29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 11AĞUSTOS1992SALI 16 HABERLERIN DEVAMI BURASITURKIYE HALUK ŞAHİN Kolomb'un Mirası Tam 500 yıl önce bugün, Kristof Kolomb, Hindistan'a ye- ni bir yol bulmak için çıktığı ürpertici seferin ikinci haftası- na başlamıştı. 12 Ekim 1492tarihinde Bahama Adaları'nda karaya ulaşacak olan bu yolculuk, getirdikleri ve götürdük- leriyle yoğun biçimde tartışılıyor. Bir yanda Kolomb'u Rönesans ruhunun yarattığı cesur bir denizci ve girişimci olarak selamlayanlar, öte yanda onu Bati sömürgeciliğinin acımasız bir ajanı olarak kına- yanlar... Birçok yerde Kolomb hakkında yoğun ve sert bir tartış- ma süregidiyor. "Amerika'nın keşfi"nin 500. yılı bir kutla- madan çok bir ağıta dönüşüyor yer yer. öyle sanıyorum ki 1992yılında Kolomb'un bu denli ateşli tepkilere yol açabilmesi, 12 Ekim 1492 tarihinde Samana Cay ya da San Salvador Adası kıyılarında başlayan bir karşıtlaşmanın bugüne uzanmasından ileri geliyor. Bu, 20. yüzyılda aldığı biçimle Kuzey-Güney karşıtlaşmasıdır ve 21. yüzyıla gittikçe ağırlaşan bir sorun olarak aktarılmakta- dır. Asya kıyılarına gelindiğine inanılarak karaya çıkılan o sabah, Batı'nın bilimsel üstünlüğü, silah gücü, misyoner ruhu ve tamahkârlığı ile esmer derili insanların yalınlığı, masumiyeti ve cehaleti karşı karşıya geliyordu. Kolomb'un babalığını yaptığı bu buluşmanın çocukları, Batı'daki yerleşik görüşe göre ilerleme, uygarlaşma, kal- kınma; ama gittikçe etkisini arttıran karşı görüşe göre "soykırım, kölelik, doğakırım ve sömürü" olacaktı. • • • "Put ona tapınanların ölçüsüdür." 19. yüzyılda yaşamış olan bir Amerikan denemecisi böyle yazmış. Hayatının son yıllarını sıkıntı içinde geçiren ve uzun süre gölgede kalan Kolomb'un 18 ve 19. yüzyıllarda Amerikan yazarlarınca putlaştrılması da, böyle bir puta duyulan ihti- yaçtan aynlamaz. ABD'nin, bağımsızlığını kazandıktan sonra gelişip palazlanarak tarihsel bir misyon sahibi ol- ması bu ihtiyacı filizlendiren dürtüdür. Her imparatorluk yeni topraklar kadar mitosların üzerinde yükselir. Mitoslar sarsılmaya başlayınca imparatorluk da tehlike- de demektir. ölçüler değişince, eski puttar cüceleşip çir- kinleşebilir. Bu olguyu 20. yüzyıl insanlarından daha iyi kim bilebilir? Güney'in esmer tenli insanlarınm bakış açısından bakıl- dığında, Kolomb hakkında çok parlak değerlendirmeler yapmak elbette mümkün değildir. Hep bildiğimiz gibi, as- lında Kolomb'un "Amerika'yı keşfettiği"ni söylemek Batı- merkezci bir kibirin belirtisidir: Koskoca Aztek uygarlığını yaratmış bir insan topluluğunun yaşadığı bir yer için "ke- şif" sözcüğünü, ancak o insanları yok sayanlar (ve siste- matik olarak yok edenler) kullanabilir. Ne var ki Kolomb putunu yeni ölçülerle küçültürken, onun da kendi döneminin çocuğu olduğunu unutmamak gerekir. Bugünün ölçüleriyle dünü değerlendirmek, kacı- nılmaz olsa da yanıltıcı olabilecek bir yöntemdir. Napol- yon'u, çevreci olmadığı için suçlayabilir miyiz? • • • Cenovalı denizci Kristof Kolomb'un bundan 500 yıl önce Ispanya adına Amerika yakınlarına varmasıyla yeni bir aşamaya giren büyük karşıtlaşma günümüzde de nitelik değiştirerek devam ediyor. Sömürü ilişkilerinde doğal kaynakların talan edilmesi, soykırım, kölelik gibi kaba yön- temlerin yerini, ikinci Dünya Savaşı'ndan sonra daha ince bağımlılık ilişkileri almıştı. 21. yüzyıla doğru hızla küreselleşen dünyamızda ise in- sanlığın esmer derili büyük çoğuniuğunun, güç odaklan- nın gözünde önemsizleşmekte, hatta marjinalleşmekte olduğu olgusuyla karşılaşıyoruz. Robotlardan bilgisayar- lara, askeri dengelerin değişmesinden doğal kaynaklann tükenmesine, bir çok etken Güney'i devrelerden çıkarıyor. Metropoller, kendilerini Güney'den gelecek "tehlike"ye karşı korumak için kapılarını sımsıkı kapıyorlar. Kolomb'la birlikte "yeni bir dünya keşfedilmiş"ti. Şimdi sanki o dünya unutulmaya çalışılıyor. 60 YIL ÖNCE Cumhuriyet Türkiye Sanayi Plânı I1AĞLSTOS1932 Memlekctimizin umumî sanayi plânı hazırlanmıştır. Rusya'dan alınacak mensucat fabrikalan tesisatı için tetkikat yapmak üzere getirilecek 6 mütehassıstan mürekkep heyete daha üç mütehassıs ilâveedılecektir. Tetkıkatın memleketimiz umum sanayi plânının etrafıle tavazzuh etmesine ve ihtij ar olunacak masraftan daha büyük faydalarelde edilmesi ne ımkân \erecek. şekılde > aptınlması ve bu heyete gerek mensupolduklan istihsal şubelerinden ve gerekse noksan olan ihtisası ikmal etmek üzere Türk mühendis ve memurlannın teşrikı ve heyetin seyahat programile tetkikatta kullanılacak alât veedevaiın sureti tedariki hakkında İktisatVekâletibirraporhazırlamıştır. Raporun esaslan şunlardır: 1- Mütehassıslar heyete ilâveten keten. kendir teknoloğu. şekercılık, bir klor ve saır kımya sanayu mütehassıslan iltihakı. 2- Bir madenci veya ızabe mühendisi. pamuk teknoloğu, bir sanayii nesçiye ve makine mühendisi, bir kuvvet membalan tetkikatı mütehassısı, bir pamuk ziraati mütehassısı. 3- Tetkik seyahatinin İstanbul, Ankara, Eskişehir, İzmir, Nazilli. Aydın mıntakasıdır. 4- Pamuklanmızdan numune olarak bir miktar Moskova'ya eönderilecektir. > T -),--t-1 Çm»»ı 4 ıwt IMıl :*•• « u kal-tauhıı DÎCLE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTÎTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN Enstitümüze 1992-1993 eğitim-öğretim yılının güz yanyılında aşa- ğıda belirtilen anabilim dallanna kontenjanları dahilinde sınavla yük- sek lisans öğrencisi alıncaktır. ANABİLtM DALI KONTENJAN Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimi — Türk Edebiyatı Eğitimi Bilim Dalı 5 Eğitim Bilimleri Eğitimi — Eğitim Yönetimi, Teftişi, Planlaması ve Ekonomisi Bilim Dalı 6 ADAY KAYDI İÇÎN GEREKLİ BELGELER 1- Noter onaylı lisans diploması veya mezuniyet belgesi 2- Noter onaylı nüfus cüzdan sureti 3- özgeçmiş 4- 2 adet vesikalık fotoğrafı ekleyecekleri başvuru dilekçesi (adaylar, hangi yabancı dilden sı- nava gireceklerini dilekçelerinde belirteceklerdir) ile birlikte en geç 14 Eylül 1992 Pazartesi günü mesai bitimine kadar D.U. Sosyal Bi- limler Enstitüsü Müdurluğü Eğitim Fakültesi Kampusu Diyarbakır adresine başvurmaları gerekmektedir. Posta ile yapılan basvurular işleme konulmayacaktır. SINAV TARİHLERİ Yabancı Dil Sınavlan: 28 Eylul 1992 Saat 10.00 Bilim Sınavları : 30 Eylül 1992 Saat 10.00 Smavlar; D.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde yapılacaktır. Yüksek Lisans Giriş Sınavı basan notu 100 üzerinden 65'tir. Duyurulur. Basın: 34493 Kent lıalkı sorumlu davrandı mı? Haber Merkezi - Belediye işçi- leri grevinin 13. gününe girilir- ken salgın hastahk tehlikesi kapıya dayandı. Olayın taraf- lanndan temizlik işçisi, bele- diye ve hallun sorumluluklan- nı ne derece yerine getirdiği sorusu gündeme geldi. Halkla temizlik işçileri arasında yer yer de olsa tarüşma ve hatta kavgaya varan gelişmeler olurken halkın, kentine sahip çıkmadığı görülüyor. Sağlık Bakanı Yıldınm Aktuna, gre- vi "yakinen ve adım adım" iz- lediğini belirterek, salgın has- talık işareti görüldüğü anda, biriken çöplerin toplaülacağı- nı bildirdi. Şimdıye kadar bir salgın hastahk belirtisi görülmediği- ni söyleyen Aktuna, böyle bir belirti olduğu anda, grevin er- telenmesi konusunu Bakanlar Kurulu gündemine getirecegi- ni bildirdi. Aktuna, sokaklardaki çöp- lerin hastahklara neden olma- ması için yapılan Uaçlama ca- lışmalannda, bakanhğının yardım ve işbirliği önerisinin istanbul Belediye Başkanı Nurettin Sözen tarafından reddedildiğıni söyledi. Refık Saydam Hıfzıssıhha Başkanlığı ile Ankara ll Sağ- lık Müdürlüğü yetkilileri, biri- ken çöplerin salgın hastahkla- ra yol açma olasılığınm arttı- ğını, kritik günlere girildiğini bildirdiler. Bu arada İstan- bul'da çöplerin sağhk açısın- dan tehlike yaraüp yaratma- dığı "incelemeye" alındı. Sağlık Bakanı Aktuna, dün düzenlediği basın toplanüsın- da, sokaklarda biriken çöple- rin halk sağlığını tehdit ettiği- ni söyledi. Işçilerin grev yapmasının demokratik bir hakkın kullanımı olduğunu, buna sonsuz saygı duyduğunu belirten Aktuna, şöyle konuş- tu: "Nereden bakıhrsa bakıl- sın, bu grev, biriken çöpter, üreyen bakteriler, buralarda oturan insanlar için fevkalade tehlikelidir. Belediye işçileri, demokraük hakkını kuilaru- yor, ama bu hakkını kullanır- ken, bölgede yaşayan halkın sağlıklannın korunması gibi demokratik ve insani haklan- nı göz ardı edemez." Grevdeki belediye işçileri- nin sadece temizlik alanında çalışmadığını, yol yapımı, park-bahçe bakımı gibi alan- lardaki işçilerin de grevde ol- duğunu anımsatan Aktuna, şöyle devam etti: "Beledıye-lş Sendıkası, halk sağkğına duyarlı bir tavır ortaya koysaydı ve deseydi ki 'biz yaz mevsimi olması dola- yısıyla, halkımızın sağlığı açı- sından grevimizi temizlik konusunda uygulamayaca- "ğız\ bunu hepimiz alkışlardık. Hem demokratik grev hakkı kullanıhrdı, hem de halk sağlı- ğı korunurdu. Bu böyle olma- dı maalesef. Bu jest yapılmadı. Bundan dolayı fevkalade üz- günüz. Demokrasi, sadece kendi hakkını alması için mü- cadele vermesi değildir; bu sı- rada başkalannın hakkına da saygıh olmasıdır." Aktuna, bakanlığının grevi yakinen ve adım adım izkdiği- ni vurgulayarak, bir salgın or- taya çıkmadan, iki tarafın da anlayış göstermesiyle biüril- mesini istedi. Aktuna, "Sağhk Bakanı olarak çağn yapıyo- rum, lstanbul'da ve Aİıkara'- da yaşayan halkımızın sağlığı adına, lütfen, artık daha fazla inatlaşmayı bırakın. Insana saygı duyun ve 5 aşağı, 5 yu- kan oturun uzlaşın, bu işi biti- rin" dedi. Aktuna, grev yapılan bölge- lerdeki hastanelerden her gün rapor aldığını belirterek, şöyle devam etti: "Olaya asla lakayt değiliz. Her gün, bir vaka var mı, bir salgı var mı diye, saat saat izü- yonız. Eğer böyle bir enfeksi- yonun başladığını alame eden bir vaka, vakalann ortaya çı- kışıru gördüğüm lakdirde, Sağhk Bakanlığı olarak yasal haklanmızı kullanınz." Çeşith yasal yetkileri oldu- ğunu belirten Aktuna, soru üzerine, greviri ertelenmesi konusunu Bakanlar Kurulu gündemine getirebüeceğini söyledi. Aktuna, "bir-iki vaka görülmesi halinde" ilk önlem olarak çöplerin toplatılması- nın düşünüleceğini bildirdi. "Bu uygulamayla, fıilen grev ortadan kaldınlmış olmaya- cak mı" sorusuna da Aktuna, "Grev ortadan kalkmayacak- tır. Grev devam edecektir. Be- lediyenin diğer birimlerinde grev devam eder. Yani salgın nedeniyle, sapır sapır hastane- ye insanlar giderken, işte, bir hafla içerisinde 8-10 çocuk öl- müşse 'demokratik hak' kul- lanılmaya devam mı edecek?" Refık Saydam Hıfzıssıhha Başkanhğı ile Ankara ll Sağ- lık Müdürlüğü yetkilileri, dün öğle saatlerine kadar kendile- nne ulaşan bir salgın hastahk vakası olmadığını belirterek, ,önümüzdeki günlerde, böyle \akaiann ortaya çıkması ola- sılığının artacağuu söyledikr. Yetkililer, her türlü önlemin aluunaya çahşıldığını kayde- derek, "önümüzdeki günler, kritiktir" dediler. İstanbul İstanbul'da sağlık açısından tehlikeli boyutlara ulaşan çöp dağlan nedeniyle grevci işçiler suçlanırken, halkın da çöpler konusunda beiediyenin uyan- lanna uymamasının sonınu daha büyüttüğü gözleniyor. Beiediyenin daha grevin ilk günlerinde başladığı çöplerin kalın ve ağzı bağh torbalarda biriktirilmesi, açığa çöp dö- külrnemesi, organik ve inor- ganik çöplerin aynhnası ve canı, metal kâğıt gibi dayanık- h çöplerin diğerlerinden aynl- ması yolundaki uyanlanna kent yaşayanlannın uymama- sı halkın kentine sahip çıkma- dığını gösteriyor. Grevcilerden esnafa protesto Sirkeci esnafının dün kam- yon tutarak dükkânlannın önünde biriken çöpjeri kaldırt- mak ıstemesi üzerine Büyük Postane önünde toplanan te- mizlik işçileri bunu grev kıncıh- gı olarak değerlendirerek esna- ftn hareketini protesto ettiier. Aralannda 50'şer bin lira toplayarak 2 mılyon liraya kamyon kiralayan Sirkeci esna- fı çöpleri çevik kuvvet nezare- tinde toplatmak istedi. Bunun üzerine 500 kadar temizlik işçisi postane önünde saf tuttu. Za- man zaman polisle tarüşan işçi- ler kamyonun götürülmesinden sonra dağıldılar. Çevre esnafı bu duruma iki tarafın da olum- lu yaklaşarak bir çözüm bulun- ması gerektigini, artık dükkân- lannın kurtcuklann istilasına uğradığmı belirtti. İşçilerin ara- sında bulunan Belediye-lş Be- yoğlu Şube Sekreteri tlyas Güven ise iş konulannın çöp ol- duğunu, grevlerini başka türlü hayata geçiremeyeceklerini, yoksa esnafa ve halka karşı bir tutumlannın olmadığını, grev yapmanın anayasal haklan ol- Çöp yığınlan salgın hastalık korknsun KoNUKYr^ZAR ı neden oluyor. (Fotoğraf: UĞUR GÜNYÜZ) Çöpler ve vergfler BÜLEıSTSOYLAN Bugünlerde pek çok yerde buram buram kokan şeyin çöp değü de yanhş vergilendir- me polıtıkası olduğunu söylesem acaba çok mu fantezi olur? Olaya yüzeysel yaklaşıldığında herkesin fantezi demesi normal. Neden? Çünkü gö- rünüşe bakıhrsa, beiediyenin temizlik işle- rinde çahşan personeli, biraz daha yüksek ücret elde edebilmek için greve giderken, elindeki parası sınırh olan belediyeler de işi mümkün olduğu kadar az yük getirecek şe- kilde bağlamaya çalışıyorlar. S.onunda bu çekişmenin ortalarda bir yerde bitmesi "mukadder" iken, yeni ücret dengeleri ku- rulana kadar çöpler ortada kalıyor ve olan halkın sağlığına oluyor. Biz bu duruma biraz değişik bir yerden, konumuz olan vergileme poÛtikası yönün- den bakıyor ve burunlara gelen kokunun sadece çöp değil, biraz da yanhş vergi poli- tikası olduğunu düşünüyoruz. Türkiye'de vergi pohtikası, gehr dağılı- mını her gün biraz daha çarpıtan sosyo- ekonomik bir yanhş içindedir. Bu yanhşın teşhisini Türkiye Odaİar ve Borsalar Birli- ği, Türkiye Sanayici ve İşadamlan Derneğı gibi işveren kuruluşlan görmekte ve düzel- tihnesini istemekte ohnasına karşın, hükü- metler maalesef, gerçek bir vergi reformu anlamındaki bu konuda hâlâ somut bir adım atmamakta, yani yanlışı bile bile sür- dürmektedirler. Somut olarak söylemek gerekirse; vergi politikasmdaki yanhş, verginin ağırlıkla, adam çalıştırma (istihdam) sırasında alın- ması ve adam çahştırma maliyetlerini dev- let eliyle aşın yükselterek ekonominin üre- tici güçlerinin engellenmesi; doğru olanı ise adam çalıştırma sırasında ahnan ve bu ne- denle üretim maliyetlerini yükselterek refa- hı engelleyen bu tür vergilemenin bir an HAVA DURUMU önce kaidınlması ya da ağırhğı hissedilme- yecek düzeye indirihnesidir. Bu yaklaşımımızı çöp olayı ile bağdaşü- nrsak konu biraz daha acıklığa kavuşacak- tır. Bugünkü vergileme politikasında bele- diyeler, bütün işverenler gibi her çahştırdığı işçi için ücret üzerinden ahnan bazı vergiler ve fonlar öderler. Bu vergi ve fonlann işçi- den mi yoksa işverenden mi kesildiği tartış- masına girmeye hiç gerek yok. Ortada bir gerçek vardır; bütün işverenler gibi beledi- yelerin de işçi çahştırmaktan dolayı mah- yeüeri net ücret ve bordrodan kesilen vergi ve fonlar kadardır. Yani işe adam alırken, sözleşme masasına otururken, zam yapar- ken hep bu toplam mahyeti göze ahiaak zorundadırlar. Toplam maliyet büyükse işçilerine az pa- ra ayırabiürler, az para ayınnca daha az hizmet üretebilirler, daha az hizmet üreti- ünce de ekonomi daha dar, toplumsal re- fah daha düşük olur. Yakın geçmişte başlatüan bir olay bu konuda ilginç ipuçlan vermiş, ama sonuç- lar yanhş değerlendirikniştir: Bu olay, bazı belediyelerin çöp toplama işini özel sektör kuruluşlanna devrederek işi ucuza getir- mesidir. Kamu kururnlannın özel sektör kuru- luşlan kadar dinamik çahşamadığı konu- sunda tartışmaya gerek yok. Doğrudur, organizasyon büyüdükçe bürokrasi büyür ve verim düşer. Bu olgu çöp toplama gibi yaygın hizmet işlerinde de geçerlidir. Ama bizce en büyük ucuzluk kaynağı, işi alan özel kuruluşlann ücret üzerindekı bordro yüklerini bütün özel sektör kuruluşlannda yaygın olarak görüldüğu gibi "kendi gay- reüeri ile" azaltabihneleridır. O halde şunu açık söylemek gerekin Belediyelerin işçi ça- hştırma sırasında kendilerine devlet eliyle bindirilen yükleri fazladır ve bu yükü taşı- yamamaktadırlar, bu yüzden de hizmet aksamaktadır. Hizmetin aksamaması için TÜRKIYE'DE bunun müteahhit ehyle yaptınlması, işi be- cerememekten değil, adam çalıştırma üze- rindeki yükü ancak bu şekılde giderebil- mektendir. Bütün adam çalıştırma işlerinde "istih- dam vergisj" anlamındaki vergi ve fonlar kaldınlmalıdır. Gerçek anlamda bir vergj reformu düşünüldüğü zaman, ekonomi üzerindeki vergi yükü, ücretlerden ticari kazançlara ve rantlara kaydınlmahdır. Devletin yükünün, ağırhkh olarak çahştı- ran ve çahşana çektirilmesi mantıkh bir vergi pohtikası değildir. Üretim faktörle- rinden birinin üzerine çökertilen ağırhk bütün dengeleri etkiler. Belediye temizhk işçilerinin maaşında da bunun sıkıntısı ya- şanmaktadır. işveren belediyeler, işçisine verecegi net ücretin üzerine bir de bordro kesintileri yüklendiği zaman işin altından kalkamamaktadırlar. Bu durum biraz da- ha zorlanırsa, hizmeti işin alündan herhan- gi bir şekilde kalkan özel kuruluşlara devir yaygınlaşmak zorunda kalaçaktır. Bu durumda kaybeden yine devlet ola- cağına göre, naal olsa kaybedeceği vergiyi baştan hafifleterek doğru politikalara yö- neunelidir. Somut önerimiz, vergi pohtikasını behr- leyenlerin, belediye temizlik işçilerinin üc- ret bordrolanndan başlayarak kısım kısım adam çahştırma vergilerini kaldırmaya başlamasıdır. Aksi haJde bordro üzerinden vergi ahnak isteyen politika sayesinde çöp- ler bir tarafta, işçiler bir tarafta bekleyecek ve Türk ekonomisınin parçası olan bir hiz- met yürüyemeyecektir. Oysa 11 Temmuz 1992 günü yayımlanan 3824 sayıh kanun. belediye temizlik işçilerinin ücret bordrola- n üzerinden ahnan vergiyi bir kalemde kal- dırmaya dahi imkân veren yetkiyi hükü- mete tanunışür. Sırf böyle bir yetki kulla- rulmadığı için çöpler kaldınlamıyorsa acaba burnunuza gelen koku sadece o çöp- lerin kokusu mudur?.. DÜNYA'DA yeyre bakanlığı Meteo- roloji Genel Müdürlüğü'- nden alınan bılgıye gâre bütün bölgelenmız açık ve az bulutlu geçecek. Hava sıcakiığı artacak Rûzgâr, kuzey ve doğu, yurdun Güneydoğusu'nda güney ve doğu yönlerden hafıf, ara sıra orta kuvvette ese- cek DenizlerTmızde rûz- gâr, Güney Ege'de yıldız ve karayel, Batı Akdemz'de günbatısı ve karaye), Doğu Akdentz'de günbatısı ve lodos, dığer denizlerimızde yıldız ve poyraz- dan 2-4, yer yer 5 kuvvetinde saatte 4-16, yer yer 21 denız mılı hızla ese- cek. Van Gölü'nde hava, az bulutlu ve açık geçecek. Adana Afyon AJn Ankara Anölya Aydın Bursa ÇanaMıale ftyartatjr Edıme Eraınım Estoşehr Islanbul Izmıf Kaıs Konya Mersın Samsım Tratam Zongutdak A A A A A A A A A A A A A A A A A A A A 31" 31° 26» 32° 39° 39° 34° 33° 39° 35° 26° 32° 32° 37° 25° 31° 32° 30° 29° 28° 25° 15» 13° 16° 25° 26° W 23° 43° 19° 10» 14° 21° 26° 10» 16° 24° 22° 21° 19° aç* yaflmurlu kartı A K" B Oulbtlu G guneşlı K kartı S aslı > duğunu söyledi. lstanbul'da 13. gününe giren belediye işçilerinin grevi nede- niyle Vali Hayri Kozakçıoğlu üe Büyükşehir Belediye Başka- nı Nurettin Sözen dün vilayette bir araya geldi. İstanbul Vali- Kği'ne saat 10.40'ta gelen Nu- retün Sözen ve Belediye Genel Sekreteri Tuğrul Erkin, Vali Kozakçıoğlu ile yaklasık 45 da- kika süren bir görüşme yaptüar. Görüşmeden sonra gazetecile- rin sorulannı yanıtlayan Vali Kozakçıoğlu, çöplerin sağhk açısından tehlike yaratıp yarat- madığının incelemeye ahndığını beiirterek "Bugün (dün) somut karar ortaya çıkabilir" dedi. Çöplerin halk sağlığını tehdit eder duruma gelmesı halinde vi- layetin devreye girebikceğini belirten Kozakçıoğlu, "Yoksa konu vüayetin dışındadır. Işçi- işveren ilişkisi vardır bu konu- nun içerisinde. Bu ilişkilerin nasıl gelişürilecegine dair yasa hükümlen de var, ama bakük ki bu halk sağlığını ilgilendiren noktaya gehneye başladı. O ne- denle aruk vilayet devreye gir- meye başlamışür" dedi. Vali Hayri Kozakçıoğlu, bir gazeteanın "Çöpler toplanacak mı" sorusuna da şu karşıhğı verdi: "Şu anda çöp olayını şöyle çö- zeriz, böyle çözeriz diyemiyo- ruz. Çünkü her ikımızin de dı- şında. Bu konuda yasayla yetki- lı olan bazı kuruluşlar da var. Zannederim bu işi elbüiigiyle beraber çözeceğiz. Istanbullu rahat etsin, emin olsun. tstan- bulluyu ilgilendiren sorun mut- laka çözülecektir." İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen da gö- rüşmeden sonra Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada, toplantıda geli^melerle ilgili Vali Kozakçı- oğlu'na bilgi verdıklerini, gelış- meleri anlattıklannı söyledi. Sendika ile ücret konusunda anlaşmazlığın sürdüğünü hatır- latan Sözen, "Sendikanın bu tutarsızhğından tstanbul halkı zararb çıkıyor. Görüşmelerde yeni hiçbir şey yok. Biz saatlerce toplandık. Oneri getırmelerinı istedik" dedi. Yüksek Hakem Kurulu toplşndı Taraflan dinleyecekler İş Ekooomi Servisi- tstanbul, Ankara, Trabzon ve lzmir- Konak belediyelerinde grev sü- rerken Yüksek Hakem Kurulu (YHK) dün grev yasağı kapsa- rrhnda bulunan Ankara Su Kanalızasyon İdaresi'nde çah- şan 3 bin işçinin toplu iş sözleş- mesini görüşmek üzere toplan- dı. " YHK'mn 45 dakika süren toplantısından sonra bir açıkla- ma yapan Türk-lş Genel Eği- tim Sekreteri Mustafa Başoğlu, kurulun karannı vermeden ön- ce yann (bugün) taraflan dinJe- me karan aldığını belirttı. Bele- diye-lş Sendikası, YHK'ya verdiğı öneride sözleşmenin 144-166 bin lira yevmiyeyle ba- ğıtlanmasını istemişti. Belediye- Iş Teşkılatlanma Sekreteri Ali Başdemir, ASKİ sözleşmesinin grevdeki belediye işçilerine bas- kı yapmak amacıyla bir an ev- vel bitirilmek istendiğini savun- du. Ankara Büyükşehir Beledi- yesi yetkilileri ile Belediye-İş Sendikası arasında sürdürülen toplu iş sözleşmesi görüşmele- rinde işverenin ücret zamlannın alüşar ayhk dilimler hahnde uy- gulanması önerisi, sendika ta- rafından kabul edihnedi. Belediye işçileri grevinde Ça- lışma ve Sosyal Güvenlik Baka- nı Mehmet Moğultay'ın arabu- luculuğu gündeme geldi. Bakan Moğultay'ın, Çorlu'da meyda- na gelen kaza ve Aytekin Ko- til'in cenazesi nedeniyle bügün İstanbuTa gelerek sendika yö- neticileriyle görüşebUeceği bil- dirildi. Belediye-lş Teşkilatlan- ma Sekreteri Ali Başdemir, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Karayalçın'ın da bugün İstanbul'a gideceğini beUrterek "Belki üçü orada bir araya gelir" dedi. İstanbul'da grevdeki beledi- ye işçileri, temizlik işlerinin özel sektöre devredilmesi yönünde son günlerde yoğunlaşan açık- lamalan sert dille eleştirdiler. Özelleşürmenin sendikasız, as- gari ücretle işçi çahştırmak an- lamına geldiğini belirten işçiler "Taşeronlar on günlük işçi ça- lıştınyor. Belediye araçlannı kullanıyorlar. İşçiler araçlann çahştınhnasını bümedıkleri için, belediye araçlan da hurda haline geliyor. Araç gerec her şey belediyeden veriliyor. Ozel- leştirme, belediyelerin yandaş- lanna belediye kasasından para aktarmalanndan başka bir şey değildir" diye konuştular. işçiler grev sonrasmda temiz- lik işlerinin özel sektöre devre- dihnesine karşı toplusozleşme- ye bir madde koymak istedikle- rini bu maddenin de belediye yönetimlerince kabul edihnedi- ğini belirttiler. Grevci işçiler sokaklarda biriken çöplerin de kaldınlamayacağıru savuna- rak, "Bu grev kıncıhktır" dedi- ler. Beyoğju Beledıyesi'nde grev sürdüren işçiler "Esnaf çöpünü tek tek kaldırsın, ama hepsi so- kağa atıyor, ondan sonra da kaldırmaya çahşıyorlar. Birik- miş çöpü kaldıramazlar" diye konuştular. Halkın sokaklarda biriken çöpleri toplaması içjn yasal bir engel yokken, Bele- diye-lş Sendikası yetkilileri bunun grevin amacına ters düş- tüğünü belirterek "Halk çöpü toplayacağma belediye başka- nına baskı yapsın" önerisinde bulundular. Belediye yönetimlerinin, işçi- lerin çok maaş aldıgı izlenimi uyandırdığını kaydeden işçiler ayhk net maaslarının 1.5 mfl- yon lira olduğunu vurguladılar. 17 yühk temizlik işçisi Hasan Santaş, sosyal haklarla birükte 1 milyon 680 bin üra ayhk aldı- ğını belirterek " Halk on gün çöpe dayanamadı, biz her gün bu işin içindeyiz" diye konuştu. Belediye-İş Sendikası'nca hal- ka dağıtıhnak üzere hazırlanan broşürlerde de sendikanın iste- diği 160 bin lira brüt yevmiye- nin kabul edilmesi halinde, işçi- lerin eline net 3 milyon 183 bin lira geçeçegi kaydedildi. İşçiler 10 milyon lira istedikleri gibi bir hava yaraülmak istendiğini sa- vunarak "Biz soyguncu muyuz ki 10-20 milyon isteyelim" dedi- ler. Sokaklardaki çöp torbalan- nın çöp toplayıcılan ve hurdaa- lar tarafından yırtıldığını savu- nan işçiler "Biz bırakın çöpleri yaymayı, grevde olduğumuz halde çöpleri üaçhyoruz" şek- linde konuştular. Belediye-İş Sendikası Genel Başkanı Fuat Alan, eski TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Apaydın'ın hükümetin çöplerin toplatıhna- sı yönünde karar alması gerek- tiğı sözlerini tepkiyle karşılaya- rak "Belediye işverenleri grevi- mizi demokratik hak olarak değerlendirirkeiL, sayın Burhan Apaydın'ın grev kınahğuıı teş- vik eder açıklamalara girişmesi anlaşıhr değildir" dedi. ACIBİRÖLÜM Baromuzun 4836 sicil sayısında kayıtlı AVUKAT AYTEKİN KOTÎL 9.8.1992 günü vefat etmiştir. Değerü meslektaşımızın cenazesi 11.9.1992 Sah günü (bugün) Fatih Camii'nde kılınacak öğle namazından sonra Zincirlikuyu Mezarhğı'nda topra|a verilecektir. Merhuma Tann'dan rahmet, kederh ailesine ve dostlanna başsağhğı diliyoruz. İSTANBUL BAROSU B AŞKANLIĞI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear