25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
16ŞUBAT1993SALI CUMHURİYET SAYFA Suçlu Kim Uğur'u göz yaşlan vecoşkun kınamalarla uğuıiadık. Âma, oldukça yoğun ve görkemli olan bu tepkı yeterli midir? Yararlı olduğu görüntüsü sergileyen coşkun tepkiye yeterh olarak nitdemek oldukça gûç. Umudumuz, bu coşkunun daha da yaygınlaşarak bir büinçh devrjmler savunuculuğunun toplumda perçinteşerek yaşama geçırilmesjdir. Olâyi iyice değerierebumemiz için biran duygulanmızı bır yana iterek. Uğur'a kıyan canavann tohumİân üzenned durmarruz gerekiyor. Suçu. onu doğuran koşullar ve ortamla birhkte değerlendirmek zorundayız. Uğur'un kapısının önüne kadar gelebilen canavann arkasında kapkara bir örgüt ve onu meydana getiren toplumsaL ayasal olaylar ve koşullar vardır. AkıTa ve aydınlanmaya karşı kul obnayı, ulusve\atandaşakarşıtümmetolmayı yeğteyen kara güç, cumhuriyetin ilk günlerinden beri var olagdmişdir. Yılan, Kubulayı sokmakla işe başlamışor. Milh şef yönetimı döneminde gücüne rağmen Inönü köy enstitükrinin kapaülmasına göz yummuş. imam hatip okullan onun zamanında açümışdır. Celal Bayar Cumhurbaşkanı olur ohnaz ilk işi, Türkçe e2anı kaldırmak olmuşdur. Onun başbakanı da mediste "siz isterseniz hüafeti büe getirebilırsiniz" dıyebilmış ve devnm düşmanı Said-ı Nura'nin eHru öpebümışür. Sürekh olarak devnmlerden venlen ödunfer bu günlerin tohumlannı atmışdır Hiç bir iktkiar laikliğin güçlü ve K^enl savunucusu olarnamışdır. Öğretim btrüği ilkesi yok edıhniş. inançdünyaa programlan, mevlitler, laik devletin vatandaşlanndan ahnan vergüerle ayakta duran Dıyanet İşleri Başkanlığının varhğı tartışalamamıştır Alevi kıyımlan olmuşdur. Ve nihayet on iki eylül cuntas anayasa ya zorunlu din derslerini koymakla laikHğe en büyük darbeyi indirmişdir. Mecfete açılan mescit, iftariar, cuma namazJarmda oturumlara ara vermekler, Said-i Nursfye iHm adamhğı yakışnrmak ve mevlidine lelgrafgöndermek teamül halıne gelmişdır. Atatürk'ü tePin eden açık oturumlar, bazı dernekler de anü laik paneller ve laıkliği demogoji yaparak yozlaştırma çabaJan görulmüştür. Devrirnlerin mezaralığtna soyunan milletvekillen hâlâ mechsçatısı altında oturabilmektedır. Toplumda, demokrasinin vetümdevrirnkrinanası olan laiklik, Ö2E0ikleaydınlarca gereğı gibi korunupyaşaülamamıştır. Bütûn bu olanlardan sonra "izindeyiz, Alam" diye bağırmak neye yarar? Yazımın başındakı sorunun yanıtı şudur "Hepımız sucluyuz'' Dileğımiz odur kL Uğur"un mumu güneş olsun ve karanlık beyınfcri ışıtsın. Uğur'a ağjtdeğıl,arutgerek! MadtDerinAvukat Aydınlarasalıipçıkabm Atatürkçülüğün yılmaz savaş- çısı gazeteci-yazar Uğur Mumcu'nun fotoğrafını verme- nizden dolayı Cumhuriyet ga- zetesini taktir ediyoruz. Ve bununla beraber bu uğurda mûcadele vermiş ve canı paha- sına da olsa düşüncelerinden ödün vermeyen ve yılmayan ay- dın düşünürlerimizin de birer fotoğrafını istiyoruz. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü olmak üzere Hıfzı Veldet Velidedeoğ- lu, Nadir Nadi, Abdi fpekçi, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Turan Dursun, Çetin Emeç, Musa Anter'in fotoğraf- lannın Türk halkı ve gençbği Dİarak verilmesiru rica ediyo- ruz. Reşat Arsian, Kemal Korkmaz, Muhittin Usta, Muharrem Tuncel, Ömer Yiğiter, Hamdi Türkmen. Nad Ancı, Oktay Akan, Simge Lfltnj, Mustafa Eren, Aydm Kaplan, tsmail Çamdal. Osman Kalkan, Gül- şah Çakır. Sebahattin Karayan, Murat Abbas, Rıfat Topcu, Fettah Kunım, Cemil Akdeniz, Mustafa Akdenız, Erkan De- mirel. Şaban Erşamn, Meris Kalakoğlu, Duygu Tonbul. Necmettin Dılek, Fahrettin Di- lek, Raşit Aktekm, Murat Ta- MB, Mehmet Ergın. Metin OcaL, Durmuş Aydın, Bekir Aktaş, Nehır Çevik. Nurettin Baloğhı, Zeynel Dılek, Cenab Şener, Necip Durak. Muzaffer Değerti, Sabit Berser. Yalçn Ö., Biral Kaya, M.Doğan Faik Akdeniz, Alı Tosun. Erol Keee- d, t.Günay Korkmaz. Fertiat özturan, Ahrnet Çakar, Hüse- yin Akdeniz, İsmail Enyir. Mu- zafler Dumancı, S.Şahinoğlu. A.Kadir, Keko Akashı. Hasan Çalpaa, Gürcan. Sami Kara, Ercüment. Bilga çahşanlan: Ina Karadede, Atifet Karlı, De- met Güven. Aylin Egesoy, Cen- gjz Arsian. Nihal Aksüt, Erhan Selkan. Şebnem Arasü. Fahret- tin Gençalp. Mustafa Laçin, Ali Osman Erdem, Ramiz Şenman, A. Levend Abay, H. Gültem öğütgen, Ayşegü Çaycı. Pınar Gencay Caırtûrk, Ayşen Tan, Esra Ferendeci, Işın Ozer, Ve- dat Cankılıç. Hamza Tugalay. Seda KuJa, Bülent Dereci, Ka- dir Ava, Zeynep Yörük. Yalçın Sal, Fatma Ok, Yeşiın Omır, Figen Şimşek. Fatma Eşim, Gülistan Şahin. Pelin Balı, Oya Yapıcıoğlu, Handan Başer, Ece Kutlucan, Neda Münevveroğhı Engin Tavşanlı, Gülşen Kıtalar, Nuray Arat, Figen Sönntez, Kadir Erdem. Tufan Çatma, Can Tokoğlu, Abdullah Ongül, Neval Polat. Gûberen AkcUşli. Demet İnaler, Alaaddin Üstek, Gûnnur Soysal, Can Toraman, Ali Öztürk. Figen Gûrol, Nilay Küçükören. Hayrunnisa Kök- sal, İbrahim Özakat, Zafer Ka- rabflek, Oya Hakkı, Nurten Saldere, Ahmet Baysal, Turhan Köktürk, Hakkı Erdoğan. Sem- ra Şen, Bahar Madazlı. Meriç Aykot, Zeynep Bınatlı, özden Ahsbah, Naci Turman. Ebru Güngör, Nurgül Tosun, EBf Demirsoy. Dr.SeyfuUah Hayıroğlu. Hatke Orhan, özcan Yiğenoğlu, Menü Gdkçerer, Filiz Emen, Hicran Altmtaş, Ali GGül. Ertuğral Kuaba, Nebahat Bilgin, Aysri KarayeB,Ülkü Kara, EBf Gûndnz, Sevgı Aksu, Av. BetöL, Av.Ali Kurmaz, Serpfl Oztürk, Bircan M., Zehra Mercan, Şafak Saray, Nad Uzun, Cemal Demirok, Bahtiyar Eyraan, Akan Saygu, ÖyasGöksu, Serdar K., Zöbeyde Hadivent, Gülseren Coşkun, SeJcuk Odabaş. Muharrem Yalçın, Murat Toraman, Halil Uğurlu, AJtıza Demirel, N.Aktarma, C.Koç, C.Özbağa, Muharrem Yetişkin, Muammer Dikel. Kenan Kırca, Şevki Turgut, Kıyroet Çağlar, Gûlcan Kırca, Makbuie Derin, Nermin Yılmaz. Habibe Karadağ, Fati Sönmez, Sinan Souksu, Gülseren Şahin. Hatke özcan, Muharrem Çamur, tsmail Bayraktar, Serpil Güler. SÜRECEK Kan bitmedi... Durmadılar, durduramadık Tanhin karanhk sayfalanru aralamakla ve demokrasinin işleyişindeki pürüzleri su yüzünden çıkarmakla neyi göze aldığım biliyonım. İnsanlık tanhirunen onurlu savaşçılannın, dûşünen beyinler olduğunu da... Tuttuğun ışık, sana yapılan hainliği unutturmayacak. Sabahattin Ali'ler, Bedettin Cömertler, Abdi tpekçiler, Tütengiller, Turan Dursun'lar... Keşke daha fazla sayamasaydım. Giderek örgütlü ve planlı işlyene kıyıma bır yenileri eklendi. Eğitimciler, gazeteci yazarlar, bilimadamlan. öğrenciler veemek sömürü ilişsinin ayırdına varan kim olursa... Sonunda seni de zincirin son halkasma eklediler. Lanet olsun! Evet... Senın aramızdan ayrlışınla elbette demokrasinin işleyişi durmayacak. Ama seni namussuzca haklayan, emperyalizmin yobaz uşaklan yine de rahat uyuyamıyacak. Çünkü öldürmek, korkaklığın kaçınılmaz sonucudur. Karapeçeler bir bir yere düşüyor. İŞlenen planlı cinayetlerde kuyruğu kısmış bir köpek paniği görüyoruz ve yine biliyoruz ki demokrasi, eli kanlı bırkaççarşafı kirli itin haın saldınlan ile kesintiye uğramaz. Sevgili Uğur Mumcu biliyordun ki ölûm, düşünen insan için en acıdan değildir... Bu yüzden sonunda kana dönüşen kara korku seni yıldırmadı. Bir adım geri durmadın. Hep üzerine gittin hainliğin. kalpazanlığın. Canına okudun kaleminle insana yapılan namusuzluğun. Belki kaç kez provasını yapülar su uyur gibı katletmeyi seni önceden. Köşe bucakta katıl aramaya gerek yok. Bunlara rağmen namussuzluğa adıyla seslendin. Bu ürküttü onlan. Gizli güçler masallanyla insanlann kafalanru bulandırmadın çünkü. Kimin ne olduğunu biliy ordun ve her yazında adlan ile çağırdm onlan insanlık arenasına "Hey namussuz. Senin amaan ne?Gel ve bunu açıkla." Kıvrak zeka ve akılhca belgelerle iyiden iyiye ürkütmüştün din asalaklannı. Demokrasi kıha senin ellerinde öylesine keskin olmalıydı ki, bir zamanlar hışımla putlanru kırdıklan, dinlerini yalanladıklan günahkar saydıklan adamlann ülkelenne kaçıp sonra da Atatürk heylekilini tepeliyerek sürgünde devlet kurma sevdasıyla yarup tutuşan çift standartlı kara yürekli korkaklar seni aramızdan almakla emellerine ulaştıklannı sandılar. Çözüm olarak kustular. Uzüntümüz derin. ama katlin Uğur Mumculan çoğaltmaktan başka işe yararnıyacak. Şimdi söz demokrasinin sürekli demokrasi çığlıklan savuran, 1 Mayıslarda alnından özenle vurulup yere senlen öğrencinin ülkesi ve bu ülkenin duvarlanna baharath et firlaülan meclisi! Söz sLrin... Demokrasi diye başımıza sardığırruz ne ıdüğü belirsiz sistemin yoksul. yetkin ve çaresiz insanlan olarak Uğur Mumcu yu koruyamadık. Gücü elinde tutan sizlerden çok halk duydu ki bu katliamın utancını rejim adına. Bu sizlere hiç ipuçlan vermiyor mu? Bir insanın korumasını salamaktan aciz duruma düştüğünüzü ve büy'ük bir hızla halkı güvenini yitirmekte olduğunuzu hiç kimse hatırlatmadı mı yoksa saym meclise. Bu ayıbı nasıl sılecekseniz bilmiyorum ama lütfen kendinizi devşinn. Unutmayın halk kandınlarak ta seçse sızi, bostan korkuluğu olun diye getirmedı. Eğer bu cinayetin katıL zavallı beyinsızi bulduğunuzda birçırpıda yargılayıp demokrasiyı kurtaracağmıza ınanıyorsa kara sesin soluğu ensesinizdedir. Gözü dönmüş katiller otel lobilerinde kadeh kaldınrken tekkelerde şerbet sefası yapıyorlar. Onlararamızda! Bombay koyan maşayı kırmakla ateşi söndüremezsiniz. Maşa öyle çok ki"Bu katliam için geç büe kalındı" diyebilecek soysuzlarla dolu çevremiz. Lütfen kendınize gelıniz bır ülkede halkın duyarhğı devleti aşarsa yönetenler zor durumda kabrlar. Günden güne yürüklendinlen karasesınsemizkurbanı genç Türk devleti idarecileri halk çok şey biliyor. Köşe başındaki simıtçi genç bile artık çok şeyi biliyor?.. Her seferinde katillerin mutlaka bulunup en ağız cezaya çarpünlacağıru söyleyerek bol bol bassağlığı dıle ile lanetle kınamalarla demokrasiyı kurtaramazsmız. Gücünüz yetmıyorsa çekiün. Cilalı masalarda biribırinizin yüzüne bakıp utanacağınıza halka yol verin de görün demokrasi nasıl korunur. Mumcular nasıl çoğalır. Dünyada olağanüstü şeyler yaşanırken ülkeninriskesokulamıyacağını kaç kez hatırlattı sizlere Uğur Mumcu. Bu katliam sizlere yakın gelecek için bırşeyler anımsatmıyorsa sözüm yok. Kolay gelsın. Dört duvan halka kapalı, ceviz kaplamalı meclisinizde kolunuzu kaldırarak evet hayır oy unu oynamaya devam edin. Terör aynı zamanda dev let otoritesinin artık var olmadığının son kanıtıdır. Bu da küpe olsun size. Eflatın Acaroğlu Ressam Mumcu'yu Norveç'de andık... Kötü haber yine çabuk ulaşü bizc, Türkiye'den uzakta olanlara. Telefonlarçaldı gece yanlannda. Türkiye'den eşler dostlar arayıp kara haberi ilettıler. Sesleri buruktu. Aldık haberi. Sinirlendik. Kızdık. Kükredik. Uzakta olmakta aayı iyice ağırlaştınyordu. Birbinmizi aradık Oslo'da yaşayanlar. Aayı paylaşmak için. Kızgınbğı diri tutmak. yenihk duygusunu silip atmak için, "Varhğı yokluğuna döndüğünde, varhğı olmaksızın yokolacağımızı duyduğumuz" bir aydın olduğunu kavradık Uğur Mumcu'nun dehşetle. Gözlerimizin önüne çeküğimiz unutkanlık bağı çözüldü birden. Abdi İpekçi, Musa Anter, Çetin Emeç ve sayılan yirmiye yakın gazeteci duyurdular kendilerini, son yıllann perdelerini ısrarla çekib' tuttuğumuz. anımsamak, bılmek, seyretmek istemedığımiz tarihin sahnesinden. Onlarsız iyic. uzağımıza düştüğünü gördük demokratik Türkiye'nin. Uzakta olmak iyice ağırlaşünyordu aalan ve korkulan da. Oslo'da yaşayan, Türkiye'yi vatan bilen herkes olarak biraraya gelmemiz gerektiğını, yılgınlık ve k'orku yaratmaktan fayda umanlara yılgın ve korkak olunmadığın], Uğur Mumcu gibi gerçeği arayışın, düşündüğünü özgürce söyleşin temsilcisi olduğuna inandığımız bir insanı öldürerek yokedeceklerine inananlara hınamızı ve onlardan korkmadığımızı dünyarun neresinde olursa olsun göstermemiz gerektığıne savunarak harekete geçtik. Oslo ve çevresinde 5000e yakın Türkiyeli insan yaşar. Bunlann çoğünluğu buraya işçi olarak gelmiştir, bir kısmı siyasi mültepdir, bır kısmı öğrencidır. Bu insanlann pek çoğu, "Türk Işçı Derneği", "Türk Islam Derneği", "Kürt İşçi Derneği", "Şamlar Köyü Derneği" ve daha pek çok sayıda dernek çatısı altında örgüüenmışlerdir. Tahmin edilecegi gibi hayatın farklı alanlanna farkh bakarak yaİclaşır bu dernekler. Buçeşitbbğın teminatı Norveç Devleti'ne aittir gibi görünse de elbette pek ıyi bilmek ve anlamak gerektir ki bu özgürlüğün güvencesi Norveç insaında. onun demokrasiye olan inanç ve bağhbğında yatar. Düşünce, inanç ve ihüyaçlan çevresinde ve bu çeşitlilikte biraraya gebniş Türkiyeli insanlar, Norveç'te hazır bulduklan bu ortamın ve hatta daha da ilerisınin Türkiye'de kurulup sağlamca varolmasına cahşan ınsanlann kıymetini en çok bilir olmalan gerekır .. diye düşünerek. en çok da Uğur Mumcu ve onun gibi 'terör'e kurban gitmiş pek çok düşünce adamını anmanın ancak "çok sayıda" ınsanla bu değerleri savunmak olduğuna kanı olarak, Türkiye'nin uzağında bu garip Oslo şehrinde yukanda adı geçen derneklerin tümüne davetiye gönderdik. Bir ada. basın ve düşünce özgürlüğü için yiirümeye çağırdık. Oslo'da, dünyanın neresinde olursa olsun... Oslo'daki, diyelım genelde Türkiye'nin dışındaki Türkiyeli'li insanlann. örgütlerin, hareketlerin "70'lerdedonupkalmış" yanlan çoktur. Uğur Mumcu'nun öldürülmesini. düşüncenin öldürülmesini. protesto etmeye. koşulsuz, gönülden bır katılım olacağını umuyorduk. (Nitekim bu Türkıyede tam da böyle yaşanmış, onbinlerce insanın koşulsuz gönülden katılımıyla. Televizyonlardan. radyolardan işitük biz de burada). Ne yazık kı katılım bekledığimizölçüdeobnadı. Çok kısa bır sürede harekete geçmek zorunda katmıştık. Ancak katılım oranını yalnızca bunu bakarak açıklamak mümkündeğıldi İnsan varlığını tehdit eden bir tehlikeyle karşılaştığında başka herşeyi bırakıp o tehlikenin üzerine yürümek zorunda değil midir? Bazı haberler anında kulaktan kulağa yayılmak zorunda değil midir? Uğur Mumcu'nun hayatıyla ödediği özgür düşüncesi yaşamak zorunda değil midir? "Terörün her türlüsünü -devlet terörü, etnik terör, sol terör, sağ terör, islama terör- aynmı yapmadan kınamak ve suçlamak birinsanlık görevidir" diyen Uğur Mumcu düşüncesi banşın sözcülüğünden başka bir şeye ışaret edebilir mi? Banşın ve teker teker biey olarak varbğımızın temeb olan "demokrasi" düşüncesini tehdit eden her kim olursa olsun buna taviz vermekten en büyük zaran görecek yine biz. teker teker bireyler oluruz. 29 Ocak 1993 cuma akşamı. şu ve ya bu pedenlcgdmeyeokr bir yana. Oslo'da anlamJı bir yurüyüş. bır protesto gerçekleşü. Çok farklı siyasi görüşlerden yana pek çok insan biraraya geldi. Siyasi tutumlan, dine, kürt-türk sorununa bakışlan birbirinden ıyıce farklı olsa da. bu yürüyüşle, demokrasiden. düşünce ve söz söyleme özgürlüğünden taviz vermeyeceklenni dıle getirdiler. Birarada. Yanyana. Oslo sokaklannı ellerinde meşaleler, Uğur Mumcu ve öldürülen başka 15 gazetecinin adlan ve silüet portlerinin bulunduğu afişler ve özgürlük ile kardeşlik sloganlannın yazıb olduğu pankartlarla arşınlayarak düşünceden korkan terörü karşı olduklannı duyurdular. GâlayKutal.Osk) Ağıtyakümasın Çalışkan dosrunuzu yitirdi- niz. Türkiye halkı, Cumhuriyet okuyanlan. okumayanlan yi- ğh bir basın mensubunu, Tur- kiye Cumhuriyeti'ni kcmryan bir mendireği yitirdi. Hep bir- likte, değerli araştırmacıyı, namuslu bir aydını yitirmenbı üzüntüsü içindeyiz. L'ğur Mumcu, ülke çıkarla- nna karşı karanlık işler cevi- retılerin maskelerini sökerdi. Politik, ideolojik temellerini, bo>ntlannı aydmlatırdı. Bun- lara karşı cesaretle savaşırdı. Hizmetlerini saymakla bitire- meyiz. Ömek bir yazardı. Bu yûzden Türkiye halkınm çıkar- lannı, insanlığın zenginliğini talan etmeyi adet edinenlerin de düşmanlığmı kazanmıştı. Ne yazık ki beklenen. korkunç olay gerçekleşti. Hepimizin >weği yanıyor. Şimdi oyunun demokrasinin belli kuralİan içinde oynanma- smdan yana olduğunu sürekli vurgulayanlar, sokak terörü- nün asıl kaynağını -hiç olmaz- sa L.Mumcu'yu okuyarak- öğrenmeierine, bilmelerine rağmen olayı sokak teröriiyle eş anlamlı kullanıyorlar. Oysa düşmanın bir kolu aşırı dinci, Cumhuriyet düşmanı, bir kolu Amerikancı ya da köle ruhlu. Bir kolu aşın milliyetçi-şoven, bir kolu devlet düzeni sırtmda ulusiararası 'mafya'ya bağlı her türiü namuzsuzluğa açık. Bu gerçekleri bütün olarak görmek istemeyenler de ağıt yakıyor Uğur Mumcu'nun ar- kasından. Türkiye'nin önemli sorunla- rmı görmemezlikten gelerek insanlann zayrflıklannı politik mirasçılıkla kendi çıkarlan için kullanmaktan çekinme- yenler de ağıt yakıyor. Uğur Mumcu için 'namus- luydu, dürüsttü, cesurdu' de- mek bugün ortak bir görüş oidu. Düşmanın cesaretine hayranlıkla bakılabilir, ama neden namusluydu Lğur Mumcu, nasıl kazandı bu dü- rüstlügü... Bunu kendilerine sormadan, ruhunun iç yaptsını gizleroeye çalışanlar da ağıt yakıyor Uğur Mumcu'nun ar- kasından. Görüş farkı demokrasüerde koşuldur, sma sorun ülkemizi yakından ilgüendiren sonınla- ra karşı, birtakm çıkarlar te- melinde ideolojikfir. politiktir. Hatta basit ekonomik çıkarla- ra kadar indirgenebilir. (Tör- kiye aydınını utandıracak kadar dürüstlükten uzak olan- lardan bahsetmiyonım.) Basın mensubu olarak namuslu ol- mak zorunda olanlardan bah- sediyorum. Bunu nıhunda duymayanlar da ağıt yakıyor Uğur Mumcu'nun arkastndan. Uğur Mumcu'nun kişiliğin- de, (bir gün kına yakacak olan- lann bile) ağıt yaktığını görü- yoruz. Her y azmasını bilenin aydın sayddığı ülkemizde bile- ğinin hakkıyla. söke-söke ulaş- mıştır bu yüceliğe. Ne mutlu Cumhuriyet gazetesine, ne mutlu Türkiye'nin namuslu ay- duılarına. Hepinizin başı sağ olsun. Aysan Uçta-Berlin
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear