25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 4AĞUSTOS1992SALJ, 16 HABERLERİN DEVAMI I BURASITÜRKİYE HALUKŞAHİN Bush Niçin Kaybediyor? Işe bakın siz: Amerikan başkentinde yılın sorusu "Geor- ge Bush seçimi nasıl kazanır?" Oysa daha birkaç ay öncesine kadar bu sorunun, "Geor- 9e Bush seçimi nasıl kaybeder?" olacağı sanılıyordu. AtJa araba yer değiştirdi: Yılın başında Bush'un seçimi kaybetmesi ne kadar zor görünüyor idiyse, şimdi de ka- zanması o kadar zor görünüyor. Son üç hafta içinde konuştuğum Amerikalıların büyük çoğunlugu Bush'tan umudu kesmiş. Kamuoyu yoklamala- rı da bu kanının ABD'nin pek çok yerinde payJaşıldığını gösteriyor. Yönelimler böyle giderse Demokrat Cill Clirv ton, kasım ayının başındaki seçimi kazanacak. Başta Ankara olmak üzere pek çok başkent, kurum ve kişinin kendisini böyle bir olasılığa ciddi olarak hazırlama- sında yarar var. • • • Peki, Bush'u Beyaz Saray'dan söküp atacağa benzeyen bu rüzgârlar değişemez mi? Elbette değişebilir. Siyasette, bırakın üç ayı, üç gün bile önemli bir süredir. Amerikan tarihinde de son birkaç gün- de yön değiştirmiş seçimler vardır. Ama kimse bunlara bel bağlamasın. Şu anda hemen tüm kozlar Clinton'ın elirv de bulunuyor. Körfez Savaşı'nın mağrur "başkomutan"ı Bush ise acemi bir kovboy gibi pot üstüne pot kırıyor. Rakibinin elindeki en önemli koz, kuşkusuz ekonominin durumu. ABD ekonomisi son dört yıldır içinde bulunduğu durgunluktan bir türlü kurtulamıyor. Ekonomik gösterge- ler, Amerikan ekonomisinin 1945'ten bu yana en başansız dönemini yasadığını ortaya koyuyor. Işsizlik artıyor. Halk gelecek konusunda iyi şeyler söyle- miyor. Bu psikolojinin faturası kime çıkacak? Elbette, 12 yıldtr iktidarda bulunan ve zengini daha zengin etmekten başka bir ekonomik politikası bulunmadığı anlaşılan Cum- huriyetçilere. Ünlü tarihçi Henry Steele Commager "Amerikan Zihni- yeti" adiı eserinde, Amerikan halkının refaha alışmış oldu- ğunu ve "refahtan uzak düşmeyi doğaya karşı bir hakaret saydığım" yazmıştı. Oyle anlaşılıyor ki, Amerikan orta sı- nıfı son yıllarda refah hedefinden uzaklaşmasını dO&u&P doğruya kendisine hakaret sayıyor. Şu anda üniversiteyi bitiren kuşağın, ana-babalarının refah düzeyini yakalamakta güclük çekecek ilk kuşak oldu- ğu söyleniyor. Her şeyin maddi ölçülere vurulduğu bir ülke için içe sindirilmesi zor bir durum bu. Bush'un kurulu düzende önemli bir değişiklik yapmaya niyeti yok. Hiç olmadı. Bir şeyler yapsa bile, uzmanlar "Ar- tık çok geç, etkileri seçime kadar görülmez" diyorlar. O zaman gözler, Bush'un uzmanlık alanı olduğu söyle- nen dış politikaya çevriliyor. Orada kısa zamanda büyük işler başarılamaz mı? Belki, ama Cumhuriyetçiler için "ko- münist tehdidi" olmadan dış politika yapmak çok zor. Ya başka yerler?.. Bush son dakikada şapkadan bir tav- şan (örneğin bir Saddam kellesi) çıkaramaz mı? Yanıt burada da olumsuz. Bu alanda da Bush'un çok geç kaldığı söyleniyor. Konuştuğum deneyimli bir gazeteci, "Amerikan halkı bu numarayı yutmaz. Bush'un oy al- mak için kan akıttığı sonucuna varırsa çok fena yapar" diyor. Zaten şu dönemde Amerikalının aklında dış dünya de- ğil, ülkesinin ve cüzdanının içi var. Bush'un soguk savaş' döneminden kalma deneyiminin artık bir işe yaramayaca- ğını söyleyenlerede rastlanmakta. Clinton bunlardan biri. Ekonomi ve dış politikada fazla manevra alanı bulunma- yan Bush'un tek umudu olabilir: Rakibi Clinton'ın kişiligi. Eminim, Bush ekibi Clinton'a uçkur altı bir yumruk indir- mek için fırsat kollayacaktır. Ne var ki Clinton'ın kirli çama- şırları ipe asılalı aylar oldu. Geride pek bir şey kalmışa benzemtyor. Ozette, Bush'un işi zor görünüyor. • • • Bush, Körfez Savaşı'nın ardından "yeni bir dünya düze- ni" muştulamıştı. 21. yüzyıla eşiklik eden budüzenin lider- liğini elbette Amerika yapacaktı. Başkan Bush o zamanlar, arkasının, yani ülkesindeki desteğinin çok sağlam olduğu- nu düşünüyor, siyasal geleceğine güvenle bakıyordu. Ama yapılan değerlendırmelerin pek dogru olmadığı or- taya çıktı. Soğuk savaşın sona ermesiyle askeri gücünün önemi azalan ABD'nin, 21. yüzyılın büyük ekonomik yarışı- na Avrjpa ve Japonya'nın çok önünde değil, yanında gire- ceği anlaşıldı. Hem de ciddi handikaplarla... Moraller bozuldu. Antrenör değiştirme arzusunun ve yaklaşan seçimlerin bir anlamı da budur. 60 YIL ÖNCE Cumhuriyet Bin senelik mozaikler 4AĞUSTOS1932 Ayasofya'da temizlenmekte olan mozaiklerin hangi devirlere ait ve ne gibi eşkali musavver olduklanna ve temizlenme ameliyesininne tarzda ifa edileceğine dair bir muharririmizenvaki olan suallerine cevaben Maarif Vekili Esat Bey şu beyanatta bulunmuştur: '-Ayasofya'nın gerek esas kubbesi, gerek etrafındaki kemerleri ve pencereler arasında ve gerek şadırvanlardan girilen kapının üstünde ve methal merdiven ve kubbeleri ve pencereler arasında bir çok kıymetli mozaikler vardır. Bunlar ûzerinde beliren eşkal ancak temizlendikten sonra meydana çıkacaktır. Bugûn mozaikler hakkında henûz malumat yoktur.Bu mozaiklerin ait olduğu devirler mozaikleri temizlemekle meşgul olan Amerikah profesör Vitmor'un ifadesi veçhile beş devre aittir. Birinci devir Jııstinyen devndir. Bu devir Ayasofya'nın inşasına mubaşeret tarihi olan 532 senesinden 565 senesine kadar devam eder. Ikinci devir Ikonoklos devri olup 717-867 senesine kadar devam eder. Üçüncü devir Mekadonyal yani Bazil ailesine ait hükümdarlann devridir ki 867 senesinden 1057 senesine kadar devam eder. Dördüncü devir Kommen ailesine ait olup 1057-1204 senesine kadar devam eder. Beşinci devir Paleolog ailesi devri olup 1261 -1453 senesine kadar devam eder. Bugün temizlenmekte olan mozaikler üçüncü devre aittir. Bunlar takriben bin küsur sene evvel yapılmışlardır. Yani milattan bin sene sonraki zamanlara aittir. Temizlenme ameliyesi çok dikkatle yapılmaktadır. Bugün meşgul olduklan kısımlar daha bir kaç ay devam edebilir. Kubbe ûzerinde ve bunun yanındaki kemerler arasında olanlann bilahare temizlenip meydana çıkanlacağinı ve meydana çıkan eşgale gelince bunun ancak ilmi bir tetkikten gecirildikten sonra tayini kabil olabileceğini mütehassıs beyan etmektedir.' Grev uzuyor, çöp kokuyorHaber Merkezi - Istanbul ve Ankara Büyükşehir ve Trab- zon Belediyesi'nde çalışan top- lam 40 bin işçinin grevi sürer- ken, Adana Anakent ve Yûre- ğir belediyeleri ile ASKİ'de toplu iş sözleşmesi bağıtlandı. Izmir'de de son anda bir anlaş- ma sağlanmazsa Konak Beledi- yesi'nin 1250 işçisi bugünden itibaren greve başlayacak. Gre- vin devam etüği illerde cadde ve sokaklarda binken çöp dağlan- nın ilaçlama çalışmalan, 24 saat arahksız sürdürülüyor. Adana Anakent ve Yûreğir belediyeleri ile ASKİ'de bağıt- lanan toplu iş sözleşmesıyle 2300 işçinin maaşlanna yüzde 194 oranında brüt zam yapıldı. 1 mart 1992 tarihinden itiba- ren geçerli olacak sözleşmeyle maaşı net 985 bin lira olan işçi- ler 2 milyon 904 bin lira alacak- lar. tkinci yıl ise enflasyon artı 10 puan artış olacak. Sözleşmenin imzalanmasın- dan sonra Beledıye -tş Sendika- sı yöneticileriyle birlikte basın toplanüsı düzenleyen Anakent Belediye Başkanı Selahattin Çolak, hûkümetten yerel yöne- timlere aynlan paylann arttınl- masını istedi. Istanbul'da belediye işçileri- nin grevi nedeniyle toplanama- yan çöplerin çevre ve halk sağlı- ğına zarar vermemesi için yapı- lan ilaçlama çahşmasırun yeter- 11 olmadı|ı hallerde çöp birikin- ülennin toprakla kapatılması önerildi. Grevin 5. gününde yükselen çöp dağlannı ilaçla- maya çıkan Istanbul Büyükşe- hir Belediyesi'ne bağb Sağîık Daire Başkanhğı ekipleri, bele- diyeye ait motorize ekipler ara- ahğıyla çöpleri her gün ilaçlı- yor. Çöp yığmlan akşam saat- lerinde ise vatandaşlar tarafın- dan yakılıyor. Yakılan çöpler- den havaya kanşan duman nedeniyle yakma işlemi sırasın- SSK'nın eli borçlunun • Baştarafi 1. Sayfada lanna. işçilerinin sigorta prim borçlannı ödemeleri için son kez uyan yazısı gönderdi. Ara- lannda; TEK, TKİ, TTKİ, Karayollan, TCDD Genel Müdürleri ile Ankara, îstanbul ve Izmir anakent belediye baş- kanlannın da bulunduğu diğer kamu kurumlanna gönderil- mek üzere kaleme alınan uyan yanlannın da yolda olduğu bil- dirildi. Cumhuriyet'in, SSK Genel Müdürlüğü'nden aldığı bilgile- re göre, işçilerinin sigorta prim- lerini ödemeyen kamu ve özel sektör yöneticilerini, bu borçla- nndan kişisel olarak sorumlu tutulmasını öngören genelge yaşama geçirildi. SSK'nın, geç- tiğimiz ay içinde yayımlanan ve prim borçlannı ödemeyen ka- mu ve özel sektör yöneticileri- nin kişisel malvarlıklanna haciz işlemi uygulanmasmı öngören genelge uyannca, borçlu kamu ve özel sektör kuruluşlannın yöneticileri, borçlannı ödeme- leri için son kez uyanlmaya baş- landı. SSK bu amaçla, sigorta mü- dürlükleri aracüığıyla, ilk ola- rak MKEK Genel Müdürü Emin Gök, Personel Genel SffiBaşkanı Doğan Taşdelen, Bele- diye Hesap Işleri Müdürü Al- tay Sönmezocak, Gölbaşı Bele- diye Başkanı Erdal Eren ve Evren Belediye Başkanı Mithat Keskin'e uyan yazılannı gön- derdi. Ormancılar, Bilezdkçi • Baştarafi 1. Sayfada hendisleri Odası tarafından İstanbul Üniversitesi'ne gön- derilerek, uygulanılması isten- di. Orman Mühendisleri Odası da, Bilkent Üniversi- tesi'ne yapılan satışın iptali için Bilezikçi Çiftliği iJe ilgili dava açıyor. Bilezikçi Çiftfîği davasının kazanıhnası halın- de, bu karar orman yağması- na olanak sağladığı ileri sürii- len 6831 sayılı Orman Ka- nunu'nun 52. maddesinin iptaliyle ilgili başvuruda ör-' nek oluşturabilecek. YÖK eski Başkanı Prof.Dr. Doğramaa'nın Bilezikçi Çift- liği'ne ilişkin yaptığı açıkla- malar, ormanalar tarafından tepkiyle karşılanıyor. Orman Mühendisleri Odası Genel Sekreteri Aytekin Aktan, Prof. Dr. Doğramaa'nın "l.Ü. Orman Fakültesi Eği- tim Alanı olarak kullanılan Bilezikçi Çiftliği'nin Bilkent Üniversitesi'ne saüşının yasal olduğuna ilişkin açıklamalan- nın gerçeği yansıtmadığını söyledi. Bu satışın, İstanbul 2 nolu İdare Mahkemesi'nce hukuka aykın bulunarak 12 Mayıs 1992 tarihinde yürüt- meyi durdurma karan verildi- ğini belirten Aktan, bu mah-' keme karanna karşın Prof. Dr. Doğramacı'nın kamuo- yunu yanıltmaya çalıştığını savundu. YÖK eski Başkanı Prof.Dr. Doğramaa'nın "yasal tahsis" dediği Bilezikçi Çiftliği dava- sıyla ilgili İstanbul 2 Nolu İda- HAVA DURUMU TÜRKİYE'DE Devtet Bakanlığı Meteoroioji Genel Mûdûrlûğü'nden alman bilgiye göre yurdun kuzeydo- ğu kesımlerı parçalı bulutlu, Doğu Karadenız ile Doğu Anadolu'nun kuzeyi sağanak ve gökgürûltülû sağanak ya- ğışlı, dığer yerler az bulutlu ve açik geçecek Havasıcak- lığı artacak Rûzgâr, kuzey ve doflu yönlerden hafîf, ara sıra orta kuvvette. yurdun batı kesimlerinde kuvvetli olarak esecek. Denizferimde rûzgâr. Akdenız'de günbatısı ve karayel, diğer deniz- lerimizde yıMız ve karayelden 2-4. yeryer 5, Ege'de 6 kuvvetınde, saatte 4-16 yer yer 21 denizmili htzla esecek Van Göfû'nde hava. parçalı bulutlu geçecek. re Mahkemesi'nin 1992 esas ve 65 sayılı karan, satışın ya- sal olmadığını ve orman ala- nında yapılaşmaya izin veril- mediğini gösteriyor. Davaya ilişkin mahkeme karan aynen şöyle:" Dosyanın incelenme- sinden l.Ü.Orman Fakültesi Eğitim ve Araşürma Ormanı olarak kullanılmak üzere, l.Ü. Yönetim Kurulu'nun 22. 12.1977 tarih ve 58 sayılı kara- nyla kamulaşünlan ve Or- man Kanunu çerçevesi dışın- daki yapılar dışında üzerine herhangi bir yapı getirileme- yeceği koşuluyla, onaylı 1/25 bin ölçekü Çevre Düzeni Na- zım Imar Planı'nda orman alanı olarak işlenen uyuşmaz- lık konusu taşınmazın kamu- laşürma amaana aykın ola- rak yükseköğretim kururnlan yapmak üzere Bilkent Üni- versitesi'ne saülmasına ilişkin l.Ü. Yönetim Kurulu'nun 20. 6.1991 günü ve 87 toplantı sa- yıh toplantı karannda, huku- ka uyarlık bulunmadığından ve de uygulanması halinde te- lafısi güç zararlar doğacağın- dan 90 gün süreyle yürütme- nin durdurulmasma 12.5. 1992 gününde oy birliği ile ka- rar verildi." Bu arada, Bilkent Üniversi- tesi'nin neden ağaçlandırma- ya muhtaç Konya'nın bozkır- lannda değil de ormanı kalmamış Istanbul'un en gü- zel yerinde kurulmaya çalışıl- dığını soran Aktan, ODTÜ deneyimini hatırlattı. DÛNYA'DA A 34° A 34° B 22° yajmurlu SB» > . karl. A-aCik B-boiuflu Gfuneşlı Kkım Sssiı Y-yaimırlu Loodra Madnd Mılano Moskora Münıh Osio Pans Prag Rıyad Ronu Vıyana Zunh Y eA B A B A A A A B A 26° 34° 32° 23° 32° 22° 34° 30° 42° 33° 26° 30° Dikilfde 'Milliyetçi Akımlar ve Sorunları' tartışıldı da çöplerin yanından gecilemi- yor. Yakılan çöplerden havaya zehirli gazlar kanşacagmı be- lirten Sağhk Daire Başkanı Şe- ref Solak, vatandaşlardan çöp- leri yakmamasını istedi. İstanbul Büyükşehir Beledi- ye Başkanı Nurettin Sözen, grev sûresince çevreci kuruluş- lardan, resmi dairelerden ve halktan çöp sorununun çözûl- mesinde yardım beklediklerini söyledi. Çöplerin ilaçlanması için günde 15 milyon lira har- candığını belirten Sözen, ilaçla- ma çalışmalannın Dünya Sağ- hk Örgütü'nün norinlanna uygun olduğunu ifade etti. Ankara'da biriken çöpler ba- n mahallelerde vatandaşlann ve belediyenin oluşturduğu ekiplerce toplanmaya başladığı görüldü. Çöplerin toplanması sırasında grevdeki işçilerle va- tandaşlar arasında zaman za- man tartışmalar çıktı. Belediye-tş Sendikası Genel Sekreteri Metin Yazıcı, bu söz- leşmede özveriyi Ankara Ana- kent Belediye Başkanı Murat Karayalçın'dan beklediklerini, ancak istediklerini bulamadık- lannı söyledi. Yazıa, geçen söz- leşmenin tstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sö- zen'in girişimiyle bağıtlandığını belirterek, "Bu kez zorluğu gö- ğüslemsi gereken Karayalçın'dı. Çünkü belediyeler, içinde ve- rimli çalışan olarak Ankara Bü- yükşehir gözüküyor. Bu avan- tajh bir durumdur" dedi. Yasa gereğı grev dışı kalan temizlik işçilerinden oluşturu- lan ekipler, sağlık kuruluşlanna ait çöpleri topluyor... Ankara anakent ve ilce bele- diyeleri, temizlik işçilerinin gre- vi nedeniyle biriken çöplerin halk sağlığını tehdit etmesini önlemek amaayla ilaçlama ça- lışmalannı 24 saat aralıksız ola- rak sürdürüyor. FİGEN YANIK >fÜVİTTOKDEMtR DtKÜJ - Dikib 7. Kültür ve Sanat ŞenÜği'nin üçüncü gü- nünde "Milliyetçi Akımlar ve Sorunlan" tartışıldı. Paneller, söyleşiler, kitap ve kaset imza düzenlemeleri, şiir dinletileri, konserler şenliğe gi- derek daha da ilgi çeker bir gö- rünüm kazandınyor. Dikili'ye yurdun dört bir yanından ge- lenler panel ve söyleşileri izleye- bilmek için sabahın erken saat- lerinde yerlerini alıyorlar. Dikili Şenliği'nde dün ger- çekleştirilen "Milliyetçi Akım- lar ve Sorunlan" Panelini Prof. Yakup Kepenek yönetti. Avru- pa Parlamentosu üyesi Prof. Alekos Alevanos, Doç. Dr. Baskın Oral, Friedrich Ebert Vakfı'ndan Dr. Motthes Buh- be, KKTC CTP temsilcisi Fadıl Çagla, EEDYE Yunan Banş Konseyi üyesi Maria Prifti ve Bulgaristan temsilcisi Prof. To- dorov'un katıldığı panel yakla- şık 3.5 saat sürdü. Prof. Alekos Alevanos, Ox- ford Üniversitesi Araşürma Grubu'nun yayunladığı "Av- rupa'daki çebşkiler, nedenleri ve çözümlerine yönelik" bir araştırmayı ele aldı. Günümüz milüyetçi hareketlerin canlan- masının bir önceki yüzyılın so- nuçlannı doğurup doğurmaya- cağının önemine değinen Ale- vanos, önceki yüzyılda ulusla- nn doğuşunun ilerici bir hareket olup, daha fazla de- mokrasi olduğunu belirtti. Eski Yugoslavya'nın bölünmesiyle ortaya çıkan beş devletin sağ- lam yapılar kurabileceği konu- sunda fazla iyimser olmadığını bildiren Alevanos, bu sürecin Çekoslovakya'da olduğu gibi yalnız kalmaya giden bir süreç olduğunu söyledi. Panele Almanya'dan katılan Dr. Motthes Buhbe, çözülme- ler ve birleşmeler süreci yaşa- yan Avnıpa'da Almanya'nın sorunlannı ele aldı. Buhbe, ge- lişmeleri üç noktada toplaya- rak birincisinin iki Almanya'- nın birleşmesiyle doğan sorun- lar, ikincisinin siyasi göçrnen sorunu, üçüncüsünün ise NA- TO alanı dışında Alman silahlı kuvvetlerinin kullandınlıp kul- landınlmayacağının söz konu- su olup olamayacağına değindi. KKTC CTP temsilcisi Fadıl Çagla, Dikili'nin başına "Banş- kent" eklenmesini isteyerek konuşmasına başladı. Çagla, Kıbns'ta 30 yıldır milliyetçilik sorunu yaşandıgını vurgulaya- rak "Balkanlar'da yaşanan so- runlar çözümü geciken mesele- lerden doğdu. Olumsuzluklara rağmen BM çerçevesinde fede- ral yapıda iki bölge kurulması yolunda çözüme gidilmesi bek- leniyor. Demokratik yönetim- ler miUiyetciliğe en iyi karşılık- tır" diye konuştu. Doç. Dr. Baskın Oran da milliyetçilik akımının nedenini iç dinamigin doğalhğını oluşturamayan Bal- kan devletlerinin bireysel, ulu- sal kimliklerine kavuşamama- lanna bağladı. Bulgaristan temsilcisi Prof. Todorov milliyetçilik sorunu- nun, Balkanlar'daki azınlık so- rununa, imparatorluk anlayışı- na ve bunun uluslararasındaki çözümüne bağb olduğunu bil- dirdi. Bulgaristan'daki en önemli sorunun insan haklan- na dayandığını belirten Todo- rov, "Bulgar Türklerinin esas kimlikleri, dinleri, gelenekleri değiştirilmeye çalışıldı" dedi. EEDYE Yunan Banş Konseyi Genel Sekreteri Maria Prifti ise "Uluslar ve halklar arasında farklar her zaman vardır ve var olacaktır. Bu farkhlıklar gele- nek ve görenek farklıhklannın sonucudur. Olumlu karşılan- maa gereken, yıkıcı olarak ikti- dar mücadelesinde ve serbest piyasa ekonomisi uğruna değil, yaraüa olarak ele alınması ge- reken olaylardır" diye konuştu. Bu arada, Dikili Şenliği'nde- ki panel ve söyleşilere Kıbns Rum kesimi temsıkilerinin de katılması isteniyor. Geçen yıla dek vize sorunu olan Rum kesi- mi temsilcilerinin vizenin kaldı- nlmasıyla Dikili'ye gelmeleri bekleniyor. "Balkanlar'da Banş ve Işbir- liği" adlı konferansta konuşan SBP Genel Başkanı Prof. Sa- dun Aren, banş ve işbirliğini dünya ölçeğinde değerlendıre- rek "Banş insanlar ve toplum- lar arasında eşitsizlik ortadan kalktığı zaman oluşur. Banşın önündeki en büyük engel em- peryalizmdir" dedi. Aren, söz- lerini şöyle sürdürdü: "Emperyalizm de artık bir iki ülkede değil, büyük ülkelerin içindeki sermaye yayılmacılı- ğmdan oluşuyor. Kıbns'ta iki taraf toprak ve anayasal konu- larda ortak noktaya varmalı. Dışandan müdahale olmamalı. Türkler ve Kürtler Türkiye'de bölünseler de birlikte yaşaya- caklar. Sorunlar banşçı yollar- dan çözülmeli." Dikili 7. Kültür ve Sanat Şen- liği'nde önceki gece Liman Sah- nesi'nde Ruhi Su Dostlar Ko- rosu'nun konseri büyük bir ilgiyle izlendi. Aynca dün de Turgutlu Belediye Tiyatrosu'- nun çocuk oyunu ilgi gördü. Özal, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev'e Boğaz'ı gezdirdi. Ozal'dan Alo'culara destekEkonomi Servisi - Cumhur- başkanı Turgut Özal, özel sek- töriin yasakçı sistemlere karşı uyanık olmasını istedi. Seks ya- yınlanna karşı gösterilen tepki- yi eleştiren Özal, "Bir yasak gelirse başka yasaklar da gelir. Sona erdiremezsiniz" dedi. DEİK'in düzenlediği Türk- Kazakistan Ekonomik Işbirliği Olanaklan toplantısında konu- şan özal, gelecek 10 yılda dün- yada siyasi sınırlar kalsa bile ekonomik sınırlann tamamen kalkacağını savunarak, Tür- kiye'nin buna adapte olabilme- si için yasakçı zihniyete geçit vermemesi gerektiğini söyledi. özel sektörden böyle bir zihni- yetin gelmemesi için dikkatli olmasını isteyen Özal, seks ya- yınlan konusunda oluşan tep- kiye değinerek şunlan söyledi: "Dışandan seks yayınlan ge- liyor. Şu yasağı koyalım, bu yasağı koyalım deniyor. Böyle şey olur mu? Herkesin bir aldı var. Kendi kendini kontrol et- mesi lazım. Bir yasak gelirse, başka yasaklar da gelir. Mesela bizim getirdiğimiz sınır ticareü ile o bölgelerde büyük bir can- lanma olmuşken hemen yasak- çı zihniyet damladı. 'Karpuz, kayısı geliyor. Rekabet ediyor. Sınırlan kapatahm' diyorlar. Bunun sonu yanlışur. Bu zihni- yeti kaldınn." Bağımsız Devletler Toplu- luğu'nun kendi arasında yeni sınırlar çizdiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı özal, Kaza- kistan Cumhurbaşkanı Nursul- tan Nazarbayev'e "Sınırlannızı siyasi olarak çizin ama gümrük duvarlan sakın koymayın. Or- ta Asya'yı bölüp parçalama- mak lazım. Ekonomik sınır olmasın" tavsiyesinde buluna- rak, "Keşke biz de yani başı- mızdaki ülkelerle ekonomik sınırlan kaldırabilsek. Bundan korkacak bir şey yok. Aksine rekabet olur, beslenecek pazar artar, bu da hem üreticiye hem de tüketiciye yarar" diye ko- nuştu. özal, kısıtlamalann mü- teşebbisleri kaçakçı haline ge- tirdiğini de belirterek, "Türk müteşebbislerine güveniyorum. Orta Asya, Türkiye'nin güçlen- mesi için önemli bir imkândır." dedi. Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev de Türkiye'den ne kredi ne de para istediklerini belirterek, "Beraber çalışalım, hem siz hem de biz kazanalım diyoruz" şeklinde konuştu. Na- zarbayev, ulaşım olanaklannın kısıtlılıgı nedeniyle Türkiye'yle bugüne kadar yeterli ilişkinin kurulamadığını da vurgulaya- rak, Türk işadamlanndan oto- motiv, yayınahk, konfeksiyon ekipmanı, et işleme, ağır sanayi ve enerji yaünmlan konusunda işbirliği istedi. Cumhurbaşkanı Turgut özal akşam da Popüler Müzik Sanaü Vakfı(POPSAV)'nın Yedikule Hisarlan'nda düzen- lediği 'Bir Şarkı Şöyle' adıyla düzenlediği konseri izledi. Kül- tür Bakanı Fikri Sağlar'ın da katıldığı gecede televizyon çe- kimlerini aksattıklan gerekçe- siyle fotoğraf çekmeleri engelle- nen gazeteciler ile POPSAV'ın sahne görevlileri arasında kav- ga çıkü. POPSAV Başkanı Erol Evgin'in uyanlanna rağmen görevlilerin tehditler savurup, küfür etmesini protesto eden basın mensuplan, Turgut Özal'ın konsere gelmesinden kısa bir süre önce Yedikule Hi- sarlan'nı topluca terk ettiler. G I T M E K Gün devrilirken upuzun kumsal ikindilerinde, ufkun en uzak çizgisin- den rüzgâra karışıp gelen kuş ve balık senfonileri alıp götürür insam o en eski deniz yolculuklarına... EGE-BATI AKDENİZ IST-ÇanakkaJe (Gelıbolu-Anzaklar-Troya)-Assos (BefıramkaleJ-AyvaJık-Bergama-Kuşadası (Meıyemana-Efes- Selçuk MuzesıJ-Mıtet-Dıdım (Apoilon TapınağhA!tınkum)-Bodrum (Tekne-Haiıkamassos)-Marmans-Dalyan (Tekne-Kaunos)-Fetfııye (Ö(udefii2-Kayakoy)-Le(oon-Xanlrıos-Palara-Kaş-Kekova (Balık ükya şefimde tekne Iuru)-Demre-An1alya (Duden Şelatest-Guvef Uçurumu-Lara Pla(t)-Perge-Aspendos-Sıde-Manavga» Şelalesı-Ajan- ya (Kale-Damlataş Mağarası-Kızılkute)-tekrar Antalya-Pamukkale (Hpefapote-TravertefHef-Kırmızısu). . KARADENIZ Safranbolu-AmasraSınop-Saınsun-Odu-Trabzon (Alatürk Köşkü. Kızlar Manastin, Sümela Manastın) Uzun- gol-Ayder YaylashÇamlıhemşın-Rze-Hopa-Sarp Smır Köyu-Giresun-Nlksar-Amasya-Akçakoca-Karasu-Ağva-Şi- Deniz bir su değil; kabaran, köpüren, masmavi yarılıp her şeyi yutan canlı, kudurgan bir öfkedir, duyguları, inançları, aşkları, tannları olan... SEYAHAT ACENTAfl Ötçek Sok. No 161 / 19 Harbıye - ISTANBUL Tel 241 36 31 - 24S 86 58 OZEL HACI BEKTAS TURU Geleneksel Hact Bektaşn Veli'yi anma lörenlerine özel bir tur. Bilimsel toplantılar-paneller-Semah ve lolktor gösterlleri-deyiş ve saz dinletileri-halk ozanları yarışmaları-mizansen tlyatrolar-çeşitli sergiler ve muzik şölenleri... ...Ve Türkiye'nin dört bir yanından gelen rengârenk insan seli... ISTANBUL'dan Harekel 14 Ağustos Cumt HACI BEKTAŞtan Donuş 18 Ağustos Salı SON REZERVASYON TARİHİ : 8AĞUSTOS Eski bakaıı : Ozdemir öldü ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Eski Yerel Yönetimler Bakanı ve Kâğıthane Belediye Başkanı Mahmut Özdemir, ön- cekı gece, yakalandığı hastalık- tan kurtulamayarak, Ibni Sina Hastanesi'nde öldü. özdemir'- in cenazesi, bugün Hacı Bay- ram Camisi'nde kılınacak öğle namazından sonra toprağa ve- rilecek. 1937'de Sıvas'ın Kangal ilçe- sinde doğan Mahmut özdemir, I962'de Siyasal Bilgiler Fakül- tesi'nden mezun olmuş, daha sonra uzun yıllar Maliye Ba- kanlığı'nda hesap uzmanı ola- rak görev yapmıştı. 1977 secim- lerinde CHP'den Sıvas Millet- vekih seçilen özdemir, 1978 yılında kurulan Ecevit hükü-. metinde Yerel Yönetimler Ba- kanı olarak görev yapmıştı. 12 Eylül'den sonra bir süre serbest çalışan özdemir, 1989 yılında yapılan yerel seçimlerde Kâğıt- hane Belediye BaşkanlığVna seçilmişti. özdemir, 1991 se- çimleri öncesi, milletvekili ada-. yı olduğu için belediye başkan-' lığı görevinden istifa etmişti. Mahmut özdemir, rahatsız- lığı nedeniyle, bir süredir İbni Sina Hastanesi'nde tedavi al- tında bulunuyordu. Sııriye: Apo bizde değil EVREN DEĞER ~ ŞAM - Dışişleri Bakanı Hik- met Çetin, iki gün olarak plan- lanan, ancak Suriye Dışişleri Bakanı Faruk El Şara'nın "ıs- ran" üzerine üç gün kaldığı Şam'dan Ankara'ya "mem- nun" döndü. Çetin, üç günlük Şam ziyaretini "güven bozuc veya kuşku yaraüa konulardi», önemli adımlann atüdığı" bir gezi olarak niteledi. Suriye Dı- şişleri Bakanı Şara da Çetin'in ziyaretini, "verimli, başanlı ve olumlu" diye niteledi ve PKK lideri Abdullah öcalan'ın "k&> sinlıkle Suriye'de bulunmadığı- nı" belirtti. Şara aynca gerek Suriye'de gerekse Lübnan'da PKK'nın eğitim kampı olmadı- ğını da bildırdi. Dışişleri Bakanı Hikmet Çe- tin ve beraberindeki heyet üç günlük Şam gezisini tamam- layarak dün Ankara'ya döndü. Dün sabah Şam Sheraton Oteli'nde Suriye Dışişleri Baka- nı Şara ile ortak bir basın top- lanusı düzenleyen Çetin, ikıli görüşmelerde bütün konulann ele alindığıru bildırdi ve gezinin amaana ulaştığını söyledi. Tür- kiye'nin gündemindeki en önemli konunun terörle müca- dele olduğunu belirten Çetin," Elbette ki bu teröre Türkiye'nin içinde çözüm aranacakür. An- cak bu mücadeleyi sürdürür- ken, komşulanmızdan kaynak- lanabilecek bazı sonınlann çözümü çabalannda, Suriye daha önce yapılan anlaşmalar çerçevesinde Türkiye ile işbirli- ğini sürdüreceğini bir kez daha en üst düzeyde teyit etmiştir'' dedi. Yalnız su konusunda de- . ğil, hiçbir konuda Türkiye'nin komşulanna zarar verecek bir uygulama içinde bulunmadığı- nı da bildiren Çetin, 1987 pn> tokolünün yürürlükte olduğu- nu da kaydetti. Ttirkiye • Baştarafi 1. Sayfada lan ve BM Güvenlik Konseyi'n de bulunmalan nedeniyle Avusturya ve Macaristan'ı da ziyaret edeceği ifade edildi. "Sı- nırlı müdahale"nin gerektiğini anlatmak üzere Moskova ve Pekin'e de Dışişleri Bakanlığı'n dan birer yetkılinin gideceği be- lirtildi. Sırplann yoğun saldınlan ne- deniyle giderek daha zorlu gün- ler yaşayan Bosna-Hersek'te, banşın sağlanabilmesi için dip- lomatik güişimlerin sonuçsuz kalması üzerine, Türkiye bu alandaki politikasını aktifleşti- riyor. Edinilen bilgiye göre, Türkiye başta BM daimi üyele- ri ABD, Rusya Federasyonu, İngiltere, Fransa ve Çin Halk Cumhuriyeti olmak üzere dün- yanın önde gelen tüm ülkelerini harekete gecirmeye hazırlanı- yor. Bu amaçla uzun bir geziye çıkacak olan Hikmet Çetin ön- ce tngiltere'nin başkenti Londra'ya, sonra Fransa'nın başkenti Paris'e, ardından da ABD'ye gidecek. Çetin'in Londra ve Paris'te bu ülkenin dışişleri bakanlanyla gönîşmesi bekleniyor. Dışişleri Bakanı Çetin'in ABD'de, gerek bu ül- kenin dışişleri yetküileriyle, ge- rekse BM Güvenlik Konseyi'ne daimi üye ülkelerin temsilcüe- riyle yoğun temaslarda buluna- cak. Çetin'in bu temaslannda, bölgeye "sınırlı" müdahale çağ- nsı yapması bekleniyor. Çetin'- in temaslannda, Bosna-Her- ' sek'in başkenti Saraybosna'ya da dikkat çekeceği, akan karun durması için köklü bir girişimin kaçınılmaz olacağını vurgula- yacağı öğrenildi. Edinilen bilgiye göre Çetin, bu ziyaretlerinden dönüşünde Saraybosna'ya da uğrayacak ve temaslannın sonucunu Bosna-Hersek Cumhurbaşkanı tzzet Begoviç'e aktaracak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear