Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 2 EKİM1993 CUMARTESİ
HABERLER
Aydınlık
toplatıldı
• İstanbul Haber Servisi -
Aydınlık gazetesı. dünkü
sayısında yayımlanan
Yargısız İnfazTimi başhkb
manşet haberindendolayı
îstanbul DGM tarafından
toplatıldı. Aydınhk
gazetesindedün yayımlanan
"Yargısız İnfazTimi' başhkh
haberde "terörlemücadelede
görevli memurlann adını
açıklamak" suçunun
işlendiği gerekçesiyle
soruşturma başlatan
İstanbul DGM Başsavcılığı.
nöbetçi mahkemeden
gazeterun toplaülmasını
istedi, Nöbetçi mahkeme de
3713 sayıh kanunun "Terörle
mücadelede görevli
memurun adını açıklamayı
yasaklayan" 6/1. maddesi
uyannca gazeteyi toplattı.
Aydınlık Gazetesi Yazıişleri
Müdûrü Hale Soysû yapüğı
açıklamada, toplatma
karannı protesto ettiğini
belirterek karann basm
özgürlüğüne, basm
hukukuna açıkça aykın
olduğunu savundu. Haberin
kaynağının savcıhklarca
haarlanan iddianameler
olduğunu ifade eden Soysü,
açıklamasında "DGM bu
karanyla vatandaşlara karşı
suç işleyen kamu görevlilerini
korumaktadır. Karann
haksızhğı şuradan da bellidir;
gazete toplatmak terörle
mücadele sayılmaktadır.
3713 sayıh Terörle Mücadele
Kanunu, basın özgürlüğünü
onadan kaldırmanın
gerekçesi yapümaktadır. Bu
karar sadece gazetemize
değil, bütün basına
yönelikuVdedi.
Cezaevi kantini
ateş palıası
• tstanbul HaberServisi-
Üsküdar Paşakapısı
Cezaevi'nde yatan tutuklu ve
hükümlüler, kantinde saülan
mallarda fahiş fıyat
uygulandığmt öne sürdü.
Cezaevi tüzüğünün 160'ıncı
maddesine göre cezaevi
kanünindesatılan mallara
uygulanması gereken kar
oranının yûzde 5ileyüzde 25
arasmda olması gerekirken
satışlann piyasa fiyatıyla
aynı. hatta daha fazla
olduğunu öne süren tutuklu
vehükümlüler. cezaevi
mûdürlüğünce lOOlira
olarakbelırlenenbirbardak •
çayında lOOOliradan
satıldığıru bildirdi. Tutuklu
ve hükümlüler, Paşakapısı
Cezaevi'ndeki diğer
uygulamalan da şöyle
sırahyor.
"Sabahlan tek çeşit kahvaltı
çaysız olarak veriliyor.
Yemeklerde et yok, yağ ve
tuz çok az. Yaz bitti, meyve
ve sebze yüzü görmedik.
Tüzüğegöre 15 günde bir bir
kalıp sabun verilmesi
gerekirken verilmiy or.
Koğuşlarda tahta kurasu ve
bit var, sağlık koşullan
uygun değil."
Cindopuktan
lemiz toplum
1
çagrısı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu)-TBMM Başkanı
Hüsametün Cindoruk,
"temiztoplum" konusunu
görüşmek ve bu konuda
ahnacak önlemleri ele almak
üzere, siyasiparti liderlerini
toplantıya çağıracağıru
açıkladı. Cindoruk,
'"Devletin nerede bir kuruş
parası harcanıyorsa, ona
denetim getirilecektir" dedi.
Cindoruk. 25 eylül cumartesi
günü Ankara'da "Rüşvet ve
torpile son. Temiz toplum"
konulu paneldüzenleyenbir
grubu kabulünde yapügı
açıklamada, son günlerde
ortaya çıkan yolsuzluk
iddialannı parlamentonun
yakından izlediğini söyledi.
Cindoruk, toplanu için bu
hafta içinde siyasi parti
liderlerine öneri götüreceğini
ifade ederek, "Meclis
Başkaru olarak bu konudaki
görüşlerimizi ve elimizdeki
belgeleri sunacağız.
Önümüzdeki aylarda da,
parlamento bu konuda,
eksik tedbirler var ise onlan
alacakür" diye konuştu.
RPden Öztürk'e
• ANKARA (ANKA)-
DYFden istifa edeceğini
açıklayan Aksaray
Milletvekili Mahmut
Öztürk'ünRPGenel
Başkaru Necmettin Erbakan
ile görüştüğü ve Erbakan'ın
kendisine RP'ye geçmesini
önerdiği öğrenildi. Aksaray
Milletvekili Mahmut
Öztürk'ün DYP'den istifa
edeceğini açıklaması üzerine
RP, Öztürk'ü kendi saflanna
katmak için harekete geçti.
RP Ankara Milletvekili
Melih Gökçek ve Bitlis
Milletvekili Zeki Ergezen
MahmutÖztürk'le temasa
geçerek kendisini Erbakan ile
görüşmeye ikna etti.
İngilizuzmanlar, en etkili nedenolarak güvenlik güçlerinintutumunu gösterdiler
4
PKKgiderek güçleniyorAydlllllk YOİ İle IIBIHBrlİllUluslararası istihbarat ve sayunma GÜÇİBIIinşnİII IMNİCnlePİİngiüzistihbarat uzmanlan,
konulannda araştırmalanyla tanınan "Intelligence Review"de PKK'nın giderek güçlendiğini. en önemli etkeninTürklerle
"Ortadoğu'nun Aydınlık Yol'u" başlıkh değerlendirmede, PKK Kürtler arasında yaşanmakta olangerginlikve güvenlik
ile Aydınlık Yol arasındaki benzerlikler sıralandı. güçlerinin olumsuz tutumlan olduğunu ileri sürdüler.
EDtPEMİLÖYMEN
LONDRA -İngiliz istihbarat ve sa-
vunma uzmanlan, PKK'nın güçlen-
mekte olduğuna dikkat çekerek buna
başlıca nedenin, Türklerle Kürtler ara-
sında artmakta olan gerginlik ve özel-
likle de Türk güvenlik kuvvetlerinin tu-
tumu olduğunu belirttiler.
îkinci bir neden olarak Türkiye ile
komşulan arasındaki bölgesel çekışme-
yi arturan PKK'nın. ülkeleri birbüieri-
ne karşı kışkırtmakta rol oynadığını
kaydettiler.
Ilımlı politikacılar safdışı
Uzmanlar. örgütlenme, amaç ve yön-
tem konulannda PKK ile Peru'daki
Aydınlık Yol örgütü arasında büyük
benzerük olduğunu da vurguluyor.
Uluslararası istihbarat ve savunma
konulannda özgün araştırma ve yo-
rumlanyla tanınan Jane's Defence gru-
bu tarafından yayımlanan "Intelligence
Review"de PKK konusundaki "Orta
doğu'nun Aydınlık YolV başlıkh uzun
değerlendirmede, PKK ile Aydınhk Yol
arasındaki benzerlikler sıralandı. Ber-
lin'in Kreutzberg semtindeki Perulu ve
Türk göçmenlerin her iki örgüte de ge-
rek fıkir gerek para desteği verdiğine
inanıldığı belirtildi.
İki örgül arasındaki en önemli ben-
zerlik olarak, gelişigüzel terör eylemle-
riyle yetinmeyerek kırsal kesimde des-
tek toplamaya özen göstermeleri vurgu-
landı. Makalede bu konuda "Son 1,5 yı-
ldaki eylemleri incelendiğinde. ülkelerin-
de istikrarsızlık yaratma yönünde amaç-
laruıa ulaşmakta olduklan görülüyor"
denildi.
PKK'nın, şiddet eylemlerini arttıra-
rak ıhmh politikaalan safdışı bıraktığı,
Türkiye'deki Kürt nüfusunu ise büyük
ölçüde iki karşıt uca itüği de belirtildi.
PKK'nın en büyük destekçisinin Suriye
olduğu yine kaydedilerek "Hafa Esat,
PKK'yı, Türkiye'ye baskı yapmak ve
Amerikan üsierine olası bir saMm için
araç olarak gördö" yorumu yapıldı.
İdeal sızma noktası
Ancak PKK'nın artık tamamen Suri-
ye denetiminde olamayacak kadar
büyüdüğüne dikkat çekilerek "Suriye,
Bekaa Vadisi'nöeki eğitim kampını ka-
patttğını söytediyse de PKK burada eski-
si gibi kalinaya devam ediyor. Suriye-
Türkiye sının, PKK eylemleri için ideal
bir sızma noktası" denildi. PKK'nın
Kuzey Irak Kürtleri ile ntlaştığı, Sad-
dam Hüseyin yöneümiyle ise uzlaştığı
yorumu yapılan makalede şu noktalara
deginiliyor. PKK'nın, Kuzey Irak'ta
BM görevlileri ve Kürt hedeflerine eyk-
me geçtiği biliniyor.
PKK aynca güvenli bölgeye Saddam
Hüseyin'in uyguladığı ekonomik am-
bargoyu da burada yaşayan Kürtlerin
aleyhine olarak sertleştirmeye çalıştı.
PKK ile Kuzey Irak Kürtleri arasın-
daki temel farklar belirtilirken PKK'-
nın, aşiret, sosyal ve siyasal kunımlara
dayanmadığı, geleneksel sosyal ve siya-
sal tabanla ilişkiye gecmediği, gerçek bir
Maocu örgüt olduğu haürlauhyor.
İran'ın da PKK'ya destek verdiği be-
lirtilen makalede, İran'ın, Türkiye'yi
"arka bahçesinde meşgui ederken Orta
Asya cumhuriyetteri üzerindeki etkilerini
arttırrna çabasmda olduğu'" değerlendi-
rilmesi yapıbyor.
PKK eylemcilerinin çoğunun Alman-
ya ve Suriye'de yaşayan Kürt göçmen-
lerden, aynca Suriyeli, tranh, Ermenive
Iraklılardan oluştuğu, çoğunun da ka-
dın olduğu belirtıhyor.
Ancak son iki yıldır Doğu Anadolu'-
dan katıhmın arttığma dikkat çekilen
makalede, yakalandıklan zaman
PKK'ya zorla ahndıklannı söyledikleri,
ancak bunun ihtiyatla karşılanması
gereküği kaydedilmekte. PKK'nın
Doğu Anadolu'ya 11 bin militan
soktuğu da tahmin ediliyor.
Baki Erdoğan'ın Emniyefte ölmesininüzerinden 40 gün geçti, soruşturma hâlâ sürüyor
Gözaltuıdaölüıııunutturuluyornıu?
NECATİAYGIN
ÎZMÎR- Aydın Emniyet Mü-
dürlüğü'nde fenalaşıp, kaldınl-
dığı Aydın Devlet Hastanesi'-
nde yaşamını yitirişinin üzerin-
den tam 40 gün geçti. Baki Er-
doğan'ın yaralı bereli vücudun-
dan alınan bazı parçalann Adli
Tıp'a gitmesiyle sanki her şey
bitmişti. Gecen sûrede hiç bir
yetkilı ağızdan somut bir açı-
klama gelmedı. Oysa Baki Er-
doğan'ın avukatlan ve birlikte
• Gözaltında ölümden bu yana geçen sürede önemli bir gelişme gerçekkşmedi. Baki
Erdoğarûn avukaüan Mehmet Yatar ile Hülya Üqîinar, işkencecilerin belirlenerek
cezalandınlmalan için çalmadık kapı bırakmadılar. A\aıkatlara göre, soruşturmayı
yürüten cumhuriyet savcısı birilerini korumaya çabşıyor.
gözaltına ahnan arkadaşlanrun
suçlamalan somuttu: "Baki Er-
doğan işkenceyie öldürüldü"
Baki Erdoğan, Aydın Emni-
yet Müdürlüğü'nce Söke'de
düzenlenen Dev-Sol operasyo-
nunda örgüt üyesi olduğu sa-
vıyla 11 Ağustos tarihinde ko-
nuk olarak kaldıâ evde gözaltı-
na ahnarak Aydın Emniyet
Müdürlüğü Terörle Mücadele
Şubesine getirildi. Erdoğan gö-
zaltına alındıktan 10 gün sonra
fenalaşü. 21 Ağustos 1993 günü
Aydın Devlet Hastanesi'ne kal-
dınldı. Baki Erdoğan 22 Ağus-
tos 1993 günü yaşamını yitirdi.
Cumhuriyet Savcısı Hüseyin
Eken'in gözetiminde Dr. Veli
Kuzdere, Dr. Mustafa Bariay
tarafından yapılan otopsi sonu-
cunda Baki Erdoğan'ın yaralı
bereli vucuduna "•Akdğer tû-
berküozu ve solunum yetmezliği
sonucu yaşamını yitirdiği " ra-
poru veriüdi.Cenaze de sorun
olmuştu. Sanki Baki Erdoğan'ı
b /: h
Eren Keskin, insan haklan savumıculan olarak PKK'ya eÜnde tırttuğuaskerteriserbestbrakınKiçatnsındabıAınıluu
Kaçtnkm erlerin(dkleriurfaşmaistiyor
İstanbul Haber Senisi - PKK tarafı-
ndan kaçınlan bır astsubay ve bir erin
ailesi. yakmlannın serbest kahnası için
devlet yetkılilerinin PKK yöneticile-
riyle banş için masaya oturmalannı is-
tediler. Astsubay Zafer Özpınar'm ba-
bası Şakir Özpmar ile er Burhan
Katıtmışın ağabeyi Orhan Katümış,
devlet yeıkililerine banş için çağn yap-
ülar.
İnsan Haklan Demeği İstanbul Şu-
besi'nde yakınlannın serbest bırakı-
knası konusunda basın toplantısı dü-
zenleyen kaçınlan asısubav Zafer
özpınar'ın babası Şakir Ozpmar,
dayısı Mehmet Kılıç ve kaçınlan er
Burhan Kaulmış'ın ağabeyi Orhan
Katılmış. yakmlannın serbest bırakı-
lması için devlet yetkililerine yaptıklan
başvurulardan bir sonuç alamadı-
klannı, İHD'ninise kendi sorunlanyla
ilgilendiğini belirttiler. Şakir Özpınar,
oğlu Zafer Özpınar'm 1 Ağustos 1993
tarihinde Hakkari'nin Yuksekova il-
çesi dağlık arazisinde PKK'hlarla gjri-
len çatışma sırasında kaçınldığmı an-
lattı. özpmar, Güneydoğu Anadolu'-
da yaşanılan olaylann sürekli kan ve
gözyaşı üretüğjni ve durdurulması için
devlet ve PKK yöneücilerinin banş
yapmalan gerektiğini söyledi.
Orhan Kaülmış ise kardeşinin 45 as-
kerie birlikte 18 Ağustos 1993'te
kaçınldığmı belirterek "O tarihten
sonra bizim e>imiz cenaze evi gibi oldu.
Buna bir çözüm bulunması, kardeşimin
ve diğer askerlerin serbest bu-akılması
gerekli. Bunun için devletle PKK'nın
barış yapması gerekiyorsa yapsınlar.
Ateşkes gerekiyorsa ateşi kesip görûş-
sünler. Böylece esir askerler de aüeleri-
ne teslim edilir" dedı.
İHD İstanbul Şube Sekreten Eren
Keskin de kamuoyunun banş beklen-
tisi içinde olduğunu, bunun ön
şarünın devletin Güneydoğu'da ya-
şanılanın bir savaş olduğunu kabul et-
mesi olduğunu söyledi.
Keskin, "Orada olanların bir savaş
olduğunu asker aileleri, ûcretlerinde sa-
vaş nedeniyk azalma olan işçi ve me-
murlar kabul ediyor. Savaşı tek kabul
etmeyen Türkiye Cumhuriyeti Devleti.
Devletinvsavası kabul etmesi ve 1949
Cenevre Savaş Hukuku Sözleşmesi'ııe
uygun da\ ranması gerekli*'diye konuş-
tu.
babası, dostlan öldürmüştü.
Baki Erdoğan'ın Avukatlan
Mehmet Yatar ile Hülya Üçpı-
nar, işkenceyi, video kayıtlan
ve fotoğraflarla saptadıklannı,
ancak soruşturmayı ilk yürüten
Sava Hüseyin Eken ile otopsi
yapan doktorlann gerçeği yan-
sıtmayan açıklama ve düzenle-
dikleri otopsi raporlaruyla ola-
yı örtbas etmeye birilerini koru-
maya çahştıklannda ısrarhlar.
Soruşturmayı ilk yürüten
Cumhuriyet Savcısı Hüseyin
Eken, Baki Erdoğan'ın Akciğer
Tüberkülozu ve solunum yet-
mezliği sonucu yaşamını yitir-
diğini, cesetten ahnan parçala-
nn Adli Tıp'a gönderildiğini
kesin karann Adli Tıp raporuy-
la saptanacağmı söylemişti.
Olaym aydınlatılması için İHD,
ÇHD, Tabip Odası İzmir Şube-
leri harekete geçüler, Odalann
temsilcileri Aydın'a giderek So-
ruşturmayı yürüten Sava Hü-
seyin Ekenle yaptıklan görüş-
melerden tatmin edici bilgi ala-
mayınca, Otopsi yapan doktor-
lar hakkında soruşturma açı-
Iması için Aydın Tabip Odası'-
ndan yardım istediler. Aydın
Tabip Odası Başkanı Dr. Altan
Kalabak da otopsi raporunu
imzalayan doktorlann yüküm-
lülüklerini yerine geürdiklerini
belirtirken, Baki Erdoğan'ın ce-
sedindeki yara izlerinin nasıl
oluştuğu, Erdoğan'm gözaltı
süresince yaşadığı koşullann
ölümüne neden olup olmadığı
sorulanna iste yarut vermedi.
Sonışturmada gizlüik
Adh tatilin sona ermesinden
sonra Baki Erdoğan'ın dosyası-
nı alan Cumhuriyet Savcısı Ca-
fer Karakadıpğlu, soruşturma-
nın büyük bir gizlilikle sürdü-
rüldüğünü operasyonunda gö-
rev alan polis memurlannın
isimlerinin belirlendiğini. ancak
şoruşturmanın genişletilmesi
için Adli Tıp raporunu bekle-
dıklerini beürtiyor.
Olayın meydana geliği tarih-
ten buyana geçen sürede soruş-
turma ile ilgili önemli bir geliş-
me gerçekleşemiyor. Erdoğan'-
ın avukatlan Yatar ile Üçpınar,
işkencecilerin cezalandın-
lmalan için çalmadık kapı bı-
rakmadıklanru. savcının birile-
rini korumaya çahştığını öne
sürürek şöyle konuşuyorlar:
"Savcı oiayı oldu bittiye getûr-
mek istiyor. Dosyadaki belgeleri
istiyonız vermiyor. Ama soruş-
turînada îlerleme yok. Savcıyı
Adafct Bakaıu Seyfi Oktay'a şi-
kayet ettik." Erdoğan'ın ailesi,
olayın sürüncemede bı-
rakıldığında ısrarhlar.
Cezaevi Savcısı Aslan, tutuklularla idare arasında her hangibir sorun yaşanmadığını söyledi
Buca Cezaevi^ndejandarmabaskısı sürüyor
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) -
Buca Cezaevi'nde siyasi tutuklulara yö-
nelikjandarma baskısı sürüyor.
Cezaevi Savcısı Yaşar Aslan. cezaevi
içinde tutuklularla idare arasında her-
hangi bir sorun olmadığını belirterek,
"Siyasi davalardan vargdanan bir grup
tutuklu, DGM'ye gidiş dftnuşte kendile-
rine jandarma tarafından dayak
atddığını içeren dilekçe vererek suç duyu-
rusunda bulundular. Ben de verilen dilek-
çeleri ilgili mercilere ilettim" dedı.
Bileklere zincir
Cezaevi'nde jandarma baskısınm gi-
derek havayı gerginleştirdiğini öne sü-
ren ÇHD İzmir Şubesi Başkanı Avukat
Mehmet Yatar, müvekkilleri Nihal Du-
ruca.Naciye Yıldınm,Sinan Eren, İdris
Ay, t'mit Doğan'la yaptığı görüşmeden
sonra, şunlan söyledi:
"Müvekkillerim, cezaevi dış güvenlik
komutanı Üstteğmen Tahir Başar'ın em-
riyle duruşmalara geliş gidişlerinde da-
yak atıldığuu, bikklerinin zincirle
sıkıldığını, DGM nezarethanesinde elleri
kelepceli ayakta bckletüdikkrini söyledi-
ler. Can güvenlikleriıün sağlanmadığını
açıkladılar.
Jandarmanın bu baskısına son veril-
mesi için Cezaevi Savctsı Yaşar Aslan'la
görüşrüm. Yaşar Aslan, sorunun kendi-
sinden kaynaklanmadığını, geneUikle du-
ruşmalara geliş gidişlerde jandarmanın
uygulamasından yakınıldvğını. olayın çö-
zümü için Ugililerle görüşmeye çalışa-
cağını söyledi. Ben de ayrıca, müvekkiUe-
rimin can güvenh'klerinin sağlanması için
valiye, İl Jandarma Alay Komutanma
başvuracağun."
A\Tikat Mehmet Yatar. jandarma
baskısınm devam etmesi haîınde mü-
22 gazetesatıasıkepenkindirdi
DİY ARBAKIR (Cumhuriyet) -
Diyarbakır'da son günlerde gazete
satıcılanna yönelik "faili meçhul"
saldınlann artması üzerine, 22 gazete
saııcısı kepenk indirdi. Çınar, Liceve
Hani ilçesindeki gazete satıcılannm
işi bırakması üzerine bir süreden beri
bu üç ilçede gazete saülmıyor. Gazete
satıcılan. "Gecen hafta içindesaMın
olaylan daha da arttı. Sürekli tehdit
alıyoruz. Geçen yıl da birçok gazete
satıcKi faili meçhul' cinayete kurban
gitti" diye konuştular. Gazete
satıcılanna yönelik saldınlann devam
etmesi halinde, diğerlerinin de kısa bir
süre sonra işi bırakacaklan öğrenildi.
vekkillerinin duruşmalara gjtmeyecek-
lerini söyledi.
Cezaevi Savcısı Yaşar Aslan da, 29
günlük açlık grevinin sona ermesinden
bugüne dek, tutuklularla cezaevi idaresi
arasında herhangi bir sorunun ol-
madığıru beürterek şunlan söyledi:
"Jandarma, cezaevinin dıs güvenliğin-
den sorumludur. Tutuklulann iddia cttik-
leri dayak olayı da cezaevi dışında cere-
yan etmişse bu bizi ilgilendirmez. Bizim
müdahale etmemiz de sözkonusu değil.
Cezaevi yönetimi olarak, olayı bir grup
tutuklunun vaptığı başvuru düekçelerin-
den öğrendik. Tutuklulann avukatlan da
yaptıklan başvurularda, bize olayı anla-
tarak yardım istediler. Avukatİara da
olayın bizi ilgUendirmediğini söyledim."
İl Jandarma Alay Komutanhğı yetki-
lileri ise söz konusu yakınmalarla ilgili
kendilerine herhangi bir başvurunun
bulunmadığını. kasıtlı bir tutum olama-
yacağını belirttiler.
AVRUPA^DAN
EDİP EMİL ÖYMEN
Katkasya'da Tarihi Tekerrûr
Sovyetler Birliği, 1920'lerde Kaikasya'da egemenlik
kurmaya çalışırken projeyi yürüten Stalin'di. Amaç, bu-
rada da Balkanlar türü
l
böl ve yönet' uygulamaktı. Çün-
kü tslam, yöre için tehdit olarak görülüyordu. Bu, üzerin-
den 70 yıl geçtikten sonra yapılan kolaycı bir çözömleme
değil, bugün bile hala nedeni ve nasılı araştmlan bu ko-
nu hakkında, hala ortaya çıkıp duran yeni belgelerin ve
yorumların bir özeti.
Sovyet yönetimi, Kafkasya'da Çerkes toplumunu üçe
bölmüş, onlan Adige, Çerkes ve Kabardiya diye üç ayrı
yönetsel bölgeye ayırmtştı. Bunun, Türkiye'deki Çerkes-
leri pohpohlamak, ama onlan Sovyetler içinde bölmek
amacıylayapıldığı biliniyor. Müslümanları, sözde özerk
yönettmlere bölerek Pan-islamcı bir tehditdesavuşturu-
luyordu. Stalm, buradaki halklann nasıl yaşamaları ge-
rektiğini, daha 1913te planlamıştı. Yaşantı biçimlerini
değiştirmek, onların gelecekteki zihniyetlerini dedeğiş-
tirecekti. Halkları birbirinden yapay sınırlarla ayırmak,
onlara yeni kimlikler vermek, dillerini nasıl kullanacak-
lannı belirlemekle olacaktı bu iş.
Bu Sovyet projesi tuttu. örneğin Çeçen ve Inguşlar,
aslında aynı halk olmalanna rağmen iki ayrı özerk böl-
gede yaşadılar. Kabartay-Balkar ve Çerkesler de öyle.
Bunları bölmenin yolu, enine kesmekti. Kuzeyde bir Ka-
raçay-Çerkes özerk Bölgesi, güneyde bir Kabartay-
Balkar Özerk Bölgesi uyduruldu. Böylece iki halktan,
toplam dört özerk bölge çıktı ortaya.
Bölgeye Slav göçüyle birlikte, buranın halkları hiçbir
zaman ne özerk olabildiler, ne de ulusal kimliklerini ko-
ruyacak vakit ve olanak buldular. Pan-islamizm ve Pan-
Türkizm'e karşı korundu buralar, ama Sovyet ve Rus et-
kisine açık kaldı. 1921-24 döneminde dil ve yaşantı biçi-
mi böylece bölünen Kafkasya halkları için, Trotsky'nin
Etnografi Müzesi' benzetmesi yapması haksız değil.
Hepsi birbirine yakın diller kullanan bura halklarının bir-
leşmesi önlendi. 1930'da sadece Dağıstan'da 11 değişik
tür, ama hepsi de resmi biçimde kabul edilen dil vardı.
Bu durumda, insanların birbirleriyle anlaşması için tek
çare Rusça konuşup yazmaktı. Sovyetler'in Kafkasya'yı
Balkanlaştırma politikası, başka yerlerde de başarıyla
uygulandı. Volga'da, Orta Asya'da, Müslümanların bir-
leşme olasılığı, her yöntemle engellendi. Bunun yapıl-
ması sırasında, genç Sovyet yönetiminin, Çar dönemi
dil ve folklor uzmanlarmı nasıl usta ve ince biçimde kul-
landığı sır değil. Yeni diller uyduruldu, yeni etnografik
özellikler uyduruldu. Kafkasya böylece, bugünkü dar-
madağınık durumuna geldi kaldı. Biz de olup bitenle ilgi-
lenmedik. llgilenenleri bezdirdik.
Aralanna Rusları en az alan, etnik özelliklerini, dil ve
din farklılığını kıskançhkla koruyan ve bir ölçüde Batı'nın
da desteğine sahip Errnenilerin, Azerileri ezip geçmesi-
ne niçin şaşıyoruz? Abhaz-Gürcü catışmasını, tam bir
Batılı gibi uzaktan bakarak, yabancı ajansların, anlama-
dan ve bilmeden geçtikleri satırlara bakarak, açıklayabi-
leceğimizi nasıl sanıyoruz? Abhazların, 1921 Anayasası
uyannca kendi bölgelerinde özerklik istediklerini biliyor
muyuz? Bunda elbette Rusya'nın da çıkarı var. Ama işin
püf noktasını gördük mü? Abhaz nüfusunun, tüm Abhaz-
ya içinde yüzde 18 olmasına rağmen, bu yörede bir Ab-
haz toplumu olduğuna ve özerklik istediğine hiç dikkat
ettik mi?
Burnumuzun dibindeki, işimize geldiği zaman kardeş
olduğumuzu dünyanın gözüne soktuğumuz Kaikasya'yı
ne kadar biliyoruz? Tarihinden ne kadar haberimiz var?
Bu iki sorunun yanıtı da her halde olumsuz. Çünkü tarih
buralarda tekrar etmeye hazırlanıyor Kafkasya'da şim-
di yavaş ve cılız da olsa. bir Kafkasya Halklan Konfede-
rasyonu oluşuyor, ama Rusya'nın yeniden uzanan kol-
larına ne kadar direnebilir?
ANAP
Yılmaz:Kaçacakları
yer saııclığakadar
• ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, ülkeyi
hayali projelerle yönetmekle suçladığı koalisyon
hükümetinin kaçmaya çalıştığıru ileri sürerek
"Sözünde durmayan bu koalisyon hükümetinin
gerçek yüzünü göstermek için memleketin bütün
meydanlannı dolaşacağım" dedi.
OSMAN AYDOĞAN
AKSAR.\Y/NEVŞEHİR-
ANAP Genel Başkanı Mesut
Yılmaz. DYP-SHP koaüs-
yonunun iki yülık ıktidar dö-
neminde, yanîızca yolsuzluk ve
hayali projeler sunmakta ba-
şanh olduğunu ileri sürdü.
Yılmaz, SHP'nin, "Eşkıyayı
evinde saklayanlan Meclis'e
soktuğunu" savundu.
ÇiBer'in 'Llusa Sesleniş' ko-
nuşmasında geçmış dönemi
suçladığını söyleven Yılmaz.
"Sayın Başbakan aslında bize
değil, Sayın Demirere hitap
ediyor. Sayın Denıirel'i si/e şi-
kayet ediyor" dedi.
'İktidara Yürüyûş'mıting-
lerini Aksaray ve Nevşehır'de
sürdüren ANAP lideri. yurt-
taşlann büyük sevgı gösterile-
riyle karşılanıyor. Aksaray'a.
yanında milletvekılleri ve parti
yöneticileriyle birlikte gelen
Mesut Yılmaz. yüzlerce araç-
tan oluşan kalabalık bir kon-
voy ile karşılandı. Kent içinde
yurtaşlann yoğun sevgi göste-
risinde bulunduklan ve "Bu
hükûmetten bizi kurtar'' diye
bağırdıklan Mesut Yılmaz.
Atatürk Meydanı'nda yaptığı
konuşmada hükümetı eleştir-
di. Yılmaz, Aksaray ve Nevşe-
hir kentlerinin yıllarca özlemi-
ni çektiği pek çok yatınmın
kendi dönemlerinde gerçekleş-
tirildiğini, ancak iktidarda
kendi yaptıklannı beğenmeyip
daha fazlasını vaat edenlerin
iki yıldır hiçbir şey gerçekleşti-
remediklerini söyledi.
Çillerin. 'Ulusa Sesleniş' ko-
nuşmasında. göreve geldiği sı-
rada terörün azdıgını, "Pa-
halüık daha artmış. terör daha
azmıştı"dedığını bildiren
Yılmaz. "Ondan önceki döne-
me niye bakmamış? 22 ayda
problemlerin böyle çoğalma-
sına kendileri seoep obnamış
mı? Aslında bize değil Saym
Demirere hitap ediyor. Saym
Demiren size şikayet ediyor"
dedı. Cumhurbaşkanı Demi-
refin seçim dönemindeki söz-
lerini örnek vererek eleştiren
Yılmaz, pahalılıgın önlenmesi
için 500 gün istendiğini, ama
bunun üzerinden 6 ay geçtigini
belirterek yurttaşlara,"Bugün
pahaldık daha mı iyT'diye sor-
du. Yurtlaşlann, "Dabâ kötü"
diye yanıt vermeleri üzerine
Yılmaz. yüzde 10'a indirileceğı
ifade edilen enflasyonun yüzde
70"ı aştığım ve borçlanmanın
her geçen gün arttıgmı söyledi.
Hiçbir yatınmın yürümediğini
ve GAP da dahif, pek çok so-
nına çözüm bulabilecek dev
projelerin durma noktasında
olduğunu savunan Yılmaz,
"Sayın Başbakan, sadece ma-
sallarla milleti uyutmaya çalış»-
yor" diye konuştu.
Yolsuzluklar
Terör ile mücadelenin ba-
şanh olması için muhalefet ol-
malanna rağmen, destek ver-
diklerini kaydeden Yılmaz,
"Bu koalisyon hükümeti ile te-
rör önlenentez, çünkü bu hükü-
rnetin ortağu eşkıyayı evinde
sakiayanları MeclisV sokan
partidir'''dedi. Türkiye'nin pek
çok sorununa rağmen günde-
min birinci maddesinin yolsuz-
luklar olduğunu ifade eden
Yılmaz, SHP'nin sırtında
İSKİ, DYP'nin sırtında ise
İLKSAN kamburu olduğunu
ileri sürerek iktidar parülerinin
bir iki memuru suçlayarak
savalara baskı yaparak kendi-
lerini kurtarmaya çahştıklannı
kaydeıti. Yılmaz."İktidar par-
tilerinin kaçacakları yer sandt-
ğa kadardır ANAP tek başına
iktidar olunca bunlardan hesap
sormak, bunınlarından fitil fıtil
getirmek boynumuzun borcu-
dur. "dedi.