Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
28TEMMUZ1M2SAU CUMHURIYET JOT»
HABERLEREV DEVAMI 17
Pazarcılardan 'örgütlü' eylem
Ö]NDER BALOĞLU
ESKtŞEHİR - SSK emeklile-
rinin, ağustos ayında almalan
gereken vergi ıadelerinin öden-
mesi, ılgili banka şubelerine
yollanan talimatlarla, ikinci bir
enrıre kadar durduruldu.
SSK Genel Müdûrü Kemal
Kılıçdaroğlu, "Vergi iadeleri-
nin ödenmesi konusunda bir
sıkıntı olacağını sanmıyorum"
dedi.
SSK emeklilerinin vergj iade-
lerini ödeyen bankalann genel
rnüdürlükleri larafından şube-
lere göndenlen yazıda, şöyle
denikÜ.
"SSK Genel Müdürlüğü'n-
den alınan 20.6.1992 tarih ve
430 sayılı yaada, 2587 yazılı ka-
nun gereği, işçi emeklilerine
ödemekte olduğumuz vergi ia-
delerinin, Maliye ve Gümriik
Bakanüğı'nca karşılanması ge-
rektiği belirtilerek, merkez şu-
bemiz nezdinde Maliye ve
Gümrük Bakanlığı'nca yeterli
avans bulundurulmadığı tak-
dirde, vergi iade ödernelerinin
yapılmaması istenilmiştir. Bu
nedenle, SSK emeklilerine ait
vergi iade işlemlerinin eskiden
olduğu gibi devam ettirilmesi,
ancak vergi iadesi ödemelerinin
ikinci bir talimatımıza kadar
yapılmaması gerekmektedir."
tş Ekonomi Servisi • Şişli Be-
lediyesi'nin Feriköy pazarını
başka yere taşıma karan üzeri-
ne başlayan pazarcı eylemi Is-
tanbul geneline yayıldı. İstan-
bul'da dün 50 dolayında semt
pazan kurulmazken, Feriköy
pazan esnaflan "Fato istifa",
"Burası Jsrail değü" sloganlan
ile Şişli Belediyesi 'ne yürüdüler.
Hal Komisyonculan Derne-
ği yöneticileri, pazaralann dün
alım yapmaması nedeniyle yaş
meyve ve sebzenin büyûk kıs-
mının ellerinde kaldığını belir-
terek, taraflan uzlaşmaya ça-
ğırdılar. Şişli Belediye Başkanı
Fatma Girik, Feriköy pazannı
kaldırmadığını, pazarcı esnafın
daha iyi ve çağdaş bir yerde ça-
lışmasını sağJamaya çalışuğını
bildirdi.
Feriköy pazarının başka ye-
re kaldınlmasını protesto eden
yaklaşık 5 bin pazarcırun tez-
gâh açmaması iizerine dün İs-
tanbul'da 50 semt pazan kurul-
madı. Yaklaşık bin 500 pazarcı
dün sabah Feriköy pazar yerin-
de toplanarak "Meseleler so-
kakta değjl, uygarca masada
çözülür", "Pazara mı geldik,
mezara mı?", "Pazarcı çalış-
kan, mazbut ve azimlidir",
"Emniyetimiz teminaümızdır,
polisle el ele" yanlı pankartlar-
Ia gösteri yaptılar. Burada hep-
birlikte İstiklal Marşı okuyan
pazarcılar güvenlik kuvvetleri-
Bosna, BM için sınavdır
• Baştarafi 1. Sayfada
GANİÇ - Genellikle hep Sa-
raybosna'dan bahsediyoruz.
Çünkü hükümet, başkanlık,
tüm yasal kunımlar bu kentte.
Bu nederüe, eğer Saraybosna
düşerse Bosna-Hersek varhğını
yitirir. Tüm yetkiJüer öjdürü-
lür. kunımlar ele geçirilir ve
Bosna biter. Bu nedenle biz Sa-
raybosna'yı çok vurguluyoruz.
Ancak Müslümanlara karşı
işlenen soykınm pek çok kentte
sürmektedir. Bu kentlerdeki
durum Saraybosna'dan daha
vahimdir. Bu kentlerin dünya
ile bağlanüsı kopmuştur. Tele-
fon yoktur, iletişim yoktur. Bu
kentlere gazeteciler de gireme-
mektedir, böylece oradaki kat-
liamlann şahidi de yoktur.
- Sizce Sırplann niyeti nedir?
Bosna-Hersek 'te kendi denetim-
lerinde bağımsız bir devlet mi
kurmak, yoksa Bosna'nın Sır-
bistan ile birleşmesini mi sağla-
mak?
GANİÇ - Tüm olup bitenler,
Büyük Sırbistan projesinin
uzanüsıdır. Sırplar, Bosna'yı
ele geçirmeyi başanrlarsa, Sır-
bistan'la birleşecektir.
Biz Müslümanlar, Avrupa
tarzı bir demokrasi istiyoruz.
Komünizm, Müslümanlara uy-
gun bir rejim değildi. Müslü-
manlar elbette o dönemde
kurallara uydular, ama hiçbir
zaman önemli görevlere gele-
mediler. Elbette yükselen bir-
kaç kişi vardı ama bunlar daha
çok dekorasyon niteliğindeydi.
Şimdi biz demokrasiyle bir
olanak gördük. Sırplar bunu
durdurmak istiyorlar. Silahımı-
zın, ordumuzun olmadığınj bi-
liyorlar. Ordumuz yok, çünkü
Yugoslav ordusu, Sırp general-
ler tarafından yöneülen bir Sırp
ordusuydu. Biz Avrupa'nın
kalbine çok yakınız. Şimdi
Sırplar tüm Müshımanlan öl-
dürerek bu sorundan kurtul-
mak istiyor.
• - Londra'nın yeni bir konfe-
rans çağrısmı nasıl değerleruUri-
yorsunuz?
GANİÇ - Bu toplanülar hiç-
bir sonuç üretmiyor. Temel bir
hata yapüıyor. Bosna'yı üç et-
nik gruba bolüyorlar. Biz ülke-
mizi böyle bölmek istemiyonız.
Biz bu toplanülann, bir yanda
Bosna'nın yasal yönetimi öte
yanda ise saldırgan olmak üze-
re düzenlenmesini istiyoruz.
Carrington'a öneri
Toplantılan düzenleyenlerin
Bosna'da ne olup bittiğine dair
gerçek bilgileri yok. Biz Lord
Carrington'a, Bosna'ya bir he-
yet göndermesini, bu heyetin
tüm Bosna'yı dolaşarak bilgi
toplamasını önerdik. Böylece,
bizim kanalımızdan onlara ula-
şandeğil kendi topladıkJan bil-
gilere dayanarak Bosna'daki
duruma ihşkin bir değerlendir-
me yapabilecekJerdi.
î Bosna'da binlerce kişi öldü-
rüldü, 1 milyondan fazla kişi
evsiz kaldı. Ama onlar
Londra'da yapüklan açıkJama-
larda, tüm bu olaylar Ay'da
oluyormuş gjbi konuşuyorlar.
Temel sorun budur.
- BM'nitı Bosna politikalarını
nasıl değerlendiriyorsunuz?
GAMÇ - Bizim petrolümüz,
uranyumumuz yok. Biz Ku-
veyt değiliz. Bu saptama bizi,
BM'nin politikaiannın etkinli-
ği, BM'nin yeterliüği sorusuna
getirir. BM hiç de hızlı değil.
Son derece yavaş hareket edi-
yor. Gerçek bilgilerden yok-
sunlar.
Şuna inanıyorum ki, BM
Güvenlik Konseyi Bosna-Her-
sek konusunda ciddi bir şeyler
yapnaz, askeri müdahaleden
uzak durursa, gelecekte hiç
kirtse BM'nin çabafanru ciddi-
ye dmayacaktır. Çünkü, BM'-
nin sizı koruyacağına olan
inanç yok olacakür. O zaman
da şöyle bir tablo ortaya cıka-
caktır. Bosna gibi küçük bir
ülke alabildiği kadar silah ala-
cak. ülkesine silah yığacaktır.
Çünkü bu ülkeyi yönetenler,
"BM bizim hakkımızda konu-
şabilir ama biz BM'nin hızlı ve
ciddi girişimlerde bulunmayı
düşüneceği kadar önemli bir ül-
ke değiliz" diye düşünecektir.
Körfez krizi başladığında
tüm dünya iki saat içinde tepki
gösterdi. Bosna halki alü aydır
katJediliyor. Ve dünya sadece
konuşuyor ve çok yavaş hare-
ket ediyor.
Bosna sorunu, BM için bir sı-
navdır. Ve BM bu sınavda ba-
şansızdır. BM, her şeyden önce
kendi kabul ettiği kararlan uy-
gulamaktan acizdir. BM Gü-
venlik Konseyi'nin 752 sayılı
karan, Yugoslav Ordusu'nun
Bosna'dan derhal çekilmesini
istemektedir. Bu gerçekleşme-
miştir. BM, kendi kararlannı
nasıl uygulayacağmı bilme-
mektedir. BM, ya kendi karar-
lannı yaşama geçirebilmenin
bir yolunu bulmalı ya da tüm
dünyaya, 'Biz bu işi beceremi-
yoruz' demelidir. Tekrar ediyo-
rum, BM Bosna'da bir sınav
vermektedir ve bu sınavda ba-
şansızdır.
Ancak, bu durumu tersine
çevirme şansına da sahiptir.
Hemen bu gece BM Güvenlik
Konseyi'nin alacağı bir askeri
müdahale karanyla her şey ter-
sine çevrilebilir.
BM Banş Gficfi
- Bosna 'daki BM Banş Gücû
askerlerinln Sırplarayardım et-
tiğiyolunda bazı iddialar var.
GANİÇ - Şöyle bir dunım
var. BM görevfileri Bbsna'ya
gelirken durum hakkında yete-
rince bilgilendirilmiyorlar.
Böylece bu görevliler Bosna'ya,
burada bilinen rürde bir savaş
olduğu ve bu savaşın iki tarafi
olduğu düşüncesiyle geliyorlar.
Böyle bir kabul, savaşan her iki
tarafa da eşit davranmak sonu-
cunu doğuruyor. Bosna'daki
durum bu değüdir.
- Bosna 'da hâlâ siyasi bir çö-
züm bulunabileceği konusunda
iyimser misiniz?
GANİÇ - Ben her zaman si-
yasi çözüm için iyimserim. An-
cak Sırplann yapmaya çaiıştığı,
tümümüzü öldürmektir. Tüm
bu görüşmeler ve toplantılar
sürerken, Sırplar ülkenin yüzde
80'ini ele geçirdiler ya da tahrip
ettiler. E»unya da pek bir şey
yapmadan bu durumu izliyor.
Bu bir insanlık sınavıdır. Biz
kendimizi savunabiliriz ancak
silahımız yok. Bize silah verin.
Biz banşçı bir ülkeyiz. Saldırga-
nı defettikten sonra başkalan-
nın toprağına göz dikecek deği-
liz.
- Türkiye'den silah yardunı
talebiniz oldu mu?
GANİÇ - Türkiye'nin bize
yardım edeceğini umuyoruz.
Türkiye çok güçlü ve önemli bir
ülkedir. Uluslararası platform-
larda nüfuzu vardır. Bu nedenle
Türkiye'nin bu uluslararası ku-
ruluşlarda nüfuzunu bizim için
kullanmasını istiyoruz. Eğer
Türkiye bu yöntemin geçerli ol-
madığını görürse, Türkiye'nin
bazı tavsiyelerine ihtiyacımız
olacaktır.
- Tavsiyemi, yoksa Türkiye'-
nin askeri müdahalesine mi ihti-
yacmtz olacak?
GANİÇ - Türkiye'yle tarih-
sel, kültürel bağlanmız var.
Ancak tüm bunlann ötesınde
bizim için asıl önemlisi Tür-
kiye'nin bölgenin demokratik-
leşmesinde oynayacaği roldür.
- Türkiye'denherhangibirsöz
aldınız mı?
GANİÇ - Söz almadık. Ama
umuyoruz.
nin kordonunda Şişli Beledi-
yesi'ne yürüdüler. Pazarcılar
"Artist Fato, sadist Fato",
"Fato korktu, pazarcı bura-
da", "Artist baskan isüfa" slo-
ganlan attılar. fstanbul Umum
Pazarcılar Esnaf Odası Başkanı
Geyhan Akkaş burada yaptığı
konuşmada, Feriköy pazannın
kurulmasına izin verilinceye
kadar İstanbul çapında pazar-
cıların cezgâh açmama eylemı-
nin süreceğini belirtti. Pazara-
lar daha sonra, pazann kurula-
cağı perşembe günü tekrar
buluşmak üzere Feriköy pa-
zan'na doğru yürüyerek dağil-
dılar.
Şişli Belediye Başkanı Fatma
Girik, iddia edılenlenn aksıne,
pazar esnafının daha iyi ve
çağdaş bir yerde çalışmasıru
sağlamak istedigini bildirdi.
"Pazann kurulduğu yerde ya-
şayan insanlann da istekleri
doğrultusunda pazan, sokak
içlerinden, konutlann ve işyer-
lerinin önünden alıp. çevreye
zarar vermeyen bir yere taşı-
maktayım" diyen Girik, beledi-
yenin resmi kayıtlannda işgali-
ye parası ödeyen 290 tezgâh
olmasına rağmen, tezgâhlann
yasal olmayan yoldan tüm çev-
reye yayıldığını kaydederek
şöyle devam etti:
"Yaptınlan pazara öncelikle
kayıtlı 290 esnaf yerleştirilecek,
daha sonra kalan tezgâhlar di-
ğer esnaflara dağıtılacaktj. Bu
dağıüm tamamen noter huzu-
runda ve iki tarafin da katılımı
ile yapılacaktır. Yaptınlan 600
adet tezgâh hiçbir şekilde para
ile satılmayacakür." Fatma Gi-
rik, Feriköy pazannın taşınaca-
ğı Bomonti Bira Fabrikası'nın
arkasında kurulan Lalaşahin
Açık Halk Pazan'nm tuvalet,
otopark, çağdaş ulaşım olanak-
lan, standartlara uygun tezgah-
lanyla modern bir semt pazan
olduğunu söyledi. "Bugüne ka-
dar pazarcı esnafının ekmeğiyle
oynamadım" diyen Girik, pa-
zarcı esnafı örgütlerinin ka-
muoyunu maksatlı olarak.
yanlış bilgilendirdiğini savun-
du. Şişli Belediyesi Başkan Yar-
dımcısı Bilgın Özcan da yeni
pazar yeri için iki rnilyar lira
harcandığını belirttti. "Beledi-
yemize kayıtlı 280 pazar esnafı
var. Yeni kurduğumuz pazar
yerinde 2.35 metre uzunluğun-
da 400 tezgâh var. 200 tezgâh
daha yapıyoruz. Feriköy pazan
pazartesi ve perşembe günleri
kuruluyor, biz isterserüz, yeni
yerde yedi gün kurun dedik.
Tek cevap alamadık. Feriköy
pazannda bir kısım esnaf so-
kaklan işgal etmiş, kiminin 5-6
tezgâhı var. Günlük 200-300
bin liraya kiraya veriyorlar.
Şimdi haksız kazanç elde ede-
meyecekleri için yeni yere taşın-
mak istemivorlar. Ama kesin-
likle taşınacaklar."
istanbul Umum Pazarcılar
Esnaf Odası yöneticileri ise, be-
lediyenin haksız kazanc iddia-
lanna karşı, "Belediye memu-
runa yolsuzluk yaptırmasın,
belgesiz esnafa tezgâh açtırma-
sın" diye konuştular. Dernek
yöneticileri, belediyenin göster-
diği yeni pazar yerinin calışma-
ya uygun olmadığını belirterek
şöyle dediler:
"Tezgâhlar 1.5 metre ve sıkı-
şık, pazarcılar ancak sırt sırta
çalışabilir. Esnaf sebzesini,
meyvesini nereye koyacak, Tez-
gâhın çevresinde en az 30 met-
rekare alan olması laam. Yeni
pazar yeri uzak, vatandaş oia-
ya gitmez." Pazarcılar, Feriköy
pazannın eski yerinde kurul-
masına izin verilmediği sürece,
İstanbul'da semt pazarlannın
kurulmayacağmı belirttiler.
Feriköy halkı da pazar yü-
zünden ikiye bölünmüş durum-
da. Halkın bir kısmı pazann
eski yerinde kalması gerektiği-
ni, pazann kaldınlması nede-
niyle manav fiyatlannın arttığı-
nı, bir kısmı da çöp ve gürültü-
den kurtulduklannı, pazann
kaldınhnasından memnun ol-
duklannı belirtiyorlar. Görüş-
lerini aldığımız bazı kişiler şöyle
konuştular:
İsmail Dûndar (Tezgahtar)-
"Pazann kaldınlması kötü ol-
Cnmhurbaşkanı Turgut Özal'm kıa Zeynep Öaü
U e raodacı A d n a n G ü n g ö r
. ü n ö n c e k i g e c e
nisan töreniyle ilgili fotograflar basına dağıtıldı. Marmaris Okluk Koyu'ndaki Devlet Konu-
kevi'nde yapüan, Özal ve Güngör aileleri dışında kimsenin davet edilmediği nişan töreninin,
Çankaya Köşkü'nün özel fotografçısı tarafından göriintülendigi öğrenildi. Fotograflann biri
Cumhurbaskanı Özal'ı, Zeynep Özal ile Adnan Güngör'ün nişan vüzüklerini takarken göhin-
tülüyor. Öteki folograflarda ise Zeynep Özal'm, gece raavisi renginde, desenli kumaştan bir
elbise ile iizerine ceket giydigi görülüyor. Adnan Güngör'ün lacivert pantolon, kruvaze beyaz
ceket ve açık rnavi reakli gömlekten oluşan kıyafeti, desenli bir kıravatla bütünleniyor. Yii-
züklerin takılmasından sonra şarapanya içildi ve Adnan Güngör, Zeynep Özal'a nişan pasta-
slndan yedirdi. Nişan töreni için Semra Özal ve Zeynep Özal'm saçlannı Marmaris'in beş yıl-
dızlı oteli Grand Azur'un kuaförlerinin yaptığı öğrenildi. Zeynep Özal'ın, nişan (öreninden
sonra konukevinden aynlarak geceyi Marmaris'te bir otelde geçirdigi öğrenildi.
du, bizim de ışlenmız durdu."
Kenan Tugut (Dükkân sahi-
bi)- "iyi oldu. Gürültü ve kala-
bahktan rahatsız oluyorduk."
Selma Şahin (Ev harumı)-
"Pazar kaldırilmasın. Manav-
lar çok pahallı. ALşveriş yapa-
mıyoruz."
Sait Kuzu (Manav) - "Biz
vergi veriyoruz, kira veriyoruz,
bir şey kazanamıyoruz. Pazara-
lar haksız kazanç sağhyordu.
kaldınlması iyi oldu."
İstanbul'daki pazarlann açıl-
maması nedeniyle hallerde sa-
tışlann durma noktasına geldi-
ği bildinldı. İstanbül Hal
Komisyonculan Dernegi Baş-
kanı Orhan Alanlıoğlu, İstan-
bul'daki üç halin müşterilerinin
yüzde 50'sinin pazarcı esnaf ol-
duğunu, pazarcılann dün alım
yapmaması nedeniyle günlük
ortalama 6 rnilyar liralık satışın
3 rnilyar liraya düştüğünü be-
lirtti. Üretici ve tüccann gön-
derdiği, mevsim nedeniyle gün-
lük satılması gereken yaş sebze
ve nıeyvenin büyük kısmının el-
de kaldığını kaydeden Alanlı-
oğlu "Üretici ve tüketici menfa-
atlerini koruma açısından,
taraflara uzlaşma çağnrruzı yi-
neliyoruz" dedi. Alanlıoğlu,
pazaralann eyleminin sürmesi
halinde vatandaşlan doğrudan
halden alışveriş yapmaya çağı-
racakiannı söyledi.
'Türkler
50bin
• Baştarafi I. Sayfada
da çekıldiği iddia edilen bir
filmle de desteklenen 50 daki-
kalık programda, "Bugünkü
Türkiye'nin olaydan sorumlu
olmadığı, ancak tıpkı Almanya
gibi, bu olayın tarihi gerçeğini
kabullenmesi gerektiği" savu-
nuldu. Olayın sürekli tek yanlı
olarak verildiği. birçX>k tarihi
gerçekten hiç söz edilmeyen
programda, olaya bizzat tanık
olduklannı ifade eden iki kadı-
nın anılanna yer verildi. Os-
manlı ordusunda Kıalay gö-
revlisi olarak çalışan bir Alma-
nın çektiğjni iddia ettiği fotoğ-
raflar gösterildi, tanıklığına
başvuruldu.
Türkiye'nin,jeopolitik konu-
munu ve Amerika ile yakın iliş-
kısini koz olarak kullanarak. 24
nisanın "Ermeni Soykınmını
Anma Günü" ilan edilmesini
engdledigi aktanlan program-
da, Talat Paşa'nın Ermeni soy-
kınmını emrettiği iddia edilen
telgrafının gerçekliğini, Türkler
dışında herkesin kabul ettiği de
öne sürüldü.
Türkiye Büyükelçiliği, prog-
ramın hazırlanışında Türk kay-
naklanndan da yararlanmak
amacıyla kendilerine bir başvu-
rugelmediğini açıkladı.
Gaııiç Ankara'dan
yeni gii'işiııı istedi
Moğultay: 'SSK, ANAP
döneminde bu hale geldi'
ANKARA (Cumhuriyet Bû-
rosu) - Bosna-Hersek Cumhur-
başkanı Yardıması Eyüp Ga-
niç, Türkiye'den, Bosna-Her-
sek'teki olaylarla ilgili olarak
yeni bir girişim başlatmasını is-
tedi.
Ankara'ya dün gelen Ganiç,
Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin
ve üst düzey yetkilileriyle bir
görüşme yaptı. .Görüşmeden
sonra bir açıklama yapan Ga-
niç, Türkiye'nin Bosna-Her •
sek'te yaşanan Şırp saldınlan-
nın engellenmesi için yeni çaba-
lar göstermesini istemek için
Ankara'ya geldiğini söyledi.
Bosna-Hersek'teki saldırganlı-
ğm etnik bir çaUşma ya da iç
savaş olmadığını, bağımsız bir
devlete karşı bir saldın olduğu-
nu vurgulayan Ganiç, "De-
mokratik ülkelerden bu saldır-
ganlığı durdurmasını istiyoruz"
dedi.
Dışişleri Bakanı Çetin de gö-
rüşmeden sonra yaptığı açıkla-
mada, yeni girişimin değerlen-
dirilmeİcte olduğunu, gerekli
açıklamalann değeriendirmeler
sonunda yapılabileceğini bildir-
di. Bosna-Hersek'teki sorunun
bir yardım sorunu olmadığıru
vurgulayan Çetin, konunun
esasına inmeden çözülemeyece-
ği gerçeğinin bilindiğini, ancak
bu gerçeği, "yeni bir gırişimle
bir kez daha ortaya koymamız
lazım"dedi.
Alo seks hatları kesiliyor
• Baştarafi 1. Sayfada
veriyoruz. Bu zaman dilimı
içinde erotik ve seks servisi yap-
maya devam edenlerin sözleş-
melerini ihtarda bulunmadan
feshedeceğiz" dedi.
Bu tür yayınlarla ilgili olarak
Cumhuriyet Başsavcılığı'nın da memnuniyetle karşılandığı bil
harekete geçmesi gerektiğini dirildi. Açıklamada, Alo Bilgi'-
Ulaştırma Bakanı Topçu'-
nun 900'lü seks kanallannın
kapatılacağına ilişkin karan.
sektörün ilk kuruluşu Alo
Bilgi'den destek gördü.
Alo Bilgi'den yapılan açıkla-
mada, sözkonusu karann
vurgulayan Topçu şöyle konuş-
tu: "Seks yaymlan İsviçre'de
bile halkı rahatsız ediyor ve ön-
lem alınıyor. Bizim halkımızı
rahatsız etmediği düşünülemez.
Bu konuda çok sabırlı davran-
dık. 'Zamanla düzeltirler' de-
dik. Ama olmadı."
Topçu, isteyen vatandaşlann
telefonlannı 900'lü konuşmaya
hemen kapattıklarını anımsat-
tı.
nin ilk hatlannı faaliyete geçir-
digi 16 Eylül 1991 'den bu yana
en saygm servisleri ürettiği ve
Türk gelenek ve göreneklerine
uygun çizgiden sapılmaması
yönünde mücadelede öncü ro-
lünü üstlendiği görüşü dile geti-
s\\d\. Açıklamada, Topçu'nun
kararının kâğıt üstünde kalrna-
ması da istenerek. "Kamuoyu
nezdinde karann takipçisi ola-
cağız" denildi.
HUKUKSUZ DEMOKRASİ
HalitÇelenk
3. bası 10.000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yaymlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-tstanbul
Ödemeli gönderilmez.
CUMHURİYET YOLUNDA
Yunus Nadi
10.000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yaymlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağa/oğlu-tslanbul
Öderaeli gönderilmez.
ANKARA (Cumhuriyet Bö-
rosu) - Çalışma ve Sosyal Gü-
venlik Bakanı Mehmet Moğul-
tay, Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'm, sosyal sigorta sistemi-
nin özelleşürilmesi gerektiğine
ilişkin açıklamasmın "talihsiz"
oJduğunu belirterek, "Sayın
Cumhurbaşkanı, anayasada
öngörülen 'sosyal devlet' ilkesi-
ni benimsemiyorsa, halkımız
elbette bunun değerlendirmesi-
ni yapacaktır" dedi. Moğultay.
SSK'nın batma noktasına bu-
gün gelmediğini ifade ederek.
"Gelir durumlan uygun olma-
yanlan güvencesiz bırakmayı.
savunduğumuz 'sosyal devlet
ilkesi gereği göze alamayız" di-
ye konuştu.
Moğultay, Cumhuriyet'e
yaptığı açıklamada, Cumhur-
baş_karu Ozal'ın, Türkiye'deki
sigorta sistemlerinin, sadece
kendilerini değil, devleti de ba-
tıracağına iüşkin sözlerini
anımsatarak, şunlan söyledi:
"Öncelikle belirtmek isterim
ki, SSK, bugün batma noktası-
na gelmişse. 7 ayda*kendiliğin-
den bu duruma düşmemiştir. 7
ay önce bu duruma düştüğü ta-
rafımızdan saptanarak, çareler
aranmaya başlanmıştır. 1980
sonrası, SSK kaynaklan hesap-
sız bir şekilde kullanılmıştır.
Kurumun kaynaklan, geleceğe
dönük değerlendirme yapüma-
dan. dagıtjlarak eritilmiştir.
SSK. hizmet veren bir kurum
ohnaktan çıkanlıp, hizmet sa-
tın alan bir kurum halıne geti-
rilmiştir. Gelir kaynaklannın
akışı izlenmeyerek. girdi azal-
ması olmuştur. Harcamalar
arttınlmıştır. Süper emeklilik
olayı ile geçıci kaynak yaranl-
maya çalışıhrken, halkın devle-
te olan güveni sarsılmışür.
Aktüaryal denge bozulmuş, ge-
leceğe yönelik hiçbir strateji ve
plan yapılmamıştır. Kurum, sa-
hipsiz bırakılmış, hizmet götür-
düğü kesime ve hizmeti götüren
personeline yabancılaştınlmış-
tır."
Bu eksiklikleri düzeltme giri-
şimJerinin başladığı veiyileşme-
nin gözlemlendiği. kamuoyun-
da her şeyin tartışılarak desteği-
nin alındığı bir dönemde,
Cumhurbaşkanı'nın bu açıkla-
masımn, daha önce "sosyal
devlet" konusunda yaptığı gibi
talihsiz bir açıklama olduğunu
kaydeden Moğultay, şu göriiş-
lere yer verdi:
"Kurumlan önce çauştırma-
yıp, sonra da 'işte olmuyor' di-
yerek, özelleştirme konusunu
gündeme getirmek, hele bunu
SSK için getirmek, sosyal dev-
let anlayışı ile bağdaşmaz. Sa-
yın Cumhurbaşkanı, anayasa-
da öngörülen 'sosyal devlet'
ilkesini benimsemiyorsa, halkı-
mız elbette bunun bir değerlen-
dirmesini yapacaktır."
Moğultay, özel sigortalardan
yararlanmayı engelleyen bir an-
layış içinde elbette olmadıklan-
nı vurgulayarak, "'Biz, asgari
bir güvenceyi, devletin kontro-
lü ve desteğinde. katıhmla sağ-
lamaya çalışıyoruz. Gelir duru-
mu iyi olaniann bunu ek güven-
celerle gelişü'rmesi doğaldır.
Ama, gelir durumlan uygun ol-
mayanlan güvencesiz bırakma-
yı, savunduğumuz 'sosyal dev-
let' ilkesi gereği göze alamayız"
dedi.
ftOZTFM
UĞURMUMCÜ
• Baştarafi 1. Sayfada
gerekir.
Sayı vermekyararlıdır. örneğin, 195O..'lkinci Cumhuri-
yef'olsun; 27 Mayıs 1960 'Üçüncü Cumhuriyet', 12 Mart
1970 sonrası 'Dördüncü Cumhuriyet' ve 12 Eylül 1980
sonrası da Beşinci Cumhuriyet'..
Niçin olmasın?
Fransa'da da 'Beşinci Cumhuriyet' yok mu?
Böylece Fransa ile cumhuriyet kupasında beş-beş be-
rabere kalmış oluruz, kötü mü?
Fransa'da tmparatorlukları cumhuriyetler, cumhuri-
yetleri de imparatorluklar izlemiştir. Bizde de cuntalar
cuntaları, ne var bunda?
Hem Cumhurbaşkanı özal da 12 Eylül cunta hükümeti-
nin ekonomiye emir-kumanda zinciri içinde ve emirle
yön veren sivil bürokran değil midir?
Olur böyle vakalar!
Fransa'da '1. Cumhuriyet' kimler tarafından kuruldu?
'Jakobenler' tarafından.. Bu 'Jakobenler', ihtilalci, te-
rörist ve cuntacıydılar. Jakobenler, kurdukları 'ihtilal
mahkemeleri' ile giyoönleri çalıştırıp terör yaraftılar.
Ne oldu sonra?
Onlar da giyotinleri boyladılar!
Geldi Napolyon ve imparatorluğunu ilan etti. Savaş-
mavaş derken Elbe Adasına sürüldü; adadan kaçarak
yeniden iktidarı ele geçirdi, derken VVaterloo'da Ingilizle-
re yenilince tası- tarağı toplayıp Sainte-Helene Adası'na
yerleşti.
1821'de de mide kanserinden sizlere ömür...
Napolyon'dan sonra Fransa'da yeniden krallık devri
başladı.
Derken efendim, -üzerinize afiyet- Paris'te komünistlik
fırtınalan esmez mi?
1830 ve 1848 ihtilalleri, kargaşalar, işçi ayaklanmaları,
terör, şu bu; falan filan derken oldu mu '2. Cumhuriyet'.
'İkinci Cumhuriyet' de bir aldatmacaydı. Kimsenin
cumhuriyetçi olduğu da yoktu. 1853 yılında cumhurbaş-
kanlığına seçilen Luis Napolyon, darbe yapıp İkinci Im-
paratorluğu' ilan etmez mi?.
Haydi yeniden imparatorluk ve yeniden savaş ve yeni-
den cumhuriyet.
Geldi mi 'Üçüncü Cumhuriyet', geldi. Gelince ne yapt?
Gelir gelmez,'Parîs Komünü'nü kuranları astı kesti. So-
mürgeler elde etti. Birinci ve İkinci Oünya savaşlarına
girdi.
Hitler, Fransa'yı işgal edince direnişler başladı. Bu di-
renişler sonunda General Charles de Gaulle Paris'e gir-
di ve geçici bir hükümet kurdu. Sonra da görevinden
çekildi. 1958 yılında Cezayir'deki olaylar, Paris'e de sıç-
radı. Generale de böylece iktidar yolu yeniden açıldı.
1946-58 arasındaki döneme 'Dördüncü Cumhuriyet',
1958 yılından sonraki döneme de 'Beşinci Cumhuriyet'
adı takıldı.
Bizde 'Beşinci Cumhuriyet' ile de yetinmek ayıp olur.
Oldu olacak 'Altıncı Cumhuriyet' olsun.
'Altıncı Cumhuriyet' 1983 yılında cunta hükümeti Baş-
bakan Yardımcısı Özal eliyle ANAP tarafından kurulmuş
olsun.
'Türk Jakobenleri' olan Kemalistler de özal'a oldum
olası karşılar. özal liberal devrimcidir, dönek Marksistle-
rimiz de öyle.
Şaka bir yana...
Cumhuriyet, "halk yönetimi demektir. Halk egemen mi-
<dir, değil midir?. Sözgelişi işçilersendikal haklara sahip-
ler mi? Memurların grev hakkı var mı?. Emekçiler, sendi-
kalar ve partiler eliyle devlet yönetimine katılabiliyorlar
mı? Düşünce ve örgütlenme özgürlükleri sağlanmış mı?
Yargı bağımsız ve üniversite özerk mi?
Bunlar önemlidir, bunlar olmuyorsa, olmamışşa ve ol-
mayacaksa cumhunyetlere 1,2,3,4,5 diye numara ver-
mekle sorun çözülmez!
Her cumhuriyet, başlangıçta, baskı ve şiddet yöntem-
lerine başvurur. Fransa daki gibi 'ihtilalmahkemeleri'de
kurar, Türkiye'deki gibi 'İstiklalMahkemeleri'de.. önem-
li olan bugün bağımsız yargı ve hukuk devleti güvencele-
rini benimseyip uygulamaktır!
Yeryüzünde, söyler misiniz, hangi demokrasi gül bah-
çesinde kurulup gelişmiştir?
Başlangıçta, şiddete başvuran devrimler, tarihsel sü-
reçler içinde aşama aşama gelişerek evrimlere dönü-
şürler. Demokrasi ve sivil toplum da bu evrimlerle olu-
şur. İşte örnek, Fransa.
Kurtuluş Savaşı sonunda Atatürk ve Atatürk'ün düşün-
ce ve silah arkadaşları tarafından kurulan cumhuriyet,
gelişerek bugünkü aşamalara ulaşmıştır.
Bu düşünce ve örgütlenme özgürlüklerinin önündeki
en büyük engel, 12 Eylül ürünü cunta anayasasıdır. Gelin
önce şu anayasayı değiştirelim.
Anayasayı değiştirmek, cumhuriyeti numaralamaktan
çok daha güç iştir.
'İkinci Cumhuriyet' kahramanları, bre yiğitler, buyu-
run, önden buyurun!...
Vakıf arazfleri
kapanın elinde
KEMAL YURTERİ
ANKARA - Vakıflar Genel
Müdürü Fadıl Ünver, vakıflara
ait çok sayıda arazinin üzerine
gecekondu yapıldığım söyledi.
Vakıflara ait arsa ve binalan
denetlemekte güçlük geçtikleri-
ni belirten Ünver, "Ne yapaca-
ğımı ben de şaşırdım. Okmey-
danı'ndaki arsaya 5 katlı bina
yapılmış, kimse ses çıkarmamış.
İSTANBUL 6. ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞt'NDEN GAİBE VE
3. ŞAHISLARA DUYURU
Sayı: 1992/191
Davacı tstanbul Muhakemet Müdürlügü vekili Av. Gülsüra Saatçi
tarafından davalı kayyum Zekeriya Temlzel aleyhine ikame olunan
tescıl davasının yapılan duruşmasında;
Dava konusu olan Kınalıada, tskele ve Muratoğlu Sokağı'nda bu-
iunan 116 ada, 1 parsel sayılı taşınmazın maliklerinden Yani Ilyas-
ko'nun ölü veya sağ olduğuna dair aynca ortada bulunmadığından
kendisini tanıyan büen de olmadığından aıulan taşınmazın maliki de
bulunmaması nedeni ile adı geçen malikin uzun zamandan beri gaip
olması sebebi Ue taşınmazın kayyumla yönetildifi, kayyumluk süre-
sinin 10 yılı doldurduğu bildirilerek adı geçenin M.KInun 530. raad-
desi uyannca gaipliğine ve tasınmaz kaydının Hazine'ye intikaline karar
verilmesi istenmekte olduğu için iş bu ilan tarihinden itibaren bir yıl
içinde gaibin adresini ya da gaibi tanıyanlann kimler olduklannı mah-
kememize bildirmediğı ya da gaip kişinin mahkememize müracaat et-
mediği takdirde gaipliğine karar verilecegi tüm ilgili kişilere ilanen du-
yurulur. 25.6.1992
Basın: 33236
Herhalde bunlara göz yumul-
du" dedi. •
Vakıflar Genel Müdürlüp
tarafından geçrniş dönemde ve-
rilen ihalelerle ilgili soruşturma
başlatan Fadıl Unver, yapılan
incelemeler sonucunda, vakıf-
lar tarafından ihale edilmesine
karşm yıllardır tamamlanma-
mış inşaatlar saptandığını ifade
etti. Belediyelerin. istanbul'-
daki birçok vakıf arazisinin üs-
tünde gerçekleştirilen gecekon-
dulara tapu tahsisi verdiğini
kaydeden Ünver, Alibeyköy'de
bu şekilde vakıf arazisi üzerine
inşa edilmiş çok sayıda gece-
kondu bulunduğunu açıkladı.
Kapalıçarşı'da değerli vakıf
bina ve dükkânlann benzerle-
rinden daha düşük bedelle kira-
ya verildiği yolunda iddialar
olduğunu söyleyen Ünver, bu
savlann incelendiğini ancak, bu
bina ve dükkânlann kiralan
konusunda, kira sözleşmeleri
nedeniyle bir gjrişimde buluna-
madıklannı söyledi. Ünver,
"İstanbul'da bulunan vakıf bi-
ı na ve arazilerini incelemek için
10 gün kalacağım ve savlan ye-
rinde araştıracağım" dedi.
Vakıflar Genel Müdürlügü
için kendilerine bağlı vakıflar
da ayn bir sorun oluşturuyor.
12 Eylül sonrası çığ gibi artan
vakıflann, yürürlükteki yasalar
çerçevesinde denetlenmelerinde
güçlük çekiliyor.
Vakıflar Genel Müdürlüğü
kayıtlanna göre sağlık alanında
300'ü aşkın, eğitim alanında ise
200 vakıf hizmet veriyor.