23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
21 TEMMUZ1992 SAU CUMHURİYET SAYFA HABERLER BakanGönen, torununu toprağaverdi•AYDEN(AA)-Devlet Bakanı ve Hükûmet Sözcüsü Akın Gönen, Aydın'da doğumdan hemen sonra öien torununu toprağa verdi. Tellidede Mezarlığı'nda yapılan cenaze törenine Vali Lütfi Tuncel, Emniyet Müdürü Şevket Ayaz, DSİ Bölge Müdürü Sırn Kazancı da kaüldı. Yenihisar ilçesindeki Parlamenter Sitesi'ndeiki gündür tatil yapmakta olan Akın Gönen'in kızı Nazb Pınar özdemir (21), önceki akşam saatlerinde birden fenalaşmış. kaldınldığı Aydın Doğumevfnde 960 gram ağırhğında 6 ayük bir kızçocuğu dünyaya getirmişti. Ancak dünyaya erken gelen kız çocuğu. bütün müdahalelere rağmen kurtulamamışü. ANAPtaniptal başvurusu • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - ANAP Meclis -Grubu, kamuoyunda "by- pass" diye adlandırılan , yasanın, Adalet _ Bakanlığı'ndaki bazı üst düzey görevlere yapılacak atamalarda .cumhurbaşkanını devre dışı bırakan hükümlerinin iptali , için Anayasa Mahkemesi'ne bugün dava açacak. ANAP grup başkanvekillerinden ' Mustafa Kalemli ile Genel Başkan Yardımcısı Vehbi , DinçerJer tarafından bugün Anayasa Mahkemesi Başkanhğı'na sunulacağı açıklanan iptal davası . başvurusunda, yasanın, , Cumhurbaşkanı'nı devre dışı [ bırakan hükümlerinin anayasaya aykırı olduğu - görüşü savunuluyor. Cumhurbaşkanı Turgut özal ,da aynı yasanın söz konusu (hükümlerinin iptali için geçen hafta içerisinde Anayasa Mahkemesi'ne dava açmıştı. Birflkte yaşam hukuka uygun •ANKARA (ANKA)- Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, .özgür iradeye dayanan birlikte yaşamlann hukuka \ uygun olduğuna karar verdi. ; Eşleri, birlikte yaşamın geureceği sıkınü konusunda uyaran dairenin karannda, özgür iradeye dayanan birlikte yaşamın bozulmaa ', halinde, taraflardan birinin diğeri aleyhine kişiük haklanna saldında bulunulduğu gerekçesiyle tazminat davası açmaya hakkı bulunmadığj görüşü benimsendi. Esanboğa'da •ANKARA (AA)- Esenboğa Havaalanı'nda son çıkan yasayla, vali yardımcısının üstlendiği mülki amirliğin geri çekilmesi, karşılama ve uğurlamalarda protokol boşluğu yaratü. 3832 sayılı, aralannda havaalanlannın da buiunduğu bazı kurum ve kuruluşlann korunması ve güvenliklerinin sağlanması . hakkındaki kanunun bazı ' maddelerinin değiştirilmesiyle ilgili yasa geçen hafta yürürlüğe girdi. Bu yasanın yürürlüğe girmesi ve ilk uygulamanın Esenboğa Havaalanı'nda pUot uygulama olarak başlaması sonucu, mülki amirin üstlendiği protokol karşılamalanru kimin yapacağı henüz açıklık kazanmadı. HEP, eylülde kupultay yapıyor •ANKARA (ANKA)- - Halkın Emek Partisi, eylül ayı içerisinde, "Seçimli Tüzük ve Program Kurultayı" toplamayı kararlaştırdı. Partinin görüşlerinin değişen dünya ve ülke koşullanna uygun olarak netleştirilmesi amaayla yeni bir program oluşturulması konusunda da karar almdı. HEP il başkanlan, Ankara'da toplanarak HEP için açılan kapatılma davası ve ÖZEP'in HEP'e kaülmaa sonrasında partinin yeni yönelimlerini görüştüler. 18-19 ternmuz günlerinde yapılan il başkanlan toplantısmın sonuç büdirgesinde"HEPil başkanlan, partinin kapatılması olayına karşı, ilk etapta ulusal ve uluslararası bir kamuoyu desteğinin yaraülmasma, bir hukuk komisyonu oluşturularak parti savunmasının haarlanmasına ve banşçıl, demokratik eylemler dizisinin icraya korulması gerekliliği sonucuna vannıştır" denildi. Kongreden Genel Merkez güçlenerek çıktı. Baykalalar dağüdı, Yeniükçiler yol aynmında SHPdedengeleraltüstoldu• Kongre sırasında sert çıkışlan ve adaylarla yaptığı polemik nedeniyle tarafsız bir Divan Başkanı'ndan çok taraflardan biri izlenimini uyandıran Moğultay bolca yuhalandı. Hasan Fehmi Güneş'i destekleyenler Moğultay'ı, "taraflı davranmakla", Çengel'i destekJeyenlerise "çıkışlanyla Güneş'e prim sağlamakla" suçladı. AYŞEYILDIRIM SHP, olağan hale gelen ola- ğanüstü kongrelerinden birini daha yaşadı. Partideki alışılage- len gruplaşmalann ve dengele- rin dağıkmı bu kongrede daha farklı bir şekilde kendisini gös- terdi. Genel Merkez'in, hem ge- nel, hem yerel iktidar olmanın avantajlannı "eargemeden"' kullandığı kongrede tüm den- geler altüst oldu. Baykalalar gibi Yenilikçiler de bütünlü- ğünü koruyamayınca Genel Merkez'in istediği oldu. îstan- bul'daki Baykala kurultay de- legelerini tasfiye etmek istediği ileri sürülen Genel Merkez'in, bunu başardığı vurgulandı. Is- tanbul'daki 100 yeni kurultay delegesinden 10'unun Baykal ekibinden olduğu vurgulandı. Bir tarafta, ortak bir plat- formda İl Başkanbğı'na aday olması önerilmesine rağmen kabul etmeyen PM üyesi Hasan Fehmi Güneş. Yarunda Yeni sol'un ikinci adamı olarak bili- nen Ismail Cem, Yenilikçüerle bu kongrede yollan aynlan Er- can Karakaş. Karadenizliler- den îbrahim Cevahir, tl Baş- kanlığı adaylan arasinda adı geçenlerden Asaf Savaş Akad ve Seyit Ali Güneş. Diğer taraf- ta Genel Merkez ve adayi Yük- sel Çengel. Çengel'i destekle- yenler arasmda da Istanbul Be- lediye Başkanı Nurettin Sözen, Yenilikçi ilçe başkanlan, bir grup Baykala ile bazı sendi- kacılar bulunuyordu.. Salon SHP'nin alışık olmadı- ğı şekilde boştu. Buna karşın Lütfü Kırdar Spor Salonu'nun önünde duran dört kırmızı pla- kalı araba sonucu belirleyecek nitelikteydi. Genel Merkez, ba- kanlan, MYK üyeleriyle, PM üyeleriyle ve miUetvekiUeriyle adeta çıkarma yapmışü Lütfü Kırdar'a. Birgün önce SSK'ya borcu olanlan açıklayarak siyasi po- pülaritesini arttıran Çabşma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Meh- met Moğultay, Genel Merkez yanlılannca Dıvan BaşkanüğY- na aday gösterildi. Divan'm di- ğer dört üyesi ikiye iki payla- şıldı. Yüksel Çengel'i destekle- diğj açıkca bilinen Moğultay'ın tek isim olarak Divan Başkan- bğı'na getirilmesi şaşkmlık ya- rattı. Ercan Karakaş, önceki akşam başkanhk konusunda konuşup, Ahmet tsvan ismi üzerinde anlaştıklannı söyledi. "Sabah fikir değiştirmişler, em- rivaki gibi oldu." diye tepkisini dile getirdi. Buna karşın atama ile il yönetim kuruluna getirilen Baki Durmuş, sözkonusu an- laşmarun doğnı ormadığını söyledi. Karakas'ın kendisiyle görüşüp Ahmet Isvan ismi üze- rinde anlaşmak istediklerinj PARTİLERPE HİZİPLEŞMELER. *BENÎM SBhASİYEM İ söylediğini, ancak kendısinın buna ilçe başkanlannın karar vereceğini söylediğini ifade etti Kongre sırasında sert çıkışla- n ve adaylarla yaptığı polemik nedeniyle tarafsız bir Divan Başkanı'ndan çok taraflardan biri izlenimini uyandıran Mo- ğultay bolca yuhalandı. Hasan Fehmi Güneş'i destekJeyenler Moğultay'ı, "taraflı, demokra- tik obnayan ve tansiyonu tır- mandırmaya" çalışmakla suç- larken, Yüksel Çengel'i destek- leyenler de "çıkışlanyla Gü- neş'e prim sağlamakla" eleştırdi. Eski il yönetim kurulu ûyele- rinden Aykut Oray yaptığı ko- nuşmada Yüksel Çengel'i de suçluyordu. Çengel'in göreve gelmesinden sonra birçok işa- damının partiye bağış yapüğını söyleyen Oray, "Bu bağışsever 'Hilafet gelmezse Türkiye parçalanır 'diyen Mezarcı, Asiltürk'ü mahkemeye verecek RP'deMezarcıkrizibüyüyor TURANYILMAZ ANKARA-Refah Partisi'nde (RP), Genel Sekreter Oğuzhan Asiltürk ile İstanbul Milletveki- li Hasan Mezarcı arasındaki "söz düeUosu" ile açığa çıkan kriz ürmanıyor. Mezarcı, Asil- türk'ü, verdiği bir Meclis araş- tırma önergesinin. milletvekil- lerine sahte oy kullandırtarak düşmesini sağlamakla suçladı. Atatürk ve hilafetle ilgili açıkla- malan nedeniyle, kendisi için "Bu adam partiyi kapattıra- cak" diyen Asiltürk'ü önce par- tisinin disiplin kuruluna, ardın- dan da mahkemeye vereceğini açıklayan Mezarcı, Türkiyede hılafeün Cumhurbaşkanı ya da TBMM Başkanı'nm yetkisinde olduğunu belirterek "Sayın Özal'ı ve Sayın Cindoruk'u bu görevlerini yerine getirmeye da- vet ediyorum" dedi. Mezara, Cumhuriyet'in so- nılannı yanıtlarken, Asiltürk'- ün daha önce de Meclis'teki ye- • RPÎstanbul Milletvekili Mezarcı, partisinin Genel Sekreteri Asiltürk'ü, verdiği bir araştırma Önergesinin, milletvekillerine sahte oy kullandırtarak düşmesine neden olmakla suçladı min töreni öncesinde baskı yaptığı ru savunarak şöyle dedi: "Hem İslami hem de insani bakımdan doğru olduğuna inanmadığım yemin metnini okumak istemedim. Ben, "bu anayasayı da yemin metnini de Allahımın ve Müslüman mille- timin huzurunda reddediyo- nım' diyerek kürsüden inecek- tim. Asiltürk'e, konunun gruba götürülmesini önerdim, ama o, sert bir dijle emrivaki yapıyor ve kendi özel karar ve kanaatle- rini grup karanymış gibi ka- muoyuna ilan ediyor. Bu parti- de grup karan diye bir şey yok. 'Grup karan hocanın karandır' ıfadesi, Asıltürk'ün ıfadesidir. Her vesileyle gruba bunu söylü- yor. RP grubunda hiç bir konu konuşulmuyor, görüşülmüyor, tartışılmıyor, grup karan abn- mıyor. Parti disiplini, ilkeleri denilen şeyi Asiltürk ya da bir başkası tespit ediyor. Bu an- lamda hoca ile doğru düruSt muhatap olamıyoruz. Böyle olunca berum tek başıma hare- ket ettigimı söyleyenler de aynı şeyi yapmış oluyorlar. Kendisinin ilkeli politika mü- cadelesi verdığinı belirten Me- zara, "Şura istiyorum. Genel- kurmay'ın, Milli Eğitim'in şu- rası var. Bu, istişare anlamın- dadır. Bu anlamda işlerin, parti politikalannın şurayla, istişa- reyle ve çoğunluk karanyla be- nimsenmesi mücadelesini ve- riyorum. Kendi görüş ve ka- naatime aykın bile olsa şura ile alınmış çoğunluk kararlanna riayet edeceğimi açıklıyorum. Fakat bunlar mutlak bir kölelik istiyorlar, itaat değil. Ben "itaa- te evet, köleliğe hayır' diyo- nım" diye konuştu. Asütürk'- ün telaş ve paniğinin, TBMM Başkanİığj'na verdiği Ali Şükrü cinayetiyle ilgili önergeyi, mil- lctvekıUennin yerine sahte ımza attırarak düşürmesinden kay- naklandığını öne süren Mezar- a, aynı önergeyi daha sonra di- ğer partilerden milletvekilleriy- le imza yetersayısını tamam- layıp ikinci kez verdiğini söyle- di. Mezara, "RP dahil bütün partilerde dikta var" dedi. işadamlan ön^eden neredeydi- Ier acaba?" dedi. Kongrenin il başkanlığını Belediye Başkanı'- nm gölgesine almak amaa taşı- dığını da söyleyen Oray'a kar- şın Yüksel Çengel konuşmasın- da işsizlikten bahsederek sık sık "İşsiz sosyal demokratlann iş bulması gerekliüğini" vurgula- yıp, göreve geldıkten sonra kendisine yardım talebiyle ge- len hiç kimseden "ilgisini eksik etmediğf'ni hatırlatınca "Çen- gel kendisini sosyal demokrat. İş ve Işçi Bulma Kurumu Baş- kanbğı adayı sanıyor" şekünde espriler yapıldı. Çengel konuş- masında "Gücüm yeterse ben, yetmezse bu konuda siyasi ak- rabalanmı kullanır sorunlara mutlaka çözüm geürinm " di- yerek bu konudaki hizmeüeri- nin devamını taahhüt etti. Kongrenin bir başka boyutu ise CHP'ydi. Hemen her konuş- macı bu konuya değindi. Ha- san Fehmi Güneş'in daha önce- den de her ne kadar "CHP'ye gitmek gibi bir taruşmanın ken- disi ve arkadaşlan dışında kal- dığmı" belirtmesine karşm, kongreyı kazanması durumun- da CHP için İstanbul'da start venlmış olacak diye düşünülü- yordu. "tnönü'ye ve Genel Merkez'e bayrak açtı" gözüyle bakılan Güneş'in bu amacla Baykalcüarla birlikte olduğu ılen sürülürken. Ercan Kara- kas'ın ise Nurettin Sözen ile kronik hale gelen çekışmesı ne- deniyle Güneş'e destek verdiği ifade edildi. Yenilikçi olarak bi- linen birpartili "Karakaş İstan- bul İl Başkanhğfnı aşamadı" diyerek üzüntüsünü dile getiri- yordu. Güneş. politikaa centilmen- liği göstererek Yüksel Çengel'i listesinde ikinci sırada kurultay delegesi adayı olarak gösterdi. Buna karşın Güneş'in listesin- de, Baykal ekibinden 'sivri' isimler olarak nitelenen Musta- fa Tosun, Mustafa özyürek, Hüseyın Aslan, Gürbüz Ça- pan, Kiraz Bicici, Erhan Alpte- kin gibi adaylann yeralması da "Güneş istediği kadar ben grup adamı değilim desin, listesine bakan anlar" sözlerine yol açü. Yüksel Çengel'in listesinde ise atama ile gelen yönetim ku- rulu üyelerinden 10 kişi il yöne- tim kuruluna bu kez seçilerek girdi. Kendisini destekleyen 16 ilçe başkanının oluşturduğu platformdan da 12 kişiyi kurul- tay delegesi yaptı. SHP Istanbul'daki yeni İl Yönetim Kurulu şu isimkrden oluştu: Müjgan Bilgın, Nuran Özdem, Güler Topçuoğlu, Ya- şar Tezcan, Ayhan Algantürk. Derviş Ağdoğan, Muammer Ürgüp, Kamber Doğan, Dur- sun Bulut. Şükrettin Yıldınm. Yaşar Abdik, Kazım Canpolat, Efendi Çelik, Necmettin Gü- mülcıneli. tl Disiplin Kurulu üyeleri ise şöyle belirlendi: Gülten Evku- ran, Abdi Yerli, Nurettin Ba- şar, Neşet Ihüyar, Mehmet Ti- maş. Alınterinin onuru KEMAL TÜRKLER'i ANIYORUZ Kemal Türkler'i öldürülüşünün 12. yılında bir kez daha anıyoruz. Sendikalyaşamda yeni bir adım daha atarken, onurlu yaşamı ve mücadelesi yolumuzu aydınlatıyor. Anma programına katılmamzı dileriz. T. Maden-lş Sendikası Genel Bajkanı MurarTOKMAK DİSK Genel Başkanı Kemal NEBIOĞLU ANMA GUNU ETKİNÜKLERİ 22 Temmuz 1992 (Çarşamba) 10.00 DİSK Genel Merkezi nde buluşma. Kemal Türider'in öktürüldûğü yeröe saygı duruşu ve basm açıklaması Katılanlar. DİSK, MADEN-İŞ ve üye sendika başkanlan, genel yönetim kurulu üyeleri 11.00 Mezarı başında anma 19.00 ( ) Açış konuşması: Kemal NEBİOGLU (DISKGn Bşk) MuratTOKMAK (T.Maden-lş Gn.Bşk.) Tımur SELÇUK Genco ERKAL Edip AKBAYRAM Multivizyon göstertsi "Bir iıuan, bir işçi yüreji" Fotoğraf sergisi Dönüş için çeşitli semtlere otobüs bulundurulacaktır. Davetiyeler ücretsiz olup DİSK Genel Merkezi ( Merter), Maden-lş Genel Merkezi (Pendik) ve aynı gün Lütfi Kırdar Spor Salonu 'ndan sağlanabilir. DİSK / T. MADEN-İŞ SENDİKASI POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETtSKAYA çocuksu UçantaManıı Dalgatı Denizmde.- Iri kahverengi gözlerine gecenin hüznü çöküyor... Bembeyaz kâğıtlara resimler çiziyor durmadan. Renk renk giysiler, uçurtmalar, al yanaklı, kırmızı dudaklı, uzun kirpikli kadın resimleri. "Çok güzel olmuş, bir tanesini ver de götüreyim..." Umursamıyor, gözlerini kaçırıyor... "Ben hiç beğenmiyorum ki." Evden dışanya çıkmıyor. Zaman zaman canı çok sıkılı- yor. "Haydi gel bugün birlikte gidelim..." Başını sallıyor... "Hayır olmaz, evde kalacağım." Çogu kez şöyle düşünüyorum: "Çocukluğunu yaşamadan büyüyor, hiç de arkadaşı yok." Ama o böylesi bir.yaşamdan hoşnut Bilgisayarlaoyna- mak, resim yapmak kitap okumak onu mutlu ediyor... Çocuk gözlerini yıllar öncesine taşıyorum yağmurlu bir akşamda. Yaşamın ağır yükünü onun gülüşlerinde unutu- yorum... O hüznü hiç belli etmez, sevgisini gizler. Doğduğu yıl 1981. En acılı yıllar. Hapishaneler, hastane- ler. ölümden kıl payı kurtuluşlar.. Onun upuzun kahverengi saçlarında, çıkık alnında yaşa- ma sevincini yakalıyorum doğduğu günden beri. Çoğu kez oturup konuşuyoruz. Tartşmadan yana hiç değil. Hemen kestirip atıyor. Gazeteieri didikdidik ediyor. Kim neyazmış, kim nesöy- lemiş hiç unutmuyor. önceki akşam, pat' diye bir soru yöneltti: "Baba, sizin gazete ne zaman 200 bin satacak?" Şaşırdım. Nasıl yanıt verebilirdim? Gözlerini ok gibi uzerime dikmişti. "Türkiye'ye demokrasi geldiği zaman..." Güldü. "Siz kendinizi öyle avutun. Her gün bir otomobil, ev ve- rin, bakın nasıl çok satacak..." Sesimi çıkarmadım. Ardından bir soru daha geldi: "Hep demokrasi, insan hakları diye yazılar yazıyorsun, kızdığın zaman ise bana bağırıyorsun. Yazılarınla davra- nışlann birbirini tutmuyor." Hiç sesimi çıkarmayınca üsteledi: "Haksız mıyım yani!" Baktım susmuyor, şöyle dedim: 'Ama sen de geceleri erken yatmıyorsun..." Bu kez kızdı: "Senin de bana bağırmaya hiç hakkın yok." Aramızda anlaştik Bundan böyle ona hiç karışmayaca- ğım. Bana sözü var: "O zaman ben de eskisi gibi uslu olacağım..." Bana söz verdi, ama yine de geç yatmayı sürdürûyor... Gerekçesi hazır: "Resim yapıyorum. Geceleri daha güzel renklerseçiyo- rum..." *• Hiç inanmıyorum o da biliyor... Sabah erken kalktım. Balkona çıktm. Tatfı bir serinlik yalıyordu insanın yüzünü. Havada toprak kokusu vardı... Gazeteferi okumaya başladım. ..,<:./K: Bülent Ecevit, CHP'de göreve hazır olduğunu söyiemiş. Demirel ise ilginç bir konuya değinmiş: "Devlet dağılmıştı, devleti toparlamaya çalışıyoruz. İki yakasını bir araya getireceğiz." Ve ardından eklemiş. "Bütün vatandaşlara sesleniyorum. Daha iyi, daha gü- zel bir Türkiye'yi birlikte kuracağız..." Bir baktım ki o da uyanmış. Aynı haberi okuyor. Yakamı çekiştirdi: "Hani benim memurum, benim işçim... Ne zam yaptı gördük." Kızdım: "Sen böyle işlere fazla karışma..." Birden karşıma dikildi: "Hani demokrasi, hani insan hakları diyordun? Nere- deyse döveceksin beni..." Evden çıktım. Yürümeye başladım... 11 yıl önce doğan acılı günlerin çocuğu, şimdi büyümüş benden hesap soruyordu... Onun kahverengi gözlerinde, uçuşan saçlarında hem hüznü, hem mutluluğu birlikte yaşıyordum. O da bir gün büyüyecekti. Çocuksu uçarılıkların, boş- vermişliklerin dalgalı denizinde yorulup, durulacaktı. Bilgisayar oyunlan, yarışma programları, kitaplar, re- simler, yaşamınm belki bir parçası olacaktı. Bembeyaz kâğıtlara çizdiği, uzun kirpikli, iri siyah gözlü, kırmızı ya- naklı, kırmızı dudaklı ablalar gibi hüznün ve mutfuluğun çizgisini yakalayacaktı. Çok değil, 7-8 yıl sonra... Belki o zaman\ar karşıma dikilip seslenmeyecekti: "Hani demokrasi. hani insan haklan diyordun?" Türkeş sert çıktı: Banatavıralanlar ••11 •• ** 1 ^ * 1 ulkucudegıl ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-MÇP Genel Başkanı Alpaslan Türkeş, partisinden istifa ederek, ülkücü kesimde kendisine karşı muhalefet ha- reketi başlatanlara sert çıka- rak, "Partiden aynlanlar, bana karşı tavır koyanlar ül- kücü değildir" dedi. Ülkücü kesimin taruşmasız lideri ol- duğunuvurgulayarak,"Ülkü- cüler beni tartışmıyor" dedi. Türkeş, "Ülkücülükten istifa edenlerin tartışması da mese- le teşkıl etmez" diye konuştu. Türkeş, MÇP'nin hem kişiler, hem program ve doktrin, hem de genel başkan açısın- dan MHP'nin devamı niteli- ğinde olduğunu savunarak, açılması halinde MHP'nin MÇP'ye katılma karan al- ması gerektiğini söyledi. Alpaslan Türkeş, partisin- den istifalan değerlendirir- ken, MÇP'nin bölünmediği- ni, aksine her geçen gün bü- yüdüğünü savundu. Bir soru üzerine, "Genel Başkanlığı kolay kolay kapürmayız" diye espri yapan Türkeş, MHP'nin kuruhış çalışrna- lanna ilişk/n bir soru üzerine. yasanın, yeniden açılacak par- tilerin önüne. ya bir başka partiye katılma. ya kendinı fesh etme ya da tüzel kişib'ğini sürdürme olmak üzere üç seçe- nek koyduğunu anımsatarak, "Bence MÇP. MHP'dir. Siyasi yasaklar olduğu için, MHP adım alamamışür, amblemini kullanamamıştır" diye konuş- tu. MÇP'nin kurulmasına, 12 Eylül'den sonra cezaevinde buiunduğu sırada karar verdi- ğini ve bu karannı avukatlari kanahyla dışandaki arkadaş- Ianna bir "talimat" olarak ilet- tiğini belirten Türkeş, "Bunun üzerine arkadaşlanmız 36 ku- rucu ile başvurdular, ancak konsey, 34'ünü veto etti. Sonra ben, çok az tanınmış, konseyin tanımayacağı kişilerle başvu- rulmasıru istedim. Yine 36 aday belirlendi, bu kez bunla- nn 18'i veto edildi, bize parti kurdurulmadı. Bu işlernler olurken de 1983 seçimlerini ka- çırdık. Sonra parti Muhafaza- kar Parti adıyla kuruluşunu ta- mamladı. Sonra ben partinin adının MÇP olmasını istedim. Yasaklar kalkıncaya kadar partiyi destekledim, mitingleri- ne, toplantılanna gittim. Bu yüzden hakkımda 14 ayn dava açıldı. \asaklar kalkınca da arkadaşlanm davet etti, gel- dım" diye konuştu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear