25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4AĞUSTOS1992SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMI MKE'deıatak • ANKARA(ANKA)- MKE.Kınkkalemarka tabancalann üretildiği Silahsan'ın sermayesini beşe katladı.MKE'yebağlı kuruluşlardan Silahsan Hafıf Silah Sanayi ve Ticaret AŞ'nin sermaye artınmı karara bağlanarak 60 milyar liraya çıkanldı. MTA madeni devrediyor • ANKARA(ANKA)- Maden Teknik Arama <MTA) Genel Müdûrlüğû, Izmir Altıntepe'de altın ve gümüş madeni ruhsatı devredecek. MTA'dan yapılan duyuruda, devir fıyatırun en az bir milyar lira olduğu belirtildi. Altın madeninin görünür rezervinin 154 bin 783 ton, muhtemel rezervinin 202 bin 461 ton ve toplam rezervinin <ie 357 bin 244 ton olduğu fcildirildi. Madenin ortalama Jcalıtesinın ise 3.38 gram/ ton olduğu kaydedildi. Mis'denyeni üpün • İSTANBUL (ÎÜHA) - Mis Süt, 'Mis Fresko' adlı yeni bir meyve suyunu piyasaya sundu. Taze sıkılmış meyve suyu olma nıteliğıru taşıyan 'Mis Fresko'nun vişne, kayısı, portakal, şeftali olmak üzere dört ayn çeşidi bulunuyor. 750 gram ve 250 gramlık kolay açılır kutularda paketlenen Fresko'nun, Avrupa meyve sulanna da rakip olması hedefleniyor. Petrolüretimi artacak • BATMAN (Cumhuriyet) - Türkiye PetroÜeri Anonim Ortaklığı (TPAO) ile birlikte Nusaybin'in İkiztepe bölgesinde petrol arama çalışmalanru sürdüren Japon Jeora şirketi bu bölgede 60 milyarbk tesisin yapımma başladı. Suriye sınınna 200 metre uzaklıktaki bölgede petrol arayan Japon Jeora şirketi ile TPAO'nun elde edilecek sonuçtan umutlu olduklanbildirildi. İkiztepe'den sonra Çamurlu ve Sırtepe bölgelerinde de petrol arayacak olan Japon fırması Jeora, İkiztepe bölgesinde 60 milyara mal olacak bir tesisin yapımma da başladı. Doğalgazda gelişmeler • tş-EkooomiServisi- Jstanbul Ooğalgaz Dağıtım . Şebekesi'nin gazla doldurulması işlemleri sürüyor. Alarko'dan verilen bilgilere göre son olmarak 30 temmuzda tstanbul bölgesini besleyecek ikinci ana hat olan Esenyurt ile Florya arasındaki 70 cm. çapında ve 16 km. uzunluğundaki borular gazla dolduruldu. Libaş'tan acıklama • İş-Ekonomi Servisi - Libaş Yönetim Kurulu Başkanı Ali Rıza Çarmıklı SSK prim borçlulan listesinde şirketin isminin de yer almasıyla ilgili bir acıklama yaptı. Çarmıklı'nın açıklaması şöyle; "SSK prim borçlannın açıklandığı listede, Libaş Jnşaat ve Yaünm A.Ş.'nin de adı geçmektedir. Oysa Libaş şirketinin, SSK'ya herhangi bir prim borcu yoktur. Olay sadece Libya faaliyetleri ile ilgili yanlış bir beyandan kaynakknmıştır. Sosyal Sigortalar Kunımu'na, ne Libaş'ın, ne de Şirketler Grubumuzun, Sigorta Primi veya herhangi bir vergi borcu yoktur." ASDP92fuarı • İş-Ekonomi Servisi - ASDF'92KışModelleri Fuan 11/13 ağustos tarihleri arasında Mecidiyeköy'deki FM Ticaret Merkezi'nde düzenleniyor. Fuann amacı, ayakkabı sektöründeki fırmalann kış koleksiyonlannın önceden iç pazara tanıtımını kapsıyor. KALBINIZ SİZİN İÇİN ÇAUŞIYOR, YA SİZ ?.. TÜRK KALP VAKFI Muayene, Teşhis Tedavi, Laboratuvar, Röntgen Tel: 275 12 44/45 248 58 66 Vatandaşa fış fatura vermeyip yasal yoldan vergi kaçıranlar tatil yörelerinde yoğunlaşıyor Götürüvergi iadeyi de götürüyor • 1 milyona yakın gö- türü vergi mükellefı es- naf ve sanatkâr belge düzenine uymak zo- runda olmadıklan için özellikle turistik yöre- lerde vatandaşın vergi iadesinden yoksun kal- masına neden oluyor. BÜLENT KIZANLIK Tatil yörelerinde esnaf "Gö- türû vergi"nin keyfini yaşar- ken, "turistik fıyatlarla" yapüklan alışverişin belgesini alamayan vatandaşlar, vergi ia- desinden de yoksun kalıyorlar. Büyük kentlerdekilerden daha yüksek fiyat tarifeleri uy- gulayan lokanta, hediyelik eşya satıcısı gibi pekçok turistik işye- ri, fiş-fatura isteyen yerli turist- leri "Götürüye tabiyiz" diyerek geri çeviriyor. Vergi mükellefi olmayan işporta sektörünün- müşteriye karşı götürü bahane- sinin ardına saklandığı dikkat çekerken, gerçek usulde defter tutan işyerlerinin de belge ver- memek için götürü usulde ver- gilendirildiklerini söyledikleri gözleniyor. Turistik yerleşim yerlerinde sadece sezon süresin- ce iş yapüklannı öne süren es- nafın götürü usule tabi olması kolaylaşıyor. Oysa bunlann büyük bölümünün kazançlan çoğu kez diğer işyerlerinin yıllık kazancını aşıyor. Geür Vergisi Kanunu uyann- ca gerçek usulde vergilendiri- len ve belge düzenine uymak zo- runda olan 1 milyon 447 bin ti- caret erbabına İcarşın, götürü vergj avantajı yaşayan esnaf ve sanatkann sayısı 1 milyona ulaşıyor. Emeğe dayalı ve ka- zancı çok düşük olan küçük es- nafı defter tutma zahmetinden kurtarma amacı taşıyan Götü- rü Vergi sisteminden bu tanıma uymayanlar da yararlanarak, sistemi yasal bir vergj kaçırma yöntemi olarak kullaruyorlar. Böylece bunun çok daha üstün- de kazanç sağladıklan halde Hükümetçe belirlenen 38 mil- yon 600 bin lira yıllık hasılat ta- vanının altında gelir göstererek, yüzde 25 vergi kıyağından ya- rarlanıyorlar. Istanbul'da götü- rü vergi matrahı tavanı 1992 için 6 milyon 720 bin lira olarak belirlenirken bunun üzerinden ödenen en yüksek yıJlık Gelir Vergisi 1 milyon 680 bin lirada kalıyor. İstanbul Defterdarlığı yetkililerinin verdiği bilgiye göre 1 milyon 979 bin 900 li- ralık 5'nci dilime girenlerin yıllık vergileri ise 500 bin lirayı bulmuyor. Maliye Bakanlıgı Gelirler Genel Müdürlüğü'nden bir yetkili önemli ölçüde vergi kaybına yol acan götürü usu- lün kaldınlması ya da darakı- lması için yıllardır bakanlıkta çalışma yapıldığını. ancak ka- nun değişikliğini sağlayacak si- yasi otoritelerce bugüne kadar uygulamaya dönüştürülemedi- ğini söyledi. Yetkili, götürü usulde vergi ödeyenlerin belge verme yü- kümlülüğu bulunmadığını ifa- de ederek, "Vatandaş fış fatura veren gerçek usulde vergi öde- btwM'la|*tlri nrtf (Tl) 1 2 3 4 5 6.720.000 5.039.600 3.599.800 2.880.000 1.979.900 1.680.000 1.259.900 899.950 720.000 494.975 yen esnaftan alışveriş etmeyi tercih ederse, götürü usuldeki- ler de gerçek usule geçmek zo- runda kalır" dedi. "Biz zaten götürü vergi mü- essesesinin kaldınlması için çalışıyoruz" şeklinde konuşan istanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Atalay Şahinoğlu ise, "Rakamlar yükselmiştir. Artık herkesin gerçek usulde vergi- lendirilmesi gerekmektedir" dedi. Götürü usulde vergilendi- rilmenin bugün çok geniş bir tabana ulaştığını dile getiren Şahinoğlu, küçük esnafın mu- hasebe kaydını yürütmekteki zorluğu nedeniyle bu sistemin pratik olarak benimsendiğini hatırlattı. Şahinoğlu 1 milyona yakın mükellefin gerçek usule geçirilmesinin muhasebeciler üzerine büyük yük getireceğini, kayıt sisteminin bu açıdan ba- sitleştirilme ihtiyacı olduğunu ifade etti. Götürü usul furyasmın Ma- liye'nin hatası olduğunu sa- vunan İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi ögretim üyesi Prof. İzzettin önder de siste- min gerçek usulde vergilendiri- len mükellefleri de belge düze- ninden uzaklasmaya zor- ladığını anlattı. Önder, götürü usule tabi olabilmek için alı- şlann da belli bir limiti aş- maması gerektiğini hatırla- tarak, "Esnaf götürü usulde olabilmek için mal aldığı top- tanadan fatura almak istemi- yor. Böyle olunca toptancı mal satabilmek için belge dışı kalı- yor" dedi. OTOMOBİL ZAMMI (BİN TL.) TOFAŞ E*i tyai Yeni ftya» SERÇE 42.192 44 238 ŞAHİN 58.548 60.540 KARTAL 65.550 67.800 KARTAL-SL 78.678 82.548 DOĞAN-SL 72.900 76.476 TEMPRA SX 95.142 97.956 TEMPRASX-A 107.388 109 512 TEMPRA SX-AK 123 276 125 712 RENAÜLT Eakl flyat Yeni ftyat R-12 TOROS 59.958 62.357 R-12SVVTOROS 68.141 70.867 R-9 GTE BROADVVAY 72.631 75.537 R-9 SPRING 62.360 64.855 R-11TXEFLAS 91.338 94.992 R-21 MANAGER 124.430 129.408 R-21 CONCORDE (Klimalı) 168.573 175.317 Tofaş ve Renault piyasayı'ısıtıvor' ESİN SUNGUR Fabnkalannın bakımı için 1 ay süreyle üretimi durduran Tofaş ve Renault, ağustos ba- şından geçerli olmak üzere yap- tıklan zamla piyasayı "ısındır- mayı" amaçladı. Otomobil ta- lebinde canlanmanın başladığı eylül ayına kadar alıcılann yük- sek fiyata "alışacağını" planla- yan fırmalar, tatil sonrasında yeniden üretime başladıklan- nda bir zam daha düşünüyor. Her yıl geleneksel olarak ağustos ayında fabrikalannı bakıma alarak, işcilerine toplu tatil yaptıran Tofaş'ın dün acı- klanan zam oranı yüzde 2-5, Renault'un yüzde 4 olarak be- lirlendi. Yerli otomobil üreticüerinin fabrikalann tatile girdiği bir dönemde zam yapmalan piya- sada "Stoklan kârla eritmeyi amaçhyorlar" şeklinde bir yo- ruma yol açtı. Bu yorumun yanlış olduğunu savunan Tofaş Oto Genel Müdürü Uğunnan Yelkencioğlu, "Temmuz ayın- dan bu yana stoksuz calışıyo- ruz" diyerek şu bilgiyi verdı: "Fabrikadan tatil öncesinde 3500 otomobil çıkacak. Bayile- rin elinde de 3 bin dolaymda otomobil var. Temmuzdan bu yana ürettiğimiz bütün otomo- billeri saüyoruz. 34 günlük üretime de stok denmez." Geçtiğimiz yıllarda otomobil zamlannın 2 veya 3 ayda bir ya- pılmasına karşılık bu yıl enflas- yon ve dövizdeki hareketlenme nedeniyle her ay zam yapmak zorunda kaldıklannı anlatan Yelkencioğlu, bu aydan sonra eylül ve kasımda yeni fiyat ayarlamasına gitmeyi düşün- düklerini bildirdi. Yelkencioğ- lu, "Enflasyonun ne olacağı he- nüz belli değil. Eğer yüzde 60-65 dolayında olacaksa bizi 2 zam daha yapmamız kurtara- cak. Ama farklı gelişmeler olur- sa ona göre programımızı de- ğiştirmemiz gerekecek" dedi. Yelkencioğlu Tofaş'ın bu yılın ilk çeyreğinde normal zam programını uygulayamadığını hatırlattı. Şekercüer ve Pastacılar Odası Başksuu Fevzi Okumuş çocuklara bedava dondunna dağıttL Haydi bedava dondurmaya HÜSEYİN ERCİYAS tZMİR - Küçük, sevimli kızçocuğu bir yandan koluna kırmızı keçeli kalemle yapılmış çarpı işaretini gösteriyor, bir yandan da "Vallahi ben almadım amca, ben de dondurma isterim" diyordu. Küçük kızm bu seslenişi karşıhğını görüyor, dolabın karşı yanındaki amca, bir külaha sıkışürdığı kanşık dondurmasını ona uzatıyordu... Pastanenin önündeki dondurma dolabı çocuklarla çevriliydi. Bir dondurma kuyruğu uzayıp gidiyordu, sanki bedava dondurma dağjtıyorlardı. Bir adam dondurma dolabına eğilip doğruluyor, hereğilip doğruluşunda bir kaşık dondurma cıkanp külaha sıkıştınyordu. Bir yandan ellerine dondurmalannı tutuşturuyor, bir yandan da anlatıyordu: "Dondurma sütten, salepten, şekerden ve diğer katkı maddelerinden oluşur. Dondurma besleyicidir, yararhdır, sağlıklıdır. Buz-krem dondurma değildir. Buz-krem süttozudur, boyadır, esanstır, yağdır, kolaylaştına suni maddelerdir, asittir. Buz-krem yararlı değildir. dondurmanın yerini tutamaz, dondurma lezizdir..." Şekerciler ve Pastacılar Odası Başkanı Fevzi Okumuş, geçen yıldan bu yana sürdürdüğü buz-krem karşıtı girişimlerine bu uygulamasıyla yeni bir boyut getiriyordu. Oda üyesi meslektaşlannın işyerlerinde buz-krem de satmasına aldırmayıp kendince karşı koymasını sürdürüyordu. Bir yandan çocuklann ellerine dondurmalannı tutuştururken, bir yandan da şunlan söylüyordu: "Buz-krem endüstrisi sınır tanımıyor. Her yerde; manavda, kasapta, bakkalda, tüp bayisinde, benzincide buz-krem sattınyor. Elverişsiz şartlarda satışın engellenmesini istiyoruz. Dondurma ile buz-krem arasındaki fark bilinsin istiyoruz. Çocuklar dondurmanın tadını bilmeden büyüyor. Onlara dondurma lezzetini tattırmak istedim. Bu yüzden bedava dondurma dağıttım. Her ayın 10'unda. 20"sinde ve 30'unda bu uygulamamı devam ettireceğim..." Gizli zam, temmuz faturalarında el yakacak HÜSEYİN ERCİYAS İZMİR - PTT Genel Müdür- lüğü'nün uluslararası telefon görüşmeücretlerineyaptığı"giz- lı zam"J tepki gördü. Elektrik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, PTT'nin uluslararası te- lefon görüşmeleri ücret tarifesi- ni habersizce değiştirip genel- geyle uygulamaya koymasını eleştirdi. PTTnin gizli telefon zammının zam furyası içinde gizlendiği, temmuz ayı telefon faturalannın "el yakacağı" be- lirtildi. PTT Genel Müdürlüğü'nce telefon başmüdürlüklerine gönderilen 22.6.1992 tarihli ge- nelgeyle uluslararası telefon gö- rüşmelerinde yeni tarife uygu- lanacağı bildirilmişti. PTT'nin uluslararası iletişim kuruluşla- nyla parasal ilişkileri ve ülke paralan arasındaki parite deği- şikliği nedeniyle yeni tarifenin belirlendiği belirtilen genelgede uygulamaya 1 Temmuz 1992'- de geçileceği kaydedildi. PTT Genel Müdürlüğü'nün genelgesi yeni tarife abonelere duyurulmadan telefon başmü- dürlüklerince 1 temmuzda uy- gulamaya konuldu. Tarife değişiklığı, uluslararası görüş- melerde kontör atış periyodu- nun azalülmasıyla gerçekleşti. Uluslararası görüşmelerde her bir kontör için kademelere göre normal ve indirimli görüşme süreleri kısaltıldı. PTTnin gizli zammı uyan- • PTT Genel Müdür- lüğü'nün uluslararası telefon görüşme ücret- lerine yaptığı "gizli zam" tepki gördü. • Yeni tarife abonele- re duyurulmadan tele- fon başmüdürlüklerin- ce 1 temmuzda uygula- maya konuldu. • Tarife abonelerin uluslararası görüşme- lere ilişkin temmuz fa- turalanna yansıyacak. nca birinci kademede 1 kontör için normal görüşme süresi 4 saniyeden 3 saniyeye, indirimli görüşme süresi 6 saniyeden 4.8 saniyeye indirildi. İkinci kade- mede normal sürenin 2.8 sani- yeden 2 saniyeye, indirimli sü- renin 4 saniyeden 3 saniyeye in- dirilmesi öngörüldü. Uçüncü kademe görüşmelerindeyse 1.6 saniye olan normal görüşme süresi 1,2 saniyeye, 2 saniye olan indirimli görüşme süresi 1,4 saniyeye indi. PTT'nin "sessiz sedasız" uy- gulamaya koyduğu yeni tarife, telefon abonelerinin uluslara- rası görüşmelere ilişkin temmuz ayı faturalanna yansıyacak. Kontör aüş periyodundaki de- ğişmeler nedeniyle birinci kade- mede yeralan Yunanistan, Bul- / dakikalık uluslararası göruşmeler KADEMELERE GÖRE KIMİ ÜLKELER... Birinci kademe ulkeler: Yunanistan, Bulgaristan, Romanya Suriye, Irak, Iran. İkinci kademe ulkeler: Fas, Cezayir, Tunus, Libya, Hollanda, Belçıka, Fransa, İspanya, Cebelıtarık, Porlekız, Luksemburg, lrlanda, tzlanda, Arnavulluk, Malta, Finlandiya, Macarıstan, Almanya, ttalya, İsvıçre, Çekoslovakya, Avusturya, İngıltere, Danimarka, tsveç, Norveç, Polonya, Bağımsız Devletler Topluluğu, Pakistan, İsrail. Üçüncü kademe ulkeler: ABD, Mısır, Kenya, Zambia, Kıbrıs, Çın Halk Cumhunyetı, Japonya. Tayvan, Hindıstan, A/ganislan, Arjanlin, Brezılya, Suudi Arabistan, Kuveyt, Güney Kore. garistan. Romanya gibi ülkeleri arayan aboneler 1 dakikalık süre için daha önce 5 bin 250 lira öderken, şimdi 7 bin lira ödeyecekler. İndirimli sürelerde yapılan görüşmelerde daha önce 1 dakika için 3 bin 500 lira ödenirken, yeni tarifeye göre 4 bin 375 lira ödenecek. İkinci kademede yer alan Hollanda, Belçika, Fransa, İs- panya. Portekiz, Luksemburg, Kıbns, Almanya, Avusturya, İngjltere, Danimarka, İsveç, Norveç. Macaristan gibi ül- keleri arayan aboneler eski tari- fe uyannca 1 dakikalık görüş- me için normal sürelerde 7 bin 500 lira, indirimli sürelerde 5 bin 250 lira ödüyordu. Yeni ta- rifeye göre bu aboneler normal sürelerde 10 bin 500 lira, indi- rimli sürelerde 7 bin 500 lira ödeyecekler. Üçüncü kademede yer alan Amerika Birleşik Devletleri'ni ya da Uzakdoğu, Ortadoğu, Yakındoğu ülkelerini, Avust- ralya'yı, Amerika kıtasından herhangi bir ülkeyi arayan abo- neler eski tarifeye göre 1 dakika için normal sürede 13 bin 125, indirimli sürede 10 bin 500 lira ödüyordu. Yeni tarifeyle bu ül- keleri arayan telefon aboneleri- nin 1 dakika için normal sürede ödeyecekJeri ücret 17 bin 500 li- raya, indirimli süredeyse 15 bin liraya yükseldi. PTT Genel Müdürlüğü, uluslararası telefon görüşmele- rinde tarife değişikliğjne gider- ken indirimli tarifenin uygu- landığı saatleri de değişirdi. Te- lefon abonelerinin bu değjşik- likten de haberi olmadı. indi- rimli görüşme daha önce 22.00- 08.00 saatleri arasında yapıh- rken değişiklikle 24.00-10.00 saatleri arasında yapılmaya başlandı. Bundan haberdar ol- mayan abonelerin indirimli gö- rüştüklerini sandıklan 22.00- 24.00 arasındaki telefon görüş- meleri zamlı tarifeden ücretlen- dirildi. Elektrik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Sekreteri Macit Mutaf. PTT Genel Müdür- lüğü'nün uluslararası telefon görüşmeleri ücret tarifesinde yaptığı ve haber vermeden uy- gulamaya koyduğu değişikliği eleştirdi. İndirimli görüşme saatlerinde yapılan değişiklikle- rin abonelere bildirilmemesinin de bir aldatma olduğunu söyle- yen Mutaf, şu görüşleri dile ge- tirdi: "PTT Genel Müdürlüğü ses- siz sedasız bir tarife değişikliği- ne gitmiş. bunu habersizce uy- gulamaya koyarak gizli zam, yapmıştır. Telefon ücretlerine yapılan zam. zam furyası içinde halktan gizlenmiştir. Abonelenn, yararlandıklan hizmetle ilgili ücret tarifesinde yapılan değişikliği bilmeye hak- lan vardır. PT yetkilileri bu zammın neden gizlendiğini, abonelere duyurulmadığını açı- klamalıdır. Temmuz ayından itibaren gelecek lelefon fatura- lan, abonelerin elini yaka- caktır." IŞÇININ E VRENINDEN ŞÜKRANKETENCt Önce DevletTürk-lş Başkanı Şevket Yılmaz, Türk-lş'in 4O.kuruluş yıldö- nümü nedeni iledüzenledikleri DedemanOteli'ndeki kutlama toplantısında yaptığı konuşmada, "önce Devlet" ilkesinin sa- vunucusu olduklannı söylemiş. Bu nedenle bazı cevrelerden sürekli eleştiri aidıklarından yakınmış. Sayın Yılmaz bizi bağışlasınlar ama, bu yüzden eleştiri al- maiarı çok doğal da, bundan yakınmaları pek doğal görün- müyor. "önce Devlet" ilkesi bizim bilebildiğimiz kadan İle 12 Ey- lül'ün mantığının, felsefesinin özü. Orduya devleti kurtarma misyonu yüklemek, demokrasiyi kurtarma adına demokrasi- nin katledildiği ihtilalleri getiriyor sonuç olarak. Devleti koru- ma ve kollama adına insan hakları, sendikal haklar, demok- rasi katlediliyor. Devlet soyut bir kavram olarak öylesine kullanılıyor ki, sonunda devletin bireyleri, insanların hayatı kayıyor. Anayasaların, hukukdüzeninin, demokrasinin temel amacı işte bu nedenle devlete karşı bireylerin haklarını korumak oluyor. Bir anayasada, hukuk düzenlemesi ya da herhangi başka bir yerde, çok fazla devletten, devleti kollamaktan söz edildi mi, orada korkmak, kaygı duymak gerekJi oluyor. Dev- leti kollama ve koruma, insan haklarının gaspında en güzet kılıf, kalkan işlevi görüyor çünkü. • Uluslararası hukukta, ilkelerde temel ölçüt işte bu nedenle devletin bireye karşı korunması değil, bireyin ve örgüttenme- lerin devlete karşı korunması oluyor. Bu çerçevede de işve- ı ren çıkarları doğrultusunda işveren örgütleri için nasıl "önce ekonomi" diye bir ilke, ölçüt varsa, işçi örgütlenmeleri için de "önce işçi" üyesinin, çalışanın çıkarlarını koruma ve kollama ilkesinin olması gerekiyor. Bizim bilebildiğimiz kadarı ile 1982 Anayasası ve 12 Eylût hukuku, uygulamaları, ulusal ve uluslararası düzeyde, "in- san hakları, demokrasi ve sendikal haklara aykın" diye eleş-_ tiri alırken, temel ölçüt, eleştiri odağı, devleti kollama adına bireyin haklarının gaspedilmiş olmasıdır. Uzman bılim adam-. ları, hukukçular eleştirilerin özetini, "Birey devlete karşı ko-' runacağına, devlet bireye karşı korunuyor" cümlesi ile özetli- yorlar. Yanlış-anımsamıyorsak Türk-lş de 1982 Anayasası ve 12 Eylül hukukuna karşı çıkıyor. Ancak bunu yaparken "Once insan hakları, işçi hakları" demiyor, "öncedevlet" ilkesini sa- vunuyorsa, 12 Eylül'e, hukukuna, mantığına, anayasasına, yasalarına karşı çıkışı da içtenlikli değil, sonucu çıkar. Türk-lş yönetimi, sendikal ilkeler, standaröar konusunda, uluslararası ölçüleri, ilkeleri tanıma, uygulama konusunda hâlâ çağdaş bir noktaya ulaşamamış bir görünüm çîziyor. örneğin uluslararası sendikacılıkta, siyasal yapısı ne olur- sa olsun, bir işçi örgütünün ihtilal yapmış, demokrasiyi askıya almış bir askeri-siyasi iktidarla işbirliği yapması, hele de hü- kümet ortakhğı oluşturması değil onay görmek, düşünüle- mez. Oysa Türk-lş'in sol kanadı dahi, 12 Eylül hükümetine genel sekreterlerinin bakan olarak verilmesini, Türk-lş'in kol- lanması anlamında bir çıkarcılık, yararcılık olarak görebik miştir. Türk sendikacıları uluslararası üst örgüt ICFTU'nun/ sadece bu neden öncelikli olmak üzere, Türk-lş'in üyeliginin askıya alınmasını anlayamamışlardır. Davranışlarının sendi- kacılığın özü ileçelişkili, sendikalizmi katletme olduğunu gör- mezlikten gelmişlerdir. Şımdi de Türk-lş'te devrimcilik nutuklannda, solculukta mangalda kül bırakmayan sendika liderlerinin, "önce devlet" ilkesinin Türk-lş'in ideolojisi olarak açıklanmasına bir tepki duyduklarını, hatta rahatsız olduklannı sanmıyoruz. Aslını ararsanız Türk-lş'in sendika liderleri gerçek sendikal ilkeler üzerinde düşünüp tartışmaya öyle pek alışkın değıller. Üze- rinde düşünüp tartıştıklarını dahi sanmıyoruz. Umalım birileri çıksın da, bizi önyargımızdan, ya da karamsariığımız, umut- suzluğumuıdan ötürü utandırsın. 40. yıldönümünü kutlayan, resmi istatistiklere göre 1.5 mil- yonun üzerinde işçiyi örgütlemiş görünenTürk-lş'in.sendika- cılık ilkesini "önce devlet" olarak açıklaması, Türk işçi ve sendikacıhk hareketinin bize göre ciddi bir ayıbıdır. Bu acıkla- ma uluslararası üst örgütlere aynen çevrilip gönderilmışse, uluslararası sendikal platformda Türk-lş aleyhine zaten var olan güvensizliği biraz daha sarsacaktır. Türk-iş'in 12 Eylül sürecınde büyük güven bunalımından sonra, 1982 Anaya- sası'nın yürüriüğe girdiği dönemdeki karşı çıkışlanndan baş- layarak, son genel kuruluna kadar zaman zaman etkili ve dinamik mücadelesı, olumlu puan toplamasını da sağlamıştı. Ancak bir ileri-iki geri adımları nedeni ile güvensizlik tablosu da çizmişti. Son genel kuruldan bu yana ise ne ulusal ne de uluslararası platforma sunabileceği ciddi bir işçi hakkı, sendi- kal hak mücadelesi örneği yok gibidir. Konfederasyon olarak Genel Başkan'ın açıkladığı gibi, gerçekten "önce devlet" ilke- sini savunacaksa, anayasa, yasalardaki yasaklara karşı çı- kışları, referandum, seçim kampanyalarındaki zaman zaman etkili politikaları, mitingleri ve eylemlerı ile kazandığı artı pu- anların da tamamını silip süpürecektir. Türk-lş liderlerinin sendikal ilkeler ve standartlarla çelişen ilkesiz politikaları sadece kendilerini bağlamıyor. Eksi hane- sine yazılan sadece kendi liderlikleri ya da Türk-lş olmuyor, ne yazık ki Türkiye'de işçi hakları, sendikal hareket, demok- rasi büyük yaralar alıyor. 40. yıldönümünde, gerçek sendikal ilkeler ve işleve kavuşmuş bir Türk-lş göremesek de, oöylesi- ne yanlış yerde olmayan, sendikal ilkeler ve işlevle ters ko- numda bir Türk-lş görmemeyi dilerdik. Her seye rağmen çözümün, dagılması değil, toparlanması olduğunu da vurgu- lamak ve 40. yıldönümünü kutlamak isteriz. trül uretıcısı yine gülemedi GÜLÇİN İLCİ BURDUR - Gül çiçeği ta- ban fıyatlannın geçen yıla oranla yüzde yüzün üzerinde artünlmasına karşın Burdurlu gül üreticisi, Gülbirlik'in ücret ve ödeme politikası yüzünden kampanyada umduğunu bu- lamadı. Bu yıl da "Gülbirlik mi. tüccar mı" ikilemine düşen üreüciler. haziran ayında tes- lim ettikleri ürünün bedelinin ödenmesini bekliyorlar. Gülbirlik'in ödeme şeklinin ve zamanının belirsizligi yine özel sektörün işine yaradı. Gül üreticileri, ürünlerinin bedelini bir yıl sonra Gülbirlik'ten al- mak yerine, düşük ama peşin fiyat uygulayan özel sektörü tercih etmek zorunda kaldılar. "Gülümüz elimizde kalır korkusuyla özel sektörün öde- diği düşük fiyata boyun eğiyo- ruz" diyen üreticiler, geçen yı- Uarda ürettiği gülyağını bile satamayan Gülbirlik'in ve onun ödeme politikasından yararlanarak düşük fıyaü ka- bul ettiren özel sektörün, Türk köylüsünün garipliğinden ya- rarlandığını öne sürdüler. Gül üreticileri, "Gül çiçeği hemen işlenmesi gereken bir ürün. Yağını kendimiz çıkardığı- mızda bir süre muhafaza ede- bilsek fırsatçılığı önleriz. Buna gücümüz yok. O zaman ya devlete ya da özek sektöre sa- tacağız. Tck çaremiz bu. Gül- birlik, ürünümüzün bedelini kampanya döneminin bi- timinde ödese ya da ne zaman ödeyeceği belli olsa bu duru- ma düşmeyiz" diye konuştu. Burdur'da 25 mayısta baş- layıp haziran ayı sonunda sona eren gül çiçeği ahm kam- panyasında aslan payını, yine yüzde 51'i Fransız sermayeli Çinef kaptı. Teknolojisi nede- niyle işleyebilme gücü olan Çi- nerin yüzde 43 hisseli ortağı Burdur Gül Nane, Anason vb. Esans Nebatlan Üretim ve Pa- zarlama Kooberatifi Başkanı İshak Erkaya, Burdur gülcü- lüğünün kurtancısı olarak gö- rülen Çinefin ülkemiz ekono- misine etkilerini şöyle değer- lendirdi: "Çinef in yabana ortaklan piyasanın hakimleri. Üretici- nin haklannı korumak üzere kurulmuş_bir kooperatifle or- taklık eden Fransız şirketih yaptığı, kontrollü bir alım satım değil. Yöneüm ellerinde. Burdur'da üreülen malı, kendi yönetim anlayışlan içinde Av- rupa"daki temsilciliklerine pa- zarlıksız aktanyorlar. Türki- ye'deki gülyağı bedelinin alt>- nda. bir fıyatla gülyağı ihraç ediliyor. Böylece bir noktada döviz de kaçırabiliyorlar. Kapasiteleri ellerinde rezerV olarak bulunduğu için Türki- ye'deki fıyatm oluşmasına etki ediyorlar. Buradaki şirket, Avrupa'daki büyük şirketleri- nin sömürücülüğüne nüve teş- kil ediyor."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear