Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
5 HAZİRAN1993 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Bekletilen kamu zamlannın art arda yapıldığı mayıs ayındafiyatartışlan yüzde 4.7'de kaldı
Eııllasyoııa özel sektör freniMayıs ayında tüketici fiyatian yüzde 4.7,
toptan eşya fiyatlan ise yüzde 2.9 oranlannda arttı.
Mayıs ayındaki yüksek oranlı kamu
zamlanna karşı fiyat artışının yüksek
olmasında özel sektör fıyatlannın yüzde 1.5 gibi
düşük bir artışgöstermesi etkili oldu.
Oranın düşük kalmasında
DİE'nin hesaplama yönteminden dolayı zamlann
bir bölümünün haziran endeksine girmesinin de
payı var.
ANKARA (Cumhuriyet) - yılın nisan ayında ise fiyat arüşı
Beklediği gibi oldu ve enfiasyon
mayıs ayında da arüş trendini
sürdürdü. Mayısta tüketici fi-
yatlan edeksi yûzde 4.7, toptan Özel sektör kurtardı
eşya fiyatlan endeksi ise yüzde
2.9 oranında artış gösterdi. Her
iki endekstekı yıllık arüş da ni-
san ayının ûzerine yûkseldi.
DİE'nin verilerine göre ma-
yıs ayında hem toptan hem de
tüketici fıyatlan geçen ydın
mayıs ayından ve bu yılın nisan
ayından daha yüksek oranlar-
da artış gösterdi. Geçen yıl
mayıs ayında toptan eşya fiyat-
lan endeksi binde 7, tüketici
eşya fiyaüan endeksi ise binde 9
Enflasyonun seyri
Tükelicifiyaöan
ToptsnRyaflan
Ajrf*
1992Mayts
0.9
0.7
1993Mayts
4.7
2.9
YdMt
1992 May»
69.9
59.5
1983 May»
65.0
toptanda 2.6, tüketici de ise
yüzde 4.4 olmuştu.
oranında artış gostermişti. Bu
Mayıs ayında kamu sektö-
ründe yapılan yüksek oranlı
zamlann tümü DİE'nin yön-
temi yüzünden tümüyle endek-
se yansımadı. Fiyat artışlan
gün ağırbklı olarak endekse
yansıüldığı için zamlann etkisi-
nin bir böiümü haziran endek-
sinde görülecek. Mayısta kamu
kesıminde toptan eşya fiyatlan
yüzde 6.5 oranında artış göster-
di. Buna karşıük özel sektörün
fiyat artışlan yüzde 1.5 gibi son
aylann en düşük oranında
oldu.
özel sektördeki fiyat artışı-
nın nispeten düşük kalması
tanm sektöründeki fiyat düşü-
şünden kaynaklandı. Mayıs
ayında tanm sektörü toptan
eşya fiyatlan endeksi yüzde 3.9
oranında gehledi. Geçen yılın
mayıs ayında tanm sektörün-
deki fiyat gerilemesi ise yüzde
9.5 düzeyindeydi.
Mayıs ayında madencilik fi-
yatlan yüzde 2.3, imalat sanayii
sektörü fiyatlan ise yüzde 5.3
oranında artış kaydetti. İmalat
sanayiindeki aylık fiyat arüşı
geçen yılın aynı ayının üzerinde
seyretti.
Toptan eşya fiyatlannda
yılın ilk beş ayında görülen arüş
ise yüzde 22.2 olarak belirlendi.
Gecen yıhn ilk beş ayındaki
artış yüzde 25.4 seviyesindeydi.
Toptan eşya fiyatlannda ge-
çen yılın aynı ayına göre arüş
ise yüzde 57.3 oldu. Bu oran bu
yıl nisan ayı sonunda yüzde 54
olarak açıklanmıştı. Geçen yıl
mayıs ayı sonundaki toptan
eşya yıllıkfiyatarüşı yüzde 59.5
düzeyindeydi. 12 aylık ortala-
ma artış ise yüzde 57.1 oldu.
Geçen yıl bu oran yüzde 61.1
olarak açıklanmıştı.
Tüketici fiyatlan endeksi ise
mayıs ayında yüzde 4.7 ora-
nında bir artış gösterdi. Tüke-
tici fiyatlan geçen yılın mayıs
ayında binde 9, bu yılın nisan
ayında ise yüzde 4.4 artmışü.
Toplam artış yüzde 25.4
Bu artışla bırlikte tüketici fı-
yatlanndaki beş aylık toplam
arüş yüzde 25.4 oldu. Geçen
yılki beş aylık artış ise yüzde
26.1 düzeyinde bulunuyordu.
Tüketici fiyaüan endeksi
yıllık bazda arüş trendini sür-
dürdü. Nisan ayı sonunda yüz-
de 59 olan yıllık artış, mayıs so-
nunda yüzde 65'e kadar çıktı.
Yıllık arüş geçen yılın aynı
ayında ise yüzde 69.9 düzeyinde
gerçekleşmişti. 12 yıllık ortala-
malara göre tüketici eşya fiyat-
lan endeksindeki arüş da yüzde
63.6 olarak hesaplandı. Geçen
yıl bu oran yüzde 71.7 düzeyin-
deydi.
Tüketici fiyatlan endeksinde
sektörel olarak en yüksek artış
yüzde 5.6 ile kültür, eğjtim ve
eğlence fiyatlannda görüldü.
Mayıs aymda gıda fiyatlan yüz-
de 5.1, giyiffi ve ayakkabı fiyat-
lan yüzde 5.2, sağlık ve kişisel
bakımla ilgjli harcamalar yüzde
1.6, ulaşürma ve haberleşme fi-
yatlan yüzde 5.5 ve konutla ilgi-
b harcamalar yüzde 3.5 oranı-
nda artü.
Tüketici fiyatlan mayıs ayın-
da en fazla yüzde 7.1 ile Erzu-
rum'da artü. Fiyat artışlan An-
kara'da yüzde 5.7, İstanbul'da
yüzde 3.4, İzmir'de yüzde 4.6,
Adana'da yüzde 3.1, Antalya'-
da yüzde 3.8, Bursa'da yüzde
4.4, Diyarbakır'da yüzde 5.8,
Eskişehir'de yüzde 5, Gazian-
tep'te yüzde 3.3, Kayseri'de
yüzde 5.1, Malatya'da yüzde
6.6, Konya'da yüzde 5.5, Sam-
sun'da yuzde 5.3, Trabzon'da
yüzde 5.8 ve Zonguldak'ta yüz-
de 5.4 oldu.
Tiirk
tütününe
destekANKARA (ANKA) - Ma-
liye ve Gümrük Bakanı Sümer
Öral, "yabancı sigara ve tütün
itnalatmdan sağianan gefirie
tütün ûreticisiııin desteklenece-
ğini" söyledi.
Maliye ve Gümrük Bakanı
Sümer Oral, ANAP İstanbul
MîDetvekili Bölent Akarcalı'-
nın yazılı soru önergesini yanıt-
iarken ANAP iktidan "döne-
miııde özd ve tüzel kişilerce
kurulacak sigara fabrikalany-
la Ugüi Tekd ortaklığı koşulu-
nun kaklırüdığını beürtti. Oral,
"Bu değişikliklerie Philsa'ya
bir ayncalık yapıhnış veya bir
ayncalık dûşûnüimüş ise bu bi-
rim bflgnnizin dışmda olup bu
sonmun önceki hükümetlere
sonılması gerekir" dedi.
Oral, yazılı yanıtmda şu bfl-
güeri verdi:
"91/1755 sayılı Bakanlar
Kurulu karannda yer aian fon-
lann alınmasma devam edil-
mekte, bu foolardan sağianan
geürierin tamamı (müşterek
fon hesabına aktanlan miktar
hariç) Tekei'e ait sigara fabri-
kalarmın ve yaprak tütün işfc-
me evlerinin modernizasyonu
3e sigara öretiminde yeni
kapasiteler yaratıtnıası yolun-
daki yatırimlarda kullanı-
hnaktadır. Böylece, yabancı si-
gara ve tütün ithalabndan
sağianan geiir ülkemiz tütün-
cütüğüne ve tütün mamulkri-
nin geüştirilmesiyle ilgili pro-
jelere kanaüze edflmek suretiy-
le kendi tütünömüze ve üretici-
mize destek veribnektedir."
Petrol
üretiıninde
eme
ANKARA
(ANKA)
) Hampetrol
üretimi, yılm
ilk dört ayında,
geçen yıbn eş
dönemine göre
yüzde 11.5
oranında azaldı.
Petrol İşleri Genel Müdür-
lüğü'nden edinilen verilere
göre geçen yılın ocak-nisan
döneminde bir milyon 437 bin
170 ton olan Türkiye'nin top-
lam hampetrol üreümi, bu
yılın eş döneminde bir milyon
272 bin 621 bin ton düzeyinde
kaldı.
Toplamda yaklaşık yüzde
72'lik bir paya sahip olan olan
TPAO'nun üreümi yüzde 8.7
oranında gerileyerek 908 bin
957 tona indi. TPAO'nun
Arco firmaşyla ortaklaşa ger-
çekleştirdiği üretim de yuzde
34.9 azalarak 85 bin 390 tona
geriledi. TPAO-Shell or-
taklığuun üretimi de yüzde
21.3 azalarak 25 bin 602 tona
indi.
Türkiye'de faaliyet göste-
ren yabana sermayeb firrna-
lardan Shell'in tek başına ger-
çekleşürdiğı üretim yüzde 9.
4'lük düşüşle 194 bin 326 tona
geriledi.
Mobil-Dorchester or-
takbğının üreümi de 55 bin
578 ton düzeyinde gerçekleşü.
Bu ortaklığm üretimi geçen
yıbn eş dönemine göre yüzde
7.1 azaldı. Mobil'in tek başına
yapüğı üreüm yüzde 4.2 aza-
larak 531 ton, Ersan-Alaad-
din (AME), Trans Mediter-
ranean (TMO) ortakbğının
üretimi yüzde 33.4'lük düşüş-
le 2 bin 237 ton düzeyinde ger-
çekleşü.
Küçük ve orta ölçekli üreticiler,sektörün devlerini sıkıştınyor
BoyadakıyasıyarekabetMERtHAK
İZMJR -Boya sektörünün
devleri, küçük ve orta ölçeldi fir-
malar karşısında güç durumda.
Pazar paylan sektör devlerinin
çok üstünde olan küçük ve orta
ölçekli üreüciler, düşük fiyat-
lanyla geniş kitlelere ulaşıyor-
lar.
Türkiye'deki boya devleri, bir
yandan teknolojıdeki hızlı geliş-
meye ayak uydurmaya calışıp
birbirleriyle kıyasıya mücadele
ederlerken diğer yandan boya
pazannda 'cirit atan' küçük ve
orta ölceldi işleünelerle savaşı-
yorlar.
Boya firmalannın kendi
yapüklan araşürmalara göre
pazann yüzde 67'si, Macshall,
Yasaş, ÇBS, Polısan ve Merbo-
lin tarafindan konUol ediliyor.
Buna karşm yüzde 33'lük pay
küçük ve orta ölçekli işletme-
lerin elinde. Pazar paylarmı
artürmaya çabşan boya devleri
de bu paya gözlerini diktiler.
Boya sektörünün tüm kollannı
içeren bir araşünnaya göre pa-
zarda Yaşar grubu yüzde 26,
Marshall yüzde 24, ÇBS yüzde
7, Polisan yüzde 4, Merbolin
yüzde 6 paya sahip. Burada
yüzde 33'lük pay ise irili ufaklı
boya üreücilerinin elinde. İnşa-
at boyalannda Yasaş ve Mars-
hall yüzde 28, Poüsan yüzde 7,
Merbobn yüzde 6, ÇBS yüzde
12, küçük ve orta ölçekb üreüci-
ler yüzde 19 paya sahip.
ÇBS Genel Müdürü İsmail Günay,
pazardaki pay mücadelesinin yanı sıra
'sokak aralannda ve merdiven alünda'
boya yapanlarla pazar savaşı yapük-
lannı söyledi. Bu işletmelerin kalitesiz
malzeme kullandıklannı beürten Gü-
nay, fiyaüannın ucuzluğu yüzünden
pazardaki rekabet şanslannın da yük-
sek olduğunu bildirdi. Günay, "Ham-
maddelerinin kabtesiz obnası, işçilere
verilen düşük ücretler küçük işletmele-
rin piyasaya çok düşük fiyatla girmele-
rine neden oluyor. Ancak kabtesiz bo-
yanın pazar payı giderek düşüyor. Se-
vindirici olan bu" dedi.
Boya sektörü olarak ciddi sorunlarla
karşı karşıya bulunduklannı belirten
Günay, özelbkle ithalata dayanan gir-
dilerin çok olduğunu, bunlann yurda
girişinde sorunlarla karşılaşüklannı
söyledi. İsmail Günay, "Bu girdileri is-
tismar edenler var. Ban girdilerimizi
akaryakıt olarak piyasa sürenler oldu.
Bundan dolayı da iüıalaümızda kısıtla-
malar yapıldı. Yani kurunun yanında
yaş da yandı. Aynca soıi politik belir-
sızlıkler akınulanmız arünasmda da
rol oynadı. Bunun dışında teknoloji
çok süratli gelişiyor. Türk finnalar da
buna ayak uyduramıyor. Bunun için de
yabana teknoloji transferi söz konusu"
diye konuştu.
Tüketici bilinçlennıelj
Marshall Saüş Koordinasyon Mü-
dürü Erdoğan Nnr, boya kullanma bi-
lincinin yetersizbğinden yakındı. Şu
anda inşaat gruplannda kişı başına dü-
şen tüketimin 2.5 btre dolayında oldu-
ğunu bildirdi. Bu rakamın Avrupa ve
Akdeniz ülkelennde 8-9 büe, gelişmiş
ülkelerde ise 20 liüçnin üstüne çıküğına
dikkat cektı. Son yıllarda boya sektö-
rûnde iki kat bûyûme gerçekleştırdiğine
dikkat çeken Nur," 1992 yıbnda
ekonomik büyüme yüzde 5'ken
boya sektöründeki büyüme
yüzde 8-9 oldu. Burada tamir ve
otomotiv boyamadaki büyüme
oldukça yüksek. 1993 tahmi-
nimiz yüzde 6'bk bir sektörel
büyüme. Ekonomik büyüme-
nin de yüzde 3 civannda ola-
cağını üihmin ediyoruz. Buna
göre boya tüketimi giderek art-
maktadır"' dedi.
Tüketici bib'ncınin gebşme-
mesinin sektörün en büyük so-
runlanndan biri olduğunu belir-
ten Erdoğan Nur. ikıncı kabte
mal üreten birçok firmanın bu-
lunduğunu bildirdi. Nur, şun-
lan söyledi:
"Orta ve uzun vadede bunun
çözümü ancak tüketicinin bi-
Ûnçlenmesiyle olabilir. Bir de bu
firmalann ıslah edilmesi lazım.
Ürünle ilgiü standart var. Mak-
simum ve minimum standart
arasındaki fark çok büyük. Tür-
kiye'de şu anda isteyen herkes
bu standarü alabibr. Ancak bu
vasıfsız üretim yapanlann pay-
lan giderek düşüyor. Bizim ra-
kamlanmıza göre 1991 yılında
yüzde 38 bir paya sahiplerdi. Bu
pay, 1993 yıbnda yuzde 33'e
düştü. Bunun sebebi 1984
yılında toplu konutun devreye
girmesiyle bir yazhk ve konut
krizi ortaya çıkü. Burada çok
vasıfsız boyalar kullanıldj. Pat-
lama da bundan dolayıdır. Ama
hiç boya kullanmamaktansa
kullanmak bir kabte arayışı-
ndandn:. Yüzde 33 payı olanlar ya pa-
zardan çekilecek ya da kalitelerini artü-
rmak zorunda kalacaklarlar."
İnşaatlarda ahşap ve habya doğru
yöneümin olduğunu beh'rten Nur, 1993
yıb hedeflerinin yüzde 20 arüşı olduğu-
nu söyledi. Nur, "Son 5 yıldır sektörel
büyümenin üzerinde bir arüş kaydedi-
yoruz. 1992'de 1991'e göre sektörün
arüş oranı yüzde 18 oldu. 1992 yıb iç
pazar saüşımız 50 bin ton oldu. 1993
hedefımiz 60 bin ton. Tüketiciye uygun
ve onun sağbğını koruyan ürünler geliş-
ünneye çabşıyoruz. Çevre korumaya
da önem veriyoruz" diye konuştu.
boya
TÎSK, işsizük oranının arttığını ve yüzde 8'e yükseldiğini belirledi
'En büyük teftÜke, i§Û7İSk
y
ANKARA (ANKA) -TtSK, çalışma
hayatmmen büyük soranunu "işsizlik"
olarak beliriedL TİSK raponmda,
issiztiği artbran nedenler arasBida
u
çahşma mevzuaünm ekonomkfeki
dinamiznıi yakalayamaması'" sayıldj.
TtSK Yönetim Kurulu tarafindan
haznianan raporda, ekim 1990'da yüzde
13 olan issiztik oranınm, ekim 1991'de
8.2'ye yükseMiği, 1992yüı
nisan aymda da yüzde 8 olarak
gerçekkştiği bdirtikn'. Sanayiksmenuı
göstergesi saytlan sanayi ve hizmeder
sektöründeki istihdanun yeterh' bir
düzeye ulaşmadığnıa dikkat çeküdi ve
istihdamda tanm sektörünün payı yüzde
43.8, sanayinin yüzde 15.1. hizmeder
keshmmn ise yûzde 41.1W denüdi.
Raporda, işsizlik oranının
yüksdmesindeki en önemli nedenler
"hızlı nüfus arüşj istibdam imkanlannı
getiştirecek yatmınlann arttmlamaması
ve çauşma mevzuatmın ekonomideki
dinamizmi yakalayamanıası olarak
sayıldı. lyâVlî^in azaltdması için toplu iş
sözleşmesisistenuninekonofninin
gerekleri dikkate alınarak yeniden
düzenlenmesi gerektiğine tşaret edildi ve
"İşletmelerin mali gücünii, verimlilik ve
üretim artışlarını dikkate almayan aşın
ölçûdeki ücret artışlan işçi alımını
yavaşlatmakta, işJeüneleri otomasyona
yöneltmektedir"denM.
Raporda, özellikle sendikalı ve toplu iş
sözleşmeli işyerlerinde isdhdamm son
yıllarda öoemli ölçüde azaldığı kayde-
düdi. Verilerin istihdamdaki azalmamn
imalat sanayünden ve büyük
işyerlerinden doğduğunn gösterdiğine
işaret edüdi. Gerekçe olarak da "işçi
sendikalannın ölcüsüz ücret talepkri"
gösterildi. Raporda, çalışma hayatını
düzenleyen ve bilgilendiren >asâlann
yeni yatmmlan ve işçi eahştırmayı
özendirecek niteükte ve esneklikte
olmasuun istibdam imkanlanmn
geKştirilmesi bakımından büyük önem
taşıdığına dikkat çekildi. Sosyal
gerçeklerlc ağırlaştınlan çalışma
mevzuatmın işletmelerin ekonomik
şartlara uyumunu önlediği, yeni iş
yaratünıasına engel olduğu kaydedOdi.
IŞÇEVINEVRENENDEN
ŞÜKRANKETENCİ
Bayramdan Sonra
Uzun tatil, zaman tanımlamasında bir ayraç oluyor. Za-
mana ilişkin her konuşmamıza "Bayramdan önce", "Bay-
ramdan sonra" sözcükleri giriyor. 610 bin kamu işcisinin
toplusözleşmelerinin çözümü de bayramdan sonraya
kaldı. Kamuoyu ve işçiler, bayram sonrası çözüm beklen-
tisi içindeler. Işin tçınde olanlar ise çok daha uzun bir za-
man geçeceğini biliyorlar.
Siz Bayram Meral başkanlığındaki Türk-iş heyetinin
Başbakan Yardımcısı Erdal Inönü ile yaptğı görüşmenin
kamuoyuna yansıyan havasına bakmayın. Bayrama ka-
dar bitirilemedi diye avans verilmiş değil. Önümüzde çok
uzun bir zaman dilimi söz konusu.
öncelikle Türk-iş'in başkanları, ILO genel kurulu baha-
ne, Cenevre tatillerini bitirecekler. Sonra da inönü'nün ta-
limaöna uyularak sözleşme masalarında göruşmeler
başlatlacak. Daha önce geçen aylarda ne mi yapıldı?
Kamu işveren cephesi, hükümetten rota talimatı bekledi.
Tabii ki gelmedi. Demirel gidiciydi Bakanlar hiçbiri böy-
lesine belalı bir işe bulaşma eğiliminde değıldi. Koalisyo-
nun, hükümetin geleceği bilinmezken, gelecekleri hükü-
metlerin, bakanlann iki dudağında bürokratlar mı üstleri-
ne bela alacaklardı?
ILO'nun bütün uzmanlık komite raportarında, Türkiye'-
deki sendikal hak kısıtlamaları sayılırken, toplusozleşme
özerkliğine aykırı konular arasında, kamu işveren sendi-
kalannın oluşumu boşuna gösterilmiyor. Her gelişme
kamu işletmelerinde özgür toplu pazarlık düzeninin işle-
mediğini, siyasi iktidar müdahalesinde toplusozleşme
yapılabildiğini ortaya koyuyor. "Kamu işletmelerinin
yapısı gereği, bu kaçınılmaz" demeyin. Demokrasilerde
siyasi iktidar müdahalesi, sistem böyle işlemiyor.
• • •
Sistemin toplusozleşme özgürlüğüne aykırı işlemesin-
de sendika cephesinin, Türk-lş'in, sendika başkanlarının
büyük suçları var. Tek tek sözleşme masalarında uğraş-
mak, başansız olmayı göze almak sendika başkanlanna
çok zor geldi. Eskiden de sözleşme masasında sıkışan
sendika Türk-iş'e gider, onun aracılığı ile bakanlar, baş-
bakana ulaşarak siyasi müdahalenin ortamını kendisi ya-
ratırdı. işler zorlaştıkça, uyuşmazlıkların ertelenmesi ile
Türk-iş düzeyinde çözüm arayışı arttı.
Güçbirliği adına Türk-iş'te koordinasyon kurullan oluş-
tu. İşler iyi gittiğinde güçbirliğinin sonucu olarak övünüle-
cek, kötü gittiğinde de sendika liderleri açısından sorum-
luluk üst yönetimlere, Turk-lş'e atılabılecekti. Işçinin ba-
har ve yaz eylemleri sayesinde sözleşmelerde önemli bir
iyileşme de elde edilince, toplusozleşme özgürlüğü hakkı
falan tamamen urtutuldu.
İş o kadar ileriye vardırıldı ki hükümet, iki ayrı yılda ayrı
grupları bir arada cözmenin, her yıl ücretlerde ek
tırmanışı ve hükümetler içinde belirsizliği getirdiğini gö-
zeterek geçen yılın sözleşmelerini bir yıllık olarak bağı-
tladı. Böylece bu yıl kamu sözleşmeleri çok daha büyük
bir grubu kapsayacak biçimde 610 bin işçi için bir arada
olmak üzere karşımıza çıktı.
• • •
Jsçi sendikaları cephesinde ise ölçü özgür toplu pa-
zarlık düzeni, işçi hakları olmadığından, kimse artık tek
başına hak mücadelesi vermek istemıyor. kendisini buna
hazır görmüyordu. Sözleşmelerin birleştirılmesine gö-
nüllü "evet" dediler işi.daha da ileri götürdüler. örneğin
Tes-fş'in toplusozleşme takvimi daha önce başlıyordu.
Faruk Barut, çatışma içinde olduğu Türk-lş ve Yol-lş Baş-
kanı Bayram Meral'ın önünde olmak istemedi. Sözleşme
yetkisini, yasal prosedürü işletmeyerek düşûrdü. Yeni-
den yetki işlemlerini yürüterek sözleşme takvimini önden
geriye çekmiş oldu. Sendikal kulislerde de "Bayram Me-
ral ne yapacaik, görelim" dendi.
Türk-lş te bu türden oyunlann geleneği vardı. örneğin
büyük madenciler direnişınde Genel Maden-lş önde kav-
ga verirken, kardeş sendika Türkiye Maden-lş geride se-
yirci kalmıştı Birincisinin ağır bedelle aldığı haklardan
yararlanmıştı. Geçen yılın sözleşme döneminde ise Ge-
nel Maden-işin eylemsiz sözleşme imzalamasının ardın-
dan büyük bir gürültü koptu. Türkiye Maden-lş Başkanı Ha-
san Hüseyin Kayabaşı, Genel Maden-lş'i kötü sözleşme
imzalayarak kendilerini de zor durumda bırakmakla suc-
ladı.
• • •
Sözün özü, sendika liderlerimizönde olmak değil, geri-
de kalmak ve topu birbirlerine atma yanşında. Sonunda
havada kalan topu kimse tutmak üzere adım atmayınca,
top kendiliğinden kaleye gireceğe benziyor. Tabii ki işve-
renin değil, işçilerin kalesine.
Çözümde kimse kendine güvenmez olunca, arayış si-
yasi taktikler, oyunlar üzerinde oluyor "Baba da gittiğine
göre çözüm kimden istenecek?", "Başbakan adaylarına,
DYP kpindeki ağırlığa baktığınızda, ekonomik sıkışıklık da
gözetilînce, hele de işveren cephesinin yeni adaylar üze-
rindeki etkinliği göz önüne alınınca iyi bir sonuç alınması
umudu da yok oluyor." "En iyisi DYP içinden yeni başba-
kan adayı çıkmadan, topu İnönü'nün eline vermek. Ne de
olsa sosyal demokrat lider, işçi hakkında olumsuz adım
atamaz."
Türk-lş'in uyuşmazlıkların çözümünü Inönü'den bekle-
mesi, topu ona doğru atması boşuna değil. Ancak Inönü
bu taktiğe uyacak, topu tutmak üzere ellerini uzatacak
mı? Konuşmasındakı yumuşaklığa hiç kanmayın. Inönü
üzerine düşeni yaptı, sözleşme masalannda görüşmele-
rin hemen bayram ertesi başlaolması talimannı verdi.
Daha ilk göruşmeler ciddi ciddi yapılmamışken, inönü
neden işin başındaki sözleşmeleri bitirmek, sorumluluğu
üzerine almak için gönüliü olsun?
Türk-lş cephesi sendikalar, topu birbirlerine atmak adı-
na, sorumluluk almamak üzere ayları boşa geçirmişler.
Sözleşme masalarında daha doğru dürüst bir görüşme
yaşanmamış. Habire oyalama, zaman kazanmayı seç-
mişler. Kendi tekliflerini bile vermemişler. Sayın Inönü
"Benim başbakanlığımda, işi ben bitireyim" diye, dili dı-
şarda, niye gereksız, abartılı bir sorumluluk almak üzere
zorlama yapsın?
Evet, siz " bayramdan sonra" dendiğine hiç aldan-
mayın. 610 bin kamu işcisinin toplusözleşmelerinin bitişt-
ne bize göre çok daha uzun bir zaman dilimi var.
Irak'a yapılan akaryakıt taşımacılığının engellenmesi, Güneydoğu'da ekonomiyi felce uğrattı
Yakıt taııkları çöpe9 sürüculerî kalıveye
MEHMETFARAÇ
ŞANLIURFA - Irak'tan yapılan
akaryakıt taşımacıhğmın engellenmesi
Güneydoğu'da ekonomiyi felce uğ-
ratü. Bölgeden yakıt taşımacıbğının
yapıldığı 6 ilde 20 bin kMiyon sürû-
cüsü işsiz kalırken yalnızca Şanburfa
kent merkezınde 50 milyarhk yakıt
tankı çöpe aüldı. Şanburfa Ticaret ve
Sanayi Odası Başkanı İsmail Demir-
koL, "Bölge insanı sefilleri oynuyor.
Ekonomi batü. 60 milyon dolarbk ih-
racat yok oldu" dedi.
Körfez savaşından sonra Irak'a uy-
gulanan ambargo bu ülkeye patates
soğanı götürûp yakıt getiren 20 bin
kamyon sürücüsü ile bölgede buna
bağh on binlerce esnafa büyük darbe
vurdu. Şanburfa, Dıyarbakır, Mardin,
Gaziantep, Batman ve Şırnak illerin-
den Irak'tan yakıt taşunacıbğı yapan
20 bin tanker sürücüsü işsizlik yüzün-
den borçlannı ödeyemeyerek ifias etti.
Ekonomisi tanmdan sonra ulaştm
sektörüne bağb olan Şanburfa'da da
Irak'tan yakıt taşıyarak geçimıni sağ-
layan 7 bin tanker sürücüsünün yüzde
90'ının işsiz kaJdığı bildirildi. Yakıt
ambargosu yüzünden başta mab'ye ol-
mak üzere borçlannı ödeyemeyen yüz-
lerce nakbyeci kamyonlannı çok ucuz
fıyatlarla elden çıkarurken, büyük bö-
lümü de iflas ederek sektörden çekil-
mek zorunda kaldı.
Yakıt taşımacıbğının yaygın olduğu
Şanburfa'da da ekonomi ulaşırr sektö-
ründeki durgunluk yüzünden felce uğ-
radı. Hükümetin daha önce istedikleri
oranda yakıt getiren kamyonculara 3
ton, TIR'lara da 4 ton yakıt tahdidı
uygulamasmdan sonra kenttekj 7 bin
tankerci "maüyeti karşılamadığı'" ge-
rekçesiyle Irak'ı sefere yapmaktan vaz-
geçtiler. Taşıma sektörünün durması
üzerine yaklaşık 5 bin kamyon ve TIR
sonradan yapürdıklan ilave tanklan
sökerek boş arazilere bırakmak zorun-
da kaldılar. Bu yüzden Şanburfa'da
özellikle sanayi mevkii ile E-24'ün çe-
şitli kesimlerinde yakıt tankı mezar-
bklan oluştu. Şanburfa Ticaret ve Sa-
nayi Odası Başkanı fsmaıl Demirkol
hükümetin yanhş uygulamalan yüzün-
den 50 milyar harcanarak yapılan bin-
lerce tankın aül duruma geldiğini, ken-
tin yakıt tankı mezarlığına dönüştüğü-
nü söyledi.
Yakıt taşımacılığının hemen serbest
bırakılmasını isteyen İsmail Demirkol,
E-24 karayolu üzerindeki yüzlerce tesi-
sin kapandığını, kamyoncular ve on-
lara bağlı binlerce esnafın da iflasa sü-
rûklendiğini söyledi.
Demirkol, Şanburfa'dan Irak'a 1992
yıbnda 60 milyon dolarlık ıhracat
yapıldığını, ancak akaryakıt taşı-
maabğına geürilen >asaklama yüzün-
den bu oranın 1993 yılında sıfira ındığı-
ne dikkat çekerek şöyle dedi:
"Hükümet Irak'a yöneb'k ambargo-
yu gerekçe göstererek akaryakıta tah-
dit koydu. Ancak bu uygulama bölge-
de ayakkabı boyacısından gömlek saü-
cısına değin on binlerce insanı etkiledi.
Ekonomi felce uğradı. Irak'tan taşınan
petrol Türkiye'nin dışandan aldığı pet-
rolden çok ucuza gebnesine karşın, bu
uygulamanın anlamı nedir? Yasak he-
men kaldınlmalıdır. Zaten hükümetin
ia'n verdiği yakıta gümrük yetkilileri
izin de vermiyor. Bölge ekonomisinin
dinlmesi yasağm bir an önce kaldınl-
masına bağbdır."