı Rimington, Kraliyet Aka- demisi nde bey az şarabmı vudumlarken gö- rütüyordu. Bu Jotoğraf, bazı devlet bakan- lan tarafından hiç hoş karşılanmadı. İngiliz casusiarı hakkında bugüne kadar yazılıp çizilen herşeve karşın fjmlü James Bottd ve George Smiley gibi) İngüız habe- ralma servisleri, gerçekte batıdaki benzer- lerinin arastnda en içine kapalı olan servis- ler. Servislerinpersoneli. adeta inzivada ya- şayan üısanlardan oluşnıakta. Londra'mn derinliklerindeki ofislerde çalışan, yüzleri bilinmeyen ve çoğu erkek olan bürokrat- ların oluşturduğu gizli bir topluluk. Başbakan John Major. geleneği bozarak Rimington'ın ve Mlö'ın baştnda bulunan Sır Cottn McColl'un isimlerini açıklayana kadar, her iki'ıiaberalma servisinin başmda bulunan kişüerin isimleri çok az insan ta- rafından bilinir ve uluorta söylenmezdi. Hatta geçen yıla kadar Sir Colin ve ondan önceki MI6 şeflerinden "C" diye bahsedi- lirdi. Bu gayriresmi kod adın, 1909 'da ilk casus şefi olan Yüzbaşı Mansfield Cum- ming 'den beri kullanıldığı biliniyor. Soğuk Savaş'ın sona ermeshle İngilte- Akat imparatoıiuğu'nun çöküşü Arabistan'da 4 bin yıl önce bir yanardağ patlamış • Science dergisinde çalışmalan yayımlanan bilimadamlan, dünyanın ilk imparatorluğunun kuraklık sonucu tarihe kanştığını öne sürdü. Haber Merkezi - Dünyadaki ilkimparatorluk olan Akat İmparatorluğu, İ.Ö. 2200 yiında gizemli bir biçimde çökmüştü. Bu ilk inparatorluğun y ıkılışına. 300 y ıl siiren sert bir kuraklığın neden olduğu düşünülüyor. Sa>gın bilim dergisi Science'de çalışmalarını yaynnlayan arkeolog >e jeologlar, ellerinde. IVİczopotamy a'da böy le bir iklin degişikliği yaşandığını gosturen güçlii kanıtlar bulunduğunu belirtiyor. Bilim adamlarına göre, kuraklığın nedeni, Mezopotamya'nın üzerinde kalın bir kül tabakası oluşmasına yol açan bir yanardağ patlaması. Bu sonuç, Suriye'de, Fırat \e Dicle ırmakları arasındaki bir eski kentin kalıntılarında yaptıklan kazılarda elde edildi. Bilim adamları, bu dönemde Vlısır. Filistin ve \ unanLstan'daki uygarlıklarTnda yıkıldığına dikkat çekerek bunun nedeninin yine kuraklık olabileceğini belirtiyor. re nin bugüne kadar gizliliklerini titizlikle korumuş haberalma servisleri de değişim- den payını aldı. Major, "Haberalmayı ör- tin örümcek ağlanru ortadan kahbrmaya" kesinlikle kararlı olduğunu bildirdi. Sovyet- ler Birliği'nin ve Doğu Avrupa'daki ko- münist blokun çökûşü, yalnızca servisin ön- celik tanıdığı konularda değil (MI5 artık elindeki kaynaklarm büyük kısmını terö- rizmle mücadeleye ayırıyor). personelde de değişikliklereyolaçtı. Artık 2 bin servis ele- manuun yüzde 40'ı kadın ve yine bir o ka- darı da 40 yaş ve ultındakilerden oluşuyor. Stella Rimington. geçen ay gazetecilerle yaptığı ilk ve tek görüşmede, "Melon sap- kah eski subaylann oluşturduğu bir ekip de&liz" dedi. Basın toplaniısmm amacı, servisin gizliliğini ortadan kaldmnak için hazırlanmış "MI5: Güvenlik Servisi" adı- ndaki 36 sayfalık kitapçığı tanıtmaktı. Geçen yıl hükümet, IRA 'yla mücadelede asıl sorumluluğu MI5'a bıraktı. Riming- ton'ın kıtapçığında yer alan bir grafikte, IRA ve öteki ülkeiçi tehditlerin artık servi- sin sorumluluklarının yüzde 44 'ünüoluştur- duğu görülüyor. ingiliz haberalması hakkında pek çok çalışması bulunan yazar Phillip Knightky, MlS'ın bu yeni uçıklığının, büyük ölçüde yeni dünya düzenine bir karşılik olduğunu belirtti. Knightle\. "Soğuk savaşın sona er- mesiyle kendilerini tehdit attında hissettiler. Onahkta yakalayacak casus kalmayınca casus avaları ne iş yapacakh? İşte bu yüz- den halkla iüşkiler aJanını, medya alanını ele geçirmeye ve termizm konusundaki ko- numlânnı belirginleştirmeye karar rerdi- ler" diyor. Knigthley, MI5 taki ilk görevi arşivcilik olan Rimington'ın, yıldayaklaşık 1 milyar 300 milyon lira kazanan ve tek haşma yaşa- yan çocuklu bir kadın olarak ılgi çektiğini, politik açıdan da çok uygun özelliklere sa- hip olduğunu vurguluyor. VViluam E. Schmidt 1935 doğumlu Stella Rimington, selefleri gibi Cambridge ya da Oxfora"dan değil, Iskoçya'- daki Edinhuri'h Üıüversitesi'nden mezun oldu. sıkıntısına bağlı olarak dış ülkelere yapılan savurganca yardımlann azaldığını söylüyor. ABD ile yapıl- ması planlanan çok önemli bir an- laşma ertelenmekle birlikte, ülke daha önceki biranlaşmaya bağlı ka- larak, 30 milyar dolar tutannda si- lah alıyor. Nixon ve Carter yönetimlerinde Orta Doğudan sorumlu olan bir Beyaz Saray yetkilisi. NVilliam Qu- andt, Suudi Arabistan'm yanhşlar yaptığını düşünüyor "Silahlara harcadıklan milyariar, kendileriae pek yarar sağlamadı." Ülkede yaşanan mali sıkıntılar, Suudi Arabistan ile ABD ilişkilerini de değiştirdi. Washington'la gizli ve yalnızca el sıkışarak halledılen an- laşmalar yapmaya alışmış olan Suu- di Arabistan. şimdi gelişmekte olan ülkelerin üstlendiği rolü oynamak zorunda kalıyor: Kredi alabilmek için mali döküm çıkarmak. Suudi Arabistan'da başgösteren nakit sıkıntısının geçen yıl milyar- larca dolar değenndekı bır silah an- laşmasını tehdit etmesi üzenne. Pen- tagonun ödemelerde kolaylık sağ- lanması şeklınde bır karara varması da ilişkilerde yaşanan değişikliklerin önemli bir göstergesi. Aynca ABD'de, artık Suudi Ara- bistan'daki mali sorunlann. ülkeye kredi verilmesini etkileyecek düzey- de olup olmadığı tartışılıyor. Suudi yetkıliler, bütçe açığı yü- zünden Amerika'dan bir baskı his- settikleriru. bunun, ABD"nin Ri- yad'a daha fazla silah satıp Körfez Savaşı harcamalannın daha kısa sü- rede ödenmesi isteğinde açığa çıktı- ğını söylüyor. "1970'lerde olsaydı" diyor bir Su- udi yetkıh. "Birleşik De>letler, sa- vaşa katıldığı için, Suudi Arabistan'- dan tek kuruş kabul etmezdi." Sürekli izleniyoruz Orwell bile "Bu kadarı da fazla" derdi £t T ç ağn cihazlan, telefonlar. vi- deolar, paralı televızyonlar, banka ve kredi kartlan... Tüm bunlar. gelişen teknolo- jinin güncel yaşama soktuğu ko- laylıklar. Özellikle son yıllarda bu gelışmiş teknoloji ürünlennin kulla- nımı arttı ve tümü de, yaşamımıan vazgeçilmez bir parçası oldu. Ama yalnızca yaşamımızı kolaylaştırma- ya mı yanyorlar? Bu sorunun yanıtı. kesinlikle "evet" değil. Çünkü bu ürünler, kul- lanıcılannın özel yaşamlannı. alış- kanlıklannı, hareketlerini bilgisayar belleklerine kaydediyör. Bir başka deyışle, her hareketimiz izleniyor. Örneğjn. tatilde kredi ya da banka kartıyla yaptığınız harcamalar, sizin hangi gün, hangi saatte ve nerede bulunduğunuzu, ne kadar para öde-. diğınizi en ince aynntısına kadar gözler önüne seriyor. Bankalann kart kullanıcılanna gönderdiği ay- nntılı hesap çizelgeleri, harcamala- nnızı kontrol etme olanağını sunar- ken, gelir-gider durumunuzu, ya- şantınızı ve bulunduğunuz yerleri ortaya çıkanyor. Sizi ıstemeden de olsa izliyor. Sizi izleyenler yalnızca bankalar değil. Telefonlar, çağn ahazlan, kimleri saat kaçta aradığınızı ve ko- nuşma sürenizi kaydediyör. Bu ka- yıtlarda, hangi numaradan arandı- ğınız, hangi numarayı aradığınız, kimlerin not bıraktığı, sizin ve karşı tarafın o sırada bulunduğu yerleri görmek de olası. Mobil telefonlar ya da çağn cihazlan, karşı tarafla ileti- şim kurarken yerlerini de belirtiyor. Telekomünikasyon merkezlerinde arayan ve arananlann bulunduklan yerler kolaylıkla saptanıyor ve kay- da geçiliyor. IMarsilya-Valencia şike davası Ama bu aynntılı banka ve telefon kayıtlanndan yalnızca siz yararlan- mıyorsunuz. Polis, gözetim altında olanlann ya da kuşkululann izlen- mesinde bu kayıtlan kullanabiliyor. hatta kanıt olarak ortaya koyabilı- yor. Örneğin, gectiğimiz' aylarda Fransa'yı sarsan bir skandal, bu sa- yede açıklığa kavuştu. 1992 Fransa Şampiyonu olan ve Avrupa Şampi- yon Kulüpler Kupası'nı kazanan Marsilya futbol takımının Valen- cia'yla yaptığı karşılaşma için orta- ya atılan şike iddalannın doğrulan- masında ılerleme kaydedildi. Maç- tan bir gün önce futbolculann kaldığı otelde yapılan odalararası telefon görüşmelerinin kayıtlan. Marsilya yöneticisi Jean-Pierre Ber- nes'in şike yapmakla suçlanan rakip takım oyunculanyla telefonla ko- nuştuğunu ortaya çıkardı. Otelin te- lefon santralına bağlı bilgisayann, otel içine ve dışına yapılan aramala- n kaydetmesi, şike olayının ve buna kanştığı öne sürülenlenn durumu- nu bir anda değiştirdi. Erieh lnciyan
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear