25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5 HAZİRAN1993 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Bekletilen kamu zamlannın art arda yapıldığı mayıs ayındafiyatartışlan yüzde 4.7'de kaldı Eııllasyoııa özel sektör freniMayıs ayında tüketici fiyatian yüzde 4.7, toptan eşya fiyatlan ise yüzde 2.9 oranlannda arttı. Mayıs ayındaki yüksek oranlı kamu zamlanna karşı fiyat artışının yüksek olmasında özel sektör fıyatlannın yüzde 1.5 gibi düşük bir artışgöstermesi etkili oldu. Oranın düşük kalmasında DİE'nin hesaplama yönteminden dolayı zamlann bir bölümünün haziran endeksine girmesinin de payı var. ANKARA (Cumhuriyet) - yılın nisan ayında ise fiyat arüşı Beklediği gibi oldu ve enfiasyon mayıs ayında da arüş trendini sürdürdü. Mayısta tüketici fi- yatlan edeksi yûzde 4.7, toptan Özel sektör kurtardı eşya fiyatlan endeksi ise yüzde 2.9 oranında artış gösterdi. Her iki endekstekı yıllık arüş da ni- san ayının ûzerine yûkseldi. DİE'nin verilerine göre ma- yıs ayında hem toptan hem de tüketici fıyatlan geçen ydın mayıs ayından ve bu yılın nisan ayından daha yüksek oranlar- da artış gösterdi. Geçen yıl mayıs ayında toptan eşya fiyat- lan endeksi binde 7, tüketici eşya fiyaüan endeksi ise binde 9 Enflasyonun seyri Tükelicifiyaöan ToptsnRyaflan Ajrf* 1992Mayts 0.9 0.7 1993Mayts 4.7 2.9 YdMt 1992 May» 69.9 59.5 1983 May» 65.0 toptanda 2.6, tüketici de ise yüzde 4.4 olmuştu. oranında artış gostermişti. Bu Mayıs ayında kamu sektö- ründe yapılan yüksek oranlı zamlann tümü DİE'nin yön- temi yüzünden tümüyle endek- se yansımadı. Fiyat artışlan gün ağırbklı olarak endekse yansıüldığı için zamlann etkisi- nin bir böiümü haziran endek- sinde görülecek. Mayısta kamu kesıminde toptan eşya fiyatlan yüzde 6.5 oranında artış göster- di. Buna karşıük özel sektörün fiyat artışlan yüzde 1.5 gibi son aylann en düşük oranında oldu. özel sektördeki fiyat artışı- nın nispeten düşük kalması tanm sektöründeki fiyat düşü- şünden kaynaklandı. Mayıs ayında tanm sektörü toptan eşya fiyatlan endeksi yüzde 3.9 oranında gehledi. Geçen yılın mayıs ayında tanm sektörün- deki fiyat gerilemesi ise yüzde 9.5 düzeyindeydi. Mayıs ayında madencilik fi- yatlan yüzde 2.3, imalat sanayii sektörü fiyatlan ise yüzde 5.3 oranında artış kaydetti. İmalat sanayiindeki aylık fiyat arüşı geçen yılın aynı ayının üzerinde seyretti. Toptan eşya fiyatlannda yılın ilk beş ayında görülen arüş ise yüzde 22.2 olarak belirlendi. Gecen yıhn ilk beş ayındaki artış yüzde 25.4 seviyesindeydi. Toptan eşya fiyatlannda ge- çen yılın aynı ayına göre arüş ise yüzde 57.3 oldu. Bu oran bu yıl nisan ayı sonunda yüzde 54 olarak açıklanmıştı. Geçen yıl mayıs ayı sonundaki toptan eşya yıllıkfiyatarüşı yüzde 59.5 düzeyindeydi. 12 aylık ortala- ma artış ise yüzde 57.1 oldu. Geçen yıl bu oran yüzde 61.1 olarak açıklanmıştı. Tüketici fiyatlan endeksi ise mayıs ayında yüzde 4.7 ora- nında bir artış gösterdi. Tüke- tici fiyatlan geçen yılın mayıs ayında binde 9, bu yılın nisan ayında ise yüzde 4.4 artmışü. Toplam artış yüzde 25.4 Bu artışla bırlikte tüketici fı- yatlanndaki beş aylık toplam arüş yüzde 25.4 oldu. Geçen yılki beş aylık artış ise yüzde 26.1 düzeyinde bulunuyordu. Tüketici fiyaüan endeksi yıllık bazda arüş trendini sür- dürdü. Nisan ayı sonunda yüz- de 59 olan yıllık artış, mayıs so- nunda yüzde 65'e kadar çıktı. Yıllık arüş geçen yılın aynı ayında ise yüzde 69.9 düzeyinde gerçekleşmişti. 12 yıllık ortala- malara göre tüketici eşya fiyat- lan endeksindeki arüş da yüzde 63.6 olarak hesaplandı. Geçen yıl bu oran yüzde 71.7 düzeyin- deydi. Tüketici fiyatlan endeksinde sektörel olarak en yüksek artış yüzde 5.6 ile kültür, eğjtim ve eğlence fiyatlannda görüldü. Mayıs aymda gıda fiyatlan yüz- de 5.1, giyiffi ve ayakkabı fiyat- lan yüzde 5.2, sağlık ve kişisel bakımla ilgjli harcamalar yüzde 1.6, ulaşürma ve haberleşme fi- yatlan yüzde 5.5 ve konutla ilgi- b harcamalar yüzde 3.5 oranı- nda artü. Tüketici fiyatlan mayıs ayın- da en fazla yüzde 7.1 ile Erzu- rum'da artü. Fiyat artışlan An- kara'da yüzde 5.7, İstanbul'da yüzde 3.4, İzmir'de yüzde 4.6, Adana'da yüzde 3.1, Antalya'- da yüzde 3.8, Bursa'da yüzde 4.4, Diyarbakır'da yüzde 5.8, Eskişehir'de yüzde 5, Gazian- tep'te yüzde 3.3, Kayseri'de yüzde 5.1, Malatya'da yüzde 6.6, Konya'da yüzde 5.5, Sam- sun'da yuzde 5.3, Trabzon'da yüzde 5.8 ve Zonguldak'ta yüz- de 5.4 oldu. Tiirk tütününe destekANKARA (ANKA) - Ma- liye ve Gümrük Bakanı Sümer Öral, "yabancı sigara ve tütün itnalatmdan sağianan gefirie tütün ûreticisiııin desteklenece- ğini" söyledi. Maliye ve Gümrük Bakanı Sümer Oral, ANAP İstanbul MîDetvekili Bölent Akarcalı'- nın yazılı soru önergesini yanıt- iarken ANAP iktidan "döne- miııde özd ve tüzel kişilerce kurulacak sigara fabrikalany- la Ugüi Tekd ortaklığı koşulu- nun kaklırüdığını beürtti. Oral, "Bu değişikliklerie Philsa'ya bir ayncalık yapıhnış veya bir ayncalık dûşûnüimüş ise bu bi- rim bflgnnizin dışmda olup bu sonmun önceki hükümetlere sonılması gerekir" dedi. Oral, yazılı yanıtmda şu bfl- güeri verdi: "91/1755 sayılı Bakanlar Kurulu karannda yer aian fon- lann alınmasma devam edil- mekte, bu foolardan sağianan geürierin tamamı (müşterek fon hesabına aktanlan miktar hariç) Tekei'e ait sigara fabri- kalarmın ve yaprak tütün işfc- me evlerinin modernizasyonu 3e sigara öretiminde yeni kapasiteler yaratıtnıası yolun- daki yatırimlarda kullanı- hnaktadır. Böylece, yabancı si- gara ve tütün ithalabndan sağianan geiir ülkemiz tütün- cütüğüne ve tütün mamulkri- nin geüştirilmesiyle ilgili pro- jelere kanaüze edflmek suretiy- le kendi tütünömüze ve üretici- mize destek veribnektedir." Petrol üretiıninde eme ANKARA (ANKA) ) Hampetrol üretimi, yılm ilk dört ayında, geçen yıbn eş dönemine göre yüzde 11.5 oranında azaldı. Petrol İşleri Genel Müdür- lüğü'nden edinilen verilere göre geçen yılın ocak-nisan döneminde bir milyon 437 bin 170 ton olan Türkiye'nin top- lam hampetrol üreümi, bu yılın eş döneminde bir milyon 272 bin 621 bin ton düzeyinde kaldı. Toplamda yaklaşık yüzde 72'lik bir paya sahip olan olan TPAO'nun üreümi yüzde 8.7 oranında gerileyerek 908 bin 957 tona indi. TPAO'nun Arco firmaşyla ortaklaşa ger- çekleştirdiği üretim de yuzde 34.9 azalarak 85 bin 390 tona geriledi. TPAO-Shell or- taklığuun üretimi de yüzde 21.3 azalarak 25 bin 602 tona indi. Türkiye'de faaliyet göste- ren yabana sermayeb firrna- lardan Shell'in tek başına ger- çekleşürdiğı üretim yüzde 9. 4'lük düşüşle 194 bin 326 tona geriledi. Mobil-Dorchester or- takbğının üreümi de 55 bin 578 ton düzeyinde gerçekleşü. Bu ortaklığm üretimi geçen yıbn eş dönemine göre yüzde 7.1 azaldı. Mobil'in tek başına yapüğı üreüm yüzde 4.2 aza- larak 531 ton, Ersan-Alaad- din (AME), Trans Mediter- ranean (TMO) ortakbğının üretimi yüzde 33.4'lük düşüş- le 2 bin 237 ton düzeyinde ger- çekleşü. Küçük ve orta ölçekli üreticiler,sektörün devlerini sıkıştınyor BoyadakıyasıyarekabetMERtHAK İZMJR -Boya sektörünün devleri, küçük ve orta ölçeldi fir- malar karşısında güç durumda. Pazar paylan sektör devlerinin çok üstünde olan küçük ve orta ölçekli üreüciler, düşük fiyat- lanyla geniş kitlelere ulaşıyor- lar. Türkiye'deki boya devleri, bir yandan teknolojıdeki hızlı geliş- meye ayak uydurmaya calışıp birbirleriyle kıyasıya mücadele ederlerken diğer yandan boya pazannda 'cirit atan' küçük ve orta ölceldi işleünelerle savaşı- yorlar. Boya firmalannın kendi yapüklan araşürmalara göre pazann yüzde 67'si, Macshall, Yasaş, ÇBS, Polısan ve Merbo- lin tarafindan konUol ediliyor. Buna karşm yüzde 33'lük pay küçük ve orta ölçekli işletme- lerin elinde. Pazar paylarmı artürmaya çabşan boya devleri de bu paya gözlerini diktiler. Boya sektörünün tüm kollannı içeren bir araşünnaya göre pa- zarda Yaşar grubu yüzde 26, Marshall yüzde 24, ÇBS yüzde 7, Polisan yüzde 4, Merbolin yüzde 6 paya sahip. Burada yüzde 33'lük pay ise irili ufaklı boya üreücilerinin elinde. İnşa- at boyalannda Yasaş ve Mars- hall yüzde 28, Poüsan yüzde 7, Merbobn yüzde 6, ÇBS yüzde 12, küçük ve orta ölçekb üreüci- ler yüzde 19 paya sahip. ÇBS Genel Müdürü İsmail Günay, pazardaki pay mücadelesinin yanı sıra 'sokak aralannda ve merdiven alünda' boya yapanlarla pazar savaşı yapük- lannı söyledi. Bu işletmelerin kalitesiz malzeme kullandıklannı beürten Gü- nay, fiyaüannın ucuzluğu yüzünden pazardaki rekabet şanslannın da yük- sek olduğunu bildirdi. Günay, "Ham- maddelerinin kabtesiz obnası, işçilere verilen düşük ücretler küçük işletmele- rin piyasaya çok düşük fiyatla girmele- rine neden oluyor. Ancak kabtesiz bo- yanın pazar payı giderek düşüyor. Se- vindirici olan bu" dedi. Boya sektörü olarak ciddi sorunlarla karşı karşıya bulunduklannı belirten Günay, özelbkle ithalata dayanan gir- dilerin çok olduğunu, bunlann yurda girişinde sorunlarla karşılaşüklannı söyledi. İsmail Günay, "Bu girdileri is- tismar edenler var. Ban girdilerimizi akaryakıt olarak piyasa sürenler oldu. Bundan dolayı da iüıalaümızda kısıtla- malar yapıldı. Yani kurunun yanında yaş da yandı. Aynca soıi politik belir- sızlıkler akınulanmız arünasmda da rol oynadı. Bunun dışında teknoloji çok süratli gelişiyor. Türk finnalar da buna ayak uyduramıyor. Bunun için de yabana teknoloji transferi söz konusu" diye konuştu. Tüketici bilinçlennıelj Marshall Saüş Koordinasyon Mü- dürü Erdoğan Nnr, boya kullanma bi- lincinin yetersizbğinden yakındı. Şu anda inşaat gruplannda kişı başına dü- şen tüketimin 2.5 btre dolayında oldu- ğunu bildirdi. Bu rakamın Avrupa ve Akdeniz ülkelennde 8-9 büe, gelişmiş ülkelerde ise 20 liüçnin üstüne çıküğına dikkat cektı. Son yıllarda boya sektö- rûnde iki kat bûyûme gerçekleştırdiğine dikkat çeken Nur," 1992 yıbnda ekonomik büyüme yüzde 5'ken boya sektöründeki büyüme yüzde 8-9 oldu. Burada tamir ve otomotiv boyamadaki büyüme oldukça yüksek. 1993 tahmi- nimiz yüzde 6'bk bir sektörel büyüme. Ekonomik büyüme- nin de yüzde 3 civannda ola- cağını üihmin ediyoruz. Buna göre boya tüketimi giderek art- maktadır"' dedi. Tüketici bib'ncınin gebşme- mesinin sektörün en büyük so- runlanndan biri olduğunu belir- ten Erdoğan Nur. ikıncı kabte mal üreten birçok firmanın bu- lunduğunu bildirdi. Nur, şun- lan söyledi: "Orta ve uzun vadede bunun çözümü ancak tüketicinin bi- Ûnçlenmesiyle olabilir. Bir de bu firmalann ıslah edilmesi lazım. Ürünle ilgiü standart var. Mak- simum ve minimum standart arasındaki fark çok büyük. Tür- kiye'de şu anda isteyen herkes bu standarü alabibr. Ancak bu vasıfsız üretim yapanlann pay- lan giderek düşüyor. Bizim ra- kamlanmıza göre 1991 yılında yüzde 38 bir paya sahiplerdi. Bu pay, 1993 yıbnda yuzde 33'e düştü. Bunun sebebi 1984 yılında toplu konutun devreye girmesiyle bir yazhk ve konut krizi ortaya çıkü. Burada çok vasıfsız boyalar kullanıldj. Pat- lama da bundan dolayıdır. Ama hiç boya kullanmamaktansa kullanmak bir kabte arayışı- ndandn:. Yüzde 33 payı olanlar ya pa- zardan çekilecek ya da kalitelerini artü- rmak zorunda kalacaklarlar." İnşaatlarda ahşap ve habya doğru yöneümin olduğunu beh'rten Nur, 1993 yıb hedeflerinin yüzde 20 arüşı olduğu- nu söyledi. Nur, "Son 5 yıldır sektörel büyümenin üzerinde bir arüş kaydedi- yoruz. 1992'de 1991'e göre sektörün arüş oranı yüzde 18 oldu. 1992 yıb iç pazar saüşımız 50 bin ton oldu. 1993 hedefımiz 60 bin ton. Tüketiciye uygun ve onun sağbğını koruyan ürünler geliş- ünneye çabşıyoruz. Çevre korumaya da önem veriyoruz" diye konuştu. boya TÎSK, işsizük oranının arttığını ve yüzde 8'e yükseldiğini belirledi 'En büyük teftÜke, i§Û7İSk y ANKARA (ANKA) -TtSK, çalışma hayatmmen büyük soranunu "işsizlik" olarak beliriedL TİSK raponmda, issiztiği artbran nedenler arasBida u çahşma mevzuaünm ekonomkfeki dinamiznıi yakalayamaması'" sayıldj. TtSK Yönetim Kurulu tarafindan haznianan raporda, ekim 1990'da yüzde 13 olan issiztik oranınm, ekim 1991'de 8.2'ye yükseMiği, 1992yüı nisan aymda da yüzde 8 olarak gerçekkştiği bdirtikn'. Sanayiksmenuı göstergesi saytlan sanayi ve hizmeder sektöründeki istihdanun yeterh' bir düzeye ulaşmadığnıa dikkat çeküdi ve istihdamda tanm sektörünün payı yüzde 43.8, sanayinin yüzde 15.1. hizmeder keshmmn ise yûzde 41.1W denüdi. Raporda, işsizlik oranının yüksdmesindeki en önemli nedenler "hızlı nüfus arüşj istibdam imkanlannı getiştirecek yatmınlann arttmlamaması ve çauşma mevzuatmın ekonomideki dinamizmi yakalayamanıası olarak sayıldı. lyâVlî^in azaltdması için toplu iş sözleşmesisistenuninekonofninin gerekleri dikkate alınarak yeniden düzenlenmesi gerektiğine tşaret edildi ve "İşletmelerin mali gücünii, verimlilik ve üretim artışlarını dikkate almayan aşın ölçûdeki ücret artışlan işçi alımını yavaşlatmakta, işJeüneleri otomasyona yöneltmektedir"denM. Raporda, özellikle sendikalı ve toplu iş sözleşmeli işyerlerinde isdhdamm son yıllarda öoemli ölçüde azaldığı kayde- düdi. Verilerin istihdamdaki azalmamn imalat sanayünden ve büyük işyerlerinden doğduğunn gösterdiğine işaret edüdi. Gerekçe olarak da "işçi sendikalannın ölcüsüz ücret talepkri" gösterildi. Raporda, çalışma hayatını düzenleyen ve bilgilendiren >asâlann yeni yatmmlan ve işçi eahştırmayı özendirecek niteükte ve esneklikte olmasuun istibdam imkanlanmn geKştirilmesi bakımından büyük önem taşıdığına dikkat çekildi. Sosyal gerçeklerlc ağırlaştınlan çalışma mevzuatmın işletmelerin ekonomik şartlara uyumunu önlediği, yeni iş yaratünıasına engel olduğu kaydedOdi. IŞÇEVINEVRENENDEN ŞÜKRANKETENCİ Bayramdan Sonra Uzun tatil, zaman tanımlamasında bir ayraç oluyor. Za- mana ilişkin her konuşmamıza "Bayramdan önce", "Bay- ramdan sonra" sözcükleri giriyor. 610 bin kamu işcisinin toplusözleşmelerinin çözümü de bayramdan sonraya kaldı. Kamuoyu ve işçiler, bayram sonrası çözüm beklen- tisi içindeler. Işin tçınde olanlar ise çok daha uzun bir za- man geçeceğini biliyorlar. Siz Bayram Meral başkanlığındaki Türk-iş heyetinin Başbakan Yardımcısı Erdal Inönü ile yaptğı görüşmenin kamuoyuna yansıyan havasına bakmayın. Bayrama ka- dar bitirilemedi diye avans verilmiş değil. Önümüzde çok uzun bir zaman dilimi söz konusu. öncelikle Türk-iş'in başkanları, ILO genel kurulu baha- ne, Cenevre tatillerini bitirecekler. Sonra da inönü'nün ta- limaöna uyularak sözleşme masalarında göruşmeler başlatlacak. Daha önce geçen aylarda ne mi yapıldı? Kamu işveren cephesi, hükümetten rota talimatı bekledi. Tabii ki gelmedi. Demirel gidiciydi Bakanlar hiçbiri böy- lesine belalı bir işe bulaşma eğiliminde değıldi. Koalisyo- nun, hükümetin geleceği bilinmezken, gelecekleri hükü- metlerin, bakanlann iki dudağında bürokratlar mı üstleri- ne bela alacaklardı? ILO'nun bütün uzmanlık komite raportarında, Türkiye'- deki sendikal hak kısıtlamaları sayılırken, toplusozleşme özerkliğine aykırı konular arasında, kamu işveren sendi- kalannın oluşumu boşuna gösterilmiyor. Her gelişme kamu işletmelerinde özgür toplu pazarlık düzeninin işle- mediğini, siyasi iktidar müdahalesinde toplusozleşme yapılabildiğini ortaya koyuyor. "Kamu işletmelerinin yapısı gereği, bu kaçınılmaz" demeyin. Demokrasilerde siyasi iktidar müdahalesi, sistem böyle işlemiyor. • • • Sistemin toplusozleşme özgürlüğüne aykırı işlemesin- de sendika cephesinin, Türk-lş'in, sendika başkanlarının büyük suçları var. Tek tek sözleşme masalarında uğraş- mak, başansız olmayı göze almak sendika başkanlanna çok zor geldi. Eskiden de sözleşme masasında sıkışan sendika Türk-iş'e gider, onun aracılığı ile bakanlar, baş- bakana ulaşarak siyasi müdahalenin ortamını kendisi ya- ratırdı. işler zorlaştıkça, uyuşmazlıkların ertelenmesi ile Türk-iş düzeyinde çözüm arayışı arttı. Güçbirliği adına Türk-iş'te koordinasyon kurullan oluş- tu. İşler iyi gittiğinde güçbirliğinin sonucu olarak övünüle- cek, kötü gittiğinde de sendika liderleri açısından sorum- luluk üst yönetimlere, Turk-lş'e atılabılecekti. Işçinin ba- har ve yaz eylemleri sayesinde sözleşmelerde önemli bir iyileşme de elde edilince, toplusozleşme özgürlüğü hakkı falan tamamen urtutuldu. İş o kadar ileriye vardırıldı ki hükümet, iki ayrı yılda ayrı grupları bir arada cözmenin, her yıl ücretlerde ek tırmanışı ve hükümetler içinde belirsizliği getirdiğini gö- zeterek geçen yılın sözleşmelerini bir yıllık olarak bağı- tladı. Böylece bu yıl kamu sözleşmeleri çok daha büyük bir grubu kapsayacak biçimde 610 bin işçi için bir arada olmak üzere karşımıza çıktı. • • • Jsçi sendikaları cephesinde ise ölçü özgür toplu pa- zarlık düzeni, işçi hakları olmadığından, kimse artık tek başına hak mücadelesi vermek istemıyor. kendisini buna hazır görmüyordu. Sözleşmelerin birleştirılmesine gö- nüllü "evet" dediler işi.daha da ileri götürdüler. örneğin Tes-fş'in toplusozleşme takvimi daha önce başlıyordu. Faruk Barut, çatışma içinde olduğu Türk-lş ve Yol-lş Baş- kanı Bayram Meral'ın önünde olmak istemedi. Sözleşme yetkisini, yasal prosedürü işletmeyerek düşûrdü. Yeni- den yetki işlemlerini yürüterek sözleşme takvimini önden geriye çekmiş oldu. Sendikal kulislerde de "Bayram Me- ral ne yapacaik, görelim" dendi. Türk-lş te bu türden oyunlann geleneği vardı. örneğin büyük madenciler direnişınde Genel Maden-lş önde kav- ga verirken, kardeş sendika Türkiye Maden-lş geride se- yirci kalmıştı Birincisinin ağır bedelle aldığı haklardan yararlanmıştı. Geçen yılın sözleşme döneminde ise Ge- nel Maden-işin eylemsiz sözleşme imzalamasının ardın- dan büyük bir gürültü koptu. Türkiye Maden-lş Başkanı Ha- san Hüseyin Kayabaşı, Genel Maden-lş'i kötü sözleşme imzalayarak kendilerini de zor durumda bırakmakla suc- ladı. • • • Sözün özü, sendika liderlerimizönde olmak değil, geri- de kalmak ve topu birbirlerine atma yanşında. Sonunda havada kalan topu kimse tutmak üzere adım atmayınca, top kendiliğinden kaleye gireceğe benziyor. Tabii ki işve- renin değil, işçilerin kalesine. Çözümde kimse kendine güvenmez olunca, arayış si- yasi taktikler, oyunlar üzerinde oluyor "Baba da gittiğine göre çözüm kimden istenecek?", "Başbakan adaylarına, DYP kpindeki ağırlığa baktığınızda, ekonomik sıkışıklık da gözetilînce, hele de işveren cephesinin yeni adaylar üze- rindeki etkinliği göz önüne alınınca iyi bir sonuç alınması umudu da yok oluyor." "En iyisi DYP içinden yeni başba- kan adayı çıkmadan, topu İnönü'nün eline vermek. Ne de olsa sosyal demokrat lider, işçi hakkında olumsuz adım atamaz." Türk-lş'in uyuşmazlıkların çözümünü Inönü'den bekle- mesi, topu ona doğru atması boşuna değil. Ancak Inönü bu taktiğe uyacak, topu tutmak üzere ellerini uzatacak mı? Konuşmasındakı yumuşaklığa hiç kanmayın. Inönü üzerine düşeni yaptı, sözleşme masalannda görüşmele- rin hemen bayram ertesi başlaolması talimannı verdi. Daha ilk göruşmeler ciddi ciddi yapılmamışken, inönü neden işin başındaki sözleşmeleri bitirmek, sorumluluğu üzerine almak için gönüliü olsun? Türk-lş cephesi sendikalar, topu birbirlerine atmak adı- na, sorumluluk almamak üzere ayları boşa geçirmişler. Sözleşme masalarında daha doğru dürüst bir görüşme yaşanmamış. Habire oyalama, zaman kazanmayı seç- mişler. Kendi tekliflerini bile vermemişler. Sayın Inönü "Benim başbakanlığımda, işi ben bitireyim" diye, dili dı- şarda, niye gereksız, abartılı bir sorumluluk almak üzere zorlama yapsın? Evet, siz " bayramdan sonra" dendiğine hiç aldan- mayın. 610 bin kamu işcisinin toplusözleşmelerinin bitişt- ne bize göre çok daha uzun bir zaman dilimi var. Irak'a yapılan akaryakıt taşımacılığının engellenmesi, Güneydoğu'da ekonomiyi felce uğrattı Yakıt taııkları çöpe9 sürüculerî kalıveye MEHMETFARAÇ ŞANLIURFA - Irak'tan yapılan akaryakıt taşımacıhğmın engellenmesi Güneydoğu'da ekonomiyi felce uğ- ratü. Bölgeden yakıt taşımacıbğının yapıldığı 6 ilde 20 bin kMiyon sürû- cüsü işsiz kalırken yalnızca Şanburfa kent merkezınde 50 milyarhk yakıt tankı çöpe aüldı. Şanburfa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İsmail Demir- koL, "Bölge insanı sefilleri oynuyor. Ekonomi batü. 60 milyon dolarbk ih- racat yok oldu" dedi. Körfez savaşından sonra Irak'a uy- gulanan ambargo bu ülkeye patates soğanı götürûp yakıt getiren 20 bin kamyon sürücüsü ile bölgede buna bağh on binlerce esnafa büyük darbe vurdu. Şanburfa, Dıyarbakır, Mardin, Gaziantep, Batman ve Şırnak illerin- den Irak'tan yakıt taşunacıbğı yapan 20 bin tanker sürücüsü işsizlik yüzün- den borçlannı ödeyemeyerek ifias etti. Ekonomisi tanmdan sonra ulaştm sektörüne bağb olan Şanburfa'da da Irak'tan yakıt taşıyarak geçimıni sağ- layan 7 bin tanker sürücüsünün yüzde 90'ının işsiz kaJdığı bildirildi. Yakıt ambargosu yüzünden başta mab'ye ol- mak üzere borçlannı ödeyemeyen yüz- lerce nakbyeci kamyonlannı çok ucuz fıyatlarla elden çıkarurken, büyük bö- lümü de iflas ederek sektörden çekil- mek zorunda kaldı. Yakıt taşımacıbğının yaygın olduğu Şanburfa'da da ekonomi ulaşırr sektö- ründeki durgunluk yüzünden felce uğ- radı. Hükümetin daha önce istedikleri oranda yakıt getiren kamyonculara 3 ton, TIR'lara da 4 ton yakıt tahdidı uygulamasmdan sonra kenttekj 7 bin tankerci "maüyeti karşılamadığı'" ge- rekçesiyle Irak'ı sefere yapmaktan vaz- geçtiler. Taşıma sektörünün durması üzerine yaklaşık 5 bin kamyon ve TIR sonradan yapürdıklan ilave tanklan sökerek boş arazilere bırakmak zorun- da kaldılar. Bu yüzden Şanburfa'da özellikle sanayi mevkii ile E-24'ün çe- şitli kesimlerinde yakıt tankı mezar- bklan oluştu. Şanburfa Ticaret ve Sa- nayi Odası Başkanı fsmaıl Demirkol hükümetin yanhş uygulamalan yüzün- den 50 milyar harcanarak yapılan bin- lerce tankın aül duruma geldiğini, ken- tin yakıt tankı mezarlığına dönüştüğü- nü söyledi. Yakıt taşımacılığının hemen serbest bırakılmasını isteyen İsmail Demirkol, E-24 karayolu üzerindeki yüzlerce tesi- sin kapandığını, kamyoncular ve on- lara bağlı binlerce esnafın da iflasa sü- rûklendiğini söyledi. Demirkol, Şanburfa'dan Irak'a 1992 yıbnda 60 milyon dolarlık ıhracat yapıldığını, ancak akaryakıt taşı- maabğına geürilen >asaklama yüzün- den bu oranın 1993 yılında sıfira ındığı- ne dikkat çekerek şöyle dedi: "Hükümet Irak'a yöneb'k ambargo- yu gerekçe göstererek akaryakıta tah- dit koydu. Ancak bu uygulama bölge- de ayakkabı boyacısından gömlek saü- cısına değin on binlerce insanı etkiledi. Ekonomi felce uğradı. Irak'tan taşınan petrol Türkiye'nin dışandan aldığı pet- rolden çok ucuza gebnesine karşın, bu uygulamanın anlamı nedir? Yasak he- men kaldınlmalıdır. Zaten hükümetin ia'n verdiği yakıta gümrük yetkilileri izin de vermiyor. Bölge ekonomisinin dinlmesi yasağm bir an önce kaldınl- masına bağbdır."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear