22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
15 ŞUBAT1993 PAZARTESİ • CUMHURİYET HABERLERİN DEVAMI SAYFA 19 GtNCEL CÜIN'EYT ARCAYÜREK EBaştaıafi l.Sayfada sında şöyle diyor: ' Bu ıreıkama geldim. Bundan sonra, Cumhurbaşkan- lığım bitikten sonra herhangi bir siyasi oluşumun başı- nageçesilirim." Kuşktsuz, Çankaya yı zamanından önce asla bırak- mayacağına inanan benim gibi bir avuc insana, TÖ'nün son yeni âçıklaması şaşırtıcı gelmiyor. TO'yütarif edebilmek için önceden söyledikleriyle, bu son sözlerinuyan yana getirmek yeterli... Söyledikleri şaşırtıcı gelmiyor; zira, ANAP'tan kopan milletvekillerini desteklediği takdirde, Türkiye'de çok büyük yeni bir siyasal hareket başlatacağı umudu ile yo- la çıkan Tû, son zamanlarda beklemediği sonuçlarla karşılaşryor. Örneğn, ABD gezisi, siyasete fiilen dönmesi için mi- henk taş olacaktı. Amerikan yönetiminden yüz bulmadı, ilgi görrreden döndü. Ona inanarak yola çıkanlara, se- çimlerden önce partinin başına geçecegini söylerken, bir yandan da yasal korumalardan yoksun siyasete gir- diğinde, başına geleceklerden korkuyor. Haberm yaratacağı tepkiler karşısında yalanlamalar yayımlayabilir, ya da körü körüne kendisine inananlar aractlığıyla eski vaatlerini anımsatan açıklamalar yaya- bilir. Yalanlamalar, çöldeki serap gibi, asla inandırıcı olma- yacak. Kşisel yararlarını daima ön planda tutan bir siya- sal anlayışın, ülkeye, peşine takılanlara verebileceği ne olabilirkı? Çanka/a'ya oturup sorumsuzluk zırhına bürünmüş devlet içındeki devlet, her hareketiyle ne hükümet tanı- yor ne de ülkenin genel siyasetini. Başına buyruk bir siyaset, devletin maddi manevi bütün olanaklarını sade- ce ve saöece kendisı için kullanıyor. örnegin, son zamanlarda ABD gezisine ya da TÖ'nün bugün başlayacağı Balkan seferine hükümet niye katl- mıyor diye, Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin adeta sorgula- nıyor. Buyrukçu Ne var ki Dışişleri Bakanı sorgulanırken, hafıza-i •'•' - şer, Çankaya'nın devlet, hükümet kural tanımayan dav- ranışlarını ne gündeme getiriyor, ne de eleştiriyor. Olayların başlangıç noktasının yine Çankaya olduğunu, ne hikmetse anımsamıyor bile. Devlet ıçinde başka bir devlet gibi davranmak öylesi- ne sinmiş ki Çankaya ya, Balkanlara gitmeyi arzuladığı- nı ya da istediğini hükumete darva önceden bitdirip bir plan yapılmasını önermiyor Doğrudan bir buyruk veriyor: Şu tarihte Bulgaristan, bu tarihte Arnavutluk'a gideceğini, "Oralara faksla ge- reken bilginin verilmesini" istiyor. Oysa, aynı tarihlerde bakanın daha önceden programlanmış bir gezisi var- mış, umurunda bile değil Taze bir başka örnek: Mayıs başlarında Başbakan, iki ay önceden saptanan progra- ma göre Güney Amerika'ya gidecek. Bir iki gün önce Çankayadan Dışişleri'nebiryazı.Çin'eveEndonazya- ya, Başbakan ile aynı tarihte gideceğini bildiriyor. Her- halde, dünyanın hiçbir köşesinde, hem cumhurbaşkanı hem de başbakanı yurtdışında olan bir ülke yoktur. Böyle davranırken, "Isteyenpeşimden gelir" mantığı- na sığınıyor; sorumlu hükümeti hiçe sayarak biniyor uçağa, tam gaz gidiyor. Oldu bittiler bitip tükenir gibi değil- Örnegin, önceki güne dek Hırvatistan'a gitmesi söz konusu değildi. Pat bir yazı, Bulgaristan-Arnavutluk arası Hırvatlara da uğ- rayacağını dışişlerine duyuruyor. O sırada H^ryat Dışiş- leri Bakanı Ankara'da. Hikmet Çetin, Hırvat Dışişleri Bakam'na, TÖ'nün kararını iletince, bilgisiz olan konuk bakan, "Hoşgeldi" diyor. Balkan gezisinin siyasal açıdan tehlikesi, Batı'daki ki- mi kuşkuları doğrular nitelikte olması. Türkiye'nin Arna- vuüuk-Bulgaristan-Makedonya'yı içeren bir Balkan Paktı'nın peşine düştüğüne hak verdirecek bir gezi diye yorumlanması olasılığı. Dışişlerinde, şimdi bu kaygılar gözleniyor. HAVADURUMU TÜRKİYE'DE MeteorolOji Genel Müdüriuğü'nden ahnan btlgıye göre. yurdun ku- zey ve dogu kesimleh çok bulutlu. Marmara'ntn doğusu. Batı ve Orta Karadenız kıyiları. Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu ile Güney- doğu Anadolunun doğusu yağtşlı. oteki yerler az buluilu ve açık geçecek Hava sıcaklığı degışmeyecek. Rüzgar. kuzey yönlerden haf >f. ara sıra orta kuvvette. doğu bolgelenmızde kuvvetlice esecek. Van Golünde hava çok bulutlu ve kar yağışlı geçecek Yağmurlu I Bulutlu Sisli : Adana [ Afyon | Ağn ; Ankara I Antalya \ Aydın Balıkesir i Bursa | Çanakkale B Diyarbakır K Edirne Erzurum E^zincan Eskişehır Manbul izmır Kars Konya Muğla Samsun Trabzon Zongukfak Güneşli DÜNYADA Amsterdam B Amrnan Atina Bağdat Bcnn Bruksel Cenevre Cezayır Frankfurt Lefkoşa Petereburç Londra Madnd Milano Moskova Munıh Oslo Parıs Prag Riyad Roma Viyana Y B Y B B S Y B B 1 K Y B B K B K B B A B B 2 ' 12 6 8 * 3 ' 5 ' 4 ' 14 3 ' 13 2 - 4 1 10 9" -2 2 0" 7 ' 2" 20 14 2" GOZLEM UĞUR MUMCI Karh Ozal arayış içinde • Baştarafi I. Sayfada elmekte karar kılan millelvckıllcri yann Ankara'da biraraya gelecck. Mcsut Yılmaz'ın kasim 1992 kongresindc yeniden genel baş- kan scçilmcsinin ardından ANAP'tan aynlan 16 milletvc- kili dört gözleÖzal'ın aklifpoli- likaya dönüşün zeminini haar- layacak çalışmalar içinc girdı "Ikinci Cumhuriyet" tartışma- lanna kalılan Özal, siyasi içe- rikli pancl vc açık olurumlar yapılması için dc "Ccdil Gru- bu" adı alunda yeni bir oluşu- ma öncülük ctıi. Bu gnıbun ilk düzcnlediği loplanu da "İkinci Cumhuriyct tartışması" oldu. Özal'a yakm çcvreler Cumhur- başkanırun "yeni siyasi fikirlcrc açık olduğunu" belirterek, "Sa- yın Özal yeni bir siyasi taban oluşturmak için yoğun çaba harcadı. Kurulması planlanan yeni parlinin dc bu yeni fikirlc- rin ışığında şckillcnmesi planla- nıyor. Ancak istencn zemin lam olarak cldc cdilmiş dcğil" dcdi- lcr. Yeni partiyc mali kaynak oluşturması amaayla Kıbns merkezli olmak üzcre bir ban- kanın da gündemdc olduğunu vurgulayan eski ANAP'lılar, "Hele Ozal niyel eisin para ar- kadan gclcbilir" diyorlar. özal'ın ABD gezisi sırasında başkan Clinton ile "başanlı bir görüşme' yaptığına dikkat çe- ken özal'a yakın kaynaklar. "Cumhurbaşkanı Dışişleri Ba- kanı Hikmel Çetin'i de yanına alarak sıyascllc lokomolif rolü üstlenmeyi planlıyordu. Ancak hükümet buna yanaşmadı. Bosna Hersek mitingi ile dc içerde yeni bir çckim mcrkczi ohtıayı planlıyordu. Ancak mi- ling islencnı vermcdi. 21atcn Tek çözüm yolu Türkiye'deki İranlı mBoftarafi 1. Sayfada guladtklannı da dıle getiren rrul- letvekilleri bunun için önlem ahnmastnı Başbakan Süfeyman Demird ve lcişleri Bakanı Ismet Sczgin'den talep etüler. Türkiye'de şu ana değin lran sermayeli 200 firmaya faaliyet iz- ni veriküği, genel olarak "loptan ticarcr yaprnak üzere ıan alan bu fırmalardan kimilerinın, son- radan çeşitli kanunsuz işlere, hat- la eroin kaçakctlıgına bulaşükla- n bikJirildı. Iranlılann durumlan, TBMM'de hayali ihracau incele- mek üzere kurulmuş bulunan komisyona da yansıdı. İranlılara, Türkiye'de faaliyet göslerme izni verilmesjnin, Yusuf Bozkurt özal'ın Devlet Bakanhğı sırasın- da, DPT ile lcişleri Bakanhğıran da arasaru açlığı belirlendı. !ran sermayeli fırmalann Tür- kiye'de ne şekilde faaliyet göster- dikleri konusunda "Hazine" ik Devlet Planlama Teşkilatı yetki- lileri Cumhuriyet'e şu bılgileri verdiler. "lran orijinli olarak Türkiye'- de şu ana değin 200 firmaya faali- yet gösterme izni verilmişıir. Bu fırmalarda çahştınlan Iranlılann da çahşma ve oturnıa ıanleri izinleri bulunmaktadır. Bu du- rum 1987 yıhnda İçişleri Bakanlı- ğı ile bir gergınlik yaşanmasına yol açtı. Zamanın lcişleri Bakan- hğı Müsteşan Galip Demird, DPTnin bağlı bulunduğu Dev- let Bakanı Yusuf Bozkurt özal'a bir mektup gönderdi ve sonra- dan ceşitli kanunsuzluklara bu- 'şükJan akca görüfen Iran şir- jtlerine ian venlmemesinı iste- di. Yusuz özal ise, bu görüşleri reddetügi cevabi yazısında, DPTnin bir istihbarat örgütü ol- madığını, başvurulan kriminal açıdan değil, 6224 sayıh Yabana Sermayeyi Teşvik Kanunu ve buna bağh karamameter açısın- dan inceleyebileceğini bildirdi. Hatta o yaada ÖzaJ, faalıyetk- rinde kanunsuzluk tespit edibne- sı halinde bu bahse konu Iran'- lılann çahşma ve oturma izinleri- nin iptal edilebileceğini, bu yetkinin Emniyetten sorumlu makamlarda mevcut olduğunu da haürlatü. Bunun üzerinelran fırmalanna ian veritmes işi sür- dürüldü. Tabii objektif lustaslan bir kenara bırakrnak mümkün değüdir ama. o dönemin aımos- fcrinde lran firmalannın yabana Baştarafi 1. Sayfada binindc Türkiyc'nin ekonomik olarak güçlü olmasına bağladı. özal, "Ekonomik olarak güçlü olursanız, siyasi olarak da, as- keri olarak da güçlü olabilirsi- niz. Tabii ki, siyaset biraz mese- lelcri bilme ve lahlil edcbilme- dir. Ancak, esas güç ekonomik güçtür" dedi. Başkanlık sistcmine de dcğı- nen Özal. uzun uzun bu siste- min yararlannı anlatırken kendisinin bu konuda yıllann gelirdiği bilgi birikiminc sahip olduğunu ifade elti. ANAP'ı kurduğu dönemdc üyclcrinin çoğunun siyaset iccrübesi.bu- lunmadığını hatırlalan Özal. sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunlann çoğunluğu, ilk dc- fa siyasele girçn insanlardı. İlk dört scnc çok iyi çalışmalar ya- pıkJı. Ahenk, fevkaladc iyiydi. Ondan sonra iş biraz bozutma- ya başladı. Bcn dikkat cttim, 87'den sonra eski poliükacılar siyasele girdi. Bunda, biraz da onun tesiri oldu. 80 öncesinin o eski hastalıklannı almaya baş- ladık" Yaklaşık bir saat süren ko- nuşmasından sonra özal, soru- lan yanıtladı. Siyasi partilerin bölünmeleriylc ilgili bir soruya yanıt verirken, dcmokrasilerde bir çok partinin kurulabilcccği- ni, ancak kurulan her partinin siyaset sahncsindc kalamayaca- ğını söylcdi. İklidar partileri- nin, secimi kaybcdcbileceğini anlayınca baraıı kaldırabılecc- ğini ilcri süren Özal, baraj sıstc- minin kalkmaması gerektiğini, nisbi temsii sistcminin yanlış ve lehlikeli olduğunu savundu. Avrupa'da • Baştarafi 1. Sayfada içinde buldu. Villada yakalanan üç Ispan- yol Çingenesinin, 41 yaşında baba Jorge Escobedo Gaıria, 20 ve 17 yaşlannda oğullan Carios ve Jorge'nin, Türk uyuş- tunıcu çetesinin ayakişlerini gördükleri. yalnızca "mah' villa- da gızlemekle görevli olduklan ve küçük ölçülerde de uyuştu- rucu madde pazarladıklan sa- nılıyor. Narkotik şube yetkilileri, 1989 yıhnda da 109 kilo eroin ile başka bir Türk uyuşturucu çetesinin ele geçirildiğıni hatır- latarak "Kaçakçılar ele geçiriür geçirilmez yerlerine hemen baş- kalan geçiveriyor" diyerek ts- panya'nın güneyindeki Costa del Sol (Güneş Kıyılan) bölge- sindeki Türk narkotik ağının sürekliliğinden duyduklan kay- ANKARA (Cumhuriyet Bö- gıyı dile getiriyorlar. rosu) - Cumhurbaşkanı Turgut Özal, bugün Bulgaristan. Ma- kcdonya, Arnavutluk vc Hırva- üstan'ı kapsayan 5 günlük Balkan gezisine çıkıypr. Cumhurbaşkanı Özal, gczi programı çerçevesinde ilk ola- rak uçakla Bulgarislan'ın baş- kenli Sofya'ya gidccck. Bulga- scrmaye kanunlan çerçevesinde, acacaklan şirkeüer için Türkiye'- de bJoke elünükleri 50'şer bin dolarlann da önem taşıdığını reddedemeyiz." Aynı konunun TBMM'deki hayali ihracaü incelemekle gö- revh komisyonun çahşmalan sı- rasında da gündeme gcldiğı belir- üliyor. Komisyonun çahşrnalan- na büyük ölçüde dayanak oluşluran Başbakanhk Teftiş Kurulu raporunda, lran firmala- nna verilen izinler özcl bir bö- lümde konu ediliyor. Raporda, bu fırmalann çoğunun çeşitli ka- nunsuzluklara yatakhk cttıklcri, hatta eroin kaçakçılığına bula- şanlannın bile tespit edıldiğı vur- gulanarak, DPTnin tutumu eleşliriliyor. Raporda, cmniyet teşkilatı yetkililerinin ısrarlanna vc karşı akmaJanna rağmen, DPTnin Iran şirketlerine izin vermekte esnck davranmasının hatalı olduğu yorumu da yapılı- yor. Özal Balkan turuna çıkıyor Fransa'daki şebeke Öte yandan Fransa'nm Alsa- ce bölgesinde, son haftalarda yapılan baskınlar sonucunda. eroin ticaretini ehnde bulundu- ran Türk mafyasına büyük dar- be vurulduğu bildirildi. AA'nın haberine göre Ştras- bourg ve Mulhouse polisinin son üç yıl içinde ortaklaşa yap- tığı baskınlar sonucunda, Türk uyuşturucu mafyası üyelerin- rislan'daki gezisine Meçhul Asker Anılı'nı ziyarcl cdcrck başlayacak olan Cumhurbaş- kanı Özal, daha sonra Bulgaris- tan Cumhurbaşkanı JeJyu Je- den*17 kişinin tutuklandığı ve lev ve Başbakan Prof. Berov ile 40 milyon Fransız Frangı değe- bır goruşrnc yapacak. Bulgaris- rid 70 kil i l irildiği tan da kaldığı süre içinde soy- daş lemsilcileri ve siyasi paıti yetkilileri ile.de görüşmeler ya- pacak olan Özal, 17 şubat çar- şamba günü Bulgaristan k Özal, "Nisbi tcmsil sisiemi gelirse, koalisyonlar başlar. Ben lehlikcyi burada görüyo- rum. Daha çok bölünmc olur. Bu da bizi, tck birçözümc götü- rür; Başkanlık sisteminc"dcdi. Dışişleri Bakanı Hikmel Çc- lin'i Amerika'ya çağırdığını. ancak Çetin'in gclmcdiğini ha- tırlalan Özal. bu scyahai nede- niyle Başbakan'ın "Dışişleri Bakanı Cumhurbaşkam'mn yanında her zaman gitmcz. 15 günlük gczidc nc işi var" dcdiği- ni vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu cevap doğru değil. Bcn. Hikmel Çclin'i 15 günlük gczi- ye çağırmadım. Bcn, sadccc ABD Başkanı ile yapacagım loplantıya çağırdım Çünkü ben çağırmasam. 'niye çağır- madılar' diye kıyameli kopara- caklar. Başımıza daha önce dc geldi. İnönü, 'Cumhurbaşkanı devleti tcmsil ediyor, yctkisi yoktur' gibi laflar söylcmcyc çalışü. Fcvkalade çirkin, fcvka- ladcyanlış. Biz, Hikmel Çetin'i, ' gel arkadaşım, ben görüşme yapacagım, hükümet olarak bulun' diye çağırdık." Özal. Türkiye'nin bölgcdc önemli bir ülke olduğunu, Cumhurbaş- kanı'nın MGK başkanı olmak gibi çok ağır vazıfclcri buiundu- ğunu, anayasa ile birçok vazifc- nin kendisine yüklcndiğini an- lalarak, Amcrika gezisi sırasın- da hükümctin lutumunun yanlış olduğunu söylcdi. Özal. "'Bütün bunlara karşın bcn açık söyleycyim, ABD'dc bcnim ağirlığım isiediklerini yapsın- lar, onlardan çok fa/ladır. Bu bcnim, şahscn tcmin cıliğım. yani güven içcrsindc vc doğru meselelcr koyduğumdan dola- yıdır. Bcn bunlan yaparkcn, 15 günlük seyahalle hiç gczi yap- madım. Yani canım çıklı o sc- yahalte. 20 yerde konuşium. Ben burada, canımı dişimc lak- mışım. orada adam konuşuyor, "bizi temsii clmcz' diyor. Ola- cak iş dcğil, bunlar yanlıştır" diye konuştu. özal, sözlcnnin sonunda mcmlckclc hizmci ctmcyc gücü varsa vc halk kcndisini isliyorsa çalışmalannı sürdürcccğini be- lirtti. Batman'a • Baştarafi 1. Sayfada Cumhuriyct'c bilgi vcren kaynaklar, Çetin Emec vc Tu- ran Dursan cinaycllcrinin faille- ri olarak yakalanan ve büyük bir kısmı kaçan kişilcrin Bal- man'da ycrleşik olmalan nede- niyle, şehrin Hizbullah militan- lanndan ıcmizlcnmesinin kararlaşlınldığmı belirterek, "Batman'da önümüzdeki gün- lerde bu örgülc yönelik geniş caplı opcrasyonlar başlatıla- cak" diye konuştular. Bu kay- naklar, Batman'da işlencn faili meçhul cinayctlcrdcn 20'dcn milingc gclcnlcr de Özal'ın gcr- çcktcn zcmini olmasını istcdiği kcsim değildi Özal, 'Türkiyc laiktir' dcyindc yuhaladılar. O da 'Müslümandır" diycrck yinc- lcdi. Bu kcz alkışlandı" dcğcr- lcndirmcsini yaptılar. İslifacılar ara sında ycr alan İstanbul Millclvckili EngınGü- nerparti kuruluşçalışmalannın yavaş yürüdüğünü ancak de- vam cttiğini söylcdi. Cumhuri- yct muhabirinin sorulannı ya- nıllayan Güncr, "Tüzük ve program çahşmalan dcvam ediyor. Çalışmalar en geç ma- yısla sonuçlanır. Genel başlcan kim olacak sorusu ise henüz ya- nıtlanmadı. Bunu bendcmcrak ediyorum. Salı günü Ankara'- da arkadaşlarla bir araya gclc- rck durum değcrlcndirmcsi yapacağız. Sayın Özal'ın dönüş için yaklaşımı anladığım kada- nyla bir scçim olasılığına daya- nıyor. Scçim dc cn crkcn 1995'- tc görünüyor. Bu da özal'ın görcv sürcsinin sona crmesinin hcmcn önccsine dayanıyor. Kcndisi sürcsinin dolmasından biraz önce Köşk'tcn aynlabi- lir" dcdi. ANAP Tcşkilal Başkanı Ta- ranoğlu, kendisinin daha önce yaplığı açıklamalarda da, Özalın, görcv sürcsi dolmadan aklif siyasele dönmcycccğine dikkai çcktiğini anımsatarak. "Cumhurbaşkam'nın 7 yıllık sürcyi doldurmadan dönmc- mcsi, cşyanın labialının gcrcği- dir. ANAP'tan aynlan arka- daşlanmızın kararlarını gö/dcn gcçirmclcri için Cumhurbaşka- nının sözlcrindcn iyi bir çağn olamaz"dcdi. Daha önce Özal'ın yeni olu- şumun başına dönmemcsi du- rumunda "Herkesin başının çarcsinc bakacağını" dilc gcti- rcn Ankara millelvckili Halil Şıvgra da. Özal'ın karan için Cumhuriyct'c şu değerlendir- mcyi yaptı: "Sayın Cumhurbaşkam'nın görüşlcrini açıkladığı loplantı- ya bizim arkadaşlanmız da ka- lılacaklardı. Onlarla bir konuş- mam lazım. Bcnce, Sayın Özal siyasele dönecek. Ben, kcndi- siylc Taksim milinginin ardın- dan konuşium. Ama bu tür şeylcr bir kerc konuşulur. Biz konuşluk, 'döncccğim' dcdi. Döncccktir. Ama biz, bu sözlcri de dcğcrlendiririz. Sayın Cum- hurbaşkanımız, aklif siyasele sccimlcrin önccsinde dönccck. Cumhurbaşkanlığı sürcsiylc. sccimlcrin ne zaman yapılaca- ğına bakın, aradaki tarihlcrdcn birindc dönüşü bcklcyin." 'Türkiye'den Iraıı'a suçlama gelmedi9 TAHRAN (AA) - İran Dışiş- leri Bakanı Ali Ekber Veiayeti, hiçbir Türk yetkilinin ülkesini suçlamadığını söyledi. Veiayeti dün düzenlediği ba- sın toplantısında, ülkesinin dış politikasıyla ilgili görüşlerini açıkladı. Veiayeti. gazeteci-yazar Uğur Mumcu'nun öldürülmesinin ar- dından Türkiyede başlayan' lran karşıtı propaganda' ile ilgi- li bir soruya karşılık Başbakan Sükyman Demirel ve diğer Türk yetkililerinin, İran'a son olaylarla ilgili bir suçlama getir- mediğini, Pakistan'da ve Su- riye'de görüştüğü Dışişleri Bakanı Çetin'in de İran'a yöne- lik bir iddiada bulunmadığını söyledi. Buna karşılık İran Dı- şişleri Bakanı, cumhurbaşkanı birinci yardımcısı Hasan Ha- bibi'nın Türkiye'ye yapacağı planlı ziyareün "gecikmesinde" bu olumsuz havanın elkisinin bulunduğunu belirtti. Ali Ekber Velayeti Türk bası- nının olaya yaklaşımı ile ilgili olarak da "ülkeler arasındaki ilişkilerde başına çok önemli bir rol düştüğünü. bu konuda kimi Türk gazetelerinin olumsuz, ki- misinin de olumlu ve sorumlu bir tutum aldığını" ifade etti. Uğur Mumcu'nun ölümü ile başlayan gelışmelerin İran'da yavaş yavaş bır tepki yarattığı gözleniyor. Başlangıçta olaya ilgi göstermeyen İran basını, olayın Türk kamuoyunda ya- rattığı İran karşıu tepkınja-an' laşılmasından sonra İran'a karşı haksız ve maksatlı bir propagandanın başlatıldığını ve aynen karşıhk verilmesi ge- rektiğini savunan görüşlere yer vermeye başladı. Velayeti'nin basın toplantısında da yabana gazeteciler, Salman Rüşdü ko- nusuna ağırlık verirken. İranlı gazetecilerin Mumcu suikastı- nın tepkilenne ilişkin sorulara ağırlık verdikleri görüldü. İran'ın dış politikasının başta komşulan olmak üzere bölgesel işbirhğini geliştirmeye yönelik olduğunu söyleyen Velayeti, bu amaçla ekonomik işbirliği ör- gütü ve Hazar Denizi ülkeleri işbirliği konseyi gibi kuruluşla- nn önemli işlevier görebileceği- ni belirtti. Sigortacılar, Batman'ı kara listeye aldı ÜFÛKTEKİN BATMAN - Taili meçhul ci- nayetler kenti Batman', Şır- nak'tan sonra özel sigorta şir- ketlerinin kara listesine gjren ikinci kent oldu. Sigorta şirket- leri, "aşın riziko" nedeniyle "te- rörden kaynaklanan hasarlan" sigortalamayı durdurdular. Eksper çalışması dahi yapa- madığuıı belirten bir özel şirket de her türlü sigortalamayı bıra- karak tümüyle Batman'dan Rüşvete WASHINGTON (AA) - Uluslararası yolsuzluk ve rüş- vet ile savaşmak, rüşvet alan ve verenleri teşhir etmek amaayla merkezi Hollanda'da bulunan yepyeni bir örgüt kuruldu. Transparency International' admı alan örgütün başkanhğı- na, aynı zamanda kuruluşun isim babası da olan Dünya Bankası'nın Doğu Afrika tem- silcisi Alman Peter Eigel seçildi. Dünya Bankasf nın eski söz- cülerinden Ingjhz Frank Vogl ile Bangladeş eski Dışişleri Ba- kanı Kemal Hüseyin'in de ör- m y g ğ rinde 70 kilo eroin ele geçirildiği açıklandı. Bulgaristan'ın Türkiye sını- nndaki Kapitan Andreevo sınır kapısında dün 10 kilo eroin ele geçirildiği bildirildi. Yetkililer, Istanbul'dan gelen lsviçre pla- kalı özel araçta şüphe üzerine l d ili bi böl ş g g Cumhurbaşkanı Jelev ile ortak basın toplantısı düzcnleyecck. Aynı gün uçakla Makedonya'- nın başkenti Usküp'e geçecek kalı özel araçta şüphe üzerine olan özal, Cumhurbaşkanı Ki- yapılan aramada. gizli bir böl- ro GBgorov ile görüşccek vc iki meye yerleştirilmiş uyuşturucu- ulkc neyetlcri arasındaki rcsmi nun ortaya çıkanldığ^nı belirtti- goruşmelerde Türk hcyelinc ler. Araçta bulunan iki Koso- başkanhk cdccek. valı Arnavut gözalüna almdı. fazlasının faillcrinin yakalandı- ^ü'n"ba§k"ânyardmıcüikTanna ğmı vc bu hafta kamuoyuna aynnlılı açıklamanın yapılaca- ğını ifade cltilcr. Kaynaklar, Olağanüstü Hal KooTdinasyon Kurulu toplanlısında. Batman vc Diyarbakır'daki faili meçhul cinayctlcrin yanısıra. Mart ayındaki Ncvruz göslerilerinin de clc alındığını kaydedcrck, PKK'nm Ncvruz'u kullanaraK bölgede yeniden halk labanın- da güçlcnmck istcyeceği istih- baralının alındığını söylcdilcr. Yctkililcr, bu çerçevedc, Nev- 3.*Dünya ülkelerinden birinde ruz gösterilerinc kcsinlikle izin bir lideri saün ahnanın (ulusla- verilmemesi veyasadışıhertür- rarası bir proje için) en az 10 lü gösteriye "cn scrt şckildc" milyon dolara (yaklaşık 92 mil- karşılık vcrilmesinin kararlaşiı- yar TL) mal olduğunu söyle- nldığını da bildirdiler. mişti" dedi. bildirildi. Eigel, mayıs ayı sonunda Berlin'de yapılacak toplantıda, hükümetlere, uluslararası şir- ket ve finans kuruluşlanna ku- rum tarafından hazırlanacak sözlemeyi imzalamalan çağn- sında bulunacaklannı da bildir- di. Rüşvet ve yolsuzluğun dünya çapında büyük miktarlara ulaş- tığını anlatan Eigel 'Geçen haf- talarda uluslararası bir kuru- çekildi. Bir şirket yetkihsi, Şır- nak'ta daha önce gözledikleri durumun daha şiddetlisinin Batman'da yaşandığını behrte- rek "Daha önce sigortaladığı- mız yere hasar tespiti için bile eksper gönderemiyoruz. Eks- perin can güvenliği yok ki" diye yakındı. öldüren, yaralayan, kundak- layan, sabotaj yapan, paüayıcı ve bomba atanlann çoğunlukla yakalanmaması. bir başka ifa- deyle olaylann 'faili meçhul' kahnası, A'dan Z'ye her şeyi si- gortalayan şirketleri de tedırgin ederek, bazı önlemler almaya yöneltti. Adının yazılmasını is- temeyen bir özel şirket, 'terör kenti' diye tanımladığı Bat- man'dan tümüyle çekildi ve her türlü sigortalama işlemini dur- durdu. Şirket yetkilileri, "geç- mişte yapılan sigortalama iş- lemlerinin güvcnilirlilik sağla- mak için geccrli tutulduğunu" belirtmekle yctindiler. Bölgede çahşma yapan özel sigorta şirketlerinin tümü, ekim 1992'de başlayarak ivme kaza- nan faili meçhul cinayct vc sa- botaj olaylanndan sonra sigor- tacıhkta '3-B teminatı" diye bilinen sigortalama işlemini yapmamaya başladılar. Sigorta uzmanlannm verdiği bilgiye göre 3-B teminatı olarak adlan- dınlan sigortalama, "terör, kar- gaşa, halk hareketleri, grev- lokavt' nedeniyle doğabilecek hasarlan kapsıyor. Bir özel sigorta şirketi yetkili- si, 3-4 aydan bu yana Batman'- da hiçbir ev, işyeri ve arabanın '3-B teminatıyla sigortalanma- dığını behrterek şunlan söyledi: "Riziko çok fazla. Ödenecek bedel de fazla. Her artkimin evi, işyeri ve ara başına bomba atıldı diye düşünerek sigortacıhk ya- pıhnaz. Risk çok küçük bir ola- sılıkla karşılanır, polıçe hazırla- nır. • Raftarafı I. Sayfada Yoksa, Gazeteyi yine kapatacaklar, bu kez yüzbaşıyı yolladtlar" diye korkmuştuk açıkçası Sonra yüzbaşı ile oturup konuştuk. Gazetemızin oku- ruymuş. Bilmeceyi bir türlü çözememiş... "Gidip.gazete- ye sorayım bari demiş... "Aman" dedik "Yüzbaşım, yüreğimiz ağzımıza geldi yine gazete kapanıyor diye..." O günlerde belli mi olurdu? Paşa hazretlerinin birini kızdırdık mı, haydi hemen kapat gazeteyi... Neydi o günler? Özal a cumhurbaşkanlığı yolu açan "koruma ve kollama harekâtı" o günlerde anamızı iyice ağlatmıştı Sonunda, kimlerın korundukları ve kollandık- ları anlaşıldı, ama iş işten geçti!.. "Atatürkçülük" diye başlayıp, "Nakşibendi tarikatı" şeyh ve müritleri için ka- rarname imzalayacak kadar gelişti bu işler. Siyasal yaşam, başlı başına bir bilmece oldu Çöz çö- zebilirsen... Çöz bakalım MİT raporunu... MİT raporundaki Şahinkaya ile ilgili bölümleri... Canım ne yapacaksınız MİT raporunu? - Soldan sağa Özal", yukandan aşağı "liberal." Işte bu kadar! - Damat... Ermeni... Yüksel... Operasyon... Kapalıçar- şı... Hanımefendi... Bateri... Maria... İskender... Kaçır- ma... Nüfus kâğıdı.. Şarkıcı... Çocuk... MİT... Aydın... Mehmet.. Rapor... Zeynep... Moda... Deniz... Uyuşturu- cu... Kulüp... Reklam... Gayri meşru... Çolak. Ne demek bütün bunlar? Ne bileyim ben... - Ödenek... Yönetim Kurulu... İran... Silah... Kanada... Harcama... Akıncı... Şampuan... Çiçekçi... Ihale... FBI... Bilgin... Banka... Ankara... Ömer... Maden... Oğuz... Ata... Borç... Tutuklama... Avanta... Ağa... Kayıt... Hindistan... Örtülü... Gezi... fsviçre... Saat... Teleon... Benzinci... De- de... Büyükelçi... Emniyet... Birlik... Kumar... Tehdit... Avukat... Interpol... Peki ne anlama geliyor bunlar? Bilemem ki? - Sümbül... Abdullah... İstihbarat... 12 Mart... Anayasa... Polis... Harita... Türkiye... Bülent... Komisyon... General... Terzi... Damat... Naip... Sosyete... Parti... Oğlu... Danış- man... Hipodrom... Savaş... Süslü... Kul... Eski... Hayri... Komutan... Tüm... Büyük... Butik... Başbakanhk... Emir... Teleon... Erkan... Hayali... Atalay... Işkence... Kutlu... Nedir bunlann anlamı? Bilmem ki, nereden bileyim bunlan ben? - Çelik... Tıp... Yedi... Ankara... Katil... Ermeni... Süley- man... Nuri... Başkan... Sokak... Domino... Otel... Hedi- ye... Paris... Kod... Mafya... Bölge... Başel... Ülkü... Yıldı- rım... Abuzer... MİT... Oral... M.AH... Çat... Metin... Mallor- ca... Ayı... Söz... ipek... Yenilmez... Eski... Nevşehir... Şener... Ramada... Çahşma... Gül... Pasaport... Papa... Bahçelievler... On beş... Çetin... Yılbaşı... Haluk... Viski.. Şemsi. Bu bilmeceleri çözmek için ben dün gece sabaha ka- dar uğraştım, uğraştım ama çözemedim. Çözene helal olsun! Rumların yeni lideri Klerides• Baştarafi 1. Sayfada kullandılar. Oy verme işleminin olaysız sona ermesinin ardın- dan TSİ 20.00'den itibaren baş- layan oy sayma işlemi sıraşındî Klerides 1 ba'ştan sona çok a* bir farkla önde gıtti. TSİ 23.We doğru açıklanan resmi ohna- yan kesin sonuçlara göre De- mokratik Birlik Partısi (D;SI; lideri Klerides 393 bin seçmenir oylannın yüzde 50.3'ünü ala j rak Rum kesiminin yeni cum hurbaşkanı seçildi. Vasiliu ise oylann yüzde 49.7'sini alarak kılpayı ile seçimleri yitirdi. İki lider arasındaki oy farkı birkaç bir. civannda. Klerides, en çok seçmenin bulunduğu Lefkoşa'nın Rum kesimi ile Magosa'da oylann çoğunluğunu elde etti. Buna karşın Rum kesiminin komü- nist partisi AKEL tarafından desteklenen bağımsız aday Va- siliu da Lımasol, Baf ve Larna- ka ilçelerinde seçimi çok az farkla kazandı. Vasiliu'ya Li- masol'da 50.6, BaPta 51.8 ora- nında destek verildiği açıklan- dı. Rum Kesimi • Baştarafi 1. Sayfada çekleşiyor. Önce KKTC bari- katı. Poüsler pasaportumuzu istiyor. Ileride Yunanistan ya da Güney Kıbns'a (başka bir yoldan) gidebileceğimizi düşü- nerek pasaportumuzu damga- latmak istemiyoruz. (Bu iki ülke. pasaportunda KKTC damgası bulunanlara giriş izni vermiyor.) Polisler küçük çaplı bir tepki gösteriyor, neyse ki bir yetkili araya girerek bize kolay- lık gösteriyor. İkinci aşamada yalnızca yürüyoruz. Yaklaşık yüz metrelik bu yol BM Banş Gücü denetiminde. Sağda ünlü Ledra Palas Oteli. Şimdi BM askerlerince lojman olarak kul- lanıhyor. Rum yöneümi bari- katı üçüncü aşamayı oluşturu- yor. Polisler ziyaretimiz Rum tarafına önceden bildirildiği için yalnızca adımızı ve çahştı- ğımız gazeteyi soruyorlar. Yüz- leri asık, nederü ise dünkü fut- bol maçında Belçika'ya 3-0 yenilmiş bulunmalan. Hemen karşıda Rum Enfor- masyon Bakanhğı'nca bize tah- sis edjlen minibüs bekliyor. İki de refakatçı var, biri orta diğeri çok iyi derecede Türkçe konu- şuyor. Manuk ve Teo. Lefkoşa sokaklanndayız. Güney-Kuzey farkı göze çarpı- yor. Orta gelişmişlikte bir kasa- badan orta gelişmişlikte bir kente geçiyoruz. Her iki yanı- mız renkli camekânlanyla dik- kat çeken mağazalarla dolu. Sokaklar pınl pınl. Günler- den pazar ve seçim var. Bü yüz- den olsa gerek etraf tenha. Ev- ler çoğunlukla beyaza boyalı, apartmanlar 5-6 katı geçmiyor ve bir uyum göze çarpıyor. Minibüsümüz iki başkan adayı Yorgo Vasiliu ve Glaikos Klerides'in oy kullanacağı se- çim merkezine yöneliyor. Liga- Lefkoşa'nın Rum kesiminde seçimi yitiren Vasiliu'nun, bu bölgedeki sonuçlara itiraz ettiği ve bu bölgedeki oylann yeniden sayılmasını istcdiği öğrenildi. Ancak Rum kesimindeki üz- maalar bu iürazın Klerides'in seçilmesini önleyecek bir sonuç getirmeyeceği görüşünde birle- şiyor. Klerides'in seçilmesinde cn büyük rolü, kilise ik D1KO ve EDEK partilerinin oluşturdu- ğu "Red Cephesi"nin başkan- lık adayı Pashalis Pasfaalidis'in oylan oynadı. Bütün seçim böl- gelerindeki cephe oylanmn yüzde 70'inin Klerides'e verildi- gi görüldü. DIKO'nun da oyla- ,1nı koruduğu ve bu oylan Klerides'e kanalize ettiği a'ila- şıldı. Rum uzmanlar. seçmenle- ri serbest bırakılan EDEK'in oylannın yüzde 25'inin de İCJe- rides'e gittiğini açıkladı. Rum siyasal çevreleri, Rum radyo ve televizyonlannda yo- rumlanan değerlendirmtlerin- de seçimlerde göğüs göğüse ve sert bir mücadele olduğunu be- lirttiler. vidos tlkokulu. Kapının iki yanında kampanya çadırlan kurulu. Her ikisinde de Yunan ve Rum bayraklan dalgalanı- yor. Destekçileradaylannı bek- liyor. 9.30 gibi Vasiliu görünü- yor. Orta dereceli bir kalabahk karşıhyor Vasiliu'yu. Seçmen- leriyle el sıkışa sıkışa sandığa doğru ilerliyor. Bu arada bir grup "Vasiliu, Vasiliu" diye te- zahürata girişiyor, ancak Vasi- liu elleriyle susturuyor grubu. Rum Kesimi'nde Türk kah- vesi içerek Klerides'i bekliyo- ruz. 10.30 gibi görünüyor 75'hk Klerides. O süre zarfında Vasi- hu'yu kıskandıracak ölçüde bir kalabahk birikiyor okul çevre- sine. Seçmenleri Klerides'i çem- bere ahrken bir yandan da tempo tutuyor. "Klerides gele- cek, Türk işgali bitecek." Kleri- des kalabahk nedeniyle yakla- şık yanm saatte bitirebiliyor oy verme işlemini. Ligavidos Ilkokulu'ndan ay- nldıktan sonra Rum tarafında kalıp halkla ve bazı yetkihlerle görüşmek istiyoruz. Ancak izin yok. Iznimiz yanm günlükmüş, 13.00'e kadar itiraz ediyoruz. Ama yaran yok. Rum refakat- çilerimiz Manuk ile Teo gûzel Türkçeleriyle bizden özür dili- yorlar, "Kusura bakmayın, biz emir kuluyuz." Akşam saatlerinde oy sayı- mını izliyonız Rum lelevizyo- nundan. Klerides kırsal kesimi silip süpürüyor. Kentlerde ise başabaş gidiyorlar hemen he- men, ama sonuçta sevinen Kle- rides. 1977'den beri katıldığı üç seçimde de yitiren yaşlı lider ar- ük Rum yönetiminin yeni baş- kanı. Yanımızdaki bir Kıbnslı Türk sonuca üzülüyor: "Mart- la New York yolu kapandı. fc- derasyon başka bahara."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear