22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 16ŞUBAT1993SALI HABERLER S.Hukuk Dairesi'ne yeni IANKARA (C umhuriyet Biirosu) - Yargıtay 9. H ukuk Daıresi Başkanlığı'na. aynı daire üyesi Seyfi Çetinelli seçildi. Yargıtay Başkanı İsmet Ocakçıoğlu yaptığı açıklamada, anayasanın 154. maddesi ve 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 30-31. maddelerine göre dün yapılan seçim sonucunda. açık bulunan 9. daire başkanlığına Çetinelli'nin seçildiğini bildirdi. Yargılay 9. Daire Başkanı Seyfi Çetinelli, 1933 yılında Balıkesir'dedoğdu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun olan Çetinelli, Ankara hâkim adayıolarak 1964yılında mesleğe başladı. Çelikhan. Sarkışla. Divriği ve Ayanak hâkimliklerinde ve Yargıtay tetkik hâkimliği görevlerinde bulunan Çetinelli, 1982 yılında Yargıtay üyeliğine seçildi. Ögretmenlerden yardım • AN KARA (Cumhuriyet Bürosu) - Öğretmenlerin, Bosna-Hersek'teki çocuklara yardım amacıyla topladıklan 15 milyar liralık yardıma ait çek, Başbakan Süleyman Dernirel'e sunuldu. Milli Eğitim Bakanı Köksal Toptan yaptığı konuşmada, öğretmenlerin ocak ayı maaşlanndan kendi istekleri üzerine kesilen 50şer bin lira ile 12.5 milyar lira toplandığını, Ankara ve İstanbul'da Bosna-Hersek yaranna düzenlenen konserlerden saglanan gelirle 15 milyar liraya ulaşan yardıma ait çeki Başbakan'a sunduklannı söyledi. 46. Jeoloji Kurultayı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Türkiye 46. Jeoloji Kurultayı dün başladı. Kurultayda. konut yapımına jeolojik denetim getirilmesi istendi. 21 otunnnda 135 bildirinin sunulacağı ve 2 panelin yapılacağı kurultayın açılışında konuşan Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Behiç Çongar, "Doğa ojaylannın afete .... „ dönüşmemesiiçin,afet 4 hantası hazırlanmalı" dedi. Yeni yerleşim alanlannın belirlenmesi ve planlaması aşamalanndajeolojik zemin etüdlerinin önemine dikkat çeken Çongar, bu konuda İmar Yasası'nda yeni düzenlemeler yapılmasını istedi. Türkiye Mimar ve Mühendis Odalan Birliği (TMMOB) Başkanı Teoman Alptürk de Türkiye'nin bilim ve teknoloji politikası olmadığını ifade ederek, TM MOB'nin Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu'na hâlâ üye olarak kabul edilmediğini aktardı. Başkanlar Kurulu, anayasa değişikliği ve çalışma yasalannın iyileştirilmesini istiyor Türk-Iş'tenhükümetemıılıtııaYILMAZ GUMLŞBAŞ DİYARBA- K1R - Şcndika- lar hükümeie karşı sertleşi- \or. DİSKin "Hükümete ta- nıdığımız süre doldu Kiıle ör- gütlerinı harekeıc çağınyoru7" uyansının ardından Türk-İş Başkanlar Kurulu, önccki gün yaplığı toplantıda. anayasa de- ğişiklikleri de dahil çalışma ya- salannın iyileşlirilmesi için hü- kümete bir muhtıra verilmesini kararlaştırdı. Venlecck muhtı- rada belirlenen istemlerin karşı- lanmaması halindc. kadcmcli olarak birdizi eylem yapılacak. Bu eylemler arasında: sendikah işçilerin üretimden doğan güç- lerini kullanarak genel greve kadar genişleyecek uygulama- lar da bulunabılecek. Başkanlar Kurulu aynca, bu yıl 1 Mayıs İşçi Bayramı'nın Taksim Meydanı'nda kullan- ması için de ilke kararı aldı. Bu kutlamalara Hak-İş'in de katıl- ması için lemaslar yapılacak. 1993 yilı toplu iş sözleşmele- • Türk-İş Başkanlar Kurulu, önceki gün yaptığı toplantıda, anayasa değişiklikleri de dahil çalışma yasalannın iyileştirilmesi için hükümete bir muhtıra verilmesini kararlaştırdı. Başkanlar Kurulu aynca. bu yıl 1 Mayıs İşçi Bayramf nın Taksim Meydanı'nda kutlanması için de ilke karan aldı. • Başkanlar Kurulu'nun aldığı bir başka karara göre. bütün sendikaların işverenlere götürecekleri toplu iş sözleşmesi taslaklarında, iş güvenliğini sağlayacak ve taşeronlaşmayı önleyecek kesin hükümler bulunacak. Sendikalar bu maddeler üzerinde. ücret zamlarından daha ısrarlı olacaklar. nnin ve olası grevlenn bir eşgü- düm içinde yürütülmesi de ka- rara bağlandı. Tüm sendikalar, anlaşmazlık halindc aynı gün- lerdc greve çıkmak için uygula- nacak eşgüdüm programlanna uyacaklar. Böylccc olası grcvlcr bir genel greve dönüşebilecek. Başkanlar Kurulu'nun aldığı bir başka karara göre, bütün sendikalann işverenlere götüre- cekleri toplu iş sözleşmesi las- laklannda. iş güvenliğini sağla- yacak ve taşeronlaşmayı önle- yecek kesin hükümler buluna- cak. Sendikalar bu maddeler üzerinde, ücret zamlanndan daha ısrarlı olacaklar. Işgüven- liğine ilişkin hükümler güvcn- ccyc alınmadıkça hiçbir toplu iş sözleşmesi imzalanmayacak. Türk-İş Başkanlar Kurulu toplanlısında, Güneydoğu so- runu üzerinde de duruldu. Bu konuda kapsamlı bir çalışma yapılması için, Teşkilallandır- ma Genel Sekreteri Sabri öz- deş'ın başkanlığında özcl bir komite oluşluruldu. Bu komitc, bölgcde yapacağı ıncelemcler- dcn sonra bir rapor hazırlaya- cak. Rapor daha sonra Türk-İş yönetimı tarafindan hükümeie de ilelilecek. Türk-İş Genel Başkanı Bay- ram Meral, önümüzdeki gün- lcrde düzenlcycccğ basın top- lanlısında alınan kararlara vc kapsamlanna ilişkin genış açık- lamalarda bulunacak. PİSK: "Süre doldu" DİSK'ın hükümete progra- mında ve protokolündc ycr alan vaatleri yerine getirmesı için vcrdiği sürc doldu. Hükü- mcıin verdiği vaatleri tam ola- rak yerine getirmediğini belır- len DİSK Genel Başkanı Ke- mal Ncbioğlu, başla dığcr işçi konfederasyonlan olmak üzere lüm dcmokratik örgüllcrini, loplumsal yaşamın tüm alan- larının demokralikleşlirilmesi için somut girişimlerde bulun- maya, başla hükümel olmak üzere siyasi parlileri zorlamaya çağırdı. Nebioğlu, hükümetin biranöncc somut adımlar aı- ması gerektiğini vurguladı. DİSK Genel Başkanı Nebioğlu Cumhuriyet'e 2 Kasım 1992'de verdiği demeçie, hükümete va- ailerin yerine gelmesi için DİSK'in kuruluş yıldönümü olan 13 Şubat'a dck sürc lanı- dıklannıaçıklamıştı. Cumhurbaşkam Turgut Özal önceki geeeyi "Sevgi ve fikir jptıbu"nunfiyeleriylebirlikte} di. j(Fotoğraf: HATICE TUNCER) \ *sevğivefikirgrubu'nunhonuğuydu İstanbul Haber Servisi - Cumhurbaşkam Turgut Özal, önceki gece eşi Semra özal'la birlikte "politika dışı" bir akşam yemeğine katıldı. Yemeği düzenleyen "Sevgi ve Fikir Grubu" Özal'ın mayıs 199! 'deki Yeni Zelanda ve Avustraha gezisinc katılan politikacı, bürokrat, gazeteci >e ağırlıkla işadamlarındanoluşuyor. A\ustralya Grubu" diye de adlandırılan oluşumun simgesi kanguru ve gül. Gfubun üyelerindeıı Zeynel Abidin Erdem, "Savın Cumhurbaşkanımızın şemsiyesi altında bir araya gelmiş tamamen polirika dışı bir topluluğuz" diye tanımlıyor kendilerini. On giinlük gezide kaynaşan altmış kişilik ekip daha sonra her a> düzenledikleri yemeklerle sürdürmüşler birliklerini. ( umhurbaşkanı'nın bu ayki >emeğe katıltşının farklı bir beyecan getirdiği hemen gözleniyor. O/al'ın fahri başkanı olduğu "Sevgi \e Fikir Grubu"nun iiyeleri Özal'ı, öğretmenlerinin gelmesini bekle> en öğrenciler gibiler. Birbirlerine hararetle sarılıvorlar, şakalaşıyorlar. neşe içinde gazetecilere poz »eriyorlar. birbirlertni değişik sıfatlarla takdim ediyorlar. "İşte üç kıtada at oynatan adam: Muharrem Eskiyapan". Sevgi ve Fikir GnıbıTnun başkanı olan Eskiyapan, N'uh'un Ankara Makaması ve Nuh Çimento ışletmelerinin sahibi. ANAP Başkan Yardımcısı Liitfullah Kavalar,grubunen çok ilgi gösterilen kişilerinden. Meclis Başkan N ardımcısı S'ılmaz Hocaoğlu, Ahmet Kurtcebe Alptemocin, Cüneyt Canver üç-beş kişilik topluluklar arasında paylaşılamıyor. Politikacı ve işadamlannın "tamamen politikasız" toplantısında Coşkun Sabah da oldukça ilgi görüyor. Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve Semra Özal da kahkahalarıy la neşesine ortak oluyorlartopluluğun. Elleri öpülüyor, sohbet ediliyor ve Çırağan Sarayı Tuğra Restauranfdaki basına kapalı yemeğe geciliyor. 8Mart, 4 Dünya Kadınları Yas Günü' ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Bosna Dayaruşma Gru- bu, siyasi partiler ile 37 dernek ve kuruluşun da katıldığı bir öneriyle, 8 Mart Dünya Kadın- larGünü'nü "Dünya Kadınlan Yas Günü" olarak ilan etti. Bosna Dayanışma Grubu- ndan dün yapılan açıklamada. Müslüman Boşnaklara karşı girişilen ınsanlık dışı eylemler kınanarak, şu görüşleri yer ve- rildı: "Biz Türkiye'de yaşayan ka- dınlar olarak, Bosna-Hersek'te kadınlara ve bütün Müslüman Boşnak halkına karşı uygula- nan sistemli ırza tecavüz, toplu katliam ve her türlü insanlık su- çunu lanetliyor; başta Birleşmiş Milletler, ABD, Avrupa ve ts- lam ülkeleri olmak ûzere, bu trajediye tepkisiz ve seyirci ka- lan tûm ülkeleri, kadın haklan- nı ve insan haklanru korumak üzere kurulmuş bütün resmi ve sivil kuruluşlan şiddetle protes- to ediyoruz." Bosna-Hersek'teki vahşetin sorumlulanrun "insanlık suçlu- su" olarak dünya kamuoyu önünde teşhir edilmeleri. yargı- lanmalan ve cezalandınlmalan istenen açıklamada, "Bu vesi- leyle 8 Mart 1993 tarihini 'Dün- ya Kadınlan Yas Günü' ilan ediyoruz. Konuya hassasiyet duyan bütün fert ve kuruluşla- n, aynı gün yapılacak protesto yürüyüşüne davet ediyoruz" denildi. Sen Atatürkçü, sen laik, sen demokratik, sen özgürlükçü, sen tam bağımsız Türkiye'den yana, S&VGİLİ UGUR MUMCUseninleyiz. . CAHİT BABÜR, DtLEK KOLAYU, EStN AKYÜZ, ENGİN GÜVENER, ELHAN USTA. ERKA> ÖZCENGİZ, ETEM ÖZKAYA, FATMA ACAR, FEVZİYE CLMİLLİ, FERİHA ÖZDOĞAN, FEYZA TIIMER, FLNDA BÖKE. GİİLÎVUR GÜRSOY, GÖKHA1V ULUMIAİ, HALUK İŞGENÇ. HÜLYA SERtMER, İFFET ALAİDDtNOĞUi. İLGE ERY1LMAZ, Mt>E AKKUŞ, MÜZEYYEN ÇAKIR. MKRAL DOĞANGÜN. MELDA SARAÇOCUI, MİNE TU!NAOG1X. MEHMET HXIJTKH. MLGÜ> AKKOYIJNLU, NİLAY ÇÖPUJ, NERİMAN ERE>, NERİMAN GÜMIŞ, NtLGÜN TANDOCDL, OSMAN ATAK, ÖZGÜL HATUNOGLL'. PINAR BILUT. P1NAR ZARAKOGU1. SELÇUK BODRUMLU, SEMRA ÇEVİK, SAMİ EREN, SEFA KÖRAIN, SE!\A SORGU1N, ŞAHİDE GENÇER, ŞÜKRAN GÜLENAY. ŞENDİL SAVRAN, TIJRGUT ÇAMER. t'LKER ALPTIJRK, VAHtDE KOÇAK, ZERRtN ELGtN Sevgili UĞUR MUMCU'yu özlem ve saygıyla anıyoruz. ROBERT LİSESİ ÇALIŞANLARI Sevgili UĞURMLMCUDemokrasi düşmanlan. aklm aydınlığından korkanlar "sakıncalı' saydılar senı: İç ve dışsömürgenler, talancılar, vurgunculartehlikeli gördü: korkuyla baskıyla gençliği ezenler, geleceğimizi karartanlar ortadan kaldırmak istcdiler. Bilgiyle. bilinçle. belgeyle yılmadan üstlerine üstlerine gittin. Türkiye, iki başarılı örgütlenme gerçekleştirdi: Biri Kuvayi Milliye. öbürü onun uzantısı Köy Enstitüleri: "Atatürkçü eğitim kır emekçilerini örgüdüyor, enstitülerde çağdaş toplumun çağdaş insanı yetiştiriliyordu" diyordun. Her 17 nisanda aramızdaydın; yetiştirdiğimiz. yetiştireceğimİ7 öğrencilerimizin yüreklerinde sevgi, kafalannda ışık olarak aramızda olacaksın hep. Emperyalizmin oyunlanna, kara gücün azgınlığına karşın, birlikte aydınlanma savaşımımızı sürdurecçğiz. BİR GRUPKÖY EINSTİTÜSÜ ÇIKIŞLIÖĞRETMEN: Akçaoğlu Hanıdi, Aksoy Feridun, Albayrak Naciyc. Albayrak Osman. Ayhan Rıza. Altın Celil, AkyüzŞakir. Atılgan Enver, Aynur İsmail, Bahadınlı Yusuf Ziya, Bakkal Mustafa, Battaloğlu Muhazım, Basutçu Halil. Baş Arif. Başaran Birsen, Başaran Mehmet. Ba> daroğlu Kezban. Bilecikli Hasan. Canik Mustafa. Çağlayan H ilmi, Çankay a Bedir, Çayır Emine. ÇayırTahsin, Dandul Cenap. DindarOsman, Duru Mehmet, Eker Refika. Esin Aysel, Eral Hami. Erbaş İbrahim. Erbay Kemal. Eriş Ali, Gökmen Hikmet. Gökmen Hüse> in, Göksoy Muhittin, Gözüaçık Firdevs, Gözüaçık İzzet, Hodul Adem, Fırtına Bahattin, Kahraman Nahide, Kalabay Leman^Karamaz Recep, Kadıoğlu \ eli, Kesler Emin, Kayhan Muzaffcr. Onur Kemal, Ozansoy Halil, Öztürk Nafize, Öztürk Isa, Özsoy Lütfîi, Özyükse! Sadiye, Rodoplu Sevim, Sa/ak Mehmet. Semerci Bekir, Soydaş H amza, Suna Bayram, Levent Hasan, Taşçı Münevver, Jaşcı Vedat, Taşkın Mehmet, Tarcan Nevber. Telli Hüseyin, Tunalı ibrahim, Türkoğlu Pakize, Turan Ahmet Kaya, Cstün Kemal, Üstün Fatma, ÜstünSüleyman, YeterSeher, Yeter Ali Rıza, Yılmaz Yusuf, Yiğit Turan, Yıldırım Harun, Yol Ahmet, Yücel Hasan, Yalçın F. Hüseyin, Zeybek Hatiee ve kendilerini Köy Enstirülü saydığımız Vedat Günyol, Mualla Eyüboğlu, Sami Karaören. Sevgili UĞUR MUMCUSana kıyanları lanetliyoruz. Şunu bilsinler: Türkiye'yi asla karanhğa sürükleyemeyecekler. MERSEV TESTTEKÎVİK DERSANESİ ÖĞRETMENLERÎNDEN ŞERAFI'nTtN SIINAY. Ml'ZAFFER AZAZİ. AHMET YİCİT. OSMAN EGRİTAŞ. S.ALİ GIJLMEZ, MCSEU.İM PESEN. KKOL TIIREI>J, BAŞAR Tİ'RK, O.YAŞAR BAL. YILMAZ ÖZE>. ABIIUI.HALİK OZCAN, FIJAT SARIKAYA. SİJLEYMAN SINA<I, St LEYMAN DARAOG1A1, HANİFE OZKADİF, BKRAT ÇOLAKOGU1, <AHİT ÖZTt'RK. HATİCE ÖZKA!V AHMET MASYAN, MAHMUT YEŞlLGÖ^EN, OMER Kl'YRIJKOĞUI, İSMAİl. BİİMGÖL, MUSTAFA EVER. SUPHİ ATI<:i, FATMA BAK Al., DOGA1V KIRTOCUJ. ABUİ AKK.IIZKl , MEHMFrT ÖZKA>. İSMAİL YAVIIZ. M1STAFA KOCABAŞ Demokrasi ve laikliğin yılmaz savucusu, onurlu insan UĞUR MUMCU'nun uğradığı alçakça saldırıyı nefretle kınıyoruz. Anısı önünde saygıyla eğiliyoruz. ANKARA TEKEL BAŞ MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞANLARI SOSYAL DEMOKRATLAR GRUBU GUNDUZ GOZUYLE MELIH CE\ DET ANDAY Eğitmek Bir gün Tolstoy şöyle demiş Gorki'ye- "Kötü niyetli ol- mak için bu kadar haklı nedenlerin varken iyi olman çok tuhaf... Evet, kötü olabilirdin... Ama iyisin ve bu çok gü- zel. Bir insanın kötü olması için hangi haklı nedenler bulu- nabilir? Gorki'nin yaşam oyküsünü bilenler bu soruyu kolayca yanıtlayacaklar ve kısaca şöyle diyeceklerdir "Yoksul- luk ve eğitimsizlik." Gorki'nin çocukluğu ve gençliği görülmemiş bir yok- sulluk içinde geçmişti ve bundan ötürü (bunun yanında) eğitim, öğrenim olanağını da bulamamıştı. Tanınıncaya dek serseri yaşamı sürdürdü. Yoksulluk ve eğitimsizlik insanı kötü mü eder? Evet, Tolstoy bu görüştedir ve bunu Gorki'nin yüzüne karşı söylemektedir. Oysa Tolstoy büyük zengindir ve soylu sınıftandır Çok iyi eğitim görmüştür, yabancı diller bilmektedir. Demek o kötü olamaz. Ne denli yanlış bir sonuca vardığımız ortada. Zenginin iyi, yoksulun kötü olduğunu kim savunabilir! Ama Tolstoy bu kesinlikte konuşmuyor; şöyle yorum- lamamız gerekir onun sözünü: Yoksulluk ve eğitimsizlik insanı kötü edebilir, iyi olmanın koşulu, insan gibi yaşa- mak ve eğitilmekle oluşur. Gorki ayrık bir örnektir. Onun gibi yaşamış kişilerin çoğu acı içinde, mutsuzluk içinde yok olup gitmiştir. Gorki'nin dayanma gücünü, kendini aşma çabasını herkesten beklemek yanlış olur. Sağlıklı bir toplum, bireylerıne eşit olanaklar sağlar, sağlamalı- dır. Her aklı başında insanın onaylayacağı bu sözleri ne- den sıraladım? Bir az daha sürdürelim konuyu... Gustave Flaubert 1871 Ekimi'nin 7'sinde (Komün Ihti- lali) dostu George Sand'a yolladığı mektupta şöyle di- yor: "Şuna inanıyorum: Fakirler zenginlerden nefret eder- ken, zenginler de fakirlerden ürkerler. Ve bu durum son- suza kadar sürecektir. Ikisine de sevgi aşılamak para etmez; hiçbir yararı olmaz. Yapılacak şeyöncelikle, güç- lü olan zengini eğitmektir. Önce burjuvayı aydın kılalım; çünkü o hiçbir şey bilmez. Hiç mi hiçbir şey bilmez! De- mokrasinin rüyası, proleterleri burjuva budalalığının dü- zeyine getirmektir. Bu rüyanın bir kısmına erişilmiştir: Onlar da aynı gazeteyi okur ve aynı ihtisaslara sahiptir- ler." Gördünüz mü, yoksulu eğitme sorununa şimdi bir de zengini eğitme sorunu eklendi. Gustave Flaulert'in sö- zünü ettiği zenginler, o günkü burjuvalardı. Daha eski- den Molire'in alaya aldığı burjuvalar Gerçekten de, bir ülkenin yönetimine egemen olan burjuva sınıfı cahilse o yönetımden iyilik beklenir mi? Gelin de, "Ya filozoflar kral olmalı, ya krallar filozof" diyen Platon'u anmayın! Ama bence Flaubert'in sözünde bundan önemli olan şu tümceye gelmeliyi^: "Demokrasinin rüyası, proleter- leri burjuva budalalığının düzeyıne getirmektir. Burjuva yönetimini deviripyönetimi elegeçirmek isteyen halkya burjuvalar gibi yaşama tutkusuna kapılırsa ne olacak? Hiç öyle bir ülkede sömürü kalkar, eşitlik, doğruluk kuru- labilir mi? Çalışanların kuracağı demokrasi, yeni bir ya- şam biçimini ğerektirmez mi? Orneği yeni kişilerle, zen- ginliğe merak salmış yeni bir sınıfla sürdürmeğe kalk- mak, tarihe ne gibi birdeğişiklik getirir ki? O zaman tarih ortadan kalkmaz mı? CHPAnkara ilyemeği SevgililerGümTnde Baykal\laııbirlikçağrısı ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - CHP Ge- nel Başkanı Deniz Baykal. İnönü'- nün birleşmc çağ- rılan karşısındakı tavnnı "hır- çın" olarak değerlendiren Bay- kal, "İktidar olduklannı, daha büyük parti olduklarını söylü- yorlar. Öyle olsa bile bu. birlcş- meyı gündemden çıkanr mı?" diye sordu. CHP Genel Sekre- teri Cevdet Selvi isc. Baykal'ı. "solda bırlıktclıği sağlamak" konusunda samimıyeisizlikle suçladı. Selvi, "10 gün önoe büyük fcdakarlıklar yaptıklannı söy- leyerek, bırliktelik islediklerini açıklayanlann. yaptıklan son açıklamalar, başlang.çiaki id- dıalann hiç dc gerçek ol- madığını gösleriyor. Halkımız artık her fırsalı dcğerlendirip, ortaya çıkanlara itimal ctmi- vor, kısır çekişmelcrden bıklı" acdı. 'Bütünleşeceğiz' CHP Ankara il örgütünün önccki gün Büyük Ankara Otcli'ndc vcrdiği yemeğe katı- lan Baykal, "Sevgililer Günü dolayısıyla, bu günün anlam ve önemine uygun" bir konuş- ma yaplı. Siyasal bir konuşma yapmayacağını vurgulayan Baykal, şöyle dcdi: "Hepinizi scviyorum. Sevgi çok güzcl, sevgi paylaşıldıkça çoğalıyor. Ne yazık ki. birbiri- ni sevmesi gereken insanlann birbirlerine güvenmediğine. birbirini karaladığma çok sık tanık olmaya başladık. Ama biz CHP'liler, scvmeye dcvam edeceğız. Her lürlü karalama- ya, küçük düşürme çabalanna rağmen biz seveceğiz, sevmeye devam edeceğiz, kaynaşacağız, birleşeceğiz vc bütünlcşccc- 'CHP'yi seviyorum' Baykal konuşmasını "Hepi- nizi scviyorum. CHP'yi scviyo- rum, Türkiyc'yi seviyorum" diye noktaladı. Konuklara "çckilişsiz. kura- sız. açık arttırmasız" CHP ro- zetleri dağıtıldı. Bir süre gaze- tecilerle sohbet edcn Baykal, İzmir ve İstanbul'da "partilcri- ne gösterilen ilgiden duyduğu memnuniycli" dile getirdi. Söz bütünleşme konusuna gelince, Baykal, HP-SODEP birleşmc- sini anlaltı. İnönü"nün çağnsı karşısmdaki lavnnı "hırçın" bulduğuriu söylcycn Baykal, İnönü'nün "susma hakkf'nı kullanmasını da bazı köşe ya- zarlannın yazılanna aüfta bu- lunarak elcştirdi. Baykal. "İk- tidar olduklarını, daha büyük parti olduklarını söylüyorlar. Öyle olsalar bile bu, birlcşmeyi gündemden çıkanr mı? Ta- banda bu konuda istek var. bir dinamizmoluştu. Sosyal dcmokrat olmayan- lar bile bu konudan söz cdiyor. Halkın bu konudaki istemleri sürdükçc biz gcrçcklcri söyle- meye devam edeceğiz" dcdi. Açılışı RP lideri Necmettin Erbakan'dan Konya Televizyonu yayında KONYA (Cumhuriyet) - Re- fah Partisi Genel Başkanı Nec- mettin Erbakan. Konya'da Anakent Belediyesince İcuru- lan Konya Televizyonu'nu (KON-TV)yayınaaçtı. 100 ki- lometrekare'lik bir alana yayın yapan ve yaklaşık 5 milyar li- raya mal olan K.ON-TV, yayın alanını 370 kilometrekareye çı- karmayı hedefliyor. RP Genel Başkanı Erbakan, Akyokuş Tepesi'ndeki iki ayn stüdyoda düzenlenen törene katıldı. Burada birer konuşma yapan RP lideri, TRT ve hü- kümeti eleştirerek "Baüla de- ğil. hakka; zulme değil, insanlı- ğa hizmet verecek bir televiz- yon açıyoruz" dedi. Erbakan şunlan söyledi: "KON-TV'nin açılması kar- şısında bazılan şaşkınlık için- de. Özel radyo ve televizyonla- n susturmak için bir süre önce açıklama yaptılar. Ancak bun- dan geri dönmek zorunda kal- dılar. KON-TV'nin açılışıyla yıllardır Selçuklu devletine başşehirlik yapan Konya. ye- niden Anadolu'nun başşehri olarak gelişmekte. Devletin te- levizyonundan yanm saatlik haber yaymı yapılmakta, bu- nun da 15 dakikası Demirel'e aynlmakta. Batı taklitçisi teJe- vizyonlar, halkın ahlakını boz- makta."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear