14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet Sahıbı. Cumhuriyeı Maıbaacılık \e Gazeıecılık Turk Anonım Şırketı adma Berin \adi lsıanbul Haberlen: Şen» Kalkan, Dış Haberler- Ergun Balcı, Ij-Ekonomi: Şukran Kelenci. Yurt Basan \e Yayan- Cumhuriytı Matbaaeılık ve Gazeıecilik T.A.Ş. Tûrkocagı Cad. ^ Genel Ya>ın Voneımenı Ozgen \car 9 Genel ^a>ın Koordınaıoru Hikmel Çelinka\a Haberlerı- Mehmel Saraç. Kulıur Celal L'sler. Makaleler Sami Karaoren, Spor Abdulkadir 39 41 Cağaloğlu 34334 tsı PK: 246 lsıanbul. Tel: 512 05 05 (20 hat), Telex: Vucelman. Du/elune: Abdullah Vuıcı • Muessese Mudur V . Erol Erkui # Koordınaıor \hmet KoruUan 9 Muhasebe Bnknı Vener A Butçe-Planlama. Sevgi Osmanbe>«oglu 9 Idare HuM'\in Gurer 9 Işleıme Onder (.elik 9 Bılgı-lşlem. Nail tnal Bılgısa\ar'Sısıem: Muruvel C, ilcr 9 Personc! "»;>);i Bosuncıoglu 9 Reklam Reha l>ılman 9 Dış Ilışkıler. Hul\a Ak>ol Va<Li l>lerı Mudurlerı. Fusun Ozbılgen (Sorumlu). Celal Ba*langıç (Haber) • Yazı hlcrı \1udur \ardımcısı Salim Alpaslan % Gorsel "loncımen' Ali \car # Duzenleme Muslafa Saglamer • \nkara Temsılcısı. Cune}l Arca>urek, Haber Mudurlerı Mustafa Balbav. l>ık Kansu. I/mır TemMİcı V Serdar kızık, Adana Temsılcısı: Çelin Yigenoglu 22246, Fa< (I) 526 60 72 9 Burolar Ankara: Z Gokalp Blv. Inkılap S No: 19 4, Tel- 433 11 41-47, Tele\ 42344, Fax. (4) 433 05 65 9 tzmir H Zıya Blv 1352 S 2/3. Tel: 83 12 30, Telex. 52359, Fax: (51) 89 53 60 9 Adana: lnonu Cd 119 S No I Kaı 1, Tel. 19 37 52 (4 haı), Telex. 62155, Fax: (71) 19 25 78 TAKVİM: 28 HAZİRAN 1992 Imsak: 3.27 Güneş: 5.27 öğle: 13.12 lkindi: 17.12 Akşam: 20.47 Yatsı: 22.38 AloTel'e tepkilep • ANKARA (AA) - Sağlık BakanıYıldınm Aktuna, "AloTeF'adıaltında * cinsellik ve sağlık konusunda telefonla yapılan bilgılendırmenin son derece yanlış ve zararlı olduğunu söyledi. Sağlık Bakani Aktuna. yapüğı açıklamada, birinsanın hastalığına yönelik teşhis koyma yetkisinin sadece doktora verildiğini belirterek "Bu, telefonla olmaz. cinsel konularda gelişıgüzel ve başıbozuk bilgiler aktanlmaktadır. Telefondaki kişiler kim, hangı sıfatla bu işi. yapıyorlar" dedı. Kazı Kazan'a yeni çehre • İZMİR/ANKARA (AA) - Milli Piyango Idaresi, üç yıl önce başlatılan "Kazı-Kazan" şans oyununda olası sahtekârhklann önüne geçebilmek amaayla kartlann yenilenmesini kararlaştırdı. Buamaçla "Kazı-Kazan" kartlannın görünümü değiştirilirken rakamlan kapatan lak tabakasının üzenne de mikron ınceliğinde helezonik çizgıler yerleştınlecek. Festivalde erteleme • Kültûr Senisi -İstanbul Festivali'nde dün gece sahnelenmesi gereken Cristina Hoyos Balesi'nin gösterisi, pazartesi gününe ertelendi. Erteleme karan, Cnstına Hoyos'un çiseleyen yağmur nedeniyle sahneye çıkmak ıstememesı üzerine alındı. Yetkıliler, Hoyos ve dansçılannın bu akşam saat 21.30'daAçıkHava Tiyatrosu'nda programlandığı gibi sahneye çıkacağını kaydettiler. Ertelenen göstennın pazartesi saat 21.30'da yapılacağı, ancak isteyen seyircilerin bıletlerini iade edebilecekleri kaydedildi. Tuda'dayangın: 1 çocuk öMû • İSTANBUL (AA)- Tuzla'da 3 katlı bir binada çıkan yangında 1 çocuk öldü. Hasar tespiti yapan itfaiye grup amıri ise bir kat aşağı düşerek yaralandı. Şifa Mahallesi Emiroğlu Sokak 27 numarada bulunan 3 katlı binada dün gece saat 22.20 sıralannda henüz belirlenemeyen bir nedenle yangın çevreye yayılmadan söndürülürken, 3'üncü kattaki dairede kimliğj tespit edilemeyen 7-8 yaşlanndaki bir çocuğun cesedi bulundu. Yangının söndürülmesinden sonra, hasar tespiti yapan Kartal İtfaiyesi Grup Amiri İsmet Göz. 3'üncü kattaki merdiven başından bir kat aşağı düştü. Yaralı olarak Kartal Devlet Hastanesi'ne kaldınlan Göz'ün sağhk durumunun iyi olduğu bildirildi. Yağmurla dans • İstanbul Haber Servisi -Pasha Dısko'nun Kuruçeşmedeki yazlık yerinin önceki geceki açılış partisi. sağanak yağrnur nedeniyle oldukça ilginç geçti. İçkilerini yudumlayıp. havai fışek gösterisini izlediklen sırada aniden bastıran yağmur davetlilerin sınlsıklam olmasına neden oldu. Yağmura rağmen, acık alandaki pıstte uzun süre dans eden konuklar daha sonra kendilerine verilen yağmurluklarla masalardaki şemsiyelerin altında sağanağın durmasını beklediler. "Çılgın' gecede, özellikle dekolte giyen hanımlann ıslanması ilginç manzaralar yarattı. Modaıunyeni silahı aksesuarlar Dior'un 1992-1993 kışı için hazırladıgı aksesuarlar. Dior, eski Rus taküanndan esinleniyor. Biiyukustaları kimse taklit edemiyor. NECLÂSEYHUN Kim derdi ki günlerden bir gün, bir avuç inci boncuk, bir avuç metal parçası modanın odak noktası olacak, en büyük ustalıklan gizleyecek, onlan gölgede bırakacak diye... Bu, silahın icat olması ile mertlığin bozalması gibi bir şey... Ama tam öyle de değil aslında. Modanın bu yeni silahı, aksesuar, yeni icat olmadı ki... Kökenı, insanlık tarihi kadar eski. Daha örtünmeyi bile bilmezken eski insanlar, takıp takıştırmayı biliyorlardı. Hayvan dişlerinden, kemiklerinden yapılma kolyeler süslüyordu boyunlannı. O günlerden bu yana takılar inceldi, ustalaştı, şekilden şekle girdi. Kemerler, çantalar, düğmeler, pabuçlar, şapkalarla modanın aynlmaz bir parçası oldu. Aksesuar, yüzyıllar boyu kıyafetleri tamamladı. Ama onlan ezmedi. Oysa günümüz modasında aksesuarlann yaptığı bu... Modanın büyük ustalanndan bir Vionnet, bir Patov, bir Dior, bir Fath, bir Balmain, bir Balenciaya bunlan görse yüreklerine inerdi. Bu dikiş, bu moda ustalanndan hiçbiri bugün yaşamıyor. Yaşasalar, aksesuar böyle başını alıp gider miydi!.. Işler çığnndan çıkar mıydı böyle!.. Bir avuçrenklitaş, bir avuç parlak metal, modanın akışını. tüm incelıklerini, ustalıklannı bir kenara itebilir miydi böyle!.. Büyük ustalann yokluğu bir gerçek. Kimse onlann yaptığını taklit bile edemiyor bugün. Ama sorun yalnızca bu mu?... Zaman aktı geçti o günden bu yana. Zevkler değişti, yaşam biçimi değişti. Moda, öyle dikiş ustalıklan ile kesim oyunlan ile uğraşmıyor artık. Bugün bir Vionnet'nin verev modelleri gibisi yapılamıyorsa, kimin derdi?... Dior'un o inanılmaz kesimleri, Fath'ın akıl dışı zarafeti, Balenciaya'nın erişilmez tekniğini kim umursuyor!.. Kim bu uçurumun bilincine gerçekten vanyor, kim hayıflanıyor ki!.. Arada zaman zaman eksiye dönme sevdalan, umutlan şöyle bir esinti gibi birgelip birgeçiyor?... "An nerdeeski ustalar, nerdeeski modalar!.." dendiği oluyor, ama o kadar... Hemen çarçabuk anılar defteri kapanıp gösterişe dönülüyor. Fazla bir ustalık gereksiz günümüzde. Biraz ağn burnu yerinde bir model yeterli. önemli olan model değil ki... Modacılar basıyorlar rengi korkusuzca... Allan, morlan, yeşilleri, sanlan... İnanılmaz irilikte taşlı, incili küpeler, inanılmazçarpıcıkkta kolyeler, bellerde süslü kemerler, her biri bir mücevher ışılüsında koskocaman rengârenk elma büyüklüğünde düğmeler... Yukandan aşağı şakır şakır... Kim görür bu arada kesimin inceliğini, ustalığmı?... Varsın eski ustalar ustalıklan ile gerilerde kalsın. Taş, yerinde ağır!... Sijab deri ve beyaz kanşımı bir model.Chanel'in bu kıyafetini zincirli bir deri kemer ve taşlı bir broş tamamhyor. İnanılmaz irilikte taşlı küpeler... Koylanmızda ciddi boyutlara ulaşan kirliliğin önlenmesi için harekete geçmek gerekiyor Yatlarla birlikte kiılilik arhyor ÜMİTOTAN İZMİR - Turizmde hareketlı günler yaşıyoruz. Yat turizmi- nin de bu hareketlilik içindeki payı giuikçe artıyor. Yatlar ço- ğaldıkça koylarda kirlilik tehdi- di de artıyor. Çevreciler ve uzmanlar ge- rekli altyapı sağlanmadıkça po- lisiye önlemlerle hiçbir yere vanlamayacağını belirtiyorlar: "Yat sayısındaki artışa para- lel olarak, koylanmızda gide- rek artan ve ciddi boyutlara ulaşan çevre kırlıliğinın önlene- bilmesi için zaman yitırmeden harekete geçilmelidir." Dokuz Eylül Üniversitesi Çevre Mühendisliği öğretim üyesi Prof. Dr. Füsun Şengül, yukandaki uyanyı yaptıktan sonra temiz ve düzenlı bir çevre olmadan turizmin gelişmesmi beklemenin "hayal" olacağını vurguluyor. Datça yanmadasıru ana ka- raya bağiayan yörede küçük koycuklar her gün yüzlerce yat ağırlıyor. Küçük bir tahta iske- le, bir kafeterya ve yeşilin ma- viyle kucaklaşüğı deniz. Yatçı- lar ellerinde naylon torbalanyla kıyıya çıkıyor. Ağaçlann diplerine torbalar bırakılıyor. Kafeterya sahibi bu torbalan teker teker toplayıp birköşeyeyığıyor. Issız koylarda ağaç diplerine konulan atıklar dağılıyor, belli bir süre sonra denizle bulu- şuyor. Uzmanlar, denize atılan bir sayfa kâğıdın 2-3 hafta, bir te- neke kutunun 100 yıl, bir plas- tik şişenin de 400 yıl yok olma- dan denizde kalabildiğini vur- gulayıp, koylann ne denli bü- yük bir kirlilik tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğuna açıklık getiriyorlar. Kirlilik nasü önlenir? mesi ya da en aza indinlmesi için Prof. Dr. Füsun Şengül'ün getirdiği öneriler uzun bir listeyi oluşturuyor. ^ngül, getirdiği önerilerin bircoğunun henüz Türkiye'de uygulanması için gerekli altyapı kurumlannın oluşmadığıru be- lirterek, önerilerini sıralıyor: • Denizde ve karada yağlı atık sulan, sintine ve balast su- lannı toplamak üzere sabit ya da yüzer kabul tesisleri kuru- lup, çalıştınlmah. # Marinalann civanndaki koylara çöp toplama ve çöp iş- leme merkezleri kurulmah. • Kaü atıklann toplanması ve uzaklaştınlması belediye ta- rafından denetlenmeli. • Seyrini bitiren yat kaptan- lanndan 'çöplerin nereye bıra- kıldığının belgelenmesi' uygu- lamasma geçilmeli. • iSintine atıklannı evsel aük- lannı ve çöplerini' denize ver- memeleri için özellikle yerli yat- lann mürettebatı uyanlmalı, otokontrol ve cezalandırma mekanizmalan uygulanmalı. • 21. yüzyılda en gelişmişen- düstri dallanndan biri olacağı muhakkak olan "turizm en- düstrisi"nin yat turizmi dalında bir araştırma-geliştirme komis- yonu oluşturulmalı ve faaliyete geçmesine çalışılmab. • Denizlerin doldunılarak manna yapılması olayı denizle- rimiz için çok kötü bir uygula- madır. Bu uygulamadan vazge- çilmeli, izin verihnemelidir. Marinalarda altyapıda gerek- li olanlan da DGÜ Çevre Mü- hendisliği Bölümü araştırma görevlisi Ahmet Karagündüz sıralıyor: • Marinalarda kadın ve er- kek yatçılara ayn duş ve alaf- ranga tuvalet aynlmalı. •Çöplerin liman dışına atıl- ması ile kaü ve sıvı atıklardan çevrenin etkilenmemesini sağ- layacak önlemler alınmalı. • Kadm ve erkek görevliler için ayn soyunma yerleri, duş, tuvalet ve ortak oturma, din- lenme tesisleri kurulmah. •Jeneratör, yedek su depo- su, kullanılmış yağ toplama yerleri bulunmalı. • İlk yardım olanaklan sağ- lanmah, yangın söndürme sis- temleri faal tutulmalı. Yatlara doluşanlar soluğu güzeum koylarda alıvorlar. Sonra çöpler karaya taşıruyor, yemekler yenijor, yüzulüyor. Çöpler ise Koylardaki kirliliğin önlen- kimsenin görmediği verlere bırakılıyor. Marinalann etrafında çöp toplama merkezleri yok. (Fotoğraf:ÜMİTOTAN) Çevre örgütleri: Yumurtalık Termik Santralı cinayettir MEHMET YAPia ADANA - Aliağa Termik Santralı'nın kamuoyunun yo- ğun baskısı ve Danıştay'ın ip- tal karan üzerine "Türkiye Cumhuriyeti kanunlannın iş- leyemeyeceği" Yumurtalık'- taki serbest bölge alanına kaydmlmasına dönük tepki- ler eyleme dönüşüyor. Çuku- rovablar, Başbakan Süley- man Demirel'e mektuplarla üzüntülerini bildirirken. her türlü canlı yaşamı etkileyecek termik santrala "evet" deme- lerinin mümkün olamaya- cağmı ve karşı mücadelede yerlerini alacakJannı duyur- dular. Doğu Akdeniz Çevreci- leri, Nükleer Savaşa Karşı Hekimler Birliği kanalıyla Japon çevreci- lerden santralı kuracak konsorsiyumda yer alan Japon firmalanna baskı yapmalan isteğinde bulunu- yor. Başbakan Süleyman Demi- rel'in Rio de Janeiro'daki •'Dünya Çevre ve Kalkınma Zirvesi"nde "kurulması cina- yettir" nitelemesini yaparak iptal edildiğini açıkladığı kö- mürle işleyecek termik santral için yurda döndükten sonra "Yumurtalık'ta kurun'" laii- maü vermesinin yankılan sü- rüyor. Başbakan Demirel'in ani karar değişikliğini, "Bizi şoke etti" diye yorumlayan Doğu Akdeniz çevre örgütleri temsılcileri, hafta başında Adana'da gerçekleştirdikleri ve bir deklarasyonla hüküme- ti uyardıklan toplanünın ardı- ndan "ses getirecek" ve "so- • Aliağa'da yapılması planlanan termik santralın Yumurtalık serbest bölgesine kaydmlmasına Çukurovalılar tepki gösteriyor. Doğu Akdeniz çevre örgütleri ses getirici etkinlikler gerçekleştiriyor. nuç alıcı" etkinliklere yönel- diler. "Yumurtalık Termik Sant- ralı'na Hayır" kampanyasın- da lokomotif görevi yapan ve sekretaryalığmı İskende- run Çevre Koruma Derneği'- nin yürüttüğü Doğu Akdeniz çevre örgütlerince Başbakan Süleyman Demirel ile bölge mılletvekiUerine postalanmak üzere kaleme alınan mektup- lar, on binlerce çoğaltılarak köy ve kentlerde dağıtılmaya başlandı.Demirel'e gönderi- len mektupta şöyle deniliyor: "Biz, Doğu Akdeniz'in katledilmesini, varhklannın yok edilmesini istemiyoruz. Toroslar'ın ve Amanoslar'ın , binbir çe- şit bitkı- lerinin ve hayvan- lanrun ölmesini istemiyo- ruz. Is- kenderun Körfezi'- nin yeteri kadar kırlendiği, bahk çeşit- lerinin azaldığı ve dünyaca ünlü karidesinin günden güne yok olduğunun bilıncinde olarak geriye kalan canhlann da yok olmasına göz yuma- mayız. Onun için Yumurtalık Termik Santralı'na 'hayır' di- yoruz. Aliağa'ya reva görül- meyen kirletici santralın böl- gemize de reva görülmeyece- ğini düşünüyor, bu projeden vazgecilmeşini isüyoruz." Adana. İçel ve Hatay mer- kezleriyle bağü ilçelerde kuru- lu onu aşkın çevre koruma derneklerini temsılen önceki gün Ankara'ya giden İsken- derun Çevre Koruma Derne» ği Başkanı Dr. Cemil Altay, Yumurtalık'a termik santral kurulmaması için ilgililerle görüşmelerde bulundu. 4 Vurgunlıılar' köyü Farüya vurgun yemiş REFÎK DURBAŞ BODRUM - Bodrum'un eski sakinleri onu 'Farilya' diye bili- yor, birkaç yıldan beriyse 'Gün- doğan' olmuş adı. Bodrum yöresinde 'vurgun' yemişlerin yurdu diye de anı- labilir. Bodrum'a 24 km. uzakhkta, iki bin nüfuslu küçük bir yerle- şim birimi. Ve benim iki yıldır uğrak yerim. "Vurgun" diyorum, çünkü iş olsun, aşk olsun. gönül olsun gerçekten vurgun yemişlerin beldesi Gündoğan. Kısa bir süre önce yerel secimlerde 'belediye' olmuş Gündoğan. İlk belediye baş- kanı Hasan Yılankaya 'vurgun' yemiş eski bir süngerci. "Villa Lale"nin sahibesi Fatma Gün- bulut TRTden 'vurgun' yemiş bir yapımcı. On yıldır Gündo- ğan'ı mekân tutmuş Roy ve Coy Ashbee çifti Gündoğan'a 'vurgun' iki İngiliz... Yüzümüzü körfezin rüzgân- na verip Fatma Günbulut'la konuşuyoruz. Fatma. TRTde yapımcı olarak çahşıyor. Yıl 1981. TRT'de 101'ler diye bili- nen olav patlıyor. Fatma'yı da Izmir jfi İmar Müdürlüğü'ne atıyorlar. O zamanki TRT Böl- ge Müdürü Orhan Bey, Fat- ma'ya bakıp, "Şen arİceolog- sun, TRT'de ne işin var" deyip atamasını onayhyor. Fatma, ertesi gün Izmir II Imar Müdür- lüğü'nde. Bu kez de oradaki müdür, "Yahu" diyor, "Sabah- leyin de bir spiker geldi, ben siz- leri ne yapacağım." Fatma bu- nun üzerine Bodrum'a yerleşi- yor. Bu olay olmasa belkı Gün- doğan'ı tanıyamayacak, belki turizm işine el atmayacak... Turizm işi olmadan önce Gündoğan bir 'sünger' yeriy- miş. Yani bir süngerci köyü. Köy de kıyıda değil, körfezi çevreleyen dağlann yamaanda. Biraz da balıkçıhk var; ama şimdi ikisi de bırakılmış. Ne Köylü şimdi neyle geciniyor? Neyle olacak, arsa satarak. Bu yüzden Gündoğan körfezi- nin çevresi bir kooperatif me- zarlığı halinde. Koç grubu Ga- ranti înşaat'ı kurmuş, kimi dip- lomatlar Cennet'i, TRT men- suplan Ege Koop'u, bir emekli • Bodrum'a yanm saat uzaklıkta küçük bir yerle- şim birimi Gündoğan. Eski adı Farilya. Turizm işi olmadan önce bir süngerci köyüymüş. Ama şimdi ne sünger kalmış ne de balıkçıhk. Köy şimdi arsa satarak geciniyor. sünger kalmış ne balık. Sünge- rin iyi olduğu zamanlarda kıyılan kızlara vermişler, kız da kıyı da pek değerli değil ya. Ama zamanla kıyılar değer İca- zanınca damatlar zengin ol- muş. asker Tankay'ı... Yalnız Al- manlara hizmet verdiği söyle- nen Karada... Bunlara kıyıda bulunan on kadar moteli de ek- lemeli... Belediye Başkanı Hasan Yı- lankaya, "Burası on yıla kal- maz Haliç'e benzer" diyor. Aslında Gündoğan çok eski bir yerleşim birimi. Antik çağda Kadiandalılar kurmuş. Kırk Merdivenler diye bir kilise kalıntısı var. Dağjn başında bir manastır bulunuyor. Körfezin ucunda bir batık olduğu bilini- yor ki anforalan yağmalanmış; ama hâlâ ilgilisini bekliyor. Kıyıdan biraz içeri girince tarlalar, bahçeler arasında an- tik keramiklere bol miktarda rastlamak mümkün. Bu açıdan da bakir bir yer Gündoğan... Gündoğan 'belediye' olunca da 'vurgun' yemiş. Çünkü bü- tün bu sorunlar öylece duru- yormuş yıllar yıb. Ama şimdi belediye olunca yol sorunu çıkmış, kanalizasyon sorunu çıkmış, yemek sorunu çıkmış... En önemlisi vurgunu önleme sorunu çıkmış... Ömeğin bir öğle, taneleri ta- baktan taşan bir porsiyon kuru fasulyeye Gürkaya Motel'de sekiz bin lira hesap öderken aynı akşam Katamaran Mo- tel'de iki köfte, bir kalem pirzo- laya seksen bin lira vermeniz iş- ten bile değil. Çünkü balık yok ve yediğiniz 'kanşık ızgara'... Yatak ücretleri mi? Yatak# değil, oda fıyatı var genellikle.* O da bir kanşık ızgarayla bir kuru fasulye fiyatına. Yüz bin lira civannda yani... Belediye bir de bunlarla uğraşacak şimdi de... Eskiler "Farilya" diye bılse de yolunuz Bodrum'a düşerse Gündoğan'a şöyle bir uğrayın. Denizi ve rüzgân kirlenmemiş bir demet günışığının tatilinize ayn bir renk katacağını hisset- mekten öte, bizzat yaşaya- caksınız... Burcunuz, kişiliğinizi, bugününüzû ve geleceğinizi nasıl etkiliyor, biliyor musunuz ? ATANİRUN hepsini cevaplıyor. ARAYIN, KENDİNİZİVE YAŞAMINIZI DAHA İYİ AÇIKLAYIN... KOÇ BOĞ A İKİZLER YENGEÇ ASLAN B AŞAK TERAZİ AKREP YAY OĞLAK KOVA BALIK 900 900 900 900 900 900 900 900 900 900 900 900 900 900 900 900 900 900 900 900 900 900 900 900 1 01 1 02 1 03 1 04 105 1 06 1 07 1 08 1 09 110 111 116 TOrfcıya'nn tnr ycrmdefi unHttnmzm 1 daMcra 5833 TL. dr Ortatam. «rvn aün>» 3-4 dafakadr Alo Bıtgı PK 16 Tar»b»»Att.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear