Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet
Sahıbı. Cumhuriyeı Maıbaacılık \e Gazeıecılık Turk Anonım Şırketı adma Berin \adi lsıanbul Haberlen: Şen» Kalkan, Dış Haberler- Ergun Balcı, Ij-Ekonomi: Şukran Kelenci. Yurt Basan \e Yayan- Cumhuriytı Matbaaeılık ve Gazeıecilik T.A.Ş. Tûrkocagı Cad.
^ Genel Ya>ın Voneımenı Ozgen \car 9 Genel ^a>ın Koordınaıoru Hikmel Çelinka\a Haberlerı- Mehmel Saraç. Kulıur Celal L'sler. Makaleler Sami Karaoren, Spor Abdulkadir 39 41 Cağaloğlu 34334 tsı PK: 246 lsıanbul. Tel: 512 05 05 (20 hat), Telex:
Vucelman. Du/elune: Abdullah Vuıcı • Muessese Mudur V . Erol Erkui # Koordınaıor
\hmet KoruUan 9 Muhasebe Bnknı Vener A Butçe-Planlama. Sevgi Osmanbe>«oglu 9 Idare
HuM'\in Gurer 9 Işleıme Onder (.elik 9 Bılgı-lşlem. Nail tnal Bılgısa\ar'Sısıem: Muruvel
C, ilcr 9 Personc! "»;>);i Bosuncıoglu 9 Reklam Reha l>ılman 9 Dış Ilışkıler. Hul\a Ak>ol
Va<Li l>lerı Mudurlerı. Fusun Ozbılgen (Sorumlu). Celal Ba*langıç (Haber) • Yazı
hlcrı \1udur \ardımcısı Salim Alpaslan % Gorsel "loncımen' Ali \car # Duzenleme
Muslafa Saglamer • \nkara Temsılcısı. Cune}l Arca>urek, Haber Mudurlerı Mustafa
Balbav. l>ık Kansu. I/mır TemMİcı V Serdar kızık, Adana Temsılcısı: Çelin Yigenoglu
22246, Fa< (I) 526 60 72 9 Burolar Ankara: Z Gokalp Blv. Inkılap S No:
19 4, Tel- 433 11 41-47, Tele\ 42344, Fax. (4) 433 05 65 9 tzmir H Zıya Blv
1352 S 2/3. Tel: 83 12 30, Telex. 52359, Fax: (51) 89 53 60 9 Adana: lnonu
Cd 119 S No I Kaı 1, Tel. 19 37 52 (4 haı), Telex. 62155, Fax: (71) 19 25 78
TAKVİM: 28 HAZİRAN 1992 Imsak: 3.27 Güneş: 5.27 öğle: 13.12 lkindi: 17.12 Akşam: 20.47 Yatsı: 22.38
AloTel'e
tepkilep
• ANKARA (AA) - Sağlık
BakanıYıldınm Aktuna,
"AloTeF'adıaltında *
cinsellik ve sağlık konusunda
telefonla yapılan
bilgılendırmenin son derece
yanlış ve zararlı olduğunu
söyledi. Sağlık Bakani
Aktuna. yapüğı açıklamada,
birinsanın hastalığına
yönelik teşhis koyma
yetkisinin sadece doktora
verildiğini belirterek "Bu,
telefonla olmaz. cinsel
konularda gelişıgüzel ve
başıbozuk bilgiler
aktanlmaktadır.
Telefondaki kişiler kim,
hangı sıfatla bu işi.
yapıyorlar" dedı.
Kazı Kazan'a
yeni çehre
• İZMİR/ANKARA (AA) -
Milli Piyango Idaresi, üç yıl
önce başlatılan
"Kazı-Kazan" şans
oyununda olası
sahtekârhklann önüne
geçebilmek amaayla
kartlann yenilenmesini
kararlaştırdı. Buamaçla
"Kazı-Kazan" kartlannın
görünümü değiştirilirken
rakamlan kapatan lak
tabakasının üzenne de
mikron ınceliğinde helezonik
çizgıler yerleştınlecek.
Festivalde
erteleme
• Kültûr Senisi -İstanbul
Festivali'nde dün gece
sahnelenmesi gereken
Cristina Hoyos Balesi'nin
gösterisi, pazartesi gününe
ertelendi. Erteleme karan,
Cnstına Hoyos'un çiseleyen
yağmur nedeniyle sahneye
çıkmak ıstememesı üzerine
alındı. Yetkıliler, Hoyos ve
dansçılannın bu akşam saat
21.30'daAçıkHava
Tiyatrosu'nda
programlandığı gibi sahneye
çıkacağını kaydettiler.
Ertelenen göstennın
pazartesi saat 21.30'da
yapılacağı, ancak isteyen
seyircilerin bıletlerini iade
edebilecekleri kaydedildi.
Tuda'dayangın:
1 çocuk öMû
• İSTANBUL (AA)-
Tuzla'da 3 katlı bir binada
çıkan yangında 1 çocuk öldü.
Hasar tespiti yapan itfaiye
grup amıri ise bir kat aşağı
düşerek yaralandı. Şifa
Mahallesi Emiroğlu Sokak
27 numarada bulunan 3 katlı
binada dün gece saat 22.20
sıralannda henüz
belirlenemeyen bir nedenle
yangın çevreye yayılmadan
söndürülürken, 3'üncü
kattaki dairede kimliğj tespit
edilemeyen 7-8 yaşlanndaki
bir çocuğun cesedi bulundu.
Yangının söndürülmesinden
sonra, hasar tespiti yapan
Kartal İtfaiyesi Grup Amiri
İsmet Göz. 3'üncü kattaki
merdiven başından bir kat
aşağı düştü. Yaralı olarak
Kartal Devlet Hastanesi'ne
kaldınlan Göz'ün sağhk
durumunun iyi olduğu
bildirildi.
Yağmurla dans
• İstanbul Haber Servisi
-Pasha Dısko'nun
Kuruçeşmedeki yazlık
yerinin önceki geceki açılış
partisi. sağanak yağrnur
nedeniyle oldukça ilginç
geçti. İçkilerini yudumlayıp.
havai fışek gösterisini
izlediklen sırada aniden
bastıran yağmur davetlilerin
sınlsıklam olmasına neden
oldu. Yağmura rağmen, acık
alandaki pıstte uzun süre
dans eden konuklar daha
sonra kendilerine verilen
yağmurluklarla masalardaki
şemsiyelerin altında
sağanağın durmasını
beklediler. "Çılgın' gecede,
özellikle dekolte giyen
hanımlann ıslanması ilginç
manzaralar yarattı.
Modaıunyeni silahı aksesuarlar
Dior'un 1992-1993 kışı için hazırladıgı aksesuarlar. Dior, eski Rus
taküanndan esinleniyor. Biiyukustaları kimse taklit edemiyor.
NECLÂSEYHUN
Kim derdi ki günlerden bir gün, bir avuç inci boncuk, bir avuç metal
parçası modanın odak noktası olacak, en büyük ustalıklan gizleyecek,
onlan gölgede bırakacak diye...
Bu, silahın icat olması ile mertlığin bozalması gibi bir şey... Ama tam
öyle de değil aslında.
Modanın bu yeni silahı, aksesuar, yeni icat olmadı ki...
Kökenı, insanlık tarihi kadar eski. Daha örtünmeyi bile bilmezken eski
insanlar, takıp takıştırmayı biliyorlardı. Hayvan dişlerinden,
kemiklerinden yapılma kolyeler süslüyordu boyunlannı.
O günlerden bu yana takılar inceldi, ustalaştı, şekilden şekle girdi.
Kemerler, çantalar, düğmeler, pabuçlar, şapkalarla modanın aynlmaz
bir parçası oldu.
Aksesuar, yüzyıllar boyu kıyafetleri tamamladı. Ama onlan ezmedi.
Oysa günümüz modasında aksesuarlann yaptığı bu...
Modanın büyük ustalanndan bir Vionnet, bir Patov, bir Dior, bir Fath,
bir Balmain, bir Balenciaya bunlan görse yüreklerine inerdi. Bu dikiş,
bu moda ustalanndan hiçbiri bugün yaşamıyor.
Yaşasalar, aksesuar böyle başını alıp gider miydi!.. Işler çığnndan çıkar
mıydı böyle!..
Bir avuçrenklitaş, bir avuç parlak metal, modanın akışını. tüm
incelıklerini, ustalıklannı bir kenara itebilir miydi böyle!..
Büyük ustalann yokluğu bir gerçek. Kimse onlann yaptığını taklit bile
edemiyor bugün.
Ama sorun yalnızca bu mu?... Zaman aktı geçti o günden bu yana.
Zevkler değişti, yaşam biçimi değişti.
Moda, öyle dikiş ustalıklan ile kesim oyunlan ile uğraşmıyor artık.
Bugün bir Vionnet'nin verev modelleri gibisi yapılamıyorsa, kimin
derdi?...
Dior'un o inanılmaz kesimleri, Fath'ın akıl dışı zarafeti, Balenciaya'nın
erişilmez tekniğini kim umursuyor!..
Kim bu uçurumun bilincine gerçekten vanyor, kim hayıflanıyor ki!..
Arada zaman zaman eksiye dönme sevdalan, umutlan şöyle bir esinti
gibi birgelip birgeçiyor?... "An nerdeeski ustalar, nerdeeski
modalar!.." dendiği oluyor, ama o kadar...
Hemen çarçabuk anılar defteri kapanıp gösterişe dönülüyor. Fazla bir
ustalık gereksiz günümüzde. Biraz ağn burnu yerinde bir model yeterli.
önemli olan model değil ki...
Modacılar basıyorlar rengi korkusuzca... Allan, morlan, yeşilleri,
sanlan...
İnanılmaz irilikte taşlı, incili küpeler, inanılmazçarpıcıkkta kolyeler,
bellerde süslü kemerler, her biri bir mücevher ışılüsında koskocaman
rengârenk elma büyüklüğünde düğmeler...
Yukandan aşağı şakır şakır...
Kim görür bu arada kesimin inceliğini, ustalığmı?...
Varsın eski ustalar ustalıklan ile gerilerde kalsın.
Taş, yerinde ağır!...
Sijab deri ve beyaz kanşımı bir model.Chanel'in bu kıyafetini zincirli bir deri
kemer ve taşlı bir broş tamamhyor. İnanılmaz irilikte taşlı küpeler...
Koylanmızda ciddi boyutlara ulaşan kirliliğin önlenmesi için harekete geçmek gerekiyor
Yatlarla birlikte kiılilik arhyor
ÜMİTOTAN
İZMİR - Turizmde hareketlı
günler yaşıyoruz. Yat turizmi-
nin de bu hareketlilik içindeki
payı giuikçe artıyor. Yatlar ço-
ğaldıkça koylarda kirlilik tehdi-
di de artıyor.
Çevreciler ve uzmanlar ge-
rekli altyapı sağlanmadıkça po-
lisiye önlemlerle hiçbir yere
vanlamayacağını belirtiyorlar:
"Yat sayısındaki artışa para-
lel olarak, koylanmızda gide-
rek artan ve ciddi boyutlara
ulaşan çevre kırlıliğinın önlene-
bilmesi için zaman yitırmeden
harekete geçilmelidir."
Dokuz Eylül Üniversitesi
Çevre Mühendisliği öğretim
üyesi Prof. Dr. Füsun Şengül,
yukandaki uyanyı yaptıktan
sonra temiz ve düzenlı bir çevre
olmadan turizmin gelişmesmi
beklemenin "hayal" olacağını
vurguluyor.
Datça yanmadasıru ana ka-
raya bağiayan yörede küçük
koycuklar her gün yüzlerce yat
ağırlıyor. Küçük bir tahta iske-
le, bir kafeterya ve yeşilin ma-
viyle kucaklaşüğı deniz. Yatçı-
lar ellerinde naylon torbalanyla
kıyıya çıkıyor.
Ağaçlann diplerine torbalar
bırakılıyor. Kafeterya sahibi bu
torbalan teker teker toplayıp
birköşeyeyığıyor.
Issız koylarda ağaç diplerine
konulan atıklar dağılıyor, belli
bir süre sonra denizle bulu-
şuyor.
Uzmanlar, denize atılan bir
sayfa kâğıdın 2-3 hafta, bir te-
neke kutunun 100 yıl, bir plas-
tik şişenin de 400 yıl yok olma-
dan denizde kalabildiğini vur-
gulayıp, koylann ne denli bü-
yük bir kirlilik tehlikesiyle karşı
karşıya bulunduğuna açıklık
getiriyorlar.
Kirlilik nasü önlenir?
mesi ya da en aza indinlmesi
için Prof. Dr. Füsun Şengül'ün
getirdiği öneriler uzun bir listeyi
oluşturuyor.
^ngül, getirdiği önerilerin
bircoğunun henüz Türkiye'de
uygulanması için gerekli altyapı
kurumlannın oluşmadığıru be-
lirterek, önerilerini sıralıyor:
• Denizde ve karada yağlı
atık sulan, sintine ve balast su-
lannı toplamak üzere sabit ya
da yüzer kabul tesisleri kuru-
lup, çalıştınlmah.
# Marinalann civanndaki
koylara çöp toplama ve çöp iş-
leme merkezleri kurulmah.
• Kaü atıklann toplanması
ve uzaklaştınlması belediye ta-
rafından denetlenmeli.
• Seyrini bitiren yat kaptan-
lanndan 'çöplerin nereye bıra-
kıldığının belgelenmesi' uygu-
lamasma geçilmeli.
• iSintine atıklannı evsel aük-
lannı ve çöplerini' denize ver-
memeleri için özellikle yerli yat-
lann mürettebatı uyanlmalı,
otokontrol ve cezalandırma
mekanizmalan uygulanmalı.
• 21. yüzyılda en gelişmişen-
düstri dallanndan biri olacağı
muhakkak olan "turizm en-
düstrisi"nin yat turizmi dalında
bir araştırma-geliştirme komis-
yonu oluşturulmalı ve faaliyete
geçmesine çalışılmab.
• Denizlerin doldunılarak
manna yapılması olayı denizle-
rimiz için çok kötü bir uygula-
madır. Bu uygulamadan vazge-
çilmeli, izin verihnemelidir.
Marinalarda altyapıda gerek-
li olanlan da DGÜ Çevre Mü-
hendisliği Bölümü araştırma
görevlisi Ahmet Karagündüz
sıralıyor:
• Marinalarda kadın ve er-
kek yatçılara ayn duş ve alaf-
ranga tuvalet aynlmalı.
•Çöplerin liman dışına atıl-
ması ile kaü ve sıvı atıklardan
çevrenin etkilenmemesini sağ-
layacak önlemler alınmalı.
• Kadm ve erkek görevliler
için ayn soyunma yerleri, duş,
tuvalet ve ortak oturma, din-
lenme tesisleri kurulmah.
•Jeneratör, yedek su depo-
su, kullanılmış yağ toplama
yerleri bulunmalı.
• İlk yardım olanaklan sağ-
lanmah, yangın söndürme sis-
temleri faal tutulmalı.
Yatlara doluşanlar soluğu güzeum koylarda alıvorlar. Sonra çöpler karaya taşıruyor, yemekler yenijor, yüzulüyor. Çöpler ise
Koylardaki kirliliğin önlen- kimsenin görmediği verlere bırakılıyor. Marinalann etrafında çöp toplama merkezleri yok. (Fotoğraf:ÜMİTOTAN)
Çevre örgütleri:
Yumurtalık Termik
Santralı cinayettir
MEHMET YAPia
ADANA - Aliağa Termik
Santralı'nın kamuoyunun yo-
ğun baskısı ve Danıştay'ın ip-
tal karan üzerine "Türkiye
Cumhuriyeti kanunlannın iş-
leyemeyeceği" Yumurtalık'-
taki serbest bölge alanına
kaydmlmasına dönük tepki-
ler eyleme dönüşüyor. Çuku-
rovablar, Başbakan Süley-
man Demirel'e mektuplarla
üzüntülerini bildirirken. her
türlü canlı yaşamı etkileyecek
termik santrala "evet" deme-
lerinin mümkün olamaya-
cağmı ve karşı mücadelede
yerlerini alacakJannı duyur-
dular. Doğu Akdeniz Çevreci-
leri,
Nükleer
Savaşa
Karşı
Hekimler
Birliği
kanalıyla
Japon
çevreci-
lerden
santralı
kuracak konsorsiyumda yer
alan Japon firmalanna baskı
yapmalan isteğinde bulunu-
yor.
Başbakan Süleyman Demi-
rel'in Rio de Janeiro'daki
•'Dünya Çevre ve Kalkınma
Zirvesi"nde "kurulması cina-
yettir" nitelemesini yaparak
iptal edildiğini açıkladığı kö-
mürle işleyecek termik santral
için yurda döndükten sonra
"Yumurtalık'ta kurun'" laii-
maü vermesinin yankılan sü-
rüyor. Başbakan Demirel'in
ani karar değişikliğini, "Bizi
şoke etti" diye yorumlayan
Doğu Akdeniz çevre örgütleri
temsılcileri, hafta başında
Adana'da gerçekleştirdikleri
ve bir deklarasyonla hüküme-
ti uyardıklan toplanünın ardı-
ndan "ses getirecek" ve "so-
• Aliağa'da yapılması
planlanan termik santralın
Yumurtalık serbest bölgesine
kaydmlmasına Çukurovalılar
tepki gösteriyor. Doğu Akdeniz
çevre örgütleri ses getirici
etkinlikler gerçekleştiriyor.
nuç alıcı" etkinliklere yönel-
diler.
"Yumurtalık Termik Sant-
ralı'na Hayır" kampanyasın-
da lokomotif görevi yapan
ve sekretaryalığmı İskende-
run Çevre Koruma Derneği'-
nin yürüttüğü Doğu Akdeniz
çevre örgütlerince Başbakan
Süleyman Demirel ile bölge
mılletvekiUerine postalanmak
üzere kaleme alınan mektup-
lar, on binlerce çoğaltılarak
köy ve kentlerde dağıtılmaya
başlandı.Demirel'e gönderi-
len mektupta şöyle deniliyor:
"Biz, Doğu Akdeniz'in
katledilmesini, varhklannın
yok edilmesini istemiyoruz.
Toroslar'ın ve Amanoslar'ın
, binbir çe-
şit bitkı-
lerinin ve
hayvan-
lanrun
ölmesini
istemiyo-
ruz. Is-
kenderun
Körfezi'-
nin yeteri
kadar kırlendiği, bahk çeşit-
lerinin azaldığı ve dünyaca
ünlü karidesinin günden güne
yok olduğunun bilıncinde
olarak geriye kalan canhlann
da yok olmasına göz yuma-
mayız. Onun için Yumurtalık
Termik Santralı'na 'hayır' di-
yoruz. Aliağa'ya reva görül-
meyen kirletici santralın böl-
gemize de reva görülmeyece-
ğini düşünüyor, bu projeden
vazgecilmeşini isüyoruz."
Adana. İçel ve Hatay mer-
kezleriyle bağü ilçelerde kuru-
lu onu aşkın çevre koruma
derneklerini temsılen önceki
gün Ankara'ya giden İsken-
derun Çevre Koruma Derne»
ği Başkanı Dr. Cemil Altay,
Yumurtalık'a termik santral
kurulmaması için ilgililerle
görüşmelerde bulundu.
4
Vurgunlıılar' köyü Farüya vurgun yemiş
REFÎK DURBAŞ
BODRUM - Bodrum'un eski
sakinleri onu 'Farilya' diye bili-
yor, birkaç yıldan beriyse 'Gün-
doğan' olmuş adı.
Bodrum yöresinde 'vurgun'
yemişlerin yurdu diye de anı-
labilir.
Bodrum'a 24 km. uzakhkta,
iki bin nüfuslu küçük bir yerle-
şim birimi. Ve benim iki yıldır
uğrak yerim.
"Vurgun" diyorum, çünkü iş
olsun, aşk olsun. gönül olsun
gerçekten vurgun yemişlerin
beldesi Gündoğan.
Kısa bir süre önce yerel
secimlerde 'belediye' olmuş
Gündoğan. İlk belediye baş-
kanı Hasan Yılankaya 'vurgun'
yemiş eski bir süngerci. "Villa
Lale"nin sahibesi Fatma Gün-
bulut TRTden 'vurgun' yemiş
bir yapımcı. On yıldır Gündo-
ğan'ı mekân tutmuş Roy ve
Coy Ashbee çifti Gündoğan'a
'vurgun' iki İngiliz...
Yüzümüzü körfezin rüzgân-
na verip Fatma Günbulut'la
konuşuyoruz. Fatma. TRTde
yapımcı olarak çahşıyor. Yıl
1981. TRT'de 101'ler diye bili-
nen olav patlıyor. Fatma'yı da
Izmir jfi İmar Müdürlüğü'ne
atıyorlar. O zamanki TRT Böl-
ge Müdürü Orhan Bey, Fat-
ma'ya bakıp, "Şen arİceolog-
sun, TRT'de ne işin var" deyip
atamasını onayhyor. Fatma,
ertesi gün Izmir II Imar Müdür-
lüğü'nde. Bu kez de oradaki
müdür, "Yahu" diyor, "Sabah-
leyin de bir spiker geldi, ben siz-
leri ne yapacağım." Fatma bu-
nun üzerine Bodrum'a yerleşi-
yor. Bu olay olmasa belkı Gün-
doğan'ı tanıyamayacak, belki
turizm işine el atmayacak...
Turizm işi olmadan önce
Gündoğan bir 'sünger' yeriy-
miş. Yani bir süngerci köyü.
Köy de kıyıda değil, körfezi
çevreleyen dağlann yamaanda.
Biraz da balıkçıhk var; ama
şimdi ikisi de bırakılmış. Ne
Köylü şimdi neyle geciniyor?
Neyle olacak, arsa satarak.
Bu yüzden Gündoğan körfezi-
nin çevresi bir kooperatif me-
zarlığı halinde. Koç grubu Ga-
ranti înşaat'ı kurmuş, kimi dip-
lomatlar Cennet'i, TRT men-
suplan Ege Koop'u, bir emekli
• Bodrum'a yanm saat uzaklıkta küçük bir yerle-
şim birimi Gündoğan. Eski adı Farilya. Turizm işi
olmadan önce bir süngerci köyüymüş. Ama şimdi
ne sünger kalmış ne de balıkçıhk. Köy şimdi arsa
satarak geciniyor.
sünger kalmış ne balık. Sünge-
rin iyi olduğu zamanlarda
kıyılan kızlara vermişler, kız da
kıyı da pek değerli değil ya.
Ama zamanla kıyılar değer İca-
zanınca damatlar zengin ol-
muş.
asker Tankay'ı... Yalnız Al-
manlara hizmet verdiği söyle-
nen Karada... Bunlara kıyıda
bulunan on kadar moteli de ek-
lemeli...
Belediye Başkanı Hasan Yı-
lankaya, "Burası on yıla kal-
maz Haliç'e benzer" diyor.
Aslında Gündoğan çok eski
bir yerleşim birimi. Antik çağda
Kadiandalılar kurmuş. Kırk
Merdivenler diye bir kilise
kalıntısı var. Dağjn başında bir
manastır bulunuyor. Körfezin
ucunda bir batık olduğu bilini-
yor ki anforalan yağmalanmış;
ama hâlâ ilgilisini bekliyor.
Kıyıdan biraz içeri girince
tarlalar, bahçeler arasında an-
tik keramiklere bol miktarda
rastlamak mümkün. Bu açıdan
da bakir bir yer Gündoğan...
Gündoğan 'belediye' olunca
da 'vurgun' yemiş. Çünkü bü-
tün bu sorunlar öylece duru-
yormuş yıllar yıb. Ama şimdi
belediye olunca yol sorunu
çıkmış, kanalizasyon sorunu
çıkmış, yemek sorunu çıkmış...
En önemlisi vurgunu önleme
sorunu çıkmış...
Ömeğin bir öğle, taneleri ta-
baktan taşan bir porsiyon kuru
fasulyeye Gürkaya Motel'de
sekiz bin lira hesap öderken
aynı akşam Katamaran Mo-
tel'de iki köfte, bir kalem pirzo-
laya seksen bin lira vermeniz iş-
ten bile değil. Çünkü balık yok
ve yediğiniz 'kanşık ızgara'...
Yatak ücretleri mi? Yatak#
değil, oda fıyatı var genellikle.*
O da bir kanşık ızgarayla bir
kuru fasulye fiyatına. Yüz bin
lira civannda yani...
Belediye bir de bunlarla
uğraşacak şimdi de...
Eskiler "Farilya" diye bılse
de yolunuz Bodrum'a düşerse
Gündoğan'a şöyle bir uğrayın.
Denizi ve rüzgân kirlenmemiş
bir demet günışığının tatilinize
ayn bir renk katacağını hisset-
mekten öte, bizzat yaşaya-
caksınız...
Burcunuz,
kişiliğinizi,
bugününüzû
ve
geleceğinizi
nasıl etkiliyor,
biliyor
musunuz ?
ATANİRUN
hepsini
cevaplıyor.
ARAYIN,
KENDİNİZİVE
YAŞAMINIZI
DAHA İYİ
AÇIKLAYIN...
KOÇ
BOĞ A
İKİZLER
YENGEÇ
ASLAN
B AŞAK
TERAZİ
AKREP
YAY
OĞLAK
KOVA
BALIK
900
900
900
900
900
900
900
900
900
900
900
900
900
900
900
900
900
900
900
900
900
900
900
900
1 01
1 02
1 03
1 04
105
1 06
1 07
1 08
1 09
110
111
116
TOrfcıya'nn tnr ycrmdefi unHttnmzm 1 daMcra 5833 TL. dr Ortatam.
«rvn aün>» 3-4 dafakadr Alo Bıtgı PK 16 Tar»b»»Att.