25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
HAZİRAN1993CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 13 DIŞ BAS1NDA SOLİNGEN KATLİAM1 DünyaAlmanları eleştiriyor TÜRKİYEDE DÜNYADA Dış Haberier Servisi - Sohn- gen facıasının Baü basınında yol açüğı tepkiler devam edi- yor. Amerikan ve Belçika bası- runda Neo-Nazi vahşetine ılış- kin haber ve yorumlara geniş yerverildi. \Vashington muhabirimiz Fuat Kozluklu'nun bildirdiğine göre ABD'nin önde gelen tele- vizyon kanallan ABC, CBS, CNN, NBC ve PBS, gerek olay günü gerekse sonraki tüm geliş- meleri izkyicüerine haber bül- tenlerinden zaman zaman nak- len olmak üzere görüntülerle duyuruyorlar. Gazete ve televizyonlar, ha- ber-yorumlannda "Almanya'- nın kendisini ırk esasına değil, ABD'deki gibi vatandaşlık esa- sına dayah bır toplum olarak yöne tmesi gerektiği" gönişünü dile getiriyorlar. 1990'1J yıllann Almanya'da yaşayan Türkler için oldukça güç geçeceği görüşünü de savu- nan ABD yayın organlan, Al- manya Başbakanı Hebnut Kohl'ün gelecek yılki seçimlerin derdine düştüğünü ifade edi- yorlar. Yine yorumlarda, Kohl'ün aşın sağcılara karşi önlem almadaki başansızlığı- nın, Almanya'nın takdir edilen, İkinci Dünya Savaşı sonrası öz- gür ve hoşgörüye dayah de- mokrası imajına gölge düşür- düğüne de dikkat çekiliyor. ABD basınındaki yorumlarda, genel olarak Almanya'nın izle- diği göçmen politikası eleşlirili- yor. Almankimdir? 250 bin tirajh ve liberal eği- limli The Sun gazetesinin önoeki gün '"Alman kimdir?" başlığıy- la yayımladığı yorumda, Al- manya'nın yeni göçmen yasası- nın değiştirilmesi konusunda dünya kamuoyunun baskı yap- masının gerektiği belirûldi. Gazetenin yorumunda, özetle şöyle denidi: " Almanya kapılannı sığınma arayanlara kaparken yabancı- lara karşı acımasız Neo-Nazi'- leri palazlandınyor. Eğer bu kundaklama cinayeti kurban- lan ABD'ye göçmüş olsaydı, muhtemelen hepsi ABD vatan- daşhğm^ sahip olacakü. Bura- da dogari herkes anayasal hak olarak, ABD vatandaşlığını ka- zanır. ABD göçmenlik yasası altında göçmen olan diğerleri ise vatandaşlığa kabul edilmek için düzenlenmiş sisteme dahil olur. Almanya'da ise vatandaş- lık kan bağı ile kazanılan bir durum olarak kabul edilir. Eğer bir kimse Alman ataya sahip ol- duğunu ispat ederse, nereden gelirse gelsin ya da dil veya gö- renek olarak ne denli Alman olmayan bir yapıya sahip olur- sa olsun, Alman vatandaşlığma kabul edilir. Fakat. eğer birisi "yabana işçi" statüsüne sahip- se veya Soüngen'de olduğu gibi 23 yıldır Almanya'da yaşayan yabana işçinin Almanya do- ğumlu çocuğu ise bunu tama- men unutun, asla vatandaşlık elde edemez." Göçmenlerden korkuyorlar Muhafazakar eğjlimli The Washinglon Times gazetesi de "'Batı Avrupalılann göçmen se- linden korktuğunu" yazdı. Lance Gay imzah yaada, "Ber- lin duvannm yıkıİmasının üze- rinden daha üç yıl gjbı kısa bir zaman geçerken Batı Avnıpa ülkeleri. göçmenleri dışlayarak tahkim edihniş yeni Avnıpa'yı kurmaktalar" denildi. Öte yandan, ABD'de yaşa- yan Türk derneklerinin büyük bölümünü bünyesinde topla- yan Türk-Amerikan Dernekle- ri Federasyonu, yann New York'un ünlü Times Meydanı'- nda "Almanya'daki Nazi akı- mını kınama yüriiyüşü" düzen- leyecek. Federasyon yetkilileri, amaçlanrun Almanya'daki Türklere destek olmak ve Nazi vahşetini kınamak olduğunu söylediler. Belçika basııu Belçika basını, Almanya'da katledilen 5 Türk vatandaşı için dün yapılan cenaze törenine ilişkın haberlere ve fotoğraflara geniş yer verdi. Almanya Cumhurbaşkanı Richard Von VVeiszaecker'ın ce- naze töreninde yaptığı konuş- maya ağırlık veren "Le Soir" gazetesi, "Almanya Cumhur- başkanı ülkesinin sorumlu ol- duğunu kabul etti" başbğını kullandı. "Le Soir", Almanya'nın çe- şitli bölgelerinde düzenlenen protesto gösterilerine ve Alman güvenlik birimlerinin aldığı ön- lemlere de geniş yer verdi. "Köln'de Türkler şiddete başvurmadı" baş'uğı ile cenaze törenini yansıtan "La Libre Belgique" gazetesi, binlerce gösterianin. Türk ve Alman politikacılann sıyasi konuşma- lannı ıslıkladıklanna ve bu tür nutuklara "tok olduklanna" dikkat çekerek "Türk toplumu Solingen şokunun etkisinden kurtulamıyor" dedi. Haftahk "Le Vif" dergisi de Almanya'da ırkçıbğın urmanı- şını konu alan ve Türklere yö- nelik saldınlan vansıtan bir yazı yayımladı. Olkede, 1991 yılında bin 483, 1992'de ise 2 bin ırkçı şiddet eylemi yaşandı- ğjnı, geçen yıl 17 kişinin bu ey- lemler sırasında yaşamını yitir- diğini belirten dergi, Alman hükümetini "uzun yıllar sessiz kalmak ve tepki göstermekte gecikmekle" ıtham etti. Solingenkatilleri • Baştarafı 1. Sayfada yaşındaki C'ye rastladılar. Gençler meyhaneden kovulma- nın yarattığı öfke ve aşın içki- nin de tesiriyle saat 01.40 sula- nnda bir benzin bidonuyla Türklerin oturduğu eve geldi- ler. Faillerden C. zaten aynı sokakta oturduğu için Genç ai- lesinin evini yakından tanıyor- du. Binanın kilitli olmayan kapısından gjren failler antre- deki ahşap sandığın üzerine benzin döküp bir gazete parça- sıyla tutuşturduktan sonra kaç- tüar. Pazar günü sıcağı sıcağına tu- tuklanan 16 yaşındaki C, ilk ifadesinde de suçu itiraf etmiş, ama polise yanlış eşkaller vere- rek savahğı birkaç gün oyala- mıştı. C'nin son ifadesiyle bunun üzerine yakalanan faUle- rin ifadesi örtüşüyor. Eğer suç tescil edilirse 16 ve 20 yaşındaki gençler yaşlannın küçüklüğünden ötürü Gençlik Mahkemesi'nde yargılanacak. 5 kişıyi öldürmek, 15 kişiyi öl- dürmeye teşebbüs ve ağır kun- daklama suçlanndan yargıla- nacak olan faillerden sadece 23 yaşında olaru hakkında müeb- bet hapis, diğer üçü hakkında 10 yıl hapis istenecek. Türk ve Alman hukuku ko- nusunda uzman avukat Dr. Christien Rumpf ile Mölln ve Solingen faüleri hakkında veri- lecek cezayı görüştük. Dr. Rumpf, Alman Ceza İnfaz Ka- nunu'na göre 'müebbet hapis' cezasının genelde 15 yılla sınırh tutulduğunu belirtti Müebbet hapse mahkum edilen bir sanık genelükle 15 yıl sonra durumu- nun jeniden gözden geçirilmesi sonucu serbest bırakılıyor. An- cak *akh başına gelmediğT dü- şünüîen ya da hapiste göze bau- cı davranışlarda bulunan bazı ağır îiahkumlar ömrünün so- Meteoroloıı Genel Muduriuğu nden alınan bılgıye gore batı oolge'enmız cokbulu^u, Marmara mn dogusu Batı ve O'ia Karaderız Ege Akdenız ve lc Anadolu boigelerı sagarak ^e ye' yer gokgurultuK- saganak yağışn oteVı yerier az buiutiu ve acık gececek Havasıcakiığ oatîdabtrazazaia- cak Öenızıet.nızderuzgat Guney Ege ve Akdemz de ganbat'S velodos otekı cenız-erımızde yıld'z ve karayeiden 3-5 kuvvetırce saatte 10-21 de- pızmın hızlaesecek Van Goiu ndeha^aazbulutlu ve acık gececek Adana Afyon A§rı Ankara Antalya Aydın 3ur5a Canakfcate Cıyarfeamr Edıtne Erzurum Eskışehır Istanbul zmır Kars Konya Samsun TraDzon Zongu'Öak Y30 Y22- A 17 ' Y23" Y27' Y 30 Y26' B 26' A 26' B 2 6 ' A 16' Y 21 ' Y 84 Y 30" A - 6 ' Y 22 Y 21 B 21 ' Y 2 0 ' '8 10 6 10 18 18 12 16 10 "3 5 9 15 19 € 9 14 13 13 / j 1 * |:: :-v0*" <—^jfrr^ •Bedın 1 K ^ ^ » p a"S ^ ^ »Vıyana j ^ «** ^ k / *Vaatı! ^ ^ CV. / Petefsburj • • Moskovi •Ankara —*' '•Kahıre AmsAenJam Amman Atına Bagdai Bonn Brukseı Cenevre C«zayır Frankturt Leftcsa Petersburg Condra Madrd Mılano Moskova Munıh Oslo Pans Prag Rıyad Ftoma Vtyana Y20 A 31 Y27 A 3 3 B20 Y 18 Y 21 A 28 B 22 Y30 B 20 B 18 Y 28 Y 26 Y 22 B 20 B 18 B 20 Y21 A 44 Y27 Y26 GOZLEM j Yağmurlu Bulutlu Sısli Güneşlı Karlı Gurbetçilere lıaziıı tören nuna kadar da yatabiliyor. Yaşı 21'i tutmayan sanıklar ise Gençhk Mahkemesi'nde en çok 10 yıl hapis istemiyle yargı- lanıyor. Mahkum cezanın üçte ikisini çektikten sonra serbest bırakılıyor. Eğer Mölln'de yar- gılanan 19 yaşındaki Lars Christiansen ve Solingen faili üç genç 10 yıl hapse mahkum olur- farsa 6-7 yıl yattıktan sonra çı- kacaklar. Bugün 16 yaşında olan sanık 22-23 yaşında haya- ta yeniden başlama olanağı bu- lacak. Avukat Chrisuan Rumpf, gerek Mölln'de gerekse Solın- gen'de yakalanan gençlerin Almanya'daki yabana aleyhta- n genel havadan güç aldıklannı söyledi ve asıl suçlunun bu top- lum olduğunu vurguladı. Olaya bu acıdan bakınca Almanya'- daki ırkçılık sorunu gerçek fail- lerin çok ağır cezalandmlma- sıyla ortadan kalkmıyor. 16 yaşındaki çocuklan katil olma- ya iten düzenin ve toplumsal çarpıkhklann yargılanması ge- rekiyor. Öte yandan ağır ceza- lar. başka gençler üzerindeki caydıncı etkileri > r üzünden yine de büyük önem taşıyor. Neo-Nazi terörii süröyor Neo-Naziler Solingen'de ya- şanan korkunç olaya rağmen rahat durmuyorlar. Kendine 'Almanya'daki Ari Irkı Kurtar- ma Cephesı' adını veren bir ör- güt Solingen'de yaşayan Türk- lere faks yoluyla tehdit mektup- lan gönderiyor. Mektuplarda kafıyeli olarak şöyle yazıyor: "Türk! Sen uyurken evini yaka- cağız. Herkes senin vatanına dönmeni istiyor, artık anla bu- nu. Aptal domuz, bir dahaki sefere kurbanımız sen olacak- sın." ARZUÇAKIR SEL\HATTİN GAZELCİ TAŞOVA - Almanya'nın Solingen kentinde evlerinin neonaziler tarafından kundak- lanması sonucu yanarak hayat- lannı kaybeden 5 Türk'ün ce- nazeleri dün Amasya'nın Taşova ilçesinde düzenlenen törenden sonra Mercimek kö- yünde toprağa verildi. Cenaze törenine Cumhur- başkanı Süleyman Demirel. Almanya Dışişleri Bakam Kla- us Kinkel. Başbakan Vekili Er- dal İnöoü, Devlet Bakam Tansu ÇiBer, Dışişleri Bakam Hikmet Çetin ve çok sayıda yurttaş ka- Uldı. Gergjnsaatler Almanya'dan önceki akşam getirilerek Merzifon Devlet Hastanesi morguna yerleştiri- len cenazeler, dün sabah alına- rak Taşova'ya götürüldü. Cenazelerin Taşova'ya getirilişi sırasında gergjn saatler yaşan- dı. Bir grup ülkücü, Nazi bay- raklannı yakarak alamn çevre- sinde sürekli gösteride bulun- du. Güvenlik önlemlerinin yeterli olmamaa üzerine jan- darmadan takviye birlik isten- di. "Çankaya uyuyor, kaüller yakıyor" diye slogan atan ülkü- cüler, eüerinde "Bütün Türkler bir olun", "Katiller kahrol- sun", "Irkçılığın her rengine hayır", "Ankara uyuyor, Nazi- ler \-uruyor", "Önce öldür. son- ra özür dile", "K.ahrolsun Alman Neo-Nazi piçleri" yazılı pankartlarla yürüdüler. Ülkü- çüler, "Kammız aksa da zafer İslamın" sloganlan attılar, üç hilâlli bayraklarla sürekli göste- ri yaptılar. Gösteriler sırasmda Başba- kan Vekili Erdal înönü, Dışişle- ri Bakam Hikmel Çetin, Devlet Bakam Tansu Çüler, Devlet Bakanı Orhan Kilercioğlu. Sa- nayi ve Ticaret Bakanı Tahir Köse. karayoluyla Taşova'ya geldiler. Dışişleri Bakanı Klaus Kinkel başkanlığındaki bir Al- man heyeti de saat 13.30'da he- likopterle Taşova'ya ulaşülar. Siyasüerinşovu Beraberinde Devlet Bakanla- n Cavit Çağlar, Ekrem Cey- hun, Ömer Barutçu, Tanm ve Köyişleri Bakanı Necmettin Cevheri olduğu halde Samsun üzerinden helikopterle Ta- şova'ya gelen Curnhurbaşkanı Süleyman Demirel'i Başbakan Vekili Erdal İnönü ve bakanlar karşıladı. Demirerin gelmesiyle hükü- met konağı önündeki meydanı dolduran kalabalık, olayı siyasi şova dönüştürdü. Bu arada alamn sağ tarafın- da bulunan , Amasya Meslek Yüksek Okulu'ndan ülkücüler sürekli olarak "Hükümet isti- fa", "İnönü istifa", "Kinkel is- tifa" diye slogan atular. Alamn sol tarafında yer alan devrimciler de "Kahrolsun fa- şizm", "Türkiye faşizme mezar olacak", "Katiller yakalansın, nerede insanhk" diye sloganlar attılar. İnönü, işbirliği istedi Başbakan Vekili Erdal İnö- nü, hükümet konağı önünde gazetecilerin sorulantıı yanıt- larken. "Ben inanıyorum ki Alman hükümeti, vatandaşla- nmızın huzurlu yaşamasını isti- yor ve bu konuda çalışıyor" dedi. İnönü, şunlan söyledi: "Feci olaydan herkes üzün- tülü. Dikkat edilmesi gereken mesele, Almanya'daki vatan- daşlanmızın huzur içinde vaşa- maya devam etmesi için uğraşı- yoruz. Bunun için Alman ve Türk hükümetlerinin birlikte, oradaki yabanahğı ortadan kaldıracak bir işbirliğinde gay- ret göstermeleri, tabii onlann yönetiminde oradaki önlemleri de arttırarak vahşi olaylann durdurulması, orada yıÛardır yaşayan Türklerin yabana ol- madıklannı, artık Alman top- lumunun bir parçası olduğunu kabul ettirecek bir yaklaşım he- defleniyor. Bunlan önümüzde- ki günlerde göreceğiz. Şimdi vatandaşlar üzüntülerini dile getiriyorlar. Bazılan hükümete çatıyor, bazılan da belli olma- yan insanlara çatıyor. Bu tabii aanınverdiği şeyler." "Önlem, ama nasüT İnönü. bir gazetecinin, ön- lemler konusundaki sorusuna da şu karşılığı verdi: "Protesto edenlere.sorun na- sıl önlem istiyorlar. Önlemlerin nasıl olması gerektiği konusun- da herkesin ayn bir düşüncesi olabilir. Tabii güvenlik sağla- nacak. Yakalananlar mahke- melerde yargılanacaklar. Ya- banalara karşı akımı önleyecek kültürel ve sıyasal yaklaşım ge- rekli. Bunun bir çok boyutlan var. Möllndeki olaydan sonra, üç aşın sağa örgüt kapatıldı. Ben inanıyorum ki Alman hü- kümeti. vatandaşlanmızın hu- zurlu vaşamasını istiyor." 'Hükümet burada' İnönü, bir gazetecinin pro- testocu gruba ve sloganlanna dikkat çekerek, "Hükümet ta- tilde diyorlar, siz ne diyorsunuz ?" diye sorması üzerine, "Biz burada>ız. tatilde değiliz. Tatile çıkahm da bari yanlış birşey söylemiş olmasmlar. Biz bura- dayken, böyle şeyler söylemele- ri ayıp oluyor" dedi.Cenaze töreninde ilk konuşmayı Baş- bakan Vekili Erdal inönü yap- tı. İnönü, Solingen'de 5 Türkün yakılarak öldürülmesini insan- lık suçu diye niteledi ve bu gibi olaylann yinelenmemesi için Türkiye'nin, Alman hüküme- tıyle işbirliğine hazır olduğunu kaydetti. İnönü, "Bir avuç zor- ba Türk-Alman dostluğu karşı- smda ezilmeye mahkumdur" dedi. Almanya Dışişleri Bakanı Klaus Kinkel de ıstırap dolu ve şaşkmhk içinde olduklanm be- lirttiği konuşmasında, 5 Türk'- ün yüz kızartıa bir vahşete kurban gittiğini kaydetti. Kin- kel, olayın üzerine gidilmesi üzerine suçlulann yakalandığı- nı da açıkladı. Kinkel, "Yaban- cılann huzur içinde yaşayacak- lan ortam hazırlayacağız" dedi Demirel: Dosfluk surmeli Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel de Alman hükümeti- nin en üst düzey yöneticilerini Türkiye'ye göndererek, "Bu olaydan utanç duyduğu" mesa- jını verdiğini belirtti. Demirel. "Olay hem Türkleri hem de Al- manlan üzmüştür. Her iki ülke- nin dostluğa ihtiyacı vardır. Almanya'da daha 1 milyon 800 bin vatandaşımız yaşamaya de- vam ediyor. Dostluğun bozul- maması için gayret sarf etmeli- yiz" dedi. Çifte vatandaşlık Solingen olayı, Almanya'da yaşayan Türklerin uzun süredir en önemli istemlerinden biri olan "Çifte vatandaşlık" konu- sunu bir kez daha gündeme ge- tirdi. Bu konu dün Taşova'da Başbakan Vekili Erdal İnönü ile Almanya Dışişleri Bakanı Klaus Kinkel arasında yapılan görüşmede ele ahndı. Dışişleri Bakanı Çetin, Kinkel-İnönü görüşmesini değerlendirirken, Almanya hükümetinin, yaban- alann Alman toplumuna en- tegrasyonunu sağlayacak yasa- lan çıkarmaya kararlı olduğu- nu söyledi. İlk toprak Kinkerdan Cenazeler Taşova'da kılınan ikindi namazından sonra Mer- cimek köyüne götürüldü. Al- man Dışişleri Bakanı Klaus Kinkel'ın daha önce açıklanan programda Taşova'dan aynla- cağı bildirilmesine karşın, Al- man bakan beraberinde Parla- mento Başkan Vekili Renate Schimidt ve Almanya'nın An- kara Büyükelçisi Jürgen Oes- terhelt'le köydeki defın töreni- ne katüdı. Mercimek köyündeki cenaze töreninde mezara ilk toprağı Almanya Dışişleri Bakanı Kla- us Kinkel attı. Daha sonra İnö- nü ve Çetin de toprak attılar. Mercimek köyünde dün hüzün ve gözyaşı vardı. Cenaze törenlerine katüanlar Nazi katliamını bir kez daha kınadı. Cumhurbaşkanı Sükyman Demirel ve Başbakan Vekili Erdal tnönü, ırkçı katli- amda tonınlannı kaybeden Halhn Genç'e başsağuğı dileyerek teseüi etmeye çauşjblar. Ne kadar teselliye çalışsalar da acıyı dindiremezler. Çünkü, ateş düştüğû yeri yakar.(Fotoğraf: AA) Yeşilırmakikincikez taşb SAHİBİNDEN Selimpaşa Araptepe'de 191 m 2 denıze yakın VILLA arsası satılıktır. Akşam 20.00'den sonra Tel: 230 89 61 CEMİLCİĞERİM MERZİFON - Yeşılırmak hem Çarşamba'nın hem de Ta- şpva'nın tam ortasından geçi- yor. Yani Çarşamba ve Ta- şova'yı tam ortadan ikiye ayın- yor. Yeşilırmak, bundan altı ay önce Almanya'nın Mölln kasa- basında Neo-Naziler tarafın- dan hunharca bir şekilde kun- daklanarak katledilen Vahide, Yeliz ve Ayşe için akıtılan göz- yaşlan ile birlikte Çarşamba'da adeta taşmıştı. Aynı Yeşilırmak dün de So- lingen'de aynı eyleme kurban giden Genç ailesinin Gülsüm, Hatice, Hülya, Saime, Gülistan admdaki bireyleri için Taşova'- da taşü. Gözyaşı seli arasında dünya- ya, dünya insanlanna seslenil- di. "Nerede insan haklan" de- nildi. Irkçılık yine lanetlendi. Insanlık ayıbı. vahşeti kınandı. NeoNaziler tarafından hun- harca bir şekilde kundaklana- rak katledilen Gülsüm, Hatice, Saime, Hülya, Gülistan için ak- ü gözyaşlan. Hem de öylesine aktı ki durmak bilmedi. "Kur- ban gelmiş neyime, kan damlar yüreğime" diye başlayan ağıt- lar sürdü gitti. Bir Kurban Bay- ramı tüm Türk ulusunun adeta burnundan geldi. Hele hele Ta- şova'da Mercimek Köyü'nde herkes matem havasına bürün- dü. Boğazlar düğümlendi, kim- senin boğazından bir lokma ekmek geçmedi. Kurbanlar ke- silemedi. Önceki gece saat 22.00 sula- nnda Merzifon Askeri Havaa- lam'na (VFW-614 Pokker) adlı özel uçak indı. Uçakla 19 aile mensubu. Bonn Büyükelçiliği Müsteşan Hayret Yalav ile So- lingen kent temsücileri olarak 5 komşusu geldi. Çelenklerle uçaktakilerin valizleri askerler tarafından araçlara taşındı. 30 dakika sonra da cenazeleri taşı- yan Transall C-160 askeri uçağı Merzifon Hava Üssü'ne indi. Alanda Sanayi ve Ticaret Ba- kanı Tahir Köse, Amasya Valisi Tahir Yüksel. Üs Komutam Tuğgeneral Kamil tlker. Amas- ya milletvekilleri, Amasya ve Merzifon belediye başkanlan bulundu. 50 kadar yerli ve ya- bana basın mensubu tarafın- dan cenazelerin inişi izlendi. Bundan 20 yıl önce çalısmak için Almanya'ya giden Durmuş Genç'in kızlan Gülsüm İnce ve Hatice Genç. Durmuş Genç'in oğlu Bekir Genç'in kızlan Hül- ya ve Saime Genç ile Durmuş Genç'in kız kardeşı Şehri Öz- türk'ün kızı Gülistan Öztürk'ün Türk bayrağına sanlı cenazeleri askerler tarafından uçaktan alı- nıp cenaze arabalanna konar- ken herkes "'Bu aaya yürek dayanmaz" diyordu. Genç aile- sinin beş bire>i geceyi Merzifon Devlet Hastanesi'nin morgun- da geçirdi. Cenazeler, dün de karayolu ile Taşova'ya götürül- dü. Taşova, Karadeniz bölgesi- nin Orta Karadeniz Bölümü'- nde Amasya iline bağlı bir ilçe. İlçenin orta kesiminde Yeşilır- mak, Kelkit nehirleri üzerinde- ki 200 metre yükseklikte düz- lükler bulunur. Yeşilırmak ile en büyük kolu olan Kelkit, Ta- şova ilçesi sınırlan içinde birle- şir. Bu ilçe sınırlan içinde Bpra- bay Gölü. doğal güzellikleriyle ünlüdür. Göl kıyısında dinlen- me evlen yapılmışür. Taşova'- nın en önernlı gehr kaynağı tanınmış 'Taşova tipi' tütün- dür. İlçede tütünden başka en- düstri bitkisi olarak şeker pan- can da yetiştirilir. Taşova'nın Mercimek Köyü 250 hanelik olmasına karşın he- men hemen yanya yakın hane- ler bpşalmış, bü>ük göç vermiş- tir. İnsanlann bü>ük bir bölü- mü çahşmak için büyük kentle- re ve yurtdışına gitmiştir. Göç veren köy, dün birdenbire bin- lerce insan tarafından dolup taştı. Neo-Nazilerin katlettiği 5 Türk'ün cenazelerinin toprağa verilmesi sırasında Türk ulusu. Genç ailesini yalnız bırakmadı. Kohl'eöfke Solingen'de Neo-Nazilere beş kurban veren Amasya'mn Taşova ilçesine bağlı Mercimek Köyü sakınleri. Almanya Baş- bakanı Hebnut Kohl'e öfkeli. Başbakan Kohl'ün önceki gün Köln'de düzenlenen cenaze tö- renine katılmamasını eleştiren köylüler, "Helmut Kohl Al- man halkının temsilcisi olarak cenazeye katılmalıydı. Cum- hurbaşkanı Richard Von Weiz- saecker Alman devletinin tem- silcisi Kohl ise halkın ve hükümetin" diyerek öfkelerinı dile getiriyorlar. UĞUR MUMCU MBaştarafi 1. Sayfada değerlendirilmelidir. Ümmet toplumundan millet toplumuna geçmek ortak bağ, yurttaşlık bilincidır. "Ne muttu Türküm diyene" söz- leri, Kurtuluş Savaşı ve devrimterj yapan cumhuriyet kuşağını kutlamakvegeleceğedegüvenlebakılması için söylenmiş sözlerdir. Bu sözlerden bir ırkın bir başka ırkı ezmesi anlamı çı- karılamaz. Cumhurıyetin kuruluş yıllarındaki bu demokratık anla- yış, "Şeyh SaitAyaklanması" ve bu ayaklanmayı izleyen etnik ayaklanmalar sonunda yerinı baskıcı yonetimlere ve "asimilasyon siyasetine"bırakmıştır. Bu siyaset değişikliğinde, ingilizler tarafından destek- lenen "Nasturi Ayaklanması" ile Ermenilerce destekle- nen "Ağrı Ayaklanması"n\r\ da paylarını unutmamak gerekir. Kurtuluş gavaşı'nı yürüten lider kadrosu Batı'da Yu- nan ordusu ile savaşırken, 6 Mart 1921 günü "Koçgiri Ayaklanması" ile karşılaştılar. Bu ayaklanmanın bastırıl- masından sonra Hakkârı çevresınde yaşayan Nasturiler. ingtliz uçaklarınm desteğinde 7 Ağustos 1924 günu ayak- landılar. Nasturi Ayaklanması. 28 eylül gününe kadar sürdü. Aynı günlerde Erzurum'da Şeyh Sait Ayaklanması hazır- lıklan tamamlandı. Ayaklanma, 1925 yılı şubat ayında başladı; bu ayaklanma da bastırıldı. Bu ayaklanmalar sonunda Musul, Türkiye'nin elinden ahndı. Bu ayaklanmaların bir tek galibi vardı. O da İngiltere'y- di! Kurtuluş Savaşı öncesi ve sonrasında "Türkiye halkı" bütün bu etnik toplulukları da kapsarken. bu kavrama da- yanan yönetim neden yasakçı bir rejime dönüştü? Bunun nedeni bu ayaklanmalar ve bu ayaklanmaların kazanç sağladığı Ingiltere gibi devletlerdır. Evet, bütün etnik topluluklar, Kurtuluş Savaşı ve cum- hurıyetin ilk yıllarında "Türkiye halkı" kapsamı içinde görülmüştür. Açın Mustafa Kemal'in 1922 İzmit konuşmasını ve oku- yun... Ne diyor Mustafa Kemal? -... Bizim ulusal sınırlarımız içinde Kürt oğeieri öylesi- ne yerleşmiştir ki, pek sınırh yerde yoğun olarak yaşar- lar. Bu yoğunluklannı kaybede kaybede ve Türklerin içine gire gıre öyle bır sınır oluşmuştur ki. Kurtlük adma bir sınır çizsek Türkiye yi mahvetmek gerekir. Mustafa Kemal'in 1922de ne kadar gerçekçi olduğu, bugünkü Kürt nüfusunun, Diyarbakır, Hakkârı veŞımak- tan çok Istanbul, Ankara ve izmir gibi kentlerde yaşama- sı ilekanıtlanmıştır. Evet, nereden çizeceksiniz sınırı'? Bunun için Mustafa Kemal. 1922 yılında "Türkiye'nin halkı söz konusu olurken onları da beraber ıfade etmek gerekir" diyor Işte bu, yurttaşlık bağıdır. Lozan Antlaşması yalnızca "gayrimüslimlerı" azınlık kapsamı içinde görmüştür. Diğer etnik topluluklar Lozan Antlaşması'nagöre "azınlık"sayılmazlar. Son demokratik gelişmelere damgasını vuran AGİK süreci ve "Paris Şartı" da bir ulus ıçindeki çeşitli soy, kül- tür, dil ve din gibi sahip olduklan "kimliklerin korunaca- ğını" belirtiyor. Lozan Antlaşması'ndan ve cumhurıyetin kurulmasın- dan bu yana köprülerin altından çok sular aktı. Aradan geçen yıllarda dünya, İkinci Dünya Savaşı ile büyük bır hesaplaşma dönemi yaşadı. Faşizmin siyaset sahnestncjyan çekilmesi ile sonuçla- nan bu sıcaksavaş. yerini iki kutuplu dünyaya ve "soğuk savaş"a bıraktı Soguk savaş da komünizmi siyaset sahnesinden ındı- rirken, Ortadogu, Balkanlar, Kafkaslar. eskı Sovyet cum- huriyetleri veTürkiye'deetnikkargaşalara ve Amerika- nın egemenliğindeki "yeni dünya düzen/"ne yol açtı. Bu siyasal ve ideolojık karanlık içinde pusulamız, "Tür- kiye halkı" ve bütün etnik toplulukları kucaklayan bu kav- rama dayalı "yurttaşlık bilinci"olmalıdır "Parıs Şartı" da bu demokratik yaklaşımı gerektinyor Bu yolda adımlar atılırken, Güneydoğuda kan gövdeyi götürüyorsa, Kürdü ve Türkü ile düşünelım: -Bu uğursuz planın ardında hangi çokuluslu çıkarlar yatıyor? MÖLLN SAN1KLARIY ARGILANIYOR Sanıkların istekleri reddedildi SCHLESWİG(AA) - Al- manya'nın Mölln kentinde üç Türk'ün yakılarak katledilme- siyle sonuçlanan facianın sa- niklan Lars Christiansen (19) ve Michael Peters'in (25) yargüan- malanna devam ediliyor. Schlesvvig Evalet Yüksek Mahkemesi'nde dün yapılan 6. duruşmada. sanık avukatlan- nın Lars Christiasen'in polıs tarafından alınan ilk ifadesinin geçersiz sayılması >olunda mahkeme başkanlığına verdiği dilekçe reddedildi. Mahkeme Başkanı Hakim Hermann Erih. aynca sanık avukatı Rolf Bossi'nin. bır ön- ceki duruşmada müvekkılı hakkında \eni bır bilirkışı rapo- ru hazırlanması ve bu raporun gençlik psikolojısi alamnda uz- man bir bilirkişı tarafından ka- OLAYLARIN ARD1NDAKİ GERÇEK • Baştarafi 1. Sayfada Türkiye'ye gelince olayın biraz daha rengi değişiyor. Bölgemizde ve Orta Asya'- ya doğru uzanan coğrafyada Türkiye'nin elindeki kozları değerlendirebilmesi, Batı'- nın guzunaeKi agırııgının art- masına yol açacaktır. Bunun ilk koşulu da ülkemizin en başta Kürt sorununu çözme- sine bağlıdır. Kendi içindeki sorunlarını çözemeyen bir devletin dış dünyadaki ağırlı- ğı hafifliyor. Çağımız uygarlığında ge- çerli ölçüleri benimsemiş bir devlet kimliğinde olmak, uluslararası ilişkilerde bugün gerçekten bir saygınlık yara- tıyor. Dünün dünyasında bel- • ıh leme ahnması volundakı başvu- rusunu da 'tutarsız' olduğu gerekçesiyle reddetti. Duruşmanm dün sabahki bölümünde mahkeme heyeti- run söz konusu ara kararlan açıklamasından sonra sanık Christiansen'in dinlenmesıne geçildi. Hakim Erih'in. polise verilen ilk ıfadenin içenği ile il- gili sorulannı yanıtlayan sanık Christiansen. ifadesinin bazı bölümlerinin doğru olduğunu kabul etti. Ancak sanık. Mölln'de üç Türk'ün yanarak can vemnesivle sonuçlanan kundaklama olayıvla ilgjsi ol- madığı volundaki iddiasını yi- neledi. Sanık Christiansen. Mölln'- de üç Türk'ün ölümüyle sonuç- lanan facianın meydana geldiği gün esrar ıçtığini de itiraf etti. U.1 ki böyle bir şeye fazla gerek- sinme duyulmuyordu. Solingen faciasından son- ra Almanların biraz Türkleri, ama daha çok kendi durum- larını ve geleceklerini düşün- meye başlamaları, çağımızın uluslara yüklediği sorumlu- luk bilincinden kaynaklan- maktadır. Anadolu'da Kürtle- re yapılan baskıların hesabı- nı Ankara'ya soran Bonn, birden bire yalnız Ankara'ya değil; dünya kamuoyuna kar- şı mancup duruma düşmüş- tür. Eğer Almanya'da yaşayan Türkler, Dazlaklara karşı duydukları tepkinin acısını bu olayda hiç sorumluluğu ol- mayan Almanlardan çıkar- maya kalkışmazlarsa, ya- şamlarının geleceğini daha insanca bir ortamda geçir- mek olanaklarını sağlayabi- lirler. Şiddet eylemleri, haklı ola- nı haksız kılacak türden geri tepen bir silahtır. • • • -1 a ••-if" '.N. :«•
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear