25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAFA CUMHURİYET 28 HAZİRAN1992 PAZAR 1» HABERLERIN DEVAMI IAFIAYA BAKIŞ A1MET TANER K1ŞLALI Biyük DüşünmekL Uis Armstrong'dan Pavarotti'ye, rahmetli Cihad Ba- bardan istanbul Festivali'ne, oradan da Danimarka Ulu- saFutbolTakımı'na kadar uzanan bir zincirvarkafamda... ilk akışta sanılanın tersine, halkaları kolaylıkla bir araya gelın birzincir. Yîni Gün'ün spor sayfasında gazeteciliğe ilk adımımı attııım yıllardaydı. Gazetenin başyazarı ve manevi yöneti- cisiCihad Baban, Akdeniz Oyunları'nın Türkiye'de yapıl- rna:ı için bir kampanya başlatmamızı istediğinde, şaşkın- lıktai küçük dilimizi yutabılirdik. Kîndisine açıkça söylemeye cesaret edememekle bir- likfe, 30-35 yıl önceki koşullarda bu öneri bize neredeyse gülınç gelmişti. Oysa Türkiye, 6O'lı yıllar geride kalmadan bu tedefe ulaştı. Şimdi OümpiyatOyunlan peşinde. "Büyük düşünme"nin önemini bana zaman öğretti. Irsanlar gibi toplumlar da kendilerine koydukları hedef- lere göre enerjilerini, yeteneklerini, olanaklarını harekete geçriyorlardı. Kjçük hedef, küçük kalmak demekti. Ana sadece "büyük" hedefler yetmiyordu. Ona ulaşa- cağna da "inanmak" gerekiyordu... • • • 20. yıldönümüne katılmaktan büyük mutluluk duyduğum Istaıbul Festivali de işte bu "büyük düşünme"nin ürünü. Büyük düsünebilen büyük kişiler, 20 yılda büyük sonuç al- dıla-. Istanbul'a, evrensel ile ulusalın iç içe girdiği, çok önemli bir çağdaş boyut eklediler. (Sayın Nejat Eczacıbaşı ile Sa- yın Aydın Gün de o kafamdaki zincirin iki halkasıdır!..) İstanbul Festivali, ne seçkinci begeniyi küçümsedi, ne de kitlenin beğenisini. Böylece bir yandan izleyici tabanını genışletirken, öte yandan izleyicinin beğeni düzeyini de yükseltti. Osüreç olmasaydı, acaba Pavarotti ismi, Türkiye'ye gö- re astronomik sayılabilecek ücretler ödemeyi göze alan 14 bin kişiyi Abdi ipekçi Salonu'na çekebilir miydi? Çekse de en ağır aryalardan sonra bile, o inanılmaz coşku yaşana- bilir miydi? Tıpkı rahmetti Muhsin Ertuğrul'un, çocuklardan baş- layarak tiyatro sevgisini yaratması ve yayması gibi... Su- nulan sanatsal etkinlik izleyeni eğitir, giderek daha iyiyi isteme eğilimi yaratır. Daha iyiyi, daha güzeli isteyenlerin sayısı arttıkça da ona sunulanın düzeyi yükselir. Bu süreçte, kitlelerin beğenisi ile seçkinlerin beğenisi arasına çizgi çekmeye yer yoktur!... • • • Birkaç hafta önce, "Siyasal Düşünceler ve Rejimler" dersinin bu yılki son saatinde öğrencilerime sordum: - Pavarotti'yi kimler en az bir kez dinledi? Kalabalık sınıfta parmaklarını kaldıranların oranı üçte ikiyi buluyordu. - Michael Jackson'ı dinleyenler? Hayretler içindeydim. Kalkan parmaklar, belirgin bir bi- çimde daha azdı. Popüler bazı parçalar da söyleyerek "işi ayağa düşür- düğü" için Pavarotti'ye kızmalı mı? Yoksa milyonların operaya ve klasik müziğe ilgisini çekmeyi başardığı için Herbert von Karayan'ın "yüzyılın en büyüğü" olarak nite- lendirdiği bu sese teşekkür mü etmeli? işte o anda, çok farklı bir müzik beğenisi ile yetişmiş olan anneme "caz"ı sevdirmeyi başarmış olan Luis Armstrong'u anımsadım... Işe Viyana valslerini dinteyerek başlayanların günün bi- rinde Karmen'den hoşlanması, Karmen'den zevk alanla- rın da giderek Rigoletto'yu, Tosca'yı beğenir olması olası- lığı yüksek degil mi? Yunus'un ezgileri değil midir, "Yunus Emre Orator- yosu"nun sevilmesini kolaylaştıran? • Evrensel ürünlere açıldıkça ulusal sanat yücelir ve yü- celdikçe evrensel ürünler verir. Kitlelerin beğeni düzeyi yükseldikçe de bu süreç hızlanır... Kafamdaki zincirin tüm halkalarına büyük saygt duyuyo- rum.. Büyük düşünmesini bilenlere de, o büyüklüğü yakala- maya katkı yapanlara da... 60 YIL ÖNCE Cumhuriyet İstanbul sulan ıslah edilecek 28 HAZİRAN 1932 Bclediycce bir su mütehassısı cclbi için yeni sene bütçesine lahisat konmuştu. Şimdiye kadar yapılan teşebbüsler ncticesinde A vusluryah mühendis M. Marto isminde birzatileitilâfhasılolmuşve mumaileyh şehrimize gelerek birkaç günden beri işe başlamıştır. . Mülehassıs: İstanbul sulannın mcmbalannı, bcntlerinı dolaşmakta; su yollan üzerinde tetkikat yapmaktadır. Tetkikatını ikmal ettikten sonra sulann ıslah şckli hakkında bir rapor hazırlıyacaktır. Bir taraftan sulann ıslahı mevzuu bahsolmakla beraber bir taraftan da membalardan çıkan sulann tamamile şehre 'girmesini temin edecek çareleraraştınlmaktadır. Şehir haricinde bulunan su yollannın kısmı azamı künk borulardan geçmektedir. Halbuki zamanın tesirile bunlar birçok yerlerde kınlmıştır. Kınlan aksam lamir cdilmekte ise de genc şehre gelen suyun mühim bir kısmı bu yüzdcn yollarda kaybolmaktadır. Eğer bunlar tamamile tebdil cdiîip yerlerine dökme boru konacak olursa şehrin su ihtiyacı tamamile temin edilebilecek vehatta fazla bile kalacaktır. Lâkin borulann tebdili mühim bir masrafa ihtiyaç gösterdiğinden birdenbire yapılması kabil görülmemektedir. Tarih kongresinde 206 muallim Ankara'da 2 temmuzda toplanacak olan larih kongresine lise, orta mektep ve muallim mekteplerinden 206 muallim iştirakedecektir. Ankara'da kongrenin ilk hazırlıklannı tamamlıyarak şehrimize dönen heyet azasından MuzafTer ve Hamit Beylcr yann tekrar Ankara'ya gideceklerdir. Diğer muallimlerden Istanbul'da bulunanlar da perşembe günü hareket edeccklerdir. PRİMUS H I R İ C İ T E I V i R A T İ Ç İ R Pnmut loıerlrri en mûktm- mcl fcncrlcrdır. Gayd p*r~ ' l«kbirziyavenıi*rtaMkr«- e< ifclı—dl vc Imll.nnlıd.r. PRİMUS YUDA LEVl BiRADER. LERnMAHniMLAM TÎGEM grevinin ikinci kez ertelenmesine büyük tepki Işçiler protesto eylemîne başlıyorANKARA {Cumhuriyet Bü- rosu) -Tanm İşletmeleri Genel Müdürlüfü (TIGEM) işyerle- rindcki grcvin, hükümeün itira- z\ üzerine ikinci kez ertelenmesi tepkiye yol açtı. ANAP hü- mcilcrinin dahi kullanmadığı. ilk yargı karanna itiraz yolu ile alınan grcv durdurma karanna karşı işçiler çeşitli eylem biçim- ieri ile karşı çıkma eğiliminde- ler. Türkiye'nin her yöresine dağılmış iş yerlerinden gelen haberlere göre greve çıktıktan birkaç saat sonra grevin durdu- rulduğu haberini alan işçiler, Hükümeti protesto eden top- lantı ve gösteriler düzenlediler. Pazartesi gününden başlayarak dcğişik proteslo eylemleri ile tepkilerini dile getireceklerini bildirdiler. Türk-İş Genel Başkanı Şev- ket Yılmaz. koalisyon hükûme- tini uyararak. "Oyalarriaya tahammülümüz yok. 20 Ekim öncesi ile sonrası arasında siya- sal mantıkta fazlaca değişiklik olmayacaksa, çalışma ve top- lum banşı sağlanamaz" dedi. SHP Genel Sekreteri Cevdet Selvi de grev ertelemenin pek uygulanmayan bir yöntem ol- duğunu belirterek. "Grev erte- lemenin değişmesi gerekir. Antidemokratik yasalardan yararlanmak çıkış yolu değil- dir" diye konuştu. Selvi, tıka- nan kamu sektörü toplusözleş- meleri konusunda taraflann yeniden bir araya gelmeleri için yann Başbakan Yardıması Er- dal İnönü ile görüşeceğini de söyledi. Türk-İş Genel Başkanı Şev- ket Yılmaz, TİGEM grevinin başladıktan birkaç saat sonra ikinci kez ertelenmesi üzerine dün düzenlediği basın toplantı- sında, koalisyon hükümetinin seçim öncesi taahhütleri ile ey- lemleri arasında çelişki olduğu- nu söyledi. Yılmaz, daha önce siyasal iktidann "sözüne güve- nerek" destek olduklanru anımsatarak şunian söyledi: "Bugünkü koalisyon ortağı siyasi parti sözcüleri, gerek Meclis kürsüsünden, gerekse basına yaptıklan açıklamalar- da, 'grev ertelemenin pazarlık hakkma saldın olduğu' görüşü- nü savunmuşlardır. O günlerde bu görüşleri paylaşanlar, işçi hak ve özgürlükleri önündeki tüm engellerin kaldınlacağını, grev hakkının kısıtlanmasma izin vermeyeceklerini söyleyen- ler, daha ilk uygulanan grevi erteleme gibi korkunç bir çeliş- ki sergilemişlerdir. Adalete say- gımız. karar üzerinde yorum yapmamıza engeldir. Bu olay- da önemli olan da Danıştay kararlan değil, taahhütleri ile eylemi birbirini tutmayan siya- sal iktidann içine düştüğü du- rumdur". TİGEM grevinin milli gü- venlik ve ülke sağlığını tehlike- ye düşüreceğini öne sürenlerin vicdanlannın rahat olup olma- dığını da soran Yılmaz. "Bu olay, sadece tanm işçileriyle sı- nırlı değerlendirilemez. Bazı uygulamalar, değjşik alanlarda beklentilerin de gerçekleşmesi umutlannı sarsmaktadır'"dedi. Yılmaz. kamu kesiminde BeJe- diye-İş, Tanm-İş, Sağlık-İş, Türk-Metal, Türkiye Maden-lş veTez Koop-İş sendikalannda- ki toplusözleşme göriişmelerin- den sonuç alınamadiğına da dikkat çekerek, bu konuda ya- nn hükümetle görüşme olasılı- ğının olduğunu söyledi. Yıl- maz, "yasaksız demokrasi" sloganını benimseyen koalis- yon hükümetinin daha işin ba- şında grev yasaklanna sanlma- sını "Tlerisi için umut kına" olarak nitelcndirerck sözlerini şöyle sürdürdü: "Türk-İş Genel Başkanı ola- rak, ülkede huzur ve refahın ilk şartını karşılıklı güvene bağlı- yorum. Kitle örgütleri ile icra organı arasında sıkıntıiar büyü- dükçe sosyal banş umutlan da yerini endişeye bırakır. Yıllar göstermiştir İci Türk-İş'in uya- nlan daıma yapıa olmuş, bu uyanlara itibar etmeyenler ağr faturalar ödemişlerdir. Türk-İş Genel Başkanı olarak, son yerel seçimlerde koalisyon ortaklan- nın güven tazeleme olarak de- ğerlendirdiği sonuçlann devam edebilmesinin ilk şartının, çalı- şanlara karşı verilen sözlerin tutulması olduğunu da hatırla- tıyorum. Desteğimizin devamı, verilen sözlerin hayata geçirile- ceği yolundaki çabalan görme- mize bağhdır". Yılmaz, daha sonra Haber-İş Sendikası'nın genel kurulunda yaptığı konuşmada da iktidar ortağı olan partilere işçilerin köstek olmadıklannı ifade ede- rek, "Siz şimdi bize niye köstek oluyorsunuz?"diye sordu. SHP Genel Sekreteri Cevdet Selvi de grev erteleme yöntemi- nin uygulanmaması gerektiğini savundu. Selvi, "Grev ertele- menin değişmesi gerekir. Anti- demokratik yasalardan yarar- lanmak çıkış yolu değjldîr. Masa başında çözüm getirilme- li" doli. Işvercn temsilcilerinin Özal'ın Houston Methodist Hastanesfnde ametiyatma katüan Dr. Carlton, Gökova'yı gezdi. Özal, doktoruna Gökova koylannı gezdirdi MARMARİS (Cumhuriyet) - Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın Houston'daki Methodist Has- tanesi'nde ameliyatını yapan Prof. Dr. Peter Scardino'nun hocası olan ameliyata da katılan Dr. Carlton'u, Marmaris'te ka- bul etti. Dr. Carlton'un bir sağ- ÜK denetimi için değil Cumhur- başkanı özal'ın "özel konuğu" olarak geldiği açıklanırken özal'ın daha önceden planlanan ay sonundaki sağlık denetimi için Ankara'ya da gitmeyeceği bildirildi. Dr. Carlton, dün Marmans Okluk Koyu'ndaki Devlet Konu- kevi'nde kabul edildi. Daha sonra Özal, Carlton'la birlikte 13:30"- dan 14.50'ye kadar bir sürat bo- tuyla Gökova koylannı gezdiler. Cumhurbaşkanbğı Danışmara Can Pulak, Dr. Carlton'un ziya- retiyle ilgili olarak şunlan söyledi: "Dr. Carlton, bir sağlık kontro- lü için özel olarak Türkiye'ye gel- medi. Ameliyan yapan doktorun hocası olup bizzat kendileri de ameliyata kaülmışlardı. Cumhur- başkanımız o sıra kendilerini eşi ite birlikte Türkiye'ye davet etmiş- tir. Sayın Carlton da Paris'te dü- zenknen uluslararaa bir konfe- ransa kaülacağını. daha sonra Türkiye'ye gelebilecegini söyle- mişti. Dr. Carlton. cumhurbaşka- nımızın özel konuğu olarak Tür- kiye'ye gelmiştir. Amerika'dan öz£İ olarak cumhurbaşkanımızın sağlık durumu için gelmiş değjl- dir. Ancak gelmişken durumunu da sorabilir. Bu da doğaldır." Dr. Cariton'un bugün An- talya'ya gjtmesi ve güney kıyılan- nı dolaştıktan sonra 2 temmuz günü Türkiye'den ayrdması bek- leniyor. Bu arada Cumhurbaşka- nı Özal'ın bir süre daha Marma- ris'te kalarak tatilini sürdürecegi. daha önceden planlanan bu ay sonundaki sağlık denetimi için Ankara'ya gitmeyeceği bildirildi. Elçibey: Karabağ'a özerklik vermeyiz ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Azerbaycan Cumhur- başkanı Ebulfcyz Elçibey, Azeri-Ermcni çatışmasında sa- vaşa katılmak üzere Türkiye'- den gönüllülerin gelmesini iste- mcdiklcrini belirterek, "O zaman bu. Hıristiyan-Müslü- man davasına döner. Biz büyük devietlerin bu işe girmesini de- ğil. bu işi durdurmasını bekli- yoruz" dedi. Türkiye'deki Azcrba>can kökenli subaylan isterlerse, uyruklanna alacakla- nnı kaydeden Elçibey. "Tür- kiye'deki albaylardan, paşalar- dan ordumuzu kurmak için yardım alacağız "diye konuştu. Elçibey, Ermenilerin zor kul- lanmaya devam etmeleri halin- dc. "çok ağırcevap " alacaklan- nı da bildirdi. Ermenistan Cumhurbaşkanı Levon Ter Petrosyan'a inanmadığını da kaydeden Elçibey, Ermenis- lan'da demokrasiye yakın kişi olarak Paruyr Ajrikjan'ı gördü- ğünü söyledi. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Elçibey. Ankaradaki temasla- nndan sonra dün bir basın top- lantısı düzenlcdi. Hilton Oteli'- ndcki basın loplantısında Elçi- bey, Azerbaycan'daki duru- mun iyi olmadıgını belirterek. "Eğcr durum kötü olmasaydı, daha uzun kalacaktım. Siyasi parti lemsilcileriyle ve diğer yet- kililerle görüşecckıim. Ancak, Azerbaycan'daki durum ağır- dır. O yüzden dönmek zorun- dayım" dedi. Azerbaycan'ın önündeki asıl meselenin devleti işletmek olduğunu ancak, bu konuda önlerinde bir dizi so- runlar bulunduğunu belirten Elçibey, sözlerini şöyle sürdür- dü: "Bir milletin devlet olabilme- si için kendine öz bir ordusu, öz parası ve altın haznesi olması lazım. Bunlar halen bizde mev- cut değil. En çetin olan şey, or- du kurmak. Ama biz bunu kuracağız. Türkiye'deki Azer- baycan kökenli subaylan ister- lerse uyruğumuza alacağız. Türkiye'deki albaylardan, pa- şalardan ordumuzu kurmak için yardım alacağız. Zaten, öz- gür devletler de, kendi öz ordu- lannı kurmalıdır." Ermenistan'la "sulh ve dille" görüşmeye hazır olduklannı kaydeden Elçibey, Ermenistan Cumhurbaşkanı Petrosyan'a inanmadığını. onun verdiği sözlere uymadığını bildirerek, meselenin AGİK'le halledilme- sinden yana olduklannı söyle- di. Ermeni ordusunu "bir terör ordusu" olarak niteleyefı Elçi- bey, sözlerine şöyle devam etti: "Eğer bize zor kulianırlarsa. çok ağır cevabını alırlar. Azer- baycan'da tek bir nefer kalsa bile, Ermeni terör ordusu ve Er- meni askeri ülkemizde kalama- yacaktır. Azerbaycan'da tüm azınlıklara haklan verilecektir. Ama toprak iddiasında bulu- nanlar gözlerini yumsunlar." Elçibey, daha sonra basın mensuplannın sorulannı yanıt- ladı. Bir soru üzerine, Rusya'- nın 4. ordusunun Azerbaycan'- da, 7. ordusunun da Ermenis- tan'da bulunduğunu belirten Elçibey. "Ya ikisi de çıksın. ya ikisi de kalsın. Eğer 4. ordu gi- derse uçaklar da gider. 7. ordu- nun uçaklan bizim üzerimize bomba yağdınr. Biz şu anda bu ordulan süratle çıkarmayı iste- miyoruz" diye konuştu. Kara- bağ sorununun çözümü için çifte koridor formülüne ilişkin soruyu ise Elçibey. "İlk bakışta iyi. ama o kadar da kolay değil. Bize onlar Nahcıvan'dan kori- dor versin, biz de onlara Şuşa'- dan verelim. Ama bu onlann işine gelmez" diyerek yanıtladı. Bir soru üzerine. A BD'ninönü- müzdeki seçimler nedeniyle ül- kesindeki Ermeni lobisinden korktuğunu da belirten Elçi- bey, "Ben Amerikalılara dedim ki. siz Ermeniden korkuyorsa- nız, bu nasıl demokrasi? Siz burada 300-500 Ermeni"den korkuyorsunuz. Bir düşünün. biz orada 4 milyon Ermeniden neler çekiyoruz? Bu terörcülük psikolojisidir" dedi. Karabağ'ın siyasi yapısına ilişkin soruya Elçibey. "Muhta- riyet olmaz. Biz üniter devlet yaratacağız. İsterlerse okul aç- sınlar. televizyon kursunlar. kulüp açsınlar. Ama Fransa'- da. Amerika'da mesele nasıi halledHiyorsa, biz de öyle halle- deceğiz. Muhtariyet olmaz" yanıtını verdi. "Kürt problemini kaynatan- lann Ermeniler olduğunu" be- lirten Elçibey. "Ermeniler şimdi geriye çekildi. Kürdü ileri sür- dü. Müslümanı Müslümana kırdınyorlar" diye konuştu. "Ermenistan Cumhurbaşkanı Petrosyan'a inanmadığınızı söylediniz. Ermenistan'da ken- dinize muhatap olarak kimi görüyorsunuz?" sorusuna da Elçibey. "Demokrasiye en ya- kın kişi olarak Paruyr Ajrik- jan'dır. Onu görüyorum" yanı- tını verdi. Salonda bulunan bir Azeri kökenli vatandaşın, altı oğlunu savaşmak üzere Azer- baycan'a göndermek istediğini öğrenen Elçibey. bu konuda şunlan sövledi: "Biz Türklerin gelip savaş- masmı istemiyoruz. Ö zaman Azcrbaycan'ın içişlcrine de ka- nşmış olunur. Sayın Süleyman Demirel'in dediği gibi. o zaman bunu Hırisliyan-Müslüman davasına çevirirler. Biz büyük devietlerin bu işe girmesini dc- ğii. durdurmasını bckliyoruz." Özal ANAP'a HAVA DURUMU TÜRKİYE'DE DUNYA'DA Devlet Bakanlıçjı Meteorotoii Genel Mûdûriûğü'nden alınan bilgıye göre yurdun kuzey ve ıç kesimleri parçalı buluUu, Trakya, Marmaranın doğusu, IçEge, IçAnadotu, gâ«erb«- gesı, Karadeniz *e Doğu Ana- dolunun ku2eyı sağanak ve gök gûrûltûlû sağanak yağış- lı, dığer yerfer az buluttu geçecek. Hava acaklıgı yagış alan yerlerde biraz azalacak. Rûzgâr kuzey ve batı yönlerden hafif, ara sıra oıia kuvvette, yağış anında yer yer kuvveöi olarak esecek Zonguklak « B OuMHu G J-j • Baştarafi 1. Sayfada sizlik döneminin Özal tarafın- dan başlatıldığına da dikkat çekerek " Şimdi Sayın Özal, ANAP'a yeni bir lider aramaya başlamış. Bize böyle bilgiler ge- liyor. Ancak henüz bir kesinlik yok. Böyle birçabanm nasıl so- nuçlan olacağını şimdiden kes- tirmek de güç" diyorlar. Mesut Yılmaz'ın etrafında kümeleşen milletvekilleri ve parti yöneticileri, Cumhurbaş- kanının anayasal sınırlan için- de hareket etmesi gerektiğini. ANAP'ın, Özal'ın çıkışlann- dan zarar gördüğünü dilc geti- riyorlar. Özellikle kamuoyu ile parti ilişkilcrinde Özal'ın. ANAP'ın zaafını oluşturduğu- na dikkat çeken bu milletvekil- leri. şu görüşleri savunuyorlar: "Biz. parti içindc yeni bir li- der arayışına kcsinliklc karşı olacağız. Liderimiz var vc yc- terli. Biten partiyi ayağa kaldır- dı. Diğer scnaryolar. partiyi parçalamaktan başka bir şcyc yaramaz. Böyle senaryolar üre- tileceğini de sanmıyoruz. An- cak taban vc milletvekilleri olarak genel başkanın yanında- yız. Sayın Cumhurbaşkanımı/. partimizin kurucusudur. Ken- disine gcrekli saygıda kusur etmedik. etmeyiz. Ama artık anayasal sınırlanna çekilmcli- dir." "antidemokratik yasalardan yararlanarak işçilerin elinden aldıklan gücû isüsmar etme- den" masa# başında haklannı teslim etmeleri gerektiğini savu- nan Selvi, jaraflann bir araya gelmesi için yann girişimde bu- lunacağmı kaydederek,"Bekle- yenlerin sabn taşınlmamalıdır" dedi. Öte yandan Tanm Bakanlı- ğına bağlı iş yerlerinde 15 bin işçisi bir aydır grevde olan ve TİGEM tanm işletmeleri iş yer- lerindeki 10 bin 600 işçisinin grevi engellenen Tanm-Iş Sen- dikası Başkanı Sabn Özdeş, bu koşullarda izlenecek sendika politikasını belirlemek üzere dün Ankara dışına çıkü. Ana- doluya dağılmış şubeler, grevi engellenen işçiler ve grevdeki iş- çilerle il il, iş yeri iş yeri düzenle- necek toplantılarda, işçilerin kamuoyuna seslerini duyur- mak ve tepkilerini dile getirmek üzere koymak istedikleri eylem- lerin değerlendirilmesi yapıla- cak. AT'den Belgrad'a • Baştarafi 1. Sayfada uygulanmakta olan BM yap- tınmlannı titizlikle sürdür- mekte kararlı olduklannı vurguladılar. 12 AT ülkesinin liderleri Saraybosna Havaalanı- nın açılabilmesi için AT'nin askeri müdahalede bulunabi- leceğine dikkat çektiler. AT doruk toplantısında alı- nan kararlar şöyle: "AT, Saraybosna Havaa- lanı'nm açılmasıyla ilgili ola- rak BM Güvenlik Konseyi'- nin almış olduğu 758 sayılı karann uygulanmamasından ötürü üzüntülennı bildirmek- tedir. Bu durum bazı ek ön- lemlerin alınmasmı gerektir- mektedir. AT ülkeleri gıda gibi insani yardımlann yapıla- bilmesi için Saraybosna Ha- vaalanı'nm açılması amacıy- la gerekli önlemlerin derhal alınması konusunda BM Gü- venlik Konseyi'ni harekete geçirecektir. AT her ne kadar da banşçı işlemlere öncülük tanıyorsa da bu insani yardı- mın sağlanabilmesi için askeri müdahale oiasılığını da göz önünde bulundurmaktadır." Edinilen bilgilere göre AT- nin askeri müdahalede bulun- masmı en çok destekleyen ülke Italya oldu. Ingiltere, Fransa ve Yunanistan ise as- keri müdahale önerisine karşı çıktılar. Makedonya AT liderleri, Lizbon doru- ğunun son gününde AT'nin bütünleşmesi yolundaki, süre- si iki yıl daha uzatılan AT Heyet Başkanı Jacques De- lors'un ikinci öneri paketin- den çok, Sırbistan'a karşı izle- necek ortak siyaset konusun- da görüş birliği sağlamakta zorluk çektiler. Almanya, Sır- bistan'a askeri müdahale ko- nusunda çekimser kalırken İtalya'nın bu konudaki karar- lılığı toplantmın dün sabah erken saatlerine kadar sürme- sine yol açtı. AT liderlerinin, Yugoslavya'da süren kriz için görüştükleri diğer bir konu da Makedonya Cumhuriyeti'nin tanınmasıyla ilgiliydi. Bu ko- nuda Yunanistan'ın istemleri doğrultusunda alınan ortak kararda. 12'lerin eski Yugos- lavya'mn Makedonya Cum- huriyeti'ni Makedonya adı dışında kalan başka bir isim altında ve bugünkü sınırlan içinde tanımaya niyetli olduğu belirtiliyor. Bu amaçla Make- donya'ya bir mektup gönderi- leceğf ve ismin değiştirilmesi- nin isteneceği belirtildi. Aynı kararda. Makedonya Cum- huriyeti'nin bugünkü smırla- nnın BM ve Paris Şartlan çerçevesinde korunacağına eüvence veriliyor. AT ülkeleri bu arada Yu- goslavya'da süren kanlı çatış- malardan Sırbistan'ı ve Sırbis- tan'a bağlı ordunun gösterdiği faaliyetleri sorumlu gördüğü konusunda görüşbirliği sağla- dı. Bu kanlı çatışmalardan Sırbistan'ın dışında kalan cumhuriyetleri de sorumlu gösteren AT ülkeleri, ancak en büyük sorumluluk payının Sırbistan'a ait olduğu görü- şünde birleştiler. Bu nedenle • BM Güvenlik Konseyi'nin 757 sayılı karannı destekle- mekte ısrar ettiklerini belirten • AT ülkeleri, Sırbistan ve K.a- radağ'ın oluşturduğu yeni Yugoslavya Cumhuriyeti'nin AGİK ve BM gibi uluslararası kuruluşlara üyeliğinin kabul edilmemesi görüşünü savun- dular. Kosova konusunda da Şır- bistan'a diyalog kurması jçin- çağnda bulunan AT liderleri, Sırbistan'ın Kosova'daki bas- , kılanna son vermesini ve Ko- sova'nın otonomluk isteminin Yugoslavya için yapılacak konferans çerçevesinde görü- - şülmesini önerdiler. AT lider- leri aynca Kosova'ya gözlem- , ci gönderilmesi için bu konuda , AGİK'e gerekli önlemleri al-. ması için çağnda bulundular. Mitterrand. Saraybosna'ya , i AT doruğunda alınan karar- ^ dan sonra Fransa Cumhur- ' başkanı Mitterrand, beklen- ' medik bir kararla Bosna- / Hersek'in başkenti Saray- f bosna'ya gitmek üzere dün ^ gece ülkesinden aynldı. Saat \ 22.30 sıralannda Hırvatis- ,; tan'ın Adriyatik kıyısındaki'; Split kentine ulaşan Mitter- , rand'ın karayoluyla Saray- • bosna'ya gitmeye çalışacağı açıklandı. Portekiz Dışişleri z Bakanı Jdao de Deus Pinhe- .•' rio, Lizbon'da yaptığı açıkla- ^ mada, "Bu, Fransa'nın tek 4 başına yaptığı bir girişimdir i ve AT tarafından desteklen- * mektedir"dedi. -^ Yazaşmalarda farklı ' <a • Baştarafi 1. Sayfada Edinilen bilgilere göre. Ba- kaniar Kurulu'nun olağanüstü halin uzatılması istemine ilişkin yazılan, TBMM'ye bugüne ka- dar farklı biçimlerde gönderil- di. ANAP hükümetleri döne- rninde. bu isteme ilişkin Bakan- lar Kurulu kararlan meclise bazen "bakanlar kurulunun prensip karan", bazen de "ba- kanlar kurulunda görüşülüp kararname çıkartılmasını ge- rcktirmeyen konulardan" üst başlığı ile yollandı. Aynı tarih ve sayılı kararnamelerin Başba- kanlık arşivinde saklanan örne- ği ile meclise gönderileni arasın- da da üst başlık açısından fark olduğu bildirildi. Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Müdürlüğü'nün uy- gulamasından kaynaklandığı belirtilen bu durum, TBMM Ge- nel Kurulu'ndaki son görüşme- lerde. ANAP'lılann ortaya attı- ğı savlar nedeniyle tartışma konusu oldu. AN AP'lılar, koa- lisyon hükümetinin olağanüstü halın uzalılmasına ilişkin mecli- se gönderdiği yazının "prensip karan" üst başlığını taşıması nedeniyle geçersiz olduğunu ve bunun bazı bakanlan karan imzalamaya ikna çabasından kaynaklandığını savunmuşlar- dı. Başbakanlıktan bir yetkilı, \a71nin üst başlığı ne olursa ol- sun. tüm bakanlar tarafından imzalanmış Bakanlar Kurulu karan olduğunu belirterek, bu savlann geçersiz olduğunu bil- dirdi. Aynca. Bakanlar Ku- rulu'nun, olağanüstü halin uzatılması istemi konusunda kararname çıkarmasının gerek- mediği belirtildi. Bakanlar Ku- rulu'nun yalnızca olağanüstü hal ilanı için kararname çıkar- ma zorunluluğu bulunduğunu belirten Başbakanlık yetkilisi, anayasanın 121. maddesine dikkat çekti. Anayasanın 121. maddesi, olağanüstü halin "bakanlar ku- rulunun istemi üzerine" her de- fasında 4 ayı gecmemek koşu- luyla TBMM tarafından uzatı- labileceği öngörülüyor. Başba- kanlık yetkilileri. üst başlık ne olursa olsun bakanlar kurulu- nun meclise gönderilen yazısı- nın bu istemi içerdiğini vurgula- dılar. TBMM'deki tartışmalar a-;c rasında ANAP'lılann ve Demi- . rcl'in. farklı üst başlık taşıyan < aynı tarih ve sayılı iki ayn yazı -, ortaya çıkannalannın da Ka- nunlar Kararlar Genel MüdüN ; lüğü'nün yazışma tekniğinden ,. kaynaklanmış olabileceği bildi- rildi. Dosyayı görmediğini be- v lirten bir yetkili, Kanunlar Kararlar Genel Müdürlüğü'- •, nün aynı yazıyı meclise ve arşi- -^ ve farklı üst yazılarla gönder- [ miş olabileccğıni söyledi. L
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear