Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
11 AĞUSTOS1993 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI 11
Bağ-Kurprim
fakiri
•ANKARAÇUBA)-
Sayılan 2.5 milyona yaklaşan
Bağ-Kur üyelerinden sadece
yüzde 1 'inin düzenli olarak
primlenni ödediklen
behrlendi. Bağ-Kur üyeleri
arasında yapılan bır
araştırmada. son on yılda
prim borçlanıu her ay
düzenli olarak ödeyenlerin
oranının yüzde 1 dolayında
bulunduğu saptandı.
Üyelerin yüzde 34'ü kururna
yetersiz ödeme yaparken,
yüzde 30"u da çok az
ödemede bulunuyor.
Bağ-Kur üyelerinden yüzde
35'i ise son on yıldır hiç bir
pnm ödemesı yapmadı.
SerbestböJgeden
ticaret
•ANKARA(ANKA-
Serbest bölgelerde
gerçekleşürilen toplam
ticaret hacmi giderek artıyor.
Türkiye'de halen faaliyet
gösteren 5 serbest bölgede bu
yıhn ilk altı ayında 385
milyon dolarlık ticaret hacmi
gerçekleştirildi. Ticaret
hacmi. 1992 yılmın aynı
dönenune göre yüzde 60"a
yakın bir oranda artış
gösterdı. Geçen yılın ılk altı
ayında söz konusu
bölgelerde 241 milyon
dolarlık ticaret yapılmışü.
1992 yılırun tümünde ise
hacim 577 milyon dolar
olmuştu.
Enerji tasarnıfu
• ANKARA(AA)-
Enerjinin bol ve ucuz
olmaktan çıktığı
günümüzde, bugün ve ileriye
dönük yapılan hesaplamalar,
Türkiye'nin ekonomik
büyümesi için gerekli ilave
enerji ihtiyacının bir kısmının
"enerji tasarrufu"
çalışmalanyla
karşılanmasının mümkün
olduğunu gösteriyor.
Yapılan hesaplamalara göre
Türkiye'de enerji sektöründe
yüzde 20, bına ve konut
sektöründe yüzde 30,
ulaştırma sektöründe ise
yüzde 10'luk bir enerji
tasarrufu potansiyelinin
varhğı sözkonusu.
Tezsanişçi
pkanyor
• ANKARA(ANKA)-
Türkiye İş Bankaa'nın
iştiraklerinden biri olan
Borsa Şirketi Tezsan Takım
Tezgahlan AŞ genel
ekonomik koşullar ve düşük
gümrükle kullanılmış tegah
ithalini gerekçe göstererek,
üretimi kısma ve 141 işçinin
işine son verme karan aldı.
Tezsan, Sermaye Piyasası
Kurulu(SPK)
gönderdığiyazıda. ağustos
başından itibaren üretimini
azaltarak, işçi çıkarma
uygulamasına gıdeceğıni
bildirdi. SPK'ya gönderilen
"özel duruma cıklama"
yazısında, "'genel ekonomik
koşullar ile hükümet
kararlannın olumsuz
etkilerini ve Haziran 1993
tanhı itibariyle şirkeümizin
durumunudikkatealan
yönetım kurulumuz, 2
ağustos tarihınden itibaren
üretimin azaltılması ve 141
şirket çalışanının ışine son
verilmesini kararlaştırmıştır"
denildi.
Batman'a yaörım
• BATMAN (Cumhuriyet) -
SHPmilletvekillen Adnan
Ekmen ile Abdülkerim Zilan,
hükümetin yatınm
yönünden pılot iller seçtiği
Hakkari ve Şırnak'a.
Batman ve 5 ılçesinin de
eklenmesı için gınşimde
bulundu. Ekmen ve Zilan,
250 bine ulaşan merkez
nüfusu ile Batman'ın planlı
bir kentten çok gecekondu
bölgesi görünümünde
olduğunu belirterek şunlan
söylediler:" 1990 yılından
sonra Batman duraklama,
daha sonra da gerileme
dönemine girdi. Zira
TPAO'da 5 bın olan çahşan
sayısı çeşitiı nedenlerden
dolayı 2 binlere düşürüldü.
Özel sektör de yatınmlannı
azalttı. Batman'da yapılan
450 teşvikli tesisten 250'si
kredi alamadı. Tesisler baca
tûttürme kredisini beküyor."
Narçiçeği kırmızı renkü, 34
PMF41plakalı,Kartal
tnarka otomobil 31.7.1993
günü Ümraniye'de
kaybolmuştur. Yerinı
bilenler, görenler
mükafatlandınlacakür.
Tel: 5831402
Askertik yoklamalanmı ıçerirçok
yaprakh nufus cuzdanımı
5 8.1993 günü yitirdim,
hükümsüzdür
ENVERDOCAN
TÜSIAD Başkanı'na göre, Türkiye'nin ekonomik sorunlan dünyada da yaşanıyor
'2050'dedesorundeğişmez'BÜLENT KIZANLIK
TÜSİAD 20 yıh aşkın süredir yayım-
ladığı yılhk ekonomik raporlarda, te-
melde hep aynı sorunlan ve çözüm öne-
rilerini dile getinyor. TÜSİAD Başkanı
Halis Komili "2050'deki yıllık raporda
da muhtemelen konuiar pek değişmeye-
cek"dıyor. İşçı ücretlenndevergı ındiri-
mı yoluyla artış sağlanmasını öneren
Komili özelleştirme gelirinden işsiz ka-
lacaklara kaynak aynlmasını savu-
nuyor. Komili'nin ekonomik konular-
daki değerlendirmeleri şöyle:
-Sayın Komili TÜSİAD'ın son 20-25
yü içiıide > ayınladığı ekonomik raporlar-
da temel sorunlarla çözüm önerikrinin
hep aynı kakhğını göriiyoruz. Bu geçen
süre içirKİe Tûrk ekonomisi hiç mi değiş-
medi?
KOMİLİ - Muhakkak ki Türkıye
ekonomisınde geçen 25-30 yıl içinde bü-
J^ÜSİAD Başkanı
Halis Komili, işçinin
ücret artışı taleplerine
devletin vergi indirimi
yoluyla destek olmasını
istedi.
yük değişimler oldu. Bir kere 80'lere ka-
dar Türk ekonomisinın içe dönük ithal
ikamesine dayalı bir kalkınma stratejisi
olduğunu görüyoruz. En büyük deği-
şim 80'lerden sonra bu kalkınma strate-
jisinin tamamen değiştirilmesi dışa açık
piyasa ekonomisine geçilmesıyle oldu.
Buna paralel olarak da ihracat-ıthalat
rakamlan, kişi başına gelir gibi konular-
da düzelmeler görüldü. Ama Batı dün-
yasıyla mukayese ettiğimiz zaman
aramızdaki mesafenin kapanmadığın]
görüyoruz. Bu nedenle hedefimız baay-
la aramızdaki farkın kapatılması yolun-
da birçaba göstermek olmalıdır.
-Çok kazanandan daha çok vergi alma
yaklaşımjna ne diyorsunuz?
KOMİlî - Daha çok kazanandan
daha çok vergi alınması düşünce olarak
doğru. Ama bundan neyin kastedildiği
konusunda herhangi bir açıklama gel-
medi. Biz uzun dönemdır söylüyoruz,
Türk ekonomisinin yapısal bozuklukla-
nnın giderilmesi için bırtakım tedbirle-
nn alınması gerekir. Ve bu tedbirlerin
muhakkak ki aa tarafı olacaktır. Fakat
bunlann birbiriyle bir bütün ıçınde tek
bir programda ele alınması lazımdır.
Sadece bir konuda yapılacak tek bir dü-
zeltme çabasının yeterli olmadığını dü-
şünüyoruz. Bizim ınancımıza göre ver-
verimli yatınrr.'ara dönüşecektir. Bu su-
retle kısa bir süre sonra özelleştırme so-
nucu yeniden iş imkanlannın yaraüla-
cağı bir dönemin başlayacak. Ara dö-
nemde ise gerek işsiziik sigortası uygula-
ması, gerekse bu kişilerin yenı işler için
eğitime tabi tutulması suretiyle sorunun
hafıfletihnesi mümkündür.
-Kamudaki işçilerin ücret artışı bek-
(entüeri nedeıuyİe yaşanan sıkıntı sizce
nasıl aşılır?
KOMİLİ - Türkiye bütçesine
baktieımız zaman hükümetin bu konu-
KomiK: En bûyük sorun ücreüi kısuna yüklenen verginin çok yüksek olması.
gi, özelleşürme ve ıdari reformlan kap-
sayacak bir orta vadeli ıstikrar paketi
karannın alınması ve bunun koordineli
bir şekilde uygulamaya konulması ge-
rekmektedir.
-Özelleştirmeyi kacımlmaz görüyorsu-
nuz. Ortav a çıkacak istihdam fazİası ne
olacak?
- özelleştirme politikalannın başında
geçici bir istihdam fazlalığı muhakkak
ki olacak. Ama işsiziik sorunu özelleş-
tirme doğru biçimde uygulandığı taktir-
de sonra tersıne dönecektır. Çünkü eko-
nominin sırtından büyük bir yük kalka-
cak ve serbest kalan kaynaklar akıllı ve
daki sıkıntısını anlamak gayet kolay.
Çünkü bütçe giderleri ücretlere ve de
faiz ödemelerine yetmez hale gelmış.
Burada benım gördüğüm en büyük so-
run ücreüi kısıma yüklenen verginin
çok yüksek olmasından kaynaklan-
maktadır. Sanınm burada bir takım dü-
zeltmeler yapmak adil bir işlem ola-
caktır.
-Gündemin bir diğer önemli maddesi
gümrtik birliği tam iiyelik koşuluna bağ-
lanmalı mı? Bir de 1995 başındaki baş-
langıç tarihi sizce ertelenmeli mi?
KOMİLİ - Genel perspektifte güm-
rük birliğine geçişin tam üyelik olduğu
muhakkak kı esas alınmalıdır. Bu tarihe
yetişmek için ekonomik seferberlik ilan
etmemizgerektiğine inanıyorum. Bu ta-
rih 1995, 1996 şeklinde değişik telaffuz
ediliyor. Bu mühim değil. 95'te ilan edi-
lecek bir kararla 1 senelik süre içinde bu
yapılacaktır. Burada esas olan. sorunun
sadece özel sektöre aitmiş gibı görülme-
si.
Bugün başındaki aksi, 'özel sektör
gümrük birliğine uyabilecek mi uya-
mayacak mı?' şeklinde. Kİrier tekel
konumlanyla bugün bir takım uygula-
malara devam edebılmektedirler. Yapı-
Iması gerekli olan Türkiye'nin yapısal
bozukluklannın Avrupa Topluluğu
ekonomisine ayak uydurabilecek bir
şekle getirilmesidir. Buradaki sorunu
özel sektörden çok hükümetin ekono-
rniyi ciddi bir şekilde toparlamasında
görüyorum. Yoksa bütün kesımler için-
de özel sektör gümrük birliğine en kolay
/ l T ile gümrük
birliğine geçişte özel
sektör KİT'lerden daha
hazırlıklı. Gümrük birliği
için ekonomik seferberlik
gerekiyor.'
uyum gösterecek sektör olacaktır.
-2005, 2010 yılJanndaki TÜSİAD ra-
porlarında da Türkiye için yine aynı eko-
nomik sorun \e çözüm önerilerini mi gö-
receğiz?
KOMİLİ - Geçen ay Kopenhag'da
Avrupa İşverenler Konfederasyonu'-
nun bir toplanüsı olmuştu. Ekonomi
konusunda büyük bir sıkınüdan bahse-
diliyordu. O toplantıda gözünüzü ka-
•payıp nerede olduğunuzu bir an unut-
sanız telaffuz edilen problemlerin Tür-
kiye'deki problemlerden hiçbir farkı
yoktu. Ama tabii boyutlan çok
farklıydı. O bakımdan 2010'da olsa,
2050'de olsa ekonomi konuşurken yine
aynı sorunlar üzennde konuşacağımızı
söylemek pek kehanet sayılmayacakür.
Vestel Yönetim Kurulu Başkanı Kubalı, gümrük birliğine hazır
4
Korkıuıuıı ecelefaydasıyoktur'
Bay ve bayan eleman
araruyor.
Tel: 52613 39
AliNail Kubalı
İSO Baskani:
Enflasyonla
gümrük
birliği olmaz
İZMtR (ANKA) - İstanbul
Sanayi Odası Yönetim Kurulu
Başkanı Memduh Hacıoğlu.
Türkiye'nin öncelikle kronik
enflasyondan kendini anndır-
ması ve reel fınansman maliye-
tini aşagı çekmek durumunda
olduğunu belirterek "Eğer bun-
lar yapılnıadan Türkiye Güm-
rük Birliği'ne girerse kendi sana-
yisini intihar ertirmiş oJur" dedi.
lzmir Rotary Kulübü'nün
konuğu olarak dün İzmirli işa-
damlannaHiItonOteli'nde" Av-
rupa Topluluğu ve Gümrük Bir-
liği" konusunda görüşlerini a-
çıklayan İSO Başkam Haaoğ-
lu, Gümrük BirliğTyle olan so-
runlann özellikle ekonomideki
iç sorunlar olduğuna dikkat çe-
kerek Türkiye'nin 15-16 yıldır
kronik yüksek enflasyon yaşa-
dığmı anlatü.
Bunun ekonomideki büyü-
meyi önlediğini ve üretken
yaünmlara kaynak bulmada
zorluk oluşturduğunu kayde-
den Hacıoğlu, bu arada Türki-
ye'nin 500 büyük fırmasının
önümüzdeki günlerde açık-
lanacağı ciro ve kar durumu ile
ilgili olarak da bilgi verdi. İSO
Başkanı şöyle devam etti.
500 büyük firma
"Başbakan 235 rrilyonluk ka-
mu borçlanma gereksinimi ola-
cağını ifade etti. Bunun için dev-
letin ödeyeceği faiz 200 trilyon-
dur. Bu yıl 500 büyük kuruluş
360 trilyon ciro yaptı. Elde etriği
kar ise 20 trilyondur. Bunun da 8
trilyonu repo karıdır. Sa> ın Baş-
bakan yüzde yüz vergi koyaca-
ğız diyor. 500 sanayi kunıluşu-
nun 12 rrilyonluk kannın hepsini
alsa bile devletin yüksek reel fai-
7İni ödemeye gücü yetmejecek."
Ekonomi Servisi - Vestel Yönetim
Kurulu Başkanı AIi Nail Kubalı, Türki-
ye'nin I996'da gümrük birliğine gitmek
konusunda kararlı olduğunu belirterek,
"Korkunun erete faydası yoktur. Girip
girmemekte tereddüt etmek için geç
kaldık. Şimdi, girdiğimizde ne gibi ted-
birlerin alınması lazun onu düşünmeli-
yiz" dedi.
AJi Nail Kubalı. Ekonomi Muhabir-
leri Derneği (EMD) üyelerine Türk
elektronik sanaymin. gümrük birliğine
katılmay ı arzuladığını belirterek "Türki-
>e. toplıiluğa üyc olmadan, gümrük birli-
ğini kabul eden iik üikelerden biri sayılır.
Türki>e'nin gümrük birliğine gitmesiyle
büiikte, önündeki birçok engel kalkacak,
gentş bir pazara kavuşacaktır" dedi.
EMD istanbul Şubesi'nin geçtiğimiz
günlerde düzenlediği bir toplantıda,
İSO Başkanı Hacıoğlu'nun. Türk Elekt-
ronik Sanayi'nin, ithal parçalarla üre-
tım yapması nedeniyle gümrük birliğine
gidildiğinde rekabet edemeyeceğini söy-
lemesıne tepkı aösteren Kubalı, şöyle
dedi:
"İSO Başkanı Sayın Hacıoğlu gayet
talihsiz bir ifade kullanmıştır. İfadesiger-
çekleri \ansirrm\or. Kendisinin İSO
Başkanı olarak stktörii tanımadığını or-
tav a kotmuştur. Bütün gelişmiş ülkeler-
de elektronik sanayi, ürettiği mamulün
malzemelerini kendîsi yapmaz. L'cuz bul-
duğu yerden ithal edip, montajtnı yapar."
'Haksız rekabet var'
Alı Nail Kubalı, gümrük hattı dışı
mağazalan nedeniyle, beyaz ve kahve-
rengi eşya sektörünün iç pazarda haksız
rekabete maruz kaldığını hatırlatarak,
bu mağazalann işlevini kaybettiğini. ka-
patılması gerektigiru söyledi.
Bir soru üzerine Türkiye'nin yurtdjşı-
na ihraç ettiğı televizyonlann yüzde
40-50 daha ucuza satıldığını haürlatan
Ali Nail Kubaiı, Türkiye'de de vergi ve
fonlann fiyatlan yukan çektiğini bildir-
di. Kubalı. "Yuıtdısındaki tükerkri de
Türkiye'de satılan fi\atlardan malı alı-
yor. Çünkü, o ülkenin aldığı gümrük ve
vergiler malın fıyatını eşitli\or" dedi.
Vestel'in satıkp, saülmadığı konusun-
daki bir soruya da Kubalı, şirketin iyi
gıttiğini. kannın iyi olduğunu, bu ne-
denle de şimdilik satılmasının söz konu-
su olmadığını kaydetti.
Türkiye'nin Chip (Yonga) üretıp
üretmeyeoeği yolundaki bir soruya da
Kubalı. İstanbul Teknik Üniversitesi
bünyesinde bir vakıf kurulduğunu, bu
vakfın gelişmelere ve siparişe göre üre-
tim yapacak tesisler açacağını bildirdi.
Yeni pazarlara doğru
birlikte yola çıkalım.
T.C. Başbakanlık Hazine ve Dış Ticaret Miisteşarlığı Koordinatörlügünde
Güney Afrika. İsralt ve Tayvan'daki "Türk İş Hattalarına" katılın.
Turkiylf'nin, ekonomik geüşmesi,
tıcaçgu&tınm ve ortak girişim
olanaüannı kapsayan tüm yönleri ile
tanıtılması içm Güney Afrika, İ&rail ve
Tayvan'da düzenleneeek özel haftaîara
işadamlanmızı katdmaya davet ediyonîi:
14-16EKİM1993
J0HANNESBUR6 / GÜNEY AFRİKA CUMHURİYETt
İ T K İ B
İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon
Ihracatçı Birlikleri
Tel (1) 274 30 30 Faks (1) 274 48 58 - (1) 274 30 40
"Türk lş HajHHflfazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı
^HTgerçekleştirilecektir. Hafta
Dıraç Ürünleri Sergisi",'Türkiye
ve Ortak Yatınm Olanaklan" konulu bir
seminer, işbirliği potansiyeli taşıyan sektörlerde taraf ülke
işadamlannı bir araya getiren toplantdar yer alacaktır.
2-4KASİM1993
TEL-AVIV / İSRAİL
IİB
İstanbul Ihracatçı Birlikleri
Tel (1)244 11 74/(1)245 56 11 (8hat)
Faks: (1)245 56 21-22
14-16ARAUK1993
TAIPEI/TAYVAN
İ G E M E
Ihracatı Geli$tirme Etüd Merkezi
Tel (4) 417 22 23 Fate: (4) 417 22 33
EKONOMIYEBAKIŞ
TANER BERKSOY
Devlet Az Harcarsa Ne Olur?
Takke düştü, kel görürtdü. Vergi konusu tüm ağırlığıyla
gündeme geldi.
Kamu maliyesi tam anlamıyla tıkanmış durumda. öyle
para basma, borçlanma, KİT satma gibi yapay ve geçici
önlemlerle aşılamayacak boyutta bir darboğaza geliridi.
Ancak, vergilemeyle aşılabilecek bir tıkanma bu. Pamuk
eller cebe. Vergi verilecek.
Bu gerekli Türkiye'de devletin devlet olabilmesi, etra-
fımızda gördüğümüz toplumsal ve ekonomik doku bozuk-
luklannın tamiri buna bağlı.
Kamu maliyesindeki bunalımı bir süredir değişik bir
açıdan irdeliyorum. Sanınm daha doğru bir perspektiften
bakıyorum.
Bugün de bunu sürdüreceğim. Kanak sıkıntısı içinde
olup, az harcamaya zorlanan devletin, ekonomik ve top-
lumsal boyutta yarattığı sonuçları irdeleyeceğim.
Kamu maliyesindeki tıkanmanın devletin çok harcama
yapmasından kaynaklandığı şeklinde yaygın bir görüş
var. Bu doğru değil. Başka ülkelere kıyasla Türkiye'de
deviet çok değil. neredeyse yarı yanya daha az harcama
yapıyor. Bunu sayısal olarak gösterdim
Yani, kamu maliyesinin içine süruklendiği zavallı ko-
numun nedeni devletin hovardalığı değil.
Tersine, devlet ekonominin boyuna göre az harcıyor.
Bunun nedeni de, kişi ve kurum gelirlennden yeterince
vergi alamaması.
Yani, kamu maliyesinde oluşan darboğaz, devletin ver-
gileme yoluyla kendisine gerçek kaynak aktaramaması-
ndan kaynaklanıyor. Resmi rakamlar bunu gösterıyor
Şimdi gelelim can alıcı soruya. Olsun varsın, devlet
vergi de almasın, harcama da yapmasın demek mümkün
mü?
Kuşkusuz değil. Siz bakmayın bunları yumurtlayan aklı
evvellere. Devletin vergileme yapamadığı için harcama-
larını kısmak zorunda kalması, ekonomik ve toplumsal
dokuda onulmaz yaralar açıyor.
Devletin yapması gerekli olan işleri, gerçekleştirmek
zorunda olduğu işlevlerı var. iç ve dış guvenlığın sağlan-
ması, ekonomik ve sosyat altyapının hazırlanması, dev-
letin doğal olarak üstlenmesı gereken görevler. Toplum-
sal işbölümünün kaçınılmaz sonucu bu.
Bu görevlerin gerçekleştirilmesı için devlet, vergi ve
benzeri araçlarla kendisine kaynak aktarıyor ve bu tür
amaçlara dönük olarak harcama yapıyor.
Söz konusu kaynak aktanmı yetersiz ise, devlet har-
camalarını sınırlamak zorunda kalıyor Üretmek ve top-
luma sunmak zorunda olduğu hizmetlerin hacmi ve kali-
tesi düşüyor. Bu, ekonomik ve toplumsal dokuda erime-
lere, giderek kopmalara neden oluyor.
Son on yıl içinde Turkıye, kaynak fukaralığına sürükle-
nen devletin yeterli boyutta ve yönde harcama yapama-
ması nedeniyle kamu hizmetleri nitelik ve nicelik olarak
çökmüş, ekonomik, ve toplumsal dokusu zedelenmiş ül-
kelerin tipik bir örneği haline geldi.
Nasıl oldu bu? Biraz rakamlara bakacağız yine. Kon-
solide bütçe harcamalarının işlevsel dağılımı bu konuda
gTerekli ipuçlarını veriyor
Genel hizmettere yönelen bütçe harcamalarının
GSMH'ye oranı 1981de yüzde 12.4 iken 1980'lerin sonun-
da yüzde 5'e kadar gerilemiş. Yani, Türk ekonomisinin
toplam üretim gücüne kıyasla. genel kamu hizmetlerine
yapılan harcama görece yarıdan fazla azalmış 1980li yı-
llarda.
Savunma için bütçeden yapılan harcamanın GSMH'ye
oranı 1981 'de yüzde 4.9'dan 1991 yılında yüzde 3'e gerile-
miş. Adalet ve emniyet için yapılan harcamanın oranı da
1981 de yüzde 1'den 1991'de yüzde 0.4'e gerilemiş. Yani,
toplam olanaklanmızdan iç ve dış güvenliğe ayırdığımız
pay da son on yılda tepetaklak olmuş.
Tarım, orman, köy işleri, karayolları, su işleri, ulaştırma
gibi ekonomik altyapıya yönelik bütçe harcamalarının
GSMH'ye oranı 1981 de yüzde 5.1 imiş. Bu rakam 1991 de
yüzde 2.9'a düşmüş. Yani, ekonomik altyapıya
ayırdığımız kaynak oranı da son on yılda yuzde 44 ora-
nında gerilemiş
Sosyal altyapı da benzer bir gelişmeden kurtulamamış
1980'lerde. Eğitime yönelik harcamaların GSMH'ye oranı
1981'de yüzde 3ten, 1989da yuzde 2 5'e gerilemiş. Yani,
nüfus ve öğrencı sayısı hızla artarken bu amaca dönük
harcamalar görece daralmış. 1980'lerin başında GSMH'-
ye oranı yüzde 08 olan sağlık harcamaları, dönem so-
nunda yüzde 0.6'ya düşmüş. Yani, insanımızın nitelikleri-
ne de boş vermişiz, bu amaca dönük kamu harcamalannı
da görece kısmışız son on yılda.
Peki, tüm harcamalar görece daralırken, neyin boyu
büyümüş? Borç faizlerinin kuşkusuz. Bütçeden yapılan
faiz ödemelerinin GSMH'ye oranı 1981 'de ihmal edilebilir
düzeydeymiş. Bu oran 1980'lerin sonunda yüzde 5.8'e
fırlamış.
tşte, vergi almaktan vazgeçen, çarkını borçlanmayla
döndürmeye çabalayan devletin aşırı olduğu söylenen
harcama tablosu bu.
Bunun ekonomik ve sosyal dokuda yarattığı çürüme-
lere her gün tanık oluyoruz. iç ve dış güvenliğe yönelik
harcamalann görece daralmasının terörle bağlantısı yok
mu sanıyorsunuz? Genel hizmetlere yapbğımız harcama
daraltılınca bürokrasinin işlememesi, kent hizmetlerinin
berbat hale gelmesi salt bir rastlantı mı? Sosyal altyapıya
boş verip, sonra sokakları dolduran nıtelıksiz ınsan toplu-
luğundan şikayet etmeye hakkımız olabilir mi? Sokak-
larınızdaki çukurlar, akmayan sular, urgibi büyüyen kon-
dular devletin fazla harayor olmasından mı kaynaklanı-
yor?
Kamu maliyesindeki darboğazı bu yönden sorgulamak
gerekli. Vergi almaktan vazgeçen devletin harcamalarını
kısmasının toplumsal kalitemizi de berbat ettiğini mutlaka
görmeliyiz. Vergi sorununun çözülmesinin bu nedenle
mutlak bir zorunluluk haline geldiğini vatandaşlık bilinci-
mize kazımalıyız. O zaman insan gibi yaşamamız müm-
kün olacak. Bu, en temel hakkımız.
S.S. AVKON KONUT YAPI
KOOPERATİFİ BAŞKANLIĞFNDAN
1. S.S. Avkon Konut Yapı Kooperatifi adına İstan-
bul Büyükçekmece, Beylikdüzü mevkiinde 240daire-
li 5 bloktan ibaret olarak yaptınlacak betonarme
karkas konut inşaatı, kapab zarf usulü ile eksiltmeye
çıkanlmıştır.
2. îhale, Bayındırlık Bakanhğı yapı işleri birim fiat-
lanyla yapılacaktır. İşin 1. keşif özeti 72.000.000.000
TL'dir. İşin geçici teminai' %3'tür.
}. Bu işe ait şartnameler. ihale evrakı ve istekliler-
den istenilen belgeler ile sair bi'şiler, kooperatif mer-
kezi olan Beyoğlu İstiklal Caddes: Orhan Adli Apay-
dm Sokak Baro Han Kat: 1 No: 105 adresinde hazır
bulundurulacak ihale dosyasında görülebilir.
4. Kooperatif 2886 sayılı yasaya tabi olmayıp ihale-
yi yapıp yapmamakta ya da dilediğine yapmakta ser-
besttir.
5. İsteklilerin teklifleri 23 Ağustos 1993 günü saat
09.00 ila 17.00 arasında kooperatif merkezinde, koo-
peratifyetkililerince alınacakür. Posta ile yapılan baş-
vurulardaki gecikmeler kabul edilmez.