Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet
İmtivaz sahibi: Berin Nadi
Gv-'ncl \a\ın V onetmenı Özgen \car •Gene! Gorscl \onelmen Vli \car •Duzenkmc Mustafa Sağlamer Ankara Tcmiilcisı Cüneyt Arcayürek •Haber Mudurlcrı Işık Kansu. Hakkı Mıresse-*.'Mudur \ Erol F.rkut #Koordına-
YayınKoordınatoru HikmetÇerinkava #Genel • Ktanbul Haberlen şenav Kalkan #Dış Haberler Ergun Bakı Erdem Z Gokalp Blv İnkılap S N o l 9 4. Tel 43^114I-4
7
. lele\ 42344. Kıv tor \hmet Korulsan • Muhasebe Bülent \e-
"• ' - - " - - -- -= • « l 4
- Ekonomr Dtav Tajanç «Vurt HabtMen Mehmel Saraç (4W33O565»İzmırTemsılcı V • Serdar Kızık. H Zı>a BK I352S : 3 Tel 831220. ner »Iddre Hüsevin Gürer •l^letme önder
• Makaleler Sami karaören »Spor Abdülkadir \üeeiman «Du- Tele\. 52359.Fax: (51)895360 »Adana Temsılcısi Çetin Yiğenoğiu İnonu Cd Çelik •Bılgı-l^tcm Nail inal •Bılgısa.var Sıs-
/eltme AbduUah^ancı 119S No. 1 Ka( l.Tel 59 37 52 (4hat). Tele\. 62155. Fa\. (71) 59 25 7Î< tem: Mürihet Çiler • RekUm Refca Işnman
Ya\ın Danı>nidnıOrhan Erinç#\ azı İşlerı Mu-
Juru Celal Başlangıç • Habcr Mcrkezı Müdüru.
Mustafa Balbav
^avmda)uı:\cnı Gun Haber Ajamı. BaMn \c ^ .f.mulık -\ Ş Ba>cn:( umhurneı Mdibaaal k. \cGazeıcclık T-\Ş
TurkocagıcOd 39 41 Cağaloğlu 34334 İsi PK :4<.Kunhu!Tcl > 12 05 o'S Tcfcx 22246 F.ı\ HıMls^vî 16ŞUBAT1993 İmsak 5 25 Güneş:6.51 Öğle 12.23 İkındi 15.16 Akşam: 17.45 Yalsı. 19.05
Körler için müze
• İSTANBIL(İÜHA)-
Madrid'de körler için
diinyanın en büyük körler
müzesınin açıldığı bildirildi.
Frankfurter Algemeine
gazetesinde yer alan bir
haberegöremıize, İspanyol
Körleri Koruma Derneği
tarafındanaçıldı. İki
bölümden oluşan müzenin
birinı bölümünde körlerin
yaptığı yapı malzemeleri
bulunuyor. Müzenin ıkinci
bölümünde ıse körlerin sanat
eserleri sergıleruyor.
Nökleep santpal
taroşması
• İZMİR (AA) - Türkiye'de
nükleer güç santrallannın
yapılıp yapılmaması konusu
tartışılırken Anadolu Bilim
veTeknoloji Stratejileri
Araşürma Enstitüsü Başkanı
Prof. Dr. Tolga Yarman,
"Nükleerenerji bir
zorunluluk değildir. Ama
cıddi bir seçenektir" dedı.
Prof. Dr. Yarman. nükleer
güç santrallannın yapımmda
aynı zamanda, sıyasi tercihin
önemli olduğunu da
vurguladı.
Prezervatif
makinesi
• KUŞADASI(AA)-
Turizmin yoğun olduğu
bölgelerde AIDS hastalığı
riskinin yüksek olmasi
nedeniyle. en etkili koruma
araçlanndan bın olarık
bilınen prezervatife kolay
ulaşılabilmesi amacıyla
otellere birer "prezervatıf
olomatı' konulması önerildi.
AIDS ile Mücadele Demeği
Başkanı Prof. Dr. Melahat
Okuyan. Kuşadası Rotary
Kulüp ile ortaklaşa
düzenlenen bir toplantıda
yaptığı konuşmada.çağın
vebası olarak nitelendirilen
AIDS hastalığının en yaygın
bulaşma yollanndan binnin
cınsel ilişki olduğunu söyledı.
İyot eksıkliğj
• ANKARA (ANKA)-
Dünya Sağlık Örgütü ve
UNICEF raporlan dünyada
yüz milyonlarca kışinin iyot
eksikliğı nedeniyle zihinsel ve
fızıksel kapasıtelerinin
allında yaşadığını ortaya
koydu. İyot eksikliğı
nedeniyleriskaltında
bulunan kişilerin sayısırun da
1 mılyann üzerinde olduğu
tahmin edilıyor. İyot
eksiklığinin gözle görünür
etkilennden birinin guatr
olduğunu hatırlatan
uzmanlar, görünmeyen
izlerin daha ciddı boyutlarda
olduğunu vurguladılar.
Genetik
danısmanlık
• İZMIR(AA)-Türk
toplumunda genetik
bilinçlenmenin artmasına
paralel olarak genetik
danışmanlara başvuru
sayısınm yükseldiği bildirildi.
Ege Üniversitesı Tıp
Fakültesi Çocuk Sağlığı ve
Hastalıklan Anabilim Dalı
Öğreüm üyesi Prof. Dr
Cihangir Özkınay. 6 ay öne
fakülte bünyesinde hizmete
giren genetik danısmanlık
ünitesine çoğunlukla aile
icınde saglık problemleri
bulunan çiftlenn
başvurduğunu söyledi.
Termik santral,
aileleri dajjıtıyor
• İZMİR (AA) - Manısanın
Soma ilçesinde, Ege linyitleri
işletmelerinin, toprak döküm
sahası olmak üzere baa
köylerde başlattığı istimlak
çahşmalannın, ışleyecek
toprağı kalmayan çiftçileri
göçe zorladığı bildirildi.
Denis ve Evciler köyünde
yaşayanlann büyük
böîümünün, çevre il ve
ilçelere zorunlu olarak göç
ettıği belirtildi. Soma'da
kurulu TEK'e bağlı termik
santral atıklannın, Bakırçay
Havzasında 86kişiyeait 2
bin 500 dönüm tanm alanını
kullanılmaz duruma getirdiği
ileri sürüldü.
dikkat
• ADANA (AA) - Öldürücü
bir kan hastalığı olan
talasetninin, tedavisi çok zor,
pahalı ve ömür boyu sürecek
bir hastahk olduğu
belirtilerek evlilik öncesi kan
testi yapılarak taşıyıcı
durumda olan kişilerin
evlenmelerine izin
verilmernesi gerektiği
bildirildi. Adana Sağlık
Müdürlüğü Ruh Sağlığı
Şube Müdüru Dr. Ömür
Kahraman, AA muhabirine
yaptığı açıklamada, talasemi
hastalığına en çok
Akdeniz'de kıyısı bulunan
ülkelerde rastlandığını
söyledi.'
Nusret Usta 30 yıldır Balat'ta lambalı radyolara bobin sanyor, lamba ekliyor, ayar yapıyor, onlara hayat veriyor
Lambah radyolardan yükseleıı tuuijT T h 1 l ^ ^ ^ l f ^ B a H I H ^ ^ S t f mğ^^gma^^^m *> Lambau radyolar. transistörlü radyolann hızlı y°, mükemmel bir arkadaştaradyolar. transistörlü radyols
teknolojik gelişimi nedeniyle artık antika oldular.
Antik radyo klüpleri bile kuruldu. Eski radyolan-
nız bir köşede hasta yatıyorsa artık onu güneş gö-
ren bir pencere kenanna çıkarabilirsiniz. Çünkü,
doktoru yıllardır Balat'ın derinliklerinde yaşıyor
SII1FAIPASTAN '
9
'
yüzyı1 s o n l a n ile
-
2 0
" ^
şuLtALr«ASLA>l ^j ba^nnda^ te
knolojik ge-
İişmelerin bir ürünü olan radyo,
aslında 70 yıllık bir olay. Ame-
rika'da ilk radyo yayım 1920
yıhnda gerçekleşıyor. 1922 yı-
hnda BBC kuruîuyor. 5 Mayıs
1927 yıhnda ise, Ankara Rad-
yosu ilk yaymlanna başlıyor. O
dönemde Türkiye'de sadece
2000 tane radyo var.
Nusret l sta'nın radyoy a karşı tutkusu onu ö\ lesi bir 'gönüllü esir'e çevirmiş ki > aşamı adeta o küçfik kutudan > ükselen bir tmıya
ayarlı...L stanın, titiz ve ince ellerinden kurtulamayan tek radyo olmamtş şimdiye dek. Lskiden. günde 4-5 radyo taburcu edermiş.
Şimdi biraz göz vorgunu. Bu uğraş belli ki hiç bitmeyecek Nusret Usta için. (Fotoğraf: Hayrettin Sağanak)
Yugoslavya Radyosu. 1941
bahannda bir sabah. Alman
uçaklannın Belgrad'ı bombala-
dığının anonsunu veımeye baş-
ladığında Nusret Berişa, 16
yaşının haya] gücüyle. ne işgal
ordusunda Alman üniforması
gjyıp mecburi askerlik yapaca-
ğını ne de tüyler ürperten savaş
anonslannın verildiği lambalı
radyolann yaşamını boylesıne
kaplayacağını tahmin edebili-
yordu.
Savaş bitti. Nusret Berişa yıl-
lar sonra göç edeceği Ankara'-
nın radyo istasyonlannı dinler-
ken bir yandan da radyo ama-
törleri için çıkanlan dergilerde-
ki şemalarla boğuştu, gece gün-
düz, uykusuz. Kimi zaman ha-
yal kınklığına uğrasa da sonun-
da kısa dalga, uzun dalga de-
meden lambalı radyolann ru-
hunu yakaladı ve tuşlu. lam-
balı, komitatörlü, ahşap, baka-
lit, aynab radyolann bütün so-
runlan kendisinden sorulur
oldu.
Balat'tan geçerseniz
Nusret Usta, Yugoslavya'-
dan Türkıye'ye göçtüğünde,
Ankara'dan sonra yolu Balat'a
düşüyor ve ilk dükkanını bura-
da açıyor. 30 yıldır aynı semtte
lambalı radyolara bobin san-
yor, lamba ekliyor, ayar yapı-
yor. Artık Anadolu'nun her
köşesınden insanlar eskı radyo-
lan ıçın Balat'a gelmeleri gerek-
tiğini biliyorlar. Çünkü. titiz ve
ince ellennden kurtulamayan
tek radyo olmamış şimdiye dek.
Eskiden. günde 4-5 radyo ta-
burcu edermiş. Şimdi biraz göz
yorgunu, ama yine de" bir rad-
Bolşeviklerin 1918'de öldürdükleri Çar II.Nikolay ve ailesinin kemikleri tanılandı
Romanov hancdam ve DNA yöntenû• İngiltere'de Peter Gill ve ekibiyle çalışan Rus bilim adamı Pavel Ivanov,
yeni ve tartışmah olan DNA yöntemini kullanarak bu kemiklerin Çar Ni-
kolay'a ve ailesine ait olduğunu buldu. Dr. Ivanov, Romanov ailesinin bu-
gün yaşayan öteki üyelerinin DNA'lannı karşılaştırarak kemiklerin çara ait
olduğuna dair kuşkulan dağıtmak istiyor.
zaman toza dönüşüyordu. Kafataslan da çok
vıpranmıştı. dola\ısı>la kafataslarını
bilgisa> arda Romanov ların portreleri> le
karşılaştırmak bir sonuç termedi.
İngiltere'de Peter Gill ve ekibiyle çalışan Rus
bilim adamı Pavel Ivanov, yeni v e tarttşmalı olan
DNA yöntemini kullanarak bu kemiklerin Çar
Nikolay'a ve ailesine ait olduğuna buldu. Dr.
Haber Merkezi - Bilim adamları, DNA izi
yöntemiy le Çar 0. Nikolay ve ailesinin
kemiklerini tanıladı.
Bolşeviklerin 1918'de öldürdükleri Çar II.
Nikolay, Çariçe Aleksandra ve çocuklanna ait
olduklan sanılan kemikler, 1970'lerin sonunda
bulunduğu zaman çok kötü bir durumdaydı.
Bazıları o kadar kn-ıigandi ki dokunukhığn
Ivanov, araştırma sırasında çeşitli zorluklarla
karşılaştıklarını belirtiyor: "kemiklerden
yeterince DNA elde etsek bile, bunun ne kadar
nitelikli olduğu belli değildi. Ikincisi. bunlann
neyle karşılaştırılacağı sorunu vardı. kraliyet
ailesinin genetik yapısını gösteren başka bir
kaynak yokru."
Aslında, mitokondriyal DNA'yi karşdaştumanın
bir yolu var. Aynı soydan gelen kişilerin DNA'lan
karşılaştınlabilir. Kraüçe Elizabeth Il'nin kocası
Prens Philip. Çariçe Aleksandra ile aynı soydan
geliyor. Prens Philip, kan vermeyi kabul etti ve
bilim adamları, Prens'in kemiklerinden minicik
bir DNA ömeği aldı. Bu örneği. polimeraz
zincirleme tepkimesi adlı y öntemie çoğalttüar ve
bunu kemiklerden alman DNA'lar ile
karşüaştırdılar. DNA, iskeletlerden dördüyle
uyumlu çıktı. Bunlaruı çariçe ve üç kızı olduğu
tahmin ediliyor. Ancak Çar Nikolay'ın
kemiklerini, dört kusak sonraki akrabalanyla
karşılaştırdıklan zaman bir yerde bir uyıunsuziuk
görüldü. Dr. Iv anov, dört kuşaklık geçiş süresince
mutasyon sonucunda küçük bir uyumsuzluk
ortaya çıkabileceğini soylüyor. Dr. Ivanov,
Romanov ailesinin bugtin yaşay an öteki
üyelerinin DN A'larını karşılaştırarak kemiklerin
çara ait olduğuna dair kuşkulan dağıtmak istiyor.
Çar Nikolay'ın yeğenlerinden biri şu anda
Toronto'da yaşıy or. Çann bu çok y aşlı y egeni
bugüne kadar kan ömeği vermeyi kabuİetmedl.
Çağdaş tüketim kimlik değiştiriyor. Kişisel sorumluluk ve çevre bilinci ön plana çıkıyor
Tüketimpatlamasının sonumu geldi?• îngiltere'de Henley Merkezi'nden araştırmaa
Stevvart Lansley, 1960'larda doğan tüketim ideolo-
jisinin 1980'lerde zirveye ulaştığmı, şimdi ise etkisi-
nin yavaş yavaş azalmaya başladığını belirtiyor.
Temel gereksinimlerin birçoğu tatmin edildikten
sonra, insanlar, toplumsal statüleri için gjttikçe da-
ha fazla mal satın aldı. (Örneğin 1.5 milyon liralık
bir spor ayakkabı ya da bir Porsche araba).
Haber Merkezi - Tüketıme
çılgınca para harcama dönerni
sona eriyor. Çağdaş tüketım
90'h yıllarda kimlik değiştirme-
ye başladı. HavaiUk yerine, ru-
lelik, kişisel sorumluluk ve çev-
re bilinci ön plana çıkıyor.
İngiltere'de Tüketicı Birliğf-
nin yayımladığı Consumer Po-
lıcy Revievv dergisine göre. tü-
ketim ideolojisı, "refahın bü-
yüyen çelişkisi"ne katkıda bu-
lundu. Bir yandan refah artar-
ken. öte yandan kamu hızmet-
leri geriledi. Henley Merkezı'n-
den araştırmacı Stewart Lans-
ley. 1960'larda doğan tüketim
ideolojisinin 1980'lerde zirveye
ulaşüğıru. şimdi ise etkısınin ya-
vaş yavaş azalmaya başladıgıru
belirtiyor. Temel gereksinimle-
rin biıçoğu tatmin edildikten
sonra, insanlar, toplumsal sta-
tüleri için gjttikçe daha fazla
mal satın aldı (örneğm 1.5 mil-
yon lirahk bir spor ayakkabı ya
da bir Porsche araba). 'Reka-
betçi bireycilik" birçok grubun
geride kalmasına neden oldu.
Lansyley, 1980'lerdeki tüke-
Çügınca para harcama dönemi sona mı eriyor? Şimdiki günlerde kişisel sonunluluk ve çevre bilinci ön planda.
1960larda doğan tüketim ide-
olojisi 1980'de zirvedeydi.
tım patlamasının, genç işsizler
arasında bir dışa itilme duygu-
su yarattığını ve bunun, serseri-
liğe. uyuşturucu bağımhbğına,
suçun artmasına ve top-
lumsal istikrann gerilemesine
neden olduğunu belirtiyor.
Kazanımlan tehdit eden yal-
nızca büyümenin aşınlık ve kir-
lilik gıbi toplumsal malıyetler;
değıl. Yeni rekabetçılık, "ayak-
ta kalmak için daha fazla para-
ya gereksinimimiz olduğu" an-
îamına geliyor. Dolayısıyla top-
lumsal tüketimin maliyetlerini
ödemeye daha az yanaşıyoruz.
İngiltere'de, 1978 ile 1990
arasında özel tüketim harcama-
lan, kamu harcamalanndan üç
kez daha hızlı arttı ve Gayri Safı
Milü Hasıla'nın >r
üzde 58'ınden
yüzde 65.5'ine çıktı. Refahın
yükselişi, beraberinde, kamu
ulaşımının kötüleşmesini, top-
lumsal zenginliğin yansıması-
nın daha zayıf kalmasını ve kirli
kentlerigetirdi.
Lansley, dört etkenin bir de-
ğişime işaret ettiğini soylüyor.
Işsizlik, tûketicilerin ekonomi-
ye güvenlerini kalıçı bir biçimde
olumsuz etkiledi. İnsanlar, ya-
şamlan daha eziyetli oldukça,
refahın yaratüğı "zaman aç-
lığı"ndan rahatsız oldu; tüketi-
me karşı "bir ölçüde ahlaki bir
tiksinti" ortaya çıktı; "daha iyi"
beklentisi. maddeye sahip ol-
mayla doyuma ulaştı. İngiliz
toplumu, imaja daha az
takıntısı olan, toplumsal ve bi-
reysel sağlığa daha fazla önem
veren '"seçici tüketici"nin yük-
selişiyle karşı karşıya olabilir.
şn
daha beter bir dostluk benım
için " demekten bir adım gerik-
memiş. Nusret Usta, kendi
rüvenini şöyle anlatıyor:
" Ben tuhaf işleri biraz sever-
dim. Bir kutunun düşünün,
düğmesini açüğınızda 1 dakika
sonra lambalann ısınmasıyla
sesler dökülüyor odanıza. Ben
bu 1 dakika içinde bir tuhaf
oluyordum.
Aslında radyo bir şarkı ve ha-
berler meselesiydi. Ama ben, bu
kutulann içi nasıl diye merak
ettim kendimi bu işe verdim. İlk
çıkan radyolar bakalitti. Sonra-
dan mobilyalannı ağaçtan yap-
tılar. Ceviz ağacı sesin hakkını
verir. Radyolan yıldınmh ha-
vadan. tozdan ve rutubetlen
korumak gerekir. Lambalı rad-
yolar, transistörlü radvolann
hızlı teknolojik gelişimi nede-
niyle artık antika oldular. An-
tik radyo klüpleri bile kuruldu.
Fransızlann şık, estetik, aynalı
radyolan güzeldır. İsveç radyo-
lan katır gibi sağlamdır. An-
cak, ben bütün eskı radyolan
çok sevdiğımden, ayırt etmeden
herbirini nefes alıp, ses venr ha-
le getirmeye uğraşınm."
Bu uğraş belli ki hiç bitmeye-
cek Nusret Usta için.
Radyolar değerliydi
İstanbul'un bütün eskici
dükkanlannı, seyyar eskicileri-
nı dolaşarak lambalı radyo top-
lamaya çalışan İskender özsr -
ise, senelerdir bır köşeye öylt
terkedilen en az 100 radyoyu
hayata kavuşturmuş. Evinde
çok sevdıği 40 tane radyosu için
hazırlanmış özel bir odası var.
Özsoy, " Türkiye'de büyük bır
potansiyel var Ancak, insanlar
bunun kıymetini bilmiyorlar.
Oysa onlardan çıkan ses sizi
çok derin yerlere götürür. Ben
hâlâ bu radyolara pikap takıp
Müzeyyen Senar, Zeki Müren
dinlerim. Radyo derünce eski-
den akla AGA gelirdi. Biraz
ararsanız. Marconı, Philco,
Phılips, RCA Orion marka çok
değerli radyolan bulmanız
mümkün." diyor.
Nusret Usta'nın radyoya
karşı tutkusu onu böylesi bır
"gönüllü esir"e çevirmiş ki ya-
şamı adeta o küçük kutudan
yükselen bir tınıya ayarh...
Eski radyolannız bir köşede
hasta yatıyorsa artık onu güneş
gören bir pencere kenanna çı-
karabilirsiniz. Çünkü, doktoru
yıllardır Balat'ın derinliklerin-
de yaşıyor.
Video
oyunlannda
rekabet
İZMÎR (AA) - Türkiye'de
gençlenn ve çocuklann büyük
ilgj gösterdiği bilgisayar ve vi-
deo oyunlan konusunda 3 bin
ruhsatlı oyun salonunun faali-
yet gösterdiği belirtilerek bu
oyunlann elektronik oyuncak
pazan ıçınde önemh bir paya
sahıp olacağj bildirildi.
Elektronik ve Mekanik Bil-
gisayar Oyunlan İşletmecileri
Derneğİ Genel Sekreten Erkan
Gencer, Avrupa ülkelenne
göre Türkiye'ye daha geç giren
video ve bilgisayar oyunlan
konusunda büyük bir talep ol-
duğunu kaydederek önü-
muzdekı günlerde bu alanda
faaliyet gösteren fırmalar
arasında büyük bir rekabet ya-
şanacağına dikkat çekti.
Bu tür oyunlann Avrupa'da
elektronik oyuncak pazannın
yüzde 80'ini, Türkiye'de ise an-
cak yüzde 5'ini oluşturduğunu
belirten Gencer, bilgisayar ve
oyunlann yurtdışından ithal
edildiğini. buna karşılık son yıl-
larda oyun makineleri ihraç
edilmeye başlandığını söyleye-
rek Türkiye'de video ve bilgisa-
yar oyunlanrun önemli bir
pazar olmaya aday olduğunu
vurguladı.
TBMM'ye sunulacak olan uluslararası sözleşme (CITES) yabani bitki türlerini de kapsıyor
Yabani lıayvaıı ticaretine uluslararası güvence
GÜNfEŞGÜRSON
ANKARA - Yabani hayvan ve bitki
ticaretine, uluslararası güvence geliyor.
Nesji Tehlikede Olan Yabani Hayvan ve^
Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine
İlişkin Sözleşme (CITES), TBMM'ne
sunuimak uzere, Dışışlen Bakanlığınca
Başbakanlık'a gönderildi. Başbakanlık
uygun görürse, yabani hayvan ve bitki-
lerin ithalat, ihracat, denizden ülkeye gi-
rişine ilişkin kurallan düzenleyen
CITES Sözleşmesı, Türkiye tarafından
"çekince" konulmadan onaylanacak.
Çevre ve dışışleri bakanhklannın giri-
şimlen sonucu onaylama aşamasına ge-
len CITES Sözleşmesı ile Türkiye,
"Yabani hayvan ve bitkilerin, yeryü-
zünün doğal sistemlerinın yeri dolduru-
lamaz bir parçası ve gelecek kuşaklar
için korunmasının da zorunlu olduğu-
nu" uluslararası düzeyde kabul edecek.
Sözleşmenin yürürlüğe g>rmesinden
• Çevre ve dışişleri bakanlıklannın girişimleri sonucu onayla-
ma aşamasma gelen CITES Sözleşmesi ile Türkiye, yabani
hayvan ve bitkilerin, yeryüzünün doğal sistemlerinin yeri dol-
durulamaz bir parçası ve gelecek kuşaklar için korunmasının
da zorunlu olduğunu uluslararası düzeyde kabul edecek.
sonra, iç hukukta yabani hayvan ve bit-
ki türlerinin ticaretine ilişkin yasal dü-
zenlemeler revize edilecek. Canlı veya
ölü herhangi bir hayvan veya bitkinin
ticaret, ihracat, ithalat, denizden ülkeye
girmek, reeksport (ithal edilmiş herhan-
gi bir örneğin ihracı)işlemleri bilimsel
organlar ve yönetim tarafından belirle-
necek kurallar çerçevesinde gerçekleşe-
cek. Nesli tükenme tehlikesiyle karşı
karşıya bulunan bütün türler ile bazı
türlerin nesıllerinin devamıyla bağdaş-
mayan kullanımlannı önlemek amaay-
la 1 Mart 1973'de Washington'daimza-
lanan sözleşmeyle bir türün bir örneği-
nin ihraç edilebilmesi için önceden izin
belgesi alınması; ihracat işleminin kuru-
lacak bilimsel organ tarafından onay-
lanmış olması: ilgili idari organın her-
hangi bir canlı örneğin yaralanma,
sağlık bakımından zarar görme, zalim-
ce davraruşa uğrama tehlikesini en aza
ındirecek şekilde hazırlanacağı ve gön-
derileceğine kanaat getinnesı gerekiyor.
Sözleşme geregınce uygulanması gere-
ken bu prosedür, bütün ticari işlemleri
kapsıyor.
Taraf olan devletlerin sözleşmenin
uygulama alanına giren bir örneğe el
konulması durumunda tazminat öden-
mesıni öngören sözleşmede, taraflar
tüm canlı örneklerin transit, bekletilme
ve sevkiyat sırasında uygun işlemlerden
geçmesini sağlamakla yükümlü tutulu-
yorlar. Buna göre, özellıkle zarar gör-
müş olan canh örneklerin sağlığjyla ilgi-
lenmek üzere bir Koruma Merkezi ku-
rulacak. Sözleşme kapsamında bu-
lunan listelerde yer alan hayvan ve bitki
türleri de. ticari açıdan kontrol altına
almacak.
Türkiye, bugüne kadar, canlı doğal
kaynaklann korunmasına yönelik ola-
rak, Avrupa Yabanhayatı ve Doğal Ya-
şama Ortamlannın Korunması Sözleş-
mesi (BERN) ile Akdenız'in Kırlenme-
ye Karşı Korunması Sözleşmesı'ne
(BARSELONA) taraf ülke konumun-
da bulunuyor. Sulak Alanlann Korun-
ması Hakkındakı Sözleşmeye (RAM-
SAR) taraf olunması konusun-
da Çevre BakanlığTnın çahşmalan sü-
rüyor. Bu çalışmalann Mart ayı içinde
tamamlanarak, Dışişleri Bakanlığı'na
iletileceğı belirtiliyor.